Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ana, fikri, inci, kahramanları, kitabın, siyah, özeti

Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti




Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti

Siyah İnci (Anna Sewell) - Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti

SİYAH İNCİ

Denizin kıyısındaki küçücük bir kumsalın çevresini saran tepeler kumsalın iki yanından denize doğru yengeç kolları gibi uzanmıştı Kumsal kollarını açmış denizi kucaklamak istiyordu… Denize uzanan kayalara dalgalar çarpıyor köpürerek beyazlaşıp üstlerini örtüyordu Dalgalar çekilince kayaların koyu renkli ıslak çıplaklığı görünüyordu…

Küçücük kumsal koyun içindeki denizle kucaklaşmış sessizce güneşlenirken çevredeki tepelere doğru bakınca kumsalın yeşil otlar arasında kaybolduğu ileride yeşil örtünün yer yer ağaçlarla gölgelendiği görülüyordu Burası insan eli değmemiş doğanın en güzel köşelerinden birisiydi…

İşte masalımız bu güzel doğa parçasında dalgaların dövdüğü kayaların hemen dibinde geçer…

Denizdeki dalgalar öfkelerini dindirmek için kayalara çarparken buralara küçük yaşam tohumlarını taşımışlar Bazıları çekilen dalgaların gücüyle yeniden denize dönmüş Bazıları kaygan yüzlü kayalara tutunmayı başarıp minik yaşamlarını başlatmışlar Bu minik yaşam bir süre sonra yeşilli kahverengili yosunlara dönüşmüş Bundan sonra kayalara çarpan dalgalar yosunları da okşamışlar Yosun tutan kayaların dibinde başlayan yaşam yiyecek bulmak için buraya gelen diğer canlılarla süslenmiş Kayaların arasında gürültüyle kırılan ve köpüren dalgaların dibinde yaşamın sessiz canlılığı sürüyormuş…

Dalgalarla sürüklenerek kayalara değin gelen küçük bir midye tam kayalara çarpmak üzereyken yosunlara tutunup parçalanmaktan kurtulmuş Yosunların arasından yuvarlanarak denizin dibine değin inmiş Burada yaşamını sürdürebileceği kuytu bir köşeye yerleşmiş Sırtını dayadığı kayalardan destek alıp yosunların arasındaki besinleri yiyerek yaşamını sürdürmeye başlamış Güvenlik içinde büyüyüp gelişen midye çevresine yayılan yavrularıyla mutlu bir yaşamın sürüyormuş Bazen balıklar yosunların arasından süzülüp midyelerin yanına gelirmişler

Midyeler suyun içinde süzülen kıpır kıpır dolanan balıklara ağızları açık baka kalırmış Çünkü midyelerin kayalara yapışmış yosunlara sarılmış yaşamı balıkların özgür yaşamına hiç banzemezmiş Midye kendi çevresine bağımlı yaşamını düşünüp balıklara benzemediğine çok üzülürmüş Böyle durumlarda hüzünlü göz yaşları kabuğunun içine yayılırmış Deniz suyuna karışan gözyaşları kabuğun içinde ince bir sedef katmanı oluştururmuş

Midye ağzını açınca beyaz sedef katman suyun içinde parıldayarak balıkların dikkatini çekermiş Balıklar ışıl ışıl parıldayan sedefe doğru yüzermiş Midye gözyaşlarından oluşan sedefin balıkların ilgisini çektiğini bilemez onların kendi iç güzelliğine tutkun olduklarını anlayamazmış Onun istediği; balıklar gibi gezip çevresini ve evreni öğrenmekmiş… Kayalara yapışık yaşam onun hoşuna gitmiyormuş Bazı geceler karanlık sularda kimselere belli etmeden sessizce ağlarmış…

Günlerden bir gün hırçın dalgalar kumsaldan kaldırdıkları küçücük çakıl taşlarını kayalara savurmuşlar Kayalara çarpınca çıtırdayarak akan yuvarlanan küçük çakıl taşları denizin dibine düşmeye başlamışlar Midye o güne değin dalgaların bunca hırçın olabileceklerini bilmiyormuş Bazı yosunlar bile kayalardan kopup dalgalarla uzaklara sürüklenmişler Bir ara ağzı açık fırtınaya izleyen midye dalgalarla yuvarlanan küçücük bir çakıl taşının ağzından içeriye girmesine engel olamamış Midye ağzını kapatmaya çalışmış ama çok geç kalmış Taş çoktan göğsünün üzerindeymiş Midye ağzını kapayınca oraya yapışmış Midye neye uğradığını anlayamamış Acıyla kıvranmış O taştan kurtulmak istemiş ağzını açmış kaslarını germiş ama tüm çabaları boşunaymış Taşın artan ağırlığını hissettikçe ondan kurulamadığını anlıyormuş

