Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arşivlik, mevzuular

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



20 yüzyıldan devraldığımız Aşk Endüstrisini 21 yüzyılda da büyütmeye kararlıyız Diziler, filmler, kitaplar, hediyeler, reklamlar, giysiler, takılar, parfümler, sabunlar, kısacası her ürün aşka bulanarak raflara konuyor "Kocası yerine deterjanına aşık olan kadınlar", "aşkı uğruna çikolatasından vazgeçmeyen erkekler" 21 yüzyılın aşka koşan insan manzaralarından Biz aşkı çok sevdik Anneler Günü buluşundan sonra Sevgililer Günü ikinci büyük buluş oldu Ama Babalar Günü hala satış grafiklerinde bu iki günü yakalayamadı Bir Sevgililer Günü maniası peydah oldu ki sorma gitsin Kredi kartı ekstrelerinden, sms mesajlarına dek her yerde aşk eşantiyon olarak verildi Aşkın doğuşunu laboratuvar ortamına alıp kameralar altında aşık adaylarını izlemeye koyulduk Ünlülerin aşklarına pek bir merak saldık "Tek gecelik ilişkileri"ni aşk olarak satmak ünlülerin de işine geldi Bizler de yalan olduğunu bilsek de bu yalandan rahatsız olmadık Lady Diana'nın yaşadığı acı dolu aşk hikayesinin benzerleri her gün yaşanıyor olsa da onlara daha çok üçüncü sayfada kanlı haberler olarak yer verip Lady Diana'yı ayrı tuttuk Jeniffer Lopez ile Ben Affleck mi yoksa Jeniffer Aliston ile Brad Pitt mi diye iddialara girdik Tom Cruise'un Nicole Kidman'dan ayrılmasına içerledik İbrahim Tatlıses'in Derya Tuna'dan ayrılmaması için ana haber bültenlerini devreye soktuk Sinan Çetin'in Film Gibi dramasında aşıkların ayrılıklarının bitmesi için kendimizi dua ederken bulduk Kısacası, sözün özü, netice olarak, son tahlilde efendim "aşk" 21 yüzyılda da satış grafiklerine paralel olarak maraton koşmaya devam edecek
Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Aşk ve Sevgi hakkında her şey

Gizli bir el kalkış hazırlanan otobüse binmek için seni sürükler gibiydi Sanki kalmak istiyordun “baharda dönerim” demiştin hatırlıyor musun ?” Sakin beni unutma bekle

Ben seni unutmadım sevgili, ben seni unutmadım Bütün kış baharda döneceğin günün hayaliyle ısındım Minik öpücüklerle uyandırıp güneşin doğuşunu gösterecektim sana Çiçeklerin, denizin, kumasalın, güneşin tadına birlikte varacak , gün batımlarında denizle birleşen ufuk çizgisini birlikte seyredecek, ay ışığında mutluluk şarkımızı söyleyecektik

Yalan değil kaçamak sevdalara takıldım yokluğunda bir süre Sana benzeyen her şeyi sevdim ben Sevdiği her şeyde senden izler vardı Aradığımı buldum sandım ama yanıldım , bulduğum sen değildin Olmadık zamanlarda aklıma düştün, zamansız yaralandım Her sabah seni bulmak için yolara düşmek geldi içimden ama gidemedim

Yalnızlığın acısıyla gurur satın alır oldum her gece “Gelir” dedim kendi kendime, “Söz verdi gelmesi gerek” BekledimKendimi param parça hissetim ama yine de sana kızamadımUnuttum kötü sözlerini Unuttum kapında bekletildiğimiUnuttum telefonlarıma cevap vermediğini, kavgalarımızı unuttum

Bir tek seni unutmadım sevgili, bir tek seni unutamadım Hep dönmeni bekledim Zamanla alıştım acılara , ölüm ilanlarında kendiliğinden siline adreslere Alıştım sevdiklerimin yokluğuna Ama yalnızlığa alışamadım, hasrete alışamadım, sensizliğe alışamadım Hep dönmeni bekledim

Olamadı gülüm bir araya gelemedik Oysa daha yolun başındaydık, tomurcuktuk daha çatlamaya hazır Bahar gelmeden ayrıldık Şimdi artan yalnızlığım , büyüyen yokluğu var duvarlarda gözlerinin izi , kapı kollarında parmak izlerin saklı Sen neredesin sevgili, varlığın nerede ? bir mevsim döndü , sen dönmedin

