Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fenomenler, garip

Garip Fenomenler

Eski 06-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Garip Fenomenler






Garip Fenomenler

CİNLERİN YAPILARI NASILDIR

Yaratılış olarak görünmeyen "dumansız ateş" dediğimiz bir ışın cinsinden, akıllı bir rnerji türü olan cinler, yapı yönünden bizden farklı olmaları, yani görülmemeleri, sesten hızlı hareketleri geçmişteki bazı olmuş hadiseleri ortaya çıkarmaları, "gayb alemi"nden "şehadet Alemi"ne girmiş olan geleceğe ait bazı haberleri vermeleri (Cinler Gayb'dan haber veremez Gizli İlimler Admin Notu) bir üstünlük, bir meziyet değildir

Kuran-ı Kerim'deki meşhur kıssada Hz Süleyman (AS) "Saba melikesi Belkıs'ın tahtını kim getirecek?"diye sual ettiğinde cinler Ve ifritler ( İfrit : cinlerin bir nev'i bir ırkıdır) hemen getirebilecekleri Söylediler Araf ismindeki veziri ise, göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir anda tahtı bütün mariyeti ile beraber getiriyorlar Hz Süleyman (AS) asasına dayanmış vaziyete vefât etmesine rağmen cinler onun vaziyetini bilemediler Bugün yeryüzündeki medeniyet, teknik buluşlar, terakki yükselişler, elektronik beyin ve bilgisayarlar, ışınlama cihazları vs bütün ilerlemeler, insanların üstünlük tarafıdır Peygamberlerin mucizeleri, insanlara üstünlük ve rerakki için yol göstericidir

DEĞERLİ TAŞLAR ve METAFİZİK

Bugün hediyelik eşya satan bir çok dükkanda "falan burca falan taş filan burçlara filan taşlar" diye bir sürü renkte ve çeşitli şekillerde taşlar satılmaktadır Daha önce belirttiğimiz gibi bu taşların özelliklerini geçmişteki bir
çok medeniyet ve kavim biliyordu Bu taşlarla hem metafizik rahatsızlıklara şifa arıyor, hem de bozulan, uyumsuz hale gelen bedenlerdeki enerjileri ahenklive düzenli hale getiriyorlardı Bu değerli taşlar hem pozitif, olumlu enerji yarar, hem de insan vücudundaki negatif enerjileri, manyetik akımları alabilirler Yeter ki doğru burç sahiplerine doğru taşlar rast gelsin Çin, Uzakdoğu ve Hint medeniyetlerinde, insan vücudunun enerji
merkezlerinin ahenginin bozulması ve rahatsızlığa karşı, değerli taşlardan istifade edilmiştir

MÜZİK ve RUHUMUZ

İnsanın psikolojik yapısına göre, seçtiği müzikler değişiktir Veya her karakterin hoşlandığı müzik farklı farklıdır Kimi insan, yavaş ve dingin, kimisi hızlı ve hareketli müziği tercih eder Bu tercihler bizim maddi değil, metafizik yapımızdan kaynaklanır Kimi müzik sakinleştirir, rahatlatır stres giderir, kimi müzik, bizi birden canlandırır, hareketlendirir, neşelendirir Kimi müzikler de bizde melankoli, yalnızlık ve çaresizlik duygusu uyandırır Sanat müziği, Halk müziği ile modern pop ve diğer batılı şarkıcıların müziklerini karşılaştırınca bizim müziğimizin, insan ruhunu ne kadar dinlendirdiğini, rahatlatıp huzura kavuşturduğu ortaya çıkar Müzik parçasındaki titreşimler, bizim zihnimizde, ruh ve bedenimizde değişik frekanslarda yankılanır ve her bir duygumuz, belli bir hissealarak haz duyar, lezzet alır

ENERJİNİN MADDî VÜCUDA ETKİSİ

Bedenimizin belli bölgelerinde bulunan enerji merkezlerinin bazen düzen ve ahenginin bozulduğu görülür Örnek olarak boğaz bölgesinde bulunan enerji merkezi eğer çeşitli sebepten rahatsızlanırsa, boğazımıza bir şeylerin tıkandığı hissi meydana gelebilir ve bazen kekemelik, peltek konuşma, düşündüğümüz şeyi ifade edememe gibi maddi hastalığa dönüşebilir Böyle bir rahatsızlığı iyi tespit ve teşhis ederek, o bölgeye biyoenerji verilmeli, gerekli dualar ışığında manyetik nefes ve paslar yapılarak, o bölgedeki enerji merkezinin ahenkli, düzenli bir hâle gelmesi sağlanır Bu örnek vücudumuzdaki diğer enerji merkezleri ve bedenimize etkileri konusunda geçerlidir

ENERJİ GERÇEĞİ

Fizik kanunlarından biliriz, enerji hiçbir zaman kaybolmaz, sadece başka enerjilere dönüşür Kainatta pek çok enerji türü vardır ve bu enerji türünden biri de bizim vücudumuza hayat verip, bedenimizi hareket ettirir Vücudumuzdaki enerji bittiği anda, insan maddî, fizikî yönden ölmüş olur

Özellikle Çin, Hind, Japon gibi milletlerin eski tarihçileri enerjiler üzerinde yoğun bir çalışma yapmış ve insan vücudundaki farklı farklı enerji bedenleri olduğunu bildirmişlerdir Fizikî beden yanında, insan duygu, hayal ve hislerinin oluştuğu astral beden, beynimizden çıkan akıl, sezgi, düşüncelerimizle zihinsel beden, ve vücudumuzu ayakta tutan, hayat kaynağı, ruhî beden, bu sınıflamaya uyarlanmıştır

Ben bu insandaki enerji gerçeğini çeşitli rahatsızlıkları incelediğim zaman gözlemledim Yani, insanın fizikî, maddî vücudunun sahip olduğu enerji ile zihinsel faaliyet, kalbin ve ruhun sahip olduğu, yaydığı enerjiler birbirinden farklı frekanslarda olduğunu gördüm Tabii bu gözlemlerim, farklı frekanslarda enerji boyutlarını tesbit etmem, şu anda ancak benim bilgi dağarcığımı süslüyor ve burada bu kadar ifade edebiliyorum

