Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kuruluşu, kültürleri, tarihi, ülkelerin

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri

Eski 06-26-2012   #31
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri



Senegal Devleti

Senegal’in ilk tarihi hakkında elde mevcut bilgiler çok az olup, kesin değildir Bunun için Senegal tarihini, 11 yüzyılda Müslümanlıkla şereflenen, Senegal Nehri orta bölümlerinde kurulmuş, Tekrur Krallığı ile başlatmak uygundur On beşinci yüzyıl başlarında ilk olarak, Avrupalılardan Portekizliler ülkeye ulaştılar

Daha sonra 17 yüzyılda, Fransızlar bölgeyi kontrolları altına aldılar Bir müddet Fransız Batı Afrikası olarak kaldı 1960 yılında bağımsız oldu Bundan sonra Fransa’nın nüfuzu altında demokratik hayata girdiProgressiste Sénégalaise Birliği Başkanı olan, Léopold Senghor ülkenin ilk devlet başkanı oldu 1963’te bir ihtilal teşebbüsü atlatıldı

1968 yılında işçilerle anlaşmazlıklar çıktı Başbakan Andou, 1981 yılında Başkan Abdou Senghor’un emekliye ayrılmasından sonra devlet başkanı oldu 1988’de olağan üstü hal ilan ederek başkanlığa devam etti 1982 yılında Gambia ile ortak bir federasyon kuruldu Bu federasyonda ülkeler bağımsızlıklarını koruyor ve yalnız savunma ve mali hususlarda birleşiyorlardı

Bu birlik daha sonra çıkan anlaşmazlıklar yüzünden 1989 Eylülünde bozuldu Hükumet, ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyen iç ve dış karışıklıkların üstesinden gelme yolunda büyük atılımlar gerçekleştirdi 8 Nisan 1991’de Başkan Abdou başbakanlığa Habib Thiam’ı getirdi 1993’te yapılan seçimlerde Abdou tekrar başkanlığa seçildi


Somali Devleti

Ülke, önceleri “Baharat Ülkesi” olarak biliniyordu Bölgeye ilk olarak 750 yılında Galyalıların geldiği tahmin edilmektedir Onuncu yüzyılda, Müslüman Arap orduları İslamiyeti yaymak için bu ülkeye de gittiler Ülkeye yerleşen Müslümanlar bölgede bir süre Somali Sultanlığını kurdular

On altıncı asırda Somali Sultanlığı, Etiyopya topraklarına girdi Portekiz’den yardım alan Etiyopya 1542’de Müslüman ordularını ağır yenilgiye uğrattı Aynı dönemde Somali’nin kuzey kıyılarının bir bölümü resmen Osmanlı egemenliğinde bulunuyordu On dokuzuncu asırda batılı devletlerin Afrika ülkelerini sömürge haline getirmeleri büyük rekabete sebep oldu

Somali’yi 1839’da işgal eden İngilizler sömürgelerine ekledilerse de Fransa ve İtalya ile yapılan savaşlar neticesinde 1884’te İtalya bölgeyi ele geçirdi ve yapılan anlaşmalar neticesinde 1885’ten 1927 yılına kadar İtalyanlar ülke topraklarını işgal altında tuttular 1949 yılında Birleşmiş Milletler, Somali’nin bağımsızlığını onayladı ve ertesi yıl İtalyanlar ülkeden geri çekilmek mecburiyetinde kaldılar

1969 yılında askeri ve polis gücünün Muhammed Siyad Barre başkanlığında müştereken yaptığı darbe sonucu meclis dağıtıldı 1975 yılında ülkede iç olaylar ve anarşi birçok kimsenin ölümüne sebep oldu Siyad Barre 1979’da Yeni Anayasayı yürürlüğe koydu ve ertesi sene resmen devlet başkanı seçildi Diğer taraftan dış politikada ise 1977 yılında Somali ile komşusu Etiyopya’nın arası Ogaden bölgesi yüzünden açılmıştı Etiyopya’ya yardım etmek üzere Sovyet birlikleri bölgeye geldiler

Bu arada 11000 Kübalı asker getirildi ve Somali aleyhine olmak üzere bölgede olaylar çıkarıldı Sovyet yardımı ve desteği de olunca Somali birlikleri ve Etiyopya’daki Somalili gerillalar mağlup edildi 15 milyon Etiyopyalı mülteci, Somali topraklarına göç etti Bu arada Ogaden’da gerilla hareketleri bir müddet daha sürdü Devlet Başkanı Muhammed Ziyad Barre, ülkedeki huzursuzlukların artması üzerine çok partili seçimlerin yapılacağını 1989’da açıkladı 1991 Ocak ayında Ziyad Barre devrildi ve yönetime Ali Mehdi Muhammed geçici olarak el koydu

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri

Eski 06-26-2012   #32
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri



Suriye Devleti

Suriye, toprakları üzerinden çeşitli medeniyet ve kültürlerin geçtiği ve pek çok istilaların, hadiselerin meydana geldiği, eski ve kritik bir mevkiye sahiptir Ülkeye ilk yerleşenler Hazret-i Nuh'un oğlu Şam'dan türeyen ve Sami dilini konuşan Samilerdir Müslümanların Suriye'ye hakim olmasına kadar bölge Amoritler, Fenikeliler, İbraniler, Hititler, Persler, Makedonyalı İskender, Roma ve Bizans imparatorlukları idaresinde kaldı

