|
|
Konu Araçları |
biter, felsefeşebâbet, inam, or ahmet, zaman |
Felsefe-Şebâbet Ne Zaman Biter? /Ahmet İnam |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Felsefe-Şebâbet Ne Zaman Biter? /Ahmet İnamŞebâbet", gençlik ne zaman elden gider? Gittiğini anlayamadığımız zaman! Udî Hafız Şekerci Cemil Bey'in curcuna usulünde rast şarkısı beni çok düşündürmüştür Sözleri şöyle: Şebâbet gitti de elden, başımdan gitmeyor sevdâ Tükendi tâkat u tâbım mahabbet bitmeyor hâlâ Terakkî etmede sinnim tedennî etmeyor asla Hayatım mahvolup gitti mahabbet bitmeyor hâlâ Hayâl-i yâri çekmek hâriç ammâ iktidarımdan Mahabbet hissi çıkmaz bir dakikâ kalb-i zârımdan Ölürsem de bu feryâdı işitsinler mezârımdan Hayatım mahvolup gitti mahabbet bitmeyor hâlâ Gençlik budalası çağımın, sporla, diyetlerle, ilaçlarla tutunmaya çalıştığı gençlik, sevdâsını yitirmişse, çoktan elden gitmiştir Bu şarkıdaki şebâbet, bedenin gençliğidir; bedenin de değil belki, biyolojik yaşın gençliğidir O, zaman içinde elden gider Şarkının meyânındaki, üçüncü dizesindeki, çocuksu feryâd bunu gösteriyor: "Terakkî eden", ilerleyen, "sinn"dir, biyolojik yaştır, o hiçbir zaman küçülmez, aşağı inmez, "tedenni etmez", gerilemez Şarkı, özgün sözleriyle, bugünkü Türkçemize tuhaf gelebilir: "gitmeyor", "bitmeyor", "etmeyor" geçmişten gelen, canalıcı saptamalardır! Yaşınız gider: Yaş, gidendir Şebâbet gidendir Sevdâ ise durabilir Yaşınıza bu anlamıyla tutunamazsınız Bırakınız şebâbet gitsin Şebâbetle uğraşmamak gerek Oysa, sevdâ, ahlak gereğidir Sevdâsız ahlak olmaz, olamaz Sevdâsız insan,insan olamaz çünkü Şebâbet gider, gücünüz, tazeliğiniz, "tâkat u tâb"ınız tükenebilir İnsansa tükenmez Nasıl tükenebilir insan, karşılaştığı bunca belâlara karşın? Bir ayağı yerde, bir ayağı göktedir Başı göğe doğrudur çünkü; "derdini ummâna döküp, asumâna inleyen" bir varlık nasıl tükenir? Uzayda, teknolojiyle arayışları boşuna değildir Gün gelecek, bu gezegeni terkedecektir Yeri dünya değildir çünkü evrendir Evrene açılacak, kendine dünyalar kuracaktır İnsan olmak, genç olmak demektir İnsan gençtir Gençliğin YASAsı ise şudur: Yeni olmak, aramak, sorumlu olmak ve âşık olmak! Şarkı, bu YASAyı bir yanıyla irdeliyor: "Mahabbet"in bitimsizliğini vurgulayarak Herşey bitebilir, herşeyle özdeşleştirdiğim hayatım mahvolabilir Evrendeki yaşam, benim yaşamımla özdeş değildir ki! Evrendeki yaşam atılımı (conatus!), muhabbettir Muhabbet bitmez Muhabbet, her türlü ölümü, yok olmayı içine alıp, aşan (Hegelci anlamda Aufhebung!) bir güçtür Evrendeki yaşam enerjisidir Dünya gezegeninde yaşam bitse de, diğer gezegenlere taşınır İnsanın ölümü, bu gezegendeki ölümü, muhabbet ölümü olamaz Muhabbet her dem iş başındadır Yazık ki ihtiyâr dünya, ihtiyâr insan, bu dünyadaki ihtiyârını, karar verme gücünü yitirdiği için, bunu anlamamaktadır Sanıyor ki, "şebâbet" bitince, gençlik bitecektir Gençliğini koruyan "şebâbet", bir anlamıyla gitmez de! Hele bu, bir gençlik bilinciyle, sorumluluğuyla yaşanıyorsa, Şekerci Cemil'in feryâdı anlaşılabilir Mezârdan bile muhabbet feryâdı duyulur! Hayatımız "mahvolunca" ne yaparız, genellikle? Dünyamıza lânet okur, yazgımıza isyân ederiz Oysa, muhabbetle kucaklaşmak, muhabbetin elini bırakmamak gerekir! Evrendeki hayat, yalnız bizim hayatımız değildir Varlığım, muhabbetin varlığına armağandır! Ölürken, belki de son sözümüz şu olmalıdır: "Ölüyorum, yaşasın muhabbet!" Bunu diyebilmek genç olmak, ölünceye dek genç kalabilmekle olanaklıdır! Neydi gençliğin YASAsı? Yeni olabilmek, aramak, sorumlu olmak ve aşk! Yaşam, sürekli bir devingenliktir Her dem taze olandır yaşam Onu dar aklımızla, sığ aklımızla, sınırlandırmak, kokuşmaya götürür bizi! Kokuştururuz ömrümüzü! Yazık ederiz! Yeninin ardına düşer de ararsak, bulma olasılığımız artar Aramazsak, bulamayız Yaşam, "gayûr" insanlar ister, Tevfik Fikret'ten esinlenerek, söylersek Gayûr evlatları yaşamın, gayretli, arayan, gücü yettiğince çabalayan insanlardır "Hayâl-i yâr", her zaman iktidarımızın içindedir "Hayâl-i yâr", sevgilinin hayâli, umudumuzdur Sevgili, yaşamdır, insandır, evrendeki cümle mahlukatın varlığıdır Ölüm ahlakı, yaşam ahlakının, cân ahlakının olmazsa olmaz (sine quo non!) tümleyenidir Ölmeyi bilmeyen, yaşamayı nasıl bilebilir ki! Sokrates amcam, yüzlerce yıl öncesinden bunu muştalamıştı bize: Felsefe, ölmeyi bilmektir! İnsan olmak ölmeyi bilmektir! Ölmeyi bilmekse, muhabbeti bilmek demektir! Şekerci Cemil ustam, bize şekerlerini böyle sunuyor işte: Şimdilerde pek bilinmeyen, sözleri biraz eskiyen Türkçeyle dile getirildiği için anlaşılmasında sıkıntı olan bu eserinde, o, Sokrates amcamı kendi kültürümüzden yorumlamaktadır! Genç olanlar, siz sorumluluk taşıyanlar, dinleyin onu! Aşkınızı, oradan gelen çığlıkla zenginleştirin! Mahvolmaktan korkmayın, muhabbet nöbettedir Hasan Âli Yücel'in yıllar önce öngördüğü "Yeni Hayatın Erenleri" olmaya çalışın İçinizdeki muhabbeti diri tutabildikçe başınıza gelen belâlarla, sıkıntılarla başetme gücünüz artar Ararsınız, araştırıcı olursunuz Bilimle, sanatla, teknolojik becerilerinizle yaşlanmış dünyaya güç katarsınız Muhtaç olduğunuz kudret, kültürümüzün derinliklerindeki soylu yaşamda mevcuttur * Ahmet İnam |
|