DUYGULARIMIZDAKİ ENERJİ

İnsanoğlu, ilk doğduğundan ölümüne kadar, kalp merkezli bir enerji yayar Bu enerji, bizim duygusal yönümüzü, olaylara, eşya ve varlıklara duygusal tepkimizi ortaya koyar Aynı zamanda karakter, seciye, huy ve tabiat dediğimiz duygusal farklılığımız, bu enerji frekansları sayesinde belli olur

Metafizik ile ilgili araştırma ve bilgiye sahip Doğu Kültüründe (Çin, Hind, Uzak Doğu, Asya) insanın sahip olduğu duygusal enerjiye, “Astral Beden” adını vermişlerdir Onlara göre, astral beden, insandaki ani gelişen, değişen tüm duyguları yansıtır ve bu enerjimizin içinde her türlü korku, endişe, yalnızlık, bağışlama,öfke, saldırganlık, kıskançlık vs duyguları yer alır

Metafizik âlemdeki ışınsal varlık cinler, insanın astral beden dediğimiz duygusal, duygu yüklü enerjisini bozmaya, rahatsızlık vermeye çalışır ve bazen de başarılı olur

MADDİ BEDENİMİZ ve ENERJİSİ

İnsanın maddî, fiziksel yapısında bir enerji kümesi görülür, ve insan ölünceye kadar, bu enerjiyi muhafaza eder Hücrenin içinde, atom, proton ve nötronlarda meydana gelen enerji, tüm vücudumuzda bulunur ve sağlıklı bir hayat sürmemizi sağlar

Maddî bedenimizin hasta olmasında, vücudumuzun sahip olduğu enerjinin belli bir bölgede düzen ve ahenginin bozulması en belirgin sebeptir Yani, bedenimizi saran enerji sisteminde meydana gelen bir çatlak, bir menfez, bir açıklık bizi hastalandırır Stres, sıkıntı, sağlıksız beslenme, sigara, alkol, uyku bozukluğu, yanlış ilaçlar, psikolojinin bozulması, yorgunluk vs gibi etkenler maddî bedenimizdeki enerji yayılımını bozar

Birçok inceleme ve araştırma yaptığım kişilerde, metafizik rahatsızlıkları görebildiğim gibi, insanın bedenini saran enerji sisteminde meydana gelen rahatsızlıkları da görüyor ve onlara bazı uyarılarda bulunabiliyorum Mesela, senin “miden rahatsız”, “senin karaciğerin hasta” vs gibi Bu gözlemlerime, insanın bedeni yapısının çevresindeki enerji düzen ve ahenginin bozulmasından dolayı varabiliyorum Gelecekte, bilimin ilerlemesiyle beraber, insanın bedeni çevresindeki enerjinin varlığı ve mahiyeti daha iyi anlaşılacak, belki de birçok maddi hastalıklar, bedenimizde oluşmadan, enerji yapısına bakılarak teşhis edilecek ve tedbir alınabilecektir

RUHUN YAYDIĞI ENERJİ

İnsan ruhu, yaradılış gereği, belli frekanslarda enerjilere sahiptir Hayatın kaynağı da bu enerji sayılır ve asıl kaynağını Yüce Yaratıcı’nın sonsuz, ebedî gücünden almaktadır

Ruh, sahip olduğu enerjinin miktarını, inanç ve iman durumuna göre arttırabilir Yani, insan riyazat yapıp kötülüklerden uzaklaşırsa, Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Ruhun hayat derecelerine girerse” ruhtaki enerji frekansı yükselir ve fizikî, maddî âlemin dışına çıkabilir Ruhanilerle, meleklerle, manevî varlıklarla, ervah-ı âliye ile görüşebilir, onlara muttali olabilir

Manevî hayatı mükemmel, Allah yolunda saygı ve edebli bir şekilde ilerleyen insanların yanına geldiğimizde, onlarla konuşurken ruhumuzda meydana gelen rahatlama, huzur ortamı, ruhun yaydığı pozitif enerjinin ürünüdür

Ruh sayesinde insan kainatın yaratıcısını hisseder, idrak eder, varlığını, birliğini, kudretini içinde duyar

Nice piri, ihtiyar insanlar, vücut ve bedenleri yıpranmış, yaşlanmış olmasına rağmen, ruhlarındaki enerji sayesinde dimdik ayakta durmakta, tabiat ve fıtrat kanunlarına direnmektedirler

ZİHİN GÜCÜMÜZ

İncelemelerim esnasında yanıma gelen rahatsız kişilerin zihinsel enerjilerinin farklı frekanslarda olduğunu gördüm ve zihnini kontrol edemeyen, zihinsel yönden gelişmemiş kişilerde birçok anormal hareketler görülür

İnsan, dış dünyaya ait eşya ve hadiseleri, önce hisseder, duyar algılayıp idrak eder, daha sonra zihninde canlandırıp, psikolojik, ruh durumuna göre bilgiye çevirir Bu sebepten zihin gücümüz, ne kadar akılcı, mantıklı, iradeli, inançlı olursa, o kadar dengeli, istikrarlı, doğru hareket ederiz

Kısaca, insan, ruh, akıl ve kalp bütünlüğü içinde hareket ederse, mükemmelliğe doğru yürür Bunlardan bir tanesinin eksik olması, insanı dünyevî hayatında rahatsız eder

BİYOLOJİK VARLIK VE RUHUMUZ

Bugün biyoloji bilimi ispat etmiş ki insanın maddî vücudu, yedi senede bir, bütün olarak kendini yenilemekte, adeta sıfırlamaktadır Yani, biyolojik olarak her yedi yılda tabir doğruysa yeniden doğmaktayız

