Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
nutuktamamı

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #46
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



Dış durum İstanbul'da şöyle görünüyor:

Fransa, İtalya, İngiltere, Türkiye'nin mandaterlik meselesini Amerikan Senatosu'na resmen teklif etmiş olmakla birlikte, Senato'nun bu teklifi kabul etmemesi için bütün güçlerini kullanıyorlar Taksimden pay kaçırmak elbette işlerine gelmiyor

Suriye'de aradığını bulamayan Fransa, zararını Türkiye'den kapatmak istiyor İtalya namuslu bir emperyalist olduğundan, savaşa ancak Anadolu'nun bölüşülmesinde pay almak için girdiğini açıktan açığa söylüyor İngiltere'nin oyunu biraz daha incedir

İngiltere, Türk'ün birliğini, çağdaşlaşmasını, gerçek bir bağımsızlık kazanmasını, gelecekte bile istemiyor Yeni imkân ve görüşlerle; tamamen çağdaş ve kuvvetli bir Müslüman - Türk hükûmeti başında hilâfet de olursa, İngiltere'nin elindeki müslüman esirleri için kötü bir örnek olur İngiltere Türkiye'yi bütünü ile ele geçirebilse, kafasını kolunu koparır, birkaç yılda sadık bir sömürge durumuna sokar Buna, memleketimizde en başta ve özellikle dinî sınıflar çoktan taraftardırlar Fakat bunu Fransa ile dövüşmeden yapabilmek mümkün olamayacağından taraftar olamaz Fakat, Türkiye'yi bütün olarak korumak gereği duyulursa, yani bölüşmenin büyük askerî fedakârlıklarla yapılabileceğini anlarsa Lâtinleri sokmamak için Amerikan görüşünü tutar ve desteklerNitekim İngiliz siyasetçileri arasında zaten bu görüşe eğilimli olanlar vardır Morisson (Morison) gibi ünlü kimseler Amerika'nın Türkiye'de manda kurmasmı istiyorlar

Başka bir çözüm yolu da, Türkiye'yi Trakya'dan, İzmir'den, Adana'dan, belki de Trabzon'dan ve hele İstanbul'dan yoksun bıraktıktan sonra, eski Kapitülasyonları ve boğulmaya mahkûm iç sınırlarıyla başbaşa bırakmak

Biz İstanbulda, kendimiz için, bütün eski ve yeni Türkiye sınırlarını içine almak üzere geçici bir Amerikan mandasını Kehven-i şerolarak görüyoruz Dayandığımız noktalar şunlardır:

1- Aramızda, hangi şartlar altında olursa olsun, Hristiyan azınlıklar kalacaktır Bunlar hem Osmanlı vatandaşı olma haklarından yararlanacaklar hem de dışarıda bir Avrupa devletine dayanarak karışıklık çıkaracaklar, sürekli olarak müdahaleye yol açacaklar ve zaten göstermelikten ibaret olan bağımsızlığımızdan azınlıklar adına her yıl bir parça daha kaybedeceğiz

Güçlü bir hükûmet ve çağdaş bir idare kurulabilmesi için, patrikhanenin siyasî imtiyazla, azınlıkların kuvvetli devletler vasıtasıyla yaptıkları sürekli tehditler ortadan kalkmalıdır Küçük ve zayıf bir Türkiye bunu başaramayacaktır

2 - Biribirini yok eden, çıkar sağlama, hırsızlık, macera ve şöhret için yaşayanların hırsını doyuran bu hükûmet anlayışı yerine, milletin refah ve kalkınmasını sağlayabilecek, halkı ve köyleri, sağlığı ve zihniyeti ile çağdaş bir halk durumuna getirebilecek bir hükûmet anlayış ve uygulamasına ihtiyacımız varBunun için gerekli olan paraya uzmanlığa ve kudrete sahip değiliz Siyasî dış borçlar, siyasî esareti artırıyor Taraf tutma, cahillik ve çok konuşmaktan başka olumlu bir sonuç veren yeni bir hayat yaratamıyoruz

Bugünkü hükûmet, adamlarını takdir etmese bile, halkı ve halk hükûmeti kurulmasını yararlı gören Filipin gibi vahşî bir memleketi, bugün kendi kendini idareye muktedir çağdaş bir makine haline koyan Amerika, bu konuda çok işimize geliyor On beş yirmi yıl sıkıntı çektikten sonra yeni bir Türkiye'yi, her ferdi öğrenimi ve zihniyetiyle gerçek bağımsızlığı kafasında ve cebinde taşıyan bir Türkiye'yi, ancak yeni dünyanın kabiliyeti yaratabilir

3 - Yabancı devletlerin Türkiye üzerindeki rekabetlerini ve kuvvetlerini memleketimizden uzaklaştırabilecek bir yardımcıya ihtiyacımız var Bunu ancak Avrupa dışında ve Avrupa'dan daha güçlü bir elde bulabiliriz

4 - Bugünkü oldu bittileri ortadan kaldırmak ve davamızı sür'atle dünyaya karşı savunabilmek için, gerekli güce sahip bir devletin yardımını istemek lâzımdır Yayılma siyaseti güden Avrupa'nın başvurduğu binbir yol ve alçakça siyasetine karşı böyle bir vekil olarak Amerika'yı kendimize kazanarak ortaya atabilirsek, Doğu Meselesi'ni de Türk Meselesi'ni de gelecek için kendimiz çözümlemiş olacağız

Bu sebeplerden dolayı, bir an önce istememiz gereken Amerikan mandası da, elbette sakıncasız değildir Haysiyetimizden epeyce fedakârlık etmek mecburiyetinde bulunuyoruz Yalnız, bazılarının düşündüğü gibi, Amerika'nın resmî sıfatında dinî eğilim ve taraf tutma yoktur Hristiyanlara para verecek misyoner kadın Amerika'sı, Amerika'nın yönetim mekanizmasında bir yer tutmaz Amerika'nın yönetim mekanizması dinsiz ve milliyetsizdir O, türlü cins ve mezhepten insanları çok uyumlu ve kaynaşmış olarak bir arada tutmanın yolunu biliyor

Amerika, Doğu'da mandaterlik yapmak Avrupa'da başına dert açmak niyetinde değildir Fakat onların onur meselesi yaptıklan şey, yöntemleri ve idealleri ile Avrupa'dan daha üstün bir milet olmak iddiasıdır Bir millet içtenlikle Amerikan milletine başvurursa, Avrupa'ya, girdikleri memleket ve milletin yararına nasıl bir idare kurduklarını göstermek isterler

Amerikan resmî mahfillerinin önemli şahsiyetleri arasında epey lehimize bir hava oluştu İstanbul'a Ermeni dostu olarak gelen birçok hatırı sayılı Amerikalı, Türk dostu ve Türk propagandacısı olarak döndüler

Bu akımı temsil eden resmî ve gayrî resmî Amerikan görüşünün altında yatan gizli düşünce şudur: Türkiye'yi parçalamamak, eski sınırları içinde bir bütün halinde olduğu gibi korumak şartıyla genel ve tek bir mandaya bağlamak Suriye, Amerikan Komisyonu orada iken, genel bir kongre toplayarak Amerika'yı istemiştir Suriye'nin bu isteği Amerika'da çok iyi karşılanmıştır

Amerika, bizim topraklarımız üzerinde Ermenistan kurmaya niyetli görünmüyor Eğer mandayı alırlarsa, bütün milletleri eşit şartlar altında bir memleket evdâdı olarak kabul edip alacaklarını önemli çevrelerden haber aldım

Ne var ki, Avrupa, mutlaka bir Ermenistan meselesi ortaya çıkarmak - özellikle İngiltere - Ermenilere tavizler vermek istiyor Amerikan kamuoyunda zulüm görmüş Ermeniler adına bir oyun oynamaya çalışıyor Avrupa korkusu bizim fikir adamlarını düşündürüyor Reşat Hikmet Bey gibi, Câmi Bey gibi,hattâ millî birliğe şekil veren diplomatlarımızın, Ermeni meselesi için bir çözüm yolu tavsiyeleri var Resmen size yazılıyor

Çok tehlikeli anlar geçiriyoruz Anadolu'daki mücadeleyi dikkat ve sevgiyle izleyen bir Amerika var Hükûmet ve İngilizler, bunun Hristiyanları öldürmek,İttihatçılar getirmek için yapılan bir hareket olduğu düşüncesini Amerika'ya elbirliği ile benimsetmeye çalışıyorlar

Her an bu Millî Mücadele'yi durdurmak için kuvvet gönderilmesi tasarlanıyor; bunun için İngilizleri kandırmaya çalışıyorlar Millî Mücadele sür'atle ve olumlu isteklerle kendini ortaya koyarsa ve Hristiyan düşmanlığı gibi bir rengi de olmazsa Amerika'da hemen destek bulacağını yine çok önemli çevreler garanti ediyorlar

Sivas Kongresi toplanıncaya kadar, Amerikan komisyonunu alıkoymaya çalışıyoruz Hattâ, kongreye Amerikalı bir gazeteci göndermeyi de belki başarabileceğiz

İşte bütün bunlar karşısında, dâvâmızda bize yardımcı olabilmesi için, bu fırsat dakikalarını kaybetmeden, bölüşülme ve çözülme korkusu karşısında, kendimizi Amerika'ya başvurmaya mecbur görüyoruz Vasıf Bey kardeşimizle bu hususta birleştiğimiz noktaları kendisi de ayrıca yazacaktır

Türkiye'yi azim ve irade sahibi geniş görüşlü bir iki kişi belki kurtarabilir Macera ve boğuşma devri artık geçmiştirGelecek için kalkınma ve birlik savaşı açmaya mecburuz Sınırlarında bu kadar çok evladı ölen zavallı memleketimizin düşünce ve medeniyet savaşında kaç tane şehidi varBiz Türkiye'nin hayırlı evlâtlarından, yarının kurucuları olmalarını istiyoruz Sizin, Rauf Bey kardeşimizle birlikte, temelleri bile çöken zavallı memleketimiz için uzakları görerek düşünüp çalışmanızı bekliyoruz

Saygılarımı gönderir, başarınıza dua ederim Millî dâvâda canıyla başıyla çalışanlar arasında, sade bir Türk askerinin alçak gönüllülüğü ile, sizinle birlikte olduğumu ifade ederim 1081919

Halide Edip

Afyonkarahisar 1381969

15' inci Kolordu Komutanlığı'na

Mustafa Kemal Paşa'ya özel: İstanbul'daki çeşitli partilerin birleşerek Amerika hey'etine verilmek üzere aldıkları kararlar aşağıda arz olunur:

1- Ermenistan için Türkiye'nin doğu sınırları üzerinde Ermenilerin işine yarayacak bir toprak parçası vermeye Doğu illerindeki Türklerin ve orada iş başında bulunan büyüklerin, bu bölgenin gelecekteki refahını ve serbestçe gelişmesini düşünerek razı olabilecekleri görüşünde olduklarını, yalnız bu görüşlerini, oradaki Kürtlerle işbirliği yapmış olmaları ve Kürtlerin de Ermenilere toprak verme düşüncelerine kesinlikle karşı bulunmaları dolayısıyla açığa vurmak istemediklerini ve hattâ açığa vursalar bile, oradaki Türk çoğunluğunun, aşağıdaki şartların yerine getirileceği konusunda kendilerine güvence verilmedikçe bu düşüncede Kürtlerden ayrılmayacaklarını zannettiklerini tespit etmiştir Şöyle ki Birincisi,Türk ve Kürt çoğunluğunun ve aralarındaki diğer azınlıkların yaşadıkları toprakların bütünlüğü; ikincisi, Türk bağımsızlığının tam olarak tanınması ve fiilen garanti edilmesi; üçüncüsü, Türkiye'nin çağdaş medeniyete ulaşabilmesi için serbestçe gelişmesine engel olan kayıtların kaldırılmasıyla Wilson prensiplerinde vadedildiği üzere, bağımsızlıklarından ve haklarından en güvenli bir şekilde yararlanmasına imkân verilmesi; dördüncüsü, bu hususlarda ve Türklerin gelişmelerinin çabuklaştırılmasında Amerika'nın bize yardımcı olacağını, Cemiyet-i Akvam 'a karşı üstlenmesi

2 - Boşaltılacak topraklardan çıkarılacak olan Türk ve Kürtlerin gönderildikleri yeni topraklarda derhal yerleştirilmeleri ve bu topraklardan hemen yararlanmalarını sağlamak için Amerika'nın yardım etmesi

3 - O çevrede ve özellikle Erzincan ve Sivas arasında yoğun olarak bulunan Ermeniler'in yine Ermenistan sınırları içine gönderilmelerinin sağlanması

4 - Ermenistan adına ve hesabına gerçekleşmesini muhtemel gördüğümüz toprak verme durumu, bağımsız bir Ermenistan adına değil, ancak büyük ve medenî bir devletin mandası altında gelişecek çağdaş bir devlet adına olacaktır Çünkü,bugünkü Ermenistan'a toprak bırakmak, Türkiye'nin başına ikinci bir Makedonya derdi açmak demek olduğu gibi, Kafkasya için de bir gaile çıkarmak demektir

5 - Bütün bunlar tartışılabilir bir "teklif" niteliğindedir Ancak, bunların kesin bir şekil alabilmesi, memleketteki hey'etlerle temas kurmaya bağlı ise oraya Amerikan hey'etinden birinin gönderilmesi şarttır

6 - Ve en son olarak konunun kanunî ve meşru bir şekle sokulması için Osmanlı Millî Meclisi'ne götürülmesi tabiîdir

12'nci Kolordu Komutanı

Salâhattin

Şifre Erzurum, 2181919

Kişiye özel

12' nci Kolordu Komutanlığı'na

20' nci Kolordu Komutanlığı'na

(Yalnız 12'nci Kolordu) İlgi: 1381919

İstanbul'da çeşitli partilerin Amerikan Komisyonu'na verilmek üzere aldıkları kararlar, burada Hey'et-i Temsiliye'mizce son derece üzüntü ve esefle karşılandı Çünkü, birinci maddede Ermenistan'a Doğu illerimizden toprak verilmesi söz konusu olmaktadır Oysa, ezici çoğunluğu Türk ve Kürt olan bu illerden bir karış toprağın bile Ermeniler hesabına yazılmasının, bugün için uygulamada mümkün olamayacağı şöyle dursun, unsurlar arasındaki nefret ve öcalma duygusunun dehşet ve şiddeti, Osmanlı Ermenilerinin dönmeleri halinde bile iller içinde yoğun olarak yerleştirilmelerini tehlikeli göstermektedir Bu bakımdan, suçlu olmayan Osmanlı Ermenilerine gösterilecek en büyük kolaylık, adaletli ve eşit şartlar altında vatanlarına dönmelerini kabulden başka bir şey olamayacaktır Üçüncü maddede, Erzurum ve Sivas arasında yoğun bir Ermeni topluluğu bulunduğu hayali,bilgisizlik ve vukufsuzluktan başka birşey değildir: Harpten önce bile, buralarda oturanların büyük çokluğu Türk, birazı Zaza denilen Kürtlerden ve pek azı da Ermenilerden ibaretti Bugün artık varlığından söz edilecek sayıda Ermeni yoktur O halde, bu gibi dernekler yetkilerini bilmeli ve bir iş yapmak isterlerse, hiç olmazsa Harbiye ve Hariciye Nezaretleri'nin barış hazırlıkları dolayısıyla yaptıkları resmî istatistik ve grafiklere olsun başvurmak zahmetinden kaçınmamalıdırlar Bu telgrafın aynen İstanbul'a gönderilmesini rica ederiz

Mustafa Kemal

Güvenlikle ilgili Ankara,1481919

3' üncü Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanlığı'na

1- Mustafa Kemal Paşa'ya (özel): İstanbul'a gönderilmek üzere yazmış olduğunuz son cevaplarınız, yerine ulaştırılmış ve buna cevap olarak basılı bir raporla, Ahmet Rıza Bey, Ahmet İzzet, Cevat, Çürüksulu Mahmut Paşalar, Reşat Hikmet, Câmi, Reşit Sadi Beyler, Esat Paşalar gibi pek çok şahsiyetin düşüncelerine uygun olan Kara Vasıf'ın yani Cengiz'in ve Halide Edip Hanım'ın görüşlerinin yer aldığı uzun mektuplar geldi Bunlar sıra ile özetlenerek arz edileceği gibi, asılları da Sivas'a gönderilecektir Bunların hepsinde bir yardıma ihtiyaç duyulduğu ve bu yardımın Amerika tarafından yapılmasının en az zararlı yol olarak kabul ve uygun bulunduğu şeklinde bir gerekçe ileri sürülmektedir Basılı rapor, Câmi, Rauf, Ahmet, Reşit Hikmet, Reşit Sadi Bey'ler ile Halide Hanım, Kara Vasıf, Esat Paşa, bütün parti ve derneklerin düşünceleri yoklandıktan sonra büyük çoğunluğun görüşüne göre düzenlenmiştir Vakit varmış Kongrede bir an önce iş görmek,Amerikalılar gitmeden tebligat yapılmak gerekirmiş Amerikalıları oyalayarak hareketleri geciktirilmeye çalışılıyormuş Kongre hemen kesin bir karar verebilir mi? sorusuyla Amerikalılar bu düşünceyi benimsediklerini hissettiriyorlarmış Kongrenin toplanmasını çabuklaştırmanız rica olunur

20' nci Kolordu Komutanı

Ali Fuat

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #47
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



Bu telgrafta sözü edilen uzun mektuplar günlerce telleri işgal eden şifrelerle verildi Birbirine ekli olan o şifrelerden biri de şuydu:

