İstanbul Vetarihi Mekanlar |
09-03-2012 | #16 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul Vetarihi MekanlarDolmabahçe Saat Kulesi Dolmabahçe Sarayı girişine Sultan II Abdülhamid tarafından 1890-1895 yılları arasında yaptırılmıştır Saray mimarı Sarki Balyan tarafından Neobarok ve Ampir tarzında yapılmıştır 2 metre yüksekliğinde ve 4 katlıdır Iki tarafında Sultan 2 Abdülhamid`in tuğrası bulunur Saatçibaşı Johann Meyer tarafından takılan Paul Garnier markalı saat 1979`da kısmen elektronik sisteme çevrilmistir ve çalışır durumdadır |
İstanbul Vetarihi Mekanlar |
09-03-2012 | #17 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul Vetarihi MekanlarDolmabahçe Sarayı Adres: Dolmabahçe Cad Beşiktaş Telefon: 0212 236 90 00 Dolmabahçe Sarayı`nın bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Boğaziçi`nin büyük bir koyuydu Osmanlı Kaptan Paşalarının gemilerini demirledikleri, geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bataklık haline gelmiş ve 17`nci yüzyıldan itibaren başlayarak doldurulmuş, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir "hasbahçe"ye dönüştürülmüştü Bu bahçede, çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahil Sarayı adıyla anıldı Beşiktaş Sahil Sarayı, Abdülmecit döneminde (1839-1861), kullanışsız olduğu gerekçesiyle ve 1843 yılından itibaren bölüm bölüm yıktırıldı Aynı yıllarda, Dolmabahçe Sarayı`nın 15000 m2`lik bir alanı kaplayan temelleri, meşe kazıklar ve ağaç hasırlar üstünde yükselmeye başladı Yapımı, çevre duvarları ile birlikte 1856`da bitirilen saray 110000 m2`yi aşan bir alan üstüne kurulmuş ve ana binası dışında onaltı ayrı bölümden oluşmuştur Bunlar saray ahırlarından değirmenlere, eczanelerden mutfaklara, kuşluklara, camhane, dökümhane, tatlıhane, mefruşat dairesi ve işliklere kadar uzanan bir dizi içinde, çeşitli amaçlara ayrılmış yapılardır Kültür-Bilim-Tanıtım Merkezi: Bu yapılardan Mefruşat Dairesi yukarıda kısaca değinildiği gibi, bu defa "Kültür-Bilim-Tanıtım Merkezi olarak, konferans, sergi, bilimsel araştırmaların yanısıra, basın ve yayın organları ile sağlıklı ve sürekli ilişkileri sürdürmek üzere, çok amaçlı bir hizmet anlayışı içinde düşünülmüş ve yeniden düzenlenmiştir Sarayın girişinde, mimari özelliği de dikkate alınarak ele alınan Mefruşat Dairesi`nde oluşturulan Kültür-Bilim-Tanıtım Merkezi`nin alt katı, Konferans Salonu, Sergi Salonu, satış merkezi ve Fotoğraf Laboratuvarı, üst katı ise Basın ve Yayın Merkezi, Kitaplık, Bilimsel Araştırma ve Saray Arşivi olarak kullanıma açılmıştır Mefruşat Dairesi`nin önündeki avlu, ilk kez Saray`ı gezenlerin yaz ve kış oturup dinlenebilecekleri bir alan olarak düzenlenmiştir Avlunun çevresindeki bir bölüm, gerekli onarım ve düzenlemelerle "Gösteri Salonu" olarak değerlendirilmiştir Bu bölümde, Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan, saray ve kasırlarımızı tanıtıcı bir program audio-visual dia gösterileri halinde sürekli ziyaretçilere sunulmaktadır Büyük bir ilgi ve beğeniyle izlenen bu renkli gösterilerin, zaman içerisinde daha da geliştirilerek zenginleştirilmesine ve aynı gösterilerin başta Beylerbeyi Sarayı ve Maslak Kasırları olmak üzere, diğer köşk ve kasırlara da yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır Bu arada avlunun bir bölümünde de ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, sarayın tarihi hüviyetini yansıtır bir biçimde modern bir kafeterya kurulmuştur Kültür-Bilim-Tanıtım Merkezi`nin alt katında yer alan Sergi Salonu`nda sunulan "Dünden Bugüne Osmanlı Sarayları" Sergisi, bugün ayakta kalmış, değişmiş veya yıkılmış bulunan saraylarımız konusunda belge niteliğindeki resimleri biraraya getirmekte ve böylece "Saraylar"ın bir boyutuna ışık tutmaktadır Bugüne kadar gezenlerin büyük ilgisini çeken bu resimler ayrıca