Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alanı, bilgi, çeşitleri, felsefenin

Felsefenin Alanı, Bilgi Ve Bilgi Çeşitleri

Eski 05-18-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Felsefenin Alanı, Bilgi Ve Bilgi Çeşitleri



Felsefenin Alanı, Bilgi ve Bilgi Çeşitleri 1 FELSEFENİN ALANI
A Felsefenin Anlamı
Felsefe Yunanca Philia ve Sophia kelimelerinden meydana gelen bilgelik sevgisi anlamında bir kelimedir

İlk defa Yunanlı filozof Pythagoras, insanın bilgeliğe ulaşamayacağını ancak onu sevebileceğini söyleyerek kendisine “Ben filozofum” dermiş Philiasophia önce Latince’ye oradan diğer Avrupa dillerine, daha sonra Arapça’ya ve Türkçe’ye Felsefe olarak geçmiştir

Felsefe terimi, gerçek anlamını Platon ve Aristoteles felsefesinde bulur Aristo, felsefeyi “Varolanların ilk temellerini ve ilkelerini araştıran bir bilgidir” şeklinde tanımlar

Ayrıca felsefe;
* İnsanın içinde yaşadığı evreni anlama uğraşıdır
* Hem sağlam bilgi üretme hem de ahlaklı ve mutlu yaşama çabasıdır, şeklinde tanımlanmıştır

B) Felsefenin Özellikleri
a) Felsefe sürekli soru sorma faaliyetidir Herhangi bir konu hakkında sürekli soru sorar Bir sorunun cevabını buldu mu onu bırakır

b) Felsefe nedir?li sorular sorma faaliyetidir İnsan nedir? Evren nedir? Varlık nedir? Bilgi nedir? Vb şekilde sorular sorar

c) Felsefe bilgi üstüne bilgi faaliyetidir Felsefe herhangi bir bilgi türünün verileri üzerinde veya o bilgi türünün yansıttığı, tanıttığı varlık türü üzerinde düşünmedir Bu düşünme bir bakıma onların değerlendirmesidir

d) Felsefi bir sistemin doğruluğu ya da yanlışlığı araştırma konusu yapılamaz Ancak kendi içinde tutarlı bir bütün oluşturup oluşturmadığına çelişkili hükümlere yer verip vermediğine bakılır

e) Felsefi bir sitem içinde bulunduğu çağın koşullarından etkiler ya da ondan etkilenir

f) Felsefe belli bir refah ortamında doğar

g) Felsefe yığılan bir bilgidir

h) Felsefe öznel bir bilgidir

C) Felsefenin İşlevleri
a) Felsefeden belli bir inanç sisteminin temellendirilmesinde yararlanılmıştır
b) Filozofların düşünceleri büyük oluşum ve düşüncelerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur
c) İnsanların her şeyi olduğu gibi kabul etmek yerine daha iyiye ulaşabilmek için sorgulama yapmalarına katkıda bulunur
d) İnsanların bilme ve anlama merakının giderilmesine hizmet eder

2 BİLGİ ve BİLGİ ÇEŞİTLERİ

A) Bilginin Tanımı : Suje ile obje arasındaki ilişkiye bilgi denir İnsanın, varlığı bilme, tanıma ve anlama sonucu ortaya çıkan ürüne bilgi denir Burada suje bilen yani insandır Obje ise bilinen yani varlığın kendisidir
B) Bilgi Çeşitleri
a) Gündelik Bilgi : İnsanın günlük yaşamında bir-iki tecrübeden genellemelere ulaşması şeklinde ortaya çıkan bilgidir Örneğin, midesi ağrıyan birinin kekiği kaynatıp içtikten sonra ağrısının geçmesi üzerine “Kekik suyu mide ağrısına iyi gelir demesi

Özellikleri : * Gündelik bilgi düzensizdir
* Özeldir
* Genel geçerliliği yoktur
* Doğruluğu kesin değildir

b) Teknik Bilgi : İnsanın günlük yaşamını kolaylaştırmak amacıyla araç gereç yapımı ile ilgili bilgidir İki türlü teknik bilgi vardır

* Gündelik bilgiye dayalı teknik bilgi: İnsanın gündelik yaşantısındaki tecrübelere dayanarak araç gereç yapmasıdır

* Bilimsel bilgiye dayalı teknik bilgi : Bilimsel verilerden yararlanarak araç gereç yapılaması ile ilgili bilgidir

c) Sanat Bilgisi : İnsanın çevresindeki olaylar ya da nesneler karşısındaki duygulanımlarını, heyecanlarını değişik biçimlerde ifade etmesiyle ortaya çıkan bilgidir Örneğin edebiyat, resim müzik alanlarındaki eserler gibi

d) Dini Bilgi : Tanrının insanlara peygamberler aracılığıyla, vahiy yoluyla bazı emir ve yasaklar bildirmesi şeklindeki bilgidir Kutsal olanla bunun karşısındaki insanın konumunu ifade eder Dinsel bilgiye kesin iman ile inanılır, eleştirisi yapılamazMutlak gerçekliği inceler

e) Bilimsel Bilgi : Bilimsel yöntem ve akıl yürütme yoluyla varlıklar hakkında elde edilen bilgidir

Bilimler üç gruba ayrılır:
* Formel bilimler, mantık, matematik gibi
* Doğa bilimleri,fizik, kimya astronomi gibi
* İnsan bilimleri, psikoloji, sosyoloji, antropoloji gibi

Özellikleri : * Bilimsel bilgi nesneldir Bireyden bireye değişmeyip herkes için aynıdır

* Evrenseldir Bilim herhangi bir milletin, ırkın malı değil bütün bir insanlığın malıdır
* Akla ve mantığa dayalıdır Bilimsel olan akılsaldır Akılsal olan bilimseldir
* Merak ve hayret sonucu ortaya çıkar
* Yığılan ve ilerleyen bir bilgidir

e) Felsefi Bilgi : Felsefi düşünce ile genel geçer ve kesinlikten uzak ama önyargısız, iyi temellendirilmiş, güvenli ve tutarlı olarak ortaya konan bilgidir
Özellikleri : * Her sorunu aklın süzgecinden geçirir
* Açıklamalarında bitmişlik ya da kesinlik yoktur
* Filozofun kişiliği önemli rol oynar
* Sistemli, düzenli ve birleştirilmiş bir bilgidir

3 BİLGİ FELSEFESİ

A Bilgi felsefesinin konusu : Akıl ve sezgi gibi yetiler gerçekten insan zihninde var mıdır? Varsa, görünüşlerin ötesinde kalan varlığı bilmemizi sağlayabilirler mi? türünden sorular bilgi felsefesinin konusunu oluşturur

