Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
habermas, jürgen, kimdir

Jürgen Habermas Kimdir?

Eski 04-24-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Jürgen Habermas Kimdir?



Jürgen Habermas Kimdir?

Jürgen Habermas (d 18 Haziran 1929, Düsseldorf) Alman felsefeci, sosyolog ve siyaset bilimci Eleştirel kuram ve Amerikan pragmatizmi geleneğine mensuptur En çok kuramında temellendirdiği kamusal alan (public sphere) kavramı ve iletişimsel eylemin pragmatizmi ile tanınır Çalışmaları bazen Yeni-Marksist olarak adlandırılır; sosyal kuramın temelleri ve epistomoloji; gelişmiş kapitalst endüstri toplumu ve demokrasi analizi; eleştirel sosyal evrimci içerikte yasaların hükmü; ve çağdaş –özellikle Alman—siyaseti üzerine odaklanır Modern liberal kurumlar içinde gömülü akılcı-eleştirel iletişim ve insanların iletişim, tartma ve akılcı çıkarlar peşine düşme yeteneklerinde aklın olabilirliğine, özgürleştirilmesine yönelik kuramsal bir sistem geliştirmiştir

1961 yılında Marburg'da doçent oldu 1961-1964 yılları arasında Heidelberg'de felsefe dersleri verdi 1964 yılında Frankfurt Üniversitesi'nde felsefe ve sosyoloji profesörü oldu 1971-1981 yıllarında Starnberg'deki, bilim-teknik dünyasının yaşam koşullarını araştıran Max Planck Enstitüsü'nün müdürlüğünü yaptı 1981'de Berkeley Üniversitesi'nde konuk profesör olarak bulundu 1982 yılında Frankfurt Üniversitesi'ne profesör olarak geri döndü 1994 yılında buradan emekli oldu ve Northwestern University'de konuk profesör olarak seminerler verdi

Kuramı

Habermas geniş çerçeveli bir sosyal kuram ve felsefeye son derece zengin düşüncelerle uğraşmıştır:

Immanuel Kant, Friedrich Schelling, Georg Hegel, Wilhelm Dilthey, Edmund Husserl, ve Hans-Georg Gadamer’in Alman felsefi düşüncesi

Marksist gelenek – hem Karl Marks’ın düşüncesi hem de Frankfurt Okulunun eleştirel yeni-Marksist kuramı, Max Horkheimer, Theodor Adorno, ve Herbert Marcuse gibi

Max Weber, Émile Durkheim, ve George Herbert Mead’in sosyolojik kuramları

Ludwig Wittgenstein, JL Austin, ve John Searle’in dilbilimsel felsefe ve konuşma etkinliği (speech act) kuramları

Charles Sanders, Peirce ve John Dewey’in Amerikan pragmatiklik geleneği, ve Talcott Parsons ve Niklas Luhmann’ın sosyolojik sistemler kuramı Yeni-Kantçı düşünce

Jürgen Habermas, kendi en büyük başarısı olarak iletişimsel akıl ya da iletişimsel rasyonalizm kuramı ve kavramını görür Bu akılcı gelenekten akılcılığı kişilerarası dilbilimsel iletişim yapıları içine yerleştirmesiyle ayrılır, kozmozun ya da bilme öznelinin yapılarına yerleştirmez Bu sosyal kuram, kapsayıcı bir evrensel ahlaki çerçeve oluştururken, insan özgürleşmesi amaçlarına ilerler Bu çerçeve evrensel pragmatiklik denilen –ki tüm konuşma eylemlerinin içsel bir telos’u (Yunanca amaç ya da hedef) vardır—karşılıklı anlayış hedefi, ve insanoğlu böyle bir anlayış getirebilecek iletişimsel yeterliliğe sahiptir tartışmasına yaslanır Habernas bu çerçeveyi, Ludwig Wittgenstein, J L Austin, ve John Searle’nin konuşma-eylemi (speech-act) felsefesi, George Herbert Mead’in zihin ve kendi’nin interaktif oluşumu sosyolojik kuramı, Jean Piaget ve Lawrence Kohlberg’in ahlaki gelişim ve Heidelberg’in çalışma arkadaşı Karl-Otto Apel’ın ahlak tartımı (discourse ethics) kuramları üzerinden inşa etmiştir

Habernas, Kant’ın, aydınlanma ve demokratik sosyalizmin geleneklerini ilerletir; vurguladığı dünyayı dönüştürme gizilgücüyle ve daha insanca, adil ve eşitlikçi topluma insanın akli gizilgücünün gerçekleştirilmesiyle, kısmen de ahlaki tartım (discourse ethics) yoluyla ulaşılmasıdır Habernas aydınlanmamın bitmemiş bir süreç olduğunu teslim ederken, düzeltilmesi ve tamamlanması gerektiğini tartışır, atılmasını değil

