Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
başka, eskişehir, şehir

Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #1
hayko26
Icon46

Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir



Yöresel Yemekler



Toğga Çorbası:
Et suyu ile pirinç kaynatılır Yumuşayınca ayrı bir kapta un, yumurta ve yoğurt suyla ezilerek çorbaya katılır Kaynayınca tereyağ, kımızı biber ve nane kızdırılarak dökülür Aynı çorba göce kaynatılarak yapılırsa göce çorbası adını alır



Miyane Çorbası : 2 çorba kaşığı kadar tereyağında 15 kahve fincanı ölçüsünde un hafif kavrulur 4 bardak tavuk suyu, bu una yavaş yavaş eklenir Karıştırılarak kaynatılır Tuzu konur Limon sıkılarak içilir yada çorbanın üzerine çiğ domates rendesi konur



Düğü Köftesi Çorbası : Düğü, tuz ve un hamur yapılır Fındıktan biraz ufak elde yuvarlanır Yağda kıyılmış biberler hafif kavrulur daha sonra domates rendesi ilave edilir, biraz çevirdikten sonra 1 yumurta kırılır ve karıştırılır ve üzerine kaynar su ilave edilir Kaynayan suya hazırlanan hamurlar salınır 10 dk beraber pişirilir ve servise sunulur

Tutmaç : Ayıklanıp yıkanmış olan yeşil mercimek biraz suda iyice haşlanır Üzerine 4 bardak su veya et suyu ilave edilerek kaynatılır Kaynamakta olan mercimeğe iki su bardağı erişte (ev makarnası) ilave edilerek pişirilir, kabarmaya bırakılır 4 çorba kaşığı tereyağ veya margarin eritilerek yarpız içine atılıp kavrulur ve yemeğe dökülür İki diş sarmısak katılıp üzerine yoğurt ilave edilip karıştırılarak servis yapılır

Bamya Çorbası : Bamyalar 1 peçete arasında ovulur (Kenar kılçıklarının çıkması için) 1 tencere üzerine çıkacak kadar su konur Bir tutam tuz atılıp yarım saat haşlanır İplerinden sıyrılıp hazırlanır, kuşbaşından küçük doğranmış etlerde ayrı bir kapta haşlanır soğan yağda pembeleştirilir Sulandırılmış salça ilave edilir, 1 taşım kaynatılıp et suyu dökülür kaynamaya başlayınca limon suyu dökülür Haşlanmış bamya ve etlerde dökülür Tuz koyup yarım saat pişirilir Servise hazırlanır

Harşıl : Ispanak yıkanıp süzülür ve haşlanır, haşlanmış ıspanak püre haline getirilir, yoğurt ince kıyılmış taze soğan ve çerkez tuzu ilave edilerek karıştırılır, bu karışım ıspanakla karıştırıldıktan sonra haşlanmış iki adet yumurta ile süslenip servise sunulur

Kelem Dolması (lahana Dolması) : Lahanalar bir tencerede tuzlu suda erimeyecek şekilde haşlanır suyu süzülüp sıkılır 1 cm eninde boyuna ince şeritler halinde getirilir Ayrı bir kapta soğan rendelenir Kıyma, bulgur, salça, tuz, karabiber ile bir avuç su katılarak içi yoğrulup hazırlanır İçten fındık büyüklüğünde parçalar alınıp şerit haline getirilmiş lahanalara döndürerek sarılır Pişeceği tencerenin dibine acı biber çıtlatılıp yerleştirilir Dolmalar dizilip kenarlarına sarmısaklar konur 1 su bardağı su konup kısık ateşte pişirilir

Katlama Böreği :
Un, yoğurt, sıvı yağ, su ve tuz karıştırılarak yumak haline getirilip dinlendirilir Biraz un ve nişasta ile tavlanıp, yedi pazı (yufka) açılır Açılan her pazı yağlanır Sonra bu pazılar rulo haline getirilir ve birer parmak arayla kesilir Kesilen hamurlar tekrar açılır ve bol yağda kızartılır Kabarması için de göbek kısmına kaşıkla hafifçe vurulur Piştikten sonra üzerine bir miktar toz ya da pudra şeker ilave edilerek servis yapılır