Yedi senede, bütün hücreleri yenilenen insanın, ruhî, psikolojik bünyesi ise, her geçen gün, her geçen ay ve yıl, olgunlaşmakta, enerjisi daha da artmaktadır Aynı zamanda yedi yıl önce, sekiz yıl önce başımıza gelen her şeyi hatırlamaktayız

Bu örnek dahi, her şeyi madde gören materyalistlere güzel bir cevap vermekte, insanın maddî bedeninden daha üstün olarak manevî, ruh bedeninin olduğunu göstermektedir

ÇAKRA NEDİR

İnsanın maddî bedeninin yanında bir de bu bedene boyut ve şekil yönünden benzeyen bir enerji bedeni vardır Eski Hint ve Cin medeniyetlerinde bu beden, özellikle riyazat denilen hayvanî gıdalar yemeyerek, belli formüller neticesinde tespit edilmiştir Bu enerji bedeninde belli merkezler vardır ve bu merkezler kainattan, dünyadan, tabiattan, diğer canlı ve cansız varlıklardan gelen her türlü enerjiyi değerlendirir

Bu gelen enerjiler, pozitif negatif diye şakra denilen enerji merkezlerinde işleme tabi tutulur Başımızda, alnımızda, boynumuzda, göğsümüzde, karnımızda, bacaklarımız arasında ve kuyruk sokumunda güçlü enerji merkezleri yani şakralar vardır Sürekli bir devir halinde oldukları için eskiden Hintçe ve Sanskritçe’de tekerlek ve çark anlamında şakra denmiştir

Cenab-ı Hakk’ın yaradılış mucizesi bu merkezlerde anlayan gözler için çok belirgindir Her insanın enerji frekansı ve dalga boyutu birbirinden farklıdır Ve her insanda duyguları, zihni ve ruhu harekete geçiren enerjiler özeldir Korku, endişe , boşluk, yalnızlık, ürperme, kuşku, öfke duygusu insandaki enerji düzenini etkiler Dolayısıyla maddi bedenimiz ile zihinsel, duygusal ve ruhsal bünyemizde bir menfez, açıklık, çatlak meydana gelmiş olur İnsanın kendine iç güveni, özüne güvenmesi kaybolabilir

Bu da bizi yaradılış gayesinden, dünyadaki hikmet dolu hadiselerden, tefekkürden uzaklaştırır, yüce Allah’a sığınmak yerine, kendimize geçici sığınaklar bulmaya çabalarız, nafile bir şekilde Dünyadaki her şeyi kendimize düşman zannederiz ve huzursuz bir ortam içine gireriz Yani, enerji merkezimiz şakralardaki bu olumsuz gelişmeler bizi dünyada iken azap ve ıstırap içinde bırakır, mutsuz eder

Maddi manevi yönden ne kadar sağlıklı, mutlu insanlarla beraber olursak, onlardan alacağımız pozitif enerjiler, bizdeki menfez ve açıklığı kapatacak, kendimize öz güven gelecek, enerji bedenimiz normale dönecektir

SESLERİ DUYABİLMEK

Bir enerji kütlesi olan insan, Allah (CC) tarafından kendisine verilen kulak organı sayesinde yeryüzündeki belli frekanstaki sesleri duyabilmektedir

Bu özelinden dolayı hikmet ve mahiyet gereği, ne karıncanın yürüyüşünü ne de güneşteki patlama ve yıldızların çarpışmasındaki sesi ve dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönme esnasında çıkardığı korkunç çatırtıyı duymamaktadır

Kainatta meydana gelen ve Bediüzzaman’ın ifadesiyle “ Nagamât-ı İlahî “ denilen sayısız frekanslarda sayısız sesler, müzikler, nağmeler, ezgiler, titreşimler vardır Her bir çiçek, her bir canlı cansız varlığın bir zikri, bir virdi, bir ifadesi, Allah’a karşı bir kulluk anlatımı vardır Bunları ancak kalb gözü açık dediğimiz, metafizik âleme, kalbi açık, hüşyar olanlar duyabilir Bediüzzaman, “ denizlerin

dalgalarını, dağları, yağmur tanelerini dinleyin, onlardan çıkan harikülâde, olağanüstü titreşimleri, sesleri, nağmeleri hissedin, işitin” derken bu gerçeğe temas ediyordu

UĞRAK, ÇARPMA, DOKUNMA

Halkın arasında aslında bilimsel yöntem izah ve ifadesi açık olan bir konu vardır Bir enerji çeşidinden yaratılmış, hayat, ruh ve şuur sahibi cinler, manyetik akım sahibidirler

Nasıl bir nükleer merkez,etrafına gözle görülmeyen radyasyon, zararlı,negatif ışın yayıp zarar veriyor, insan bünyesini hasta ediyorsa, nasıl bir televizyon gözle görünmeyen ışınlar yayarak, rahatsızlık veriyorsa, metafizik alemin canlıları, cinler de yanlarından geçen,yanlarında bulunan (her ne kadar boyut faklılığı olsa dahi ) insanları rahatsızlandırabilir

Burada açıklanması gereken konu, uğrak, çarpılma, dokunma dediğimiz hadisede bizzat bu bedensiz varlık zarar vermiyor,onun enerji olan bünyesinden çıkan negatif akım ve manyetik ışın zarar veriyor

Şifa dua'ları ile beraber manyetik pas (el ile mesh) ve manyetik nefes(dua okuma), insanı rahatsız eden bu negatif akımı etkisiz hale getirir

VAR OLANI İNKAR CAHİLLİĞİ

Televizyon ve radyonun düğmesinin kapalı olduğu bir odada,insanlara ''bu odanın içinde bir çok enerji dalgası,manyetik akım, şua, ışın, ışınsal dalga mevcut'' deseniz, bu saydıklarımız göz ile görülmeyip elle tutulmadığı için inkar edilebilir

Yukarıdaki inkar olayı normaldir Yani, insan görmediği duymadığı şeyi, akıl ve mantığına dayanmazsa, kalp ve gönlü tatmin olup iman etmezse, inkar edebilir Fakat, o esnada televizyon ve radyonun düğmesi açılsa, görüntü ve ses yayını başlasa, o andan itibaren kulakla duyulmayan o manyetik akım ve dalgaları, enerji çeşitlerini inkar edip, yok saymak cahillik ve yobazlıktır

