Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
görkemli, hazinesi, insanlığın

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi







İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi




Şimdiki Ortaçağ
Fotoğraf: Hakan Öge




Flandre kontunun kurduğu Brugge kentinin mimarisi ortaçağdan beri çok az değişti Burası Flaman sanatı için önemli bir merkezdi Tarihi kısmı 2000 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Brugge, Avrupa’nın “en romantik kentlerinden biri” olarak biliniyor







Yüksekteki Parıltı
Fotoğraf: Ali Murat Atay




Bolivya’nın başkenti La Paz’ın güneydoğusunda bulunan Potosi, denizden 4 bin 890 metre yükseklikte, Cerro Rico Dağı’nın eteklerine bulunuyor Gümüş madenleri ve darphanesiyle ünlü Potosi, 17 yüzyılda kurulmuş ve kısa sürede dönemin en zengin kentlerinden biri olmuştu Gümüş kaynaklarının tükenmesiyle Potosi de canlılığını giderek kaybetti







Mimari Saygı
Fotoğraf: Özcan Yüksek




Küba’nın başkenti Havana, Avrupalıların Amerika kıtasında kurduğu en eski yerleşimlerden biri Havana günümüzde nüfusu 2 milyonu bulan modern, canlı bir kent ama tarihi merkezini korumayı da ihmal etmiyor







Tarihin Maskesi
Fotoğraf: Özcan Yüksek




Venedik kenti 5 yüzyılda doğdu; 10 yüzyıldan sonra önemli bir denizcilik merkezi oldu ve Akdeniz’in en ihtişamlı kentlerinden birine dönüştü Kanallar ve onları aşan köprülerle bezeli kentte şubat ayında düzenlenen karnavalda eski günler yeniden canlandırılıyor







Çölün Gelini
Fotoğraf: Cüneyt Oğuztüzün




Tadmor olarak da bilinen Palmyra antik kenti Suriye’de bulunuyor Önceleri bağımsız bir kent olan Palmyra, İS 1 yüzyılda Roma egemenliğine girdi Yerel geleneklerle Roma ve İran kültürlerini harmanladı ve antik dönemin önemli merkezlerinden biri oldu Anıtsal kalıntıları ıssız coğrafyanın ortasında yükselmeye devam ediyor







Cennet Bahçesi
Fotoğraf: Özcan Yüksek




Özbekistan’daki Semerkant, eski zaman seyyahları için cennet bahçelerinden biriydi Şahı Zinde Mezarlığı'nın geçmişi bin yıldan daha eskilere gidiyor







Boşlukta Yüzen Kubbe
Fotoğraf: Sinan Çakmak




Kilise olarak 6 yüzyılda inşa edilen ve Osmanlı döneminde camiye çevrilen Ayasofya, büyüklüğü ve iç süslemelerinin zenginliğiyle büyüleyici bir yapı Özellikle geniş kubbesi, onu tüm zamanların en hayranlık verici eserlerinden biri yapıyor Ayasofya'yla birlikte birçok tarihi anıtın taçlandırdığı İstanbul, 1985’te UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girdi




Children - Yanni, Robert Miles, Kitaro, Vangelis, Mike Oldfield
































Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Özgürlük Heykeli



ABD - DB İmaj



New York’taki Liberty (Özgürlük) Adası’nda bulunan dev heykel Amerika Birlesik Devletleri ve Fransa halklarının dostlugunun simgesi olarak yapıldı Göçmenler uzun yıllar Yenidünya’da ilk onunla karsılastı Heykelin altında bulunan Amerikan Göç Müzesi simdi o yılların anısını yasatıyor Özgürlük Heykeli, kaidesiyle birlikte 92 metre yükseklige sahip Bu dev kadın fi gürü sag eliyle havaya bir mesale kaldırıyor; sol elinde ise Amerikan Bagımsızlık Bildirgesi tarihinin, 4 Temmuz 1776’nın islendigi bir levha tutuyor Heykel, Fransız sanatçı Frederic Auguste Bartholdi’nin imzasını tasıyor Böyle bir heykelin yapımı ilk olarak Amerika’daki iç savasın ardından tarihçi De Laboulaye tarafından gündeme getirildi Bartholdi liderligindeki ekip 1875’te Fransa’da çalısmalara basladı ve 1885’te tamamladı










Yüksekligi 46 metreyi bulan heykelin agırlıgı 225 tonu buluyordu Parçalara ayrılan heykel gemilerle New York’a tasınıp tekrar birlestirildi Mimar Morris Hunt’ın tasarladıgı kaideye yerlestirilen Özgürlük Heykeli’nin açılısı ise 1886’da yapıldı; 1924’te ulusal anıt ilan edildi, 1984’te de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Yüzüncü yıl kutlamalarından önce yine Amerikalı ve Fransız isçiler tarafından onarıldı Heykel günümüzde çok sayıda ziyaretçiyi kendine çekiyor, basındaki taçta bulunan platform New York ve Atlas Okyanusu manzarası sunuyor










Azerbaycan



Azerbaycan
Fotoğraf: Aytunç Akad



Azerbaycan’ın baskenti Bakü, Hazar Denizi’nin kıyısında önemi bir liman kenti Merkezini “Içeri Sehir” adıyla bilinen, surlarla çevrili tarihi bölüm olusturuyor Içeri Sehir ile burada yer alan Sirvansahlar Sarayı ve Kız Kulesi 2000 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edildi Ancak bu tarihi bölge listeye girmesine ragmen korunamadı ve 2003 yılında “Tehlike Altında Olan Dünya Mirası Listesi”ne alındı Tarihi merkezi çevreleyen surlar Paleolitik dönemden beri yerlesim alanı Sasaniler, Araplar, Iranlılar, Osmanlı ve Rusların yönetimine giren Bakü’deki surların bugüne ulasan kalıntılarının çogu 12 yüzyıla ait Bölge Kasım 2000’de yasanan depremden büyük ölçüde etkilendi Içeri Sehir’in ana kapıları Samahi ve Sah Abbas’ta, Bakü’nün tarihi sembolleri olan büyük bir boga kafası ve onu koruyan iki aslan fi gürü yer alıyor Boga kafası, petrolden önce hayvancılıkla geçinen eski Bakü’yü temsil ediyor










Aslanlar ise kenti koruyan sehir duvarlarını simgeliyor Kız Kulesi ise IÖ 6 ve 7 yüzyıldan kalma yapıların üzerine 12 yüzyılda insa edildi Terasından Içeri Sehir’le birlikte bütün Bakü’yü seyretmek mümkün Listede yer alan Sirvarsahlar Sarayı ise Asya tas mimarisinin en görkemli örneklerinden biri kabul ediliyor Saraya insa edildigi 15 yüzyıldan beri birçok dönemde bütünü bozmayan eklemeler yapıldı





Belçika



Belçika
Fotoğraf: Hakan Öge



Belçika’nın kuzeyinde, Flamanların agırlıkta oldugu Flanders bölgesinin merkezi Brugge (Fransızcadaki adı Bruges) Kent sadece Belçika’nın degil, Avrupa’nın en romantik kentlerinden biri kabul ediliyor Ortaçag mimarisi nedeniyle tarihi kent merkezi 2000 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Kanalların çevreledigi Brugge, “Kuzeyin Venedik”i olarak da anılıyor Kanallar boyunca kenti “canot” adı verilen sandallarla gezmek mümkün








Flandre kontunun kurdugu Brugge 12 yüzyıldan baslayarak 14 yüzyılda dünyanın en önemli açık pazarlarından biri oldu Bir dönem önemini kaybettiyse de 19 yüzyılın ikinci yarısında nostalji pesindeki ressam ve yazarlar sayesinde romantizmin simgesi haline geldi Kırmızı çatılı eski evlerle çevrili Brugge’nin en önemli meydanı “Büyük Saray” 13 yüzyılda yapıldı Eskiden yiyecek pazarı olarak kullanılan meydanın etrafı bugün restoranlar, kahveler, birahaneler ve birbirinden güzel yapılarla çevrili Meydandaki ünlü Beff roi, 12 yüzyılda gözetleme kulesi olarak insa edildi Notre Dame Kilisesi ve 14 yüzyılda insa edilen belediye binası kentin önemli mimari degerleri arasında “Beguin” denilen Flaman rahibelere mahsus manastır Le Beguinage ise Brugge’nin en ilginç yeri Buradaki beyaz evlerde siyah giysili, beyaz baslıklı rahibeler eski gelenekleri yasatıyor Kentin müzelerinde Jan van Eyck, Hans Memling gibi Flaman ressamların eserleri de sergileniyor











Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Potosi




Bolivya
Fotoğraf: Ali Murat Atay



Bolivya’nın baskenti La Paz’ın güneydogusunda, 4 bin 890 metre yükseklikteki Cerro Rico Dagı’nın eteklerine kurulu bir kent Potosi Ününü ve zenginligini bu dagdaki zengin gümüs madenlerine borçlu Dünyanın en yüksek rakımlı maden yataklarına sahip kent 1987’de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Gümüsün bulunmasıyla birlikte Potosi, 16 yüzyılda dünyanın sayılı endüstri merkezlerinden biri oldu Maden arama çalısmalarını Ispanyol sömürge valisi Carlos 1545’te baslattı Binlerce yerli, köle olarak maden aramada çalıstırıldı Ilk gümüsün Ispanya’ya naklinden sonra Ispanyollar binlerce Afrikalı köleyi buraya getirdi Ancak tropik ve alçak cografyadan bu kuru ve yüksek yere gelen Afrikalıların çok azı hayatta kaldı Darphanenin 1672 yılında kurulmasından sonra Avrupalıların akınına ugrayan Potosi, 80 kilisesi ve 200 bin kisiye ulasan nüfusuyla dönemin en kalabalık ve zengin kentleri arasında yerini aldı Ancak kentin parlak günleri 19 yüzyılda gümüs kaynaklarının tükenmesi ve bagımsızlık çatısmalarıyla sona erdi Günümüzde sadece küçük miktarlarda gümüs çıkarılıyor