Düşlerim böyle dağınık değildi eskiden Kara bulutlar gibi kümelenip bir yere, acılarım yüreğimde çöreklenmişti gece yarılarında Özlemlerim hiç bu kadar olmamıştı gün ışığına Hasret bu kadar büyümemişti Şimdi göçebe olmuş yüreğimle her sabah yeni yolculuklara çıkıyorum Umudun türküsünü söylüyorum öksüz bakışlarımla

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



İşte aşk bu

Ölemiyorum bile…

Şişirip yelkenleri, açılma vaktin gelmiştir denize Bilirsin ki ne fırtınalar, ne deli dalgalar beklemektedir seni

Korkarsın, terk edemezsin limanı, bir köşesine sığınırsın Kabullenmesen de artık aşk bitmiştir, İşte son bu

İçin hep hüzün doludur, bir türlü kabullenemezsin bittiğini Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum demesini beklersin O sözler hiç çıkmayacak o dudaklardan bilirsin Yinede umudun yeşildir, İşte hayal bu

Gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın An olur ki ne olur bitmesin dersin Bu sözlerin dudaklarından nasıl çıktığına kendin bile inanamazsın Oysa o yüzüne bakıp sadece gülümser, İşte acı bu

Ondaki sıcaklığı kimsede bulamayacağını düşünürsün Kimse onun gibi gülemez, onun gibi dokunamaz dersin Ve kimseyi onun kadar sevemeyeceğini bilirsin Kahredip başını eğersin önüne İşte hüzün bu

Nefes alamaz hale gelirsin, daralır için Bir kaç saatlik derin bir uykuya hasretsindir Bilirsin ki gözlerini kapasan da terk etmeyecektir hayali Atarsın gecenin kollarına kendini, İşte huzur bu

Ondan gelecek tek bir haberi umutsuzca beklersin Bir de beklemek ölüm gibi gelir insana böyle zamanlarda Aslında ölüm fikride garip değildir artık sana Geri dönerse diye ölemezsin bile, İşte sabır bu

Hayat devam ediyordur ama her şey yarımdır, hep bir yanın eksik Yüreğin eskisi gibi atmayacaktır, başka aşklarsa seni kandırmayacaktır O başkalarıyla, mutlu bir hayatı yaşıyor olsa da, yine de sevginden vazgeçemezsin İste aşk bu

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



EĞER' değil, 'ÇÜNKÜ' değil, 'RAĞMEN' sevin

Masumi Toyotome diye bir Japon yazmış bu yazıyı “Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir diye başlıyor Ama sevgi nedir?, nerede bulunur?, biliyor muyuz?” diye soruyor Sonra anlatmaya başlıyor Sevgi üç türlüdür

Birincinin adı 'Eğer' türü sevgi Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar Örnekler veriyor: eğer iyi olursan baban, annen seni sever Eğer başarılı ve önemli kişi olursan, seni severim

Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim

Toyotome en çok rastlanan sevgi türü budur diyor Karşılık bekleyen sevgi

Yazara göre evliliklerin pek çoğu 'Eğer' türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar

İkinci tür: 'Çünkü' türü sevgi

Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor: Bu tür sevgide kişi bir şey olduğu,

bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır Örnek mi? Seni seviyorum Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın) Seni seviyorum Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki Seni seviyorum

Çünkü bana o kadar güven veriyorsun Seni seviyorum

Biri dışa gösterdikleri öteki yalnızca kendilerinin bildiği İnsanlar sandıkları kişi

olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse korkusu buradan doğar

İkincisi de ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa endişesidir

Japonya'da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla

parçalanmış Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişana bozup onu terk etmiş

Daha acısı ayni kentte oturan anne ve babası, hastaneye ziyarete bile gelmemişler,

artık çirkin olan kızlarını Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne kurulmuş olduğundan bir günde ölmüş Güzellik kalmayınca sevgi de

kalmamış Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş

Japon yazar toplumlardaki sevgilerin çoğu 'Çünkü' türündendir ve bu tür sevgi,

kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür diyor

Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve işte sevgilerin en gerçeği:

Üçüncü tür sevgi: 'Rağmen'

Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için?