Peygamberimiz Hazret-i Muhammed'in tebliğ ettiği İslam dini bütün Ortadoğu'ya yayıldığında, Suriye de İslamlaştı Hazret-i Ebu Bekir'in halifeliği devrinde, Suriye'ye gönderilen İslam orduları, Hazret-i Ömer zamanında 635'te bölgeyi fethetti Hazret-i Ömer bölgeye gelip, Suriye'yi teşkilatlandırdı Hazret-i Ömer, önce Hazret-i Muaviye'nin kardeşi Hazret-i Yezid'i Şam valisi tayin etti Şam, bölgenin en büyük şehirlerinden olup, şehrin adı eskiden Suriye olarak bilinirdi Yezid'in vefatıyla Hazret-i Muaviye Şam valisi oldu Hazret-i Muaviye, Suriye'yi teşkilatlandırıp, medenileştirdi

662'de Emevi Hanedanı Suriye'de kurulup, Şam şehri merkezleriydi Emevi Halifeliğinden sonra,Abbasilerin hakimiyetine geçti Abbasi Halifeliği (662-749) devrinde Suriye, çok gelişip, pek çok ilim, kültür, medeniyet ve sosyal tesisler yapıldı

Onuncu yüzyılın sonunda, Mısır'a hakim Şii Fatımiler, Suriye'yi işgal ettiler On birinci yüzyılda Selçuklular, bölgeyi hakimiyetlerine aldılarsa da, 1096'da Haçlı Seferleri başladı Haçlı Seferleri (1096-1270) esnasında Haçlı-Şii Fatimi ittifakından Suriye çok zarar gördü Haçlıları, Eyyubi Hanedanının kurucusu Selahaddin-i Eyyubi (1169-1193) Suriye'den uzaklaştırdı Suriye, Selçuklu Atabekliği, Eyyubiler ve Memluklerden 1517 yılında Osmanlı hakimiyetine geçti

On altıncı yüzyılın başından 20 asrın başına kadar Osmanlı hakimiyetinde kalan Suriye, bu zamanda gelişip, en huzurlu ve müreffeh devrini yaşadı Osmanlı idari teşkilatında vilayet halindeydi 1833 yılında Osmanlıya tabi Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa sülalesine verildi Birinci Cihan savaşı (1914-1918) sonrasına kadar Osmanlı idaresinde kalan Suriye'ye Osmanlılar, pek çok ilmi, sosyal, kültürel, tarım, sınai ve ulaşım tesisleri kazandırdılar Bu devirde pek çok ilim adamı yetişip, medeniyete hizmet ettiler

Birinci Dünya Savaşında müttefik ordularının yenilmesi neticesinde, Osmanlı Devletiyle imzalanan Mondros Antlaşmasıyla bölge Fransızların işgaline uğradı 1920'de Fransa'nın mandasına girdi Suriye, Fransa'nın idaresine girmesiyle Osmanlı devrindeki huzur ve müreffeh hayatın yerini, anarşi ve sefalet aldı Suriye'de Müslümanlar çoğunlukta olmasına rağmen, idarede Fransızlar, Ermeniler ve Nusayriler hakimdi Şam, Halep, Nusayri merkezi Lazkiye ve Harran bölgesindeki Dürzilerle Fransa'nın mücadelesi, Suriye'de hala devam eden anarşinin kaynağıdır Fransa, Suriye mandasına ait Hatay ve İskenderun'u antlaşmayla 1939'da Türkiye'ye vermek zorunda kaldı

İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) yıllarında, 1941'de, Fransa, nüfuzu altında kalmak şartıyla Suriye'ye kısmi istiklal verdi 1943 seçimlerinde Şükrü el-Kuwatli, Suriye'nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi Fransa harp sonrasında Suriye'den kısmi olarak çekildiyse de, geride pek çok problem bıraktı 1945'te Birleşmiş Milletlere Cumhuriyet idaresiyle katıldı 1948'de Arab-İsrail savaşına katılan Suriye'de, 1949 ihtilaliyle Şükrü el-Kuwatli iktidardan uzaklaştırıldı

Sovyetler Birliği ile yakın münasebete girince, idare Rusya'ya yanaştı İç huzursuzluklar artıp, komşularıyla münasebeti bozuldu Sosyalist Baas Partisi kurulup, memleketteki huzursuzluktan faydalanarak, kuvvetlendi 1958'de Mısır ile Birleşik Arap Cumhuriyeti adıyla birleşti Birleşme uzun sürmeyip, 1961'de ayrıldı Baas Partisi, dışta Pan-Arap, içte sosyalizm propagandasıyla Suriye'de güçlenip, 1963'te ülkenin tek kanuni partisi hüviyetini kazandı

Baas Partisi, Suriye'de dikta rejimi kurup, ülkeye eski Lazkiye bölgesindeki Nasturi aşireti idareye hakim oldu 1967 Arap-İsrail savaşında Golan Tepelerini İsrail işgal etti 1973'te Mısır ile anlaşıp, İsrail'e kuzeyden saldırmışsa da başarılı olamadı Arap ülkelerinden ve Sovyet Rusya'dan yardım aldı 1976'da Lübnan'ın içişlerine müdahale edip, asker gönderdi Suriye askerleri Lübnan'da püskürtülerek, geri çekilmek zorunda kaldı 1982'de İsrail'in hava taarruzlarına uğradı

Baas Partisi'nin Rusya ile yakın münasebeti, ülke içinde ve dışında çatışmaya sebep olmaktadır Bitmek bilmeyen harp ve anarşi, Osmanlı Devletinin yıkılmasından sonra manda devleti ve Sosyalist Baas Partisi diktatörlüğünde halen devam etmektedir 1991'de Irak'ı, işgal ettiği Kuveyt topraklarından çıkarmak için başlatılan harekatta Çok Uluslu Müttefik Kuvvetlerin yanında yer aldı