Çerkes Sofrası (Abısta) : Süt ve su büyükçe bir tencereye konularak tuz ilave edilip 90 derece kaynatılır, kaynar suyun içerisinde mısır unu ilave edilerek tahta kaşıkla kaynatılmak suretiyle pişirilir Karışım sertçe bir hamur haline gelinceye kadar pişirildikten sonra sofraya alınır ve yuvarlak bir şekilde sofra üzerine yerleştirilir, ortası kaşıkla oyulduktan sonra içerisine tereyağı konulur, etrafına çerkes peyniri dizilir ve ayrı bir tabak içerisinde önceden hazırlanan çerkes tavuğu ile birlikte sıcak olarak servise sunulur

Yufkalı Büryan (Börek) :
Piliç haşlanarak, kemiklerinden ayrılarak, iri olarak parçalanır Diğer tarafta zeytinyağında önce bademler kızartılarak bir tabağa alınır Soğan aynı yağda sarartılır Haşlanmış pirinç ilave edilerek 1-2 dakika karıştırılır Tavuk suyu 3 bardak ilave edilir Pilav gisi pişirilir Suyunu çekince üzerine diğer iç malzeme eklenir (et, badem, baharat) Yoğrulan hamur baklava usulü nişasta ve un ile tek tek açılarak ve araları yağlanarak 4 yufka tepsiye kenarları taşırılarak döşenir Ortasına hazırlanan iç konur Diğer 4 yufka buruşturularak, üstüste yağlanarak konur Alttan taşırılan yufkalar kenarları kıvrılarak kapatılır Üzeri yağlanır Sıcak fırında üzeri pembeleşinceye kadar pişirilir Sıcak olarak servis yapılır

Arabaşı :
Una su ve tuz katılarak bulamaç halinde pişirilir Tepsiye dökülüp, dondurulur Küçük küçük kesilir, tepsinin ortası açılır Bir tas içinde tavuk suyuna limon ve acı biber konur Yerken hamur, tavuk suyu ile beraber çiğnenmeden yutulur

Mercimekli Bulgur Pilavı :
Soğan ince doğranır, tereyağında pembeleştirilir 1 yemek kaşığı salça ve domates rendesi de eklenir Et suyu konur 1 ölçü su, 1 ölçü bulgur göz önünde bulundurularak, su kaynayınca bulguru atılır Tuz, karabiber konur İnmesine yakın içine haşlanmış mercimek, bir su bardağı ölçüsünde eklenir

Düğün Pilavı :
1 ölçü pirinç tuzlu sıcak su ile haşlanır, bekletilir Öte yandan tavuk yada kuşbaşı et haşlanır, pişirilir 1 avuç nohut haşlanır, hazırlanır, Pirinçler bol suyla yıkanır Tencerede tereyağ eritilir, yağ kızınca pirinçler içine atılır, kavrulur Sonuna doğru nohutlar, en son etler yağda kavrulur Pirinçler parlayınca 1 ölçü pirince 2 ölçü su ölçüsünde et suyu konur Tuz, karabiber, türlübahar konur Hafif ateşte demlendirilir

Haşhaşlı Gözleme :
Un, su, tuz ile kulak memesi kıvamında hamur yoğrulur Kavrulmuş, çekilmiş haşhaş sıvı yağla inceltilir İçine biraz tuz konur Hamurdan elma büyüklüğünde bezeler yapılır Oklavayla, çok ince olmayan 25-30 cm çapında yufka açılır Üzerine hazırlanan haşhaş sürülür Bir kenarından başlayarak ve aralara da haşhaşlı karışım sürülerek 3-4 kat olarak katlanır Aynı işlem enine olarak da yapılır Böylece kare biçiminde, katı bir gözleme elde edilir Bu gözleme, oklavayla, kare biçimi korunarak açılır 20x20 cm büyüklüğüne ulaşır Toprak saçta, meşe odunuyla, yağlayarak, orta ateşte yavaş yavaş pişirilir

Mercimekli Mantı :
Un, tuz, 1 yumurta ve suyla hamur yoğrulur Yufka açılır Kareler şeklinde kesilir İçine haşlanmış mercimek, tuz, karabiber karışımı konur Her kare ayrı ayrı mantı biçiminde kapatıldıktan sonra yağlanmış tepsiye dizilir Ocağın üzerinde çevire çevire altı kızartılır Sonra üzerine kaynayan su konup pişirilir Sarmısaklı yoğurtla servis yapılır Üzerine yağ gezdirilir