1 Bilgi kuramı (Epistemoloji) : Bilgi kuramı bilginin ne olduğunu, hangi yolla elde edildiğini, amacını araştırı Bir yandan bilginin özünü, ilkelerini, kökenini, yapısını, kaynağını araştırır, diğer yandan bilginin yöntemini, geçerliliğini, koşullarını, olanak ve sınırlarını sorgular

a Bilgi kuramının temel kavramları :

Doğruluk : Doğruluk, bilginin, bilgisi edinilen şeyle tam uygunluğunu dile getirir Buna göre doğruluk; algılar, kavramlar ve bilimsel kuramlarla nesnel gerçek arasındaki uygunluktur

Gerçeklik (Realite) : Varlığın, varoluş tarzıdır Bilinçten bağımsız olarak var olandır

Temellendirme : Ortaya atılan bir soru ya da ileri sürülen bir sav için dayanak, gerekçe, temel bulma işidir

b Bilgi kuramının temel soruları : Bilgi nedir? Kaç türlü bilgi vardır? Bilgi edinmenin amacı nedir? Bilgi edinme sürecinin ilkeleri nelerdir? Hakkında bilgi edinilen nesne ile bilgi edinen özne arasında ne gibi bir ilişki vardır? Kaç çeşit bilgi edinme yolu vardır?

2 Mantık : Düşüncenin temel yasalarını (özdeşlik, çelişmezlik, yeter neden ilkesi gibi) saptar; doğrunun ölçütlerini arar

1 Doğru bilginin imkansızlığ

B Bilgi Kuramının Temel problemi
ı : İnsan aklının (ya da yetilerinin) gerçeği bilemeyeceğini, herkes için genel geçer bilginin imkansız olduğunu ileri süren görüşlerdir

a Sofistler : İnsanın doğru bilgiye herkes için geçerli olabilecek bilgiye ulaşılamayacağını, bilginin kişiden kişiye değiştiğini ileri süren filozoflardır

Protagoras : “İnsan her şeyin ölçüsüdür” der Protagoras’a göre tüm bilgilerimiz duyumdan gelir Duyum insandan insana değişir Bir şey bana nasıl görünüyorsa benim için öyledir Rüzgar üşüyen için soğuk, üşümeyen için soğuk değildir

Gorgias : Hiçbir şey var değildir Var olsaydı bile bilinemezdi Bilinse bile başkalarına aktarılamaz Sözleriyle bilginin bilinemeyeceğini ileri sürer

b Septikler : Herhangi bir konu hakkında doğru ya da yanlış şeklinde yargıda bulunulamayacağını ileri süren görüştür En önemli temsilcileri, Pyrrhon, Timon, Karneades, Arkesilaos’tur

Septiklerin bu görüşleri günlük olaylar ve pratik işlerle ilgili değil, felsefi gerçekler ve ilkeler hakkındadır Septisizm gerçeği bütünüyle inkar etmek değildir Çünkü inkar da bir yargıdır Oysa Septikler hiçbir konuda kesin yargıda bulunmazlar

2 Doğru bilginin imkanı
a Rasyonalizm : Rasyonalizm, bilginin akıl ve onun bir işlevi olan düşünme gücü ile oluştuğunu benimseyen, doğru bilginin ölçütünü de duyular da değil akıl da bulan bir öğretidir Rasyonalizme göre insan aklı birtakım ilkeler ya da yetilerle donatılmıştır Evreni oluşturan tüm nesneler hakkında kesin bilgi edinmemiz için sadece bu ilkelere uygun bir biçimde mantığımızı kullanmamız yeterlidir

* Sokrates (MÖ 469 – 399 ) : Ahlaki doğruların ve erdemlerin bilgisinin insanın ahlaklı olabilmesinin zorunlu koşulu olarak gördüğü bilgidir Sokrates’e göre bu bilgi doğuştandır yani insan dünyaya bu bilgiyle gelir Fakat insan bu dünyaya geldiğinde bunları unutmuştur Bu yüzden bu bilgilerin hatırlanması ve bilinç düzeyine çıkarılması gerekir Bunun Sokrates maiotik (doğurtma) yöntemi kullanır

* Platon (MÖ 427 – 347) :
Platon’un bilgi felsefesi varlık görüşüne dayanır Platon’a göre varlık görünüşler dünyası ve idealar dünyası olmak iki evren vardır Gerçek bilgi, ideaların bilgisidir İdealar değişmez, gözle görülemez, duyularla algılanamaz olan varlıklardır İdealar ancak akıl yoluyla bilinebilir Bunu da filozoflar yapabilir

* Aristoteles (MÖ 384 – 322) : Aristoteles’e göre var olan bir şeyle ilgili olarak gerçek bir bilgiye sahip olabilmek için onun varlığa gelişini sağlayan dört nedenin bilinmesi gerekir Bunlar; maddi neden, formel neden, fail neden, amaçsal nedendir Aristoteles’e göre, bilimin asıl amacı ve genel anlamı, tekili bilmektir Bunun için yapılması gereken tekil ve tümel arasında bağ kurmak, tekili tümelden çıkarmaktır Aristoteles’e göre, akılda bilgi üretme yetisi vardır Varlığı varlığa getiren genel nitelikler o varlığın kendisindedir, içindedir Masa masadır

* Farabi (870 – 950) : Akılda bir sezgi gücü bulunduğunu, insan zihninde doğuştan getirilen düşünceler olduğunu kabul eder Farabi bilginin üç kaynağı olduğunu söyler Bunlar duyu, akıl ve nazardır İşte Farabi’nin nazar dediği doğuştan fikirlerdir Farabi’ye göre ayrıca insan zihninde sezgi adı verilen bir güç vardır Sezgi, apaçık ve kesin bilgiye ulaşma aracıdır

* Descartes (1596 – 1650) : Bilginin kaynağında yalnızca aklın olduğunu ve insan zihninde doğuştan düşünceler bulunduğunu savunurDescartes’a göre insan zihninin iki temel gücü vardır Bunlar sezgi ve tümdengelimdir Sezgi, zihinde hiçbir kuşkuya yer bırakmayan ve en yüksek derecede açık olan bir kavrayış faaliyetidir İnsan sezgi yoluyla bazı şeyleri açık seçik olarak bilir Tümdengelim ise sezgi yoluyla açık seçik olarak bilinen doğrulardan ve tam bir kesinlikle bilinen olgulardan sonuç çıkarmadır