Tutsaklar gibi sürdürdüğü yaşama bir de göğsünün tam ortasına yerleşen kara bir taşın ağırlığı eklenince midyenin gözü kararmış yaşam çekilmez olmuş Olanak buldukça ağzını açıp göğsüne yapışan kara taştan kurtulmak istemiş Dalgalardan çevresinde dolanan balıklardan yosunların arasında gezinen diğer kabuklu deniz hayvanlarından yardım beklemiş Umutları hep boşa çıkmış Beklediği yardım hiç gelmemiş…

Karamsarlık midyenin tüm benliğini kaplamış Karanlıkta akıttığı göz yaşları deniz suyuyla sertleşirken salt kabuğuna bulaşmıyor taşın çevresini de sarıyormuş Küçük çakıl taşı çevresini saran kara sıvının katılaşmasıyla büyümeye başlamış Midye iyice huzursuz olmuş Taştan kurtulamamaktan daha kötüsü: Taşın büyümesiymiş Midye: “Taş beyaz olsaydı neyse Bedenimle sarar başkalarından saklardım Ama bu utanç karasını bembeyaz kabuğun içinde gizlemem olanaksız” diye dertleniyormuş

Taş büyüdükçe “Herkes görecek” korkusuyla ağzını açmamaya çalışıyormuş Çünkü göğsünde büyüyen kapkara bir taşla yaşamak onu çok utandırıyormuş Çevresinde yüzen balıkları görünce ağzını sımsıkı kapıyormuş Çevresine bakınıp yüzen canlı olmadığını anlayınca ancak o zaman ağzını korkuyla aralıyormuş Eskisi gibi kayalara tutunup ağzını denizin akıntısına açmak kabuğun içindeki sedefin yansıyan parıltısını kullanarak balıkların dikkatini çekmeye çalışmak onun için artık bir düşmüş Midye tüm neşesini yitirip kedere gömülmüş…

Bir gün ağzını hafifçe aralamış denizin akıntısını solurken yanına yaklaşıp aralıktan içeriye bakmaya çalışan balığı görünce çok utanıp hemen ağzını kapatmış Balık midyenin çevresinde kıvrılarak dolanıp yine karşısına dikilmiş Yüzgeçlerini açıp kapayarak:

- Niye kapattın ağzını?

- Sen niye öyle dikkatle bana bakıyordun?

- Çok değişik bir şey görür gibi oldum

- Bende öyle bir şey yok

- Yanılmıyorsam var

- Sence ne olabilir?

- Sanırım çok değerli bir şey

- Ben bir midyeyim Midyede değerli hiç bir şey olmaz

- Hayır olur Sen farkında değilsin

- Neyin farkında değilim?

- İncinin Bence sende inci var

- İnci nedir?

- Midyelerde olur Çok değerli bir taştır İyi göremedim Ağzını tam açmamıştın İçerisi de karanlıktı Sanırım senin incinin rengi de siyah

- Kapkara bir taş işte

- Çok değerlidir Biraz ağzını açsan da görsem Büyük mü acaba?

Midye biraz utanarak biraz da çekinerek yavaşça ağzını aralamış Balık uzanmış aralıktan içeriye bakmış Balık çok iyi görememiş Kabuğun içindeki sedefin yansıttığı aydınlıktan midyenin göğsünde kocaman bir karaltı olduğunu anlamış

- Ağzını biraz daha açsana İyi göremiyorum

Midye çekinerek ağzını biraz daha aralamış O zaman balık çığlık atarak:



Alıntı Yaparak Cevapla

Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Siyah İnci Kitabın Ana Fikri Kahramanları Ve Özeti




- İnanılmayacak kadar büyük!

demiş ve çevresinde dönüp durmuş Balık heyecanı yatışınca midyenin önünde durmuş Söze ilk midye başlamış:

- Demiştim Kapkara bir taş işte

- Bunca deniz gezdim Bunca inci gördüm Ama bu kadar büyük ve parlak olan siyah inci görmedim

- Doğru mu söylüyorsun?

- İnan bana doğru söylüyorum Bu çok güzel bir inci Hem de çok değerli…

Sevinçten midyenin kabuğundaki sedef daha çok parlamış Midye kendisine huzursuzluk veren utanç duyduğu kara taşın gerçekte çok değerli bir inci olduğunu öğrenince şaşırmış Midye nereden bilsin? Böyle bir taş çevresindeki diğer midyelerde de yokmuş Daha önce inci görmediği için değerini bilemezmiş Utanarak balığa teşekkür etmiş Balık siyah inciye bir süre daha bakmış Sonra:

- Gözlerimi alamıyorum Çok güzel Senin güzelliğini yansıtıyor olmalı Şimdi gitmem gerek Sonra yine gelirim

demiş ve midyenin yanından yüzerek uzaklaşmış Balık gözden kaybolunca midye hemen ağzını kapatmış Çevresindekilere göğsünde beslediği siyah inciyi göstermek niyetinde değilmiş “Anlamazlar ne olduğunu” diye düşünmüş Birden bire içini korku kaplamış

“İşte bu çok kötü Kara taşın değerini bilmezken yalnız huzursuz oluyor onu gizlemeye çalışıyordum Ama yine de yaşam güzeldi Şimdi bir korku girdi içime Siyah inciyi elimden almalarından korkuyorum Sonra balık gelip siyah inciyi görmek isterse ona gösterememekten korkuyorum” demiş kendi kendine