Ağzı Açık :
Yukarıda anlatılan katmer hamuru son kez iyice açıldıktan sonra kareler şeklinde 10x10 cm boyutunda kesilir İçine haşlanmış mercimek, tuz, karabiber karışımı konur Karenin iki kenarı, dikdörtgen olacak biçimde kapatılır Alt ve üst kenarları açık kalır Bunlar, yağlanmış tepsiye dizilir Fırında pişirilir

Çiğbörek(Çibörek-Şırbörek) : Kırım tatarlarına özgü olan yemeklerin başında gelmektedir Un, su, tuz karıştırılarak hazırlanan hamurun içerisine, soğan, baharat ve kıyma ile hazırlanan iç konulup kızgın yağda kızartılır

Met Helvası :
İsmini, met(çubuk) ve aşık kemiği ile birlikte oynanan bir sokak oyunundan almıştır Met Helvası, met oyunu sonucunda yenilen tarafın uzun kış gecelerinde helva çekmesiyle oluşan bir geleneğin ürünüdür Özel karışımlı bir hamurun şekerle birlikte lifli hale dönüştürülmesi ile oluşur

Boza:
Sarı mısırın suyla kaynatılarak mayalandırılması daha sonra soğutularak süzülüp şekerle karıştırılarak birkaç gün bekletilmesiyle oluşan içecektir 1955 yılında özel karışımlı bozalarına Kara Kedi Bozacısı adıyla patent alan firmanın merkezi köprübaşı caddesindedir Çevre illerden bile boza almak isteyenler görülür

Göbete :
İlk önce un maya kullanılmadan yoğurt ve margarinle yoğrulur Elde edilen hamur ikiye ayrılır Hamurun yarısı açılarak siniye yerleştirilir Daha önceden hazırlanan iç malzeme, kavrulmuş kıyma, karabiber ve haşlanmış pirinç hamurun üzerine sürülür Hamurun öteki yarısı ise iç malzemenin üzerine serilir Hamurun kenarları birleştirilir Üzerine yumurta sarısı sürülür Hamur baklava dilimleri haline geldikten sonra tepsi içerisinde fırında pişirilir

__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #2
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir








Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #3
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir










Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #4
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir





Yunus Emre: Hak ve halk şairi Yunus Emre, 1240 (Hicri 638) yılında Eskişehir’in Mihalıççık ve Sivrihisar ilçeleri arasında kalan ve bugün kendi adıyla anılan Sarıköy’de doğmuştur Pek çok önemli şiirini içinde bulunduran Risalet-ün Nushiyye isimli mesnevisini 1307 – 1308 (Hicri 202) yıllarında yazdığı anlaşılmaktadır Şiirlerini bir araya getiren Divan’ı ölümünden sonra sevenleri tarafından düzenlenmiştir Şiirlerinden Mevlana Celalettin Rumi’nin çağdaşı olduğu, onu tanıdığı, toplantılarına katıldığı ve kendi deyişiyle onun ‘ görklü nazarından ‘(güzel ve gösterişli bakış açısından) ilham aldığı anlaşılmaktadır 1320 (Hicri 270) yılında Sarıköy’de vefat eden Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti’nin son yılları ile Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş yıllarına denk düşen önemli bir dönemde yaşamıştır Türk-İslam halk düşüncesinin en önemli yapı taşlarından birisi olan Yunus Emre, şiirlerinden de anlaşıldığı üzere, Mevlana, Ahmed Fakıh, Geyikli Baba ve Seydi Balum ile de çağdaştır Mezarı Eskişehir Sarıköy’dedir Demiryolu hattı, mezarının yakınından geçmesi nedeniyle 1946’da yeni bir mezar ve anıt çeşme yapılmaya başlanmış, naşı 1949’da buraya taşınmıştır 1964’te başlayan son mezar yeri inşaatı 1970’te bitirilmiş ve naşı tekrar taşınan Yunus Emre, o tarihten beri bu anıt mezarda yatmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #5
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir




Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #6
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir





Seyyid Battal Gazi: 8 yüzyılda yaşamış, İslam ordularına İstanbul’un fetih yolunu açan efsanevi halk kahramanıdır Türk-İslam tarihi içerisinde kahramanlığı ile destanlaşarak yerini almış komutan ve asker Seyyid Battal Gazi Malatya’da doğmuş ve ömrünün son zamanlarını Eskişehir’in Seyitgazi İlçesinde geçirerek burada ölmüştür Türbesi, Eskişehir İli, Seyitgazi ilçesinde bir tepe üzerindeki külliyede bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #7
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir





