Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fazıl, kısakürek, necip, şiirleri

Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-08-2008   #1
VANDETTA
Varsayılan

Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



Destan

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:

Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,

Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!

Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!

Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;

Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem

Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!

Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!

Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!

Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!

Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!

Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!

Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz

Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç

Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!

Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!

Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap

(1947)

__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-08-2008   #2
sudenaz
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



çok güzel çok tşkler emeğine sağlık
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-08-2008   #3
VANDETTA
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



Dövün
Ben ölünce etsin dostlarım bayram;

Üstüste tam kırk gün, kırk gece düğün!
Açı doyurmaksa kabirde meram,

Yemeğim Fatiha, günde beş öğün
Hey gidi, gölgeler ülkesi dünya!
Bir görünmez şeyin gölgesi dünya!
Boşlukta ayrılık bölgesi dünya!

Bu dünyada yeme, içme ve dövün!

1972

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-08-2008   #4
[KAPLAN]
Icon47

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



KURTULUŞ BESTESİ

Aç kapıyı haber var,
Ötenin ötesinden
Dudaklarda şarkılar,
Kurtuluş bestesinden

Biz geldik, bilen bilsin
Gönül gönül girilsin
İnsanlar devşirilsin,
Sonsuzluk destesinden


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-08-2008   #5
sudenaz
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



özür dilerim ben şiir koycağımızı tahmin edemedim:)direk okudum geçtim
ÇİLE
Gaiblerde bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde

Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı

Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı
Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı

Bir bardak su gibi çalkalandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye

Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor;
Makâni bir satıh, zamanı vehim
Bütün bir kainat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe

Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu ögrensem asıl?

Bir fikir ki sıcak yarad kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük
Selam sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük

Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!

Uyku, katillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak

Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle

Akrep nokta nokta ruhumu sokmus,
Mevsimden mevsime girdim böylece
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık

Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehir kıymak gibi, beynimde

Lugat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar söyleyin bana, ben kimim?

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mimarının seçtiği arsa;
Hayattan mühacir; eşyadan öksüz?

Ben ki, toz kanatıi bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerrecigim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!

Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış

Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmis zamanın, hem geleceğin

Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde mavera dede
Yandı sırça saray, ilahi yapı,
Binbir avizeyle uçsuz maddede

Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur
Içiçe mimari, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur!

Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su
Suda bir gizli yol, pırılıtılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu

Kaçır beni ahenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta

Öteler öteler, gayemin malı;
Mesafe ekinim, zaman madenim
Gökte saman yolu benim olmalı;
Dipsizlik gölünde, inciler benim

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak
NECİP FAZIL KISAKÜREK

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-09-2008   #6
VANDETTA
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



Aman Efendim Aman!

Aman efendim, aman!
Galiba Âhir Zaman!
Manzarası yurdumun,
Tufan gününden yaman!
Göz görmez aydınlıkta;
Asümanedek duman
Yer dumanmış ne çıkar,
Duman dolu âsüman
Türk evi delik deşik;
Yıkık dökük hânüman
Duraksız itiş kakış;
Süresiz karman-çorman
Anne çocuk doğurur,
Köpek soyundan azman
Beyinler zıpzıp kadar,
Mideler koskocaman
Aziz fikir buğdayı,
Katıra mahsus saman
Boş lâf, hep dalga dalga;
Uçsuz bucaksız umman
Hayvanlık orkestrası:
Eşek, birinci keman
Orman keleş, nebat kel;
Nebat adamlar orman
Midelerde ihracat,
Günde beş milyon batman
Bilmem kaç milyar harman
Yangın evinde satranç;
Plân, reform ve uzman
Tam bir buçuk asırdır,
Maymunlardan eleman
Bizdeki hale nispet
Maymun taklitten pişman
Hangi yol Türke uygun,
Hangi parti tercüman?
Çıkamaz meydanlara;
Camide mahpus iman!
Silah küfrün belinde,
Küfrün elinde, ferman
Cehle sorarsan ilim;
Zehre sorarsan, derman
Rahmet, meçhul kelime;
Bilinmez isim, Rahmân
Kutsal kitaptır fuhuş;
Ahlâk, okunmaz roman
Tarih, kontra gerçeğe;
Hürriyet hakka düşman
Millete kasdedenin
İsmi milli kahraman
Yere batsın bu dünya,
Bu dünyadan hayr uman!
Genç adam, at yorganı!
Sana haram, uyuman!
Aman, efendim aman!
Efendim, aman, aman!

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-10-2008   #7
VANDETTA
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



SAKARYA TÜRKÜSÜ

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-10-2008   #8
kezban
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
(bayagı üstünde düşünülmesi gereken bir söz)

ANNECİĞİM
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!

__________________
sufi mecâz anladı yâre mahabbetim,
Âlemde kimse bilmedi gitti hâkikatim
Şair Edirneli Emri

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-10-2008   #9
jasmine
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



CANIM İSTANBUL

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar

İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüzgar onda, onda misale

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım

İstanbul,
İstanbul

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik

Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat

Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?

Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet

O manayı bul da bul!
İlle Istanbul'da bul!

İstanbul,
İstanbul

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği

Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir

Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar

Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim" i

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak

İstanbul,
İstanbul

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler

Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından

Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,

İstanbul,
İstanbul

NECİP FAZIL KISAKÜREK

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-11-2008   #10
haticee
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



gerçekten çok güzeldi hepinizin emeğine sağlık
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-11-2008   #11
[KAPLAN]
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



DÜŞÜNMEK

Bana biricik gıda, aç ve susuz, düşünmek;
Sizinse düşünceniz, yemek, yatmak, eşinmek


(1974)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-11-2008   #12
sudenaz
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



Alıntı:
[KAPLAN] tafarından gönderildi Mesajı Görüntüle
DÜŞÜNMEK


Bana biricik gıda, aç ve susuz, düşünmek;
Sizinse düşünceniz, yemek, yatmak, eşinmek


(1974)
çok güzel bir sözmüş

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-11-2008   #13
sudenaz
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri




"Korkma! senin zaman dediğin de bir gölge Solucan gibi kısalıp uzayan bir gölge Sen de bir gölgesin! Gözüne görünen, kulağına çarpan, kalbine düşen ne varsa hep gölge Peki, nerede bu gölgelerin sahibi? Gölge var, kendisi yok, olur mu?"

Necip Fazıl Kısakürek

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-15-2008   #14
VANDETTA
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri




ŞARKIMIZ BİZİM
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler,
Şenlenir evimiz, barkımız bizim

Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka âlemlerle farkımız bizim

Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman;
Görürler, nasılmış, neymiş kahraman!
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim

Gideriz, nur yolu izde gideriz,
Taş bağırda, sular dizde, gideriz,
Bir gün akşam olur, biz de gideriz,
Kalır dudaklarda şarkımız bizim

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Eski 06-16-2008   #15
VANDETTA
Varsayılan

Cevap : Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri



Uyumak İstiyorum

İki yıldız arası göğe asılı hamak
Uyku, uyku Zamansız ve mekansız, uyumak
Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı;
Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı

İlgisizlik, her şeyden kesilmiş ilgisizlik;
Bilmeyiz ki, en büyük ilme denk bilgisizlik
Usandım boş yere hep gitmelerden, gelmelerden;
Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!

Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;
Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık
Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;
Raflarda toza batmış peygamberden bildiri

Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!
Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla
1973

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.