Ancak madenler ve geçmisin ihtisamlı günlerini hatırlatan yapılarıyla Potosi, Bolivya’nın en ragbet gören turistik noktalarından biri Arcos de Cobija, Calle Quijarro, Casa de las Tres Portadas, San Lorenzo Kilisesi ve maden isçilerinin kulübeleri kentin tarihi mirası Günümüzde madenlere turlar düzenleniyor




Mostar Köprüsü




Bosna Hersek
Fotoğraf: Oktay Uludağ



Bosna Hersek’in güneydogusunda yer alan Mostar, Neretva Nehri kenarına kurulu küçük bir kent Nehrin iki yakasını 400 yıldan fazla birbirine baglayan Eski Köprü, 9 Kasım 1993 tarihinde Hırvat toplarının atesiyle yıkıldı Bosna Hersek’te barıs 1995 yılında saglandı Mostar’da yasayan Hırvat ve Müslüman toplumu barıstırmak için bir simge olarak kabul edilen köprünün onarımına da birçok ülke destek verdi Bunların arasında Türkiye, Hollanda, Italya ile UNESCO ve Dünya Bankası da yer aldı Onarımına 2001 yılında baslanan köprüde Anadolu’dan gelen tas ustaları da görev aldı Yeni köprü 23 Temmuz 2004 yılında açıldı, 2005’te de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girdi










Mostar’ın ortasından geçen bulvarın batısında Hırvat, dogusunda ise Bosnak toplumu yasıyor, köprü de Bosnak tarafında bulunuyor Kanuni Sultan Süleyman Mostar’a bir köprü yapılması için Mimar Sinan’ı görevlendirmisti Çizimlerini Sinan’ın yaptıgı köprü Mimar Hayretin tarafından insa edildi Yapımına 1557 yılında baslanan, 28 buçuk metre yükseklige, 22 buçuk metre uzunluga sahip köprü 1566’da tamamlandı Köprünün “Tara” adı verilen ayagı o dönemde misafi rhane olarak hizmet veriyordu Evliya Çelebi, Seyahatname'sinin bir bölümünü Tara’da yazdı Osmanlı izlerinin yogun sekilde görüldügü Eski Çarsı’da bugün daha çok turistik esyalar satılıyor








Olinda




Fotoğraf: Hakan Öge



Brezilya’nın güneydogusunda, Atlas Okyanusu kıyısında yer alan Olinda kenti, bölgenin turizm ve sanat merkezi Portekizlilerin 16 yüzyılda kurdugu kent o günden beri özgünlügünü büyük ölçüde korudu Brezilya’nın sekerkamısıyla tanısması ve kentin kurulması aynı tarihlere rastlar Olinda zengin sekerkamısı üreticileri ve tüccarların kiliselerle malikâneler insa etmesiyle 1535’te kuruldu Kısa bir süre sonra, 1600’lerde Brezilya’nın en zengin kentlerinden biri oldu Hollandalıların kenti 1631 yılında yakıp yıkmasından sonra tekrar önem kazanması 18 yüzyıla rastladı Bu tarihlerde Brezilya’nın ilk hukuk okulunun burada açılmasıyla ülkenin önemli egitim merkezlerinden biri haline geldi










Kent 16 ve 17 yüzyıllarda yapılan süslü kilise ve manastırlarıyla, sömürge döneminden kalma yapılarıyla dikkat çekiyor Güneyindeki Recife kenti 20 yüzyılda ticari bir merkez olurken Olinda, Pernambuco eyaletinin kültür, turizm ve sanat merkezi haline geldi UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1982'de eklendi Ayrıca 2006’da Brezilya’nın ilk kültür baskenti seçildi Ülkede Rio Karnavalı’ndan sonra en renkli festivale Olinda ev sahipligi yapıyor Ahsap oymacılıgı yapan ve çanak çömlek üreten birçok sanatçı da kente renk katıyor Kent merkezindeki müzede ise ülkenin geleneksel seyyar kukla tiyatrolarından toplanan yaklasık bin kadar orijinal kukla sergileniyor






Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi





Prag



Çek Cumhuriyeti
Fotoğraf: Oktay Uludağ



Çek Cumhuriyeti’nin baskenti olan Prag’da 11 ve 18 yüzyıllar arasında insa edilen romanesk, gotik, barok, rokoko, klasik ve yeni klasik dönemlere ait 1700’den fazla mimarlık ve sanat anıtı bulunuyor Bütün bu zenginlikleriyle kent 1992 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne katıldı Prag’ın ortasından geçen Vltava Nehri’nin batı yakasında Prag Kalesi ve bahçelerle kaplı Küçük Mahalle bulunuyor Nehrin dogu yakasında ise Yahudi Mahallesi, Eski Sehir ve Yeni Sehir yer alıyor Iki yaka birbirine birçok köprüyle baglanıyor Bunların en ünlüsü Karlov Köprüsü birçok heykelle süslü Çevresi surlarla çevrili Prag Kalesi’nde Kraliyet Bahçeleri, St Vitus Katedrali, Eski Kraliyet Sarayı, St George Bazilikası gibi birçok tarihi yapı bulunuyor








Kalenin yamaçlarına pazaryeri olarak kurulan Küçük Mahalle (Malá Strana) 17 ve 18 yüzyıllarda insa edilen barok kilise, saray ve evlerle çevrili Dar ve dik sokakları tarihi yapılarla dolu bölgede geleneksel yapı büyük ölçüde korunmus Eski Sehir, Vlata Nehri’nin dogu kıyısına 11 yüzyılda kuruldu Belediye Sarayı’nın buraya kurulmasıyla kent için önemi arttı Aziz Yakub, Aziz Niklaus, Aziz Gall, Aziz Giles kiliseleri ile birlikte Kinski Clam Gallas, Kunstat Lordları sarayları Eski Sehir’de yer alıyor Yeni Sehir ise IV Karl tarafından 1348’de kurulmus ve zanaatkârla tüccarlar yerlesmisti Bugün ayakta kalan yapıların büyük bir kısmı 19 ve 20 yüzyıldan








Çin Seddi



Çin
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Çin Seddi uzun bir sürede, 20’den fazla krallık tarafından yaratıldı Görkemi biraz da buradan geliyor Bölgede daha önce de setler insa edilmisti Çin’in ilk Imparatoru Shi-Huang-Ti ise sınırlarını daha önce benzeri görülmemis, asılmaz bir duvarla kapatmaya karar verdi Ilk yapılan duvarlar IÖ 221’den itibaren birlestirilmeye baslandı Bu faaliyet neredeyse iki bin yıl sürdü En sonunda, Ming hanedanlıgı zamanında ortaya 6 bin 700 kilometrelik Çin Seddi çıktı Çin’in kuzeybatısı boyunca uzanan dünyanın bu en uzun savunma duvarı 1987’de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Kalıntılar Po Hay Körfezi’nde deniz kıyısında baslıyor Pekin’in kuzeyinden geçerek batıya yöneliyor ve Huang-Ho Nehri’ni geçerek güneybatıya uzanıyor Gobi Çölü’nün güneyinden batıya yöneliyor Bugün, Ming hanedanlıgı döneminde yapılan üç bin kilometrelik bölüm ayakta Seddin tamamı tugladan olusmuyor, bazı noktaları kum, kerpiç gibi zayıf malzemelerden








Duvarların yüksekligi dört ile altı metre arasında degisirken kalınlık altı metre civarında Seddin genisledigi bölümlerde atlar ve arabalar ilerleyebiliyor Set üzerinde ortalama 200 metrede bir gözetleme kulesi veya kale, dokuz kilometrede bir fener, yer yer saray ve tapınaklara rastlanıyor Insasında halkın, askerlerin, mahkûmların ve hatta çocukların bile çalıstıgı bu muazzam yapı binlerce insanın da hayatına mal oldu







Tallinn



Estonya
Fotoğraf: Sinan Çakmak



Kuzey Avrupa’da ortaçag mimari dokusunu en iyi korumus kent Tallinn Estonya’nın baskenti Baltık Denizi kıyısında önemli bir tarihi liman ve eski bir Hansa Birligi üyesi Liman kentleri arasında kurulan bir ittifak olan Hansa, Tallinn’e 14 yüzyıldan sonra önemli bir ekonomik ve siyasi güç getirmisti Çaglar boyunca Danimarka, Isveç ve Rus egemenliginde yasayan Estonya, 1991’de bagımsızlıgına kavustu ve Tallinn baskent oldu Eski Tallinn’in girisini Viru Kapısı isaretliyor Raekoja Plats (Belediye Meydanı) çevresinde uzanan dar sokaklar ortaçag mimarisinden örnekler sergiliyor Gotik eski belediye binası, Niguliste Kilisesi, Oleviste Kilisesi ve eski tüccarların gösterisli konutları Tallinn’in tarihi kısmını taçlandıran yapılar Insası 13 yüzyıla kadar uzanan Toompea Kalesi de kentin en eski köselerinden biri Burası ayrıca kenti seyretmek için uygun bir manzara noktası