Güvenlikle ilgili

Kişiye özel Ankara,1781919

3'üncü Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanı Kâzım Beyefendi'ye

Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne(özel):1671919tarih ve 880 sayılı şifrenin dokuzuncu maddesinin ekidir:

Kara Vasıf'ın 10 numaralı madde hakkında ek olarak verdiği bilgi:

1- Bir yardım şeklinde Amerika'ya taraftar olursak ve bunu Doğu İlleri Kongresi, Millî Kongre, bir istek gibi telgrafla hükûmetimize bildirirse, Wilson'un Amerikan Kongresi'ne karşı güzel bir dayanak noktası olacaktır İstanbul'da pek çok aydın bu görüşten yanadır ve böyle bir şey hazırlıyorlar Eğer Anadolu da yaparsa yararlı olur diyorlar Böyle olursa, Amerika'nın mandasından yararlanarak öteki alçak düşmanları memleketimizden çıkarmak ve sonra yalnızca Amerikalılarla karşılaşmak mümkün olur ve uğraşmak da kolay olur Bir de Amerikalılar bizi şiddetle suçluyorlar Yani hükûmeti aşağılayıp milletimizi de horluyorlar Temsilcilerine İstanbul'dan çıkışını, Paris'e gidişini, muhtıraları sonra diyorlar ki, Avrupa'nın yapmaya cesaret edemediğini siz kabul ediyorsunuz Söz gelişi,Avrupa büyük bir Ermenistan kurulmasını düşünmüyor Sizin sadrazam, Toros'tan sınır veriyor, Ermenistan istiyor Oysa, şimdiye kadar Amerikan komisyonlarından hiçbirisi bile, buna olabilir demedi Bütün raporlara göre, Anadolu'da, Türkiye'de bir Ermenistan kurmak şöyle dursun, muhtar ve bölgesel idareler bile oluşturmak mümkün değildir Nüfusları yok, toprakları yok Bu yönetim müthiş bir askerî kuvvete dayandırılmazsa olmaz Ermenilerde bu kuvvet olamaz, Amerika bu lûtfu yapamaz Öteki devletler de buna tahammül edemez Meğer ki, oraları zaptetsinler ve barış yapsınlar, Bu da mümkün değil, Rekabet bunu engellerİşte İstanbul'un haberleri Orada iyice düşünülsün: Epeyce zaman vardır Amerikan Kongresi hemen hemen Wilson'u dinlemek üzeredir

2 - İstanbul'da büyük çapta temaslar var Onun için Mustafa Kemal Paşa genel bir emir verir mi? Yoksa İstanbul'un karar ve çalışmalarını benimser mi? Bu çalışmaların amacı, milletin birliği, vatanın bütünlüğü, istiklâl ve hâkimiyetin elde edilmesi! Eğer Mustafa Kemal Paşa buraya genel bir emir vermezse ve kendisi hemen oradan Amerikalılar, İngilizler ve diğer yabancılarla temasa geçmezse, tabiî burada faaliyet devam edecektir Belki; ters bir sonuç ortaya çıkabilir Buna dikkati çekerim Bu rolü, siyaseti çok daha iyi yürüten bir Mustafa Kemal Paşa'nın mücadelesine ve kuvvetine dayanmak ise , onun sözleri, demeçleri, tavır ve hareketleriyle tutum ve söz olarak yalanlanmış

3-Çolak Hüseyin Salâhattin iki yüzlü davranışını sürdürüyor Sadık Bey'in en gözde bendelerinden olan bu şahsın bir mevki sahibi olmaması için ne yapılacağı düşünülüyor

20' nci Kolordu Komutanı

Ali Fuat

Kara Vasıf Bey'e bildirilmek üzere verilen cevap şuydu:

Şifre Erzurum, 1981918

Kişiye özel ve ivedi

20' nci Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa Hazretleri'ne

İlgi:1781919

1- Sözü edilen Amerikan mandasının nasıl bir yardım sağlayacağının dikkatli bir incelemeden geçirilmesi ve millî gayemiz açısından bir yararı olup olmayacağının da hesaplanması pek önemlidir İstanbul'da çalışan grubun gayesi milletin birliği, vatanın bütünlüğü, istiklâl ve hâkimiyetin elde edilmesi noktasında toplanmış gösterildiğine göre, Amerikan mandasını kabul durumunda bu gaye korunmuş olabilir mi?

2 - Millî isteklere bağlı kalmayan ve onlara uygun düşmeyen kararlar, hiçbir zaman milletçe kabul edilemeyeceğinden, milletimizin ve vatanımızın alınyazısını tayinde, millî vicdana tercüman olmaktan ibaret bulunan görevimizi tam olarak yerine getirebilmek için, millî isteğin odaklaşarak tek bir hedefe yönelmesini beklemeden hiç bir meselede yetkili görünmemiz doğru değildir Bundan dolayıdır ki,tarafımızdan yabancılarla olan temas ve ilişkilerin, kongrenin kararlarına uyularak millet adına yapılmasını tercih etmekteyiz Tanrı'ya şükür, yurdumuzdaki millî akımın pek çok gelişmekte, kökleşmekte ve güçlenmekte oluşu, bizleri sürekli olarak bu noktaya doğru çekiyor ve davet ediyor

3 - Şurası da gözönünde tutulmalıdır ki, memleket ve milletin alınyazısı üzerinde Amerika veya herhangi bir devletle anlaşmaya yetkili olabilecek bir hükûmet, ancak millî hâkimiyet ilkesini kabul ve milli bir meclis'in varlığını benimseyerek ona dayanmayı gerekli sayan bir hükûmettir Bu takdirde, İstanbul Hükümeti'ni oluşturacak şahısların da mutlaka bu vasıfları taşıması gerekir

Burada bizce olduğu gibi oradaki çalışmalarınız da bu amacın sağlanmasına yönelmelidir

4 - Yakında kongre kararlarını öğreneceksiniz Gözlerinizden öperiz

Mustafa Kemal

Bi küçük bilgi daha vereyim Sivas'a gelmiş olan gazeteci Mister Brown(Brovn) ile bizzat görüşmeyi uygun gördüm Karşısındakini kolaylıkla anlayan çok zeki bir genç

Bundan sonra, 8 Eylül toplantısında sözünü ettiğim muhtıra ele alındı Bu muhtırada başlıca Amerikan mandası üzerinde duruluyordu

O günlerde, İstanbul'dan gelen bazı kimseler Amerikalı Mistez Brown (Bravn) adında bir gazeteciyi de Sivas'a getirmişlerdi

Bu konu üzerinde kongrede geçen görüşmelere yer vermeden önce,yüksek hey'etinizi yeterince aydınlatabilmek için, bazı, ön bilgiler arz edeyim Bu bilgiler, Erzurum'dan beri başlayan bazı haberleşmelerden daha iyi anlaşılacağı için, onları olduğu gibi sunacağım:

Güvenlikle ilgili ve çok ivedi Amasya, 25/2671919

Erzurum'da 3' üncü Ordu Müfettişliği Kurmay Başkaılığı'na

1-Mustafa Kemal Paşa'ya özel: Bu gün 25 Temmuz 1919 akşamı Bekir Sami Beyefendi Amasya'ya geldiler Kendileri ile uzunca bir süre görüşmek şerefine eriştim Mustafa Kemal Paşa'ya ve Rauf Beyefendi'ye saygılarını sunarlar Kendisi aşağıdaki düşüncelerini arz etmekliğimi rica etmiştir

2 - Bağımsızlık, elbette istenir ve tercih edilir Ancak, tam bağımsızlık istediğimiz takdirde, vatanın birçok parçalara ayrılacağı kesin ve şüphesizdir Şu halde, iki üç ili içine almaktan ibaret olacak bağımsızlığa, vatanımızın bütünlüğünü garanti altına alacak yabancı bir devletin himayesi (mandaterlik) elbette tercih edilir Osmanlı ülkesinin tamamını içine alan meşruluğumuz ve dışarıdaki temsil hakkımız eskiden olduğu gibi devam etmek şartıyla, belirli süre için Amerika mandasını istemeyi milletimiz için en yararlı bir çözüm şekli olarak kabul ediyorum Bu konuda Amerika temsilcisiyle görüştüm Birkaç kişinin değil,bütün bir milletin sesini Amerika'ya duyurmak gerektiğini söyledi ve aşağıdaki şartlar çerçevesinde Wilson'a, Senato'ya ve Amerikan Kongresi'ne başvurulmasını teklif etti:

a) Adil bir hükumetin kurulması,

b) Öğretim ve eğitimin yayılması ve genelleştirilmesi,

c) Din ve mezhep hürriyetinin sağlanması,

d) Gizli anlaşmaların kaldırılması

e) Bütün Osmanlı ülkesini sınırları içine alacak şekilde, Amerikan Hükûmeti'nin bizi kumandası altına almayı kabul etmesi

3 - Bundan başka kongremizin seçeceği bir hey'eti, Amerika'ya bir zırhlı ile göndermeyi de temsilci üzerine almıştır

4 - Bekir Sami Bey, daha bir iki gün buralarda kalacağından, her türlü emir ve talimatın benim aracılığımla gönderilmesini, özellikle Sivas Kongresi'nin ne zaman toplanacağının ve kendilerinin o güne kadar nerede beklemesinin uygun olacağının bildirilmesini istirham eylemekte olduğu

5' inci Kafkas Tümeni Komutan Vekili Arif

Şifre İvedi ve kişiye özel Erzurum

Amasya'da 5' inci Tümen Komutanlığına

1- Şimdi Amasya'da bulunan eski Vali Bekir Sami Beyefendi'ye özel: Zâtıâlîlerinin telgrafından çok yararlandık, Toplanmış bulunan Vilâyat-ı Şarkiye Kongresi hemen her tarafta kendi memleketleri halkınca etkili,hatırı sayılır ve söz sahibi olarak tanınmış kimselerden kurulmuş yetkili bir hey'et durumundadır Bu kongrede, şimdiye kadar yapılan görüşmelerde, devlet ve milletin istiklâlinin bölünmezliği ısrarla savunulmaktadır Bu bakımdan, bizce de daha şartları ve niteliği belirsiz olan bir Amerika mandaterliğinden kongrede doğrudan doğruya söz edilmesi pek sakıncalı olacağından, zâtıâlîlerinin İstanbul'da temasta bulunduğu kimselerle yaptığı görüşmelere dayanarak aşağıdaki noktaların açıklanmasını ve bizleri hemen aydınlatmanızı özellikle rica ederiz Bundan önce de doğrudan doğruya İstanbul'dan gelen bu konudaki bilgiler şüpheli görüldüğünden, aynı esaslar çerçevesinde açıklama istendiği gibi, 21 Temmuz 1919 tarihinde Sivas'ta Refet Bey vasıtasıyla İstanbul'dan alınan bilgilerde de yine şüpheli noktalar bulunduğundan, oradan da şartlar hakkında kestirmeden açıklama istenmiştir

a) Tam bağımsızlık istendiği takdirde, vatanın birçok parçalara ayrılacağı kesin ve şüphesizdir, buyuruluyor Bu görüşün kaynağı nedir?

b) Vatanın bütünlüğünden maksat, memleketin bütünlüğü mü, yoksa hakimiyet hakları mıdır?

c) Osmanlı ülkesinin tamamını içine alan meşruluğumuz ve dışarıdaki temsil edilme hakkımız eskiden olduğu gibi devam etmek şartiyle mandaterlik istemeyi en yararlı bir çözüm olarak kabul buyuruyorsunuz, Ancak, temsilcinin ileri sürdüğünü bildirdiğiniz maddeler ile bu şekil biribiri ile çelişmiş görünüyorÇünkü, meşruluğumuz eskiden olduğu gibi devam ettiği takdirde, hükûmet, yasama gücünün güvenine sahip ve denetimine tâbî bir hey'etten ibaret olur ki, artık bu hey'etin kuruluşunda Amerika'nın müdahalesi ve etkisi olamaz Bu durumda ya meşruluk devam edecektir ve Amerika'dan âdil bir hükümetin kurulmasını istemeye gerek yoktur Yahut da, istendiğine göre, meşruluğun devamı sözden ibaret kalır

d) Öğretim ve eğitimin yayılmasından ve genelleştirilmesinden maksat nedir? İlk anda hatırımıza gelen, memleketin her tarafında Amerikan okullarının açılmasıdır Çünkü daha şimdiden yalnız Sivas'ta yirmi beş kadar okul açmışlardır ki, yalnız bir tanesinde bin beş yüz kadar Ermeni öğrenci vardır Bu durum karşısında Osmanlı ve İslâm ve öğretim ve eğitiminin yayılması ve genelleştirilmesi ile bu teşebbüs nasıl bağdaştırılacaktır

e) Din ve mezhep hürriyetinin sağlanması maddesi de önemlidir Patrikhanelerin imtiyazları devam ederken bunun farklı yanı ve anlamı nedir?

f) Temsilcinin beşinci madde olarak sözünü ettiği bütün Osmanlı ülkesinin sınırları ne demektir? Yani savaştan önceki sınırlarımız mıdır? Eğer bu deyim içinde Suriye ve Irak da varsa, Anadolu halkı Arabistan adına mandaterlik isteğine hak ve yetkisi olabilir mi?

g) Bugünkü hükûmetin politikası nedir? Tevfik Paşa neden Londra'ya gitti? Amerikalılar gibi İngilizlerin de ayrıca bir mandaterlik politikası güttükleri anlaşılıyor Aralarındaki fark nedir? Hükümet Amerikan mandası için ne düşünüyor? Yani buna eğilimli mi, yoksa isteksiz mi? Amerikalılar neden Ermenistan mandaterliğini bıraktılar? Amerikalılar mandayı almaya ne dereceye kadar yatkın ve isteklidirler?

2 - Sivas Kongresi'nin toplanması, Erzurum Kongresi'nin sonucuna bağlıdır Bununla ayrıca uğraşılmaktadır Yüksek şahsiyetlerinin bunu beklemek üzere ya Tokat'ta yahut Amasya'da bulunmaları uygundur Saygılarımızı sunarız

Mustafa Kemal

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #48
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



Güvenlikle ilgili Amasya, 3071919

İvedi

3' üncü Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanlığı'na

1-Mustafa Kemal Paşa'ya özel; Bekir Sami Bey'den alınan cevap aşağıda arz olunur:

a) Tam bağımsızlık istendiği takdirde, vatanın birçok bölgeye ayrılacağı ve birkaç mandaya tabi tutulacağımız Dörtler Komisyonu'nca kararlaştırılmıştırBu bakımdan ve buna engel olmak için, Amerikan temsilcisi, bir manda istemenin en uygun olacağını söylemiştir

b) Yalnız hakimiyet hakları söz konusudur; yurt bütünlüğümüzün korunması temel ilkedir

c) Amerika'dan herhangi şekilde bir hükumet istemeyeceğiz Amerika'ya adil bir hükumet kuracağımız konusunda güvence vereceğiz Anayasamızın hükümleri yürürlükte kalmak, Hanedan'ın her türlü hüküm sürme haklarına dokunulmamak ve korunmak, eskiden olduğu gibi dışarıda temsilcilerimiz bulunmak şartıyla,Amerikan Hükûmeti'nin mutluluğumuza ve gelişmemize yardımcı olmasını isteyeceğiz İsteyeceğimiz manda şekli budur

d) Öğretim ve eğitimin yayılmasından ve genelleştirilmesinden maksat Amerikan okullarının köylerimize kadar girmesine izin vermek değil, millî ve islâmî öğretim ve eğitimi yaymaya ve genelleştirmeye çalışacağımız konusunda kendilerine söz vermekle birlikte yardımlarını istemektir Mandaterliği Amerikan misyonerlerine değil Amerikan Hükümeti'ne vermek istiyoruz

e) Din ve mezhep hürriyeti esasen dinî ve islâmî ilkelerimizin gereğidir; Amerikan kamuoyu bu gerçeği bilmediği için, kendilerine bu konuda güvence vermek istiyoruz Temsilcinin sözünü ettiği sınırlar savaştan önceki sınırlarımızdırSuriye ve diğer memleketler üzerinde bizim mandaterlik isteğine yetkimiz olup olmaması kongrece çözülecek bir sorundur Esasen Suriye ve Irak'ta Amerikan hey'etleri halk oyuna başvurdular Suriye ve Filistin'de bağımsız bir Arap hükûmeti kurulmasını istemekle birlikte, Amerikan mandasını ötekilerden daha üstün tuttuklarını gösterdiler

f) Bugünkü hükûmet daha yeni kurulduğundan politikası belli değildir Ancak, daha önceki hükûmetlerin siyasetleri güçsüzlük ve İtilâf kuvvetlerinin her emrine boyun eğmekti Tevfik Paşa, Londra'ya gitmeyerek Ferit Paşa ile geri dönmüştürAmerika, Ermenistan hükûmeti belli olmadan yalnız oralarda dolaşan heyetlerinin verdiği raporlara göre, büyük bir Ermenistan'ın kurulmasına maddî olarak imkân bulunmadığı görüşündedir Manda konusundaki aynntılı bir rapor posta ile gönderilmek üzeredir

g) Şimdilik tarafınızdan yapılacak tebligatı beklemek üzere Tokat'ta bulunacağım Amasya ve Tokat ile ilçelerde gerekli tebliğlerde bulunmakta ve bunların iyi sonuçlar vereceğini ümit etmekteyim Hepinize saygılarımı sunarım, efendim

5' inci Tümen Komutanı

Arif

şifre Erzurum, 181919

Kişiye özel

Amasya'da 5' inci Tümen Komutanlığı'na

Bu telgrafın hemen Bekir Sami Beyefendi'ye ıılaştırılması ve cevabının acele olarak alınması rica olunur