Balık yokken midye göğsündeki kara taşı özenle korumuş Onu herşeyden herkesten sakınmış

Balık gelip de siyah inciyi görmek istediğinde midye kabuğunu açıp tüm güzelliğiyle parıldayan siyah inciyi ona göstermiş İncinin kocaman olması kendisini pek mutlu etmiyormuş ama balığın dolu dolu gözlerle inciye bakmasından hoşlanıyormuş Balık bir keresinde:

- Bu güzelliği sonsuza değin izleyebilirim dediğinde midye mutluluktan göz taşlarını tutamamış Midye sonsuza değin siyah inciyi nasıl koruyacağını bilmediğinden balığın ona sonsuza değin bakamayacağını düşünmüş Midye sonsuza değin yaşamayacağı için bir gün yaşamının biteceğini ve incinin de kendisiyle yok olacağını anlayıp: “Bu inciyi sonsuza değin koruyabilmeliyim” demiş

Sıradan günlerden birinde herşey sıradan sürüp giderken birden olağan üstü bir olay olmuş Bir dalgıç kayaların arasında yüzüyormuş Midye onu görünce “Dalgıç inciden anlar Beni yakalayınca inciyi korur Benim yaşamım biter ama inci ölümsüzleşebilir” diyerek hemen ağzını açmış Kabuğun içindeki parlak sedef dalgıcın gözünü almış Dalgıç midyeye doğru bakınca göğsündeki inciyi görmüş

Bunu sezen midye kabuğunu sıkıca kapatmış Dalgıç hemen çelik bıçağını çıkarıp midyeyi kayalardan koparmış Onu belinde asılı duran torbanın dibine bıraktıktan sonra “Belki başka midyelerde de inci vardır” diyerek çevredeki tüm midyeleri bıçağıyla söküp torbasına doldurmuş

Bu arada siyah inciye bakmak için kayalara gelen balık dalgıçı görüp midyeyi yerinde bulamayınca fazla oyalanmamış Oradan uzaklaşırken:

- Çok güzel bir inciydi Sanırım bu kadar güzelini bir daha göremem demiş

Hemen kıyıya çıkan dalgıç torbasındaki midyeleri kuma boşaltmış Bıçağıyla tüm midyeleri açmaya başlamış Aradığı inciyi bulamayınca midye kabuklarını kumun üzerine savurmaya başlamış Kuşlar ağaçlardan uçup gelmişler Dalgıcın attığı midye kabuklarının içini yiyerek karınlarını doyurmuşlar Dalgıcın çevresi cıvıldaşan kuşlarla dolmuş O hiç birine aldırmadan midye kabuklarını ikiye bölüyor içinden inci çıkmadığını görünce kabukları kuma fırlatıyormuş Kabuk kuma düşünce çevresindeki kuşlar hemen kabuğun üzerine üşüşüyor içindeki yemeğe başlıyormuş… Kumsal birden sedef kaplı midye kabuklarıyla dolmuş

Sonunda midyenin birini ikiye bölünce ortasındaki siyah inciyi görüp duralamış Dalgıç elleri titrerken siyah inciyi midyeden ayırmış Parmaklarının ucunda güneşe uzatıp bakmış “Hiç bu kadar güzelini görmemiştim” diyebilmiş Telaşlanmadan parmakları ucunda tuttuğu inciyi küçük bir keseye koyup eşyalarını toplamış Yolda hep siyah inciyi düşünüyor: “Bu çok özel inciye bir ad vermeli” diye söyleniyormuş

Evden içeriye girdiğinde karısı ev işleriyle uğraşıyor iki yaşındaki kızı da yerde bebeğiyle oynuyormuş Karısının elinden tutup masa başına götürmüş Dalgıç gözlerinin içi gülerken kesenin ağzını açıp içindeki inciyi karısının avucuna yuvarlamış Karısı hayretle avucunun içindeki siyah incinin büyülü güzelliğine bakıyormuş Dalgıç:

- Ben bu değerli inciye bir ad vermek istiyorum Ona “Siyah Ofre” diyelim mi?

dediğinde karısı inciden gözlerini ayırmadan:

- Güzel bir ad diye mırıldanmış

Karı koca çok düşünmüşler Satıldığında yaşamlarını değiştirecek kadar çok paraları olabilecekken Siyah Ofre’den ayrılmak istememişler Onu küçük kızları için yaptırdıkları bir kolyenin tam ortasına yerleştirmişler Küçük kız büyüyünce babası kolyeyi ona verirken:

- Siyah Orfe’yi denizden çıkarttığımda satmayıp senin için saklamıştım Sen de zorda kalmayınca satma çocuklarına kalsın demiş

Midyenin bilmeden ürettiği bu değerli taş uzun yıllar genç kızın boynunu süslemiş Ondan çocuklarına çocuklarından torunlarına geçerek ölümsüzleşmiş…


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.