Bu durum, metafizik alem için de geçerlidir Bu örnekteki hal tamamen bilimsel bir gerçektir ve bu gerçekleri belirtmek için, herhangibir referans ve kaynağa gerek yoktur Herşeyi madde ve materyel gören, mana ve ruha gözleri kapalı, maneviyat ve ruhani duygulara duyarsız bir zihniyet için, sadece bu örnek yeter sanırım

Her maddenin bir karşıtı olduğu, fiziğin bir metafiziği bulunduğu, dünyanın üç boyuttan ibaret olmadığı, maddenin mana ve ruhu bağlı olduğu, göz ve kulağın bazı varlık ve olaylar için yetersiz kaldığı, modern bilim gelişmesi ile daha aşikar hale gelecektir

TEŞHİS ÖNEMLİ

Herhangi bir rahatsızlık şikayetiyle ile yanınıza gelen bir kişinin, rahatsızlığının fiziksel mi, ruhsal mı, duygusal mı, beyinsel mı, olduğunu tesbit ve teşhis etmeden bir işlem yapmak hatadır

Her gelen rahatsız kişiye “ sana büyü yapılmış, sana cinler musallat olmuş ” vs gibi sözler söylemek hiçbir zaman dürüstlüğe sığmaz Çünkü, bana gelen nice rahatsız kişiler, ben onlarla ilgilenme fırsatı vermeden “bize büyü yapılmış, büyüyü boz” diyorlar Daha önce gittikleri üfürükçü, muskacı tayfası bunlara yanlış bilgi vermişlerdir

Bu durum metafiziği çok zor duruma düşürür Çünkü “ yok ” dersem “ sen hiç bir şey bilmiyorsun ” cevabı ile muhatap olursun “ var” dersen , olmayan bir şey için yalan söylemek durumunda kalınır

Biz, bu konuda teşhisin önemini belirtiyoruz Önce, tıbbî (doktorluk) bir vaka mı, yoksa metafiziği ilgilendiren bir vaka mı, bunun bulunması gerekir

METAFİZİK ve İSTİHBARAT

Gerek askeri ve siyasi gerek sosyal ve ekonomik açıdan istihbarat, haber alma, haber toplama, haber elde etme çok önemli bir olaydır

Devletler, şirketler, istihbarat sayesinde bilmediği, görmediği, duymadığı, pahalı, masraflı bir çok bilgiye sahip olabilmekte,ileri gidip,yükselebilmektir

Başta,Çin,Rusya,Kuzey Kore olmak üzere bir çok devlet gayri resmi olarak, gizlice metafizik alemde çalışmalar yaparak,ışınsal varlık ve medyumları kullanarak siyasi,askeri,ekonomik sahada istihbarat elde etmeye çalışmaktadır

Ben,şahsen metafizik alemde yaptığım bazı yolculuklarda (trans halindeyken) bu alemde farklı boyutlarda, Çin, Kuzey Kore, Rus medyumlarının astral bedenleri ile karşılaştım Benim amacım şifa iken, onların farklı amaçlarda olduğunu gördüm

Bir odada düşünen bir insanın düşüncelerini, ancak metafizik alem ile irtibatlı, medyumsal özelliğe sahip aracı, vasıta bir kişi, o boyutlara geçen bir insan öğrenebilir Bir şartla, trans durumuna girip, ruhunun kopyası, dublesini o yere göndermek suretiyle

Bu olayda cinlerden daha çok, medyumsal özellik söz konusudur Bir çok şarlatanın dediği gibi sadece cinler bu olaydan asıl fail değildir Asıl rol, medyuma aittir

''BENİM CİNLERİM VAR'' HEZEYANI

İnsanoğlu, kendinden eksik gördüğü herhangibir yönü, bir başka bilim, bilgi, yetenek, veya herhangi bir şeyle (etkinlikle) kapamaya çalışır Psikolojide buna “yansıtma”' denir

Aynı zamanda, belli bir konuda yeteneği, bilgisi, bilim ve tecrübesi olmayan bir kişi, bu eksikliği, ancak, istismar ederek, başka şeyleri kullanarak kapatabilir

Bu gün, medyada yer almış, televizyonlarda şovmenlik yapan kişiler, bu özelliklerini, dindar olmaya ibadet etmeye, haramlardan kaçmaya bağlıyor Yani, çok dindar oldukları için -haşa- Allah onlara bu yeteneği vermiş veya çok ibadet, zikir yaptıkları, Allah’ı çok andıkları için, cinler onlara hizmetkar olmuş

Biz diyoruz ki, melekler, cinlerden, yaradılış olarak daha üstün varlıklardır Ve bol bol ibadet, takva, zikir yapan kişilere, melekler, ruhaniler hizmetkar olabilir Yapıları uygun, metafizik yetenekleri varsa, cinlerle de irtibata geçebilir Fakat, irtibat kurmak, ayrıdır, onları, hizmetkar etmek, hüddam etmek, ayrıdır Çünkü, cinler de akıl, şuur sahibi, imtihana tabi, sırr-ı teklif altında birer canlı varlıktır

HzSüleyman Allah’a yaptığı dua ile, cinlerin, insanlara sorgusuz, sualsiz, hizmetkar olmasının yolunu kapatmış oldu Fakat, Bedüzzaman, Risale-i Nur eserinde , ahirzamanın özelliği olarak, cinlerin, bedensiz varlıkların hatta şeytanların gelecekte insanlara faydalı işler yapacağı müjdesini vermiştir

Gelelim “Benim cinlerim var” “Sizi cinlerime çarptırırım” “Benim cinlerim seni boğar” gibi safsata ve hezeyanlara Size bütün samimiyetimle söylüyorum, böyle birşey kesinlikle metafizik alemde yoktur Bu sözlerin hiç bir doğru yönü yoktur Böyle kişilerden, böyle sahtekar ve şarlatanlardan korkmamak gerekir Bunlar, kendi noksan ve eksikliklerini, cahillik ve yanlışlarını, tehdit, korkutma ile sürdürmek istemektedirler