Ortodoksların Nevski Katedrali ise Ruslardan kalan en önemli eser olarak dikkat çekiyor Estonya Sanat Müzesi, opera ve tiyatro binaları Tallinn’in diger önemli mimari anıtları Kentin yeni yüzü de komünist dönem yapılarından son teknolojilerin ürünü binalara kadar birçok unsuru birlestiriyor Rocca al Mare, Estonya’nın dört bir yanından getirilen çiftlik evlerini, kiliseleri, yel degirmenlerini sergiliyor Bu açık hava müzesi 80 hektara yayılıyor ve 70’ten fazla yapıya sahip











Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Aksum



Etiyopya
Fotoğraf: Ali Murat Atay



Aksum Krallıgı, IS 1 ve 7 yüzyıllar boyunca Etiyopya’nın kuzeyinde güçlü bir devlet oldu Krallıgın en çarpıcı kalıntıları 1 ve 13 yüzyıllar arasında yontulan dev dikilitaslar Aksum’un 1980’de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmasını sagladı Aksum Krallıgı’nın adı antik dönemde Pers, Çin ve Roma imparatorluklarıyla birlikte anılıyordu Kızıldeniz’in kıyısındaki Adulis’ten vahsi hayvanlar, deri, fildisi ve tahıl ihraç ediliyordu Aksum’un hemen çıkısındaki Dikilitas Parkı’nda irili ufaklı birçok eser görülebiliyor Devrilmemis en uzun dikilitas 21 metre Biraz ötesinde yerde yatan 34 metrelik dev tas, dünya tarihindeki en büyük dikilitas olarak biliniyor Dikilitas Parkı’nın altı kazıldıgında iç içe geçmis odalardan olusan anıtmezarlarla karsılasılması, bunların aslında birer mezar tası oldugunu gösteriyor Aksum’un birkaç kilometre dısında bir tepede dikilitas üretiminde halkın büyük çogunlugunun çalıstırıldıgı düsünülüyor Taslar yerlerine insan gücüyle ve fillerle tasınıyordu








Aksumlular Hıristiyanlıgı 4 yüzyılda Kral Ezana zamanında kabul etti Aksum yakınındaki anıtmezarlarda Hıristiyanlıgın simgesi haç kabartmaları bulunuyor Ünlü Saba Melikesi Belkıs' mal edilen sarayın kalıntısı da Aksum’a çok yakın Ikinci Dünya Savası sırasında Mussolini’nin emriyle Italya’ya götürülen 25 metrelik tas, 2005’te Etiyopya’ya döndü UNESCO’nun çabalarıyla orijinal yerine konulan anıt Eylül 2008’de ziyarete açıldı




Paris Seine Kıyıları



Fransa
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Mans Denizi’ne dökülen Seine Irmagı Paris’i ikiye böler Nehrin iki kıyısı kentin tüm tarihine tanıklık etmistir ve dünya sanat tarihinin basyapıtlarına da ev sahipligi yapar Tüm bu degerleriyle Seine Irmagı’nın kıyıları UNESCO tarafından 1991’de Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Yılda ortalama 27 milyon kisinin ziyaret ettigi Paris’te 134 müze, 374 sinema salonu ve 143 tiyatro bulunuyor Ayrıca kentte yılda ortalama 730 fi lm çekiliyor Sen Irmagı’nın sag yakasında, kente egemen bir noktada Chaillot Sarayı ve onun da hemen yamacında Trocadero Bahçeleri bulunuyor Iena Köprüsü’nün karsısında da Eiff el Kulesi yükseliyor Paris’in simgesi 324 metrelik kule Gustave Eiff el tarafından 1889’da insa edildi Seine Nehri üzerindeki küçük ada Cite’nin batısında ünlü Louvre Müzesi bulunuyor








Gotik katedral Notre Dame, Cite’nin üstünde 1163’te insa edildi Seine üzerinde bulunan 37 köprüden en eskisi Pont Neuf, Cite’nin ucundan geçerek iki yakayı birbirine baglıyor Yine sag yakada Marie Köprüsü’nü izleyen yol ünlü Bastille Meydanı’na uzanıyor Kraliyet Sarayı, Zafer Takkı, Madeleine Kilisesi, Belediye Binası gibi tarihte birçok önemli olaya tanıklık etmis eser barındırıyor Paris Haussmann ise 19 yüzyılda iki yanında agaçlar sıralanan genis bulvarlar açarak kente damgasını vurmustu Mimari degerlerinin yanı sıra kent edebiyat ve resim sanatlarının tarihinde de önemli









Tac Mahal



Hindistan
Foroğraf: Özcan Yüksek



Yeryuvarlagının en etkileyici mimari eserlerini bırakanların arasına mutlaka Babür Imparatorlugu’nu eklemek gerekir Timur’un soyundan geldikleri için tarihe yanlıslıkla Mogol Imparatorlugu olarak geçmistir Torunu Zahireddin Muhammed Babür, Semerkand’dan gelerek Hindistan’da kurdugu imparatorlugun öyküsünü Babürname adlı kitapta Türkçe olarak kaleme almıstır Bu hükümdarlıgın besinci sahı Sahcihan (1593-1666), 14’üncü çocugunu dünyaya getirirken can veren çok sevdigi karısı için dünya tarihinin en görkemli ask tapınagını insa etmistir Zamanın Babür baskenti Agra’daki bu türbenin adı Tac Mahal’dir









Türbede yatan sultan esinin asıl ismi Ercümend Banu, ona layık görülen ikinci ismi ise Mümtaz Mahal’dir Ingilizler gelene degin dört asır boyunca Hindistan’ın büyük bölümüne egemen olan Hint-Türk Imparatorlugu’ndan Yeni Delhi’den Lahor’a ve daha ötesine uzanan sayısız mimari eser kalmıstır Bunların içinde en görkemlisi, beyaz mermerden insa edilmis, parlak yüzeylerine degerli ve yarı degerli yüz binlerce tas, yakut, akik, pırlanta, inci, firuze islenmis, Yamuna Nehri’nin kıyısındaki Tac Mahal’dir Dünyanın Yedi Harikası arasında sayılır Bu eseri 1652’de tamamlatan Sahcihan, nehrin karsı kıyısına kendisi için de siyah mermerden bir türbe yaptırmak istemis ama oglu Evrengiz bu pahalı arzuya müsaade etmemistir Tac Mahal’in bulundugu Agra kenti, Yeni Delhi’ye 200 kilometre uzaklıktadır












Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Samarra



Irak
Fotoğraf: Fatih Pınar



Dicle Nehri kıyısında, Irak’ın baskenti Bagdat’ın 130 kilometre kuzeyinde yer alıyor Samarra UNESCO 2007’de kentteki arkeolojik kalıntıları kayda geçirdikten sonra Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aldı ve derhal tehlike altında ilan etti Irak’ın 2003’teki isgalinden Samarra da etkilendi Kentteki El Askeriye Camii 2006 ve 2007 yıllarında bombalandı Saldırıda caminin altın kubbe ve çinilerle süslü ana kapısı ve iki minaresi tahrip oldu Burada, Hz Muhammed’in soyundan gelen iki Sii imamın mezarları da bulunuyor: Dokuzuncu yüzyılda yasayan 10 ve 11 imamlar Ali el Hadi ile oglu Hasan el Askeri Cami ve külliyesi adını El Askeri’den alıyor Her yıl milyonlarca Sii, burayı ziyaret ediyor







UNESCO yetkilileri Samarra’daki kutsal mekânların saldırılara hedef olmasından endise duyuyor Kent IÖ 5 binyıldan kalma bir yerlesmenin bulundugu yerde IS 3-7 yüzyıl arasında kuruldu Abbasi Halifesi Mutasım 836 yılında Samarra’yı yeni baskent ilan etti Burası, orijinal yapılarıyla ayakta kalabilmis nadir Islam baskentlerinden biri kabul ediliyor Samarra Ulu Camii, binlerce askerin bir arada ibadet edebilmesi için, Abbasi Halifesi Mütevekkil tarafından 846-852 yıllarında yaptırıldı Bu büyük cami bugün yıkıntı halinde ama spiral minaresi halen ayakta duruyor Ulu Cami'nin yakınında bugün yıkıntı halinde olan Ebu Dulef Camii bulunuyor




Persepolis



İran
Fotoğraf: Ferda Çağlayan



Pers Imparatorlugu’nun son baskenti Persepolis, eksiksiz bir sanatsal düzene sahip kraliyet ideolojisinin en iyi yansıtıldıgı yerdi Insasını I Dareios’un baslattıgı kent, birlik içinde ve barıs dolu bir imparatorluk görüntüsü olusturmak istiyordu Persepolis’teki saray kompleksi olasılıkla IÖ 518-516 yılları arasında kuruldu Ovaya hâkim bir tepenin yamacındaki saray genis bir setin üzerindeydi Yaklasık 450x300 metre boyutlarındaki kompleks, yönetim meclisi ve resmi karsılama merkezi olarak tasarlanmıstı








Hazine odası, ganimetlerin ve Persler için dini bir kutlama olan, aynı zamanda kralın da yüceligini perçinleyen Yeni Yıl Festivali’nde gönderilen yıllık vergilerin depolanması için kullanılırdı Kare biçimli kabul salonu Apadana, basamaklarla erisilen bir platformun üzerindeydi Dareios’un vârisi I Kserkses, Dareios’un Sarayı adı verilen küçük bir saray insa ettirdi Kserkses, kabul salonunun kuzeyine Bütün Halkların Kapısı’nı yaptırdı Batı yönünde bir çift koca boga tarafından korunan kapıyı, doguda sakallı insan seklinde boga fi gürleri bekliyordu Ön kapıda, kente girisi saglayan çift trabzanlı merdivenler vardı Kserkses, bu sarayın iki katı büyüklügünde, Kserkses Sarayı olarak bilinen ikinci bir yapı daha insa ettirdi Kserkses’in oglu I Artakserkses daha sonra kendi sarayını ve Apadana’dan sonra ikinci büyüklükteki heybetli Yüz Sütun Salonu’nu yaptırdı Kent büyük olasılıkla IÖ 450 yılında tamamlandı