Eğer türü sevgiden farklı bu Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için Çünkü türü sevgi de değil

Bu üçüncü tür sevgide, insan Bir şey olduğu için değil, Bir şey olmasına rağmen sevilir Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına Rağmen sever Asil, yakışıklı, zengin delikanlı da Esmeralda'ya çingene olmasına rağmen tapar Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir Bunlara rağmen sevilebilir

Her şeye rağmen sevmek sevilmek ya da

Gerçekten de güzel ve özel “Çünkü”ye ve “Eğer”e gerek kalmadan

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Eflatuna sorulan iki soru

İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışı nedir?’ Eflatun;

Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler Ne var ki çocukluklarını özlerler

Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler

Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar Sonuçta, ne bugünü ne de yarını yaşarlar

Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler

Peki sen ne öneriyorsun?’ demişler Bilge yine sıralamış;

Kimseye kendinizi ‘sevdirmeye’ kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye’ bırakmaktır

Önemli olan; hayatta, en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır

Sevmek, sevilmek, sevdirmek

Insan sevgiye kendinden baslamali

Kendini sevmeyen baska bir varligi

sevemezYani sevgiyi sevmeyi bilemez

Dolayisiyla sevilemez de

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Sevmek

Kişi sevdiğiyle olmak ister!

Sevdiğinin hâliyle hâllenir… Sevgisi kadarıyla, onunla yaşar!

Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için,

çoğunlukla, “beğeni” ile “sevgi”yi birbirine karıştırırız

“Beğeni” yanında “sahip olma” arzusuyla açığa çıkar!

Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve

üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın…

Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur!

Kimi, beğendiğini cebine sokar;

kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister;

kimi yakalayıp inine sürükler… Her mahlûk yaradılış fıtratına göre,

beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister

“Sevmek” ise bundan çok farklıdır…

Sevince, yanlızca sevdiğin için yaşamak istersin!

Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak,

yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin!

Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana,

onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!…

Yakınlık bile uzak gelir sana!…

Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!

Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir,

onun diliyle konuşmaya başlarsın! Gözün ondan başkasını görmez,

kulağın ondan başkasını duymaz,

elin ondan başkasına uzanmaz olur!

Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an

üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!…

Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana;

ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin!

Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni;

ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde

sevdiğini görürler de, “sen o olmuşun” derler!

Beğenen sahip olmak ister…

Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna!

Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; “aşığım” sanır!

Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra,

o koku siliniverir üzerinden “kopamama” sabunuyla!

Parasından kopamaz… Mevkiinden kopamaz…

Yakınlarından kopamaz… İçinde yaşadığı ortamın

güzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan kopamaz!

Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde…

Eksiklikler görmeye başlar başlar, yetersizlikler görmeye başlar…

Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini;

uzaktan acıyarak seyretmeye başlar…

Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları!

Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur!

Beğeniyi, sevgi sanmıştır!

Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse,

bu defa “nefret”e döner “beğeni”; ondan intikam alma duygusu

gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında

bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın,

layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde!

Oysa yanlızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır!

Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için,

mevkii-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir; sevdiğini sanmış;

sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş;

yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir…

Seven ise göze almıştır kopmayı… Dışlanmayı…

Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı…

Fıtratından gelir sevgi! Kulluğu sevmek üzeredir!

Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan…

O yüzden kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!

Seven, karşılıksız sever!…

Beğenen karşılığını ister!

Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen!

Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu!

Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi… Karınca gibi çalışır;

maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar…

Ama pervane gibi sevemez! Atamaz kendini ateşe!

Sevgi sonunda yanmayı getirir! Beğeni ise sonunda kaçmayı!

Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, “sevgi” delilikten bir türdür!

Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip,her şarta katlanmayı!

Ve “delillik bu” derler…

Beğenme bir tür “hobi”dir!…

Bazen ömür boyu sürer, bazen bir kaçyıl, bazen bir kaç ay!

Sevgi bir ömür boyudur!…

Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez!

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Kayıp bir adrese mektuplar

Bilirim kirlenen kentinde kirli karlar yağıyor kalbine Üşüme nolur, bir dilek tut yine de, sana emanet verdiğim yıldızıma Bana karanlığını bırak sadece, kederle üşüyen yalnız kuşları bırak bana Nasıl olsa bir cinayet zanlısıyım, çünkü öldürdüm kendimi, uçurumlara binbir kırık gülüş savurdum Çağladığın tüm mevsimleri ateşe verdim sürülmüşlüğümle

Çekip gittiğim tüm şehirler senden yana, ellerim çirkinleşiyor ve kötürüm geceye naat yazıyorum Umut adına bindiğim tüm trenler gecikiyor, umursamıyorum, nasılsa yok beni benden başka bekleyen Kurşuni bir sessizliğe fısıldıyorum kahkahalarımı, meczup gözlerimi kendim oyuyorum Kendim asıyorum kendimi, sensizliğin sokağında kurulu darağacına Beklenen baharlarda beklenen yağmurlar da yağmadı ve kupkuru kalan bir çölde susan benim Seni bekliyorum akrebi kayıp bir saatin altında, cebimdeki cinayet suretlerinden tanı beni ve ateşe vermeden hasta bedenimi sakın bakma gözlerime, delirebilirim

