Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayetler, göre, konularına

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



Hased
Bakara_109
109- Kitap Ehlinin çoğu gerçeğin ne olduğunu kesinlikle öğrendikten sonra sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi iman ettikten sonra tekrar kâfirliğe döndürmek isterler Allah'ın emri gelinceye kadar onlara aldırış etmeyin , yaptıklarını hoş görün Hiç kuşkusuz Allah herşeye kadirdir

Nisa_54
54- Yoksa Allah'ın , lütfunun eseri olarak insanlara bağışlamış olduğu imtiyazı çekemiyorlar , bu yüzden onları kıskanıyorlar mı? Oysa biz İbrahim'in soyundan gelenlere de kitap ve hikmet vermiş , kendilerine büyük bir egemenlik bağışlamıştık

Felak_5
5- ve hased ettiği zaman hasedcinin şerrinden"

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



ABDEST

Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız bu durumda temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister Umulur ki şükredersiniz (5/6)

Ey iman edenler sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de yolculukta olmanız hariç gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın Eğer hasta veya yolculukta iseniz, ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahut kadınlara dokunmuş da, su bulamamışsanız bu durumda temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün Şüphesiz, Allah, bağışlayandır esirgeyendir (4/43)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



ACELECİLİK

İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir İnsan, pek acelecidir (17/11)

Onlara karşı acele davranma; biz onlar için ancak saydıkça sayıyoruz (19/84)

Dedi ki: "Onlar arkamda izim üzerindedirler, hoşnut kalman için, Sana gelmekte acele ettim Rabbim" (20/84)

De ki: "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız Sizin kendisine acele ettiğiniz (azab) yanımda değildir Hüküm yalnızca Allah´ındır O, doğru haberi verir ve O, ayırd edenlerin en hayırlısıdır" (6/57)

De ki: "Kendisine acele etmekte olduğunuz şey benim yanımda olsaydı, benimle aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu Allah zulmedenleri en iyi bilendir (6/58)

Allah´ın emri geldi, artık onda acele etmeyin O (Allah), şirk koştukları şeylerden münezzeh ve yücedir (16/1)

Hak olan, biricik hükümdar olan Allah yücedir Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan evvel, Kur´an´ı (okumada) acele etme ve de ki: "Rabbim, ilmimi arttır" (20/114)

İnsan aceleden (aceleci olarak) yaratıldı Size ayetlerimi yakında göstereceğim Şimdi hemen acele etmeyin (21/37)

Dedi ki: "Ey kavmim, neden iyilikten önce kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah´tan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz" (27/46)

De ki: "Belki de acele etmekte olduğunuzun (azabın) bir kısmı size yetişmiştir bile" (27/72)

Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azab gelmiş olurdu Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir (29/53)

Azab konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar Oysa cehennem, o inkar edenleri gerçekten kuşatıp-durmaktadır (29/54)

Şimdi onlar, bizim azabımızı mı acele istiyorlar? (37/176)

Onda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayanlardır İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler Haberiniz olsun; kıyamet-saati konusunda tartışanlar, gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler (42/18)

Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir Bir rüzgar; onda acı bir azab vardır (46/24)

Artık sen sabret; Resullerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, Onlar için de acele etme Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün, sanki gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamış(olacak)lardır (Bu,) Bir tebliğdir Artık fasık olan bir kavimden başkası yıkıma uğratılır mı? (46/35)

"Tadın fitnenizi Bu, sizin pek acele isteyip durduğunuz şeydir" (51/14)

Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır Şu halde acele etmesinler (51/59)

Eğer Allah´a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar Allah Şekûr´dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halim´dir (cezayı vermekte acele etmeyendir) (64/17)

Onu (Kur´an´ı, kavrayıp belletmek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durma (75/16)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



ACEMİ(arapça olmayan bir dil)

Andolsun ki biz, onların: "Bunu kendisine ancak bir beşer öğretmektedir" dediklerini biliyoruz Saparak kendisine yöneldikleri (kimse)nin dili a´cemidir, bu ise açıkça Arapça olan bir dildir (16/103)