Elhamra Sarayı



İspnya
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Islam sanatının en parlak, en görkemli eserlerinden biri Elhamra Sarayı Binbir Gece Masalları’nda anlatılan rüya saraylar bile onun yanında sönük kalır Saray insa edilirken her detay düsünülmüs, mutlu bir yasam için gerekli her sey özenle planlanmıs Saray, “dıs âlemle inanılmaz bir uyum ve zarafet” saglıyor Bu öyle bir zarafet ki “el degse kırılıp dökülecek hissi veriyor” Ispanya’da bugünkü Granada (Gırnata) kentinde bulunan Elhamra Sarayı, ülkede 780 yıl hüküm süren Müslüman Araplara ait Ispanya’ya 711 yılında çıkan Araplar, kısa sürede tüm yarımadayı kontrol altına aldı ve essiz bir uygarlık gelistirdi Kurtuba (Kordoba), Isbiliye (Sevilla), Gırnata, Toledo onların zamanında Avrupa’nın en zengin sehirleri haline geldi Endülüs Emevi Devleti, 11 yüzyılın baslarında emirliklere bölündü








Bu bölünme, Hıristiyanların karsı saldırısıyla birlesince, Arapların Ispanya’daki varlıgı tehlikeye girdi Emirlikler bir bir Hıristiyan krallar tarafından ilhak edildi Sadece Nasri hanedanı elindeki Gırnata Emirligi varlıgını sürdürdü Elhamra Sarayı’nı da iste bu hanedana mensup I Muhammed yaptırdı Yapımına 1232’de baslanan saray eklemelerle genisledi Ta ki 1492’ye kadar; bu tarihte Gırnata Emirligi Hıristiyanlar tarafından ortadan kaldırıldı Elhamra Sarayı yüzyıllar boyunca yıkıma ve yalnızlıga terk edildi Geçtigimiz yüzyıl restore edilen saray, simdi Ispanya’nın en gözde eseri









Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Venedik ve Lagünleri



İtalya
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Roma’ya ilerleyen Gotlardan kaçan Veneto halkının sıgındıgı bataklık kıyı ve 118 adacık üzerinde 5 yüzyılda dogdu Venedik Denizcilik merkezi olması ve ihtisamlı döneminin baslaması 10 yüzyıla rastlıyor San Marco Meydanı kentin kalbi Meydanın denize bakan yakasını süsleyen iki dev sütunun üzerindeki aslan ve timsah heykeli Istanbul’dan getirildi Venedik Imparatorlugu’nun Avrupa’da türünün ilki sayılan büyük tersanesi Castello’da bulunuyor Kentin önemli yapıları arasında San Marco Bazilikası, Düklük Sarayı, Türk Sarayı, San Zanipolo geliyor








Ancak kentin en küçük yapıları bile usta mimarların imzasını tasıyor Giorgione, Titian, Tintoretto, Veronese gibi büyük sanatçıların eserleri basta Accademia ve Peggy Guggenheim olmak üzere kentin her yerine dagılan sayısız galeride sergileniyor Her biri bir sanat ürünü sayılan ancak 16 yüzyılda çok süslü oldukları için özel bir yasayla sadelestirilen gondollar da Venedik’i ayrıcalıklı kılıyor Kanalların iki yakası birbirine yüzlerce köprüyle baglanıyor Aralarında Murano, Burano, Torcello, Guidecca, San Michele ve Lido’nun yer aldıgı adalar da “vaporetto”larla kent merkezine baglıyor Tarihte dıs dünyadan koruyan sular, onu taskınlarla tehdit ediyor Suyun yarattıgı erozyonu önleme, binaları saglamlastırma projeleri hiç bitmeyecek gibi görünüyor Venedik, özellikle her yıl subat ayında düzenlenen Venedik Karnavalı’nda binlerce turisti agırlıyor







Kyoto



Japonya
Fotoğraf: İzzet Keribar



Kyoto, Japonya’nın en önemli kültürel ve dinsel merkezlerinden biri Japon Imparatorlugu’na 8 yüzyıldan 19 yüzyıla kadar baskentlik yapan Kyoto, Japon mimarisinin, özellikle geleneksel ahsap yapıların en güzel örneklerini sergiliyor Ayrıca kent çevresinde genis tarihi bahçeler uzanıyor “Kyoto’nun Antik Anıtları” 1994 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Söz konusu alan komsu Uji ve Otsu kentlerindeki eserleri de kapsıyor Kyoto’nun birçok noktasında görkemli Budist ve Sinto tapınakları bulunuyor Japonya’nın en ünlü ahsap tapınaklarından Kiyomizu-dera ile Kinkaku-ji, Ryoan-ji bunlardan bazıları Diger mimari anıtların baslıcaları ise Kyoto Imparatorluk Sarayı, Sento Imparatorluk Sarayı ile Takugava döneminden kalan Nijo Satosu Eski kent birbirine bitisik dükkânlar ve konutlardan olusuyor








Kyoto, Ikinci Dünya Savası’nda büyük bir yıkım görmedigi için tarihi mimari ve kentsel dokusunu büyük ölçüde koruyor Bu durum Kyoto’yu günümüzde Japonya için en önemli kültür sanat merkezlerinden biri yapıyor Ülkenin ulusal hazinelerinin yüzde 20’si, önemli kültürel alanlarının ise yüzde 14’ü Kyoto’da bulunuyor Kentte Aoi Masturi, Gion Masturi gibi festivaller yapılıyor, gelenekler canlandırılıyor ve sokaklar fenerlerle süsleniyor Kyoto’da ayrıca No ve Kabuki tiyatroları oyunlarını sergiliyor, Japon makak maymunlarının görülebilecegi bir de park bulunuyor




Angkor



Kamboçya
Fotoğraf: Öztürk KKayıkçı



Güneydogu Asya’nın en önemli arkeolojik alanlarından biri Angkor Kmer Imparatorlugu’na ait kalıntıların uzandıgı, ormanlarla kaplı yaklasık 400 kilometrekarelik alan 1992 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Kral 2 Jayavarman tarafından kurulan Kmer Imparatorlugu 9 yüzyıldan 15 yüzyıla kadar bölgede hâkimiyetini sürdürdü Imparatorlugun merkezi de Angkor’du Alanda yüzlerce tapınak ve diger binalar bulunuyor Ilk insa edilen Angkor Wat’ın ardından Kmer Imparatorlugu’nun kralları yıllar içinde ölümsüz Tanrılarına adadıkları degisik özelliklerde tapınaklar yaptırdı Kraliyet sarayına ait kalıntıların dısında ziyarete açık olan yerlerin çogu dini yapı








Günümüze kadar çok iyi korunan ve kentin en büyük dini yapılardan biri kabul edilen Angkor Wat 12 yüzyılda Kral 2 Suryavarman döneminde yapıldı Tapınak daha sonra Hinduizm, Budizm gibi dinler için de kutsal bir merkez haline geldi Klasik Kmer mimarisinin özelliklerinin görüldügü bu muhtesem yapı Kamboçya Krallıgı’nın da sembolü oldu Evrenin düzen ve uyumunu saglayan Hindu Tanrı Visnu’ya adanan Angkor Wat, genis bir hendekle çevrili Dev kayalara oyulmus Bayon, rölyefleri ve ince islemeleriyle ünlü Banteay Srei ve dev agaçların arasında kalan Ta Prohm bölgenin diger önemli tapınakları arasında











Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Kudüs



Fotoğraf: Ertuğrul Balıkçıoğlu



Kudüs, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar için önemli bir kent Sembolik, görkemli tarihi yapılarla bezeli Yapıların büyük bölümü eski kentte yer alıyor Ezan ve ilahi seslerinin; günlük, amber ve kandil kokularının birbirine dolanarak yayıldıgı Kudüs’te 200’ün üzerinde tarihi eser bulunuyor Altın kubbeli Kubbetüssahra’nın bulundugu yerde Hz Muhammed’in miraç için göge yükseldigine inanılıyor; türbenin altında “dünyanın temel tası” denilen bir kaya bulunuyor Yapım tarihi 691 Yine Hz Muhammed’in miraca çıktıgına inanılan El Aksa Camii de aynı tepede; eserin bazilikadan camiye dönüstürüldügü tarih 638 Kutsal Kabir (Kıyame) Kilisesi ise inanısa göre Hz Isa’nın çarmıhtan indirildikten sonra getirildigi yerde yapılmıstı








Kıpti, Katolik, Ermeni Gregoryan ve Ortodoks kiliseleri burayı paylasamıyor Bir diger simgesel yapı Yahudilerin kutsal saydıgı Aglama Duvarı IÖ 5 yüzyıldan kalma Babilliler tarafından yıkılan görkemli bir tapınagın kalıntısı Yahudiler burada sallanarak dua ediyor ama uzaktan sanki aglıyorlarmıs gibi görünüyorlar; bu yüzden de buraya “Aglama Duvarı” denilmis Hz Davut Kulesi ise 1 yüzyıla ait Saray olarak insa edilen yapıda üç dev kule bulunuyor Bugünkü formunu Kanuni Sultan Süleyman döneminde aldı Ayrıca kent sekiz kapısı bulunan görkemli surlarla çevrili “Yeni Kapı” adıyla bilinen son kapı II Abdülhamit tarafından 1887 yılında yaptırıldı