İmlasız bir güze konuğum şimdilerde Yıldızlar küskün biraz, mevsimler düşlerim kadar yorgun Kırmızıdan daha uzun türküler de yok artık dilimde Adını uzak dostların unutulmuşluğuna sakladım Uzun yolculuklardan bıktım usandım Yurdum dediğim her yer yangınlar içinde Değiştirebilirim sanırken beni evreni, dünyayı ve her şeyi; sen değişmeyen bir dipnot olarak kaldın böğrümde Şiirlerime bulaşan gözlerimi yakıyorum kızıl bir akşamın gurubunda; ellerim, yüzüm kapkara Ve de yüreğim

Sağlıcakla kal ey Yar! Akşam olduğunda donuyorsa ellerin acımasız ayazlarda, çocuklar korkuyla bakıyorsa yüzüne, sevgi adına tutunduğun her dal kırılıyorsa, devriyeler basıyorsa sokağınızı, gideceğin tüm yollar kapalıysa, vakitsiz karlar vuruyorsa yamacına, dokunduğun çiçekler soluyorsa, bil ki ben yaşıyorum Ve bembeyaz saçlı çocuklar taşıyorken ahımı, ben onulmaz vaktinde çıkıp geleceğim mahşerin tam orta yerine sadece senin için

Sağlıcakla kal ey Yar!

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Belki sıra sizde

Dünyanın sesini duyabiliyor musunuz? Hiç aşık oldunuz mu? Siz misiniz, orda mısınız, yaşıyor musunuz? Hani sihirli saatleri vardır ya yaşamın; bir ihtimal her sabah pencerenizin kenarına gelen ve sizi uyandıran güvercinin kanat seslerinde saklıdır saniyeleri, bir ihtimal sonbaharın her gelişinde yapraklarını yerçekimine teslim eden kestane ağacının yalnız fakat bir o kadar mağrur duruşunun kişisel direnişinde! Kim bilir muhtemelen, saniyelerini çıkartıp dakikalarına ekleseniz ucundan da olsa yakalayabilirsiniz yaşamın sihirli saatlerini Bülbülde olabilirsiniz gül de Aşk yanı başınızdadır çoğu vakit, dikkatli bakılacak bir çift gözde; belki dünyanın sesinde, belki de sıra sizde!

Bülbül güle sevdalı ama gül çok nazlı Bülbül bekler gülün yollarını, gül hiç mi hiç olmaz oralı Bülbül bir adım atar gül iki adım kaçar Bülbül aşıktır güle, gül ise malum Bilindik hikayelerin yazılmayan kelimelerinde ve yazılan aşkların bilinmeyen hikayelerinde o da meyillidir bülbülün gönlüne Zamanın ötesinde ve ararken sonsuzluğun sorularına en ümitli cevapları, yaşam tüm heybetiyle sunar hiç bitmeyecek yarınlarını biz insanlara Ah çekeriz işte o anda, ah bir de gülün şu dikenleri olmasa

Bülbül güle dedi ki: ”O kadar çok merak ediyorum ki seni Kim bilir şu an ne düşünmekte, ne yapmaktasın? Aşkım sonsuz Hadi aç kapılarını gönlünün bana Anlat sırrını usulca, aydınlat sana giden karanlık yolları, bana bir yol göster; yani dedim ya, belki de demedim ama demek üzereyim, seçenek koy önüme Beni sen yap güneşli aşk mevsimlerinde Umutsuzluğuma biraz yarın biraz, biraz belki, elin değmişken biraz da ümit ver, şöyle tek bir silkinişte dağıt puslu tahminlerimi sonra da aç kapılarını gönlünün, yavaşça anlat sırrını bana!’’