* Hegel (1770 – 1831) :
Hegel’e göre insan; varlık hakkında duyuları hiç kullanmaksızın yalnızca akıl yoluyla gerçek ve kesin bir bilgiye ulaşabilir Çünkü aklın yasalarıyla varlığın yasaları bir aynıdır Bunu da “Akla uygun olan gerçek, gerçek olan da akla uygundur” şeklinde açıklamıştır Hegel aklın ve varlığın yasaları konusunda geleneksel mantık ilkelerini reddederek diyalektik yasalar adını verdiği yasalar ortaya koymuştur Bu yasalara göre varlığın kendini tez-antitez-sentez şeklinde açtığını savunur (Varlık-yokluk-oluş) Bu aşamanın sonunda Mutlak Ruh vardır Mutlak ruh gelişim aşamasını tamamlamış ve varlık dünyasını kavramıştır

b Ampirizm : Ampirizm, bilgimizin kaynağında yalnızca deneyin bulunduğunu söyleyen görüştür Ampirizme göre insan zihni doğuştan boş bir levha gibidir Bu boş levha sonradan deney yoluyla dolar

* Locke (1632 – 1704) :
Ampirizmin kurucudur Locke’a göre tüm düşüncelerimizin ve bilgilerimizin kaynağında deney vardır Locke iki türlü deney olduğunu söyler Birincisi dış deney, diğeri iç deneydir Dış deneyde dış dünyadaki varlıklar, duyularla denenir İç deneyde ise insanın kendi zihninde ve ruhunda olup bitenlerin bilincine varılır

Locke’a göre, insan zihninde kompleks düşüncelerin ve dolayısıyla bilginin meydana gelmesi için şu yetilere ihtiyaç vardır: Algı, bellek, ayırt etme, karşılaştırma, birleştirme ve soyutlama yetileri Locke üç türlü bilgi kabul eder

- Sezgisel bilgi, kendi varlığının bilgisine sahip olmasını sağlar
- Duyusal bilgi, dış dünyadaki nesnelerin bilgisine sahip olmayı sağlar
- Tanıtlayıcı bilgi, Tanrının varolduğunu kanıtlamayı sağlar

* David Hume (1711 – 1776) :
Hume, insanın her şeyi algı yoluyla bildiğini söyler Ona göre algılar iki şekilde ortaya çıkar
Bunlar; - İzlenimler, - İdeler (kavramlar ve düşünceler)

Zihinde bulunan her şeyin, tüm izlenim, kavram ve düşüncelerin temelinde, dış dünyanın duyular yoluyla algılanması vardır Bu algılarda belli özellikler bulunduğu zaman bunlar birbirleriyle birleştirilir

Buna bağlı olarak Hume, nedensellik ilkesinin deneyin sonucu olan bir düşünce olması gerektiğini söyler Yani nedensellik bir zorunluluk değil, bizim bir alışkanlığımızdır

c Kritisizm : İnsan zihninin güçlerine ve insanın neyi bilip bilemeyeceğine ilişkin bir araştırmadan meydana gelen felsefi yaklaşımdır Kurucusu Kant’tır

* Immanuel Kant (1724 – 1804) : Felsefede rasyonalizm ve ampirizm akımlarının bir sentezini yapmıştır Kant’a göre, bilgi deneyle başlar fakat deneyle sona ermez Kant, insan zihninde apriori (önsel) bir bilgi olduğunu savunur Bir kısım bilgi de aposteriori olarak sonradan elde edilir

İnsan, bilgi sürecinde, pasif olmayıp aktif bir biçimde duyular yoluyla gelen izlenimleri sınıflar, kalıplara yerleştirir ve yorumlar Kant’a göre insan bilgisi sınırlıdır İnsan zihni, nesneleri ve olayları gerçekte oldukları şekliyle bilemez Nesneler, zihnin imkanlarına, yapısına ve formlarına göre bilinebilir İnsan zihni fenomenleri (görüngü) bilebilir

d Entüisyonizm : Bilginin, doğrudan ve aracısız bir bilme tarzına karşılık gelen sezgi yoluyla elde edilebileceğini savunan görüşe entüisyonizm (sezgicilik) denir Sezgiye önem veren filozoflar, rasyonel bilginin uygulama ve eylem için önem taşıdığını kabul eder Ancak akla dayanan bilgi, nesnelerle kurulan doğrudan ve aracısız temasın sonucunda ortaya çıkan sezgisel bilginin tamlığından ve kesinliğinden yoksundur

* Gazali (1058 – 1111) : Ona göre insan, bilgi yolunda duyulardan da akıldan da yararlanabilir ancak bu yetiler insana gerçek varlığın bilgisini veremezZira, gerçek ve kesin bilgi, sezgi yoluyla elde edilir Bu bilgi türü, insan gönlüne yüce ve manevi bir algı olarak iner Gazali, iki göz ya da akıl bulunduğunu savunur Bunlardan birincisi, normal fiziki göz ya da akıldır İnsan bununla maddi dünyaya yönelir ve birtakım bilgilere ulaşılır

İnsanda bir de kalp gözü vardır Kalbin kendisi manevi bir töz olduğu için insan onunla yani sezgiyle gerçekleri bütün açıklığıyla kavrar

* Bergson (1859 – 1941) : Ona göre gerçekten varolan, durağan madde değil süredir Başka deyişle gerçeklik hayattır ve bunu yalnızca sezgi kavrayabilir Bergson’a göre bilmenin birbirlerinden tümüyle farklı olan iki yolu vardır:

a) Bilimlerde geçerli olan analitik yol : Akıl yada zeka yoluyla bilmeye karşılık gelen bu bilme tarzında gerçekliğin maddeden oluştuğu düşünülür Bilimler varlık alanını parçalara ayırır Her bilimin araştırdığı alan farklıdır Bilimler varlığın özüne nüfuz edemez

b) Varlığın özüne nüfuz eden sezgi : Bergson’a göre sezgi, gerçekliğin temelinde yaratıcı yaşam atılımının bulunduğunu yaşayarak anlar Sezgi, gerçekliği yani süreyi, yaşamı içten içe duyup yaşayarak kavrar

e Pozitivizm : İnsan için bilgide önemli olanın yalnızca olguları araştırmak olduğunu savunan akıma pozitivizm denir Kurucusu A Comte’tur

* A Comte (1798 – 1857) : Comte, toplumu bilim yoluyla yeni baştan düzenlemeyi amaçlamıştır Ona göre düşüncelerdeki anarşinin toplumda karmaşaya yol açtığı bir çağda, toplumun kurtuluşunu sağlayacak tek çözüm pozitivizmdirComte, insan için olumlu ve yapıcı olanın, yalnızca olguları gözlemleyerek tasvir etmek olduğunu öne sürer

f Analitik Felsefe :
Neo pozitivizm yada mantıkçı pozitivizm olarak da bilinen bu anlayışa göre felsefenin asıl uğraş alanı dildir Bu yaklaşıma göre; felsefe, varlık, değer ve Tanrı üstüne doğruluğu test edilemeyen öğretiler öne sürmemelidir Felsefenin görevi dildeki kavramları çözümlemektir