Bekir Sami Beyefendi'ye Özel:

İlgi: 371919

Amerikan mandası hakkındaki son açıklamalarınızı öğrendik Bu şartlara göre aslında korkulacak bir şey olmamak lâzım Bununla birlikte daha bir nokta hakkındaki yüksek görüşlerinizi de almak istiyoruz Lehimizde bu kadar elverişli şartlar ileri sürülmesine yatkın bulunacak olan Amerikan Hükumeti, böyle bir mandaterliği kabul etmesine yani buna katlanmasına karşılık,Amerika adına ne gibi yarar ve çıkarlar sağlamış olacaktır? Bununla kendi hesaplarına elde edecekleri sonuç nedir? Bu konudaki yüksek düşünce ve bilgilerinizle de bizi aydınlatmanızı acele bekleriz, efendim

Mustafa Kemal

Amasya, 38l919

3' cü Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanlığı'na

Bekir Sami Bey'den alınan cevap aşağıda arz olunur:

Mustafa Kemal Paşa'ya Özel: Amerikalılarla şimdiye kadar yapılan görüşmeler tabiatıyla hep özel bir şekilde olmuş ve sırf bir varsayımdan ibaret kalmış olduğu için, mandaterliklerin her iki tarafa yükleyeceği şartlar üzerinde durulmamıştır Mümkünse, hazırlıklara başlanarak Sivas Kongresi'nin bir an önce açılması gereğini özet olarak arz ederim

Kurmay Yarbay Arif

Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne

Saygıdeğer Efendim,

Memleketin siyasî durumu en son kertesine geldi Kendimize bir yön çizebilmek için, Türk milletinin zarını atıp olumlu bir durum alma zamanı ise geçmek üzere bulunuyor

Dış durum İstanbul'da şöyle görünüyor:

Fransa,İtalya, İngiltere, Türkiye'nin mandaterlik meselesini Amerikan Senatosu'na resmen teklif etmiş olmakla birlikte, Senato'nun bu teklifi kabul etmemesi için bütün güçlerini kullanıyorlar Taksimden pay kaçırmak elbette işlerine gelmiyor

Suriye'de aradığını bulamayan Fransa, zararını Türkiye'den kapatmak istiyor İtalya namuslu bir emperyalist olduğundan, savaşa ancak Anadolu'nun bölüşülmesinde pay almak için girdiğini açıktan açığa söylüyor İngiltere'nin oyunu biraz daha incedir

İngiltere, Türk'ün birliğini, çağdaşlaşmasını, gerçek bir bağımsızlık kazanmasını, gelecekte bile istemiyor Yeni imkân ve görüşlerle ;tamamen çağdaş ve kuvvetli bir Müslüman - Türk hükûmeti başında hilâfet de olursa, İngiltere'nin elindeki müslüman esirleri için kötü bir örnek olur İngiltere Türkiye'yi bütünü ile ele geçirebilse, kafasını kolunu koparır, birkaç yılda sadık bir sömürge durumuna sokar Buna, memleketimizde en başta ve özellikle dinî sınıflar çoktan taraftardırlar Fakat bunu Fransa ile dövüşmeden yapabilmek mümkün olamayacağından taraftar olamaz Fakat, Türkiye'yi bütün olarak korumak gereği duyulursa, yani bölüşmenin büyük askerî fedakârlıklarla yapılabileceğini anlarsa Lâtinleri sokmamak için Amerikan görüşünü tutar ve desteklerNitekim İngiliz siyasetçileri arasında zaten bu görüşe eğilimli olanlar vardır Morisson (Morison) gibi ünlü kimseler Amerika'nın Türkiye'de manda kurmasmı istiyorlar

Başka bir çözüm yolu da, Türkiye'yi Trakya'dan, İzmir'den, Adana'dan, belki de Trabzon'dan ve hele İstanbul'dan yoksun bıraktıktan sonra, eski Kapitülasyonları ve boğulmaya mahkûm iç sınırlarıyla başbaşa bırakmak

Biz İstanbulda, kendimiz için, bütün eski ve yeni Türkiye sınırlarını içine almak üzere geçici bir Amerikan mandasını Kehven-i şerolarak görüyoruz Dayandığımız noktalar şunlardır:

1- Aramızda, hangi şartlar altında olursa olsun, Hristiyan azınlıklar kalacaktır Bunlar hem Osmanlı vatandaşı olma haklarından yararlanacaklar hem de dışarıda bir Avrupa devletine dayanarak karışıklık çıkaracaklar, sürekli olarak müdahaleye yol açacaklar ve zaten göstermelikten ibaret olan bağımsızlığımızdan azınlıklar adına her yıl bir parça daha kaybedeceğiz

Güçlü bir hükûmet ve çağdaş bir idare kurulabilmesi için, patrikhanenin siyasî imtiyazla, azınlıkların kuvvetli devletler vasıtasıyla yaptıkları sürekli tehditler ortadan kalkmalıdır Küçük ve zayıf bir Türkiye bunu başaramayacaktır

2 - Biribirini yok eden, çıkar sağlama, hırsızlık, macera ve şöhret için yaşayanların hırsını doyuran bu hükûmet anlayışı yerine, milletin refah ve kalkınmasını sağlayabilecek, halkı ve köyleri, sağlığı ve zihniyeti ile çağdaş bir halk durumuna getirebilecek bir hükûmet anlayış ve uygulamasına ihtiyacımız varBunun için gerekli olan paraya uzmanlığa ve kudrete sahip değiliz Siyasî dış borçlar, siyasî esareti artırıyor Taraf tutma, cahillik ve çok konuşmaktan başka olumlu bir sonuç veren yeni bir hayat yaratamıyoruz

Bugünkü hükûmet, adamlarını takdir etmese bile, halkı ve halk hükûmeti kurulmasını yararlı gören Filipin gibi vahşî bir memleketi, bugün kendi kendini idareye muktedir çağdaş bir makine haline koyan Amerika, bu konuda çok işimize geliyor On beş yirmi yıl sıkıntı çektikten sonra yeni bir Türkiye'yi, her ferdi öğrenimi ve zihniyetiyle gerçek bağımsızlığı kafasında ve cebinde taşıyan bir Türkiye'yi, ancak yeni dünyanın kabiliyeti yaratabilir

3 - Yabancı devletlerin Türkiye üzerindeki rekabetlerini ve kuvvetlerini memleketimizden uzaklaştırabilecek bir yardımcıya ihtiyacımız var Bunu ancak Avrupa dışında ve Avrupa'dan daha güçlü bir elde bulabiliriz

4 - Bugünkü oldu bittileri ortadan kaldırmak ve davamızı sür'atle dünyaya karşı savunabilmek için, gerekli güce sahip bir devletin yardımını istemek lâzımdır Yayılma siyaseti güden Avrupa'nın başvurduğu binbir yol ve alçakça siyasetine karşı böyle bir vekil olarak Amerika'yı kendimize kazanarak ortaya atabilirsek, Doğu Meselesi'ni de Türk Meselesi'ni de gelecek için kendimiz çözümlemiş olacağız

Bu sebeplerden dolayı, bir an önce istememiz gereken Amerikan mandası da, elbette sakıncasız değildir Haysiyetimizden epeyce fedakârlık etmek mecburiyetinde bulunuyoruz Yalnız, bazılarının düşündüğü gibi, Amerika'nın resmî sıfatında dinî eğilim ve taraf tutma yoktur Hristiyanlara para verecek misyoner kadın Amerika'sı, Amerika'nın yönetim mekanizmasında bir yer tutmaz Amerika'nın yönetim mekanizması dinsiz ve milliyetsizdir O, türlü cins ve mezhepten insanları çok uyumlu ve kaynaşmış olarak bir arada tutmanın yolunu biliyor

Amerika, Doğu'da mandaterlik yapmak Avrupa'da başına dert açmak niyetinde değildir Fakat onların onur meselesi yaptıklan şey, yöntemleri ve idealleri ile Avrupa'dan daha üstün bir milet olmak iddiasıdır Bir millet içtenlikle Amerikan milletine başvurursa, Avrupa'ya, girdikleri memleket ve milletin yararına nasıl bir idare kurduklarını göstermek isterler

Amerikan resmî mahfillerinin önemli şahsiyetleri arasında epey lehimize bir hava oluştu İstanbul'a Ermeni dostu olarak gelen birçok hatırı sayılı Amerikalı, Türk dostu ve Türk propagandacısı olarak döndüler

Bu akımı temsil eden resmî ve gayrî resmî Amerikan görüşünün altında yatan gizli düşünce şudur: Türkiye'yi parçalamamak, eski sınırları içinde bir bütün halinde olduğu gibi korumak şartıyla genel ve tek bir mandaya bağlamak Suriye, Amerikan Komisyonu orada iken, genel bir kongre toplayarak Amerika'yı istemiştir Suriye'nin bu isteği Amerika'da çok iyi karşılanmıştır

Amerika, bizim topraklarımız üzerinde Ermenistan kurmaya niyetli görünmüyor Eğer mandayı alırlarsa, bütün milletleri eşit şartlar altında bir memleket evdâdı olarak kabul edip alacaklarını önemli çevrelerden haber aldım

Ne var ki, Avrupa, mutlaka bir Ermenistan meselesi ortaya çıkarmak - özellikle İngiltere - Ermenilere tavizler vermek istiyor Amerikan kamuoyunda zulüm görmüş Ermeniler adına bir oyun oynamaya çalışıyor Avrupa korkusu bizim fikir adamlarını düşündürüyor Reşat Hikmet Bey gibi, Câmi Bey gibi,hattâ millî birliğe şekil veren diplomatlarımızın, Ermeni meselesi için bir çözüm yolu tavsiyeleri var Resmen size yazılıyor

Çok tehlikeli anlar geçiriyoruz Anadolu'daki mücadeleyi dikkat ve sevgiyle izleyen bir Amerika var Hükûmet ve İngilizler, bunun Hristiyanları öldürmek,İttihatçılar getirmek için yapılan bir hareket olduğu düşüncesini Amerika'ya elbirliği ile benimsetmeye çalışıyorlar

Her an bu Millî Mücadele'yi durdurmak için kuvvet gönderilmesi tasarlanıyor; bunun için İngilizleri kandırmaya çalışıyorlar Millî Mücadele sür'atle ve olumlu isteklerle kendini ortaya koyarsa ve Hristiyan düşmanlığı gibi bir rengi de olmazsa Amerika'da hemen destek bulacağını yine çok önemli çevreler garanti ediyorlar

Sivas Kongresi toplanıncaya kadar, Amerikan komisyonunu alıkoymaya çalışıyoruz Hattâ, kongreye Amerikalı bir gazeteci göndermeyi de belki başarabileceğiz

İşte bütün bunlar karşısında, dâvâmızda bize yardımcı olabilmesi için, bu fırsat dakikalarını kaybetmeden, bölüşülme ve çözülme korkusu karşısında, kendimizi Amerika'ya başvurmaya mecbur görüyoruz Vasıf Bey kardeşimizle bu hususta birleştiğimiz noktaları kendisi de ayrıca yazacaktır

Türkiye'yi azim ve irade sahibi geniş görüşlü bir iki kişi belki kurtarabilir Macera ve boğuşma devri artık geçmiştirGelecek için kalkınma ve birlik savaşı açmaya mecburuz Sınırlarında bu kadar çok evladı ölen zavallı memleketimizin düşünce ve medeniyet savaşında kaç tane şehidi varBiz Türkiye'nin hayırlı evlâtlarından, yarının kurucuları olmalarını istiyoruz Sizin, Rauf Bey kardeşimizle birlikte, temelleri bile çöken zavallı memleketimiz için uzakları görerek düşünüp çalışmanızı bekliyoruz

Saygılarımı gönderir, başarınıza dua ederim Millî dâvâda canıyla başıyla çalışanlar arasında, sade bir Türk askerinin alçak gönüllülüğü ile, sizinle birlikte olduğumu ifade ederim 1081919

Halide Edip

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #49
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



Afyonkarahisar 1381969

15' inci Kolordu Komutanlığı'na

Mustafa Kemal Paşa'ya özel: İstanbul'daki çeşitli partilerin birleşerek Amerika hey'etine verilmek üzere aldıkları kararlar aşağıda arz olunur:

1- Ermenistan için Türkiye'nin doğu sınırları üzerinde Ermenilerin işine yarayacak bir toprak parçası vermeye Doğu illerindeki Türklerin ve orada iş başında bulunan büyüklerin, bu bölgenin gelecekteki refahını ve serbestçe gelişmesini düşünerek razı olabilecekleri görüşünde olduklarını, yalnız bu görüşlerini, oradaki Kürtlerle işbirliği yapmış olmaları ve Kürtlerin de Ermenilere toprak verme düşüncelerine kesinlikle karşı bulunmaları dolayısıyla açığa vurmak istemediklerini ve hattâ açığa vursalar bile, oradaki Türk çoğunluğunun, aşağıdaki şartların yerine getirileceği konusunda kendilerine güvence verilmedikçe bu düşüncede Kürtlerden ayrılmayacaklarını zannettiklerini tespit etmiştir Şöyle ki Birincisi,Türk ve Kürt çoğunluğunun ve aralarındaki diğer azınlıkların yaşadıkları toprakların bütünlüğü; ikincisi, Türk bağımsızlığının tam olarak tanınması ve fiilen garanti edilmesi; üçüncüsü, Türkiye'nin çağdaş medeniyete ulaşabilmesi için serbestçe gelişmesine engel olan kayıtların kaldırılmasıyla Wilson prensiplerinde vadedildiği üzere, bağımsızlıklarından ve haklarından en güvenli bir şekilde yararlanmasına imkân verilmesi; dördüncüsü, bu hususlarda ve Türklerin gelişmelerinin çabuklaştırılmasında Amerika'nın bize yardımcı olacağını, Cemiyet-i Akvam 'a karşı üstlenmesi

2 - Boşaltılacak topraklardan çıkarılacak olan Türk ve Kürtlerin gönderildikleri yeni topraklarda derhal yerleştirilmeleri ve bu topraklardan hemen yararlanmalarını sağlamak için Amerika'nın yardım etmesi

3 - O çevrede ve özellikle Erzincan ve Sivas arasında yoğun olarak bulunan Ermeniler'in yine Ermenistan sınırları içine gönderilmelerinin sağlanması

4 - Ermenistan adına ve hesabına gerçekleşmesini muhtemel gördüğümüz toprak verme durumu, bağımsız bir Ermenistan adına değil, ancak büyük ve medenî bir devletin mandası altında gelişecek çağdaş bir devlet adına olacaktır Çünkü,bugünkü Ermenistan'a toprak bırakmak, Türkiye'nin başına ikinci bir Makedonya derdi açmak demek olduğu gibi, Kafkasya için de bir gaile çıkarmak demektir

5 - Bütün bunlar tartışılabilir bir "teklif" niteliğindedir Ancak, bunların kesin bir şekil alabilmesi, memleketteki hey'etlerle temas kurmaya bağlı ise oraya Amerikan hey'etinden birinin gönderilmesi şarttır

6 - Ve en son olarak konunun kanunî ve meşru bir şekle sokulması için Osmanlı Millî Meclisi'ne götürülmesi tabiîdir

12'nci Kolordu Komutanı

Salâhattin

Şifre Erzurum, 2181919

Kişiye özel

12' nci Kolordu Komutanlığı'na

20' nci Kolordu Komutanlığı'na

(Yalnız 12'nci Kolordu) İlgi: 1381919

İstanbul'da çeşitli partilerin Amerikan Komisyonu'na verilmek üzere aldıkları kararlar, burada Hey'et-i Temsiliye'mizce son derece üzüntü ve esefle karşılandı Çünkü, birinci maddede Ermenistan'a Doğu illerimizden toprak verilmesi söz konusu olmaktadır Oysa, ezici çoğunluğu Türk ve Kürt olan bu illerden bir karış toprağın bile Ermeniler hesabına yazılmasının, bugün için uygulamada mümkün olamayacağı şöyle dursun, unsurlar arasındaki nefret ve öcalma duygusunun dehşet ve şiddeti, Osmanlı Ermenilerinin dönmeleri halinde bile iller içinde yoğun olarak yerleştirilmelerini tehlikeli göstermektedir Bu bakımdan, suçlu olmayan Osmanlı Ermenilerine gösterilecek en büyük kolaylık, adaletli ve eşit şartlar altında vatanlarına dönmelerini kabulden başka bir şey olamayacaktır Üçüncü maddede, Erzurum ve Sivas arasında yoğun bir Ermeni topluluğu bulunduğu hayali,bilgisizlik ve vukufsuzluktan başka birşey değildir: Harpten önce bile, buralarda oturanların büyük çokluğu Türk, birazı Zaza denilen Kürtlerden ve pek azı da Ermenilerden ibaretti Bugün artık varlığından söz edilecek sayıda Ermeni yoktur O halde, bu gibi dernekler yetkilerini bilmeli ve bir iş yapmak isterlerse, hiç olmazsa Harbiye ve Hariciye Nezaretleri'nin barış hazırlıkları dolayısıyla yaptıkları resmî istatistik ve grafiklere olsun başvurmak zahmetinden kaçınmamalıdırlar Bu telgrafın aynen İstanbul'a gönderilmesini rica ederiz