Kimileri kendilerine dindar, kimileri de kendilerini “Cin sahibi” göstererek halkı aldatmakta, istismar etmektedir

Bu ilmi, metafizik çalışmaları, dürüst, doğru, rast bir şekilde yapan değerli araştırmacılar, hocaefendiler, medyumsal yetenek sahipleri, zaten bu hezeyanları savurmaz, bu safsataların arkasına saklanmaz

GÖRMEDİĞİ , BİLMEDİĞİ BİR ŞEYİ KOVMAK

Rahatsız kişiye musallat olmuş bedensiz varlıkları kovmak için, onları görmek, hissetmek, onlar hakkında bilgi sahibi olmak gerekir

Bugün ''cin kovuyorum'' ''cinleri çıkarıyorum'' ''cinleri yakıyorum'' diyen kişilere soralım;

- Müdahele ettiğin bedensiz varlıklar hakkında ne kadar bilgi sahibisin ?

- Onların akıllı , şuurlu bir enerji türü olduğunu biliyor musun ?

- Onların manyetik güçlerine , dalga boylarına göre farklı cins , ırk ve yapıda olduğunu biliyor musun ?

- Cinleri yakmak ile neyi kast ediyorsan ?

- Cin ile şeytan arasındaki yapı farkı nedir ?

- Cin , insanın içine giriyor mu ?

- Cinlerin gönderdiği manyetik akım nedir ?

- Okunan her dua , cinlerin kovar mı ?

- Ruh ve akıl hastalığı arasındaki fark nedir ?

- Cinler ile konuşmak nasıl olur ?

- Yıldızların insan ve cin üzerindeki etkileri , nelerdir ?

- Metafizik alem ile fizik alem arasındaki farklar ?

- Cin tasallutu için illa ki müslüman mı dua okuyacak ?

- Cin , musallat olmak ister mi ?

- Cinlerle evlilik olayının mahiyeti nedir ?

- Büyü ve sihir ile cinlerin bağı var mıdır ?

- Büyü nedir , ne değildir ?

- Hristiyan veya budist bir medyum , metafizik alemle irtibat kuramaz mı ?

- İslam dini akıl ve bilim dini olduğuna göre, biz yaptığımız her şeyi akıl ve bilime dayandırıyor muyuz ?

- Maddi ateş ile dumansız ateş arasındaki fark nedir ?

- Medyum , Allah'ın sevgili kulu mudur ?

- Manyetik nefes ve nazar ne demektir ?

- Cinlerin çoğalması , ihtiyaçları , yemesi nasıldır ?

- Trans ne demektir ve sen transa girebiliyor musun ?

Bu sorular uzayıp gider Bu sorulara sağlıklı cevap veremeyen nice kişi , bu metafizik alemde bedensiz varlıklar konusunda kendini yetkili savunmaktadır Akıl hastası şizofrenler ile medyumların ayırt edilmesi gerekir

BÜTÜN İLİMLERİN BAŞI

Fizikî veya metafizik bütün ilimlerin başı , esası , kaynağı , Allah'ı bilmek ve Allah'a iman etmektirAllah'a dayanmayan hiçbir ilim , ilim değildir Yobaz bir şekilde '' ilim ayrı, din ayrıdır '' sözü tamamen safsatadır

İnsan aciz bir varlık olduğundan , İhtiyaç ve dileklerini , dua ile ister Dua ise , oturup istemek değil , elinden geldiği kadar çalışmak ile gerçekleşir

Biz de metafizik alem için çalışmalar yapmalı , denemeler ve deneyler ile bu âlemi tanıtmaya çalışmalı ,fakat dayanak noktası olarak , marifetullah dediğimiz '' Allah'ı tanıma ve bilme '' ilmini kendimize rehber almalıyız Çünkü bütün kainatın , her şeyin dizgini , '' teşbihte hata olmaz '' Allah'ın elindedir

UZAKTAN BEYİN KONTROLÜ

Daha evvel yaptığımız bazı tecrübe ve deneylerde , beyinsel yapısı , sinir sistemi uygun metafizik âleme ve farklı boyutlara karşı vücüdunda bazı açıklık ve menfez bulunan kişilere , uzaktan telkin , yönlerdirme metodu uygulanarak basit hareketler , istem dışı eylemler yaptırıldığını gördüm

Yapısı uygun kişi, transa girme yeteneği kazandırıldıktan sonra (ki bu bazen mekan dışıda olabilir) verilen emir ve telkinleri hemen yerine getirir

Böyle bir rahatsız kişiye , trans halindeyken '' ben elimi çırpınca emeklemeye başlayacaksın '' telkini verildi O kişi , uyandıktan sonra , el çırpma ile beraber, istem dışı , farkında olmadan eğilip emeklemeye başladı

Yukarıdaki bu olayı , günümüzde , büyük devletlerin istihbarat örgütleri kullanıyor , nice insanlar , uzaktan telkin yoluyla , istem dışı hareket ve eylemler yapmaktadır(Bu konuda TİMAŞ yayınlarından çok değerli eserler çıktı)

İLHAM GELMESİ VE METAFİZİK

İlham ,(Esin) kalbe gelen manalar , bilgi ve yönelmeler demektir Canlılar aleminde hayvan ve insan nev'lerinin kalplerine , içlerine derece derece ilhamlar gelir İnsana gelen bu ilhamlar , his yani duyguya yönelik olduğu için Akıl ve muhakeme bu olayı kavrayamaz Ruhen ve kalben anlaşılır , idrak edilir

Sanatçılar , şair ve yazarlar , ressam ve müzisyenler hep '' ilham perileri '' nin gelmesini beklerler İlham dediğimiz insanın kalp ve gönül dünyasında meydana gelen tecelli ve heyecanlardan sonra birbirinden güzel , muhteşem sanat eserleri , şaheserler , başyapıtlar meydana gelir kimi çevreler buna yaratma , yaratı dese dahi bunlar hep metafizik alemden gelen ilhamlar , esinler sonucu meydana gelmiştir