Kanuni Sultan Süleyman'ın vezirlerinden Gazi Mustafa Paşa tarafından 1525 yılında, içinde Mevlevihane, imaret, aşevi, kervansaray ve sübyan mektebinden oluşan külliye ile yaptırılan Kurşunlu Camisi yıllara meydan okuyor Kentin en eski yerleşim birimlerinden Odunpazarı bölgesinde bulunan Kurşunlu Camisi, Eskişehir'in en eski tarihli camilerinden biri Paşa Mahallesi Şeyh Şemsettin Sokak'ta yer alan cami, bitişiğindeki Mevlevihane, misafirhane, imaret, aşevi, büyük ve küçük kervansaray ve sübyan mektebinden oluşuyor Adını kurşunla kaplı kubbesinden alan camı, çeşitli dönemlerde onarım geçirdi
Kurşunlu Cami'nin bahçesi l966-1974 yıllarında Arkeoloji Müzesi olarak hizmet verdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #8
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir



Dorylaion (Şarhöyük, Eskişehir) (Eskişehir-Merkez)

Eski ve Orta çağlarda Yunanca Dorylaion, Latince Dorylaeum ismi ile, Arap kaynaklarında ise adı Darauliya, Adruliya ve Drusilya olarak geçen Dorylaion bugünkü Eskişehir İli’dir Dorylaion, antik kaynaklarda önemli yolların kavşak noktasında kaplıcaları ile ünlü, ticaret ile zenginliğe kavuşmuş bir Frigya (Phrygia) şehri olarak geçer ve şehrin kurucusu olarak Eretrialı Doryleos gösterilir
Kentin geçmişi, İÖ4000’e (Bakırtaş Çağı) kadar uzanmaktadır Yörede İÖ 3000-2000 arasındaki İlk Tunç Çağı ile İÖ 2000-1500 dönemindeki Orta Tunç Çağından kalan yerleşim alanları bulunmaktadır Bu dönemde, Asur tüccarlarının, yöre sınırlarına dek etkin oldukları bilinmektedir Yörede yapılan kazılarda, Hitit İmparatorluğu dönemini de kapsayan Son Tunç Çağına ait (İÖ 1460-1200), az sayıda da olsa Hitit yerleşim merkezinin varlığı saptanmıştır
Hitit İmparatorluğu sonrasında, Frigler yörede güçlü bir devlet kurmayı başardılar O dönemlerde Frigler’in Asurlular ve Urartular ile yakın ilişkileri vardı Asurlular’la Urartular arasındaki toprak kavgaları Frigler’in bölgede kesin denetim kurmalarını sağladı Ancak, İÖVIIIyüzyılda güçlenen Lidya’nın baskısı ve ardı kesilmeyen Asur akınları sonucunda güçsüzleşen Frigya egemenliği VIIyy’da Kimmerler’ce yıkıldı Eskişehir yöresi, İÖ 676-546 arasında Lidya yönetimi altında kaldı

Bizans çağında önem kazanan kentte imparator Iustinianus’un yazlık sarayının varlığından söz edilir XIXyüzyılda birçok gezgin ve bilim adamı, bölgeye yaptıkları gezilerin ve araştırmaların sonucunda Eskişehir’in 3 km kuzeydoğusunda, Porsuk Çayı’nın kuzeyinde yer alan bugünkü adıyla Şarhöyük ören yerinin antik Dorylaion şehri olduğunu saptamışlardır Burası 17 m yüksekliğinde, 450 m çapında Orta Anadolu’nun orta büyüklükteki höyüklerinden biridir Burada 1989 yılında itibaren Kültür Bakanlığı ve Anadolu Üniversitesi adına Prof, Dr A Muhibbe Darga başkanlığında bir ekip tarafından arkeolojik kazılara başlanmıştır Halen devam etmekte olan kazılarda, höyükte İlk Tunç Çağı’ndan başlayan bir yerleşme olduğu saptanmıştır

