Trakya İzlenimleri |
08-01-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Trakya İzlenimleriTRAKYA İZLENİMLERİ Trakya'ya üç gün süren kısa bir gezi yaptık Edirne, Kırklareli, Pınarhisar, Vize, İğneada, Kıyıköy Gezimiz Edirne'de başladı Edirne demek tarih demek Yaygın deyişle serhad şehri Edirne, Osmanlının İstanbul'dan önceki başkenti İstanbul'un başkent olmasından sonra batıya açılan önemli bir bilim ve kültür merkezi Edirne'de ilk gezdiğimiz yer Sağlık Müzesi Burası, tıp eğitimi ve tedavi merkezi olarak kurulmuş IIBeyazıt Külliyesi Ruh ve sinir hastalıklarının müzikle tedavi edildiği bir hastahane (dar-üsşifa) Trakya Üniversitesi külliyeyi restore edip müze haline getirmiş, tarihi bu güne taşımış Külliyenin genel görünüşü İç avludan bir görünüş Müzenin iç düzenlemesi görülmeye değer Tedavi merkezinin hasta odaları, eczanesi, mutfağı, derslikleri hepsi çok güzel düzenlenmiş, yaşayan bir müze yaratılmış adeta * Karaağaç'ın Türkiye sınırları içinde kalması anısına yine Trakya Üniversitesi tarafından eski gar binasında yaratılmış güzel bir açıkhava müzesi var Lozan Anıtı ve çevre düzenlemesi de terkedilmiş alanların kültür ve eğitim amacıyla nasıl değerlendirilebileceği konusunda çok olumlu bir örnek oluşturuyor Lozan Anıtı ve çevre düzenlemesi Edirne Garı günümüzde Tarkya Üniversitesi tarafından kullanılıyor * Edine'nin Balkan Savaşı esnasındaki sıkıntıları hiç bir zaman unutulmadı Edirne savunmasının komutanı Şükrü Paşa da unutulmayanlar arasında Onlar bu vatanı gerçekten "gövdelerini siper ederek" savunmuşlardı Edine savunma hattı Şimdi bir açıkhava müzesi * Buradan Sarayiçi'ne geçiyoruz Bu görülen bir masal kulesi değil Kanuni döneminde yaptırılmış Bina o dönemin yargıtay binası işlevini görmüş Sarayın sadece kalıntıları var Ama Sarayiçi günümüzde de eğlence ve gösteri amaçlı kullanılıyor Sarayın duvarlarından bugüne kalanlar Sarayiçi'nde bir eski yapı Sarayın eklentisi hizmet binaları Sarayiçi, bugün Kırkpınar Güreşleri'nin düzenlendiği bir spor alanı olarak düzenlenmiş Tribünleri, alanın taihini yansıtan çevre düzenlemesi ile turistik bir gezi yeri oluşmuş Sarayiçi Tunca nehri ile bölünüyor Manzarası güzel * Meriç nehri üzerinde tarihi bir köprü Çevrede ise güzel lokantalar var * Edirne'de kent dokusunun korunduğunu görüyorsunuz Ancak bu koruma, alanların korunması ile sınırlı Eski yapıların restore edilmesi ve hizmet binaları olarak kullanılması konusunda sorunlar var anlaşılan Bu sinagog ise yanmış Edirne'de yaşayan museviler zaman içinde buradan ayrılınca bu eski sinagog kaderine terkedilmiş görünüyor Bu yapı, Saat Kulesi olarak adlandırılıyorEski adı Adrian Kulesi olarak biliniyor Çevresinde binbeşyüz, ikibin yıllık kalıntılar var Ancak üzerinde binalar da var Burada antik bir seramik atölyesi de bulunuyor Üç Şerefeli Cami Edirne'nin tarihi sembol yapılarından birisi Üç Şerefeli Cami'nin karşısında bir arasta (kapalıçarşı) Edirne'de kapalı çarşılar ünlü En ünlüsüde kent merkezindeki Ali Paşa Çarşısı Şehrin merkezi yerinde Eski Cami Dış cephesindeki hat yazıları ile ünlü Bir eski sokak Restore edileceği günü bekliyor Mimar Sinan'ın ustalık eserim dediği Selimiye Camii Çevre düzenlemesi, parkları ile çok güzel bir alan içinde Kente hakim Eski yoldan gelirken uzun süre iki minare görülüyor Çok yaklaştıktan sonra dört minaresini görüyorsunuz Selimiye'nin iç avlusundan gök yüzüne bakış Selimiye'nin avlusu Çinileri ve süslemeleri de Selimiye Camii kadar ünlü Zamanın getireceği hasarlara karşı çinilerin yedekleri de yapılmış Selimiye Camii'nin iç görünüşü Edirne'nin sokaklarından Burası kentin ana caddesi Ama doku 40 yıldır aynı Selimiye'nın ışıklandırılması da çok güzel Bir biblo gibi karanlığın içinde estetik ve sanatsal panoroma sergiliyor Ana cadde üzerinde bir başka köşe Bir başka sokak * Edirne'den Kırklareli'ne geçiyoruz Küçük bir kent İçten ve konuksever bir halkı var Kapalı çarşı ve kentin meydanı Çarşı içindeki eski bir yapı Kısıtlı bir zaman içinde kenti şöyle bir dolaşıyoruz Trakya'da atlı arabalar hala yük taşımak için kullanılıyor Bir çok anadolu kentinde de kullanılıyor Park halinde (!) bir atlı araba * Yolumuz Pınarhisar'dan geçiyor 23 Nisan Coşkusu