Eğer biz onu A´cemi (Arapça olmayan bir dilde) olan bir Kur´an kılsaydık, herhalde derlerdi ki: "Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi? Arap olana, A´cemi (Arapça olmayan bir dil)mi?" De ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve bir şifadır İman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kur´an), onlara karşı bir körlüktür İşte onlara (sanki) uzak bir yerden seslenilir" (41/44)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



ACİZLİK-ACİZ BIRAKMAK

Bundan böyle yeryüzünde (size tanınmış bir süre olarak) dört ay dolaşın Ve bilin ki Allah´ı aciz bırakacak değilsiniz Gerçekten Allah, inkâr edenleri hor ve aşağılık kılıcıdır (9/2)

Derken, Allah, ona, yeri eşiyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi "Bana yazıklar olsun" dedi "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o, pişman olmuştu (5/31)

Bunlar, yeryüzünde (Allah´ı) aciz bırakacak değildir ve bunların Allah´tan başka velileri yoktur Azab onlar için kat kat arttırılır Bunlar (hakkı) işitmeye güç yetirmezlerdi ve görmezlerdi de (11/20)

Dedi ki: "Eğer dilerse, onu size Allah getirir ve siz (O´nu) aciz bırakacak değilsiniz" (11/33)

Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir Ve siz aciz bırakılacak değilsiniz (6/134)

İnkâr edenler, kaçıp-kurtulduklarını sanmasınlar; gerçek şu ki, onlar (bizi) aciz bırakamazlar (8/59)

Ve büyük Hacc (Hacc-ı Ekber) günü, Allah´tan ve Resûlü´nden insanlara bir duyuru: Kesin olarak Allah, müşriklerden uzaktır, O´nun Resûlü de� Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır; yok eğer yüz çevirirseniz, bilin ki Allah´ı elbette aciz bırakacak değilsiniz İnkâr edenleri acı bir azabla müjdele (9/3)

Bu bir gerçek mi?" diye senden haber soracaklar De ki: "Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz" (10/53)

Ya da onlar, dönüp-dolaşmaktalarken, onları yakalayıvermesinden (mi emindirler?) Ki onlar (bu konuda Allah´ı) aciz bırakacak değildirler (16/46)

Ayetlerimiz konusunda acze düşürücü çabalar harcayanlar, alevli ateşin halkıdır (22/51)

İnkâra sapanların, yeryüzünde (Allah´ı) aciz bırakacaklarını sanma Onların son barınma yerleri ateştir Ne kötü bir dönüştür o (24/57)

Siz yerde ve gökte (Allah´ı) aciz bırakamazsınız Sizin Allah´ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur (29/22)

(Sözde) Aciz bırakmak için ayetlerimiz hakkında çaba harcamış olanlar, işte onlar; onlar için de (en) iğrenç olanından acı bir azab vardır (34/5)

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler; üstelik onlar kuvvet bakımından kendilerinden daha güçlüydüler Göklerde ve yerde Allah´ı aciz bırakacak hiçbir şey yoktur Şüphesiz O, bilendir, güç yetirendir (35/44)

Böylece, kazandıkları kötülükler(in acı sonucu) onlara isabet etti Bunlardan zulmetmiş olanlara da, kazandıkları kötülükler isabet edecektir Ve onlar (bunu kendilerine uygulamaktan Allah´ı) aciz bırakabilecekler değildirler (39/51)

Kim Allah´a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde (Allah´ı aciz bırakacak değildir ve onun O´ndan başka) velileri yoktur İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler" (46/32)

Biz şüphesiz, Allah´ı yeryüzünde asla aciz bırakamıyacağımızı, kaçmak suretiyle de O´nu hiçbir şekilde aciz bırakamıyacağımızı anladık" (72/12)

Siz yeryüzünde (O´nu) aciz bırakacak değilsiniz Ve sizin Allah´ın dışında ne bir veliniz vardır, ne bir yardımcınız (42/31)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



AÇIĞA ÇIKMAK-ÇIKARMAK

Münafıklar, kalblerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin aleyhlerinde indirilmesinden çekiniyorlar De ki: "Alay edin Şüphesiz, Allah kaçınmakta olduklarınızı açığa çıkarandır" (9/64)

