Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Siyasal Bilgiler / Hukuk

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
postmodern, sanayi, sonrası, topluma, toplumdan

Sanayi Sonrası Toplumdan Post-Modern Topluma

Eski 05-11-2009   #1
yesimciwciw

Sanayi Sonrası Toplumdan Post-Modern Topluma



Batı toplumları çok kapsamlı değişimlerden geçtiklerinden dolayı, kendi tarihlerinin yeni bir çağına girdiklerini ileri sürmektedirler Bu konuda ortaya atılan çeşitli kuramlardan enformasyon toplumu fikri, post-fordizm ve post-modernlik kuramları kitapta ayrı ayrı incelenmiştir
1960’lı ve 1970’li yıllarda sanayi sonrası toplum kuramını ortaya atan birkaç sosyolog kamuoyundan kendilerini yeni bir topluma geçişe hazırlamalarını istemiştir Bu dönemde ortaya çıkan kuramlar hep yeni çağa girildiğini haber veriyordu Ancak 70 sonrası üretilen yeni kuramlar, 60’larda üretilenlerin iyimserliğinden yoksundu Büyük gerilimler ve çatışmalar öngörüyordu Zaten sanayi sonrası toplum kuramı üzerine yazılmış literatürün büyük kısmı aşırı derecede olumsuzdur
Yeni bir çağa girildiğine dair ileri sürülen kuramlardan ilk olarak enformasyon toplumu kuramına bakalım Enformasyon Devrimi, yaşanan üç sanayi devriminin sonuncusudur Bunlardan ilki kas gücünü değersizleştirmiştir, ikincisi rutin zihinsel işi, sonuncusu ise insanın düşüncesini, gerçek beyin gücünü değersizleştirmiştir İlk iki devrim buhar gücüne, elektriğe dayalıyken, üçüncüsü bir enformasyon devrimidir Devrimin zirvesine bilgisayar damgasını vurmuştur Enformasyonun bir kavram ve ideoloji olarak doğuşu bilgisayarın gelişimiyle bağlantılıdır Gelişim savaş yılları ve sonrası dönemin başarısıydı Yani bilgisayarın savaş gereklilikleriyle yakından ilişkisi vardır Ayrıca daha sonra bilgisayar pek çok alanda ihtiyaç duyulur hale gelmiştir Teknolojik ilerlemeyle beraber uyduların, televizyonun, bilgisayarların bileşimi dünyayı birleşik bir bilgi ağı halinde içiçe geçirmiştir Bunun yanında bilgide nitel ve nicel artış vardır Ayrıca tarihte ilk kez bilgi yerküre üzerinde anında paylaşılmaktadır Enformasyon toplumunun temel değişkenleri, sanayi toplumu değişkenleri olan emek ve sermayeden farklı olarak bilgi ve enformasyondur Sanayi toplumundan enformasyon toplumuna geçişte yalnız ekonomik yapıda değil, toplumun tüm boyutlarında değişimler söz konusudur Enformasyon toplumu kuramcılarının ortaya koyduklarının gerçekliğini günlük hayatta yaşadığımız tecrübeler onaylamaya yeter Burada değinilmesi gereken önemli bir nokta da enformasyon teknolojisinin kabullenilmesi ile yeni bir çağ fikrinin kabullenilmesinin farklı şeyler olduğudur Gelişen enformasyon teknolojisini inkar etmek saçma olur, bununla beraber bu gelişmelerin toplumsal yapıda radikal değişimlere neden olduğu dolayısıyla yeni bir çağa girildiğinin kabulü de kolay olmamaktadır