Pınarhisar'daki 23 Nisan coşkusu çocukluğumuzu hatırlatıyor * Vize önemli bir tarihi yerleşim yeri Vize'de bulunan antik kalıntılar biri Antik tiyatro veya Kent Meclisi olabilir Vize kalesi de önemli bir tarihi miras Bu bölgede yaşayan halk Traklar Onlardan kalan ise yok Traklar'ın içmeyi ve savaşmayı ve yaşamayı sevdiklerini anlatıyor rehberimiz Ama kale içinde güzel havayı değerlendirip bira içenler var Bunlar "yeni Traklar olabilir mi?" diye soruyoruz Kim bilir? Kale duvarları yıkı dökük Ama çok güzel bir alan Bir park Kente hakim bir tepe üzerinde Çevreyi seyrediyoruz Vize'de Süleyman Paşa Camii Restore ediliyor, ama görgüsüzce yapıldığı belli bu işin Plastik çerçevelerle, özgün vitrayların yok edilip, yerine adi camların kullanıldığı bir anlayışla Bir cami harabesi daha Bu caminin restorasyonuna el atılmamış Umarız, restore edildiği zaman özgün yapıya sadık kalınır Vize'de pazar kurulmuştu Biz bize benzeriz * Dupnisa Mağarası'na giderken harikulade bir tabiat içinden geçtik Temiz hava ve güzel bir ilkbahar Uyanan doğa ve insanı içine çeken güzellik Tabiat ile iç içe olmak çok güzel bir duygu Dupnisa Mağarası'nın içini aşağıdan girerek gezmek lazımmış Ama belli dönemlerde alt kısım su ile dolduğundan biz ancak yukarıdan aşağıya doğru indik Yine de meraklıları için ilginç bir gözlem olanağı var * İğneada ilginç ve küçük bir belde Çok güzel bir kumsal, göz alabildiğine deniz ve gök yüzünün oluşturduğu mavilik Henüz hava soğuk Denize girilemiyor İğneada'nın meydanı Burada deniz kıyısında Belediye'nin ihale ile işletmeye verdiği iki lokanta var Ama ihale yapılamadığı için ikiside kapalıydı Biz de çarşı içindeki lokantalardan birine gittik Bir kilo et ve meşrubat ısmarladık Dünyanın en ucuz yemeğini yedik Beldeye girerken önlemler alınmıştı Otobüsümüzü meydana almamışlardı Nedir diye merak ettik "Bakan gelecek" dediler Sonra bir helikopter indi Sayın Bakan "pür tanatana" karşılanıp bu araba ile yoluna devam etti Allah siyaset erbabına zeval vermesin! İğneada'ya yolunuz düşerse unutmayın Bu çeşmeden mutlaka su için Burada "Güzellik suyu" var Hah hah haaa Hemen aklınıza "İçelim güzelleşelim" sözü geldi değil mi? Hayır musluklardan Tekirdağ Rakısı akmıyor Bildiğimiz su akıyor * Kıyıköy gerçekten çok güzel bir belde Manzarası, doğası ve kentsel dokusu ile görülmeye değer Üstelik İstanbul'da oturanlar için günübirlik gidilecek bir uzaklıkta Kıyıköy Trakya'nın diğer yerleşim yerleri gibi antik mirasa sahip bir bölgede bulunuyor Burada 6 yüzyıldan kalma Aya Nikola Kaya Manastırı bulunuyor Bu manastır, kaya içine oyularak inşa edilen manastırların en iyi örneklerinden biri Korunabiliyor mu? Antik manastırın duvarlarını yalnızca doğa tahrip etmiyor Burayı ziyaret(!) eden insanların kendi adlarını veya aşklarını ölümsüzleştirme çabaları tarihe ve topluma karşı ayrı bir duyarsızlık örneği oluşturuyor Tabi ilgili siyasiler ve bürokrasi bu tarihi eser tahribini engellemenin yolunu bulmak zorunda Aksi takdirde duyarsızlığın bir parçası olmaktan kurtulamayacaklar Kaya mansatırın içinden bir başka görünüş Manastırın duvarları oyularak çok güzel süslemeler yapılmış Umarız bu sanat yapıtlarını korumanın bir yolu bulunur Kaya manastırın içinden bakınca dışarıda harikulade bir doğa manzarası var Orada gördüğünüz sandalye ve tabure ise bu tarihi yapıyı korumayı kendisine iş edinmiş bir yurttaşa ait Ziyaretçilere su satıyor ve içeri girip yazı yazanları kovalıyor İyi ki o yurttaşımız var Kıyıköy, Trakya'nın bütün doğal güzelliklerine sahip İnsanın canı bu sularda kürek çekmek istiyor, balık tutmak istiyor, temiz havada yürümek istiyor Kıyıköy'ün kalesi Beldeye giriş buradan Sizi bu yakışıklı karga veya onun arkadaşları selamlayabilir Erol'un kulakları çınlasın "Yine bir karga buldun" diyecek Biz İstanbul'da iri yarı, kaba saba kargalara iyice alışmışız Bu minyon kargaları görünce zarafetleri dikkatimizi çekiyor ister istemez Küçük kent sokakları, eski evler ve temizlik Dinlendiren bir sessizlik Doyumsuz bir deniz manzarası Deniz ve balık sevenler için, huzurlu bir hafta sonu düşünenler için sevimli bir kaçış noktası Ful Saydut - Akdağ Saydut
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|