Havana



Küba
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Küba’nın baskenti Havana, Avrupalıların Amerika kıtasında kurdugu en eski yerlesimlerden biri Havana, Ispanyol Diego Velázquez de Cuéllar tarafından 1519'da kuruldu Birkaç kez korsanlar tarafından yakılıp yıkılan kenti Ispanyollar bir kaleyle korumaya çalıstı Kent 17 yüzyılda Karayipler’in gemi insa merkezi oldu Kentin Eski Havana (Habana Vieja) bölümü UNESCO tarafından 1982’de Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Bugün nüfusu 2 milyonu asan modern Havana’nın eski kent merkezinde üç binden fazla yapı mevcut








Burası barok ve neoklasik yapıları, balkonlu, demir kapılı ve avlulu evleriyle çok sayıda turisti agırlıyor Eski kentin merkezi Plaza de Armas, 16 yüzyılda askeri törenlerin ve gösterilerin yapıldıgı bir meydandı Castillo de los Tres Reyes Magos del Morroise, 1589’da kenti korumak için limanın girisine insa edildi Deniz feneri de 1846’da eklendi Fortaleza de San Carlos de la Cabana ise limanın batısında 18 yüzyılda insa edilen bir kale Kentte 200 yıl boyunca hem askeri bina, hem de hapishane olarak kullanılan yapı 1959’da Che Guevara önderligindeki devrimciler tarafından ele geçirildi Yapı günümüzde birçok müzeye sahip halka açık bir alan Real Fuerza Kalesi, San Salvador de la Punta Kalesi, San Cristóbal Katedrali, San Francisco de la Habana Bazilikası, tiyatro binası, Devrim Müzesi olarak hizmet veren eski baskanlık sarayı Eski Havana’nın önemli tarihi yapıları arasında







Budapeşte


Macaristan
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Budapeste, Tuna Nehri kıyısındaki Buda, Obuda, ve Peste kentlerinin 1873 yılında birlesmesiyle olustu Bu yörede daha önce Romalıların Aquincum kenti bulunuyordu Macar kültürü için giderek önem kazanan bölgede Alman ve Slavların etkisi de her zaman hissedildi Buda ve Peste’de 1541’de 145 yıl sürecek Osmanlı egemenligi basladı Kent daha sonraki yüzyıllarda ise Avusturya Macaristan Imparatorlugu’nun Viyana’dan sonra en önemli ikinci merkezi haline geldi Tuna’nın batı yakasındaki Buda’da ortaçag sokakları hâlâ varlıgını koruyor






Buda Kalesi, kente hâkim ve tarihi bir alan; Ingiliz parlamentosundan esinlenilerek yapılan yeni gotik üsluptaki Macaristan Parlamento Binası ise Peste tarafında Budapeste özgün cografyasını Tuna Nehri’ne borçlu Suyun iki yanında yükselen tepeler genis bir alanı görürken bir buçuk kilometre uzunlugundaki Margit Adası yesil alan olarak kullanılıyor Hizmete 1849 yılında giren Zincirli Köprü ise tüm Tuna üzerindeki en güzel köprü Aziz Istvan Bazilikası, Opera Binası, Kahramanlar Meydanı, Güzel Sanatlar Müzesi Budapeste’nin önemli yapıtları arasında geliyor Franz Liszt’in 1875’te kurdugu müzik akademisi de dünya çapında ününü sürdürüyor Macaristan’ın baskenti ayrıca görkemli hamamlarıyla anılıyor Günümüzde Budapeste’de Gül Baba Türbesi ve diger bir iki örnek dısında Osmanlı eseri bulunmuyor








Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi





Timbuktu



Mali
Fotoğraf: Ali Murat Atay



Dünyanın en eski üniversitelerinden birine sahip Timbuktu, Islam’ın 15 ve 16 yüzyıllarda Afrika’da yayılmasında önemli rol oynadı Batı Afrika’daki Mali’de bulunan kent canlı bir entelektüel merkezdi, bu sayede yıllar içinde birçok mimari anıtla donatıldı Timbuktu günümüzde de Kuran üzerine çalısmalar yapan Sankore Üniversitesi, medreseleri ve çok sayıda elyazmasına sahip eski kütüphanesiyle ünlü Timbuktu’nun üç büyük camisi Djingareyber, Sankore ve Sidi Yahia Bu eserler sürekli bakım görmesine karsın çölün etkisi yüzünden tehdit altında








Kerpiç, camilere benzersiz görünümlerini kazandırıyor ama onları asınmaya karsı dayanıksız yapıyor Büyük Sahra Çölü’nün güney ucunda yer alan Timbuktu, kervanlar için önemli bir kavsak noktasıydı Bu özelligi günümüzde de sürüyor, develer hâlâ uzun yol kat edip ticaret yapmaya kente geliyor En önemli ürün, kuzeydeki yataklardan çıkarılan tuz Kentin yakınından geçen Nijer Nehri üzerindeki liman ise yine kumlar yüzünden Timbuktu’nun merkezinden uzaklasmıs durumda Timbuktu Batı Afrika halkları, Araplar ve Berberilerin bir araya geldigi önemli bir merkezdi; bu çesitlilik günümüzde de sürüyor ve kente zengin bir kültürel doku kazandırıyor Sahra’nın en eski sakinlerinden Tuaregler Timbuktu’da da en kalabalık gruplardan “Çölün efendileri” olarak bilinen ve erkeklerin giydigi mavi giysilerle ünlü Tuaregler göçebe yasamını sürdürüyor




Oaxaca ve Monte Ablan



Meksika
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Oaxaca (Vohaka olarak okunuyor) kenti ve hemen yakınındaki Monte Alban (Beyaz Daglar) harabeleri Meksika’nın güneyinde, Oaxaca Vadisi’nde yer alıyor Kentin sömürge dönemine ait yapıları ile Monte Alban’daki Zapotek kalıntıları UNESCO tarafından 1987’de Dünya Kültür Mirası Listesi’ne eklendi Bir Aztek garnizonu olarak 1486’da kurulan Oaxaca, 1521’de de Ispanyolların yönetimine geçti Kentin merkezi “Zocalo” olarak adlandırılan ana meydan En ihtisamlı dini yapısı Iglesia de Santo Domingo Kilisesi 1570 -1608 yılları arasında insa edildi









Kilisesin hemen yanında kentin tarihini anlatan Oaxacan Müzesi yer alıyor Daglardaki altın, gümüs, elmas gibi maden yataklarından dolayı islemeli takılar kentin önemli gelir kaynakları arasında Oaxaca’da yıl boyunca birçok festival kutlanıyor Bunların en renklisi Guelaguetza, temmuzda yapılıyor Oaxaca’ya 10 kilometre mesafede Zapoteklerin merkezi Monte Alban antik yerlesimi bulunuyor Kent IÖ 500’de kuruldu ve IS 900’e kadar yerlesim devam etti Kentin ilk kuranların Olmekler mi yoksa Zapotekler mi oldugu konusundaki tartısma arkeologlar arasında hâlâ devam ediyor Burada Zapotekler döneminden kalma mükemmel bir su, kanalizasyon sistemi ile yeraltı geçitleri ve tapınaklar bulunuyor Mikstekler zamanında ise kente ilginç kabartmalı birçok mezar eklendi Kentin en ilgi uyandıran kalıntıları arasında “Danzantes” (Dansçılar) Galerisi bulunuyor




Gize Piramitler



Mısır
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Mısırlıların fi ravunlar için insa ettigi piramitlerin en eskisi, Djozer (Zoser) adına IÖ 2630-2612 arasında yapılmıstı Sakkara’da bulunan ilk piramit, baska bir deyisle anıtmezar, mimar Imhotep tarafından tasarlandı Piramitlerin en büyügü ise Kahire yakınlarında, yaklasık 146 metre yükseklige sahip Keops Herodot bu yapıyı anlatırken agır tas blokları piramidin üstüne çıkarmak için 925 metre uzunlugunda, 19 metre genisliginde bir rampa kullanıldıgını söyler Sadece bu rampanın yapılması 10 yıl sürmüstü, 100 bin esir piramidi 30 yılda tamamlamıstı; yapımında 10- 15 ton agırlıgında 2 buçuk milyon kadar blok tas kullanılmıstı Keops Piramidi yaklasık 3 bin 800 yıl boyunca, 1300’de Ingiltere’de insa edilen 160 metre yükseklikteki Lincoln Katedrali’ne kadar dünyanın en büyük yapısı olarak kaldı








Mısır’da bulunan onlarca piramidin arasında, Keops Piramidi’nin de bulundugu Gize bölgesi özellikle dikkat çekiyor Burada “Büyük Piramit” de denen Keops’un yakınında ikinci büyük piramit, kardesi Kefren’in piramidi Buradaki küçük piramit ise IÖ 2500’lü yıllarda hüküm süren Mikerinos için insa edilmisti Firavunlar hükümdar olmanın ötesinde Tanrısal varlıklardı ve onlar için yapılan bu mühendislik harikaları yine Tanrısal bir gizeme sahip olmalıydı Piramitler gizli dehlizlere, kapılara sahipti; kralın ya da eslerinin mumyalanmıs bedenleri, hazinelerle birlikte piramidin içinde saklı bir odadaydı








Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Semerkant



Özbekistan
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Semerkant Orta Asya’nın kalbiydi; eski zaman seyyahlarının dedigi gibi “cennet pınarlarından bir pınar, cennet bahçelerinden bir bahçe idi” Fatihler ve halklar daima ona yürürdü Dünyayı fethe çıkan atlılar ilk ona kosar; dervisler, âlimler, seyyahlar, tacirler, misyonerler, Orta Asya ummanında kaybolanlar yollarını onun mavi kubbelerinden süzülen ısık sayesinde bulurdu Efrasiyab, binlerce yıllık geçmisi olan bu sehre ilk adlarından birini verdi Büyük Iskender, Asya’nın fethini Semerkant’la taçlandırdı