İlham , melek ve evliya vasıtasıyla geldiği gibi , bizzat kainatın yaradıcısı , Hz Allah tarafından da insanın kalbine ilham edilir , hatırlatılır , gelir Risale-i Nur gibi muazzam eser bu nevdendir

İLHAM İLE İLGİLİ BİR HATIRA

Yakınım , edebiyat öğretmeni Ercan bey , bir sabah kalktığında sabaha karşı rüyasında , heybetli , sarıklı , sakallı bir şahsı gördüğünü söyler Bu rüya ve görüntü O'nu çok etkilemiştir Adeta , o görüntü yani temessül gözünün önünden hiç gitmiyor , O'na bir şeyler demek istiyormuş

Bir kaç gün sonra yakınım öğretmen bana '' gördüğüm zat , Ahmed Hani hazretleriymiş Doğu Beyazid'de kabri varmış Kendisi ve eserleri hakkında yazı yazmasını istedi ve kendisiyle akraba olduğunu söyledi '' dedi

Ve öğretmen Ercan bey , bir kaç içinde Mem ü Zin , Akaid Nübihar gibi Kurmanci Lehçesinde yazılmış eserleri inceledi , günlük ulusal basında , haftalık dergilerde o zat ve eserleri ile ilgili makaleler yazdı

Terör ve bölücülük gibi geçici tehdit ve tehlike yüzünden göz ardı edilen bu değerli eserler binlerce insan tarafından objektif bir şekilde tanınmış oldu

Ve metafizik alemden gelen bir ilham , bir esinti ile büyük bir şahsiyet ve telif ettiği güzel eserleri bir kere daha insanların dikkat nazarlarına gelmiş oldu

Metafizik alemden gelen bu ilhamlar , esintiler ne ilktir , ne de sonuncu olacaktır İlham ve metafizik esintiler kapısı ,bir hikmete binaen açık olacaktır Bize düşen görev ise , hayal ile hakikatı birbirinden ayırmak , şizofren , paranoyak yanılsamalar , hayaller ile melaike ve evliyanın ilhamlarını birbirinden ayırt etmektir

ÖFKE ÂNI

Hz Peygamber , '' öfkelendiğiniz zaman abdest alın veya bulunduğunuz yere oturunuz '' derken , bilimsel bir gerçeğe parmak basıyor Çünkü, insan , öfke halinde incelendiği zaman , gözle görülmeyen bir enerji akımının , manyetik bir akımın , o şahsın sinir sistemini etkilediği , beyin fonksiyonlarını bozduğu görülecektir Sinirleri dışarıdan gelen bir akım ile bozulan bir kişi , bazen öfkeye kapılır , hiddet ve hırçınlık ile etrafa saldırabilir , çevresini rahatsız edebilir Bu haldeki bir kişi , hemen abdest alır , elini yüzünü , ayağını yıkarsa , genelde rahatsızlığı izale olabilir Aynı zaman da Allah'a sığınarak okunacak dualar da o insanı rahatlatabilir O şahsa yapılacak manyetik pas ve manyetik nefes de o zararlı akımı , o şahsın üzerinde alabilir

DENİZ KIZI OLAYI VE CİNLER

Bir yakınım balıkadam , dalgıçlık esnasında , geçmişte deniz altında derinliklerde , alt tarafı balık , üst tarafı kadın varlıklar gördüğünü söylemişti

Yaptığım incelemede , bu yakınımda medyumsal özellik , ışınsal varlık cinlerle bazı durumlarda irtibat kurmak , metafizik aleme menfezi ve açıklığı olmak yeteneği olduğunu , gördüm

Bu dalgıç , su altında belli derinlikte iken gözüne bazen '' su perileri '' denilen denizlerde yaşayan bir cin nev'i bu görüntüyü veriyordu

Geçmişte , yüzlerce yıldan beri denizciler tarafından söylenen deniz kızı masalları , deniz kızı efsanelerinin özü , metafizik alemdeki ışınsal varlıklar cinlerdi

Daha sonraları durugörü olayı ile denizlerde yaşayan bu varlıklarla irtibatım oldu Kendilerinin yapı gereği denizlerde yaşadıklarını , yapısı uygun kişilerin , çok eski zamanlardan beri kendilerini bu şekilde , bu surette gördüklerini , söylediler

Hangi millet ve hangi dinden olursa olsun , geçmişten bugüne deniz kızı rivayetleri tüm balıkçı ve dalgıçların ortak tema ve konusu olmuştur

ŞAHMERAN VE CİNLER

Şahmeran , yılanların şahı demektir Başı , kadın suretinde , gövdesi , yılan olan bu varlık ta aslen metafizik alemdeki ışınsal varlık cinlerin bir görüntüsü , bir temessül şeklidir

Geçmişte yapısı uygun nice kişiler , bu varlığı daha doğrusu bu varlığın görüntüsünü görmüşlerdir Şahmeran görüntülü cinler , belli frekansta , belli bir dalga boyutunda enerjiye sahiplerdir ve bu şekilde bir temessül içindedirler

Bazı eski kayıtlarda kimi insanların böyle bir varlık ile karşılaştıklarını söylemişleridir Fakat şimdiye kadar böyle bir varlık ile fizikî manada karşılaşmak mümkün olmamıştır Çünkü , maddi , fiziki bir varlık yoktur , metafizik alemdeki ışınsal varlık cinlerin bir temessül ve görüntüsü vardır

ŞİZOFRENİK RAHATSIZLIK VE CİNLER

Bugün , ortamda , medyada , her yerde mantar gibi biten üfürükçü , nuskacı , hoca , cinci , tayfası bilim adamları tarafından incelensin Bu inceleme sonucu görülecektir ki pek çoğu şizofrenik rahatsızlığa düçar olmuştur