Mustafa Kemal

Güvenlikle ilgili Ankara,1481919

3' üncü Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanlığı'na

1- Mustafa Kemal Paşa'ya (özel): İstanbul'a gönderilmek üzere yazmış olduğunuz son cevaplarınız, yerine ulaştırılmış ve buna cevap olarak basılı bir raporla, Ahmet Rıza Bey, Ahmet İzzet, Cevat, Çürüksulu Mahmut Paşalar, Reşat Hikmet, Câmi, Reşit Sadi Beyler, Esat Paşalar gibi pek çok şahsiyetin düşüncelerine uygun olan Kara Vasıf'ın yani Cengiz'in ve Halide Edip Hanım'ın görüşlerinin yer aldığı uzun mektuplar geldi Bunlar sıra ile özetlenerek arz edileceği gibi, asılları da Sivas'a gönderilecektir Bunların hepsinde bir yardıma ihtiyaç duyulduğu ve bu yardımın Amerika tarafından yapılmasının en az zararlı yol olarak kabul ve uygun bulunduğu şeklinde bir gerekçe ileri sürülmektedir Basılı rapor, Câmi, Rauf, Ahmet, Reşit Hikmet, Reşit Sadi Bey'ler ile Halide Hanım, Kara Vasıf, Esat Paşa, bütün parti ve derneklerin düşünceleri yoklandıktan sonra büyük çoğunluğun görüşüne göre düzenlenmiştir Vakit varmış Kongrede bir an önce iş görmek,Amerikalılar gitmeden tebligat yapılmak gerekirmiş Amerikalıları oyalayarak hareketleri geciktirilmeye çalışılıyormuş Kongre hemen kesin bir karar verebilir mi? sorusuyla Amerikalılar bu düşünceyi benimsediklerini hissettiriyorlarmış Kongrenin toplanmasını çabuklaştırmanız rica olunur

20' nci Kolordu Komutanı

Ali Fuat

Bu telgrafta sözü edilen uzun mektuplar günlerce telleri işgal eden şifrelerle verildi Birbirine ekli olan o şifrelerden biri de şuydu:

Güvenlikle ilgili

Kişiye özel Ankara,1781919

3'üncü Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanı Kâzım Beyefendi'ye

Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne(özel):1671919tarih ve 880 sayılı şifrenin dokuzuncu maddesinin ekidir:

Kara Vasıf'ın 10 numaralı madde hakkında ek olarak verdiği bilgi:

1- Bir yardım şeklinde Amerika'ya taraftar olursak ve bunu Doğu İlleri Kongresi, Millî Kongre, bir istek gibi telgrafla hükûmetimize bildirirse, Wilson'un Amerikan Kongresi'ne karşı güzel bir dayanak noktası olacaktır İstanbul'da pek çok aydın bu görüşten yanadır ve böyle bir şey hazırlıyorlar Eğer Anadolu da yaparsa yararlı olur diyorlar Böyle olursa, Amerika'nın mandasından yararlanarak öteki alçak düşmanları memleketimizden çıkarmak ve sonra yalnızca Amerikalılarla karşılaşmak mümkün olur ve uğraşmak da kolay olur Bir de Amerikalılar bizi şiddetle suçluyorlar Yani hükûmeti aşağılayıp milletimizi de horluyorlar Temsilcilerine İstanbul'dan çıkışını, Paris'e gidişini, muhtıraları sonra diyorlar ki, Avrupa'nın yapmaya cesaret edemediğini siz kabul ediyorsunuz Söz gelişi,Avrupa büyük bir Ermenistan kurulmasını düşünmüyor Sizin sadrazam, Toros'tan sınır veriyor, Ermenistan istiyor Oysa, şimdiye kadar Amerikan komisyonlarından hiçbirisi bile, buna olabilir demedi Bütün raporlara göre, Anadolu'da, Türkiye'de bir Ermenistan kurmak şöyle dursun, muhtar ve bölgesel idareler bile oluşturmak mümkün değildir Nüfusları yok, toprakları yok Bu yönetim müthiş bir askerî kuvvete dayandırılmazsa olmaz Ermenilerde bu kuvvet olamaz, Amerika bu lûtfu yapamaz Öteki devletler de buna tahammül edemez Meğer ki, oraları zaptetsinler ve barış yapsınlar, Bu da mümkün değil, Rekabet bunu engellerİşte İstanbul'un haberleri Orada iyice düşünülsün: Epeyce zaman vardır Amerikan Kongresi hemen hemen Wilson'u dinlemek üzeredir

2 - İstanbul'da büyük çapta temaslar var Onun için Mustafa Kemal Paşa genel bir emir verir mi? Yoksa İstanbul'un karar ve çalışmalarını benimser mi? Bu çalışmaların amacı, milletin birliği, vatanın bütünlüğü, istiklâl ve hâkimiyetin elde edilmesi! Eğer Mustafa Kemal Paşa buraya genel bir emir vermezse ve kendisi hemen oradan Amerikalılar, İngilizler ve diğer yabancılarla temasa geçmezse, tabiî burada faaliyet devam edecektir Belki; ters bir sonuç ortaya çıkabilir Buna dikkati çekerim Bu rolü, siyaseti çok daha iyi yürüten bir Mustafa Kemal Paşa'nın mücadelesine ve kuvvetine dayanmak ise , onun sözleri, demeçleri, tavır ve hareketleriyle tutum ve söz olarak yalanlanmış

3-Çolak Hüseyin Salâhattin iki yüzlü davranışını sürdürüyor Sadık Bey'in en gözde bendelerinden olan bu şahsın bir mevki sahibi olmaması için ne yapılacağı düşünülüyor

20' nci Kolordu Komutanı

Ali Fuat

Kara Vasıf Bey'e bildirilmek üzere verilen cevap şuydu:

Şifre Erzurum, 1981918

Kişiye özel ve ivedi

20' nci Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa Hazretleri'ne

İlgi:1781919

1- Sözü edilen Amerikan mandasının nasıl bir yardım sağlayacağının dikkatli bir incelemeden geçirilmesi ve millî gayemiz açısından bir yararı olup olmayacağının da hesaplanması pek önemlidir İstanbul'da çalışan grubun gayesi milletin birliği, vatanın bütünlüğü, istiklâl ve hâkimiyetin elde edilmesi noktasında toplanmış gösterildiğine göre, Amerikan mandasını kabul durumunda bu gaye korunmuş olabilir mi?

2 - Millî isteklere bağlı kalmayan ve onlara uygun düşmeyen kararlar, hiçbir zaman milletçe kabul edilemeyeceğinden, milletimizin ve vatanımızın alınyazısını tayinde, millî vicdana tercüman olmaktan ibaret bulunan görevimizi tam olarak yerine getirebilmek için, millî isteğin odaklaşarak tek bir hedefe yönelmesini beklemeden hiç bir meselede yetkili görünmemiz doğru değildir Bundan dolayıdır ki,tarafımızdan yabancılarla olan temas ve ilişkilerin, kongrenin kararlarına uyularak millet adına yapılmasını tercih etmekteyiz Tanrı'ya şükür, yurdumuzdaki millî akımın pek çok gelişmekte, kökleşmekte ve güçlenmekte oluşu, bizleri sürekli olarak bu noktaya doğru çekiyor ve davet ediyor

3 - Şurası da gözönünde tutulmalıdır ki, memleket ve milletin alınyazısı üzerinde Amerika veya herhangi bir devletle anlaşmaya yetkili olabilecek bir hükûmet, ancak millî hâkimiyet ilkesini kabul ve milli bir meclis'in varlığını benimseyerek ona dayanmayı gerekli sayan bir hükûmettir Bu takdirde, İstanbul Hükümeti'ni oluşturacak şahısların da mutlaka bu vasıfları taşıması gerekir

Burada bizce olduğu gibi oradaki çalışmalarınız da bu amacın sağlanmasına yönelmelidir

4 - Yakında kongre kararlarını öğreneceksiniz Gözlerinizden öperiz

Mustafa Kemal

Bi küçük bilgi daha vereyim Sivas'a gelmiş olan gazeteci Mister Brown(Brovn) ile bizzat görüşmeyi uygun gördüm Karşısındakini kolaylıkla anlayan çok zeki bir genç

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #50
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



MANDA MESELESİNİN KONGREDE GÖRÜŞÜLMESİ


Şimdi, Efendiler, Kongre'de manda konusunda yapılmış olan görüşme ve tartışmaları elden geldiğince, olduğu gibi yüksek heyetinize dinletmeye çalışacağım:

Birçok kimse söz aldı Hiç kimseye söz vermeden önce, başkanlık kürsüsünden zabıtlara aynen geçmiş olan şu kısa konuşmayı yaptım: Bu rapor üzerinde görüşmeye başlamadan önce bazı noktalara dikkatinizi çekmek isterim Raporda, söz gelişi Mister Brown'dan söz edilmekte ve elli bin kişilik bir işçi ordusunun getirileceğini söylediği bildirilmektedir

Efendiler, Mister Brown: Ben hiçbir ,resmî sıfatla görüşmüyorum Tamamiyle özel olarak görüşüyorum diyor ve hattâ Amerika'nın mandayı kabul edeceğini değil, belki etmeyeceğini söylüyor Onun için sözleri Amerika adına değil, kendi adınadır Mandanın ne olduğunu kendisi de bilmiyorManda siz ne derseniz odur, diyor Bu raporda önemli olarak manda meselesi vardır Bu konuda görüşmeden önce on dakika ara verelim ( saat 1525 )

Sonraki oturumda - İIk söz Vasıf Bey'indir, dedim Vasıf Bey, önce mandanın ne olduğu konusunda uzun açıklamalar yaptı Sözü başkalarına bıraktı Yeniden söz aldı ve bir kere prensip olarak mandayı kabul edelim, şartları üzerinde daha sonra görüşürüz dedi

Üyelerden Macit Bey adında bir zat, genel kurulda asıl gürüşülecek mesele, bundan sonra yalnız yaşayabilecek miyiz, yaşayamayacak mıyız? Mandayı nasıl yorumlayacak ve mandaterle ne tarzda görüşeceğiz? Bizi mandasına alacak devlet kim olacaktır? Asıl mesele budur, şeklinde konuştu Ben, başkanlık kürsüsünden Zannederim bu rapordan iki görüş ortaya çıkıyor Bunlardan birincisi, devletin içte ve dışta bağımsızlığından vazgeçmemesi; ikincisi de, devlet ve milletin yabancı devletlerin zararlı baskıları karşısında bir yardım ve destek ihtiyacında bulunup bulunmamasıdır Asıl kararsızlık doğuran nokta budur Müsaade buyurulursa, bu noktayı etraflıca düşünmek için Teklif Komisyonu'na havale edelim Sonra da yüksek huzurlarınıza arz edelim Herhalde içeride ve dışarıda istiklâlimizi kaybetmek istemiyoruz dedim Bunun üzerine söz alan Bekir Sami Bey: yüklendiğimiz görev pek ağır ve önemlidir Boş tartışmalara ayıracak hiçbir dakikamız yoktur Bu raporumuzu görüşelim ve vakit geçirmeden hemen bir karar alalım dedi Ben, başkanlık kürsüsünden bu meseleyi komisyon başkanı olmak dolayısıyla açıklayayım (ben aynı zamanda Teklif Komisyonu Başkanı idim) Bu rapor metni komisyonda okundu, üzerinde birçok konuşma ve tartışma yapıldı Ancak, kesin karar verecek şekilde bir görüş belirmedi Daha önce, Genel Kurul'da okunmaksızın Teklif Komisyonu'na gönderilmişti Bu sebeple bir defa da burada okunup Genel Kurul'un görüşü belirdikten sonra yeniden Teklif Komisyonu'na gönderilerek kesin karar verilmesini istemiştik dedim İsmail Fazıl Paşa merhum da söz alarak şu konuşmayı yaptı: Bekir Sami Bey'in düşüncesine katılırım; kaybedecek vaktimiz yoktur Aslında sorun da basitleşmiştir Tam istiklâl mi, yoksa manda mı kabul edeceğiz? Alacağımız karar budur Böylesine önemli, hattâ pek önemli olan bir meseleyi yeniden komisyona götürmek ve oradan yeniden Genel Kurul'a getirmekle vakit geçirmeyelim İş uzar Zamanımız değerlidir Buna bugün yarın yahut öbür gün her halde Genel Kurul'da bir karar verelim Komisyonda vakit geçirmeyelim Çünkü, pek ince bir konudur

Bunun arkasından Hami Bey söz alarak İsmail Paşa Hazretleri ile Bekir Sami Beyefendi'nin düşüncelerine katıldığını söyledikten sonra: Herhalde bir desteğe muhtacız, bunun en basit delili de, devlet gelirlerinin ancak borcumuzun faizini karşılayabilmesidir ! buyurdular

Bundan sonra, Raif Efendi manda aleyhinde konuştu İsmail Fazıl Paşa ona karşılık olacak şekilde uzun bir konuşma yaptı Daha sonra tekrar Bekir Sami Bey söz aldı ve dedi ki: İsmail Fazıl Paşa Hazretleri'nin tamamiyle katıldığım konuşmasına yalnız bir şey ilâve edeceğim: Kırım Muharebesinden savaşı kazanmış olarak çıkıp da katıldığımız Paris Kongresi'nde, müttefiklerimizin bize yüklemiş oldukları bilinen şartlarla bu şimdi okunan rapordaki isteklerimiz karşılaştırılacak olursa, bunlardan hangisinin daha çok bağımsızlığı yokedici olduğu anlaşılır sanırım

Bekir Sami Bey'den sonra Hâmi Bey Hâmi Bey'den sonra da Refet Bey (Refet Paşa) konuştular Refet Bey'in konuşması aynen şöyleydi: Mandanın bağımsızlığı yok etmeyeceği gerçeği ortada iken, bazı arkadaşlarımız - bağımsız mı kalacağız yoksa mandayı mı kabul edeceğiz? -- tarzında birtakım görüşler ileri sürüyorlar Onun için her şeyden önce mandanın ne olduğu anlaşılmalıdır Bununla birlikte daha mandadan söz etmeden önce, düşünceleri gıcıklayan bu raporda bu deyimin ne şekilde anlaşılmış olduğunu bilmek gerekir Fazıl Paşa Hazretleri bağımsızlığı korumak şartıyla manda buyuruyorlar Hâmi Beyefendi tarafından verilmiş olan rapor iki bölüme ayrılıyor Bir gerekçe bölümü var, ondan sonra bir de mandanın ne olduğunu anlatan bölüm var Manda meselesini buradaki görüş açılarından değerlendirebilmek için önce bir noktayı anlamak isterim Bu rapor metni genel kurulda görüşülmeye sunulmuş mudur, sunulmamış mıdır?

İsmail Fazıl Paşa: Yanlış anlaşıldığı için biz üçümüz yani Fazıl Paşa Bekir Sami ve Hâmi Bey'ler bu raporu , geri çekiyoruz Hiç verilmemiş saydık dedi (bu raporun müsveddesi de temize çekilmişi de kendilerinde kalmıştır)

Başkanlıktan - Rapor geri alınmıştır dedim Raporun geri alınmış olmasına rağmen, söz alan Refet Bey, zabıtlarda beş altı sayfa yer tutan özentili bir konuşma yaptı Bu konuşmadan, zabıtlara dayanarak olduğu gibi aldığım bazı cümleler, katibin maksadını açıklamaya yetecektir, sanırım

Refet Bey diyordu ki: Bizim, Amerika mandasını tercih etmekten maksadımız, bütün toplumları kendine tutsak eden, kalpleri, vicdanları söndüren İngiliz mandasından kurtulmak ve sakin milletlerin vicdanlarına saygılı olan Amerika'yı kabul etmektir Yoksa asıl iş para meselesi değildir

Söz olarak, manda ile bağımsızlık biribirine engel olan şeyler değildir: Yalnız, eğer biz gerçekte güçlü olmayacak olursak, işte o zaman mandanın altında eziliriz ve o zaman manda bizim için bağımsızlığımızı yok edici bir unsur olur Bir de diyelim ki, biz dışarıda ve içeride tam bir bağımsızlık isteriz Ancak, acaba hemen kendi başımıza yapabilecek miyiz, yapamayacak mıyız? Ondan da önce acaba bizi kendi başımıza bırakacaklar mı, bırakmayacaklar mı? Bunu düşünelim burası bir gerçektir ki, bugün bizi İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan aralarında bölüşmek istiyorlar; Ancak, eğer biz bugün bu devletin kefilliği altında bir barış anlaşması yapacak olursak, ileride, uygun şartlar altına girer girmez hemen döner ve kendi yararımızı sağlarız Fakat, eğer olumsuz bir durum ortaya çıkacak olursa, acaba büsbütün heder etmiş olmayacak mıyız?