Cengiz Han, yıkıp yerle bir etmeden önce surları dibinde sabırla beklerken onun görkemine hayran kaldı Timur, tüm dünyaya “En büyük benim!” diye buradan haykırdı Bugün bile karsısında insanların hayranlıkla egildigi saheserlerle donattı Onun torunu Ulug Bey, burada gökle yarenlik kurdu, yıldızlarla konustu Özbekistan’ın en gözde sehri olan Semerkant, o görkemli geçmisin izlerini, büyük hükümdarların anılarını yasatmaya devam ediyor Dünyanın en eski sehirlerinden biri kabul edilen Semerkant, özellikle Timur dönemi tarihsel yapıtlarıyla dikkat çekiyor Antik Semerkant’ın kalıntılarının uzandıgı Efrasiyab Tepesi, dünyada esi benzeri bulunmayan Sah-ı Zinde mezarlıgının görkemli türbelerine ev sahipligi yapıyor Registan Meydanı (fotografta) ise Semerkant’ın kalbi Göz kamastırıcı medreselerin yanı sıra abidevi Bibi Hatun Camii ve Gur Emir Magbarası (Timur Türbesi), gezginleri parlak bir rüya âlemine sürüklüyor




Moenjodaro



Pakistan
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Yerel halkın 1922’de kesfedilmeden çok önce Ölüler Tepesi (Moenjodaro) adını verdigi kent, Indus’un, Nil ve Dicle-Fırat kıyısı sehirlerine rakip olarak sundugu yerdir UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1980'de eklendi Bu sehir, Indus uygarlıgını, Nil ve Mezopotamya ile aynı zamana ve aynı görkem sırasına yerlestiriyor Ates tuglalarıyla yapılmıs Moenjodaro dünyanın ilk sehirleri arasında sayılıyor








Belki Nil’deki gibi piramitler, Tanrıları tarif eden yüce heykeller, Sümer ve Babil’deki gibi Tanrılara adanmıs görkemli tapınaklar yok; kralların ve rahiplerin kudretlerini isaret eden ezici yapılar da ufukta gözükmüyor Ama Moenjodaro ve yine Pakistan’da bulunan Harappa sehirlerinde kamuya ve sıradan insanlara yönelik gelismis bir dagıtım ve paylasım örgütlenmesinden izler ve gelismis bir sehircilik var Antik Moenjodaro kenti, Sind’e baglı Larkana bölgesinin içinde yer alıyor; nüfusunun yaklasık 40 bin oldugu tahmin ediliyor Moenjodaro zaman zaman Indus taskınlarıyla karsı karsıya kalmıs ve asagı kent birkaç defa tahrip olmustu Ancak yukarı kentte, 13 metre yükseklikteki kale ve etrafındaki surlar zamanın saldırılarına basarıyla direndi Moenjodaro’daki en dikkat çekici yapı Büyük Hamam sayılabilir Hamamın etrafında kutsal yıkanma bölümlerinin bulundugu da tahmin ediliyor Hamamın bitisiginde büyükçe bir tahıl ambarı bulunuyor




Machu Picchu



Peru
Fotoğraf: Sinan Anadol



Inka hanedanlıgının 400 yıllık tarihinin sonlarında, 1460’lı yıllarda kurulan Machu Picchu sadece yüz yıl kadar ayakta kalabildi ve salgın hastalık nedeniyle terk edildi Kenti Inka halkının çogu görmemisti; Batılılar ise onunla 500 yıl sonra tanısacaktı And Dagları’nın 2 bin 400 metrelerine kurulan kenti 1911 yılında Amerikalı tarihçi Hiram Bingham kesfetti Kente Urubamba Vadisi’nden geçen 48 kilometrelik “Inka Kraliyet Yolu” ile ulasılıyordu Machu Picchu ziraat yapılan ve kamu ya da savunma yapılarının oldugu iki alana ayrılır Wayna Picchu tepesi de kentin üçüncü bölümü olarak kabul edilir








Antik kent genellikle saray ve tapınak yapılarından olusan bir kale kent görünümündedir Özel yapıların yanı sıra yerlesmede konut ve çarsı yapıları da vardır Bunların hepsinin üstünde de bütün dini törenlerin ve kutlamaların yapıldıgı alanlar, daha zengin görünümlü ve seçkinlere ait kayaya oyulmus anıtmezarlar bulunmaktadır Ardısık terasların üzerinde kurulan ve halka ait oldugu düsünülen yapılar dar sokaklar ve patikalar ile birbirlerine baglanır Bu alanın merkezinde, etrafı evlerle çevrili devasa bir meydan yer alır Kamu alanının çevresi kente girmeyi zorlastıran, kalın ve yüksek güçlü savunma duvarları ve kuru hendeklerle çevrelenmistir Dünya Harikalarından biri sayılan Machu Picchu aynı zamanda 1983’ten beri UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor













Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Belem Kulesi



Portekiz
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Belem Kulesi, Portekiz’in baskenti Lizbon’un bir bölgesi olan Belem’de yer alıyor Kule, Hindistan denizyolunu bulan Vasco de Gama’nın anısına 16 yüzyılın baslarında insa edildi Beyaz renkli bu gösterisli yapının görevi Tajo Nehri’nin girisini ve Lizbon Limanı’nı korumaktı Belem Kulesi gotik “Manuel” tarzıyla yapılmıs en ünlü eserlerden biriydi ve Portekiz’in kesifl er çagının sembolüydü Kule, yakınında bulunan ve yine Vasco de Gama için yapılan Jeronimos Manastırı’yla birlikte 1983 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Belem Kulesi, askeri mimar Francisco de Arruda tarafından yapılmıstı Arruda daha önce Fas’ta Portekiz için kaleler yapmıs ve mimari ufkunu genisletmisti








Bu yüzden eserleri Kuzey Afrika’dan da izler tasıyordu Belem Kulesi, 1840’lı yıllarda Kral Ikinci Ferdinand tarafından onarıldı ve yapıya yeni dekoratif unsurlar eklendi Portekiz, 1910 yılında da burayı ulusal anıt ilan etti Jeronimos Manastırı da 16 yüzyılın basında yapılmıstı Günümüzde gotik akımın Portekiz’deki en güzel örneklerinden biri kabul edilen Jeronimos Manastırı, gösterisli cephesi, genis iç mekanları, heykelleriyle görkemli bir mimarlık anıtı Küçük Belem bölgesi bu degerlerin yanı sıra genis bir halk sanatı koleksiyonunun bulundugu bir müzeye sahip Ayrıca Belem, Atlı Araba Müzesi'ne de ev sahipligi yapıyor








Petersburg



Rusya
Fotoğraf: Ahmet Özyurt



Çar Birinci Petro’nun emriyle 1703’te kurulan ve adını ondan alan Petersburg, kısa sürede Avrupa’nın en önemli kentleri arasına girdi Baltık Denizi kıyısındaki Petersburg, devrimin ardından 1918’de baskentin Moskova’ya tasınmasına kadar saraylar, müzeler, kütüphaneler, sanat eserleriyle bezendi Çarlıgın gücünü gösterecek dev bir eser olarak tasarlandı Günümüzde Rusya’nın ikinci büyük metropolü Petersburg, yaklasık dört milyon nüfusa sahip; önemli bir liman, canlı bir ticaret ve kültür merkezi








Petro’nun amacı, Batı Avrupa’dakilerle yarısacak bir kent yaratmaktı Neva Nehri’nin agzındaki kent, sellerden de korunmak amacıyla kanalarla ve onları asan köprülerle süslendi Donanma Sarayı, Aniçkov Köprüsü, Kazan Katedrali, Saray Meydanı, Dostoyevski ve diger Rus yazarlarının eserlerinde sıkça adı geçen Nevski Caddesi Petersburg’un en gösterisli köseleri arasında Aziz Isak Katedrali ise 100 kilogramlık saf altın kubbesiyle dikkat çekiyor Petersburg’daki Hermitaj dünyanın en büyük müze ve sanat galerilerinden Binlerce odaya sahip Hermitaj, en büyügü eski Kıslık Saray olan toplam bes binaya yayılıyor, müzede dünya sanat tarihinin önemli eserleri sergileniyor Rusya Müzesi’nde ise 12 ve 16 yüzyıllardan kalma ikonlarla portreler yer alıyor Kent 1924’ten sonra Leningrad adını aldı, 1991’de ise Petersburg adına geri dönüldü




Goree Adası



Senegal
Fotoğraf: Zafer Kızılkaya



Senegal’in baskenti Dakar’ın karsısında küçük bir ada Goree Atlas Okyanusu’ndaki bu kara parçası UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1978 yılında katıldı Adacıgın listeye alınma sebebi, insanlıga tarihin en büyük acılarından birini hatırlatmak Goree Adası, 15 yüzyıl ile 19 yüzyıl arasında Afrika kıtasındaki en büyük köle ticareti merkezlerinden biriydi Afrika’nın iç kesimlerden toplanan köleler, kıyılardaki menzil noktalarına getirilir ve buralardan gemilere bindirilerek Amerika’ya götürülürdü Yaklasık on, on iki milyon Afrikalı kölelestirilip Yenidünya’ya götürüldü Bu süreçte Afrika genç, verimli, saglıklı nüfusunu kaybetti