Önce ,hezeyan , saçma sapan sözler söyleme , hayal görme , farklı algılama , farklı çağrışımlar duyma , his ve duygular da donukluk , toplumdan , insanlardan kaçma , kuruntu , endişe ilgisizlik , geceleri uyanık olup , gündüzleri uyuma , insanlardan ürkmek , çekinmek , davranış bozukluğu , vs gibi belirtilerden sonra insanın beyninde sonra ruhsal yapısında , zihinsel faaliyetlerinde rahatsızlık meydana gelir

Yukarıdaki bu rahatsızlıktan sonra , bazı insan bünyelerinde metafizik aleme menfez ve koridor açılırBu açıklıktan ışınsal varlık cinler ,o rahatsız kişiye musallat olabilirBazen de çeşitli enerji akımları ,çeşitli enerji boyutları, o menfez ve koridora denk gelerek rahatsızlığa sebep olabilir

Kendi başına bu rahatsızlık içindeki kişi , bir müddet sonra , kendisine musallat olan metafizik canlıların marifetiyle ! kendinde bir güç , bir enerji , bir üstünlük , bir faklılık hissedebilir

Ve bir müddet sonra , kendi rahatsızlığına bakmadan , başka hastalıkları tedavi etmeğe çalışan , herkesi büyülenmiş , nuska yazılmış görerek , bunları iyi etmeye çalışan bir şifacı ! , bir kurtarıcı !, bir medyum ! , bir hoca ! daha ortamda , medyada görünmeye başlar

Nice fizikî , maddi beyin hastalığına veya manyetik akımdan dolayı meydana gelen rahatsızlığa sahip kişiler , böyle rahatsız , şizofrenik , şovmen kişiler tarafından "sana büyü yapılmış denilerek oyalanmakta", istismar edilmektedir

'Sana büyü yapılmış '' denilen bir kişi , bir daha asla , başlıca bir sebep araştırma yapmadan , sabit fikirle , kendine karşı çıkanlara , '' sende büyü yok , '' diyenlere inanmamaktadır Aracı varlıklar , ışınsal canlı cinlerin de bazı durumlarda müdahelesi ,musallat olması , işin yönünü değiştirmekte , sorun farklı bir boyut kazanmaktadır

METAFİZİK VE SATANİZM

Satanizm yani şeytana tapma inancı , son yıllara kadar bize meçhul bir olaydı İstanbul ve Adana'da meydana gelen intihar ve cinayetlerden sonra , toplumun ve devletin dikkatini çeken bu akım , özellikle gençlik üzerinde etkisini hızla arttırmaktadır

İnceleme ve araştırmalarım esnasında bu tarz birkaç olay ile karşılaştım Genellikle İstanbul ve büyük şehirlerde , zengin muhitlerde yetişen gençler arasında , önceleri okullarda , şimdi modern tarzda internet üzerinde yayılan bu akım ,ruhî , kalbî , manevî yönden boş olan , beyinsel yönden bazı rahatsızlıkları olan, vücudunda metafizik aleme açık ve menfez bulunup ışınsal varlıkların tasallutuna uygun gençlerde , görülmektedir Metafizik alemin en mühim varlıklardan olan , aynı zamanda ehl-i zındıka dediğimiz Allah'a Peygamber'e , din ve maneviyata düşman varlıkların üstadı olan şeytan , çoğu zaman kendi varlığını gizler

Şeytan, tüm mühadele ettiği şeylerde kendi varlığını gizlediği gibi, insanlara ve cinlere , her türlü evham , vesvese ve dalalet oklarını atarİnsanlar ve ışınsal varlık cinler,şeytanı göremez ve onun verdiği vesvese ve dalalet ile günah ve kötü yollara girer

Geçmişte büyük zatlar , dualarında insî ve cinnî şeytanlardan korunmak için çok dualar etmişler , şeytanın , metafizik ve fiziki alemde vereceği zararlardan , Allah'a sığınmışlardır

ŞEYTAN VE SATANİZM

Bugün , bir ideoloji olarak satanizm fikrini , Anton Lavey adlı bir şarlatana dayandırırlar Amerika'da yirminci yüzyılda yaşamış olan , büyü , sihir , metafizik çalışmalar yaptığı söyleyen , hipnoz işiyle de uğraşan bu kişi , şeytana ve bazı habis , kötü ışınsal varlılara kanarak , bu akımı sistematik hale getirmiştir

Anton Lavey , bütün dinlere , inançlara düşmandır İnsan , başıboş bir hayvan gibi yaşamalı , içgüdülerine göre hareket etmelidir İstanbul'da meydana gelen cinayet ve birçok emniyet kuvvetlerinin raporlarında , bu fikirlerin tatbik edildiği görülmüştür Çağımızın bir çeşit Hasan Sabbah'ı olan bu kişiden çok önceleri , şeytana tapma fikir ve inancı mevcuttu Ortaçağda , Avrupa'da şeytan adına ayinler yapma , kurbanlar kesme gizli de olsa yapılıyordu

Bu arada metafizik alemle irtibatlı , medyumsal özelliği olan , ışınsal varlıklarla diyalog kurabilen , kalp ve ruhun hasas olduğu nice insanlar , Fransız kadın kahraman Jan Dark olayında olduğu gibi '' içine şeytan girdi '' denilerek , kilise tarafından yakılmış , bu hakikat bilerek veya bilmeyerek örtülmeye çalışılmıştır

Kuran-ı Kerim'de Kainatın Yaradıcısı , fizikî ve metafizik aleminin Efendisi Hz Allah , insan için en büyük düşman ve tehlikenin , şeytan olduğunu bildirmiştir

Bugün yetkililer sadece okullarda ve internet sitelerinde satanist arayacaklarına , biraz da bar meyhane ve içki alemlerinin yapıldığı yerlere dikkat etseler ,toplumda cinayet , gasp , hırsızlık , yolsuzluk , yaralama , trafik kazası vs gibi olayları önleyebilirler