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri

Eski 06-26-2012   #33
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri



Tayvan Devleti

Tayvan'a 17 yüzyıl başlarında büyük ölçüde Çinli göçü olmuştur 1620'li yıllarda ada, Felemenklerin (Hollandalıların) kontrolü altında kalmıştır 1895'ten 1945 yılına kadar 50 yıllık bir süre Japon idaresi altına girmiştir İlk olarak Tayvan Devleti kendini Japon baskısı altında, 1 Ocak 1912'de göstermiştir Mançu Sülalesinin idaresine son verilmiş ve cumhuriyet ilan edilmiştir Bu aynı zamanda genel mahiyette olmak üzere Çin Devletinin başlangıcı sayılır Bu devletin asıl kurulma başlangıç hareketiniyse 1911 Wuçang Ayaklanması meydana getirir

Komünizmin 1949'da Çin'de rejim olarak yerleşmesi üzerine Çankayşek liderliğinde komünizme karşı olanlar birleşip, Milliyetçi Çin olarak devlet kurdular Önceleri BM'ye üye bir ülke olan Tayvan, Kızıl Çin'in 1972'de BM'ye kabul edilmesi üzerine üyelikten vazgeçti Bundan sonra iki ülke arasındaki gerginlik sürüp gitti 1978 yılında ABD, Tayvan Cumhuriyetiyle olan münasebetlerini sertleştirdi

1979'da iki ülke arasındaki savunma anlaşması iptal edildiyse de 1980'li yıllarda dolaylı ticari ilişkiler kuruldu Chiong Ching-Kuo'nun yönetimi sırasında ilk defa muhalefet partilerinin kurulmasına izin verildi 1949'dan beri devam eden sıkıyönetim 1987'de kaldırıldı 1988'de Chiong Ching-Kuo'nun ölümü üzerine yerine Lee Tenghui geçti 1989Aralık ayında ilk defa çok partili seçimler yapıldı


Tunus Devleti

Tunus, gerek Akdeniz ve Kuzey Afrika hakimiyeti ve gerekse Avrupa’nın Afrika ile olan münasebetleri bakımından büyük bir stratejik öneme sahiptir Tunus’un coğrafi konumu göçebe Berberilerden sonra, daha çok deniz yoluyla gelen çeşitli etnik toplulukların ülkeye yerleşmesinde en büyük faktör olmuştur

MÖ 1000 yılından itibaren Fenikeliler, Tunus’ta ticaret merkezleri kurmaya başladılar MÖ 5 yüzyıl sonlarında Fenikeliler Tunus’a gelip yerleştiler ve burada Kartaca Cumhuriyetini kurdular Tunus, daha sonra batıdan gelen Vandalların, 6 yüzyılda da Bizanslıların hakimiyeti altına geçti

Müslümanların Tunus’a (Afrikiyye) gelişi (647-1228): MüslümanArapların 647 yılında başlayan yayılmaları Ukbe bin Nafi’nin 670’te Kayruvan (Kariouane) şehrini kurmasıyla neticelendi Tunus (Afrikiyye), Hazret-i Muaviye zamanında 667 (H45) yılında alındı

Bizanslılar bazı önemli şehirleri ellerinde tuttular Berberi ayaklanmaları neticesinde Müslümanlar geçici olarak Afrikiyye’den uzaklaştılarsa da, Hasan bin en-Numan zamanında Berberiler, Afrikiyye’yi Müslüman Araplara bıraktılar (698) Bundan sonra Kayruvan Müslüman Afrikiyye’nin başşehri olarak kaldı Bütün Afrikiyye Müslüman oldu ve İslamiyyet her tarafa buradan yayılmaya başladı İkinci Abbasi halifesi Cafer Mensur zamanında,Abbasi hakimiyeti yaygınlaştı

Emevi ve Abbasi halifelerine bağımlı olan Afrikiyye’yi önce Ağlebiler, sonra Kayruvan’da bir Şii halifeliği kuran (910) Fatımiler yönetti Kayruvan ve Mahdiya şehirleri Fatımilerin merkezi oldu Fatımiler 972’de başşehri Kahire’ye taşıdıkları zaman Afrikiyye Berberi sülalesi Zirilerin iktidarı altına girdi Ziriler zamanında Tunus, Sicilya’daki Normanların istilasına uğradı

Zirilerin son hükümdarı Hasan bin Ali, Fas’taki Muvahhidin Devletinden yardım istedi Muvahhidin Devletinin kurucusu Abdülmümin, Normanları Tunus’tan kovarak (1159-1160), Afrikiyye’yi Tunus’ta oturan bir vali tarafından yönetilen bir eyalet haline getirdi Bundan sonra Afrikiyye, Tunus adını aldı

On altıncı yüzyılda İspanya ve Osmanlı Devletinin, Akdeniz hakimiyeti için yaptıkları savaşlar sonunda Hafriler yıkıldı 1534 yılında Barbaros Hayreddin Paşa, Tunus’u ele geçirdi AncakHafsi Hanedanından Hasan, İspanya Kralı Beşinci Şarlken’den yardım istedi ve Beşinci Şarlken başşehir Tunus’u işgal etti ve Barbaros Hayreddin PaşaCezayir’e çekilmek zorunda kaldı İspanya Kralı Hafsi Hanedanından Hasan’ı tekrar, kendisine vergi vermek şartıyla Tunus’un başına getirdi

Başşehir Tunus 1574 yılına kadar tekrar Hafsi Hanedanlığının elinde kaldı Bu arada Barbaros Hayreddin Paşa ve Turgut Reis 1556’da Gafsa’yı, 1558’de Kayrevan’ı ele geçirdiler Tunus’un doğu ve güney sahilleri Türklerin eline geçti CerbeAdası deniz üssü olarak kullanıldı Barbaros Hayreddin Paşa, İspanya’daki Endülüslü Müslümanlardan 100000 kadarını kurtararak Kuzey Arfika’ya getirdi Nihayet 1574’te Uluç Ali Reis ile Sinan Paşa, Tunus şehrini (Halkul-Vad Kalesini), ele geçirmek suretiyle bütün Tunus, Osmanlı İmparatorluğunun bir eyaleti haline geldi