Enformasyon teknolojisinin istihdam üzerindeki etkisine gelince, enformasyon teknolojisi bazı işçileri işinden etmiştir ama bunun yanında yeni iş alanları da yaratmıştır Ancak sürecin başında olmamızdan dolayı bu konuda genelleme yapamamaktayız Enformasyon toplumu kuramcıları yeni bir bilgi işçileri hizmet sınıfının doğacağını savunmaktadırlar Son elli yılda en hızlı büyüyen meslek sınıfı da bu olmuştur Ancak son yirmi yılda artışta kesin düşüş söz konusudur Enformasyon işçileri sayısındaki artışın enformasyon üretimiyle ilgili vasıflı işlerden ziyade enformasyon aktarımıyla ilgili düşük düzeyli işlerde olması önemli bir noktadır
Enformasyon toplumu fikrinin tutulmasında hükümetler öncü rol oynamıştır İkisi arasındaki bağlantıyı en iyi görebileceğimiz yer askeri bağlamdır ki buna daha önce değinmiştik Enformasyon teknolojisi şimdiye kadar devlet ya da iş dünyasındaki kullanıcılar için geliştirilmişti Ancak şimdi boş zaman ve eğlencenin yanı sıra ev hayatını da hedeflenmektedir Enformasyon toplumu kuramına karşı yapılan eleştirilerde, enformasyon teknolojisinin topluma hiçbir köklü yeni ilke ya da yönelim sunmadığı belirtilmiştir Araçlar ve teknikler değişebilir ama kapitalist sanayi toplumlarının ağır basan hedefleri ve amaçları aynıdır Enformasyon teknolojisi faaliyetlerinin bir çoğunun karakteri kapitalist olduğundan bu, enformasyon toplumu fikrinin bütün kuramsal dayanağının sorgulanmasına yol açmıştır Bu bağlamda da yeni bir çağ yok sonucuna ulaşılmıştır
Şimdi bir diğer kuram post-fordizme bakalım Kitapta irdelenen üç kuramın (enformasyon toplumu, post-fordizm ve post-modernizm) farkları ileri sürdükleri tikel gelişimden ziyade bu gelişimi incelemek için kullandıkları çerçevelerdir Mesela enformasyon toplumu üretim güçlerini vurgularken, post-fordist kuram üretim ilişkilerini vurgular
Kuzeyin büyük atölyeleri 60’lı yılların sonundaki kitlesel grevlere ve emekçilerin yol açtıkları huzursuzluklara, üretimi ademi-merkezileştirerek karşılık vermişlerdir Burada en çok öne çıkan Üçüncü İtalya örneğidir Üçüncü İtalya ülkenin orta ve kuzeydoğu bölgelerinde yer alan küçük firmalar ve atölyelerin oluşturduğu dinamik bir alandı Bu bölümde zanaatkar ve hatta tarımda imeceye dayalı gelenekler vardı Ama atölyelerin ve fabrikaların çoğunluğu yepyeniydi Üçüncü İtalya büyük ölçüde, örgütlü emeğin gücünden bir kaçış ve emek gücü üzerinde yeniden denetim kurma girişiminin sonucuydu Üçüncü İtalya sanayiciliğin tarihinde hemen hemen ilk kez zihin emeği ve kas emeğini, iş ve topluluğun yeniden birleşme olanağını işaret etmektedir Eleştirmenler Üçüncü İtalya’da kapitalizmin yeni, daha insafsız bir evresinin başladığı konusunda hemfikirdirler Bu bağlamda birtakım değişimlerin olduğu doğrudur ancak bunlar yeni bir çağa girdimizi söyleyebilmek için yeterli midir? İşte sorun buradan kaynaklanıyor Peki bu değişim nerden kaynaklandı? Fordist üretimden post-fordist üretime geçiş nasıl olmuştur?
