Lale Devri Keyif Devri Midir? |
09-30-2010 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Lale Devri Keyif Devri Midir?Mürsel Akıncı/Samsun; “Sevgili Hocam; tarihimize Lale Devri olarak geçen devir, iddia edildiği gibi, vur patlasın, çal oynasın eğlenmekten ibaret miydi? Yoksa bilemediğimiz farklı özellikleri de var mıydı?” • Lale Devri’nin özelliği bir sulh ve sükûn devri olmasıdır Yapılan barış anlaşmaları sayesinde Osmanlı, hem devlet, hem de millet olarak huzura kavuşmuştur Bu huzur devresinde de inşaya, imara ve sanata ağırlık vermiş, sanat üretmiştir Sanat üretmek büyük toplumların işidir Bu yüzden Lale Devri, imar ve inşanın yanı sıra sanat ve edebiyatın da zirveye çıktığı dönemdir Çünkü maddi refah sağlanmıştır Dolayısıyla saray ve millet, başta lale yetiştiriciliği olmak üzere, farklı sanatsal alanlara yönelmiştir Bu dönem sadece lale üretilen bir dönem değil, aynı zamanda kültür ve sanat üretilen bir dönemdir Bundan tüm Avrupa etkilenmiş, Avrupa başkentlerini “Osmanlı modası” sarmıştır Bugün ise özellikle gençliğimiz “Avrupa-Amerika modası”nın kıskacındadır… Kendi değerlerinizi fark edemezseniz, kendinize yabancılaşır, başkasının yürüyüşünü “taklit” sevdasıyla kendi yürüyüşünüzü unutursunuz… Bu durumda yere kapaklanmak kaçınılmaz hale gelir Rüveyda Sinanoğlu/İzmir; Sultan II Abdülhamid’in eğitim seferberliği açtığını duymuştum Bunun ayrıntısına biraz girer misiniz? • Doğrudur Rüveyda Hanım… Sultan II Abdulhamid Han döneminde müthiş bir eğitim seferberliği başlatılmış ancak sonraki dönemlerde arkası gelmemiştir Bu gün bile, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) gibi, hayatiyetini devam ettiren okullar vardır Bu okul, bugün olduğu gibi o zaman da Fransızca eğitim veriyordu ve mezunları bir Fransız kadar Fransızca biliyordu Unutmayalım ki, Osmanlının nüfusunun en az üçte biri, zaman zaman üçte ikisini gayri Müslim teba oluşturmuştur Tabiatıyla bu okullara da yansımıştır Tanzimat döneminde okullarda okuyanların yaklaşık üçte birini gayri Müslim öğrenciler teşkil ediyordu ve Müslüman öğrencilerle aralarında hiçbir problem çıkmaksızın eğitimlerine sükûnetle devam edebiliyorlardı Osmanlı Devleti’nin Hıristiyan dünya ile ilişkileri nasıldı? Ebru Candemir/Trabzon; “Osmanlı Devleti’nin Hıristiyan dünya ile ilişkileri ne merkezdeydi?” • Büyüme çağında Osmanlı, anlaşma yaptığı devletlerden hiçbir belge istemez, sadece kendisi belge verirdi… Bu, kendine güvenin ve gücünün farkında oluşunun yansımasıydı Ayrıca sadece İslam dünyasını değil, Hıristiyan dünyasını da kontrol ediyordu Fransa Kralı Fransuva’nın, Alman İmparatoru Şarlken’e Pave Savaşı’nda esir düşünce, kurtarması için Kanuni’den yardım istemesi meşhurdur… Kanuni Sultan Süleyman’ın, kendisinden yardım talebinde bulunan Fransuva’ya verdiği cevabı tekrar hatırlayalım: “Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, Akdeniz’in, Karadeniz’in, Rumeli’nin, Anadolu’nun, Karaman’ın, Rum’un, Zülkadriye illerinin, Diyar-ı Bekir’in, Azerbaycan’ın, Acem’in, Şam’ın, Haleb’in, Mısır’ın, Tunus’un, Cezayir’in, Fas’ın, Mekke’nin, Medine’nin, Kudüs’ün ve şanlı atalarımın kahredici kuvvetlerle fethettikleri şan ve zafer getiren kılıcımla fetheylediğim nice diyarların sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Süleyman Han’ım “Sen ki Françe vilayetinin başı Françesko’sun “Mektup gönderip ve bazı ağız haberi dahi ısmarlayıp memleketimize düşman müstevli olup el’an hapiste idüğünüzü ilan edip kurtulmanız hususunda bizden inayet ve medet istida eylemişsiniz… “Her ne ki demiş iseniz malumum oldi İmdi padişahlar sınmak ve hapsolunmak acip değildir, gönlünüzü hoş tutup ümitsizliğe kapılmayasuz Şarlken’e haddini bildireceğim” Kanuni sefere çıktı, ama Şarlken ve Ferdinand’ın ordularını hiçbir yerde yakalayamadı Bunun üzerine Şarlken’e şu mealde bir mektup yazdı: “Bu kadar zamandır erlik davası yapıp durursun Ne senden ne karındaşunden nam ve nişan yok Sizlere saltanat ve erlik davası haramdır Belki karından dahi utanmazsın Belki kadında gayret var, sizde yok Er isen meydana gelesun, takdir ne ise yerine gele… Gel seninle saltanatı, Beç (Viyana) sahrasında paylaşalum Bu kere dahi meydana çıkmazsan, avratlar gibi çıkrık alıp padişahlık tacını takmayasın” Osmanlı Devleti ayrıca Rum Ortodoks kilisesinin merkeziydi Yine en büyük Ermeni kilisesi Osmanlı denetiminde bulunuyordu Osmanlı, zaman gelmiş Yahudileri de himaye etmiş, zaman gelmiş Luther’e ve Protestanlığa destek olmuştur Yavuz Bahadıroğlu
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|