Osmanlı Devleti zamanında Tunus, önceleri Yeniçerilerin desteklediği bir Dayı vasıtasıyla, daha sonra da bir Bey vasıtasıyla yönetilmeye başlandı İlk beylik sülalesi Birinci Murad Bey tarafından kurulan Muradi sülalesidir (1612-1631) 1710’dan sonra Beyler, irsi yoldan tahta çıktılar Bu arada Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya Tunus’ta ekonomik faaliyetlerde bulunmaya başladılar Fransa 1830’da Cezayir’i işgal ettikten sonra, Tunus ile daha fazla ilgilenmeye başladı

Bu sıralarda Osmanlı İmparatorluğu kendi başındaki birçok meseleler yüzünden Tunus’a daha fazla yardım edemedi 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı da bunu önledi Tunus’ta Fransa, İngiltere ve İtalya’nın gözü ve çıkarları vardı 1878’de Kıbrıs’ı elde eden İngiltere, Fransa’nın Tunus’taki özel imtiyazlarını tanıdı Fransa, bazı Tunuslu aşiretlerin (Krumirlerin) Cezayir topraklarına yaptıkları akınları ve bazı toprak taleplerini bahane ederek 1881 yılında Tunus’a asker çıkardı

12 Mayıs 1881’de yapılan Bardo Antlaşmasıyla; Tunus Beyi, dış hükümranlığı, siyasi ve ordu işlerini bir Fransız Genel Valisine bırakıyordu Tunus’un Muher ve güney kesiminde başlayan ayaklanmalar güçlükle bastırıldı Vali Paul Cambon, yeni bey Ali bin Hüseyin’e (1882-1902) Marsa Sözleşmesini kabul ettirince (1883), Fransız himayesi resmen kurulmuş oldu

Bütün bu olanları Osmanlı İmparatorluğu protesto ederek kabul etmediğini bildirdi Resmi padişah fermanlarında Tunus Osmanlı eyaleti olarak zikredilmeye devam etti Fransız himaye rejimi Tunus’un bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etti (1956) Tunus’taki Fransız idaresi 78 yıl sürdü

1930’larda Habib Burgiba önderliğinde Tunuslular bağımsızlık mücadelesine başladılar İkinci Dünya Savaşı esnasında Tunus bir savaş alanı oldu Harpten sonra Burgiba yeni Destur Partisini kurarak bağımsızlık mücadelesine devam etti Nihayet 1956 yılında Tunus bağımsızlığını kazandı Bağımsızlığını kazandıktan sonra Tunus Cumhuriyetini ilan eden Burgiba, ilk Tunus Cumhurbaşkanı oldu Birçok reformlar yaparak laik eğilimli bir rejim kurdu

Burgiba, 1965’te İsrail’e karşı yumuşak ve ılımlı davranılması gerektiğini savundu Fakat bu düşünceleri şiddetle tenkit edildi 1979’da Mısır’ın Arap Birliğinden çıkarılmasından sonra, Tunus eski bakanlarından Chadli Kılibi’nin de genel sekreter olmasıyla, Tunus, Arap Birliğinin karargahı oldu

Ocak 1980’de Libya’da eğitim görmüş komandoların Gafsa şehrini ele geçirmeleri, Tunus’un Fransa ve ABD’den destek istemesine sebep oldu Olayların yatışmasından sonra başbakanlığa getirilen eski Milli Eğitim Bakanı Muhammed Mzali, siyasi hayatı kısmen olsun liberalleştirdi Siyasi mahkumların çoğu serbest bırakıldı ve siyasi partiler kanuni olarak tanınmaya başlandı Bağımsızlıktan beri tek başına iktidarda olan Sosyalist Destur Partisinden başka, Komünist Partisi dahil üç siyasi partiye daha izin verildi

Ölünceye kadar Devlet Başkanı seçilen Burgiba, 1987 senesinde sağlık durumu gerekçe gösterilerek devlet başkanlığı görevinden alınarak yerine General Zeynelabidin bin Ali geçti Bu yönetim değişikliği ülkede belirli bir liberalleşme ve ekonomide köklü yeniliklerin yapılmasına sebep oldu General Zeynelabidin radikal Müslümanlara karşı büyük tedbirler aldı

Bunların desteklediği Nakda Partisinin birçok üyesini hapsettirdi Bu tutumunu hala sürdürmektedir (1994) 21 Mart 1994’te yapılan parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinde Zeynelabidin bin Ali ve partisi oyların %99’unu alarak devlet başkanlığına yeniden seçildi 1982 yılında Lübnan’dan çıkarılan Filistin Kurtuluş Teşkilatı mensupları ve Lideri YaserArafat Karargahını Tunus’a taşıdı Böylece Tunus, Filistin Kurtuluş Teşkilatının Karargahı oldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri

Eski 06-26-2012   #34
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri



Türkmenistan

Türkmenler, altıncı yüzyıldan itibaren Göktürklerin idaresinde toplanan Türk kabilelerinden bir kısmı gibi kendi aralarında birlik kurarak Tula-Selenga ırmakları bölgesinde Dokuz-Oğuz kağanlığını meydana getirdiler Göktürk kağanlığının; Kutluğ tarafından 682'de ikinci defa kurulmasından sonra Göktürkler hakimiyetlerini kabul etmeyen Türkmenler üzerine yürüdüler Tula Irmağı kıyısında yapılan savaşta Türkmenler yenildiler Fakat, Göktürklerin hakimiyetini kabul etmediler