Babalarının kendilerine emrettiği yerden (Mısır´a) girdiklerinde, (bu,) -Yakub´un nefsindeki dileği açığa çıkarması dışında- onlara Allah´tan gelecek olan hiçbir şeyi (gidermeyi) sağlamadı Gerçekten o, kendisine öğrettiğimiz için bir ilim sahibiydi Ancak insanların çoğu bilmezler (12/68)

Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz ve bu konuda birbirinize düşmüştünüz Oysa Allah, gizlediklerinizi açığa çıkaracaktı (2/72)

Şeytan, kendilerinden ´örtülüp gizlenen çirkin yerlerini´ açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir" (7/20)

Onların yaptıkları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıktı ve alay konusu edindikleri de onları sarıp-kuşattı (45/33)

Gecesini kararttı, kuşluğunu açığa-çıkardı (79/29)

Kazandıkları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır (39/48)

Eğer yeryüzünde olanların tümü ve bununla birlikte bir katı daha zalimlerin olmuş olsaydı, kıyamet günü o kötü azabtan (kurtulmak amacıyla) gerçekten bunları fidye olarak verirlerdi Oysa, onların hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah´tan kendileri için açığa çıkmıştır (39/47)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



AÇIĞA VURMAK

Göklerde ve yerde ne varsa Allah´ındır İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azablandırır Allah, herşeye güç yetirendir (2/284)

Allah "Ey Adem, bunları onlara isimleriyle haber ver" dedi O, bunları onlara isimleriyle haber verince de dedi ki: "Size demedim mi, göklerin ve yerin gaybını gerçekten ben bilirim, gizli tuttuklarınızı ve açığa vurduklarınızı da ben bilirim" (2/33)

(Peki) Onlar, Allah´ın gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bildiğini bilmiyorlar mı? (2/77)

De ki: "Sinelerinizde olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir Allah, herşeye güç yetirendir" (3/29)

Elçiye tebliğden başka (yükümlülük) yoktur Allah açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da bilir (5/99)

Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak´tan kaçınıp yan çizer)ler (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir (11/5)

Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin Yerde ve gökte hiçbir şey Allah´a gizli kalmaz" (14/38)

Allah, saklı tuttuklarınızı ve açığa vurduklarınızı bilir (16/19)

Şüphesiz Allah, onların saklı tuttuklarını ve açığa vurduklarını bilir; gerçekten O, müstekbirleri sevmez (16/23)

Sizden sözü saklı tutan da, onu açığa vuran da, geceleyin gizlenen de ve gündüzün ortaklıkta gezen de (O´nun katında bilme bakımından) birdir (13/10)

Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir) Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir (20/7)

İçinde oturulmayan ve sizin için bir (yarar) bulunan evlere girmenizde bir sakınca yoktur Allah, açığa vurduklarınızı da, sakladıklarınızı da bilir (24/29)

Mü´min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar Hep birlikte Allah´a tevbe edin ey mü´minler, umulur ki felah bulursunuz" (24/31)

Kadınlardan evliliği ummayıp da oturmakta olanlar, süslerini açığa vurmaksızın (dış) elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir sakınca yoktur Yine de iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır Allah, işitendir, bilendir (24/60)

Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilen Allah´a secde etmesinler diye (yapmaktadırlar)" (27/25)

Ve şüphesiz, senin Rabbin, sinelerinin gizli tuttuklarını ve açığa vurduklarını kesin olarak bilmektedir (27/74)

Musa´nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı Eğer mü´minlerden olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı (28/10)

Rabbin onların göğüslerinin sakladıklarını ve açığa vurduklarını bilir (28/69)

Evlerinizde vakarla-oturun (evlerinizi karargah edinin), ilk cahiliye (kadınları)nın süslerini açığa vurması gibi, siz de süslerinizi açığa vurmayın; namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah´a ve elçisine itaat edin Ey Ehl-i Beyt, gerçekten Allah, sizden kiri (günah ve çirkinliği) gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister (33/33)

Hani sen, Allah´ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: "Eşini yanında tut ve Allah´tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek Allah´ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah, kendisinden çekinmene çok daha layıktı Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü´minler üzerine bir güçlük olmasın Allah´ın emri yerine getirilmiştir (33/37)

