Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Şaşırtıcı / Ürpertici Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gerçekten, vampirler, vampirlerin, varmıydı, yaşadılarmı, yaşamı

Vampirler Yaşadılarmı? Vampirler Gerçekten Varmıydı Vampirlerin Yaşamı

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Vampirler Yaşadılarmı? Vampirler Gerçekten Varmıydı Vampirlerin Yaşamı



Vampirler Yaşadılarmı? Vampirler Gerçekten Varmıydı Vampirlerin Yaşamı Vampir Efsanesi
Vampirler Yaşadılarmı? Vampirler Gerçekten Varmıydı Vampirlerin YaşamıBir Alman araştırmacı, vampir efsanelerinin kökenini araştırdı Sonuçta bu ‘ölümsüz’ vampirlerin köylerde ölen komşular olduğunu ayrıca kan emici bile olmadıklarını buldu Romanya, Macaristan, Arnavutluk, Bulgaristan ve Makedonya gibi Güneydoğu Avrupa ülkelerinde anlatılan öykülerde vampirlerin önemli bir rolü var

Tabutlarını her zaman giyimli olarak terk eden vampirlerin, yanaklarında ve burunlarındaki çürümelerle oluşan hafif çukurluklar dışında aslında pek de ilgi çekici tarafları yoktu Hatta köpek dişlerinin uzaması gibi en belirgin vampir özelliği bile Güneydoğu Avrupa vampirlerinde hiçbir zaman görülmemişti

Bonn Üniversitesi tarihçilerinden Peter Kreuter’in araştırmasına göre dünya kamuoyunun, Bram Stoker’in 1897 yılında kaleme aldığı ‘Lord Dracula’ romanından tanıdığı vampir tiplemesinin, halk söylencelerindeki ‘Ölümsüzler’ ile pek ortak yanı yok gibi İlk vampirler ne kan emici ne de baştan çıkarıcı yaratıklardı Hatta gün ışığında bile kaybolmuyorlardı ‘Halk arasında anlatılanlar arasında egzotik kam emicilere yer yoktu’ diyor Bonn Üniversitesi tarihçilerinden Kreuter Sıradan insanların vampirleri köylerdeki ölülerdi, yani komşular

Kreuter, etnologlarca yayımlanan ve bugüne dek pek dikkate alınmayan sayısız raporu inceledi En eski vampirler 1382, en yenisiyse 1968 yılında ortaya çıkmış Bir köyde yaşanan uğursuzluklardan (bunlar bilinmeyen hastalıklar ya da ekini savurup götüren fırtınalar olabiliyor) her zaman bir ölümsüz sorumluydu Ölünün dirilmesi, muhakkak bir uğursuzluğu da beraberinde getirirdiKaynakwh:

Onlara yaklaşan biri, eğer esrarengiz bir biçimde hayatını yitirirse, komşuları ve akrabaları için sonsuz bir bela haline gelirdi Lanetliler bir kez mezarlarından çıkmaya dursun, bundan sonra kurbağa, tavuk, at ya da fareye dönüşür ve gündelik yaşamlarında bu şekilde dolaşıp dururlardı Hatta bazıları alet ya da kap kacak biçimine bürünür ve zarar verebilmek için her zaman onlarla birlikte olurlardı

Sarmısak ve Kutsal Su

Sarmısak, kutsal su ya da haç yardımıyla tehlikeleri atlatamayan köylüler, suçluyu yakalayabilmek için daha farklı yollara başvururlardı Mesela mezarlık çevresine kül serpiştirerek vampirin ayak izlerini takip etmeye çalışır ya da halk arasında cinleri görebilen ve ölümsüzlerin bulundukları yerlere huzur getiren hayvanlar olarak bilinen kara horozları salarlardı Ancak tüm çabaların boşa gittiği de olurdu ‘İşte böyle zamanlarda köylüler kötüye karşı savunabilmek için biraz daha yakınlaşırlardı’ diyor Kreuter

Yaşamlarında garip olaylarla karşılaşan yakınlarının ölümü, köylülere yeni bir kuşku ve korku kapısını aralıyordu Kuru ot yığınından düşen, sarhoşken kapıyı kıran, bedeninde bir lekeyle dünyaya gelen, çok genç ya da çok yaşlı ölen herkes uğursuzluğu içinde taşıyan ve gelecek kuşaklara aktaran şüphelilerdi

Mezarda Rahat Yok

İşte bu kuşkulu ölüler yakınlarına mezar başında büyük zahmetler verirdi Yalnızca mezarlarında savunmasız olduklarından, topuk ve dizlerindeki damarlar kesilir, üzerlerine taşlar atılır ya da doğrudan doğruya tabuta çivilenirlerdi Romenler, birkaç on yıl öncesine kadar ölülerinin arkalarına bir diş sarmısak iliştirir ve ayaklarını iple bağlayarak gömerlerdi Dalmaçya’da ise bazı kontrol grupları, birkaç yılda bir mezarlığa giderek şüpheli ölülerin gerçekten çürüyüp çürümediklerine bakarlardı Eğer eti hala diri görünüyorsa kalbine bir kazık çakılır ve diğer dünyada huzur bulması istenirdiKaynakwh:

Öbür Dünyanın Kanıtı

Kreuter, Güneydoğu Avrupa’da vampir öykülerinin bu denli yayılmasının nedenini Ortodoks Kilisesi'nin ölüler hakkında ne mantıklı ne de mantıksız bir açıklama yapamayışına bağlıyor Ölümsüzler, bir yerde ölümden sonraki durum hakkında bilgi veriyordu halka ‘Her vampir öbür dünyanın varlığına işaret eden bir kanıttı’ diyor Kreuter İnanışa göre ölümsüz olarak köye dönmeyenler, herhangi bir yerde huzura kavuşmuş oluyorlardı

Bilim adamları vampir inançlarını bazı egzotik hastalıklarla da ilişkilendirmişlerdi Delirme anında ortaya çıkan beklenmedik saldırılar, :-):-):-):-)bolizma bozukluğuyla meydana gelen porfirya hastalığının özel bir türü olabilirdi Işığa karşı duyarlı olan porfirya hastalarında çok az miktarda hemoglobin ürediğinden yüzleri soluklaşır ve dişetleri kanar

Tarihte 200 Olay

Yüzyıllar boyu buna benzer sadece 200 olayın yaşandığı hatırlatıyor Kreuter ve porfirya teorisine karşı çıkıyor Hatta bazı psikologların yorumlarını da mantıklı bulmuyor Psikologlar, vampir inançlarını :-):-):-):-) fantezilerine düşkün erkeklerin, kadınları kanlarının son damlasına kadar sahiplenmek istekleri fakat kendi bedenlerine zarar vermek istemeleriyle açıklıyorlar Oysa Kreuter incelemeleri sırasında insanların, kadınları ziyaret eden vampirlerin doyurucu bir :-):-):-):-) gücüne sahip olduklarına inandıklarını bulmuş

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.