Fordizm, standartlaştırılmış malları ucuza ve kitlesel ölçekte sağlamak yeteneği konusunda emsalsizdi Kitlesel tüketici grubu mevcut olduğundan sorun da yoktu Ancak talep önemli derecede değiştiğinde ölçek bakımından yeni bir üretim ve tüketim örüntüsü esnek uzmanlaşma örüntüsü ortaya çıkmıştır Bu sayede hem sermaye malları hem tüketici malları küçük takımlar halinde ekonomik olarak üretiliyor ve üretimde hızla değişiklik yapılabiliyordu Bu sistemden sadece küçük firmalar yararlanır diye bir kaide yoktur Esnek uzmanlaşmadan büyük firmalar da çarpıcı bir başarıyla yararlanmışlardır Şimdi, büyük firmalar merkezileşmiş, hiyerarşik olarak eşgüdümlenmiş birer örgüt görüntüsünden ziyade gitgide birer küçük firma konfederasyonları görüntüsüne bürünmüşlerdir
Post-fordist kuramın merkezinde yer alan esnek uzmanlaşma zanaat üretiminin geri dönüşü anlamındadır Esnek uzmanlaşmanın ilerleme kaydetmesi işçilerin yapılan işe daha fazla bağlanmaları ve daha fazla doyum bulmaları anlamına gelmektedir Fordizm nasıl örgütlü kapitalizmin merkezinde yer alıyorsa, örgütlü kapitalizmin çözülüşü döneminde de post-fordizmle karşı karşıyayız
Örgütsüz kapitalizm basitçe örgütlü kapitalizmin karşıtını ifade eder, kapitalizmin yeni bir evresidir, yeni koşullar altında sistematik bir yeniden yapılanmadır İstikrarsızdır ve istikrarsızlık ile huzursuzluğu önceden olduğundan çok daha aşırı biçimde dışa vurmaktadır Örgütlü kapitalizmin tüm katı yönleri sınıf, sanayi, kentler, ulus-devlet buharlaşıp havaya karışmaktadır Bu bağlamda benzer karşıtlıkların fordizm ve post-fordizm için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz
Fordizm ile post-fordizm arasındaki farklılıkları ele aldığımızda bunları üç başlıkta toplayabiliriz: i) Ekonomi: Fordizmde ulusal girişim varken post-fordizmde bunun yerini küresel pazar almıştır Kitlesel pazarlamanın yerine esnek uzmanlaşma gelmiştir Şirketlerde hiyerarşiden ziyade iletişime önem verilmiş, geçici çalışan, evde çalışanların sayısı artmıştır ii) Politika/Sanayi İlişkileri: Toplumsal sınıflar bölük pörçük olmuş, ulusal partiler çökmüştür Sınıf uzlaşmacılığını getiren korporatizm sona ermiştir Bundan böyle standartlaştırılma bitmiş ve kişiye özgü uygulamalar artmıştır iii) Kültür ve İdeoloji: Fordizmdeki kitle anlayışından farklı olarak post-fordizmde bireyci düşünce ve davranış tarzlarının yükselişi karşımıza çıkmaktadır Artık hayat tarzlarında bölük pörçük olma, ev içi hayatın ve boş zaman uğraşlarının özelleşmesi söz konusudur
Post-fordist kuramcılara yöneltilen eleştirilere baktığımızda, bunlardan ilki Üçüncü İtalya’ya atfedilen önem konusunda karşımıza çıkıyor Bunu eleştirenler, sanayi bölgesi daima sanayi üretiminin bir parçası olmuştur, bunların birkaç yerde yeniden canlanması onları yeni bir dünyanın habercileri haline getirmez, demektedirler İkinci eleştiri ise esnek uzmanlaşmanın, işlevsel ve sayısal esnekliğin herhangi büyük bir ölçekte geçerli olmayacağı konusundadır Halbuki yukarıda da değinildiği gibi büyük firmalar da esnek uzmanlaşmadan başarıyla yararlanmışlardır ve eleştirenler de bunun gözardı edilemeyeceğini söylemektedirler Post-fordist kuramcıların fordizmi mitleştirmeleri üçüncü eleştiri konusudur Taylorizm ile fordizmi birbirinden ayırabilmek önemlidir Bunlar farklı şeylerdir Taylorizm kitlesel üretimden başka küçük ölçekli üretime de uygulanabilir Son eleştiri ise fordist devrimin doğasını yanlış anlamakla ilgilidir Fordizm basitçe esneklikten yoksunlukla, montaj hattıyla ve kitlesel üretimle eşitlenemez Aslında post-fordistlerin ‘Fordizmin krizi’ ve bu krizin post-fordist biçimler altında çözüme kavuşturulması olarak gördükleri fenomenler, sürüp giden bir evrimin parçasıdır