Bir zamanlar kölelerin kapatıldıgı hücrelerden olusan kompleks günümüzde ziyarete açık Köle evlerinin yanı sıra Portekizli, Hollandalı, Ingiliz ve Fransız köle tüccarlarına ait görkemli evler de aradaki farkın anlasılması için turistlere gösteriliyor Toplam altı yedi metrekarelik hücrelerde 15, 20 kadar köle duvara karsı boyunları ve elleri zincirli oturuyordu Kölelerin en degerlisi bakire genç kızlar için de ayrı evler insa edildi Ancak köle tüccarlarının tecavüzüne ugrayıp hamile kalanlar adada salıveriliyordu Adada 1999’dan beri her yılın 23 Agustos günü Uluslararası Köle Ticaretinin Kaldırılması ve Hatırlanması kap samında etkinlikler düzenleniyor Tarihin acı sayfaları hatırlanıyor





Children - Yanni, Robert Miles, Kitaro, Vangelis, Mike Oldfield































Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Dambulla Altın Tapınagı



Sri Lanka
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Eski zamandaki ve Binbir Gece Masalları’ndaki adıyla Serendip, simdiki adıyla Sri Lanka, bir önceki adıyla Seylan’da antik bir kent Dambulla Kentteki magaralar mabedi ve çevresi, adadaki Hint öncesi kültürün izlerini dahi tasır; IÖ 7 yüzyıla kadar gerilere giden bir kültür sunar Ama magaranın asıl önemi, IÖ 1 yüzyıldan kalma dev Buda heykelleri ve duvarlarındaki dinsel resimlerdir Kuzeydeki Anuradapura Kralı Valagamba, aynı yüzyılda bu magaralarda 14 yıl sürgün hayatı yasamıstır Magaralara, 11-12 ve 18’inci yüzyılda Hindu Tanrılarının resim ve heykelleri de eklenmistir Yerden 180 metre yükseklikteki dev kayalarda 80 magara tespit edilmistir Magaraların besinde Buda’nın kimisi 18 metreyi bulan 153 heykeli yer alır Ayrıca çok sayıda Tanrı, Tanrıça ve Sri Lanka kralının heykeli de vardır








Diger adı Dambulla Altın Tapınagı olan bu magaralar, 1992’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıstır Sri Lanka’da çogunlugu olusturan Sinhaliler, Budacı inanca sahiptir, azınlıktaki nüfus Tamiller ise Hindu inancına baglıdır Magaraların en önemlileri birinci ve ikinci magaralardır Birincisinin adı Kutsal Kralın Magarası’dır, içinde 14 metre yükseklikte bir Buda heykeli yer alır Ikincisi, Büyük Krallar Magarası’dır ve en büyük magaradır; içinde 16 oturan, 40 da ayakta Buda heykeli, Tanrı Saman ve Visnu’nun ve bazı Sri Lanka krallarının heykelleri vardır




Palmyra



Suriye
Fotoğraf: Cüneyt Oğuztüzün



Orta Suriye’de bulunan Palmyra antik kenti, “çölün gelini” olarak da biliniyor Çölü asan yolcular için önemli bir durak olan kent, yerel geleneklerle Roma ve Iran kültürlerini harmanlamıs ve antik dönemin önemli merkezlerinden biri haline gelmisti Anıtsal kalıntıları günümüzde de ıssız cografyanın ortasında yükselmeye devam ediyor Aramcanın konusuldugu Palmyra’nın ilk dönemleri hakkında ayrıntılı bilgi bulunmuyor ama adının eski kaynaklarda geçtigi görülüyor Önceleri bagımsız bir kent olan Palmyra, IS 1 yüzyılda Roma egemenligine girdi Sam’ı Fırat’a baglayan yol üzerinde bulundugundan önemini giderek arttırdı; 634 yılında da Müslüman komutan Halid bin Velid tarafından fethedildi Aramilerin büyük Tanrısı Bol için yapılan tapınak, kentin önemli kalıntıları arasında








Bu görkemli yapı, tüm Ortadogu’da antik dönemden kalan dini yapı örneklerinin içinde özel bir yere sahip Palmyra’da agora, senato, tiyatro, dini yapılar ve diger kalıntılar hâlâ görülebiliyor, çölün ortasında bulunması kentin dıs etkilerden korunmasını kolaylastırıyor Kent ayrıca IÖ 3 yüzyılda gelistirilen Sami kökenli “Palmyra alfabesi”yle de tarihsel açıdan önem tasıyor Palmyra yazıtları simdiye kadar Mısır’dan Italya’ya kadar birçok ülkede bulundu UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1980 yılında giren Palmyra Tadmor olarak da biliniyor







Paskalya Adası



Şili
Fotoğraf: Ali Murat Atay



Büyük Okyanus’ta yer alan Paskalya Adası küçük ama dünyaca ünlü bir kara parçası Adadaki dev insan heykellerinin kökenleri uzun süre bilinmezligini korudu Nihayet bilimsel arastırmalar bunların 10 ve 16 yüzyıllar arasında yapıldıgını ortaya çıkardı Sili’ye baglı Paskalya Adası, Güney Amerika’nın 3 bin 600 kilometre açıgında bulunuyor Yerli halk Polinezyalıların adaya 300’lü yıllarda geldigi tahmin ediliyor Son derece özgün bir sanat anlayısı gelistiren bu topluluk sonraki yüzyıllarda “ahu” adı verilen tas platformlar ve büyüklügü 10 metreyi asan, tonlarca agırlıga sahip insan heykelleri yaptı








Bunlar adanın volkanik taslarından yontulmustu Adada ayrıca “rongorongo” adı verilen, ahsap levhalara islenen sematik bir yazı sistemi kullanılıyordu Hollandalı denizci Jacop Roggeveen, 1722 yılında adaya ayak basan ilk Batılı oldu ve buraya paskalya günü geldiginden kara parçasına bu adı verdi Ada halkı 19 yüzyılda köle tacirlerinin hedefi oldu ve sayıları önemli ölçüde azaldı Paskalya Adası’nın yaklasık dört bin kisilik nüfusunun yarıdan fazlasını hâlâ yerliler olusturuyor ama gelenekler büyük ölçüde unutulmus durumda Sili hükümeti adayı Rapai Nui adıyla milli park statüsüyle koruyor Rapa Nui, adanın yerli dilindeki adı Paskalya Adası ayrıca 1995 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor









Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi




Kartaca



Tunus
Fotoğraf: Özcan Yüksek



Kartaca, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1979 yılında girdi Günümüzde Tunus sınırları içinde yer alan Kartaca’nın, IÖ 9 yüzyılda Fenikelilerce kuruldugu tahmin ediliyor Akdeniz kıyılarında, savunulması kolay bir yarımada üzerinde bulunan kent deniz ticareti sayesinde kısa sürede zenginlesti Roma’yla IÖ 2 ve 3 yüzyıllarda üç kere savasan Kartaca sonunda yenildi ve tamamen yıkıldı Bir süre bos kalan kent IÖ 29 yılında yine Romalılarca koloni haline getirildi ve Afrika eyaletinin merkezi yapıldı Tekrar insa edilen ve Akdeniz’de yıldızı yükselen Kartaca, imparatorlugun en önemli üçüncü kenti oldu Modern Tunus kentinin bir dıs mahallesi olan Kartaca, yeni yapılarla iç içe geçmis durumda Bu yüzden günümüze fazla sayıda eser kalmıs degil Yine de Caesar (Sezar) zamanında nüfusu 700 bine kadar yükselen kentin ihtisamını günümüze tasıyan kalıntılar bulmak mümkün








Antonin Kaplıcaları, Roma’da türünün en büyük örneklerinden biriydi; aynı zamanda karısık bir suyolu sistemine sahipti Antik konutlar, yeraltı sarnıçları, tapınaklar, tiyatro Kartaca’nın diger kalıntıları arasında Birsa Tepesi’ndeki müze de kentin arkeolojik geçmisi hakkında fi kir veriyor Kartaca 705 yılında Arapların eline geçti ve yeni kurulan Tunus kentinin gölgesinde kaldı Kentteki daha yeni tarihli yapıların en dikkat çekici olanı Fransızların yerel mimari üslupla yaptıgı St Louis Katedrali




İstanbul Tarihi Yarımada



Türkiye
Fotoğraf: Hakan Öge



Kara ve denizden surlarla çevrili, 1440 hektarlık tarihi yarımada, “sur içi” olarak da tanımlanır Yerlesik ilk insan topluluklarına iliskin buluntulara, Yenikapı mevkiinde hâlâ devam eden kazılarda ulasıldı Neolitik döneme (IÖ 6300 ile 5800) tarihlenen bu yerlesim, denizin bugünkü seviyesinin 63 metre altında Bu önemli kesif, yarımadanın zaman içinde fiziki olarak da degistigini gösteriyor Yarımadayı bir kent devleti yapan topluluk, Komutan Byzas öncülügünde birinci tepeye yerlesen Megaralılar








Yaklasık IÖ 660’ta kurdukları Byzantion, iki denizi birbirine baglayan suyolu üzerinde bulunmanın ticari ve askeri avantajını kullanarak büyüdü Kent IÖ 146’da Roma Imparatorlugu’na baglandı; birinci yüzyılda 70 hektara ulastı Roma Imparatoru Septimus Severus (193-211) yönetiminde yerlesim, yarımadanın ikinci tepesine de yayıldı Imparator Constantinus 324’te yerlesimi tüm Roma’nın baskenti ilan etti ve ona kendi ismini verdi Tarihi kentin son sınırını Bizans Imparatoru II Teodosius’un (408-450) yaptırdıgı surlar çizdi Yarımada, 1453’teki fetihten sonra bu kez Osmanlı tahtını agırladı ve merkez olma özelligini korudu Bu dönemde de Osmanlı sanatının basyapıtlarıyla süslendi Kültürlerin bulustugu Istanbul, UNESCO’nun listesine 1985’te girdi Listede Türkiye'den sekiz yer daha bulunuyor: Göreme Milli Parkı, Divrigi Ulu Camii, Hattusa, Nemrut Dagı, Pamukkale, Ksanhos-Letoon, Safranbolu, Troia