Bir şeyi açığa vursanız da, saklı tutsanız da; şüphesiz Allah, herşeyi bilici olandır (33/54)

Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın Gerçekten biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz (36/76)

Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah´a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur (60/1)

Göklerde ve yerde olanların tümünü bilir; sizin saklı tuttuklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilir Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir (64/4)

Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti (66/3)

Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir (67/13)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



AÇLIK

Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz Sabır gösterenleri müjdele (2/155)

Ölü eti, kan, domuz eti, Allah´tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır) Bugün inkâra sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam´ı seçip-beğendim Kim ´şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa´ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir (5/3)

Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, Allah´ın elçisinden geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, ´dayanılmaz bir açlık´ (çekmeleri), kâfirleri ´kin ve öfkeyle ayaklandıracak´ bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez (9/120)

Allah bir şehri örnek verdi: (Halkı) Güvenlik ve huzur içindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah´ın nimetlerine nankörlük etti, böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı (16/112)

Ne doyurup-semirtir, ne açlıktan korur (88/7)

Ya da açlık gününde doyurmaktır (90/14)

Ki O, kendilerini açlıktan (kurtarıp) doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır (106/4)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



ADAK

Her neyi nafaka olarak infak eder ve adak olarak neyi adarsanız, muhakkak Allah onu bilir Zulmedenlerin yardımcıları yoktur (2/270)

Hani İmran´ın karısı: "Rabbim, karnımda olanı ´her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak´ Sana adadım, benden kabul et Şüphesiz işiten, bilen Sensin Sen" demişti (3/35)

Artık ye, iç, gözün aydın olsun Eğer herhangi bir beşer görecek olursan, de ki: "Ben Rahman´a oruç adadım bugün hiç kimseyle konuşmayacağım (19/26)

Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler Beyt-i Atik´i tavaf etsinler (22/29)

Adaklarını yerine getirirler ve şerri (kötülüğü) yaygın olan bir günden korkarlar (76/7)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



ADALET-ADİL OLMAK

Allah, gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O´ndan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler Aziz ve Hakim olan O´ndan başka ilah yoktur (3/18)

Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah´ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah´tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da za´f sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın Erkeklerinizden de iki şahid tutun; eğer iki erkek yoksa, şahidlerden rıza göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın (da olur) Şahidler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar Onu (borcu) az olsun, çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin Bu, Allah katında en adil, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticaret başka, bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur Alış-veriş ettiğinizde de şahid tutun Yazana da, şahide de zarar verilmesin (Aksini) Yaparsanız, o, kendiniz için fısk (zulüm ve günah)tır Allah´tan sakının Allah size öğretiyor Allah herşeyi bilendir (2/282)

Allah´ın ayetlerini inkâr edenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele (3/21)

Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, bu durumda, (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin) Bu sapmamanıza daha yakındır (4/3)

Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah, işitendir, görendir (4/58)

Kadınlar konusunda senden fetva isterler De ki: "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor (Bu fetva,) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size Kitap´ta okunmakta olanlardır Hayır adına her ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir (4/127)

Kadınlar arasında adaleti sağlamaya -ne kadar özen gösterseniz de- güç yetiremezsiniz Öyleyse, büsbütün (birine) eğilim (sevgi ve ilgi) gösterip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (4/129)

Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır (4/135)

Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın Adalet yapın O, takvaya daha yakındır Allah´tan korkup-sakının Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır (5/8)

Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler Aralarında hükmedersen adaletle hükmet Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever (5/42)

Ey iman edenler, siz ihramlıyken avı öldürmeyin Sizden kim onu kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse, cezası, hayvandan öldürdüğünün bir benzeridir Buna da, Kabe´ye ulaşmış bir kurbanlık olarak içinizden adalet sahibi iki kişi hükmedecektir Veya yoksulları doyurmak veya onun dengi oruç tutmak olan bir keffaret vardır Böylelikle işlediğinin vebalini tadmış olsun Allah geçmişte olanı bağışladı Ama kim tekrarlarsa, Allah ondan öc alacaktır Allah üstün ve güçlü olandır, öc sahibidir (5/95)