İlteriş Kağan, Türkmenler üzerine birçok sefer daha düzenledi ve Baz Kağanı öldürdü Türkmenlerin merkezi Ötüken ve çevresini ele geçirdi Bu yenilgi karşısında İlteriş Kağan'ın hakimiyetini kabul etmek mecburiyetinde kalan Türkmenler, Göktürklerin Kırgız Seferine katıldılar Daha sonra Göktürklere isyan eden Türkmenler birçok savaşta mağlup olunca Çin taraflarına göç ettiler

Bir müddet sonra yurtlarına döndüler Uygurlara yardım ederek Göktürklerin yıkılmasını sağladılar Türkmenler, Uygur Devletinin dayandığı başlıca boylardan biri oldu Fakat zaman zaman Uygurlara karşı da isyan etmekten geri durmadılar Uygurların yıkılmasından sonra batıya göç ederek Sir Derya (Seyhun) kıyılarına ve onun kuzeyindeki bozkırlara yerleştiler

Türkmenler onuncu asırdan itibaren göçebe hayatı yanında yerleşik bir hayat sürmeye de başladılar Bu asrın başlarında Oğuzlar, Maveraünnehr çevresine yerleşip Yabgu denilen hükümdarların idare ettiği bir devlet kurdular Türkmenlerin bu sırada başşehirleri Sir Derya kıyısındaki Yeni Kent idi Yabgu Devleti zamanında Türkmenler Üçok ve Bozok diye ikiye ayrıldılar

Onuncu asrın sonlarında İslam dinini kabul ederek iyice güçlenen Türkmenler, komşuları Peçenekler ve Hazarlarla savaşarak onları yendiler İslam dinini kabul eden ve Selçuklu hakimiyetine giren Türkmenler, Oğuz Yabgu Devleti hükümdarının kendilerine kötülük yapacağından çekinerek, İslam diyarı olan Horasan'a göç ettiler

Maveraünnehr'de kalan diğer Türkmen boyları da Kıpçakların hücum ve baskıları neticesinde dağıldılar ve Türkmen Devleti yıkılmış oldu Yerlerinde kalan Oğuzlar ise Karacuk Dağları bölgesinde, Mankışlak'ta ve Sir Derya Nehri kıyılarında yerleştiler Daha sonra Karahıtayların ve Karlukların baskısı neticesinde Selçuklulara tabi oldular

Türkmenlerin birçoğu Selçuklular devrinde yerleşik hayata geçtiler On birinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren akın akın İran, Irak, Anadolu ve Suriye'ye doğru yayıldılar Gittikleri yerlerde doğruluğun, adaletin, ilmin ve medeniyetin müdafiliğini yaptılar İnsanlara hizmet etmek, ilmin ve medeniyetin yayılmasını sağlamak için pek çok cami, medrese, kervansaray, hamam ve köPage Ranküler yaptırdılar

Mankışlak ve Sir Derya Nehri kıyılarında kalan Türkmenler o havalinin askeri istila yolları üzerinde olmamasından, on yedinci asrın ortalarına kadar daha rahat ve müstakil bir hayat yaşadılar Fakat 1639 ve 1700 yıllarında, bilhassa Kazaklara indirdikleri darbeyle Orta Asya'nın Rus istilasına açılmasına sebep olan Moğol asıllı Kalmukların hücumlarına uğradılar

Mankışlak bölgesinde yaşayan o devir Türkmen boylarının en büyüğü ve kuvvetlisi olan Teke Türkmenleri Kopet Dağı bölgesine çekildiler Orada diğer Türkmen boylarıyla birleşerek kuvvetlendiler Bu Türkmen boyları Türkmen-Özbek işbirliğinin ayakta tuttuğu Hive Hanlığına vergiyle bağlandılar İran'da hakimiyeti eline geçiren Afşar Türkmen beylerinden Nadir Şahın Orta Asya hanlıklarını işgal ettiği devrelerde de onun hakimiyetini kabul ettiler

Nadir Şahtan sonra bir müddet İran ve Hive Hanlığının baskı ve hücumlarına maruz kalan Türkmenler, 1835'ten itibaren Merv bölgesine doğru yayılmaya başladılar Daha sonra İran ve Hive Hanlıkları tekrar Türkmenlere saldırılara başladılar Türkmenler 1855'te Hive ordusunu ağır bir mağlubiyete uğratarak, Hive Hanlığı saldırılarından kurtuldular Ancak, Türkmenistan üzerinde hak iddia eden İran saldırıları onları zor durumda bıraktı

Barış isteyen Türkmenler karşısında, savaşı kazanacağından emin olan Hasan Mirzan, 30000 kişilik ordu 33 top ile Türkmen topraklarında ilerlemeye başladı Bu sırada Türkmenlerin başında bulunan Hurşid Han, diğer Türkmen boylarından yardım istedi ve zaman kazanmak için Karakum Çölüne çekildi Kuvvetlerini bir araya toplayıp, ikmal yollarını kesen Hurşid Han, İran ordusunu büyük bir mağlubiyete uğrattı Böylece Türkmenler tam manasıyla istiklallerini kazandılar Halkının refahı için çalışan Hurşid Han, kurduğu barajlar ve açtırdığı kanallarla Türkmen topraklarını münbit bir hale getirdi

Ağır mağlubiyetin ardından bir müddet Türkmen topraklarına saldırmayan İran, daha sonraki saldırılarda da başarı elde edemedi Rusların Orta Asya'ya doğru istilalarını hızlandırdıkları devirde, İranlıların yaptıkları hücumlar Türkmenlere oldukça büyük zarar verdi

Türkmenlerle Ruslar arasındaki ilk münasebet on dokuzuncu asrın ilk yarısında, Rusların İranlılara karşı kazandıkları başarılar sonunda Hazar Denizindeki Aşura'da bir üs kurmalarından sonra (1846) başlamıştır Ruslar 1859'da Hazar'ın doğu sahillerinde bir kale kurduktan sonra, Türkmenlere karşı askeri seferler düzenleyerek, pek çok Türkmen yerleşme merkezini tahrip ettiler