Dorylaion - Şarhöyük, Bizans’ın Selçuklulara karşı korunmasında büyük rol oynamış ancak 1176’da Selçuklu Sultanı II Kılıçarslan’nın Bizans İmparatoru Manuel Komnenos’u mağlup etmesinden sonra kent, Selçukluların egemenliği altına girmiştir Bundan sonra uzun bir zaman yıkık ve terkedilmiş olan Dorylaion-Şarhöyük’ün yakınında, harabenin güneyinde yeni bir yerleşme kurulmuştur W M Ramsay’in bildirdiğine göre, büyük olasılıkla Dorylaion harabelerine Eskişehir adı verilmiş ve bu ad o zamandan günümüze uzanmıştır


Dorylaion (Eskişehir)’daki eserleri:
Yazılıkaya Frig Vadisi:
Frigler MÖ 1200 yıllarında Anadolu da Hitit egemenliğine son vererek güçlü bir siyasi birlik oluşturmuşlar ve zamanla çok geniş bir bölgeye yayılarak yeni yerleşim birimleri kurmuşlardır Bu yerleşim yerlerinden biri de Eskişehir İli, Han ve Seyitgazi ilçeleri arasında yer alan ve ormanlarla kaplı olan vadidir Bu vadi günümüzde Frigya Vadisi olarak biliniyorFrig vadisi Kütahya-Eskişehir-Afyon Bölgesinde yer almaktadır Bölgenin önemli bir bölümü Eskişehir’de yer almaktadır


Antik Yazılıkaya Kenti: Friglerin en yoğun olarak yaşadıkları kentlerden biri olan Antik Yazılıkaya Kenti, bugün Eskişehir iline bağlı Çifteler ilçesinin 39 km güney batısında bulunuyor Frigler, bu coğrafyadaki kayaların kolay işlenebildiğim görmüş ve zamanla kayaların içinde kendilerine yeni bir yaşam biçimi yaratmışlardır


Frig Kaya Anıtları: Frig Kaya Anıtları Frig dininin tek tanrısı Ana Tanrıça Kybele’ye adanmıştırKentin en görkemli anıtı Midas Anıtı MÖ 550 ile tarihlenmektedir Dinsel bir yapı olduğu bilinen bu anıta bir açıkhava tapınağı da diyebiliriz Ahşap mimarinin kaya üzerine uyarlanmış en güzel örneği olan anıt adını yazıt içinde okunabilen "Midai" sözcüğünden almıştır ve cephesi doğuya bakar Midas Anıtı’nın 210 m güney batısında yer alan ve Bitmemiş Anıt (Arazastis Anıtı) olarak adlandırılan yapı yörenin en önemli dinsel yapılarından birisidir Bitkisel Motifli Anıt, Küçük Yazılıkaya ve Bahşeyiş Anıtı diğer önemli kaya anıtlarıdır


Friyg Kaya Mezarları: Frig kaya mimarisinin zarif örneklerini anıtsal kaya mezarları’nda da görmek mümkün Gerdekkaya Mezar Anıtı Yazılıkaya-Seyitgazi yolunun 3 km, sinde Çukurca Köyü yakınlarında bulunur, iki adet mezar odası bulunan Gerdek Kaya anıtının çevresindeki kayalarda da çok sayıda kaya mezarları bulunuyor Hamamkaya ve Arslanlı Mabet olarak adlandırılan yapılar bunlardan yalnızca birkaçı


Frgy Kaleleri: Yazılıkaya’ya ulaşan yollara hakim olan tepelerde bulunan, bir zamanlar soyluların ve askerlerin yaşadıkları Frig kaleleri, Friglerin yaşam biçimini anlatan en önemli yapıtlardandır


Frig Antik Zahran deresi: Türkmen Dağının zirvesine yakın yerde bulunan Zahran Deresi, Kırka Beldesinin Göcenoluk (Yeniköy) ve Sandıközü köyleri arasında, yemyeşil bir vadide akmaktadır Berber Odası olarak bilinen anıtsal mezar, bu mezarın yanında bulunan Gizli Geçit ve kayalıklara oyularak yapılan Yer Altı Şehri bölgenin en ilgi çeken yapılarındandır


Doğanlı Kale: Yedi kattan oluşmuş ve uzaktan bakıldığında bir doğan başını andıran görüntüsüyle vadinin en önemli yapıtlarından birisi olan Doğanlı Kale aynı zamanda da nekrepol (kaya mezarı)dur Deveboynu Kalesi, Pişmiş Kale, Gökgöz Kalesi ve Akpara Kalesi ise diğer önemli kalelerdir