ÇANAKKALE SAVAŞI VE METAFİZİK BİR OLAY

Çanakkale Savaşının sonucunu etkileyen mühim bir olay , bir çok kişi tarafından bilinmez Aynen Yavuz Sultan Selim'in , Sina Çölünü yürüyerek geçmesi , Barbaros'un , Preveze Zaferinde , düşman gemilerini yerinde mıhlanmasına sebeb rüzgarın kesilmesi , Kore Savaşında Kızıl Çinlilere karşı savaşan Türk birliğinin , düşman tarafından çok yakında olmasına rağmen , hedef olarak görülmemesi gibi

Yukarıdaki tüm bu olaylarda metafizik bağlantılar vardır Şahadet aleminden tenteneli bir perde ile ayrılan metafizik alem , her zaman fizikî , maddî dünyaya etki etmiştir

Çanakkale'deki Türk savunmasını tamamen bitirip , İstanbul'u işgal etmek isteyen İngiliz General Hamilton , İngiltere'nin en seçkin birliği ''Kraliyet Norfolk alayı '' nı ön cepheye sürer Ve çevresine şöyle söyler : '' Bu seçkin alay , Osmanlı'yı haritadan silecektir ''

İngiliz askerleri ileri hareket ile bir çok mevzi kazanır En mühim direnişin olduğu tepe düşmek üzeredir Ve bu tepe , işgal edilirse , İngilizlere İstanbul yolu gözükecektir

O esnada bir metafizik olay meydana gelirKraliyet alayının dördüncü taburu, on altı subay ve ikiyüzelli seçkin askeri, bir bulutun içine girip kaybolurlar Bu olaya belgeli , imzalı bir çok şahit vardır Hem de İngiliz subay ve askerlerinden

O günden bu güne o kayıp subay ve askerlerinin izine rastlanılmamış , bu olay tarihe '' garip bir metafizik olay '' olarak geçmiştir

METAFİZİK ALEMDE BİR MELEK = AZRAİL ( AS )

Kur'an-ı Kerim'in ve Hz Peygamberin (SAV) bildirdiğine göre , dünyadaki bütün insanların ölüm anında ruhlarını alan , ölüm meleği Azrail’dir (AS) Ve aynı anda dünyanın muhtelif yerinde aynı anda ruhları kabzetme ,alma kabiliyetine sahiptir

Metafizik alemde , Azrail'e (AS) bu görev , Hazret-i Allah'ın (CC) azamet ve celal-i kibriyası gereği verilmiştir İnsanlar , ölüme sebeb çoğu zaman hastalık , kaza ve Azrail'i (AS) görürler

Bediüzzaman , '' Mektubat '' adlı eserinde ,- Azrail'in (AS) aynı anda , birçok yerde birden ruhları kabzetmesine izah olarak , Azrail'in bir melek olarak nurani olduğunu , nuranî birşeyin sınırsız , çok sayıda ayna vasıtasıyla , sınırsız , çok yerde birden temessül edip görünebileceğini ve bizzat bulunabileceğini , söyler

Ölüm anında , ölen kişinin dünya hayatındaki ahvali , durumu , imanı , yaşam tarzı ve kişiliğine göre , Azrail (AS ) görüntü verir , temessül eder ve bu görüntüyü , ölen kişi ile beraber , bazen sıbyan ve küçük çocuklar da görebilir

UZAKTAN TELKİN VE BEYİN KONTROLÜ

Başta ABD olmak üzere Çin , Rusya ve Avrupa devletleri , şu an uzaktan telkin , uzaktan yönlendirme , uzaktan şartlandırma , uzaktan uyarma ve uzaktan beyni kontrol etme yöntemlerini araştırmakta ve geliştirmektedir

Özellikle uçaklarda , denizaltılarda ve askeri sahada bu yöntem oldukça geliştirilmiş ve uygulamaya geçilmiştir

Metafizik güçler ve etkenler, en güzel ve etkili şekilde kullanılıp , karşıdaki rakipler görünmez bir savaş ile yok edilmek hedeflendirmektedir Yani , fizik ötesi silahlar ile savaş

Uzaktan telkin ve beyin kontrolü , fizikî tedbirlerle, maddî yöntemlerle engellenemezMaddî, materyalist ve metafiziğe inanmayan bir zihniyet , bu görünmez savaşta mağlup olacaktır

Yirminci yüzyılda , parapsikolojiye , metafiziğe önem veren , bu sahada bilimsel çalışmalar , akademik incelemeler yapan devletler , insanlara , faydalı olacak , bu sahayı ihmal edenler , hüsrana uğrayacaktır

CİNLERLE İRTİBAT

Birçok kişi, bedensiz varlıklar yani cinlerle irtibat kurmak, onları görmek, onlarla konuşmak ister Bu istek piyasadaki yanlış bilgilerden kaynaklanmaktadır

Hakikat noktasında, bünyesi, yapısı uygun olmayan, metafizik alemle herhangi bir şekilde irtibatı bulunmayan bir kişi cinlerle irtibat kuramaz Çünkü metafizik âlemde yaşayan bu şuurlu canlılarla irtibat ve ilişki, biz maddi vücuda sahip, molekül yığını insanların arasındaki irtibat ve ilişki gibi değildir

İnsan ve cinler arasında, boyut ve makam farklılığı vardır Basın-Yayın organlarında sık sık görünen bir kişi yüzünden, insanların kafası karışık vaziyettedir ve biz onlara bu boyut farklılığına anlatmaya çalışıyoruz

İnsanlarla konuştuğumuz gibi bedensiz varlıklarla konuşamayız Onlarla konuşma ancak beyinsel yönden olurİnsan sesini duyduğumuz gibi, onları duyamayız Ancak beyinsel yönden, manyetik olarak duyabiliriz Onları, maddeyi gördüğümüz gibi göremeyiz Ancak beyinsel yönden onları algılayabiliriz

Bir kere daha hatırlatmakta fayda vardır Cinlerle irtibat bir meziyet bir fazilet, bir üstünlük değildir Ressamlık, müzisyenlik gibi yetenektir ve istismara açık ahvali vardır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.