Herhalde bir Amerikan kefilliğini kabul etmek zorundayız Yirminci yüzyılda, beş yüz milyon lira borcu, harap bir memleketi, pek verimli olmayan bir toprağı ve ancak on onbeş milyon lira geliri olan bir millet için, bir dış dayanak olmaksızın yaşamak imkânı olamaz: Eğer bundan sonra da bu durumumuzda kalır ve dışarıdan bir destekle kalkınamayacak olursak, belki de ileride, Yunanistan'ın saldırılarına karşı bile kendimizi savunamayız

Allah korusun, eğer İzmir Yunanistan'da kalsa ve aramızda bir savaş çıksa, düşmanımız, Yunanistan'dan vapurlarla asker getirebileceği halde, acaba biz Erzurum'dan hangi demiryolları ile ulaştırmamızı sağlayabileceğiz O halde, Amerikan mandası her şeyden önce bir kefil ve yardımcı bulmak için gereklidir Hatip, sözlerini şu cümle ile bitirdi: Eğer sunmuş olduğum bu açıklamalarla ilerideki görüşmeler için bir giriş yapabildimse ne mutlu

Efendiler, bu parlak ve ustalıklı nutkun, dinleyenlerin düşünce ve görüşleri üzerinde yapabileceği yanıltıcı etkinin derecesini kolaylıkla takdir buyurursunuz Zihinlerin, bunun ardından gelebilecek aynı görüşteki hatiplerin konuşmalarıyla büsbütün zehirlenmesine meydan vermemek ve kendilerini özel olarak aydınlatıp yol göstermeye fırsat bulabilmek için, derhal on dakika dinlenelim efendim - diyerek oturuma ara verdim (Saat: 1730)

Efendiler, bu nutkun son cümleleri üzerinde dikkatle durulmaya değer Refet Beyefendi, Yunanlılar'ın İzmir'i işgalini geçici sayıyor ve savaş halinde olduğumuzu kabul etmiyor Yunanlılar İzmir'de kalır da savaş durumuna girilirse başa çıkamayacağımız görüşünde bulunuyor

Bundan sonraki oturumda, Bursa temsilcilerinden Ahmet Nuri Bey, manda aleyhinde uzun bir konuşma yaptı Hâmi Bey, buna daha uzun bir konuşma ile cevap verdi ve gerçekten de pek uzun olan konuşmasının sonlarına doğru, anlattıklarını şu bilgilerle doğruluyordu:

Fakat, şimdi biraz da işin kesin bildiğim bir yanından söz edeceğim Konunun bu safhasında, ilgili zat ile şahsen bağlantı kurmuş olduğum için, sözlerim tahminî değildir; kesin bilgilere dayanıyor İstanbul'dan hareket etmeden önce, eski Sadrazam İzzet Paşa Hazretleri'ni ziyarete gitmiştim Herhalde bir manda ihtiyacında olduğumuza kendileri de inanıyorlardı Bendenizden de bu konudaki düşüncemi sordular, ben de düşündüklerimizi arz ettim Birkaç gün sonra bendenizi çağırtıp şu meseleyi açıkladılar: Suriye ve Adana bölgesinde dolaştıktan sonra, İstanbul'a gelip siyasî partilerin görüşlerini öğrenmeye çalışan Amerikan Araştırma Komisyonu üyeleri, İzzet Paşa'yı konağında ziyaret ederek, Anadolu'daki millî teşkilâtın Türk milletini temsil ettiği inancında olduklarını ve paşayı da (yani İzzet Paşa'yı) bu işin öncüsü bildiklerini söylemişler ve eğer siz Erzurum ve Sivas Kongrelerine Amerikan mandasını istettirecek olursanız, Amerika da Osmanlı mandasını kabul edecektir demişler, Paşa, bunu bendenize açıkladıktan sonra, bu milletin bir harbe daha gücü kalmadığından ve herhalde böyle bir çareye başvurmak zorunda kaldığımızdan söz etti ve Sivas'a gittiğim zaman oradakilere bu durumu anlatmaklığımı tavsiye buyurdu İzzet Paşa'nın inancı da bu şekilde istenecek bir mandanın yüzde doksan kabul ihtimalinin bulunduğu ve yalnız bizim için birtakım şartlar ileri sürmenin zarurî olduğu merkezindedir Hattâ Paşa, Amerika için milletin isteğine dayanmayan bir mandayı kabul etmek mümkün olmadığından, kongremiz tarafından gösterilecek isteğin Avrupa devletlerine karşı Amerika lehinde bir dayanak noktası olacağını da söyledi Bendeniz bu meseleyi İstanbul'dan şifre ile Erzurum'da Rauf Bey'e bildirdim Manda'nın kendinden çok adına karşı çıkanlar boşuna telâşlanıyorlar kelimenin önemi yoktur Önem, işin gerçeğinde ve niteliğindedir Manda altına girdik demeyelim de isterlerse varlığını ebedî olarak sürdürecek devlet olduk diyelim

Bu son söze cevap verenler arasında, Husrev Sami Bey'in şu sözleri işitildi: Fakat bizim bu çalışmalardan beklediğiımiz kendimizi savunmak suretiyle, ebedi olarak varlığını koruyacak bir millet olduğumuzu ispat etmektir! Hâmi Bey, buna düşüncesinde bir geriye dönüş sezgisi uyandıracak şekilde cevap verirken, Kara Vasıf Bey söz aldı ve o günkü toplantının sonuna kadar konuştu Vasıf Bey'in uzun sözlerinin özetini, zabıtlara olduğu gibi geçmiş olan şu cümlelerle yüksek dikkatlerinize sunuyorum: Bütün devletler bizi tamamen bağımsız bırakacaklarını söyleseler bile, biz yine bir dış desteğe muhtacız ( Vasıf Bey, sözlerinin başında ,mandaya ve dışarıdan destek adını verelim demişti ) Dört yüz ilâ beş yüz milyon lira borcumuz var Bu parayı kimse kimseye bağışlamaz; bize bunu ödeyiniz diyecekler; halbuki bizim gelirimiz bunun faizine bile yeterli değildir O zaman güç bir durumda kalacağız; bunun için bağımsız olarak yaşamaya malî durumumuz elverişli değildir Sonra, yanı başımızda, bizi bölüşmeyi emel edinmiş hükûmetler var; onların ihtirasları karşısında mahvoluruz Parasız, ordusuz ne yapabiliriz? Onlar uçakla havada uçuyorlar, biz henüz kağnı arabasından kurtulamıyoruz Onlar savaş gemisi yapıyorlar, biz yelkenli bir gemi yapamıyoruz Bu şartlar altında bugün bağımsızlığımızı kurtarsak bile yine günün birinde bizi bölüşürler Vasıf Bey, konuşmasını şu sözlerle bitiriyordu:

İstanbul'daki Amerikalılar: Manda'dan korkmayınız Milletler Cemiyeti Tüzüğünde yeri vardır diyorlar İşte bütün bunlardan dolayı İngiltere'yi kendimize sürekli düşman Amerika'yı da en az kötülük gelebilecek bir devlet olarak kabul ediyorum Eğer uygun bulursanız, buradan İstanbul'daki temsilciye 'bir mektup yazıp gizlice bir hey'et göndermek için bir torpido isteyebiliriz

Eylül'ün dokuzunda salı günü yapılan toplantıda, manda meselesine dokunan Rauf Bey'in zabıtlara geçen konuşması aynen şöyledir: Bu manda konusu üzerinde şimdiye kadar gerek basın ve gerekse başka çevreler tarafından birçok sözler söylendi Gerçi yüksek hey'etiniz dış destek prensibini kabul buyurmuş ise de, bu desteği kimden isteyeceğimiz açıklanmadı Bunun Amerika olduğu dolaylı olarak anlatılıyorsa da, bence doğrudan doğruya belirtilmesinde bir sakınca olamaz!

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #51
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



ERZURUM KONGRESİ HİÇBİR ŞEKİLDE MANDA KABULÜ HAKKINDA KARAR VERMIŞ DEĞİLDİR


Bu sözlerden anlasilacagi üzere Rauf Bey'in görüsüyle, gerek Sivas Kongresi Hey'eti'nin ve gerek Erzurum Kongresi Hey'eti'nin anlayislari arasinda bir görüs ayriligindan dogan yanlislik olduguna süphe yoktur Rauf Bey'in görüsünün yorumu niteliginde olan bu sözlerin, gerek Erzurum ve gerek Sivas Kongreleri bildirilerinin yedinci maddesindeki yazilis seklinden kaynaklandigina hükmedilebilir Gerçekten de bu maddenin yazilis seklinde, belki de mandacilikta pek ileri giden ve sonu gelmemis propagandalariyla kamuoyunu bulandiranlari susturmak ve belki bundan da çok, onlann iddialarina cevap olacak bir özellik vardir Madde metni dikkatle okunur ve incelenirse ne manda ne de Amerika'nin mandaterligini istemek düsüncesinin yer almadigi kendiliginden ortaya çikar Bu noktayi açikça göstermek için, söz konusu maddeyi aynen hatirlatmak isterim:

Madde: 7 - Milletimiz çagdas gayelerin büyüklügüne inanir; teknik, sinat ve ekonomik durumumuzu ve ihtiyacimizi takdir eder Bu itibarla devlet ve milletimizin hakimiyet ve bagimsizligi ile vatanimizin bütünlügü korunmak sartiyla altinci maddede belirtilen sinirlar içinde milliyetin gereklerine saygili ve memleketimizi ele geçirme emeli beslemeyen herhangi bir devletin teknik, sinai ve ekonomik yardimini memnunlukla karsilariz Böyle adaletli ve insancil sartlari içine alan bir barisin bir an önce gerçeklesmesi, insanligin güvenligi ve dünyanin huzuru adina basta gelen milli gayemizdir

Efendiler, bu maddenin hangi noktasinda manda ve mandaterin Amerika olacagi görüsü vardir? Olsa olsa "herhangi bir devletin teknik> sinai ve ekonomik yardimini memnunlukla karsilariz" sözlerinden manda düsüncesi çikaranlar olabilir Ancak, mandanin anlam ve gayesinin bu olmadigi bir gerçektir Her zaman ve bugün bile, bu açiklik çerçevesinde yapilacak yardimlari kivançla karsilamaktayiz ve karsilariz Nitekim Ankara-Eregli ve Keller-Diyarbakir demiryollarinin yapimi için bir Isveç firmasinin; Kayseri - Sivas - Turhal hatlarinin yapimi için de bir Belçika firmasinin teknik, sinai ve ekonomik yardimini severek kabul ettik Söz gelisi, Ankara sehrinin ve diger Anadolu sehirlerimizin bir an önce kurulup yapilmalarinda olsun, öteki bütün kara ve demiryollarimizin, limanlarimizin yapimlarinda olsun teklifte bulunacak yabanci sermaye sahiplerinin yardimlarini severek kabul ederiz Yeter ki, memleketimize sermaye getireceklerin içeride ve disarida devlet ve milletimizin hakimiyet ve bagimsizligi ile vatanimizin bütünlügünü bozmaya yönelmis gizli emelleri olmasin Bu maddede yer alan "milliyetin gereklerine saygili ve memleketimizi ele geçirme emeli beslemeyen herhangi bir devlet "ifadesinden, Amerikan Devleti anlaminin çikarilmasi da yersizdir Çünkü, milliyetin gereklerine saygili dünya devletleri arasinda yalniz Amerikalilar yoktur Söz gelisi Isveç Devleti, Belçika Devleti ayni nitelikte devletler degiller midir? Bu devletlerden herhangi birinin mandaterligi de söz konusu olabilir mi? Bir de eger dolayli olarak Amerikan Devleti kastedilmek istenseydi, "herhangi bir devletin" ifadesi yerine bir devletin kelimeleri veya hiç olmazsa sadece "devletin" kelimesi ile yetinilmesi gerekirdi Bu bakimdan maddenin açikladigi sartlar çerçevesinde teknik, sinai ve ekonomik yardimin iyi karsilanacagi hususunun bütün devletler için söz konusu oldugu açiktir

Efendiler, bu manda konusu üzerindeki görüsümün - bu görüs bundan önce yapilan ve su anda yüksek hey'etinizin'de ögrenmis bulundugu bunca yazisma ve tartismalarimizla ortaya konmustur -- aylardan beri gece gündüz yanimda bulunan bir arkadas tarafindan hala anlasilmamis olduguna hükmedilebilir mi? 0 halde Rauf Bey, ya aslinda benimle ayni görüste degildi veyahut ayni görüste idi de, Sivas'ta, Istanbul'dan gelenlerle yaptigi konusmadan sonra görüs degistirmis oluyordu Burasini kestirmek bence güçtür Simdi biraz da Rauf Bey'i dinleyelim; Rauf Bey, sözüne söyle devam ediyor:

"Ateskes Anlasmasi yapildigi siralarda Almanlarin baris anlasmasini imza etmeyecekleri sanilirken, Ingiliz basini bazi sirlari açiga vurdu Bunun birinci bölümü, Almanya'nin baris anlasmasini imza edecegi hususu idi Bu gerçeklesti Ikinci bölümü de Türkiye'nin bölüsülecegi hususu idi Bu çok sükür gerçeklesmedi Bu bölümde, konferansin aldigi karar geregince Kizilirmak'in dogu tarafi Ermenistan sayilarak Amerikan himayesine veriliyor Belki Gürcistan ile Azerbaycan da Amerika'ya birakiliyor, deniliyordu Kizilirmak'in batisindaki topraklar da, Izmir ve Istanbul bunlarin disinda kalmak üzere, denize çikis yeri Antalya olarak Türkiye'yi olusturuyordu Bu bölgenin kuzeyi, Italyan ve Fransiz, güneyi de Ingiliz himaye ve yönetimine veriliyordu Izmir'in isgali, bu açiga vurulan sirlarin dogruliigunu ispata basladi 0 halde, böyle bir tehlike karsisinda rnemleketimize karsi en tarafsiz durumda bulunan Amerika'nin destegini kabule mecburuz Ben bu görüsteyim"

Rauf Bey'in düsüncesini anlamak için bundan sonra daha çok devam eden sözlerini dinlemeye bilmem gerek kaldi mi?

Efendiler, pek uzun ve tartismali olarak geçen bu manda görüsmesi, taraftarlarini susturaeak ortalama bir çare bulunarak sona erdi Hem de bu çareyi teklif eden yine Rauf Bey oldu: "Amerika'da yillardan beri aleyhimizde yapilmakta olan olumsuz yöndeki propagandalarin dogurdugu düsünce akimini düzeltmek için, her seyden önce Amerikan Kongresi'nden memleketimizi inceleyecek ve gerçegi görecek bir hey'et davet etmek "Bu teklif oy birligi ile kabul edildi Kongre Baskanlik Divani'nin imzalariyla bu yolda bir mektup kaleme alindigini hatirliyorsam da bu mektubun gönderilip gönderilmedigini pek iyi hatirlamiyorum Kaldi ki, ben bu mektuba özel bir önem de vermis degildim

Efendiler, sirasi gelmisken kisaca sunu da belirteyim: Belge olarak basvurdugum Kongre tutanaklari, Baskanlik Divan KAtipligi'nde bulunan Afyonkarahisar temsilcisi Sükrü ve manda lehindeki konusmalarini dinledigimiz Hami Beyler tarafindan tutulmus ve Hami Bey'in yazisiyla, düzgün bir deftere, temize çekilmistir

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #52
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



SİVAS KONGRESİ'Nİ BALTALAMA TESEBBÜŞLERİ


Efendiler, Kongre 11 Eylül'de sona erdi, 12 EyIül'de Sivas halkinin da hazir bulundugu açik bir toplanti yapilarak bazi nutuklar söylendi Kongre görüsmeleri sirasinda, önemli olarak Meclis-i Meb'usan seçimlerinin çabuklastirilmasi ve Meclis'in nerede toplanmasi gerektigi konularina dokunuldu Ancak, simdi açiklamaya baslayacagim mes'eleler, Kongre görüsmelerini kisa kesmeyi gerektiriyordu Bu son noktalarla daha sonra Hey'et-i Temsiliye mesgul oldu 9 Eylül 1919 günü, toplanmis olan bazi bilgiler Kongre'ye su sekilde açiklandi "Eskisehir ve Afyoiikarahisar'daki Ingiliz Kuvvetler' bir kat daha artirildi General Mi11er Konya'ya geldi Konya Valisi Cemal Bey ve Ankara Valisi Muhittin Pasa karsi koymaya çekiniyorlar Yeni Kastamonu Valisi Ali R1Za Bey de tipki Cema1 Bey türünden bir adammis Pek sayin arkadaslarin böyle durumlar karsisinda siddetli davranma taraflisi olduklarim bildigimden, hemen sert tedbirler alimnasini Fuat Pasa'dan rica etmistim Fuat Pasa da Kongre'nin kendisine olan güvenine dayanarak, Kongre adina gereken tebligat ve tesebbüslerde bulunmustur Bu davranis tarzinin yüce hey'etinizce kabul edilmesini rica ediyor Fuat Pasa, valilere sert uyarilarda bulunuyor Bölgelere yüksek rütbeli subaylardan milli komutanlar tayin ediyor ve bu komutanlara millet adina her türlü yetki verilmistir" diyor

Kongre teklifi kabul etti Bundan sonra ben açiklamalara söyle devam ettim:

"Buraya Galip Bey adinda bir vali tayin edilmis, geliyormus Ancak, bunun Harput Valisi Ali Galip Bey mi, yoksa Trabzon Valisi Mehmet Galip Bey mi oldugu anlasilamadi Fakat biz baska bir bilgi elde ettik Mister Nowil adinda bir Ingiliz binbasisi Bedirhanlilar'dan Kamuran Celadet ve Cemil Bey'lerle birlikte, yaninda on bes kadar Kürt atlisi oldugu halde Malatya'ya gelmis ve mutasarrif Bedirhanli Halil Bey tarafindan karsilanmislardir Harput Valisi de görünüste bir posta hirsizinin pesine düsme bahanesiyle otomobille Malatya'ya gelmistir Bu maksatla bunlara Adiyaman'daki müfreze de verilmistir Maksatlarinin Kürtleri, Kürdistan kurulacagi vaadiyle aleyhimize çevirerek, bize karsi suikast yapilmasina yöneltmek oldugu anlasilmis ve karsi tedbirlere de basvurulmustur Diyelim ki, valiyi ve digerlerini tutuklatmak istiyoruz Malatya Mutasarrifi da Kürt asiretlerini Malatya'ya çagirmistir Bu durum üzerine 13' üncü Kolordu bölgesinde faaliyete geçtik Gereken tedbirler alinmistir Yarin aksam Harput'tan gönderilecek bir askerî birlik bozguncuları tepeleyecektir Buradaki Kolordu Komutani da gereken tedbirleri almistir Malatya'ya ve öteki yerlere de gereken emirler verilmistir"