basılmış ve böylece kalıcılıkları da sağlanmıştır Satış Merkezi`nde ise, Kültür-Bilim-Tanıtım Merkezi tarafından üretilen çeşitli kartpostal, dia, videokaset, poster, rehber, kitap, broşür ve benzeri tanıtım malzemeleri satışa sunulmuş bulunmaktadır Harem: Önemli bir girişim de, Dolmabahçe Sarayı "Harem" bölümünün 28 Kasım 1985 tarihinde yeniden düzenlenerek geziye açılmasıdır Dolmabahçe Sarayı`nın yaklaşık üçte ikisini kaplayan Harem Dairesi`nin açılması, yurt içi ve yurtdışında da büyük ilgi görmüş, bu durum sarayın bütünleştirilmesi yolunda önemli bir adım olarak nitelenmiştir Harem Dairesi`nin açılması ayrıca bugüne kadar yeterince bilinmeyen birçok ilginç ayrıntının tanınmasına neden olmuştur Cariyeler Dairesi ve Diğer Birimler: "Cariyeler Dairesi", "Gedikli Cariyeler Dairesi", "İç Hazine", "Harem Bahçesi" ve Atölyelerin kısa sürede onarılarak açılması da plânlanmıştır Bu bölüme yeni imkânlar getirecek, "Valide Kapı"nın açılışıyla, "müze içinde müze" anlayışı buraya da yansıyacaktır Değerli Eşyalar Sergi Salonları: Harem Dairesi ile birlikte 28 Kasım 1985`de açılan ,"müze içinde müze" niteliğini taşıyan yerlerden birisi de "Değerli Eşyalar Sergisi Salonu"dur Gördüğü büyük ilgi nedeniyle, kısa zamanda ikincisinin oluşturulduğu bu sergilerde, değişik bir düzenlemeye gidilmiş, çarpıcı bir görünüm elde edilmiştir Bilindiği gibi sultanların ve yakın çevrelerinin günlük yaşamlarında ve törenlerde kullandıkları değerli eşyalar, bugüne kadar özenle saklanmaktaydı İlk kez özel oluşturulan bir mekânda, tarihi ve anı değeri yüksek bu zengin malzemenin sınırlı bir bölümü zaman zaman değiştirilerek, tüm yerli ve yabancı ziyaretçiler ile araştırmacıların istifadesine sunulmaktadır Sarayın Kuşluğu: Aynı amaçla, Dolmabahçe Sarayı`nın "Kuşluk Bahçesi" yeniden ele alınmış, içindeki "Kuşluk" canlandırılmaya çalışılmış, "Kuşluk Köşkü" ve "Kuş Hastanesi" de bu amaçla onarılmıştır Osmanlı saray kuşluklarından bugüne ulaşabilmiş en büyük örnek olan Dolmabahçe Sarayı Kuşluk`u, Saray`ın Sanat Galerisi`yle birlikte gezilebilen ayrı ve ilginç bir bölümüdür Bu özgün birim bir dinlenme mekânı olarak saray bütünü içinde yer almaktadır Zaman içinde arşiv belgelerinin de vereceği ipuçlarıyla Kuşluk eski işlevine kavuşacaktır Bu süre içinde kuşlarla ilgili bir kitaplık oluşturulmakta, poster, kartpostal gibi tanıtım malzemesi üretilmekte, ilginç bir sürekli sergi düzenlenmekte, çocuklar bu yolla eğitilirken, büyükler de bu tarihi ve doğal zenginlik içinde dinlenme olanağı bulmaktadırlar Sanat Galerisi: Kuşluk Bahçesi`nin ve Kuşluk Binası`nın bir diğer önemi de, girişinde "Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi"nin açılmış bulunmasıdır Ziyaretçiler, örneği az bu Galeri`de açılan sergilerle, saraylıların zengin ve tarihi tablo kolleksiyonlarından seçkin örnekleri görme fırsatını bulmaktadırlar Örneğin, bu Galeri`de `14 Uluslararası İstanbul Festivali` kapsamında açılmış bulunan "Osmanlı Sarayında Yabancı Ressamlar II" Sergisi daha önce açılan, "Saraylarımızdan Tablolar", "Öncü Türk Ressamlarından Bir Kesit", "Osmanlı Sarayında Yabancı Ressamlar I" sergileri büyük ilgi görmüştür Bunları ise "Sarayda Manzara Resimleri" izleyecektir Bu bölüm, İstanbul yaşamında özel bir yeri olan Camlı Köşk`le birlikte, her geçen gün daha da yoğun biçimde yeniden değerlendirilerek, özellikle kültür ve sanat çevrelerinin sürekli kullanımına sunulmaktadır Bu sergiyle birlikte, Dolmabahçe Sarayı dünyadaki benzerlerine uygun olarak değişik boyutlu bir bölüme daha kavuşmuş bulunmakta ve ayrıca müze-saray olarak çok farklı zenginliklere ulaşmaktadır Burada sergilenen malzemede yer yer karşımıza çıkan Sultan Tuğraları ve kullanılan ilginç taşlar, Osmanlı saray yaşamının bir uzantısı olarak yeni değerlendirmeleri beklemektedir |
|