Çavlum Köyü Mezarlığı: Şehir merkezinin 16 km doğusunda, Alpu Ovası’nda yer alan ve 1995 yılında Eskişehir Arkeoloji Müzesi tarafından tespit edilen mezarlık, Erken Hitit döneminin (Orta Tunç Çağı) en önemli kalıntılarından biridir Anadolu Üniversitesi’nin de desteğiyle, 1999 ve 2001 yıllarında, bölgede kazılar yapılmış ve döneme ait gömme gelenekleri konusunda pek çok bilgi edinilmiştir Kazılar sonunda Çavlum Köyü mezarlık alanında 46 adet mezar bulunmuştur Bu mezarlardan 44’ü küp mezar, ikisi ise basit toprak mezardır Mezarlarda 59 adet birey iskeletine ve döneme ait çanak, çömlek, testi, metal ve değişik taşlardan yapılmış kolye, küpe, yüzük, saç halkası gibi buluntulara rastlanmıştır Kazılara devam edilmektedir


Odunpazarı Sit Alanı:Eskişehir’in en eski yerleşim merkezi konumunda olan Odunpazarı, Osmanlı Evleri’nin yer aldığı kültür mirasımızın öğeleri olan sivil mimarlık örneklerindendir Odunpazarı eski mahalleleri, dar sokakları, eski evleri ve çeşmeleriyle "Eski Türk Şehri" görünümünü günümüze kadar korumuştur 1978 yılında ilk kez başlatılan koruma çalışmaları sonuç vermiş ve 1988 yılında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca 154 adet sivil mimari örneği, 20 adet de anıtsal yapı koruma altına alınmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #9
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir



Pessinus (Ballıhisar) (Eskişehir-Sivrihisar)

Pessinus ören yeri, Ankara-Eskişehir karayolu üzerinde Sivrihisar yakınlarındaki Ballıhisar’da bulunmaktadır Antik şehrin üzerinde bugün Ballıhisar köyü kurulmuştur Burası, antik kaynaklarda Matar Dindymene, Mâgna Mater, Agdistis Dindymene denen Frig baş tanrıçasının kutsal kenti olarak ün salmıştır
Pessinus, tanrıların anası Kibele olarak anılan tanrıçanın ünlü kutsal yerleşmesiyle birlikte "Rahipler Devleti" şeklindeki antik bir Frig yerleşmesi idi Ana Tanrıça’nın şekilsiz taştan yapılmış kült heykelinin (Baitylas) gökten indiğine inanılıyordu Kent, Bergamalılar’ın egemenliği altında kalmıştı, fakat Galatlar’ın saldırısına rağmen buradaki rahipler sınırlı bir özgürlüğe sahip olabilmişlerdi Kenti beş Frigyalı ve beş de Galat rahiple birlikte bir baş rahip yönetmişti 204 yılında Roma senatosunun Pessinus’a elçiler gönderip Kibele’nin kült heykelini Roma’ya getirtmesi ve orada inşa ettirilen bir tapınağa bu heykelin yerleştirilmesiyle kent çok büyük bir üne kavuştu 25 yılında Augustus, Galatia eyaletini kurunca, Pessinus Romalıların yönetimine geçmiştir
Gerek dini, gerek ticari yönetimi rahiplerce yerine getirilen bu kent, Galatların hakimiyet alanında Galatlardan bağımsızca hareket etme özgürlüğüne sahip, Bergama krallığı ile iyi ilişkiler içinde olan zengin bir dini merkez konumundaydı Roma döneminde Eskişehir’in güneyindeki Dağlık Frigya bölgesi; Nakoleia’ya (Seyitgazi), bölgenin en önemli merkezlerinden biri olup dönemin ana ticaret yollarından biri Dorylaion’dan Nakoleia’la geçip, buradan iki değişik hat takip ederek Apameia (Dinar) ve kıyıya ulaşmıştır Bölgede Roma dönemine ait önemli kültür kalıntıları arasında Kümbet köyünde bulunan ve Solon’un mezarı olarak adlandırılan anıtsal kaya mezarı, cephesi bezemeli kaya mezarlarından oluşan Kümbet - Köristan nekropolü, Yapıldak - Asar kaya, kaya mezarları, Büyükyayla - Seyrecek nekropolü sayılabilir