Kısaca toparlarsak; 1920’de montaj hattı ve sanayinin çeşitli branşlarında Taylorizm uygulandı 1970-80’lerde müşterilerin özgül taleplerine daha uygun bir üretim, işgücünün bölünüp parçalanması, örgütlerin bir dereceye kadar çözülmesi ve üretimin ademi-merkezileşmesi sözkonusuydu İki dönem arasında karşımıza çıkan farklılıklar kimileri tarafından yeni çağa girdiğimizin habercisi, kimilerine göre ise bu farklılıklar sanayicilik düzeninde önemli bir kopuşu işaret etmez Tartışma da zaten buradan kaynaklanmaktadır
Şimdi kitapta incelenen son kuram post-modernizme gelelim Post-fordistler çalışma hayatı, aile hayatı, boş zaman değerlendirme, kültür ve politika alanlarındaki değişimler konusunda fazla iyimserler,bunları özgürlük ve yaratıcılığın genişlemesi olarak görüyorlar Oysa bunu eleştirenler bu değişimlerin sömürü ve özgürlüksüzlüğün yeni çeşitlerini doğurduğunu söylüyorlar Bu bağlamda değişimlerin birarada ele alınması önemlidir Post-modernlik kuramı değişim dünyasının bütününe eğilmektedir Ancak post-modernizm öncesinde modernizm ve modernlik arasındaki farka bakmakta yarar var Modernlik deyince modern dünyayı doğuran değişimlerin hepsi (düşünsel, toplumsal, politik değişimlerdir bunlar) akla geliyor Modernizm ise modernliğe karşı geliştirilen eleştirel bir tepkiyi ifade ediyor
Modernlik Hıristiyan ortaçağların icadıdır Ne var ki bunu pek az kullanmıştır Modernliğin zaman duygusu dünyasaldır, bundan dolayı Hıristiyanlık, modernlik kavramı sunamamıştır Modernlik kavramı Hıristiyan tarih felsefesine bağımlı olduğundan, hatta bu felsefeden türediğinden dolayı modernliğin görevi Tanrının insana yüklediği amacı keşfetmek ve Tanrının krallığını yeryüzünde bilinçli bir şekilde inşa etmekten başka bir şey değildir
Ortaçağ düşünürleri değişimi bir bozulma olarak görüyorlardı ve aşağılıyorlardı Aynı anlayış Rönesans’ta da vardır Moderni ve modernitanın küçültülmesi bu dönemde de devam etmiştir Bunun yanında Batı tarihini ilk kez Rönesans üçe ayırmıştır (Eskiçağ, Ortaçağ, Modernçağ) Rönesans, yeniden doğuş anlamına gelir Aslında klasik dünyanın daha önceki biçimleri, düşüncesi ve uygulamalarının yeniden ele geçirilmesi demektir Rönesans’la gelecek olan, yeni farklı birşeyler değil, tazelenmiş yeniden doğmuş bir geçmiştir
Modernliğin doğuşu 17yy olarak kabul edilir Matbaa, barut, silah ve pusulanın icadı önemlidir Bundan sonra bilgi, teknik, ticaret ve sanayide dünya büyük ilerlemeler gerçekleştirmiştir, ancak büyüme ve ilerleme kadar çöküş ve yozlaşma da olmuştur 1789 devrimi ilk modern devrimdir Fransız devrimi modernliğe karakteristik biçim ve bilincini kazandırmıştır Sanayi devrimi ise modernliğe maddi tözünü sağlamıştır Sanayiciliğin kökleri 17yy bilimsel devriminde ve 18yy Protestancılığında yatar Batı toplumu sanayileşmeyle birlikte dünya medeniyeti haline gelmiştir O halde modern toplum eşittir sanayileşmiş toplumdur, diyebiliriz
Modernlikte zıtlıklar biraradadır Bir yanda maddi ilerleme diğer yanda manevi yoksulluk, bir yanda bilimsel ilerleme diğer yanda kitlelerin cehaleti sözkonusudur Bunlardan başka doğanın fethinin yanı sıra insanların köleleştirilmesi sözkonusudur Örnekleri arttırmak mümkün olmakla beraber bu durum, modernliğin müphemliği olarak adlandırılmaktadır
Modernizm, modernliğe bir tepki, eleştirel bir yanıttı Modernizmden başka modernliği farklı şekillerde eleştirenler de vardır Bunlar modernliğe hayrandırlar ve modern toplumun yeterince modern olmadığını söylerler (Fütürizm, Konstrüktivizm) bu akımlardan biri de kübizmdir, bu hem modernliğin bir eleştirisi, hem de modern bilimsel görme tarzlarının hayranlıkla keşfe çıkılmasıdır
Şimdi gelelim post-modernizme Buradaki post, bütünüyle yeni bir çağa geçtik anlamına gelmez, sonradan gelen, şeylerin yeni bir duruma geçişi anlamına da gelebilir O halde post-modernizmle, modernlik sona erdi demek ne kadar doğru olur?