Sosyoloji için, Habermas’ın en büyük katkısı toplumun evrimi ve modernizasyonu hakkındaki kapsamlı kuramıdır, bir yandan iletişimsel akılcılık ve rasyonalizasyon arasındaki ayrıma ve diğer yandan stratejik/araçsal akılcılığa ve rasyonalizme odaklanır Bu, Talcott Parsons’un bir oğrencisi Niklas Luhmann’ın ayrım-bazlı sosyal sistemler kuramının, iletişimsel duruş açılı bir eleştirisini içerir

Modernite ve sivil toplumu savunusu pekçok başkaları için bir esin kaynağı olmuştur, ve postyapısalcılık çeşitlemelerine karşı en önemli felsefi alternatif olarak adlandırılır Ayrıca geç kapitalizm ile ilgili de etkili bir analiz de sunmuştur

Habermasda toplumun akılcılaşması, insanlaşması ve demokratikleşmesi görüşü, salt insan türüne özgü iletişimsel yetkinliğinin doğasındaki akılcılık gizilgücünün kurumsallaştırılmasıdır Habernas iletişim yetkinliğinin evrim sürecinde geliştiğine inanır, fakat çağdaş toplumda çoğu zaman bastırılmış ya da zayıflatılmıştır; pazar, devlet ve örgütler gibi sosyal yaşam ana alanlarında, stratejik/araçsal akılsallık tarafından galebe çalınarak ve böylece yaşamdünyası yerine sistem mantığı geçirilerek

Kamusal Alan

Jürgen Habermas, kamusal alan (public sphere) kavramı üstüne yoğun olarak yazmıştır 18’inci yüzyılda Fransa’daki "café"lerde (coffee houses) geçen diyalogları kullanmıştır Politik sorunların akılcı tartışıldığı yer kamusal alandı ki, burjuva kültürünün kahvehaneler, entelektüel ve edebiyat salonları ve yazılı basın gibi merkezler etrafında gelişmesiyle parlamenter demokrasi mümkün olabilmişti Bu da Aydınlanmanın eşitlik, insan hakları ve adalet ideallerini ileri götürebilmişti Halk alanında bir çeşit akılcı fikir alışverişi ve eleştirel tartışma normu kılavuzdu ve kişinin tartıştığı fikirlerin gücü kişinin kimliğinden daha önemliydi

Habermas’a göre bu etkenlerin değişkenleri nihayetinde Aydınlanmanın burjuva halk alanının çürümesiyle sonuçlandı En önemlisi, yapısal güçler, özellikle de ticari kitle medyası, öyle bir durumla sonlandı ki medya daha çok bir emtia –mal, tüketilecek bir şey oldu— halk tartışma alışveriş alanı aracı yerine

Habermas bu alanı hem onu destekleyen gerçek bir içselyapısal hem de eleştirel politik tartımın yeşermesine yardım eden normlar ve pratikler olarak tanımlar Kamusal alana bir kavram olarak bakmak ile tarihsel bir oluşum olarak bakmak arasında ayrım yapar Görüşüne göre, kamusal alan fikri şu tasarımı da içerir, özel varloluşlar bir halk varoluşu olarak beraber gidecek ve akılcı mutaalalarla, devleti etkileyecek karar alımlarıyla uğraşacaktır Tarihi bir yapılanma olarak halk alanı, aile yaşamından, iş dünyasından ve devletten ayrı bir “uzam” içerir

Baş eseri Theory of Communicative Action -İletişimsel Eylem Kuramı- (1984) kitabında ekonomik ve yönetimsel akılcılaşma güçlerinin yaptığı tek yanlı modernleşme sürecini eleştirmiştir Habermas günlük yaşamımızda resmi sistemlerin artan müdahalelerini, refah devleti, tekelci büyük şirket kapitalizmi ve kitle tüketim kültürü gelişmeleri paralelinde işlemiştir Bu zorlayıcı eğilimler halk yaşamının gitgide daha geniş sahalarını akılcılaştırmaktadır, bunları etkililik ve denetimin genelleştirici mantığına indirgemektedir Rutin politik partiler ve çıkar gurupları katılımcı demokrasinin yerini alırlar, toplum gitgide artarak yurttaşların girdilerinden uzak düzlemlerde yönetilmektedir Sonuç olarak, halk (kamusal) ile özel, birey ile toplum, sistem ile yaşamdünyası arasındaki sınırlar bozuklaşmaktadır Demokratik halk (kamu:public) yaşamı, yurttaşlara halkca önemli sorunları tartışabilmelerine kurumların izin verdiği yerlerde gönenebilir “İdeal konuşma durumu”nun ("ideal speech situation") ideal bir tipini tanımlar; aktörler eşit tartışım yetenekleriyle donatılmıştır, birbirlerinin temel toplumsal eşitliğini tanırlar ve konuşma ideoloji ya da yanlış kabullerle çarpıtılmaz