* Wittgenstein (1889 – 1951) : Wittgenstein, dili çevremizde olup biten bir şey, karmaşık insan faaliyetlerinin oluşturduğu bir bütün olarak görmüştür Bütün felsefe problemlerini bir dil problemine indirgeyen Wittgenstein, felsefenin özünde bir kuram değil faaliyet olduğunu söyler

g Pragmatizm (Faydacılık) :
Doğruyu ve gerçekliği eylemlerin sonuçları değerlendiren ve onlara fayda açısından yaklaşan felsefi akımdır Bu akıma göre bir düşüncenin değeri, o düşüncenin pratik amaçlarına bağlıdır Savunucuları James ve Dewey’dir

* William James (1842 – 1910) : Bütün kavramlar, bilgiler insan yaşamına, insan amacına yardımcı oldukları zaman doğrudur James’e göre “bir düşünce yararlıdır, çünkü doğrudur; bir düşünce doğrudur çünkü yararlıdır” Doğru bilginin ölçütü yararlı olmasıdır

* John Dewey (1859 – 1952) : Dewey’e göre kişiye yararlı olan ve ona mutluluk veren düşünceler doğrudur Ona göre düşünce çevreye uymayı, doğadan yararlanmayı ve mutlu olmayı sağlayan bir alettir Bilimsel yasalar ve kuramlar başarılı olursa, yani uygulamada bir işe yararsa iyi ve doğrudur, aksi olursa yanlıştır

h Fenomenoloji : Kurucusu Edmund Husserl’dir Fenomenoloji özün bilinebileceğini ileri süren bir görüştür Bu görüşe göre öz fenomenin içinde vardır ve bilinç onu yakalayabilir Öz bilgisine varabilmek için önce bütün verilmiş bilgileri parantez içine alıp ortadan kaldırmak, yok saymak gerekir Yani insan günlük yaşamdan edindiği bilgileri, önyargıları, din, bilim vb yolla elde ettiği tüm görüşleri bir tarafa bırakarak, onlardan arınarak, duyularla algılanan nesnelerin ötesinde bulunan ideal özlükler alanına ulaşabilir

__________________

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Felsefenin Alanı, Bilgi Ve Bilgi Çeşitleri

Eski 05-31-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Felsefenin Alanı, Bilgi Ve Bilgi Çeşitleri



FELSEFEYE GİRİŞ

İnsanların çeşitli hobileri vardır Kimi sanatla, kimi sporla ilgilenir, kimileri de okumaktan hoşlanırlar Hobi olarak arabalarla veya değerli taşlarla ilgilenen kimse, başkalarının da bunlarla aynı derecede ilgilenmesini bekleyemez
Peki tüm insanları ilgilendirmesi gereken, kim olursa ve nerede yaşıyor olursa olsun bütün insanları ilgilendiren şeyler var mıdır? Bu soruya verilebilecek cevap “evet” tir Tüm insanları ilgilendiren ve tüm insanların sormaları gereken bazı sorular vardır
Hayatta en önemli şey nedir? diye sorulsa açlığın sınırında olan bir kişi “yiyecek” der Sıcaktan bunalan bir kişi “serinlik” der Kendisini yalnız hisseden birisi, “başka insanlarla beraber olmak” der
Acaba tüm bu ihtiyaçlar karşılansa, yine de tüm insanları ilgilendiren ve ihtiyaç duydukları başka şeyler var mıdır? Evet, her şeyin ötesinde, insanların ihtiyaç duyduğu başka bir şey vardır: “İnsanlar, kim olduklarını ve neden yaşadıklarını bilmek” isterler

Dünyanın ve yaşamın nasıl meydana geldiği sorusu, geçen yıl hangi takımın şampiyon olduğu sorusundan daha önemli ve büyük bir sorudur
Felsefeyle tanışmanın yolu bazı sorular sormaktan geçer: Dünya nasıl yaratıldı, olan bitenin arkasında bir güç ve anlam var mı, ölümden sonra bir hayat var mı? vb
Bu türden sorular çağlar boyunca insanları meşgul etmiştir Yeryüzünde, insanın ne olduğunu ve dünyanın nasıl oluştuğunu sorgulamamış hiçbir uygarlık yoktur Günümüzde de insanlar bu türden sorulara kendi cevaplarını vermek zorundadırlar Tanrının varolup olmadığını veya öldükten sonra hayat olup olmadığını bir ansiklopediye bakıp öğrenemeyiz Ansiklopediler bize nasıl yaşamamız gerektiğini de anlatamaz Öte yandan bu güne kadar yaşamış başkalarının neler düşündüğünü bilmek, kendi dünya görüşümüzü oluşturmamıza yardım edebilir
Eskiden sorulan soruların bir kısmını bugün bilim yanıtlamıştır Bir zamanlar Ay’ın arka yüzünün nasıl olduğu insanlar için müthiş bir sırdı Oysa bugün biz Ay’ın arka yüzünün nasıl olduğunu tam tamına bilebiliyoruz
Felsefe, insanların hayretinden doğmuştur İnsanlar, kendi varoluşlarına şaşarlar Zaten felsefi soruların pek çoğu da böyle ortaya çıkar Felsefi sorular, herkesi ilgilendirmekle beraber herkes filozof olamaz
Değişik nedenlerden dolayı insanlar, gündelik hayatın öyle esiri olurlar ki hayatı sorgulamak onlar için çok geride kalır Filozoflar için dünya, akıl almaz sırlarla dolu gizemli bir yerdir
Felsefe deyince İÖ 600 yıllarında doğmuş yeni bir düşünce biçimini vurguluyoruz Felsefe terimini tarihte ilk kez Pythagoras’ın kullandığı ileri sürülür Felsefe kelimesi Yunanca PHİLOSOPHİA teriminden gelmektedir “Bilgiyi veya bilgeliği sevmek, araştırmak ve peşinden koşmak” anlamına gelmektedir Bilginin sevilmesi ve istenmesi olarak felsefeyle uğraşanlara da filozof veya bilge insan denilmektedir Bilginin ve bilgeliğin ne olduğu, felsefenin nasıl tanımlanacağı konusunda çok değişik görüşler vardır Bu nedenle felsefenin tek bir tanımını yapmak oldukça zordur
Felsefe insan düşüncesinin gelişimi sürecinde ortaya çıkmış bir bilgi türüdür İnsanlar önceleri mitolojik bir yaklaşımla var olanı kavramaya çalışmışlardır Efsane, söylenti, mit, hikaye, masal vb gibi anlatılanların doğrultusunda evren açıklanmaktaydı Buradaki bilgi insana ait değil, mitolojik varlıkların bilgisiydi
İnsanlar mitoslardan sonra; dinsel açıklamalarla kendilerini ve evreni,dünyayı anlamaya çalışmışlardır Fakat insanoğlu kne mitsel ne de dinsel öğreti ile yetindi O, kendi aklı ve düşüncesiyle var olan her şeyi sorgulayarak felsefeyi ortaya çıkardı Felsefe insan ürünü olan bir bilgidir Felsefe: İnsan evren ve değerleri açıklama amacıyla sürdürülen en geniş bir araştırma, birleştirici ve bütünleştirici bir açıklama gayretidir İnsan merakının sistemli olarak tatmin edilmesidir
Niçin felsefe gereklidir? Felsefe, düşünmeyi öğreten bir sanattır Bizler insanız; akıl sahibi bir varlık olarak insanın en temel özelliği , düşünmesini bilmesi ve düşündüğünü çeşitli şekillerde diğer insanlara aktarmasıdır Bu farklılığı bilinçli bir şekilde ortaya koymak ancak felsefe ile olanaklıdır İnsanın doğası onun düşünmesi gerektiğini söyler Felsefe, insanın aklının veya diğer düşünme yeteneklerini kullanarak var olan hakkında soru sorup, cevap arama etkinliğidir