Efendiler, Sivas Kongeresi'nin hemen hemen bütün toplanti süresince, sinirlere gerginlik verecek nitelikte haberler almaktan geri kalmiyordum Ancak, aldigim bütün bilgileri oldugu gibi Kongre hey'etine sunmakta yarardan çok sakinca buluyordum Gördünüz ki, simdi açikladigim üzere, gerçekten tehlikeli sayilabilecek nitelikte olan Ali Galip meselesinden de söz ederken ihtiyatli bir dil kullanmayi tercih etmistim Bence en önemli mesele, her türlü güçlük ve tehlikelere ragmen, Sivas Kongresi'nin sonuca ulasan kararlarla, görüsmelerini bir an önce tamamlamis olmak ve alinan bu kararlari memlekette uygulamaya girismekti Bu istegim yerine geldi Bütün memleketi içine alan milli teskilat tüzügünün ve genel kongre bildirisinin hemen bastirilarak her yere dagitilmasi yoluna gidildi Ancak, beklenenlerin disinda yeni olaylar karsisinda kalindigindan, kongre sona erdigi halde, kongre üyelerinin yeni gelismeler kendini gösterinceye kadar Sivas'ta kalmalarini uygun gördüm ve gerekirse daha etkili olaganüstü bir kongre toplamak için de hazirlik yaptim A1i Galip'in kaçmasi üzerine, kongre üyelerini Sivas'ta bekletmekten vazgeçildigi gibi, Ferit Pasa Kabinesi'nin düsmesi üzerine olaganüstü kongre toplanmasina da gerek görülmedi

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #53
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



ALİ GALİP OLAYI


Şimdi Efendiler,

Millî Mücadele tarihimizde önemli bir olay durumunda olan Ali Galip konusu üzerinde biraz açıklamalı bilgi vereyim:

Efendiler, daha Temmuz başında, Erzurum'da bulunduğumuz sıralarda Celâdet ve Kâmuran Ali adlarında iki şahsın yabancı lar tarafından, bol para ile İstanbul'dan Kürdistan'a gönderileceği, bun ların yıkıcı propaganda ve aleyhte kışkırtıcılık yapmakla görevlendiril dikleri; bir iki gün içinde hareket etmiş ve edecek oldukları haberi alındı Bu haber üzerinde, bunların dağdağaya meydan verilmeden gözet Ienerek yakalanmaları gereğini 3 Temmuz tarihinde Diyarbakır'da 13' üncü Kolordu Komutanı'na, ayrıca Kurmay Başkanı Halit Bey' e ve Canik Mutasarrıfı'na bildirdim

20 Ağustos'ta 13' üncü Kolordu Kamutanı'na verdiğim emirde, adı geçen kimselerin İstanbul'dan hareket ettiklerinin bildirildiğini ve alınacak tedbirler arasında, özellikle Mardin istasyonunun sıkı bir kont rol altında tutulmasının uygun olacağını yazdım

Sivas Kongresi'nin ikinci günü, yani 6 Eylül tarihinde, "Bedirhanlı ailesinden Celâdet ve Kâmuran ile Diyarbakırlı Cemil Paşazade Ekrem adlarında üç şahsın, yanlarında, vaktiyle Diyarba kır ilinde aleyhimizde propaganda yapan bir yabancı subay bulunduğu halde silâhlı Kürtlerin koruyuculuğunda Elbistan ve Akçadağ üze rinden Malatya'ya geldikleri, orada Mutasarrıf ve Belediye Başkanı tara fından karşılandıkları" 13' üncü Kolordu'nun yazısından anlaşılıyor 15' inci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa ' nın 3' üncü Kolordu Komutanlığı'na bununla ilgili olarak gönder diği 6 Eylül 1919 tarih ve 529 sayılı şifresinde verilen bilgide: "Yabancı subayın, Türk, Kürt ve Ermeni nüfusunu incelemek üzere, İstanbul Hükûmeti'nin iz niyle dolaştığını söyledikleri; Malatya'da bulunan süvari alayının mev cudunun azlığı yüzünden bunları tutuklamaya cesaret edemediği, bu nunla birlikte hemen tutuklanmaları için İstanbul'a başvurulduğu 13' üncü Kolordu'dan bildirilmiştir Bu adamların ne maksatla hangi gö revle, nereleri gezecekleri konusunda bildiklerini Harput, Valisi'nden sordum" denilmekte idi (Belge: 56 l Harput Valisi Ali Galip Bey' dir Bu adamların ne maksatla geldiklerini 3 Temmuz tarihinden beri bilmekteyiz Beş on silâhlı Kürd'e karşı bir süvari alayının mevcudu az görülmüş, tutuklanmalarına cesaret edilememiş; asıl hayret verici olan husus, bunların tutuklanması için İstanbul'a başvurmuş olduğu haberidir

Bu küçük ve önemsiz gibi görünen noktaları, o zamanki durum değerlendirmesinde, dikkate değer anlayış ve zihniyet farklarının bulun duğunu göstermesi bakımından kaydediyorum

Diyarbakır'da, 13' üncü Kolordu Komutanı'nın tutumu şüpheli gö rüldüğünden, doğrudan doğruya bu kolordunun Kurmay Başkanı'na 3'üncü Kolordu Komutanı'nın imzasıyla 1 Eylül 1919 tarihinde yazılan (kişiye özel) şifrede, Vali Galip, Malatya Mutasarrıfı Halil, Kâmuran, Celâdet ve Ekrem Bey' lerle beraber İngiliz binbaşısı nın mutlaka yakalanıp Sivas'a gönderilmeleri için Elâzığ'da bulunan 15' inci Alav Komutanı İlyas Bey ' in kendi komutasında altmış ka dar atlı ve katırlı askerden oluşan bir müfrezenin en geç 9 Eylül'de Har put'tan Malatya'ya hareketi ile ilgili olarak ve işin kestirmeden bitirilmesi bakımından doğrudan doğruya tebligat yapıldığı bildirildi ve müfrezenin hemen hareketinin sağlanması rica edildi

8 Eylül'de, Sivas'tan da bir otomobille bazı subayların gönderile ceği bilgisi verildi (Belge: 57)

Diyarbakır'dan, Kurmay Başkanı'nın 7/8 Eylül 1919 tarihiyle bana gönderdiği şifrede şöyle deniyordu:

"Tutuklama ile ilgili isteği öğrendim Bu hususta Komutan Bey'in emir ve receğini hiç sanmıyorum Çünkü askerî özelliklerini biliyorum Tarafımdan yapı lacak tebligatı ise, yerine getirmekten çekinirler Bu konuda İstanbul'Ia haberleş mekteyiz Bu duruma göre ne yapılması gerekeceğinin tayini yüksek kararınıza bağlıdır Şifre kaleminin 357 sayısıyla arz edilmiştir"

13' üncü Kolordu Kurmay Başkanı

Hâlit

Elâzığ'daki Alay Komutanı İlyas Bey' den 13' üncü Kolordu Komutanı'nın emrine cevap olarak gelen 8 Eylül tarihli telgrafta da "Kolordu'dan aldığım emir üzerine hareketim geri bırakılmıştır Kolor dunun izni olmadan, buradan hareket etmekliğim uygun düşmeyeceğin den, hareket emrinin Kolordu'dan bildirilmesine lûtfen yardımcı olunuz" denilmekte idi (Belge: 58)

Hâlit Bey'e hemen verdiğim cevap, aynen şuydu:

Malûm şahısların alçaklıkları ortaya çıkmıştır İstanbul Hükümeti bu alçaklığa ortaktır Oradan emir beklemek düşmana fırsat vermektir Bu hususta tebligat yaparken, hiç kimseyi kararsızlığa düşürmeyecek şekilde, hemen emir ver mek, vakit geçirmemek gerekir Komutanın kararsızlığa düşeceğine ihtimal veriyor sanız, zatıâliniz, tarafımızdan Elâzığ ve Malatya'daki alay komutanlarına yapılmış olan tebligatımızın uygulanmasını bildiriniz Gerçekten lüzum varsa, komutayı uy gun gördüğünüz tümen komutanlarından biri üzerine alsın! Ağırdan alma zamanı geçmiştir Yapılanlarla ilgili cevabınızı bekliyoruz, kardeşim

Mustafa Kemal

Alay Komutanı İlyas Bey 'e de aynı tarihte bizzat şu emri ver dim: "Malûm şahısların hainlikleri ortaya çıkmıştır İstanbul'daki merkezî hükûmet de bunların hainliğine ortaktır Kolordunuz komutanı bu konuda izin istemiş ve cevap alamamış olabilir Bu bakımdan bu mese lenin çözüme bağlanmasını zâtıâlinizden beklerim

Cevabınızı bekliyorum, efendim Malatya'da bu işi hallettikten sonra, gerekirse Sivas'ta bize katılırsınız Mustafa Kemal" Şifre dı şındaki imza da 3' üncü Kolordu Kurmay Başkanı Zeki Bey' indi

Malatya'da bulunan 12' nci Süvari Alayı Komutanını da 7/8 Eylül gecesi bizzat telgraf başına çağırmış ve görüşmekte idim Alay Ko mutanı Cemal Bey 'den durumu ve kuvveti hakkında bilgi aldım Gelenlerin yanlarındaki silâhlı Kürtlerle beraber on beş yirmi kişi ka dar olduğunu, alayın da merkezde aancak o kadar kuvveti bulundu ğunu söyledi Ben bu kuvveti yeterli gördüm Hattâ Süvari ve topçu ala yının yalnız subayları yeterli olabilirdi Ne var ki özel durumu ve mane viyatını anlamak istiyordum

Bunun üzerine telgraf konuşması şöyle geçti:

" Ben - Vali Galip Bey, İngiliz binbaşısı, Kâmuran Celâdet ve Ekrem Bey 'lerin hep birlikte ustalıklı bir tertiple bu gece yakalanarak Sivas'a gönderilmeleri zaruridir Durumunuz bunu yapmaya elverişli midir? Size buradan ve Harput'tan yardım yetiştirilecektir

Cemal Bey - Valiyi de beraber mi?

Ben - Özellikle, evet

Cemal Bey - Arz ettiğim üzere durum ve kuvvetim buna el verişli değildir Kâmuran, Celâdet ve Ekrem Bey lerin yakalanmaları hakkında 13'üncü Kolordu Komutanı ile haberleşme ya pıldı Sonunda, durumun nezaketi dolayısıyla, şimdilik tutuklanmaları nın uygun olamayacağı hakkında emir de çıkmıştır" dedi

Artık, bu zatın daha çok üzerine varılamazdı "Kendilerine hisset tirmeden sıkı bir şekilde göz hapsinde bulundurunuz Kolordunuzdan emir gelecektir Hareket ederlerse, ne tarafa dogru gittiklerini ve han gi vasıta ile hareket ettiklerini hemen bildiriniz" talimatını vermekle yetindim (Belge: 59)

8 Eylül günü, Cemal Bey' den şifre ile "malûm şahısların hâlâ orada olup olmadıklarını ve göz hapsinde tutmak için alınan tedbirlerin güvenirlik derecesini" sordum ve "kendisine günde iki defa rapor ver mesinin emrettim

Hâlit Bey' e yazdığım telgrafa ertesi günü (8 Eylül 1919) al dığım cevapta, Elâzığ'daki Alay Komutanı İlyas Bey e emir veril diği bildiriliyor ve bu emrin bir kopyası veriliyordu (Belge: 60)

Kolordu Komutanı Cevdet Bey de, İlyas Bey'in 52 ka tırlı asker ve iki makineli tüfekle 9 Eylül sabahı hareket ettiğini ve 10 Eylül akşamı Malatya'da bulunacağını bildirdi, 9 Eylül tarihli bir şifre sinde karşı koyma hareketlerinin yoğun olduğu bir çevrede daha fazla faaliyet göstermemek hususunda kendisini mazur göreceğimi" de söylü yordu (Belge: 67) 9 Eylül'de, İlyas Bey müfrezesinden başka, Aziziye den iki süvari bölüğü, Siverek'ten Malatya'daki alaya bağlı bir bölük de Malatya' ya gönderildi (Belge: 62, 63, 64)

Vali Ali Galip 'in ve Bedirhanlılar ile Cemil Paşazade nin yaptıkları propagandanın etkisini kaldırmak için, Elâzığ ve Dersim Bülgesi ile ilişkisi olduğunu bildiğim ve Kemah'ta bulunan Hâlet Bey'e (eski milletvekili) 9 Eylül'de Elâzığ'a hareket etmesini ve Haydar Bey ' le bağlantı kurmasını yazdım (Belge: 65) Ayın sonuna doğru oraya vardı

Van valisi bulunan Haydar Bey de Elâzığ valiliği görevine başlamak üzere Erzurum'dan yola çıkarılmıştır Haydar Bey, 15' in ci Kolordu'ya bağlı olup Mamahatun'da bulunan bir süvari alayı ile de bağlantı kurarak, gereğinde bu alayı Malatya'ya doğru harekete geçire cekti

Otomobille bazı subayların da Malatya'ya gönderileceği konusunda bir kayıt vardı

Gerçekten de arkadaşlarımızdan Recep Zühtü Bey görünüş te 3'üncü Kolordu yaveri sıfatıyla ve benden aldığı özel talimatla, ya nında, başkaları da olduğu halde 9 Eylül'de, otomobille Malatya'ya ha reket etti Maalesef bindiği otomobil, yolların bozuk ve çamurlu olması yüzünden Kangal'da kırılmış ve tam zamanında Malatya'ya yetişememiş ti Kangal'dan sonra kâh araba ve kâh hayvanla, gece gündüz yol ala rak Sivas'tan hareketinin dördüncü günü öğleden sonra Malatya'ya va rabilmişti Recep Zühtü Bey 'in verdiği raporlar, durumun ay dınlanmasında çok yararlı olmuştu

Efendiler,10 Eylül günü geç vakit şu telgrafı aldık:

Malatya,1091919

Sivas'ta 3' üncû Kolordu Komutanlığı'na

Mustafa Kemal Paşa Hazretleri' ne özel:

1-1091919 saat 1400'de oIaysız olarak Malatya'ya varılmıştır

2 - Malum şahısların hepsinin de maalesef Kâhta'ya doğru kaçtıkları, et raflı bilginin daha sonra sunulacağı arz olunur

15' inci Alay Komutanı

İlyas

Aynı gün ve fakat, İlyas Bey 'in telgrafından sonra da şu telgrafı alıyoruz: Malatya'dan,1091919 Sivas'ta 3' üncü Kolordu Komutanlığı'na

Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne:

1- Harput Valisi ile Malatya Mutasarrıfı, İngiliz binbaşısı ve yardakçıları olan malum kimseler 15' inci Alay'ın Elâzığ'dan hareketini ve kendilerinin tutuk lanacaklarını haber alır almaz, bu sabah erkenden kaçmışlardır Bunların Kâhta' daki Bedir Ağa 'nın yanına gittikleri ve oradan alacakları Kürtlerle burayı basmaya gelecekleri söyleniyor

2 - Herhangi bir kötülüğe yeltendikleri takdirde, bunlar ve Bedir Ağa aşireti hakkında kovuşturma yapılması için Kolordu'dan emir alınmıştır, izlerinde gidilmektedir, sonuç ayrıca arz edilecektir

3 - 15' inci Alay Komutanı'nın emrindeki kuvvetle, bu gün saat 1400 te Malatya'ya geldikleri arz olunur

12' nci Süvari Alay Komutanı

Binbaşı Cemal

Aynı tarihte yazılmış olan bu iki telgraf yanyana getirilerek ince lenirse, dikkate değer bazı noktaların göze çarpmamasına imkan yoktur

Süvari Alay Komutanı Cemal Bey, tarafımızdan aldığı talimat üzerine malûm şahısları sıkı ve güvenli bir şekilde göz hapsinde bulun duracak ve günde iki defa rapor verecekti

Adı geçen kimseler,10 Eylül günü sabah erkenden kaçtıkları halde, Cemal Bey, bu bilgiyi ancak, İlyas Bey müfrezesinin gelişinden ve İlyas Bey 'in raporundan sonra bildiriyor Cemal Bey, kaçakların, İlyas Bey müfrezcsinin Elâzığ'dan hareketini haber aldıklarını söylüyor Oysa, telgrafhane Cemal Bey'in gözetimi altındaydı

Sonra, kaçakların Kürtleri toplayıp Malatya'yı basacaklarının söy lendiğini de ekliyor Bu noktalar, Süvari Alay Komutanı hakkında şüp he ve kararsızlık uyandırmaktadır

Daha sonra alınan bilgilerden anlaşıldı ki, Ali G alip ve arka daşlarına 9 Eylül akşamı haber getirilmiş Ali Galip geceyi uyuma dan hükûmet dairesinde geçirmiştir 10 Eylül'de, yanlarında birkaç jan darma ve silâhlı Kürtle birlikte, hükûmet dairesinde toplanıyorlar, vez nedarın odasına giriyorlar, kasayı açıyorlar, yanlarında götürmek üzere altı bin lira sayıp bir kenara koyuyorlar ve kasaya konmak üzere de şu senedi yazıyorlar:

"Mustafa Kemal Paşa ve adamlarının ortadan kaldırılması mas raflarını karşılamak üzere, bununla ilgili emre uyularak altı bin lira alınmıştır 10 Eylül 1919 Halil Rahmi, Ali Galip"