Gül bülbüle cevap verdi: ’’Benim sırrım sende saklı Eğer beni seveceksen olduğum gibi sev Benden bir şey bekleme, ihtiyaç duyma sevgime Karşılıksız sev Sen bülbülsün ben gül Gönlüme güven olmaz ki Bir bakarsın yanı başındayım, bir nefes kadar yakında; bir de bakarsın çoktan gitmişim uzaklara, bir acı kadar gerçek; kendi yalnızlığımdayım’’

Bülbül güle yalvardı adeta: ”Dur gitme! Eğer gidersen, sen gidersen o kadar anlamsızlaşır ki her şey Bak oldu ki gittin diyelim, ama gitmezsin, olmaz ya gelmeyeceksin bir daha, ama gitmedin ki, bir düşün bakalım nasıl çekilir sabahları bu şehrin, nasıl söner neon ışıklı sokak lambaları bir anda, bir anda nasıl ıssızlaşıverir en kalabalık caddesi ve nasıl esmez yeni yaşamlar getiren rüzgarı Bir düşün bakalım ben ne yaparım sensiz Her anımda bir sen, her sende bir ben gizli; hayır gidemezsin! Eğer gidersen, sen gidersen sonu gelir kelimelerimin Gitme’’

Gül sevdalı ama kararsızca: ’’Sen misin bunları söyleyen bana Gerçek misin acaba? Beni ne kadar tanıyorsun Aşksa eğer bu sonuna kadar gider misin?Düşünmeden, korkusuzca seveceksin Anlamıyor musun hala, benden yar olmaz sana Ne istersin, neden karıştırırsın aklımı? Vazgeçmiyorsun hala, o kadar mı güçlü aşkın Sen nereden çıktın?’’

Bülbül son bir umutla: ’’Herhangi bir saati paylaş benimle Anlatayım sana o zaman her şeyi Sadece dinle beni, cevap vermesen de olur boşuna yorma kendini Issız gecelerde yıldızlara nasıl hükmettiğimi dinle mesela, nasıl adını yazdığımı gökyüzüne ve sabah olunca görmeyesin diye nasıl sildiğimi gece bulutlarının yardımıyla Sesini duyunca nasıl geride bıraktığımı sabahsız günleri ve nereye ne için gittiğimi öğren Cevap vermesen de olur sadece dinle beni’’

Gül cevapladı son kere: ’’Boşuna yorma kendini Ben aşkımı sözcüklerin ulaşamadığı yerde yaşarım Bana anlatma bana bak: Bazen tek bir bakış, binlerce kelimeden daha etkilidir ve asla emin olamazsın hiçbir şeyden, çünkü gerçeğin rengi gridir Gerçeksen eğer devam et beni sevmeye Hem bak hala gitmedim, gidemedim’’

Aşk yanı başınızdadır çoğu vakit Bülbülün sonsuzca yalvarışında ve gülün bilinmez sevdasında çıkar karşınıza Dünyanın sesidir aşk! Eğer istiyorsanız, duyarsınız Zamanın ötesinde ararken sonsuzluğun sorularına en ümitli cevapları, yaşam tüm heybetiyle sunar size hiç bitmeyecek yarınlarını ve bülbül misali ah çekersiniz o anda: ’’Ah birde gülün şu dikenleri olmasa’’

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Ben ençok eski yaralarımı sevdim

En kolay onlarla başedebildiğim için mi bilmiyorum ama ben en çok eski yaralarımı sevdim Bir daha kanamıyorlardı eski yaralar artık Bir daha o eski acıyı aynı kıvamda yaşatmıyorlardı bana Onlarla barışmayı öğrenmiştim zamanla Ve artık bir yaradan ziyade iz olarak yer alıyorlardı hayatımda

Geçmişimi hatırlatıyordu bana eski yaralarım Kim olduğumu onlar mırıldanıyordu bana geçmişimden Deneyimlerimin adıydı aslında eski yaralarım Ve deneyimlerime duyduğum saygıyı esirgemiyorum eski yaralarımdan da

Acıyı onlar öğretmişti bana bir zamanlar

Acıyı yaşamayı, acıyla birlikte yol almayı, vicdanın sesini dinlemeyi, hoşgörüyü, acıyı bal eylemeyi, olgunlaşmayı onlardan öğrenmiştim

Yeni sevdalara doludizgin dalabilmeyi onlar sayesinde öğrendim Onlar güç verdi bana hayat kavgasında Çelikten sinirlere sahip olmayı onlara borçluyum en çok

En iyi danışmanlarım onlar oldu yaşayıp giderken Çıkmazlara girdiğimde, yolumu şaşırdığımda en çok onlarla konuştum Onlara bakarak arttırdım dayanma gücümü

Kendimi sevmeyi, kendime değer vermeyi, kendimle arkadaş olmayı eski yaralarım hatırlattı bana sık sık Ben en çok eski yaralarımı sevdim Ya siz

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Hani bir an gelir

Hani bir an gelir

Ve söylenmez söylenir olur!