Tapınak: Yapı çok ilginç bir plana sahiptir Dar kenarlarında altı, uzun kenarlarında on bir sütun bulunan peristasis (antik tapınağın etrafını çeviren sütun dizisine verilen ad) Hellen tapınağının değişik bir uygulamasını göstermektedir Yapıyla ilişkisi olan ve bir theatron (Antik Yunan tiyatrosunda seyircilerin oturduğu kısma verilen ad) işlevi gören gösterişli bir basamak sırası ortaya çıkarılmıştır Bu nedenle Belçikalı araştırmacılar onu bir tiyatro-tapınak olarak tanımlamışlardır Ancak ProfDr Ekrem Akurgal söz konusu basamakların Kibele kültü ile ilgili olduğunu ileri sürmüştür Çünkü tapınağın yeraltı bölümü Aizonai Tapınağı’nda olduğu gibi buna işaret etmektedir Mimari süslemelerine göre tapınak MS 1 yy’ın ilk yarısında yapılmıştır Açık bir alanı üç yandan çeviren portiko (çatısı sütunlarla taşınan hol) kalıntıları buranın bir agora olarak düzenlendiği görünümünü vermektedir Yapı, eski Anadolu kültürleriyle ilişkili Hellen tapınakları şeklinde batıya bakmaktadır


Nekropol: Kentin nekropolünde yapılan kazılarda ön yüzleri kapı şeklinde olan Geç Roma mezarlarının güzel örnekleri bulunmuştur Nekropol seramiğini inceleyen İnci Bayburtoğlu’na göre halen Ballıhisar’daki yerel bir depoda korunan mezar taşları MS 3 ya da 4 yy’a tarihlenebilir Bunların içinde en önemlisi üzerinde bir aslan heykelinin yer aldığı steldir
Belçikalı arkeologlar, Pessinus’un sığ vadisinde yapılmış geniş ve olasılıkla uzun bir kanalı da ortaya çıkarmışlardır Bu kanalın her iki yanı basamaklıdır ve söz konusu basamaklar yazın kanaldaki su düzeyi aşağı indiğinde vatandaşlara kolaylık sağlıyordu Bundan başka kanalın kuzey ucundan Roma çağında varolan derenin suyunu düzenleyen kapatma sistemini de Belçikalı arkeologlar bulmuşlardır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #10
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir



Midas (Yazılıkaya) (Eskişehir-Çifteler)