1 Felsefenin Özellikleri


a Felsefe hakikatı araştırırken tüm zamanlar için geçerli olabilecek bilgiler ortaya koymaya çalışmaz
b Felsefe var olan her şey üzerinde düşünür Onların neden başka türlü değil de, böyle olduklarını ve nereden geldiklerini yorumlar, onların içerikleri hakkında sorular sorar
c Felsefede sorular sorularak hakikat aranır; hatta bu sorular cevaplarından daha önemlidir
d Felsefe var olan şeylerin bütünü üzerinde durur ve var olan şeylerin ortak olan, birleştirici olan niteliğini ortaya koymaya çalışır
e Felsefe ile toplum arasında çok yakın bir ilişki vardır Birbirlerinden etkilenirler
f Felsefenin sorularını filozof sorar Filozof ile diğer insanların soru sorma biçiminde farklılık vardır Günlük sorularda eylemde bulunmak, felsefenin sorularında ise aklın gücüne başvurmak gerekir
g Felsefe yapmak kolay değildir Ancak zahmetli ve uzun bir uğraşın sonunda düşünmeyi becerenler felsefe yapabilir
2 Felsefenin İşlevleri
a Felsefe sayesinde binlerce yıldan beri ortaya konan fikir ve düşünceleri, bu düşünceleri yansıtan kavramları tanıma olanağı ortaya çıkar
b İnsanların anlama ve gerçeği görme ihtiyaçlarını giderir
c Felsefe büyük oluşum ve düşüncelerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur
d İnsanların her şeyi olduğu gibi kabul etmeleri yerine daha iyiye ulaşabilmek için sorgulayabilmelerine katkıda bulunur
e Felsefe henüz bilinmeyen konular üzerinde düşünmemizi sağlayarak, dünya görüşümüzü genişletir
f Felsefenin yöntemleri insana hemen her konuda akıl yürütebilmesi için gerekli temelleri sağlar
g Felsefe, ürettiği sorularla bilime yardımcı olur
BİLGİ VE BİLGİ TÜRLERİ
İnsanoğlu kendi dışındaki nesneleri algıladığı gibi, kendi iç dünyasını da algılar İnsandaki bu algılama ve tanıma etkinliğine “bilme”, elde edilene de “bilgi” denir Bilginin oluşumunda iki öğe vardır Bunlardan birisi algılayan, bilen, yani insandır Diğeri ise bilinen, araştırılan, kendisine yönelinen şeydir Bilgi edinme eyleminde bilene süje (özne), bilinene ise obje (nesne) adı verilir Bu durumda bilginin süje ile obje arasındaki bir ilişki sonucunda ortaya çıktığı söylenebilir Bilgi edinme yalnızca algıya dayanmaz, düşünme de bilgi edinme yollarından biridir Hem gerçek olanları hem de gerçek olmayanları içine alır

1 Gündelik (Ampirik, Düzensiz) Bilgi

Bunlar günlük yaşamı kolaylaştıran bilgilerdir Bu bilginin kaynağı duyu ve deneyimlerdir; geçerliliği ve doğruluğu kişisel deneyime dayanır; belli bir yöntemle elde edilmemiştir; genel geçerliliği yoktur; tesadüflerle veya başkalarından görmekle kazanılmıştır
  • Subjektiftir
  • Sonuçları kesin değildir
  • Yararlı bir bilgidir; ama bazen insanları yanıltabilir
  • Yöntemsiz olarak elde edilir
  • Sistemli değildir
2 Dini Bilgi

Din, mutlak varlığa ve onun vahiy ile bildirdiklerine dayanan bir sistemdir Tanrı’nın mutlak gerçekliği, dinde her şeyi kuşatır Dinde süje ve obje ilişkisi inanç bağı ile kurulmuştur Tanrı’nın insanlar içinde seçtiği elçileri yani peygamberleri bir takım temel hakikatleri bildirmişlerdir
3 Sanat Bilgisi

Sanat, güzeli yaratan, gerçekliği simgelerle anlatan etkinliktir Hoşa giden, düşündüren biçimler yaratma çabasıdır Sanatçı ile yöneldiği nesne arasındaki ilgiden doğan bir bilgidir
  • Akla değil, duyguya, coşkuya ve sezgiye dayanır
  • İfade araçları diğerlerinden farklıdır (Ses, renk ve çeşitli şekiller)
  • Özneldir
  • Yaratıcılığa dayanır
  • Ürünleri somuttur
4 Teknik Bilgi

Teknik, doğadaki nesneleri, bir amaca yönelik olarak araç haline getirmektir Tekniğin amacı insan hayatını kolaylaştırmaktır Tekniğin gelişimi ile bilimin gelişimi arasında sıkı bir bağ vardır Teknik bilgide süje obje ilişkisi, bilim bilgisini uygulayarak hayatı kolaylaştırmak amacıyla kurulmaktadır
  • İnsanlara yarar sağlar
  • İnsanın yaşamını kolaylaştırır
5 Bilimsel Bilgi