Post-modernizmin bir tanımı yapılmamıştır Post-modernist kuramcılar bunu yapmaya isteksizdirler Çünkü yapılacak herhangi bir tanım ister istemez modernist olacaktır Modernlik ile modernizmde olduğu gibi post-modernlik ile post-modernizm arasında ayrım yapmak için dayanabileceğimiz bir kullanım yoktur Post-modernlik toplumsal ve politik kuramı ifade ediyorsa, post-modernizm bunun kültürel eşdeğeridir Toplumu farklı ilkelerin farklı alanlara uygulanabilmesini sağlayacak denli farklılaştırmak modernliğin başarısı iken, post-modern kuram, farklı alanları birbirinin üstüne yığarak bu alanı tersine çevirir Çoğulculuk ve çeşitliliği yadsımaz
Modernizme karşı en net tepki mimariden gelmiştir Post-modernist bina ve kent tasarımlarında yüksek-aşağı kültür, seçkin sanat-kitle sanatı arasındaki modernist ayrımlar yıkılır Post-modernizmde yalnız farklı insanların farklı şey isteyecekleri değil, aynı insanların farklı zamanlarda farklı şey isteyecekleri varsayılır
Post-modernizm sanayi sonrası toplumun kültürüdür Kültür ve toplum tamamlayıcı olmakla birlikte ayrı alanlardır Modernizm modernliğin belli başlı akımlarına karşı kültürel bir tepkiyken, aynı şey post-modernizmle sanayi sonrası toplum için söylenemez Bunu söyleyenler post-modern kültür ile sanayi sonrası toplum arasında bir yöndeşlik tamamlayıcılık görmektedirler
Modern kültür farklılaşmayı içermektedir: Kültürün toplumdan, estetiğin kuramsaldan, kutsalın dünyasaldan, bilimin dinden farklılaşması Post-modernizmde ise farklı kültür alanları özelliklerini kaybeder Artık kültürel alan toplumdan sistematik olarak ayrı tutulmamaktadır Kültürel alan ekonomik alandan ayrı değildir Post-modernizm çok kültürlü, çok ırklı toplumların oluşturulmasından yana çıkar Farklılık politikasını destekler Yerel ile küreseli bağlantılandırır Modernin tipik hareketlerini tersine çevirir Büyük kentlerde yoğunlaşma, ademi-merkezileşme, dağılma hareketinin tepkisiyle karşılaşır Post-fordist gelişmelerle ilişkili işler, insanlar büyük kentlerden uzaklaşır Küçük kasabalar yeniden doğar Yer yurt kimlikleri yerel gelenekler yeniden keşfedilir Post-modern dünya köken ya da yönelimin geçmiş ya da geleceğin olmadığı ebedi bir şimdi dünyasıdır, kendisine sunulan herşeyin geçici, değişken ve yerel bilgi ve yaşantı biçimleri olduğu bir dünyadır Bu dünyada yeni yapılar yoktur, herşey yüzeyde göründüğü gibidir Modernliğe ve vaat ettiği herşeye son veren bir dünyadır
Buraya kadar yeni bir çağa girildiği konusunda ortaya atılan kuramlardan üçünün –enformasyon toplumu, post-fordizm, post-modernizm- ne anlama geldiğini, neyi savunduğunu, bunlara yöneltilen eleştirileri özetlemeye çalıştım Gerek bu kuramların savunucuları gerek eleştirenler arasındaki görüş farklılıkları kitapta ayrıntılı olarak incelenmiştir Şimdi kitabın son bölümünde üzerinde durulan birkaç önemli noktaya değinelim Bunlardan ilki enformasyon teknolojisiyle gelişen ev merkezli toplumdur