Ey iman edenler, sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet hazırlanışında, aranızda içinizden adaletli iki kişiyi (şahid tutun) Veya yolculukta olup size ölüm musibeti gelip çatarsa, sizden olmayan başka iki kişiyi (şahid tutun İkisini) Şayet kuşkulanacak olursanız namazdan sonra alıkoyarsınız, onlar da (size): "Akraba dahi olsa onu (yeminimizi) hiçbir değere değiştirmeyeceğiz ve Allah´ın şahidliğini gizlemeyeceğiz Aksi takdirde biz elbette günahkarlardan oluruz" diye Allah adına yemin etsinler (5/106)

Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır O´nun sözlerini değiştirebilecek yoktur O, işitendir, bilendir (6/115)

De ki: "Rabbim adaletle davranmayı emretti Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O´na) doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O´na dua edin "Başlangıçta sizi yarattığı" gibi döneceksiniz" (7/29)

Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve adil bir tutumla (onlarla olan anlaşma metnini ve diplomatik ilişkiyi) at Gerçekten Allah, ihanet edenleri sevmez (8/58)

Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın hiçbir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun Allah´ın ahdine vefa gösterin İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz" (6/152)

Musa´nın kavminden hakka ileten ve onunla adalet yapan bir topluluk vardır (7/159)

Yarattıklarımızdan, hakka yöneltip-ileten ve onunla adaleti kılan (uygulayan) bir ümmet vardır (7/181)

Sizin tümünüzün dönüşü O´nadır Allah´ın va´di bir gerçektir İman edip salih amellerde bulunanlara, adaletle karşılık vermek için yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O´dur İnkâr edenler ise, küfürleri dolayısıyla, onlar için kaynar sudan bir içki ve acı bir azab vardır (10/4)

Her ümmetin bir resulü vardır Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar (10/47)

Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir (10/54)

Allah şu örneği verdi: İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez ve herşeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi? (16/76)

Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz (16/90)

Gerçek şu ki, inkar edip Allah yolundan ve yerlilerle dışarıdan gelenler için eşit olarak (haram ve kıble) kıldığımız Mescid-i Haram´dan alıkoyanlara, orada zulmederek adaletten ayrılanlara acı bir azab taddırırız (22/25)

Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın; bu, Allah katında daha adildir Eğer babalarını bilmiyorsanız artık onlar, dinde sizin kardeşleriniz ve dostlarınızdır Hata olarak yaptıklarınızda ise, sizin için bir sakınca (bir vebal) yoktur Ancak kalplerinizin kasıt gözeterek (taammüden) yaptıklarınızda vardır Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (33/5)

Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur Onların heva (istek ve tutku)larına uyma Ve de ki: Allah´ın indirdiği her kitaba inandım Aranızda adaletli davranmakla emrolundum Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir Bizimle aranızda ´deliller getirerek tartışma (ya, huccete gerek)´ yoktur Allah bizi bir araya getirip-toplayacaktır Dönüş O´nadır" (42/15)

Mü´minlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup-düzeltin Şayet biri diğerine tecavüzde bulunacak olursa, artık tecavüzde bulunanla, Allah´ın emrine dönünceye kadar savaşın; eğer sonunda (Allah´ın emrini kabul edip) dönerse, bu durumda adaletle aralarını bulun ve (her konuda) adil davranın Şüphesiz Allah, adil olanları sever (49/9)

Tartıyı adaletle tutup-doğrultun ve tartıyı noksan tutmayın (55/9)

Andolsun, Biz elçilerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik Ve kendisine çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik; öyle ki Allah, kendisine ve elçilerine gayb ile (görmedikleri halde) kimlerin yardım edeceğini bilsin (ortaya çıkarsın) Şüphesiz Allah, büyük kuvvet sahibidir, üstün olandır (57/25)

Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz Çünkü Allah, adalet yapanları sever (60/8)

Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid tutun Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin İşte bununla, Allah´a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir Kim Allah´tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir; (65/2)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



ADAM-ADAMLAR

İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A´raf) üstünde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır Cennete gireceklere: "Selam size" derler, ki bunlar, henüz girmeyen fakat (girmeyi) ´şiddetle arzu edip umanlardır´ (7/46)

Bunların örneği, ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlığını giderir ve göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir (2/17)