Evreni, toplumu ve insanı araştırma konusu yapan, bu araştırma konuları üzerinde, gözleme, deneye ve akla dayanarak, yöntemli bir şekilde elde edilen düzenli bilgiye bilimsel bilgi denir Alanı çok geniştir Konularını sebeplilik ilişkisine göre araştırır Konusu ve yöntemi bakımından üçe ayrılır

a Formel Bilimler (İdeal Bilimler)

Bunlar doğada bulunmayan, duyularla algılanamayan, yalnızca düşüncede olan soyut objeleri konu alırlar
Matematik ve mantık formel bilimlerdir Bu bilimlerin konuları doğada yoktur Bu nedenle onları deney yöntemiyle incelemek mümkün değildir Kullandıkları yöntem tümdengelim (dedüksiyon) dir

b Doğa Bilimleri


Doğadaki olayları konu alan fizik, kimya, jeoloji, astronomi ve biyoloji gibi bilimlerdir Konularını deney ve gözlemle incelerler Tümevarım (endüksiyon) yöntemini kullanarak yasalara ulaşırlar Temel özelliği olgusal oluşlarıdır Bu durum, yargıların doğrudan ya da dolaylı gözlenebilen varlıklardan kaynaklandığını belirtir Doğa bilimlerinde determinizm (nedenselllik, yani aynı nedenler aynı koşullarda aynı sonucu verir) anlayışı vardır

c İnsan Bilimleri

Bu bilimler insanları değişik yönleriyle ele alan bilim dallarıdır Bunlara manevi bilimler de denir Tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi bilimlerdir Konuları insanın varlığı, yapıp ettikleri, bilgisi ve iradesiyle meydana getirdiği olaylardır Kullandıkları yöntem “anlama” dır

Bilimin özellikleri
  • Tümevarım yöntemini kullanırlar
  • Yasa ve genellemelere ulaşmaya çalışırlar
  • Evrenseldir
  • Nesneldir
  • Kesindir, doğrulanabilme özelliği vardır
  • Birikimli olarak ilerler
  • Akıl ve mantık ilkelerini kullanır
  • Uygulanabilir
  • Değişebilme ve kendini yenileme özelliğine sahiptir
  • Olgusaldır
  • Tekrarlanma özelliğine sahiptir
6 Felsefe Bilgisi

Felsefe bilgisi, insanın, evrenin niteliği ve yapısı hakkında gözlemlerine dayanarak düşünmesi sonucu ortaya çıkmıştır Evreni parçalara ayırmadan, bir bütün olarak kavramaya yönelik kuramsal araştırmalarla başlamıştır

a Felsefe Bilgisinin Özellikleri
  • Felsefenin açıklamalarında “kesinlik” ya da “bitmişlik” yoktur
  • Felsefede filozofun kişiliği ve geçmiş yaşantısı önemli rol oynar
  • Kapsamlı ve bütüncül bir bilgidir
  • Esnek olup kendini daima yenileyebilir
  • Mantık ilkelerinden yararlanır; sistemli ve tutarlı bir bilgidir
  • Felsefe bilgisinin bilimlerdeki gibi öğrenilecek doğruları yoktur
  • Eleştirel ve sorgulayıcıdır
  • Olması gerekeni inceler
  • Yığılan (kümülatif) bir bilgidir Bu nedenle tarihinden soyutlanamaz
  • Olgulara dayanma zorunluluğu yoktur
  • Çağının koşullarından etkilenir
  • Bilimlerin doğuşuna kaynaklık etmiştir
  • Evrensel bir bilgidir
  • Teknolojisi yoktur
b Felsefenin Çeşitli Alanlarla İlişkisi

ba Felsefe – Bilim

Başlangıçta felsefe ile bilim birleşik bir durumdaydı Tüm bilimler, önce matematik olmak üzere farklı zamanlarda felsefeden ayrılmışlardır Felsefe de, bilim de sistemli bir şekilde hakikati ararlar Düşünme ilkelerine uyarlar, eleştiriye açıktırlar, evreni, insanı, yaşamı açıklamaya çalışırlar
Bunlara karşılık aralarında önemli farklılıklar vardır Felsefe evreni bir bütün olarak ele alır ve daha çok soyut olaylarla ilgilenir
Bilim ise kendisini duyu organlarıyla sınırlamıştır, doğayı ve evreni parçalara bölerek inceler Felsefe bilginin temeline inmeye çalışır Bilim, bilgi edinmeye çalışır ama bilginin temelini irdelemez

bb Felsefe – Din

Felsefe dine karşı değildir; felsefe için din, incelenecek konulardan sadece biridir Felsefenin konusu içerisine giren bazı sorunlar dinin de konuları arasında yer alırlar
Fakat felsefe ile dinin problemlere yaklaşımları çok farklıdır Felsefe, problemleri akla, mantığa ve gerçeğe dayanarak çözmeye çalışır Eleştiriler yapar Oysa dinde esas olan imandır Cevaplardan kuşku duyulamaz
Bu bakımlardan felsefe ve din, birbirleriyle bağdaşmaz görünümdedirler Fakat dindar bilinen nice düşünür felsefe yapmıştır, niceleri de felsefeyi sürdürmektedirler

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Felsefenin Alanı, Bilgi Ve Bilgi Çeşitleri

Eski 12-23-2010   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Felsefenin Alanı, Bilgi Ve Bilgi Çeşitleri







FELSEFEYE GİRİŞ

İnsanların çeşitli hobileri vardır Kimi sanatla, kimi sporla ilgilenir, kimileri de okumaktan hoşlanırlar Hobi olarak arabalarla veya değerli taşlarla ilgilenen kimse, başkalarının da bunlarla aynı derecede ilgilenmesini bekleyemez

Peki tüm insanları ilgilendirmesi gereken, kim olursa ve nerede yaşıyor olursa olsun bütün insanları ilgilendiren şeyler var mıdır? Bu soruya verilebilecek cevap “evet” tir Tüm insanları ilgilendiren ve tüm insanların sormaları gereken bazı sorular vardır
Hayatta en önemli şey nedir? diye sorulsa açlığın sınırında olan bir kişi “yiyecek” der Sıcaktan bunalan bir kişi “serinlik” der Kendisini yalnız hisseden birisi, “başka insanlarla beraber olmak” der