Osmanlı-Rus (1877/1878) savaşı üzerine Türkmenler üzerine gönderilen Rus birlikleri Kafkasya'ya çekildi Osmanlı ordusunun mağlubiyeti, Türkmenler üzerinde çok kötü tesir yaptı Bazı devlet ileri gelenleri Ruslara teslim olmayı teklif ettiler Yapılan toplantılar neticesinde Türkmen ileri gelenleri kanlarının son damlasına kadar Ruslarla savaşma kararı aldılar Ruslar Türkmenistan'ı ele geçirmek için büyük harekat başlattılar Birçok kaleyi ele geçiren Rus birlikleri Göktepe'de ağır bir mağlubiyete uğradılar Göktepe'deki bu Türkmen başarısı Rusların o ana kadar Orta-Asya'daki yenilmezlik vasıflarını yıktı

Ruslar, 1881'de Göztepe'yi ele geçirmek üzere takviye birlik alarak saldırdılar Uzun süren savaşlar neticesinde Göktepe Rusların eline geçti Rus kumandanı Skobelev, yayınladığı bir bildiriyle, Türkmenlerden Rus çarının hakimiyetini kabul etmelerini istemişse de bunun cevapsız kalması üzerine, harekata devam ederek Aşkabad'a kadar olan Türkmen topraklarını işgal etti Ruslar, Aşkabad'dan sonraki ilerlemelerini İngilizlerin baskıları ile durdurdular

Türkmenistan'daki Rus idaresi ve sömürüsü işgal ettikleri diğer Türk memleketlerinden farklı olmayıp, yalnız daha sıkı bir şekilde denetimleri altında tutmak olmuştur Toprakların verimli kısımları Türkmenlerin ellerinden alındı Yirminci asrın başlarında diğer Türk memleketlerinde olduğu gibi Türkmenistan'da da fikri ve siyasi bir uyanış başladı 1916'da Rus yönetimine karşı başlayan ayaklanmaya Türkmenler etkili bir şekilde katıldılar

1917 Rus Devrimini takip eden iç savaş neticesinde, savaşı kazanan bolşevikler, bütün Türk illerindeki kurtuluş hareketlerini önledikten sonra Türkmenistan'daki milli ayaklanmayı da bastırdılar Aşkabad'ın temmuz 1919'da, Krosnovodsk'un da Şubat 1920'de düşmesinin ardından bölgede Bolşevikler yönetimi ele geçirdi

1924'e kadar Türkistan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ismiyle anılan Türkistan, 1924'te yapılan idari değişiklikle Sovyetler Birliğini meydana getiren 15 Cumhuriyetten biri haline getirildi Sovyetler Birliğinde başlayan reformlar, Türkmenistan'da da köklü değişikliklere sebep oldu Ülke yeni bir siyasi ve ekonomik döneme girdi Türkmenistan, 22 Ekim1991'de bağımsızlığını ilan etti Aynı sene Bağımsız Devletler Topluluğuna katıldı

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri

Eski 06-26-2012   #35
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri



Ürdün

Ürdün'ün tarihi çok eski devirlere dayanır Bölgede kurulan ilk devletler arasında Gilead, Amman, Moab ve Edom yer alır MÖ 13 asırda bölgeye İsrailoğulları hakim oldu Bu hakimiyete MÖ 721'de Asurlular tarafından son verildi Asur egemenliği Medlerin MÖ 612'de devleti yıkmasıyla sona erdi MÖ 587'de bölge Babil hakimiyeti altına girdi MÖ 332'de Büyük İskender bölgeyi ele geçirdi Daha sonra bölge sırasıyla Ptolemaios ve Selevkosların hakimiyeti altına girdi

MÖ 64-63 yılları arasında ise Romalılar bölgeyi ele geçirdi Roma'nın ikiye ayrılmasından sonra bölge Bizans'ın elinde kaldı Bugünkü Ürdün toprakları Hazret-i Ömer zamanında Müslümanlar tarafından fethedildi ve halkın çoğu İslam dinine girdi Sırasıyla Emevi, Abbasi, Selçuklu, Eyyubi ve Memluk hakimiyetine girdi Ürdün, Yavuz Sultan Selim Han (1512-1520) zamanında Osmanlı Devletinin bir parçası oldu (1516)

Birinci Cihan savaşı sonunda, 400 seneden beri Osmanlı adaleti altında yaşayan Ürdün, 1920'de İngiltere'nin manda yönetimi altına girdi 1921'deEmir Şerif Abdullah, Ürdün Nehrinin doğu tarafındaki topraklarda yarı bağımsız bir emirlik kurdu Bu topraklar Filistin'in üçte ikisini ihtiva ediyordu İngiltere 1946'daLondra Antlaşması kararları gereğince Ürdün'ün bağımsızlığını tanıdı Siyonistler ve Araplar o zamanlar İngiliz mandası altında olan Filistin üzerinde hak iddia ediyorlardı

İngiltere, Filistin'i paylaştırma planını BM'ye götürdü Plan Arap Devletleri ve Filistinliler tarafından reddedildi Mayıs 1948'de manda rejimi sona erdiğinde, Ürdün ordusu İsrail Devletiyle Arap devletleri arasındaki savaşta Filistinlilerin yardımına geldi Ürdün, Kudüs şehrini ve Ürdün Nehrinin batı tarafındaki toprakları işgal etti Melik Abdullah, işgal edilmiş toprakları 1950'de Emirliğine resmen ilhak etti Fakat 20 Temmuz 1951'de Emir Abdullah Kudüs'te İngilizlerin kiralık katilleri tarafından şehit edildi Yerine oğlu Talal geçti Fakat Talal hasta olduğundan tahtını ve tacını oğlu Hüseyin'e terk etti