İlyas Bey müfrezesinin Malatya'ya yaklaşmakta olduğunun anlaşıldığı bir sırada, Süvari Alay Komutanı, subaylara mutasarrıfın evi ni hedef gösteriyor Mutasarrıfın evini sarıyorlar Telefon tellerini kesi yorlar ve evi basıyorlar Bu hareketin başladığını sezen Halil Bey ' in ailesi hükûmet dairesine haber veriyor Hükûmette, para almakla meşgul olan vali, mutasarrıf ve arkadaşları, durumdan haberdar olur ol maz, korku ve telâşla her şeyi unutup ayırdıkları parayı ve yazdıkları senedi de olduğu gibi bırakıyorlar; yanlarındaki adamları ile birlikte hazır bulunan atlarına binerek kaçıyorlar (Belge: 66, 67)

Süvari Alay Komutanı'nın ve Topçu Alay Komutanı'nın, valinin ge ceyi hükûmet dairesinde geçirmekte olduğunu bilmedikleri kabul edile mez Mutasarrıftan çok valinin yakalanmasının önemli olduğu da açıktı O halde, malûm kişilerin kaçmasına göz yumulduğu bir gerçektir En basit bir yorumla, malûm kimselerin, yanlarındaki beş on silâhlı jandar ma ve Kürtle çatışmaktan büyük fenalık çıkabileceği kuruntusu Malatya' dakileri dolaylı yoldan tedbir almaya yöneltmiş ve onlara bu şahısları ürküterek kaçırma yolunu benimsetmiştir, denebilir

10 Eylül'de İlyas Bey 'e verdiğim talimatta belirttiğim başlıca noktalar:

1- Kaçakların sür'atle yakalanmaları;

2 - Kürtlük akımına asla elverişli bir ortam bırakılmaması;

3 - Malatya'da, mutasarrıflığı Jandarma Komutanı Tevfik Bey' in üzerine alması; uygun namuslu ve vatansever bir zatın da Harput'ta hemen valilik makamına getirilmesi;

4 - Malatya ve Harput'taki hükûmet kuvvetlerini tamamen ele alarak vatan ve millet aleyhine hiçbir harekete meydan verilmemesi,

5 - Kaçaklara uyanların amansızca ve merhametsizce yok edile ceğinin ilânı ve namuslu halkın gerçek durumundan haberdar edilmesi

6 - Millî varlığımızı tehlikeye sokacak olan yabancıların askerle rine de karşı konulacağının belirtilmesi ve gerekli düzen ve tedbirlerin alındığının" bildirilmesinden ibarettir (Belge: 68)

Efendiler, kaçakların, yakındaki veya çevredeki aşiretlerden bir takım Kürtleri toplayabileceklerini, hattâ, Maraş'ta bulunan yabancı kuvvetlerden bile yararlanabileceklerini kesin gibi kabul etmek lâzım geliyor du Onun için de alınmış olan tedbirleri ve bu işe ayrılmış olan kuvvet leri güçlendirmek gerekiyordu Bu maksatla Sivas'tan Malatya'ya 9 Eylül akşamı bir katırlı müfreze daha gönderildiği gibi, 3' üncü Kolordu elden geldiği kadar kuvvetlerini güneye indirecek, 13' üncü Kolordu ta kip işini yüklenecek ve hainlere kıpırdayacak bir fırsat vermemek için pek etkili olmak gerektiğinden, Mamahatun'daki süvari alayı da Harput yönüne doğru hareket ettirilecekti

Bu hususta 3' üncü, 13' üncü ve 15' inci Kolordu Komutanlarına ge rektiği şekilde tebligat yapıldı ve istekler bildirildi (Belge: 69)

Efendiler, verdiğimiz direktifler çerçevesinde kaçakları takip etti rirken, bir yandan da elimize geçen bazı belgeleri gözden geçirelim Bu belgelerin, söz konusu olayı, Ali Galip ' in teşebbüsünü ve İstanbul Hükûmeti'nin bayağılığını her türlü açıklamadan daha mükemmel bir şekilde ortaya koyacağını zannettiğimden, onların olduğu gibi gözden geçirilmesinin yersiz olmadığı görüşündeyim

Önce, Dahiliye Nâzırı Âdil Bey 'le Harbiye Nâzırı Süleyman Şefik Paşa 'nın ortak imzalarıyla Elâzığ valisi Ali Galip Bey'e verilen 3 Eylül 1919 tarihli talimatı birlikte okuyalım

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #54
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



Bundan sonra, Dahiliye Nâzırı'nın gönderilecek kuvvet ve sarf edi lecek para miktarı ile ilgili olarak Bâbıâlî'den çektiği telgrafını görürüz:

İstanbul 906

Kendisi tarafından çözülecektir

Elâzığ Valisi Galip Beyefendi'ye

İlgi: 2 Eylül 1919, sayı: 2

Arz olunmuştu Padişah'ın, hakkındaki yüce buyruğu bu gün çıkacaktır Bu bakımdan kesinlik kazanmıştır Talimat şudur: Bildiğiniz ûzere, Erzurum'da Kong re adı altında birkaç kişi toplanarak birtakım kararlar aldılar Ne toplananların, ne de aldıkları kararların bir değeri ve önemi vardır Ancak, bu durumlar ülke ça pında birtakım dedikodulara yol açıyor Avrupa'ya da pek abartılarak aksettirili yor Bundan dolayı da kötü etkiler yaratıyor Ortada önem verilmeye değer hiçbir kuvvet ve hiçbir olay bulunmadığı halde, sırf bu abartma ve kötü etkilerden endi şeye dûşen İngilizlerin, yakında Samsun'a epeyce bir kuvvet çıkaracakları tahmin ediliyor Hükümetin her yere olduğu gibi size de gönderdiği, malum genelgeye ay kırı hareketler devam ederse, çıkarılacak yabancı kuvvetlerin Sivas'ı ve oradan daha da ilerleyerek birçok yerleri işgal etmeleri ihtimalden uzak değildir Bu da memleketin çıkarlarına elbette aykırıdır Erzurum'da toplanan malûm şahısların yakında Sivas'ta birleşerek yine bir kongre toplamak istedikleri, olaylarla ilgili ha berleşmelerden anlaşılıyor Böyle beş on kişinin orada toplanmasından hiçbir şey çıkmayacağı hükûmetçe bilinmektedir Ne var ki, bunları Avrupa'ya anlatmak müm kün değildir İşte bunun içindir ki, onların orada toplanmasına meydan vermemek gerekiyor Bunu sağlayabilmek için, her şeyden önce, Sivas'ta hükûmetin tam ola rak güvenini kazanmış va memleketin iyiliğine olan tebligatı olduğu gibi yerine getirmeye azimli bir vali bulundurmak gerekmektedir Yüksek şahsınızı onun için oraya gönderiyoruz Gerçi, Sivas'ta kongre toplamak isteyen birkaç kişiye engel olmak o kadar güç birşey değilse de, yüksek dereceli sivil memurlarla, komutan ların, subayların ve askerlerden bazılarının da bunlarla aynı düşüncede olmaları dolayısıyla, hükûmetin aldığı tedbirleri ellerinden geldiğince boşa çıkarmaya ve malum şahısları güçleri yettiği kadar korumaya çalışacakları gözönünde bulundu nılarak, güvenilir bir iki yüz kişinin yanınızda bulunması başarı sağlama ba kımından uygun görülmektedir Bundan dolayı, daha önce yazdığım gibi, oralar daki Kürtlerden güvenilir yûz elli kadar atlıyı birlikte alarak, oradan niçin gi dildiğini hiç kimseye sezdirmeden, Sivas'a hiç kimsenin beklemediği bir zamanda vararak, vali ve komutanlığı hemen ele alacak ve sayıları az olmakla birlikte ora daki jandarma ve askeri iyi kullanacak olursanız, karşınızda başka bir kuvvet bulunmayacağı için derhal otoritenizi kullanarak toplantıya meydan vermemiş ola cağınız ve orada bulunanlar varsa hemen yakalayıp, göz altında İstanbul'a gönde rebileceğiniz âşikârdır Böylece, kazanılacak hükûmet nüfuz ve otoritesi, içeride macera peşinde koşanlan yıldırarak bir daha bu gibi kötü hareketlerin meydana gelmesini önleyeceği gibi, dışanda da pek iyi bir etki yapacak, yabancıların asker çıkararak oraları işgal etmek konusundaki tasarılarından vazgeçmeleri için hükû metçe yapılacak müracaat ve teşebbüslere sağlam bir dayanak oluşturacaktır Zaten Sivas halkının bazı tanınmış kimselerinden araştırılarak elde edilen doğru bilgilere göre, halk bu politikacıların kışkırtmalarından, para toplamak için yaptıkları bas kılardan pek nefret etmiş Bu hareketlerin önlenmesi için, hükümete her türlü yar dıma hazırdır Orada derhal jandarmaya yazılacak, istenildiği kadar asker buluna cağı, bunlara nüfuzlu kimseler tarafından özel olarak yardım edileceği haber veril mektedir Bu şekilde, yeteri kadar ve hûkumete kuvvetle bağlı jandarma birliği kurulduktan sonra, birlikte götüreceğiniz süvarileri hoşnut ederek yerlerine gön deririz İşte alınacak tedbirler bundan ibarettir Bunun kolaylıkla ve başarıyla uy gulanması, sadece son derece gizli hareket etmeye bağlıdır Sivas'a tayininizden, hattâ o taraflara gideceğinizden kendi aileniz içinde en çok güvendiğiniz bir tek kimseye bile bahsetmeyiniz Sivas'a girinceye kadar, maksadınızı yanınızdakilere bile sezdirmeyiniz Bu, başannın temel şartıdır Bu itibarla, şimdilik ailenizi her halde orada bırakarak, etraftaki aşiretleri teftiş için beş on gün kalacağınızı aile nize ve çevrenizdeki yakınlarnıza anlatarak, hemen yola çıkıp bir gün öncesinden Sivas'a ansızın girmeye gayret etmelisiniz Oraya vardığınızda, aşağıdaki telgrafı gereken kimselere gönderip, valilik ve komutanlığı ele alarak hemen işe başlamalı sınız Bir yandan da makine başında durumu Nezaret'e bildirmelisiniz Böylece, oradaki şartlar belli olur olmaz, size yine makine başında tarafımdan gereğine uy gun tebligat yapılacaktır Bu şekilde işe başladıktan sonra, ne vakit uygun görür seniz ailenizi ve eşyanızı Sivas'a getirtebilirsiniz Yalnız, şimdi orada bulunan R e ş i t P a ş a ' nın valilik görevinden alındığı, yerine bir başkasının gönderile ceği her nasılsa duyularak, kendisi tarafından Nezaret'e başvurulmuş olduğundan ve adları malûm kimselerin yakında Sivas'ta toplanmak istedikleri alınan haber lerden anlaşıldığından, boşuna bir dakika geçirilmeksizin bir an önce hareketle, oraya vaktinden önce ulaşmaya gayret etmeniz, işin gereği olarak pek önemli ve zaruridir Bu durum karşısında, ne zaman hareket edeceğinizin ve ne kadar za manda oraya varabileceğinizin bildirilmesi gerekiyor

Sivas'ta ilgililere göstereceğiniz telgraf şudur:

Zâtıâlîlerinin Sivas ve komutanlığına tayinleri Meclis-i Vûkelâ kara rıyla Padişah Hazretleri'nin yüce buyruklarına sunulmuş ve gereği şerefle onaylan mış olduğundan, hemen hareketle, bu telgrafı Sivas'taki sivil ve askerî memurlar dan gerekenlere gösterip, vali ve komutanlığı üzerinize alarak göreve başlamanız ve durumu hemen bildirmeniz tebliğ olunur 391919

Dahiliye Nâzırı Harbiye Nâzırı

Âdil Süleyman Şefik

58) Bakanlar Kurulu

Bâbıâli, 691919

Malatya'da Elâzığ Valisi Galip Beyefendi'ye

İlgi: 691919

Eşkıya takibi için gönderilecek kuvvetin masraflarının jandarma ödeneği he sabına malsandığından karşılanması zarurîdir Kaç kuruş sarf edileceğinin ve gön derilecek kuvvetin miktarı ile hareket gününün hemen bildirilmesi

Nazır Âdil

Dahiliye nâzırı üç gün sonra da A l i G a l i p' in bir telgrafına kar şılık olduğu anlaşılan şu telgrafı veriyor:

İstanbul, 99l919

İlgi: 891919 Sayı: 2

Malatya'da Elâzığ Valisi Beyefendi'ye

Sivas'ta güvenilir bir vasıta olmadığından veterli bilgi alınamamakta ise de ora halkından burada bulunan bir adamın ifadesine ve başka yerlerden de alınan genel bilgilere göre, önce halk bu kışkırtmalara taraftar değildir Sonra, asker yok denecek kadar azdır Bu hareketi idare etmekte olanlar, malûm şahıslar ile komu tan ve subaylardan bazılarıdır Bunlar, işe millî bir yön vererek maksatlarını be nimsetmeye çalışmaktadırlar Oysa, millet bu işlere taraftar değildir Orası daha yakın olduğu için, istediğiniz bilgiyi kolaylıkla elde edebilirsiniz: Bununla, birlikte; gazeteler her nasılsa Sivas'a tayininizden bahsetmiş olduklarından, bir gün önce yola çıkmanız daha da önem kazanmıştır Birlikte bulunduracağınız kuvvet ne ka dar çok olursa, başannın o oranda kolaylaşacağı âşikârdır Bu kuvvetin miktarları ile, hareket tarihinizin bir gün öncesine kararlaştırılarak bildirilmesini bekliyo rum

Nâzır Âdil

A l i G a l i p B e y bu telgrafa karşılık olarak, Malatya'dan son defa şu telgrafı veriyor:

Çok ivedi ve gizli Kendisi tarafından çözülecektir

Dahiliye Nezareti'ne

Bu ayın 14'üncü günü yeterince kuvvetle eşkiyanın peşine düşüp ve ya kalanması için Malatya'dan hareket edecek şekilde gerekli tedbirler alınmıştır Tan rı'nın yardımı ile çarpışmadan başanlı sonuç alınacağına güven buyurulsun Yalnız yazılan cevapları ve gerekleri geciktirilmemelidir

991919

Elâzığ Valisi Ali Galip

Bu telgraftan, 9 -10 Eylül gecesini hükûmet dairesinde heyecanlar içinde ve sabaha kadar uykusuz olarak geçiren A l i G a l i p'in 9 Ey lül 1919 günü, henüz kahramanlığının üzerinde ve Tanrı'nın yardımı ile çarpışmada başarıdan pek ümitli olduğu anlaşılıyor

Efendiler, bu olaydan ve bu belgelerden haberdar edilen sivil âmir lerden Dahiliye Nâzırı Â d i l B e y' e Komutanlardan da Harbiye Nâzırı S ü l e y m a n Ş e f i k P a ş a 'ya, güvensizlik bildiren telgraflar çekil mesinin uygun olacağı düşünüldü Halkın dikkati çekildi

Sivas Valisi R e ş i t P a ş a 'nın telgrafına cevap veren  d i l B e y 'in şu sözleri ne kadar garip ve şaşırtıcıdır  d i l B e y sözünü ettiğim telgrafı şu cümlelerle bitiriyordu: " Elbette Halife Hazret leri'nin yüce buyruklarına uyma gereğini takdir edersiniz! " (Belge: 70)

Efendiler, bir tesadüf eseri olarak bu görüşme sırasında ben de telgrafhanede bulunuyordum Bir aralık dayanamadım Şu telgrafı yazıp çekilmek üzere memura verdim

10,1191919

Dahiliye Nâzırı Âdil Bey'e

Milletin, Padişah'ına maruzatta bulunmasına engel oluyorsunuz Alçaklar, ca niler! Düşmanlarla millete karşı haince tertiplere girişiyorsunuz Milletin kudret ve iradesini takdirden âciz olduğunuza şüphe etmiyordum Ancak, vatan ve millete karşı haince ve son bir çırpınışla alçakça harekette bulunacağınıza inanmak istemi yordum Aklınızı başınıza toplayın G a l i p B e y ve yardakçıları gibi aptalların verdikleri ahmakçasına ve asılsız sözlere kapılarak ve M i s t e r N o w i l gibi milletimiz ve vatanımız için zararlı olan yabancılara vicdanınızı satarak yaptığınız alçaklıkların milletçe sorulacak hesabını göz önünde bulundurunuz Güvendiğiniz şahısların ve kuvvetin sonunu öğrendiğiniz zaman, kendi sonunuzla karşılaştırmayı unutmayınız

Mustafa Kemal

Bütün komutanlar da gerektiği şekilde müracaatta bulundular 12 Eylül'e kadar aldığımız raporlardan, kaçakların, 10 11 Eylül gecesini Raka'da geçirdikleri, 11-12 Eylül gecesini de Raka'nın yarım saat yakınındaki bir köyde, bir aşiret reisinin yanında geçireceklerinin anlaşıldığı bildiriliyordu (Belge: 71 ) Bu bilgi, 20'inci15' inci ve 13'ün cü Kolordu Komutanları'na bildirildi (Belge: 72)

11 Eylül ve 11-12 Eylül'de Malatya ile telgraf başında yapılan ha berleşmeler, daha Malatya'da, kesin emir ve talimat almış olan şahıs ların zihinlerinin daha henüz bir karışıklık içinde bulunduğunu göstere cek nitelikte idi

Elâzığ'dan gelen Alay Komutanı İlyas Bey "Mutasarrıf Bey'in gönderdiği özel bir adam tarafından Vali Ali Galip ve Mutasarrıf Halil Bey'lerin bazı şartlarla yerlerine dönmek istedikleri" bildiril miş "Memleketin selâmeti adına bunların bu şekildeki tekliflerini kabul etmenin uygun olup olmadığı konusundaki emrinizi beklemekte olduğu muz arz olunur" demekteydi ( 11 Eylül) (Belge: 73)