Ve sizin için denizi ikiye yarıp sizi kurtardığımızı ve Firavun´un adamlarını -gözlerinizin önünde- boğduğumuzu hatırlayın (2/50)

Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı" (7/48)

Sakınıp rahmete kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir (Kitap) gelmesine mi şaştınız?" (7/63)

Sizi uyarmak için aranızdan bir adam aracılığıyla Rabbinizden size bir zikr´in gelmesine mi şaşırdınız? (Allah´ın) Nuh kavminden sonra sizi halifeler kıldığını ve sizin yaratılışta gelişiminizi arttırdığını (veya üstün kıldığını) hatırlayın Öyleyse Allah´ın nimetlerini hatırlayın, ki kurtuluş bulasınız" (7/69)

Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip-ayırdı Bunları da ´dayanılmaz bir sarsıntı´ tutuverince, dedi ki: "Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir Onunla sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin Bizim velimiz Sensin Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın" (7/155)

Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiçbir zaman durma Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur Onda, arınmayı içten-arzulayan adamlar vardır Allah arınanları sever (9/108)

İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında ´gerçek bir makam´ olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkâr edenler: "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler (10/2)

Kavmi ona doğru koşarak geldi; onlar daha önceden kötülükler işlemekteydiler "Ey kavmim" dedi "İşte benim kızlarım, bunlar sizler için daha temizdir Artık Allah´tan korkun ve beni misafirim önünde küçük düşürmeyin İçinizde hiç aklı başında olan (reşid) bir adam yok mu?" (11/78)

Dediler ki: "Ey Şuayb, atalarımızın taptığı şeyleri bırakmamızı ya da mallarımız konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazın mı emrediyor? Çünkü sen, gerçekte yumuşak huylu, aklı başında (reşid bir adam)sın" (11/87)

Biz onların seni dinlediklerinde ne için dinlediklerini, gizli konuşmalarında da o zalimlerin: "Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz" dediklerini çok iyi biliriz (17/47)

Onlara iki adamın örneğini ver; onlardan birine iki üzüm bağı verdik ve ikisini hurmalıklarla donattık, ikisinin arasında da ekinler bitirmiştik (18/32)

Kendisiyle konuşmakta olan arkadaşı ona dedi ki: "Seni topraktan, sonra bir damla sudan yaratan, sonra da seni düzgün (eli ayağı tutan, gücü kuvveti yerinde) bir adam kılan (Allah)ı inkar mı ettin?" (18/37)

O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin" (23/25)

O ise, yalnızca bir adam (insan)dır, Allah´a karşı yalan uydurmaktadır, bizler de ona inanacak değiliz" (23/38)

(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah´ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ´tutkuya kaptırıp alıkoymaz´; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar (24/37)

Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya (ürünlerinden) yemekte olduğu bir bahçesi olması (gerekmez miydi)?" Zulmedenler dedi ki: "Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" (25/8)

İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa´nın adamları: "Gerçekten yakalandık" dediler (26/61)

(Musa) Halkının haberi olmadığı bir zamanda şehre girdi, orda kavga etmekte olan iki adam buldu; bu kendi taraftarlarından, şu da düşmanlarından Derken taraftarlarından olan, düşmanlarından olana karşı ondan yardım istedi Bunun üzerine ona bir yumruk attı ve işini bitiriverdi (Sonra da "Bu şeytanın işindendir; o, gerçekten açıkca saptırıcı bir düşmandır" dedi (28/15)

Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: "Ey Musa, önde gelenler, seni öldürmek konusunda aralarında görüşmektedirler, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim" (28/20)

Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın Ve (her türlü) dehşetten yana kanatlarını kendine doğru çek İşte bunlar, senin Rabbinden Firavun ve önde gelen adamlarına iki kesin-kanıt (mucize)dır Gerçekten onlar, fasık bir topluluktur" (28/32)

Allah, bir adamın kendi (göğüs) boşluğu içinde iki kalp kılmadı ve kendilerini annelerinize benzeterek yemin konusu yaptığınız (zıharda bulunduğunuz) eşlerinizi sizin anneleriniz yapmadı, evlatlıklarınızı da sizin (öz) çocuklarınız saymadı Bu, sizin (yalnızca) ağzınızla söylemenizdir Allah ise, hakkı söyler ve (doğru olan) yola yöneltip-iletir (33/4)