Acaba tüm bu ihtiyaçlar karşılansa, yine de tüm insanları ilgilendiren ve ihtiyaç duydukları başka şeyler var mıdır? Evet, her şeyin ötesinde, insanların ihtiyaç duyduğu başka bir şey vardır: “İnsanlar, kim olduklarını ve neden yaşadıklarını bilmek” isterler
Dünyanın ve yaşamın nasıl meydana geldiği sorusu, geçen yıl hangi takımın şampiyon olduğu sorusundan daha önemli ve büyük bir sorudur
Felsefeyle tanışmanın yolu bazı sorular sormaktan geçer: Dünya nasıl yaratıldı, olan bitenin arkasında bir güç ve anlam var mı, ölümden sonra bir hayat var mı? vb

Bu türden sorular çağlar boyunca insanları meşgul etmiştir Yeryüzünde, insanın ne olduğunu ve dünyanın nasıl oluştuğunu sorgulamamış hiçbir uygarlık yoktur Günümüzde de insanlar bu türden sorulara kendi cevaplarını vermek zorundadırlar Tanrının varolup olmadığını veya öldükten sonra hayat olup olmadığını bir ansiklopediye bakıp öğrenemeyiz Ansiklopediler bize nasıl yaşamamız gerektiğini de anlatamaz Öte yandan bu güne kadar yaşamış başkalarının neler düşündüğünü bilmek, kendi dünya görüşümüzü oluşturmamıza yardım edebilir

Eskiden sorulan soruların bir kısmını bugün bilim yanıtlamıştır Bir zamanlar Ay’ın arka yüzünün nasıl olduğu insanlar için müthiş bir sırdı Oysa bugün biz Ay’ın arka yüzünün nasıl olduğunu tam tamına bilebiliyoruz

Felsefe, insanların hayretinden doğmuştur İnsanlar, kendi varoluşlarına şaşarlar Zaten felsefi soruların pek çoğu da böyle ortaya çıkar Felsefi sorular, herkesi ilgilendirmekle beraber herkes filozof olamaz


Değişik nedenlerden dolayı insanlar, gündelik hayatın öyle esiri olurlar ki hayatı sorgulamak onlar için çok geride kalır Filozoflar için dünya, akıl almaz sırlarla dolu gizemli bir yerdir
Felsefe deyince İÖ 600 yıllarında doğmuş yeni bir düşünce biçimini vurguluyoruz Felsefe terimini tarihte ilk kez Pythagoras’ın kullandığı ileri sürülür Felsefe kelimesi Yunanca PHİLOSOPHİA teriminden gelmektedir “Bilgiyi veya bilgeliği sevmek, araştırmak ve peşinden koşmak” anlamına gelmektedir Bilginin sevilmesi ve istenmesi olarak felsefeyle uğraşanlara da filozof veya bilge insan denilmektedir Bilginin ve bilgeliğin ne olduğu, felsefenin nasıl tanımlanacağı konusunda çok değişik görüşler vardır Bu nedenle felsefenin tek bir tanımını yapmak oldukça zordur

Felsefe insan düşüncesinin gelişimi sürecinde ortaya çıkmış bir bilgi türüdür İnsanlar önceleri mitolojik bir yaklaşımla var olanı kavramaya çalışmışlardır Efsane, söylenti, mit, hikaye, masal vb gibi anlatılanların doğrultusunda evren açıklanmaktaydı Buradaki bilgi insana ait değil, mitolojik varlıkların bilgisiydi Felsefe: İnsan evren ve değerleri açıklama amacıyla sürdürülen en geniş bir araştırma, birleştirici ve bütünleştirici bir açıklama gayretidir İnsan merakının sistemli olarak tatmin edilmesidir
Niçin felsefe gereklidir? Felsefe, düşünmeyi öğreten bir sanattır Bizler insanız; akıl sahibi bir varlık olarak insanın en temel özelliği , düşünmesini bilmesi ve düşündüğünü çeşitli şekillerde diğer insanlara aktarmasıdır Bu farklılığı bilinçli bir şekilde ortaya koymak ancak felsefe ile olanaklıdır İnsanın doğası onun düşünmesi gerektiğini söyler Felsefe, insanın aklının veya diğer düşünme yeteneklerini kullanarak var olan hakkında soru sorup, cevap arama etkinliğidir

1 Felsefenin Özellikleri

a Felsefe hakikatı araştırırken tüm zamanlar için geçerli olabilecek bilgiler ortaya koymaya çalışmaz
b Felsefe var olan her şey üzerinde düşünür Onların neden başka türlü değil de, böyle olduklarını ve nereden geldiklerini yorumlar, onların içerikleri hakkında sorular sorar
c Felsefede sorular sorularak hakikat aranır; hatta bu sorular cevaplarından daha önemlidir
d Felsefe var olan şeylerin bütünü üzerinde durur ve var olan şeylerin ortak olan, birleştirici olan niteliğini ortaya koymaya çalışır
e Felsefe ile toplum arasında çok yakın bir ilişki vardır Birbirlerinden etkilenirler
f Felsefenin sorularını filozof sorar Filozof ile diğer insanların soru sorma biçiminde farklılık vardır Günlük sorularda eylemde bulunmak, felsefenin sorularında ise aklın gücüne başvurmak gerekir
g Felsefe yapmak kolay değildir Ancak zahmetli ve uzun bir uğraşın sonunda düşünmeyi becerenler felsefe yapabilir
2 Felsefenin İşlevleri
a Felsefe sayesinde binlerce yıldan beri ortaya konan fikir ve düşünceleri, bu düşünceleri yansıtan kavramları tanıma olanağı ortaya çıkar
b İnsanların anlama ve gerçeği görme ihtiyaçlarını giderir
c Felsefe büyük oluşum ve düşüncelerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur
d İnsanların her şeyi olduğu gibi kabul etmeleri yerine daha iyiye ulaşabilmek için sorgulayabilmelerine katkıda bulunur
e Felsefe henüz bilinmeyen konular üzerinde düşünmemizi sağlayarak, dünya görüşümüzü genişletir
f Felsefenin yöntemleri insana hemen her konuda akıl yürütebilmesi için gerekli temelleri sağlar
g Felsefe, ürettiği sorularla bilime yardımcı olur



BİLGİ VE BİLGİ TÜRLERİ


İnsanoğlu kendi dışındaki nesneleri algıladığı gibi, kendi iç dünyasını da algılar İnsandaki bu algılama ve tanıma etkinliğine “bilme”, elde edilene de “bilgi” denir Bilginin oluşumunda iki öğe vardır Bunlardan birisi algılayan, bilen, yani insandır Diğeri ise bilinen, araştırılan, kendisine yönelinen şeydir Bilgi edinme eyleminde bilene süje (özne), bilinene ise obje (nesne) adı verilir Bu durumda bilginin süje ile obje arasındaki bir ilişki sonucunda ortaya çıktığı söylenebilir Bilgi edinme yalnızca algıya dayanmaz, düşünme de bilgi edinme yollarından biridir Hem gerçek olanları hem de gerçek olmayanları içine alır