Merv



Türkmenistan
Fotoğraf: Fatih Pınar



Ipek Yolu güzergâhında, bir vaha üzerinde kurulan Merv, tarihin en bahtsız sehirlerinden biri Bugün zengin bir geçmisin izlerini tasıyan kalıntılardan ibaret olan bu sehir, bir dönem Büyük Selçuklu Imparatorlugu’na da baskentlik yapmıstı Tarihçi Ibn Haldun, bugünkü Türkmenistan’ın güneyinde bulunan Merv için “Güneyinde daglar ve dogusunda çöl vardır” der Sahname yazarı Firdevsi de sehri Efrasiyab’ın kurdurdugunu söyler Büyük Iskender tarafından fethedilen sehir daha sonra Partların eline geçmisti ve antikçagın sonuna kadar Sasaniler tarafından yönetilmisti Sasanilerin son kralı 651’de burada öldürülmüs, Merv Müslüman Arapların eline geçmisti Selçuklular devrinde büyük gelisme gösteren sehir Cengiz Han’ın demirden yumrugu altında un ufak oldu








Merv, 1409’da Timurlulardan Sahruh tarafından yeniden kuruldu ama 18 yüzyıl sonunda Buhara emiri, halkı buradan kovdu Halksız kalan sehir de tarihe karıstı Merv’de yapılan kazılarda üç ayrı yerlesim tespit edildi ama ortaya henüz çok fazla bir sey çıkarılamadı Üç yerlesimin en eskisi Gâvurkale’nin kurulusu, Büyük Iskender’in komutanı I Antiochos’a isnat ediliyor O devirden sadece sur duvarlarının kalıntıları görülebiliyor Ikinci yerlesim Sultankale, Selçuklu devrinde muhtesem abidelerle donatılmıs Simdi o abidelerden sadece Sultan Sencer’in türbesi ve sur duvarları ayakta






Alıntı Yaparak Cevapla

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi

Eski 08-04-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanlığın 40 Görkemli Hazinesi






Petra



Ürdün
Fotoğraf: Hakan Öge



Ürdün sınırları içerisinde kalan Petra antik kenti, Ortadoğu’daki en önemli tarihi alanlardan biri Doğu gelenekleriyle Roma mimarisini kaynaştırdığı için dünya tarihinin de en özgün kalıntıları arasında sayılıyor Kızıldeniz ile Ölü Deniz arasındaki Petra, tarihöncesi çağlardan beri insan yerleşimlerine sahne oldu Petra, İÖ 4 yüzyıl ve İS 2 yüzyıl arasında eski bir Arap halkı olan Nebatilerin başkentliğini yaptı Ardından Romalıların eline geçti ve Arabistan eyaletine katıldı Arap Yarımadası, Mısır ve Suriye arasında önemli bir kavşak noktası olduğu için zenginliğini uzun yıllar korudu Kent, özellikle kumtaşı kayalara oyulmuş tapınak, tiyatro ve konutlarıyla dikkat çekiyor Petra’nın bulunduğu vadideki kumtaşlarının renginden dolayı burası “gül kırmızısı kent” olarak da biliniyor









Kalıntıların en bilinenleri El Hazne adı verilen Nebati tapınağı ve Romalılardan kalan tiyatro Kentte ayrıca yine kayalara oyulmuş çok sayıda gösterişli mezar bulunuyor Mühendislikte o dönem için ileri bir seviyede olan Nebatiler kente suyolları ve su depoları da yapmıştı Deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı İS 400’lü yıllarda gücünü kaybeden ve zamanla tamamen boşalan Petra, 1812 yılında İsviçreli Johann Burckhardt tarafından bulundu ve Batı dünyasına tanıtıldı UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1985’te alınan Petra, geçtiğimiz yıllarda da “Dünyanın Yeni Harikaları” arasında gösterildi








Vatikan



Fotoğraf: Ertuğrul Balıkçıoğlu



Roma sınırları içinde, bağımsız bir devlet Vatikan Papalık ile İtalya arasında 11 Şubat 1929’da imzalanan Laterano Antlaşması’yla kuruldu Roma’nın ortasında, etrafı duvarlarla çevrili Vatikan, barındığı mimari ve sanat başyapıtlarıyla 1984’de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Katolikliğin merkezi olmasından dolayı uluslararası arenada söz sahibi Vatikan’ın devlet başkanı olan papa, aynı zamanda tüm Katoliklerin ruhani lideri Vatikan’ın girişinde Gian Lorenzo Bernini’nin 1656-1667 yılları arasında düzenlediği, sütunlarla çevrili San Pietro Meydanı bulunuyor Meydanda bulunan ve kubbesi Michelangelo’nun imzasını taşıyan San Pietro Katedrali her yıl milyonlarca hacının akınına uğruyor İçindeki en ilgi çekici eser, Michelangelo’nun ölü İsa’yı kucaklayan Meryem’i tasvir ettiği Merhamet (Pieta) heykeli Vatikan sınırları içerisinde Santo Spirito Hastanesi, Palazzo di Giustizia (Adalet Sarayı), Santa Maria in Traspontina Karmelit Kilisesi gibi birçok kutsal ve tarihi mekân bulunuyor









Vatikan müzeleri klasik ve Rönesans dönemlerinin en büyük koleksiyonunu barındırıyor Sistina, Vatikan Sarayı’nın ana şapeli Bu şapelin yan duvarları Botticelli, Perugino, Signorelli gibi sanatçıların Musa ve İsa’nın hayatından sahneler işlediği fresklerle kaplı Şapelin asıl ünü Michelangelo’nun başyapıtlarından, İsa’nın gazabına uğrayan ruhları betimlediği “Son Yargı” adını taşıyan freski








San’a



Yemen
Fotoğraf: Sinan Anadol



Yemen’in başkenti San’a, dağların çevrelediği bir ovada, 2 bin 200 metre yükseklikte Yaklaşık 2 bin 500 yıllık bir tarihi olan kent 7 ve 8 yüzyıllarda İslam’ın en önemli merkezlerinden biri oldu Nuh Peygamber'in oğlu Sam’ın kurduğuna inanılan kentte birbirinden güzel kerpiç binalar yükseliyor Eski San’a olarak adlandırılan, 14 yüzyıla dayanan bu yapıların bulunduğu alan UNESCO tarafından 1986 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı Eski San’a’da 103 cami, 14 hamam ve 6 binden fazla ev bulunuyor Dar sokaklarda yükselen binalar genellikle altı yedi katlı Evlerin pencereleri ve kat aralarını belirleyen beyaz çizgiler “nura” adlı özel bir kerpiçle işlenmiş Bu binaların büyük kısmı kerpiçten yapılmasına rağmen yüzlerce yıl ayakta kalabilmiş Binaların arasında uzanan taş sokaklar, küçük meydanlara açılıyor Babü’l-Yemen ve Babü’s-Selam yedi kapılı San’a’nın günümüze ulaşan iki kapısı Kentin merkezi Tahrir Meydanı










Osmanlı döneminden kalma birçok hamam Eski San’a’nın doğusunda bulunuyor Büyük Cami (Cami’ü’l-Kebir) 630 yılında inşa edildi Yemen’deki ilk İslam eseri kabul ediliyor Salahaddin ve Mutvekil şehirdeki diğer önemli camiler Milli Müze’de ülke tarihiyle ilgili eserler sergileniyor Eski Osmanlı Kalesi hâlâ kışla olarak kullanılıyor Ülkenin en büyük pazarı Milh Meydanı’nda kuruluyor Gat Meydanı’nda ise Yemen’de herkesin çiğnediği uyarıcı bir bitki olan “gat” satılıyor






Atina Akropolisi



Yunanistan
Fotoğraf: Ferda Çağlayan



Doğal bir yükselti üzerinde bulunan Atina Akropolisi'ndeki (yukarı şehir) yerleşimin geçmişi tarihöncesine uzanırken Miken döneminde önemli bir yer halini alır ve bu dönemde Akropolis surlarla çevrilir Bugün akropolde yükselen eşsiz yapılar ise Pers Savaşı'nın ardından, İÖ 5 yüzyılda Perikles'in başlattığı imar faaliyetleri ile gerçekleşir Akropolis, heykeltıraş Phidias'ın yönetiminde Iktinos, Mnesikles ve Kallikrates gibi ustaların elinden çıkma yapılarla yeniden inşa edilir Bu yapılar arasında en göz alıcısı Parthenon olarak bilinen Pallas Athena Parthenos Tapınağı'dır









Bu yapı Perslere karşı kazanılan zaferin anısına inşa edilir ve daha sonra Attika-Delos Deniz Birliği'nin hazinesi olarak kullanılır Akroplis'teki ikinci büyük yapı ise Erekhtheion'dur (İÖ 421-405) İsmini mitolojik Antik Yunan Kralı Erechtheus'tan alan, Tanrılar ve mitolojik kahramanlara adanan yapının dış cephesini karyatidler (kadın biçimli sütunlar) süsler Diğer bir göz alıcı yapı ise Nike Tapınağı'dır Akroplis'in en eski İon uslubunda inşa edilen bu tapınağında, yazar Pausanias'a göre Nike'nin ahşap kült heykeli bulunmaktadır Akropolis'in bir diğer ünlü yapısı ise Propyleion'dur (anıtsal kapı) Bu kapının savunma amacı taşımadığı, daha çok kutsanmış akropole girişin ancak uygun kişiler tarafından yapılacağını simgelediğine inanılır UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1986'da alınan Atina Akropolisi'nde restorasyon çalışmaları devam ediyor









Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.