Enformasyon teknolojisi toplumsal ve ekonomik hayatın geniş alanlarında büyük bir öneme sahiptir Ama sanayi toplumlarının örgütlenme tarzında ya da hareket ettikleri yön konusunda radikal ölçüde değişiklik yapmamıştır Özellikle en büyük etkisini boş zaman kullanımını ve tüketim alanında görebiliriz Bütün bir büyük iş dünyasının çıkarlarınca yönlendirilen enformasyon teknolojisi gitgide ev temelli tüketimin hizmetine sokulmuştur Bu da ev merkezli toplumun oluşmasına hız kazandırmıştır Örneğin artık dışarı çıkmanın yerini evde oturma almıştır Bu ev merkezli tüketimin yanı sıra ev merkezli üretiminde gelişmekte olduğuna işaret etmektedir Ev bireysel faaliyetlerin tercih edilen bölgesi haline gelmiştir, bununla beraber hiçbir kolektif amaç ya da paylaşılan aile değeri duygusu yaratmamaktadır
Enformasyon devrimi, dünyayı görme, yaşama tarzımızı etkilemiştir Bizim politika, iş, aile hayatı konusundaki tutumlarımızı etkilemiştir Ancak bu yeni bir toplum biçiminin oluştuğunu kanıtlamaz Özetle, tikel alanlarda ortaya çıkan etkiler var ama bütün bir örüntünün değiştiğini tanıtlayan kapsamlı bir görüş yoktur Aslında enformasyon teknolojisinin becerdiği şey sanayi toplumlarının zaten yapmakta olduklarını daha kapsamlı yapmalarını sağlamaktır
İkinci önemli nokta post-fordizm ile post-marksizm arasındaki ilişkidir Post-fordizm 20 yüzyılın son otuz yılında gerçekleşen kapitalizmin yeniden yapılanmasını betimler Kitlesel üretim ve örgütlenmeler sona ermiştir Post-fordizm Marksist tasarıların tökezliyor göründüğü bir çağda aslında marksist çözümlemeyi kurtarmaya çalışmıştır Ancak post-fordist söylemlerden yararlanmada sol kanat hızlı davranamamıştır, sağ kanat bu söylemlerden yararlanmada daha hızlı davranmıştır Bireyleşme ve özelleşme post-fordist çözümleme açısından merkezi önem taşır Bireyleşme ve özelleşme çağdaş batı hayatında devlet ve toplum, kamu alanı ve özel alan, toplum ve birey arasındaki sınırları yeniden çizmektedir Post-fordist kuramın yaptığı en büyük katkı özünde fordist bir örgütlenmenin yer aldığı devlet sosyalizmine dayalı toplumların, yeni ve daha dinamik post-fordist biçimler yaratmış olan kapitalizmle rekabet ederken, fordist örgütlenme yüzünden yıkılmalarının muhtemel olduğunu önermesidir 1989 yılından bu yana ortaya çıkan piyasa yönelimli düşünme, tarzlarının ve başıboş bireyciliğin yaptığı patlama, devlet sosyalizminin kapatıp üstünü örtmüş olduğu güçlerin bir işaretidir
Bununla beraber şunu da söylemek gerekir ki bireyleşme ve özelleşme eğilimleri geleneksel sol kanat eğilimlerinin tamamen aleyhinde işlememiştir İşçiler işverenler, kadınlar erkekler, ebeveynler çocuklar arasında daha fazla özgürlük olmasını teşvik etmiştir Kadınları iş ve meslek hayatında daha başarılı olmak toplum içinde yollarını erkeklerden bağımsız olarak bulmaya hazırlıklı olmak için cesaretlendirme yönünde iş görmüştür