1 Gündelik (Ampirik, Düzensiz) Bilgi

Bunlar günlük yaşamı kolaylaştıran bilgilerdir Bu bilginin kaynağı duyu ve deneyimlerdir; geçerliliği ve doğruluğu kişisel deneyime dayanır; belli bir yöntemle elde edilmemiştir; genel geçerliliği yoktur; tesadüflerle veya başkalarından görmekle kazanılmıştır
• Subjektiftir
• Sonuçları kesin değildir
• Yararlı bir bilgidir; ama bazen insanları yanıltabilir
• Yöntemsiz olarak elde edilir
• Sistemli değildir



2 Dini Bilgi

Din, mutlak varlığa ve onun vahiy ile bildirdiklerine dayanan bir sistemdir Tanrı’nın mutlak gerçekliği, dinde her şeyi kuşatır Dinde süje ve obje ilişkisi inanç bağı ile kurulmuştur Tanrı’nın insanlar içinde seçtiği elçileri yani peygamberleri bir takım temel hakikatleri bildirmişlerdir



3 Sanat Bilgisi

Sanat, güzeli yaratan, gerçekliği simgelerle anlatan etkinliktir Hoşa giden, düşündüren biçimler yaratma çabasıdır Sanatçı ile yöneldiği nesne arasındaki ilgiden doğan bir bilgidir
• Akla değil, duyguya, coşkuya ve sezgiye dayanır
• İfade araçları diğerlerinden farklıdır (Ses, renk ve çeşitli şekiller)
• Özneldir
• Yaratıcılığa dayanır
• Ürünleri somuttur



4 Teknik Bilgi

Teknik, doğadaki nesneleri, bir amaca yönelik olarak araç haline getirmektir Tekniğin amacı insan hayatını kolaylaştırmaktır Tekniğin gelişimi ile bilimin gelişimi arasında sıkı bir bağ vardır Teknik bilgide süje obje ilişkisi, bilim bilgisini uygulayarak hayatı kolaylaştırmak amacıyla kurulmaktadır
• İnsanlara yarar sağlar
• İnsanın yaşamını kolaylaştırır



5 Bilimsel Bilgi

Evreni, toplumu ve insanı araştırma konusu yapan, bu araştırma konuları üzerinde, gözleme, deneye ve akla dayanarak, yöntemli bir şekilde elde edilen düzenli bilgiye bilimsel bilgi denir Alanı çok geniştir Konularını sebeplilik ilişkisine göre araştırır Konusu ve yöntemi bakımından üçe ayrılır



a Formel Bilimler (İdeal Bilimler)

Bunlar doğada bulunmayan, duyularla algılanamayan, yalnızca düşüncede olan soyut objeleri konu alırlar
Matematik ve mantık formel bilimlerdir Bu bilimlerin konuları doğada yoktur Bu nedenle onları deney yöntemiyle incelemek mümkün değildir Kullandıkları yöntem tümdengelim (dedüksiyon) dir



b Doğa Bilimleri

Doğadaki olayları konu alan fizik, kimya, jeoloji, astronomi ve biyoloji gibi bilimlerdir Konularını deney ve gözlemle incelerler Tümevarım (endüksiyon) yöntemini kullanarak yasalara ulaşırlar Temel özelliği olgusal oluşlarıdır Bu durum, yargıların doğrudan ya da dolaylı gözlenebilen varlıklardan kaynaklandığını belirtir Doğa bilimlerinde determinizm (nedenselllik, yani aynı nedenler aynı koşullarda aynı sonucu verir) anlayışı vardır



c İnsan Bilimleri

Bu bilimler insanları değişik yönleriyle ele alan bilim dallarıdır Bunlara manevi bilimler de denir Tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi bilimlerdir Konuları insanın varlığı, yapıp ettikleri, bilgisi ve iradesiyle meydana getirdiği olaylardır Kullandıkları yöntem “anlama” dır



Bilimin özellikleri

• Tümevarım yöntemini kullanırlar
• Yasa ve genellemelere ulaşmaya çalışırlar
• Evrenseldir
• Nesneldir
• Kesindir, doğrulanabilme özelliği vardır
• Birikimli olarak ilerler
• Akıl ve mantık ilkelerini kullanır
• Uygulanabilir
• Değişebilme ve kendini yenileme özelliğine sahiptir
• Olgusaldır
• Tekrarlanma özelliğine sahiptir



6 Felsefe Bilgisi

Felsefe bilgisi, insanın, evrenin niteliği ve yapısı hakkında gözlemlerine dayanarak düşünmesi sonucu ortaya çıkmıştır Evreni parçalara ayırmadan, bir bütün olarak kavramaya yönelik kuramsal araştırmalarla başlamıştır



a Felsefe Bilgisinin Özellikleri

• Felsefenin açıklamalarında “kesinlik” ya da “bitmişlik” yoktur
• Felsefede filozofun kişiliği ve geçmiş yaşantısı önemli rol oynar
• Kapsamlı ve bütüncül bir bilgidir
• Esnek olup kendini daima yenileyebilir
• Mantık ilkelerinden yararlanır; sistemli ve tutarlı bir bilgidir
• Felsefe bilgisinin bilimlerdeki gibi öğrenilecek doğruları yoktur
• Eleştirel ve sorgulayıcıdır
• Olması gerekeni inceler
• Yığılan (kümülatif) bir bilgidir Bu nedenle tarihinden soyutlanamaz
• Olgulara dayanma zorunluluğu yoktur
• Çağının koşullarından etkilenir
• Bilimlerin doğuşuna kaynaklık etmiştir
• Evrensel bir bilgidir
• Teknolojisi yoktur
b Felsefenin Çeşitli Alanlarla İlişkisi



ba Felsefe – Bilim

Başlangıçta felsefe ile bilim birleşik bir durumdaydı Tüm bilimler, önce matematik olmak üzere farklı zamanlarda felsefeden ayrılmışlardır Felsefe de, bilim de sistemli bir şekilde hakikati ararlar Düşünme ilkelerine uyarlar, eleştiriye açıktırlar, evreni, insanı, yaşamı açıklamaya çalışırlar

Bunlara karşılık aralarında önemli farklılıklar vardır Felsefe evreni bir bütün olarak ele alır ve daha çok soyut olaylarla ilgilenir
Bilim ise kendisini duyu organlarıyla sınırlamıştır, doğayı ve evreni parçalara bölerek inceler Felsefe bilginin temeline inmeye çalışır Bilim, bilgi edinmeye çalışır ama bilginin temelini irdelemez

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.