Hani bir an gelir

Mutluluk pembe bir mendil gibi savrulur loş odada!



Hani bir an gelir

Bir an gelir

Hani bir göz bir göze gelir

Hani,öyle bir an gelir ki;

an " gelinmez " yoolarla en "varılmaz" yolların , senle ben arasındaki yarda boyun büktüğünü görürsün

Bu yar, iki yar arasıdır!

Her yar iki yar arasıdır!

Ve üstelik;

Yaralar yar 'a benzer,

Her yar yaraya benzer!

Yar başımda duruşum ;

Yar' e naraya benzer!

Halbuki gök yerin

Halbuki gök yar'ın

Halbuki gök yarin içindedir bu mesafelerde

Veya ,gök mavi bir hançer gibi dalıvermiştir de toprağın içine; şimdi toprak kendi içindeki koca bir yarayı yar bilmişKendini parçalayan koskoca yaraya türbedar olmuştur!!!

Halbuki hep

Hep iki yardır

Bir yar başında duran

Her yar , yari gördüğüm rüyadır!

Yolun biri gözlerinden başlar senden içeri gider ; diğeri gözlerimden benden içeri

Bir yar oluşur her yarin arasında bir boşlukta!

Ben , yarın bir duvarı olup sana bakarım bu yandan Sen yarın bir duvar olup o yandan bana bakarsın !Ve en derinimden gelip en derinine gidebilecek yok ile , en derinimden çıkıp en derinime inebilecekolan gökkuşağı " bakışlarımızda " kopar!

Biz sarılmadıkça

Yarlar kaldıkça yar'lar arasında!

Hani bir an gelir

Ve söylenmez sözler söylenr olur!

Hani biran gelir

Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş oda da !

Hani bir an gelir

Bir an gelir

Hani bir göz bir göze gelir

Hani bir an gelir

Bir an

Bakışlar düğümlenir

Bütün yaralar silinir

Sıra sevdalar söylene gelir

__________________

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Gönül Ferman dinlemez

Bak gözünü açıp kapamadan senin şu delikanlı yüreğinin kapısını bu sefer kim

çalıyor?

Ne kadar garip değil mi?

Su gönül kapısından kimler girip çıkıyor ama sen buna mani olamıyorsun çünkü

gönül bu ferman dinlemez

Yalnız senin elinde olan hiçbir şey yok, senin gönlün, senin yüreğin ama sen

hiçbir şey yapamıyorsun!

Birden hayatına birisi giriyor, ona sadece arkadaş diye bakarken oda çalmış

kapını, açmak istemiyorsun, yeter artik diyorsun bu gönül bir darbe daha

kaldıramaz ama elinde değil sen kapını açmadan o senin kapını açmış karşında

sana gülümsüyor ve sen… Sen hiçbir şey yapamıyorsun Sende sevmeye

başlıyorsun…

Artik arkana değil önüne bakmaya karar veriyorsun, etrafındakilere ‘ de

aldırmada sevdiğinle öyle geçiyor zaman, birden bir sorun çıkıyor karşına

sevdiğin sandığın kişi sırtından vuruyor seni

Hayata iyice küsüyorsun Gönül kapını sadece kilitlemekle kalmıyor

tahtalarla çivileyerek kapını kapsama alanı dışında bırakıyorsun

Birde bakmışsın sevdiğin sana geri dönüyor ve her şey eskisi gibi olmuş

Zaman öyle çabuk geçmiş ki boy boy çocuklarla yaşlanmış gitmişsin…

Söyle bakalım simdi gönül ferman dinlemiş mi?

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Bir kere bile aşık olmayan var mı?

Aşk İyi ki Var!

Bir kere bile aşık olmayan var mı? Böyle bir şey mümkün mü? Tabii ki değil İnsan hayatta hiç olmazsa bir kez, deliler gibi aşık olabilme hissini yaşamalı

İLK AŞK: Ne yaparsanız yapın, ilk aşkınızı unutmanız mümkün değildir Yıllar sonra dönüp, "Ben ona nasıl aşık olmuştum acaba" diye pişmanlıkla karışık garip bir duygu da yaşayabilirsiniz Olsun O, size ilk aşkı tattırmış En önemli yaşam tecrübelerinizden birini yaşatmıştır Aranızda geçenler acı bile olsa, dönüp minnetle anacağınız biri hep var olacak