Habermas kamusal alanın yeniden canlandırılması konusunda iyimserdir Ulus-devleti etnik ve kültürel benzerlikler temelinde aşmakta olan politik toplumun, eşit haklar ve yükümlülüklü yurttaşların yasal koruma donatılı olması halinde, yeni dönemdeki geleceği için ümitlidir Demokrasinin bu değişkenlikli kuramı (discursive theory of democracy) öyle bi toplum gerektirir ki birlikte politik istem belirleyebilsin ve bunu yasama sistemi düzeyinde uygulayabilsin Bu politik sistem eylemci bir kamusal alan gerektirir, burada ortak çıkar sorunları ve siyasi konular tartışılabilir, ve kamuoyunun gücü karar verme sürecini etkileyebilir

Bazı önemli akademisyenler Habermas’ın kamusal alan görüşüyle ilgili çeşitli eleştiriler yapmışlardır John Thompson, University of Cambridge sosyoloji profesörü, Habermas’ın kamusal alan görüşünün, kitlesel-medya iletişimlerindeki katlanarak büyümeden dolayı modasının geçtiğini savunur San Diego University of California’dan Michael Schudson, daha genelde tartışır, kamusal alan saf akılcı bağımsız tartışmanın hiçbir zaman varolmadığı bir yerdir

Avrupa kamusal alanında laiklik ve dinin yerine dair görüşlerini dile getirdiği, 2004’de yayımlanan Geçiş Zamanı adlı kitabında yer alan "Tanrı ve Dünya üzerine" başlıklı makalesinde geçen şu ifadesiyle takipçilerini şaşırtmıştır Habermas: "Batı uygarlığının dayandığı özgürlük, vicdan, insan hakları ve demokrasi kavramlarının temelinde Hıristiyanlık ve yalnızca Hıristiyanlık yatar" Ayrıca Habermas'a göre "bugün hâlâ bu temelden faydalanıyoruz - başka bir seçeneğimiz yoktur; geri kalan her şey postmodern zırvalamalardan ibarettir"

Habermas bir bilim adamı olduğu kadar halk aydını (public intellectual) olarak da ünlüdür, en çok, 1980’lerde populer basını tarihçilere (yani Ernst Nolte, Michael Stürmer ve Andreas Hillgruber) saldırmakta kullanışıyla, ki onlar tartışılır olarak Nazi yönetimini ve soykırımı (Holocaust) genel Alman tarihinden ayrı tutmuşlar, Nazizmi Bolşevizme bir tepki olarak açıklamışlar, ve Alman ordusu (Wehrmacht)’ın 2 Dunya Savaşındaki kötü ününü kısmen iyileştirmeye çalışmıştılar Daha yeni olarak, Habermas Amerikanın Irak işgaline karşı olduğunu açıklamıştır

Başlıca eserleri

- Strukturwandel der Öffentlichkeit (1962, "Kamusal Alanın Yapısal Dönüşümü");
- Erkenntnis und Interesse (1968, "Bilgi ve İlgi");
- Technik und Wissenschaft als 'Ideologie' (1968, "İdeoloji" Olarak Teknik ve Bilim);
- Zur Logik der Sozialwissenschaften (1970, "Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine");
- Theorie der Gesellschaft oder Sozialtechnologie Was leistet die Systemforschung? (Niklas - Luhmann'la birlikte, 1971, "Toplum Kuramı ya da Sosyal Teknoloji Sistem Araştırması Neye Yarar?");
- Zur Rekonstruktion des histo- rischen Materialismus (1976, "Tarihsel Materyalizmin Yeniden İnşası Üzerine");
- Theorie des kommunikativen Handelns (1981, "İletişimsel Eylem Kuramı");
- Der philosophische Diskurs der Moderne (1985, "Modernin Felsefî Söylemi");
- Die nachholende Revolution (1990, "Arkadan Yetişen Devrim");
- Faktizität und Geltung (1992, "Olgular ve Normlar")


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.