Mü´minlerden öyle erkek-adamlar vardır ki- Allah ile yaptıkları ahide sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirdi, kimi beklemektedir Onlar hiçbir değiştirme ile (sözlerini) değiştirmediler (33/23)

İnkâr edenler dediler ki: "Siz darmadağın olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gösterelim mi size?" (34/7)

Onlara, apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda: "Bu, sizi babalarınızın taptıkların(ilahlar)dan alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir" dediler Ve dediler ki: "Bu, düzülüp uydurulmuş bir yalan (iftira)dan başka bir şey de değildir" İnkâr edenler de, kendilerine geldiği zaman hak için: "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir" dediler (34/43)

Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: "Ey kavmim, elçilere uyun" dedi (36/20)

Ve derler ki: "Bize ne oluyor ki, kendilerini şerir (kötü)lerden saydığımız adamları göremiyoruz" (38/62)

Allah (ortak koşanlar için) bir örnek verdi: Kendisi hakkında uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklı olan (köle) bir adam ile yalnızca bir kişiye teslim olmuş bir adam Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah´ındır Hayır onların çoğu bilmiyorlar (39/29)

Firavun ailesinden imanını gizlemekte olan mü´min bir adam dedi ki: "Siz, benim Rabbim Allah´tır diyen bir adamı öldürüyor musunuz? Oysa o, size Rabbinizden apaçık belgelerle gelmiş bulunuyor Buna rağmen o eğer bir yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir; ve eğer doğru sözlü ise, (o zaman da) size va´dettiklerinin bir kısmı size isabet eder Şüphesiz Allah, ölçüyü taşıran, çok yalan söyleyen kimseyi hidayete erdirmez" (40/28)

Ve dediler ki: "Bu Kur´an, iki şehirden birinin büyük bir adamına indirilmeli değil miydi?" (43/31)

Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı" (72/6)

İşte bunlar, sağ yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meymene) (90/18)

Ayetlerimizi inkar edenler ise, sol yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meş´eme) (90/19)

Alıntı Yaparak Cevapla

Konularına Göre Ayetler

Eski 08-04-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konularına Göre Ayetler



ADAM ÖLDÜRMEK

Ey iman edenler öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı) Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi Fakat kimin (hangi katilin) lehine onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir Artık kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azab vardır (2/178)

Bir mü´mine -hata sonucu olması dışında- bir başka mü´mini öldürmesi yakışmaz Kim bir mü´mini ´hata sonucu´ öldürürse, mü´min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması ve ailesine teslim edilecek bir diyeti vermesi gerekir Onların (bunu) sadaka olarak bağışlamaları başka Eğer o, mü´min olduğu halde size düşman olan bir topluluktan ise, bu durumda mü´min bir köleyi özgürlüğe kavuşturması gerekir Şayet kendileriyle aranızda andlaşma olan bir topluluktan ise, bu durumda ailesine bir diyet ödemek ve bir mü´min köleyi özgürlüğe kavuşturmak gerekir (Diyet ve köle özgürlüğü için gereken imkanı) Bulamayan ise kesintisiz olarak iki ay oruç tutmalıdır Bu, Allah´tan bir tevbedir Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (4/92)

Kim bir mü´mini kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azab hazırlamıştır (4/93)

Bu nedenle İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir Sonra bunun ardından onlardan bir çoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır (5/ 32)

De ki: "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O´na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin, yoksulluk-endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin -Sizin de onların da rızıklarını biz vermekteyiz- Çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın Hakka dayalı olma dışında, Allah´ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akıl erdirirsiniz" (6/151)

Haklı bir neden olmaksızın Allah´ın haram kıldığı bir kimseyi öldürmeyin Kim mazlum olarak öldürülürse onun velisine yetki vermişizdir; o da öldürmede ölçüyü aşmasın Çünkü o gerçekten yardım görmüştür (17/33)

Ve onlar, Allah ile beraber başka bir ilah´a tapmazlar Allah´ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler Kim bunları yaparsa ´ağır bir ceza ile´ karşılaşır (25/68)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.