Emir Hüseyin Mayıs 1953'te göreve başladı Ürdün, 1967 Arap-İsrail savaşında, 1948'de kazandığı toprakların hepsini kaybetti 6000 kişi kayıp verdi Savaşın sonunda Ürdün ekonomisi çöküntüye girdi Bu arada 1964'te kurulan Filistin Kurtuluş Teşkilatı (FKT), İsrail'e karşı yaptığı operasyonlarda Ürdün'ü ana üs seçmişti ve devlet içinde devlet olma tehlikesi gösteriyordu FKT'nin İsrail'e yaptığı saldırılar, İsrail'in Ürdün'ü büyük zararlara sokan misillemeler yapmasına sebep oldu

1971'de Emir Hüseyin Arap ülkelerinin kınamalarına rağmen FKT'nı ülkeden çıkardı Ürdün 1973-1974 Arap-İsrail savaşına katılmadı Fakat 1978'de Mısır-İsrail Kamp David Antlaşmasını reddetmede Arap ülkelerinin çoğuyla birleşti Ürdün Mart 1979'da Mısır ile diplomatik ilişkileri kesen ilk Arap ülkesi oldu Bu politikasını 1984'ten sonra değiştirdi 1980'de başlayan İran-Irak savaşı sırasında Ürdün, Irak'ın başlıca silah kaynağı oldu 1989'da Irak'ın Kuveyt'i işgaline karşı çıkan Ürdün, Amerika'nın Irak'a karşı harekette bulunması üzerine Irak'ı destekledi

Alıntı Yaparak Cevapla

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri

Eski 06-26-2012   #36
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ülkelerin Kuruluşu - Ülkelerin Tarihi ve Kültürleri



Venezuela Devleti

Venezuela 1498’de Chistophes Colombus (Kristof Kolomp) tarafından keşfedilinceye kadar, ülke nüfusunu Carib yerlileri meydana getiriyordu İspanyollar için Venezuela’nın fethi, yerlilerin şiddetli mukavemet göstermeleri sebepiyle zor ve yavaş oldu Ülkede birçok kasaba kuruldu Caracas 1567’de kurularak 1577’de başşehir oldu

Venezuela, İspanya İmparatorluğunun nispeten önemsiz bir parçası kabul edildiğinden diğer sömürgelerin idaresine verildi Önce bugünkü Dominik Cumhuriyeti olan Santo Domingo’ya, sonra Yeni Granada Genel Valiliğine bağlandı 1776’da ABD’nin bağımsızlığını ilan etmesi ve 1789 Fransız ihtilali, bağımsızlık için bir misal teşkil etti Napolyon’un, İspanya’ya savaş açması Nisan 1810’da sömürge devrinin sonunu getirdi Kreollar (ülkede doğan beyazlar) İspanyol yöneticiyi azlederek bir cunta kurdular

5 Temmuz 1811’de bağımsız konfederasyon ilan edildi Bu ilan kraliyet kuvvetleri ve Kreollar arasında 10 yıl devam eden bir savaşa sebep oldu 24 Haziran 1821’de Carababo Muharebesinde İspanya’ya karşı kesin zafer elde edildi Anlaşmazlık sonucunda 1830’da Venezuela birçok Güney Amerika ülkesini ihtiva eden konfederasyondan ayrılarak bağımsız bir cumhuriyet oldu

1830’dan 19 yüzyıl sonuna kadar büyük krizler birbirini takip etti Yirminci yüzyılın büyük bölümünde ülkeyi askeri diktatörler idare etti Bunlar petrol sanayiini geliştirdiler, birçok sosyal reformlar yaptılar 1959’dan itibaren ülke demokratik seçimlerle işbaşına gelen hükümetler tarafından idare edilmeye başladı Essequibo sınır bölgesinde Guyana ile olan anlaşmazlık 1982’de tekrar başladı

1989’da ikinci kez başkanlığa seçilen Pérez’in açıkladığı ekonomik tedbirler, sokak gösterilerine sebep oldu Halk yağma işine başlayınca askeri birliklerin müdahalesi üzerine çok sayıda insan öldü Aralık 1993’te yapılan seçimlerde devlet başkanlığına Rafael Caldera oyların çoğunluğunu alarak seçildi Rafael Celdera 25 yıldan sonra ikinci defa devlet başkanlığına geldi 6 Aralık 1993’te göreve başladı


Vietnam Devleti

MÖ 3 yüzyılda Viet kabileleri, Çin'in Kanton şehrinden Orta Vietnam'a kadar uzanan Nam Viet Devletini kurdular MÖ 111'de Nam Viet Devleti yıkılınca, Vietler Çin hakimiyeti altına girdiler Uzun bir savaştan sonra Çinlileri Kızıl Nehir Vadisinden çıkaran Vietnamlılar MS 939'da bağımsızlıklarını kazandılar Vietnam 15 asır başlarında Çin tarafından tekrar alındı ise de, kısa bir süre sonra 1427'de tekrar bağımsızlığına kavuştu 1887'de Tonkin ve Annam'la birlikte Kamboçya ve Laos, Çinhindi Birliği içinde teşkilatlandı Yönetim bir Fransız Genel Valisine verildi

Fransa'nın ülkeyi ekonomik yönden sömürmesi ve siyasi baskısı, Fransız yönetimine karşı kuvvetli bir milli direniş hareketine sebep oldu 1930 ve 1945 yılları arasında Fransa'ya karşı hareketlerde komünistler en kuvvetli grup olarak ortaya çıktılar Bunlar 1941'de Vietnam Bağımsızlık Cemiyetini (Vietminh) kurarak komünist olmayan birçok grupları da kendilerine çektiler