YILDIRIM AŞKI: Var mı, yok mu tartışmasının içinde değiliz Diyelim ki var Demek ki bazılarının duyguları yağmur olup yağabiliyormuş Yıldırım aşkla başlayıp, yıllar süren beraberlikler de var üstelik Dikkat edilmesi gereken, sürekli yıldırım aşkına tutulanların kendi yarattıkları hayalin peşinde koşmalarıdır

OLANAKSIZ AŞK: Bazen yolda yürürken rastlarız, bazen en yakınımızda bulunabilirler "Bu ikisi bir araya nasıl gelmiş?" diye düşünürüz Kendi başımıza geldiği de olmuştur Çoraplarını sağa sola bırakan bir kadın ya da televizyondaki futbol maçını seyrederken daha önce hiç duymadığınız küfürler eden bir adam Her aşkın olanaksız bir tarafı vardır gerçi Genelde bunları görmemeyi yeğleriz

YASAK AŞK: Men edilmiş, engellenmiş ve çoğu zaman da yasadışıdır Ama aşığın gözü görmez ki

PLATONİK AŞK: Onu görmek bile sizi heyecanlandırırken, o sizin yanınızdan, geçip gider Siz heyecandan sapır sapır titrerken, o işiyle meşgul olur O sizin için hayatınızdaki en önemli kişiyken, siz onun için sıradan birisinizdir Hem aşık, hem de salak hissedersiniz kendinizi Davranışlarından, konuşmalarından isaretler alıp, umutlanır, bozulur, küsersiniz

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Yaşam ve sevgi

Dağlık bir bölgede adam küçük oğluyla yürürken, oğlan ayağını taşa çarpar ve can acısıyla, “Ahhhhh!”diyebağırır Dağdan, “Ahhhhh!” diye bir ses gelir ve bu sesi duyan çocuk hayret eder Merakla “Sen kimsin?” diye bağırır ; ama aldığı tek yanıt “Sen kimsin?” olur çocuk bu yanıta kızar ve, “Sen bir korkaksın!” diye bağırırağdan aldığı yanıt “Sen bir korkaksın!” dır Babasına bakar ve “Baba ne oluyor?”diye sorar

“Oğlum, dikkat et!” diyen baba, vadiye doğru, “Sana hayranım!” diye bağırırSes “Sana hayranım!” diye yanıtlar Baba “Sen harikasın!” diye bağırdığında, bu kez dağdan “Sen harikasın!” yanıtı gelir çocuk şaşırmıştır, ama hala ne olduğunu pek anlayamamıştır

Baba oğluna durumu açıklar: ”Oğlum, insanlar buna yankı derler ama; ama gerçekte YAŞAM’ın kendisidir Yaşama ne verirsen sana onu yansıtır Yaşam senin davranışlarının bir aynasıdır Eğer yaşamında daha çok sevgi istiyorsan, insanları daha çok sev Eğer sana saygılı davranılmasını istiyorsan insanlara saygılı davran Eğer başkaları tarafından anlaşılmak istiyorsan, önce başkalarını anlamaya gayret göster Eğer insanların sana hoşgörülü ve sabırlı davranmasını istiyorsan, önce sen insanlara karşı hoşgörülü ve sabırlı olmalısın
Oğlum yaşamda ne ekersen onu biçersin Bu doğa yasası yaşamın her yönü için geçerlidir

İnsanların yaşamı tesadüfler sonucu oluşmaz; insanların yaşamı onların davranışlarının yansımasından başka birşey değildir

Bazen karşımızdakilerin varlığına bile tahammül edemiyoruz, çarpık sağlıksız bir kişiliğe doğru sürükleniyoruz

Ey siz sessiz sevgilerin sessiz ortakları Bu serin gecenin ıslak damlacıkları bedeninize yayılırken, üşüyüp kaçmak yerine, Yüreğinize sevginin sıcaklığını esir edin Ve bunu kendinize bahşedilmiş en kutsal ödül sayın Sevin yalnızca sevin
Dünyanın en güzel şeyi insanların sevildiğini bilmesidir, daha da güzeli sevebilmesidir,sevmeyi bilmesidir Sevmek hiç bir zaman çılgınlık değildir Sevmek insan tarafımızı bulmamızdır Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acımalı Sevebilen insan kendini ve yaşamı keşfeden insandır, talihli insandır Duygulu duyarlı ve güzel insandır
Sevgidir insanı yücelten, insanın yaşamına anlam ve derinlik kazandıran Sevmeyenler ve sevemeyenler ot gibi yaşayıp, ot gibi gidenlerdir Ah evet, sevgisiz bir dünyada hala sevmeyi bilen siz duyarlı dostlara selam, bilmeyenlere de bir mesaj iletiyorum bu şekilde

‘”Dünyayı şairler yada çocuklar yönetse, o zaman dirlik düzenlik olur; çünkü ikisininde yüreği sevgi doludur, ikiside açık yüreklilikle yaklaşır hem beyninin hem yüreğinin sorunlarına” diyen yazara katılmamak mümkün mü?