Bir diğer önemli nokta modernliğe karşı post-modernlik başlığı altında incelenmiştir Buna göre, post-modernizm hangi anlama gelirse gelsin bu anlamın bir şekilde modernlik konusundaki bir kavrayıştan kaynaklandığını söylemek mümkündür Modernliğin yandaşlarının zamansal ya da tarihsel anlamda modernliğin bittiğini ilan etmemeleri, modernliğin değişmediğini söylemeleri anlamına gelmez Mesela Habermas, modernlikten vazgeçmek için vakit çok erken der ve post-modernistleri aydınlanma modernliğinin hala gerçekleştirilmemiş olan vaadi karşısında bozguncu ve kaçak bir muhafazakarlık konumuna geçmekle suçlar Berman ise modernliğin ilk aşamasında olduğumuzu söyler Ona göre dünyanın büyük bölümü modernliğin tam etkisini daha yeni hissetmeye başlamıştır Modernlik hala gerçekleştirilmeyi bekleyen bir potansiyele sahiptir Bauman ve Huyssen’e göre ise post-modernizm yeni bir tarihsel aşama değildir Post-modernizm kendi ilkeleri ve pratiğinin bilincine varmış özbilinçli bir modernliktir Bu konuda birçok düşünür açısından farklılıklar mevcuttur Bunlar arasında ana farklılık bir terminoloji meselesi değilse bile bir vurgulama meselesidir
Post-modern kuram modernliğin tarihindeki beklenmedik gelişmelere önemli kesintilere işaret eder Bu modernliğin sonu anlamına gelmeyebilir Ama modern düşünceyi yeniden düşünmemiz, bu projenin bütün olarak neler amaçlamış olduğunu tekrar sormamız anlamına gelir
Post-modernizm birarada toparlanamayan bütünleştirilemeyen ayrı ve örtüşen özelliklerden oluşur Post-modernizm hepimizin etrafında olma derecesinde doğrudur Bu bağlamda birçok batı toplumunun merkezine yerleşen kültür sanayileri görüntüyle dolup taşan bir çevre yaratma yönündeki dinmek bilmeyen çabaları sayesinde post-modernliği doğru kılmıştır
İdeolojiler her zaman tipik olarak çarpık bir biçim altında yansıttıkları varsayılan gerçekliğin dışında yer almaz Genel olarak ideoloji gündelik hayatın pratikleri ve söylemlerinde bulunur Post-modernizm hiç değilse kısmen bu anlamda ideolojiktir
Post-modernizmi eleştirenlere göre modernlik yerini post-modernliğe terk etmemiştir Modernlik ilkesi şimdi artık daha önce olduğundan çok daha güçlü ve çok daha rakipsizdir Bu anlamda 1989’la birlikte büyük anlatıların modernlik anlatılarının büyük ölçekte yeniden doğuşuna tanık oluyoruz demek mümkündür
Kitapta, bu kuramların batı toplumları üzerinde odaklanmış olduğu dikkati çekmektedir Hem dikkat çekilen gelişmelerin küresel yapısı, hem bu gelişmelerin yönü ve yayılımı konusunda batının uyguladığı temel rol vurgulanmıştır
Burada incelediğimiz kuramlar, içinde bulunduğumuz mevcut duruma seslenebilmişlerdir Bunlar da diğer kuramlar gibi abartılı ve tek yanlıdır Bu sayede işe yarar ve kışkırtıcı olabilmişlerdir Şu an içinde yaşadığımız dünya enformasyon ve iletişimle dolup taşmaktadır Çalışmanın mahiyeti ve sanayi örgütlenmesi inanılmaz bir hızla değişmektedir Bu anlamda modern toplumlar modernlikten vazgeçmemiş olsalar bile modernliğin klasik tutumlarından birçoğu sorgulanır hale gelmiştir
Kısaca özetlemek gerekirse; bu kuramlar son yıllarda yaşanan gelişmeler sonucu ortaya çıkmıştır Özellikle son 20 yıldaki gelişmeler bu konuda daha belirleyici olmuştur Öncelikle kuramların söylediklerine gerçek hayatta rastladığımızdan, bizzat yaşadığımızdan dolayı bunları inkar etmek kolay değildir Ancak buradan hareketle yeni bir çağa girdiğimizi söylemek de pek doğru olmaz Kitapta farklı düşünürlerin bu konudaki görüşleri ele alınmış, karşılıklı değerlendirilmiş ve bu sonuca varılmıştır

__________________





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.