İkinci Dünya Savaşında Vietnam'ı işgal eden Japonya 1945'te teslim olunca, Vietminh birlikleri Hanoi'de iktidarı ele geçirdiler Liderleri Ho Chi Minh Vietnam'ın bağımsızlığını ilan etti Fransa güneyde milli ihtilali bastırmayı başardı Fakat kuzeyde sömürge rejimini yeniden kurmak istemesi, Çinhindi Savaşlarının patlak vermesine sebep oldu 1946'dan 1954'e kadar devam eden savaş, Fransa Dienbienphu Muharebesinde bozguna uğrayınca son buldu

21 Temmuz 1954'te Cenevre Antlaşması imzalandı Bu antlaşma kararlarına göre geçici olarak ülke, kuzeyde komünist kontrolündeki Demokratik VietnamCumhuriyeti, güneyde Vietnam Cumhuriyeti olmak üzere iki ayrı devlete bölündü Bölünme hattı 17 paraleldi Bu bölünme hattı 1956'da yapılacak olan genel seçimlerle kaldırılacaktı Fakat genel seçimler yapılmadı Bunun üzerine Kuzey Vietnam, Güney Vietnam hükümet başkanı Diem'i düşürmeyi hedef alan bir terör kampanyası başlattı

1960'ta Diem ve Vietcong olarak bilinen komünist gerillalar arasındaki mücadele şiddetli bir iç savaşa dönüştü Güney Vietnam ABD tarafından, Vietcong ise Kuzey Vietnam tarafından destekleniyordu Diem komünistlerle baş edemeyince, 1963'te subaylar bir darbe yaparak hükümeti devirdi Diem'in düşüşü birbirini takip eden birçok askeri darbeleri peşinden getirdi Siyasi bir istikrarsızlık dönemi başladı

Vietcong ve Kuzey Vietnam birlikleri baskısı altındaki Güney Vietnam'ın çöküşünü ancak ABD müdahalesi engelledi Amerikan yardımıyla Güney Vietnam ordusunun kuvveti üç kat arttı 1964'te ABD, komünist kuvvetlerin artan taarruzlarına cevap olarak Kuzey Vietnam'ı bombalamaya başladı Nisan 1969'da 543000'e ulaşan Vietnam'daki Amerikan kuvvetleri Başkan Nixon'un emriyle Temmuz 1969'dan itibaren yavaş yavaş çekilerek azaltılmaya başlandı 27 Ocak 1973'te Paris'te ABD, Kuzey ve Güney Vietnam ve Vietcong arasında bir ateşkes antlaşması imzalandı Fakat bu anlaşma kararlarına hiç uyulmadı

1974'te Güney Vietnam'a Amerikan yardımı, ABD kongresi tarafından durduruldu Çinhindi'nin her tarafında iki yıl boyunca çetin muharebeler devam etti Kuzey Vietnam 1975'in ilk aylarında merkezi Vietnam'da kalan son Güney Vietnam kuvvetlerine taarruza başladı Güney Vietnam'ın geri çekilme harekatı bozguna dönüştü Saygon rejimi 30 Nisan'da teslim oldu Geçici bir ihtilal hükümeti, kontrolü ele geçirdi ve komünizmi yerleştirmek için adımlar atıldı Bütün işyerleri ve çiftlikler devletleştirildi

165000'i ABD'ye olmak üzere binlerce Vietnamlı diğer ülkelere iltica etti Ülkenin iki tarafının Millet Meclisleri toplanarak 2 Temmuz 1976'da Vietnam tekrar birleştirildi Kuzey Vietnam'ın başşehri, bayrağı, marşı, amblemi ve parası ülkede geçerli oldu Hemen hemen yüksek hükümet kademelerinin hepsine eski Kuzey Vietnam hükümetinin görevlileri getirildi Vietnam İç Savaşı bütün Vietnam'ın Rus peyki olmasıyla neticelendi Güney Vietnam'daki ABD üsleri Rus üsleri oldu

Sivillere karşı saldırı ve zulüm devam ederken 1977-1980'de Kamboçya ile şiddetli bir savaş patlak verdi Vietnamlı azınlıkların deniz yolu ile veya karadan Kamboçya üzerinden artan kaçış hareketleri üzerine, 1983'te Vietnam, Kamboçya'daki mülteci kamplarına taarruzda bulundu 140000 Çin asıllı Vietnam'ı terk edince Çin ile münasebetler bozuldu ve Çin ekonomik yardımı kesti Çin, Vietnam'ın dört sınır eyaletine taarruz etti Birçok ekonomik hedefleri tahrip etti

Vietnam, Çin saldırılarını püskürtmekle birlikte büyük ekonomik kayıplara uğradı Parti genel sekreteri olan ve ülke yönetiminde ağırlığını koruyan Le Duan'ın ölümü üzerine, Vietnam'ın siyasetinde değişiklikler oldu 1989 sonlarında Vietnam birlikleri Kamboçya'dan çekilmeye başladı Buna bağlı olarak ABD ile ilişkilerin normale dönmesi gündeme geldi

Nisan 1992'de Milli Meclis 1980'den beri yürürlükte olan anayasanın yerine yeni bir anayasa kabul etti Yeni anayasayla devlet konseyi ve Bakanlar Kurulu kaldırıldı Devlet Konseyi başkanından daha fazla yetkilere sahip Cumhurbaşkanlığı makamı kuruldu Sandalye sayısı 496'dan 295'e indirilen meclis için Temmuz 1992'de seçimler yapıldı Yeni meclis eski savunma bakanı Le Duc Anh'ı cumhurbaşkanlığına seçti Ekonomi 1992'de hızlı bir gelişme gösterdi Aynı sene Rusya burada bulunan üslerdeki gemilerini ve askeri danışmanlarının hepsini geri çekti Amerika ve yakın komşuları ile diplomatik ilişkileri yeniden başladı

alıntıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.