Beynimi beynininizin aydınlığına yaslayıp, yüreğimi yüreğinizin sıcaklığına, güzel, yalın yapmacıksız duygularınızdan öpüyorum

Yaşamı savunma sorumluluğu ve bilinciyle
mutluluklara

Güzel yüzlü olmak elimizde değil ama
Gülen yüzlü olmak elimizde

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



İşte Aşk budur

İki sevgili bir motosikletin üzerinde 180 km hızla giderken aralarında şöyle bir konuşma geçer:

> Kız : Lütfen yavaşla, ben korkuyorum

> Delikanlı : Hayır, bak ne kadar eğlenceli

> Kız : Lütfen, lütfen, çok korkuyorum

> Delikanlı : Peki beni sevdiğini söyle

> Kız : Seni çok seviyorum, lütfen yavaşla

> Delikanlı : Şimdide bana sıkıca sarıl

> (Kız delikanlıya sıkıca sarılır)

> Delikanlı : Kaskımı alıp kendine takar mısın? Başımı çok sıktı

Ertesi gün gazetelerde şöyle bir haber çıkar:

> Motosiklet, fren arızası nedeniyle bir binaya çarptı Üzerindeki 2 kişiden sadece biri kurtuldu

Oysaki gerçek hiçte gazetelerde yazdığı gibi değildi Yolun yarısında delikanlı frenlerin bozulduğunu anlamış ama bunu kıza belli etmek istememişti Bunun yerine kızdan kendisini sevdiğini söylemesini ve kendisine son defa sarılmasını istemişti Sonra da kendi ölümü pahasına kızın başlığını takmasını ve hayatta kalmasını sağlamıştı

İşte gerçek aşkın anlamı da buydu

Alıntı Yaparak Cevapla

Arşivlik Mevzuular

Eski 10-11-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arşivlik Mevzuular



Bahar

Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin, afrodizyaklarin en etkilisi, sevdanin suç ortagisin

Yapma bunu bana!Bahar, yalvaririm çek git isine! Salma üstüme çiçeklerini, aklimi çelme! Her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyaniyor bahçemde; sonra günesle oynasip tütsülenmis gibi bugulaniyor Ne zaman sokaga çiksam badem agaçlari salkim saçak çiçek Kavaklar kipir kipir, islik isliga meltem Kirda dayanilmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çesit börtü böcek Yapma bunu bana bahar, böyle üstüme gelme!

Zaten damarlarima zor zaptediyorum kanimi Çoktan cemreler düsmüs beynime, yüregime Kalbimin buzlari erimis Gögüs kafesimde ne idügü belirsiz bir kipirtiyla geziyorum nicedir Bir de sen çildirtma beni Krizdeyim ben Tembelligin sirasi degil, uyamam sana Al git serçelerini sabahlarimdan, çaglalarina, kokularina hakim ol Meltemlerine söyle, deli gibi islik çalip sokaga çagirmasinlar beni Bulutlarin üsüsmesin basima Girme kanima benim yoldan çikarma!

Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin, afrodizyaklarin en etkilisi, Sevdanin suç ortagisin Kiyma bana!

Biliyorum çünkü, yine kandirip yesillendireceksin aska; gövdemi azdirip sonra birden çekip gideceksin Tam kanim kaynamisken sana, toplayip allarini morlarini, beni bir kurakligin ortasinda terk edeceksin O iple çektigim isigin, dayanilmaz olacak o zaman

Ne o delismen sabahlar kalacak, ne günaha çagiran çapkin eteklerin uçustugu gün batimlariTembel kuslarin sakimaktan bitap, ebruli çiçeklerin kokmaktan Buselerin nemi kuruyacak çöl rüzgarlarinda

Yeserttigin çiçekler yürekler solacak; damar damar çatlayacak ruhumuz Hayat, bir ezik otlar diyarina dönüsecek yeniden yüregim viraneye Her bahar sarhoslugu gibi, geçecek bu sonuncusu da Ebedi bahar, bir baska bahara kalacak

Iyisi mi, hiç azdirma ruhumu bahar Is açma basima Git isine! Yoldan çikarma beni!

Can DÜNDAR

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.