Çiftelere 39 km uzaklıkta bulunan Yazılıkaya, binlerce yıl önce kayalık bir platform üzerine kurulmuştur 1315 metre yükseklikte, dikdörtgen şeklindeki, Frigya yaylası üzerinde bulunmaktadır Roma devrindeki yazarlar, bu bölgenin havasının sağlıklı ve toprağının bereketli olduğundan söz etmişlerdir Bardakçı Suyu da bu bölgeden geçmektedir Midas Anıtı, Frigya sanatının tipik bir örneğidir Bu anıt, bir mezar anıtı olmayıp, Frigya’da pek çok kaya anıtı örneğinde görüldüğü gibi, bir Kybele (Ana Tanrıça) heykeli koymak üzere yapılmıştır Anıtın üzerinde Frig yazıları olduğundan "Yazılıkaya", yazılarda ise "Midas" adı geçtiğinden "Midas Amiti" denmiştir Kült anıttır Midas Anıtı’nın M Ö 550 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır Kaya üzerinde, bir tapınağın cephesi biçiminde işlenmiştir Cephesi doğuya bakmaktadır Anıtın en ilginç yönü, üzerinde henüz çözülememiş olan ve ilk kez 1839 yılında Ch Texiker tarafından yayınlanan, üç yazıtın bulunmasıdır
Birinci Yazıt:
Alınlığın üzerindeki kaya çıkıntısı üzerinde bulunan 11 m uzunluğunda ve 45 cm büyüklüğündeki harflerin yazılı olduğu bir yazıttır Frig dili ile ilintili "Ateş" ve "Midai" sözcükleri belirgin olarak okunmaktadır Ateş, Frigliler’in bir tanrısıdır Midai, efsanelere göre Kral Midas’ın annesi ve ürünlerin koruyucusudur Aynı zamanda, demirin keşfi de bu tanrıçayla ilgilidir Bu yüzden, bu anıt ile demir endüstrisi kökeni arasında bir bağlantı vardır
İkinci Yazıt:
Midas Anıtı’nın iki ucunda dikdörtgen şeklindeki bir girintinin, dip duvar ve yan duvarı üzerinde, 45 cmlik harflerle işlenmiş bir yazıttır
Üçüncü Yazıt:
Kuzey taraftaki dikdörtgen dikmenin üzerinde, yukarıdan aşağı 25 cm büyüklüğündeki harflerle yazılmıştır Yazıtın başındaki "BABA" sözcüğü belirgin olarak okunmaktadır
Küçük Yazılıkaya:
Midas Anıtı’nın, 210 metre güneybatısında yukarıdan aşağıya işlenmeye, oyulmaya başlanmış; ancak alt kısmı işlenilmeden kalmış bir anıttır Midas Anıtı ile benzer yönleri vardır Üstte süslü bir alınlık, iki yanda geometrik motifler yine üstte yatay bir motifle birleşir Anıtın işlenmiş kısmı, 180 metredir Bu anıtın da Midas Anıtı gibi, dinsel törenlerde kullanılmak için yapılmaya başlanmış olduğu sanılmaktadır
Midas’daki diğer eserler:
Kümbet Asar Kalesi:
Kümbet Vadisi’ndeki bu kale, Frig Çağı’nın özelliklerini taşır Kayaya oyulmuş merdivenler, yeraltı geçitleri, kaya yüzlerine işlenmiş geometrik süslemeler, tipik Frig Kaya Kalesi’nin en güzel örneklerini oluşturmaktadır
Yapıldak Asar Kale:
Kümbet Vadisi’nin güneyinde, Yapıldak Köyü’nün kuzeybatısındadır
Ballık Kale:
Kümbet’in doğusun-dadır Tipik bir Frig yerleşim yeri ve gözetleme kalesi örneğidir
Keskaya:
Karacaalan Köyü’nün batısındadır 1953 yılında, taş blokları buradan Eskişehir’e taşınarak, Merkez Bankası’nın inşasında kullanılmıştır
Arezastis Anıt:
Midas Kenti’nin 1500 m kuzeyindeki bir kayanın içi oyularak yapılmış bir anıttır Bu anıtın alınlığının sağ üstündeki yazıtta, "Arezastis" sözcüğü okunabildiği için bu isim verilmiştir Anıt 7 m yükseklikteki dik bir yüzeyin üstündedir Bu anıtın, en ilginç yönü de Frig yazıtlarını çok iyi taşımasıdır Bu anıtın 674 yılından önce yapıldığı ve dinsel törenler için kullanıldığı sanılmaktadır
Bahşayiş Anıt:
Bahşayiş Köyü yakınındadır (Kümbet’in 7 km güneyinde) Motiflerle süslenmiştir Bu anıtın da diğerleri gibi dinî törenler için kullanıldığı varsayılmaktadır Anıtın arkasında, kayaya oyulmuş bir mezar odası bulunmaktadır
Salon Mezar:
Yazılıkaya kabartmasının batısında, kayaya oyulmuş bir Frig eserdir Kapısının üzerinde, karşılıklı iki aslan kabartması görülmektedir
Alemşah Kümbeti:
Sivrihisar’da bulunan bu kümbet, Selçuklular tarafından, 1321 yılında Melik Şah’ın kardeşi Sultan Şah adına yapılmıştır Çatısı, piramit tarzındadır Tarihî bir yapı olan bu kümbet, biri mescit, diğeri mezar olmak üzere iki katlıdır
Ulucami (Emineddin-i Mikail Camii):
Sivrihisar İlçesi’nde bulunan ve kervansaray olarak kullanılan bu eser, 1257 yılında E Mikail tarafından camiye çevrilmiştir En ilginç yönü, düz çatısını 67 adet ağaç sütunun taşımasıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-02-2008   #11
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir



Evet eskişehir çok güzel bi yer! tavsiye ederim kesinlikle gezip görüleneck bi şehirBu arada arabaşı'nı biliyorum fakat sadece çorbasını çok seviyorum:) hamuru nu bitürlü yutamıyorum:) Bamya'nında kenar kılçıklarının çıkması için peçeteyle ovulmasını da öğrenmiş odum bunu bilmiyordum:) yalnız sanırım bu kuru bamya için geçerliçnki iplerinden sıyrılıp denildiğine göreve enson met helvasını merak ettim:)

Emeğine sağlık teşekkürler hayko26

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-03-2008   #12
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir



bn teşekkür ederim
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-05-2008   #13
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir







Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-05-2008   #14
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir






Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir

Eski 02-05-2008   #15
hayko26
Varsayılan

Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir







Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.