Bunun arkasından İlyas Bey, 11/12 Eylül gecesî yine telgraf başına gelen Süvari Alay Komutanı Cemal, Mutasarrıf Vekili Tevfik, Topçu Alay Komutanı M ü n i r, Jandarma Yüzbaşısı Faruk, Baytar Binbaşısı Mehmet ve Elâzığ'dan gelen Alay Komutanı İlyas Bey ler adına şunları yazdırdı:

Malatya'dan İlyas Bey: Güvenilir bir kimse olan Jandarma Yüzbaşısı Faruk Bey'den biraz önce alınan bilgiler aşağıda verildiği gibidir:

Faruk Bey , Kâhta ve çevresinde takipte, Malatya'ya beş saat uzaklıkta ki Raka köyünde Kürtlerin toplandıklarını, şimdi Mutasarrıf ile arkadaşlarının orada bulunduklarını, Siverek'e kadar uzanan bölgedeki aşiretlerin birbiri ardınca buraya gelmekte olduklarını; Dersim aşiretle rine varıncaya kadar Kürtlük adına çağırıldıklannı, Mutasarrıf'ın plânına uyularak önce Malatya'ya saldırıp tamamiyle yağmaladıktan sonra, bü tün kuvvetleri ile Sivas'a doğru yürüyeceklerini, Malatya'da bulunan Türkleri öldüreceklerini ve süreceklerini, Dersim'lilerin de aynı zamanda Harput'a yürüyeceklerini bildiriyor Çünkü, mutasarrıfın Malatya'dan gitmesi Kürtlük adına kendilerine karşı büyük bir aşağılama ve hakaret olarak sayılıyormuş Vali böyle bir yağmaya ve katliama taraftar ve razı olmadığını, ancak, mutasarrıfın düşüncesine de engel olamayacağını bildirmiştir Malatya'ya çarpışarak girdikleri zaman Kürt bayrağı çeki leceğini ve yanlarındaki İngiliz binbaşısı da Urfa'da bulunan İngiliz tü meninin harekete hazır olduğunu bildirmiş ise de, Hacı Bedir Ağa' nın bunun kabul etmediği ve aşiretlerin, Malatya'nın Kürdistan'ı sayılıp Malatya'da Kürt bayrağn çekilmesinde direndikleri, dün akşam Malatya'ya dönmek isteyen valiyi bırakmadıkları abartılmadan arz olu nur

Şartları aşağıdadır:

1- Valinin yerine dönmesi;

2 - Mutasarrıfın eskiden olduğu gibi yerinde kalması;

3 - Elâzığ'dan gelen askerin geri gönder ilmesi;

4 - Vali yüz silâhlı Kürtle Malatya'ya girdiği zaman huzurun sağlanması ve Sivas'a doğru yürümesi;

5 - Aşiretlerden alınan yedi tüfekle bir tabancanın geri verilmesi;

6 - Yukarıda arz ettiklerime emirleri

İlyas Bey'e şunu yazdım:

11,1291919

Malatya'da İlyas Beyefendi'ye

1- Verdiğiniz bilgiler hey'etimizce dikkate alındı Zatıalinize şartlar ileri sürenler kimlerdir? Böyle bir ilişkiye girişmek asla doğru değildir Hainlikleri or taya çıkan vali, mutasarrıf ve yardakçılarının yakalanmaları, kışkırtmaya çalıştık ları bazı gafil kimselerin de uyarılması söz konusudur Bunun için bütün şiddeti ile karşı koymak gerekir 13' üncü, 15' inci ve 3'üncü Kolordu Komutanları şu daki kada telgraf başında, alınacak ortak tedbiri kararlaştırmaktadırlar Elde edilebilen kuvvetler her taraftan harekete geçirilmiştir Oraca alınması gereken tedbirlerin zâtıâlîniz tarafından sükûnet ve ciddiyetle alınmış bulunduğuna güvenimiz tamdır O bölgede bulunan bütün telgrafhanelerin tutulması ve Mutasarrıf Vekili Tevfik Bey kardeşimiz de hükûmetin güç ve otoritesini en üstün bir şekilde göster mesi dikkate alınmalıdır

2 - Şu anda Anadolu'nun bütün merkezlerinden Zâtışâhâne'ye, yapılan ha inlik arz edilmektedir Oraca da aynı şekilde hareket edilmelidir

3 - İngiliz binbaşısının sözleri blöftûr Kürtlerin de birleşip toplanabilseler bile, asker kuvveti karşısında ne dereceye kadar başarı gösterebileceklerini takdir buyurursunuz

4 - Bedir Ağa ' yı, Keven aşiretinin reislerini ve bu haince hareketlere karşı olan beyleri tarafınıza çekmeye çalışmanız uygun olur

5 - Adıyaman'dan hareket eden sûvari bölüğü ile, Siverek ve Diyarba kır'dan hareket eden birer taburla bağlantınız var mı? Nerelere vardılar?

Telgrafhanede bulunan Kongre Hey'eti adına

Mustafa Kemal

Gerçi, kongre toplantı halinde değildi ve telgrafhanede bulunmu yordu Fakat maneviyatı kuvvetlendirmek için, Kongre Heyeti ile ilgili göstermeyi uygun buldum ve imza olarak, yalnız "Kongre Heyeti" diye aynı nitelikte ayrıca bir telgraf da yazdım (Belge: 74)

Bu telgrafıma ek olarak, Urfa'da, Ayıntap'ta, Maraş'ta bulunan ve sayıları pek az olan yabancı kuvvetlerini bildirerek " size bir yabancı tümeninden bahsedenlerin sözleri vatan ve millet hainlerinin yalanını ak tararak maneviyatınızı kırmak alçaklığından " dır dedim (Belge: 75)

İlyas Bey, telgrafıma verdiği cevapta, "bir saldırı halinde, şiddetle karşı konulması kesin olarak kararlaştırılmıştır" dedikten son ra, "eldeki kuvvet, Malatya'yı uzun bir süre bir Kürt saldırısına karşı savunmaya yeterli değildir Bunun için elden gelen sür'atle yardımcı kuvvetler gönderilmesine emir buyurulması bir kere daha istirham olu nur" dedi (Belge: 76)

İlyas Bey'e gereğinde bir şey bildirilebilsin diye, telgrafhanede bir subay bırakarak, önemli olan işinin başına dönmesini rica ettim (Belge: 77)

İlyas Bey tarafından 12 Eylül'de çekilen bir telgrafı, subaylarınız ve memurlarınız için çeşitli bakımlardan yararlı olacağı düşün cesiyle, olduğu gibi bilginize sunacağım:

Malatya, 1291919

Sivas'ta 3' üncü Kolordu Komutanlığı'na

Halep'teki İngiliz ordusuna bağh albay rütbesinde MösyöP Peel (Pîl) adında bir İngiliz subayı, bugün 1291919 tarihinde öğle üzeri Malatya'ya gelmiştir Maksadının Malatya, Harput ve Diyarbakır bölgelerinde, bölgenin ileri gelenleri, sivil ve askerî memurlarla görüşmek olduğunu, kaçak Mister Nowil' in görevi ile ilgili bir şey bilmediğini ve bu konuda İngiliz Hükümeti'nin kesinlikle bilgisi olmadığını ve böyle bir propagandacı subayın buralarda gezmesini kabul edemeyeceğini ve aşiretler içerisinde derhal buraya getirilmesi için kendisine emir verileceğini söyledi Eğer haince bir maksatla buralarda dolaştığı kanısına vârırsa, tutuklu olarak Halep'e göndereceğini ekledi Vali Galip Bey ' i de kendisiyle görüşmek üzere, hayatının korunması hususunda kendisine güvence vererek buraya davet etme isteğinde bulundu Bu hususta, üst makamdan adı geçenin buraya gelebilmesi için emir almadan gelmesinin mûmkün olamaya cağını, bunun için ilgili makamlara başvuracağımı da söyledim Bu izin emrinin sür'atle bildirilmesi için aracı olmamı rica etti Kendisi "yüksek siyası mutemet" adıyla anılırmış İstanbul Hükûmeti onu tanırmış Burada iki gün kaldıktan sonra Harput'a gidecekmiş Giriş belgesi yoktur Kendisine, saygıdeğer bir misafir ol duğu ve özel bir saygı gösterileceği söylenmiştir Valiyi buraya getirtmesine ve bu zatın Harput'a doğru seyahat etmesine izin verelim mi? Bildirilmesi Sivas'tan iki subayın şimdi geldiği arz olunur

15' inci Alay Komutanı İlyas

Bu telgrafta söz konusu edilen hususlarla nasıl hareket edileceğini gösteren görüşlerimiz, şu şekilde kısaca bildirildi:

Sivas, 1291919

Malatya'da 15'inci Alay Komutanlığına

İlgi: 1291919

1- Kim olursa olsun, giriş belgesi olmayan bir yabancı subayın Osmanlı ülkesinde işi yoktur Kendisine büyük bir nezaketle, fakat askerce, kesin bir tu tumla durumu bildiriniz ve geldiği yere hemen dönmesini isteyiniz Memleketten çıkıncaya kadar da ileri gelen kimseler ve memurlarla hiçbir siyasî temasa gel memesi için yanına yetenekli, uyanık bir subay katınız

2 - Kaçak valinin vatan hainliği ile suçlandığını, ele geçince yakalanarak kanunun adaletli pençesine teslim edileceğini, bu konuda başka bir şey yapma imkânı olmadığını ayrıca anlatırsınız, efendim

Mustafa Kemal

Efendiler, alınan tertip ve tedbirler ve özellikle gösterilen sertlik ve şiddet sayesinde, Ali Galip ve Halil Bey' lerin ayartmaya çalıştıkları aşiretler dağılmış, ümitsizliğe düşen Ali Galip, önce Urfa'ya oradan da Halep'e kaçmıştır Mister Nowil de göz altın da rahatça Elbistan üzerinden gitmiştir Ötekiler de birer yolunu bula rak kaçmışlardır Bu safhaları daha çok açıklamakta bir yarar görmüyo rum Bu konuda söylediklerime ek olarak yayınlanacak belgelerin okun masından, bugün ve gelecek için ibret dersi olabilecek noktalar çıkarı lacağını umarım (Belge: 78, 79, 80, 81 )

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #55
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



HAİNLERLE İŞBİRLİĞİ YAPAN FERİT PAŞA KABİNESİNE HÜCUM

Efendiler, bilginize sunduğum belgeleri gördükten sonra, zannederim Ali Galip tarafından yapılan teşebbüsün Padişah'ın ve Ferit Paşa Hükûmeti'nin ortak bir teşebbüsü olduğuna şüphe ve tereddüt edenler kalmaz Bu hainliğin ortak elebaşılarına karşı nasıl bir durum almak gerektiği bellidir Ancak, buna karşı yapılacak teşebbüste elden geldiğince açıktan açığa hareket etmekten vazgeçmek ve o günün gereğinden olmakla birlikte teşebbüs gücünü çeşitli hedeflere yöneltmekten sakınarak bir noktada toplamak ihtiyatlı bir davranış olurdu Biz de hücuma hedef olarak yalnız Ferit Paşa Kabinesi'ni tespit ettik ve Padişah'ın da bu Ferit Paşa Kabinesi'nin Padişah'ı olaylardan haberdar etmeyip aldatmakta olduğu tezini tuttuk Padişah, durumu öğrenecek olursa,kendisini aldatanlara müstahak oldukları işlemi uygulayacağına güvenimiz olduğunu ileri sürdük Hükûmetin ortaya çıkmış olan cinayeti üzerine, kendisine güven duyulmaması tabiî olduğundan, gerçeklerin yalnız ve ancak doğrudan doğruya Padişah'a arz edilmesi ile durumun düzeltilebileceğini, teşebbüslerimiz için hareket noktası olarak kabul ettik Bu düşünceyle, Eylül'ün 11'inci günü, Padişah'a çekilmek üzere telgraf hazırlandı Bu telgrafta, tahmin buyuracağınız üzere, zamanın gereği olan birçok basmakalıp sözler içinde: Hükûmetin silâh zoruyla kongreyi basma yoluna giderek Müslümanlar arasında kan dökülmesine sebep olacağı, Kürdistan'ı ayaklandırmak suretiyle vatanı parçalatmak plânını para karşılığında yüklenmiş olduklarının belgelerle açığa çıktığı, hükûmetin bu işlerde âlet olarak kullandığı adamların perişan edilerek kaçmaya mecbur edildiği, yakalandıkları takdirde kanunun pençesine teslim edilecekleri, bu cinayetleri hazırlayan, Dahiliye ve Harbiye Nâzırları vasıtasıyla da emredip uygulatan İstanbul Hükûmeti'ne milletin güveninin kalmamış olduğu bildirildikten sonra, namuslu kimselerin oluşturduğu yeni bir hükûmetin kurulması, bu casus şebekesi hakkında sür'atle kanunî soruşturma yapılarak suçluların cezalandırılması isteniyor; âdil bir hükûmet kuruluncaya kadar, İstanbul Hükumeti ile hiçbir haberleşme ve ilişkide bulunmamaya karar vermiş olan milletten ordunun ayrılamayacağını, olayın içyüzünü bilen ve o çevrede bulunan biz kolordu komutanları arza mecbur olduk deniyordu

İşte bu telgraf suretinin bütün kolordularca İstanbul'a çekilmesinin uygun olacağı düşünüldü11 Eylül günü telgraf başında kolordu komutanlarına şu talimatı verdim:

" Şimdi bir suret vereceğiz Bu suretin 3' üncü, 15' inci, 20' nci, 13 ve 12' nci Kolordu Komutanlarının ortak imzalarıyla çekilmesini uygun görüyoruz Okuduktan sonra diğer komutanlarla aynı zamanda çekmek için bekleyiniz"

Sadrazamlık Yüksek Katına

Şimdi doğrudan doğruya kutsal Başkomutanı'mız, şanlı Halifemiz Efendimiz'e önemli bir arzda bulunmak mecburiyetindeyiz Engellenmemesini rica eder,aksi takdirde bundan doğacak ağır sonuçların sorumluluğunun yalnızca yüksek şahsınıza ait olacağını arz ederiz 12' nci Kor, 13' üncü Kor, 20' rci Kor, 15' inci Kor, 3' üncü Kor Yapılacak önemli maruzat, yukarıda arz etmiş olduğum üzere, padişaha çekilen telgrafta yazılanlardan ibaretti

Eylülün 11' inci günü ve özellikle 12/13 gecesi, her tarafta, kolordu komutanları telgraf merkezlerine gelerek kararlaştırıldığı şekide İstanbul'la haberleşmeye çalışıyorlardı Fakat sadrazam ortadan kaybolmuş gibiydi Cevap vermiyordu Biz de, telgraf başında, sadrazamın telgrafları alıp cevap vermesi için baskıda bulunuyorduk İstanbul merkezindeki telgraf memurları ile yapılan uzun çekişmelerden sonra, bir telgraf memuru şu bilgiyi verdi:

" Sadrazam Paşa'ya yazılanlar telefonla söylendi Alınan cevapta: Telgraf metni Sadrazam Paşa Hazretleri'ne arz olundu Bildirecekleri maruzatları usulünce telgrafla arz olunmalıdır Gelen telgraflar da usulüne uygun olarak Padişah'a takdim edilir, buyurduklarını Müdür Bey söylüyor, efendim"

Bunun üzerine, gece yarısından sonra saat 400'te Sivas telgrafhanesine çekilmek üzere şu telgraf gönderildi: 11/1291919

Sadrazam Ferit Paşa'ya

Vatan ve milletin haklarını ve kutsal varlıklarını ayak altına alarak, Padişah Hazretleri'nin yüce padişahlık şeref ve haysiyetlerini çiğneyerek, gafilce bir takım hareket ve teşebbüslerde bulunduğunuz ortaya çıkmıştır Milletin padişahımızdan başka hiçbirinize güveni kalmamıştır Bu sebeple durum ve dileklerini ancak Padişah Hazretleri'ne arz etmek zorundadır Hükûmetiniz meşru olmayan hareketlerinin sonuçlarından korkarak, millet ile padişah arasına artık engel çekiyor Bu konudaki direnmeniz daha bir saat sürerse, millet kendisini her türlü hareket ve faaliyetlerinde serbest saymakta haklı bulacaktır ve bütün vatanın meşru olmayan hükûmetinizle kesin olarak ilgi ve bağlantısını kesecektir, bu son uyarımızdır Bundan sonra milletin tutacağı yol burada bulunan yabancı subaylar vasıtasıyla, İtilaf Devletleri temsilcilerine de ayrıntılı olarak bildirilecektir

Genel Kongre Hey'eti

Sivas Telgraf Müdürlüğü'ne de aynı zamanda, telefonla şu emir verildi: Genel Kongre Hey'eti

Kolordu Komutanlarına aşağıdaki genel duyuru yapıldı:

20 nci Kolordu Komutanlığı'na

5 inci Kolordu Komutanlığı'na

13 üncü Kolordu Komutanlığı'na

3 üncü Kolordu Komutanlığı'na

Kongrenin Padişahlık yüce katına olan maruzatına İstanbul'da Telgraf Başmüdürlüğünce ,engel olunmuştur Bir saatlik bir sürede Saray'a yol verilmezse bütün Anadolu nun İstanbul'la haberleşmesinin kestirileceği cevap olarak adı geçen müdürlüğe bildirilmiştir Kongrenin bu meşru isteğine olumlu oevap alınmadığı takdirde, tebliğ anından başlayarak Ankara, Kastamonu, Diyarbakır telgraf merkezleriyle Sinop'taki telgraf haberleşmelerinin durdurulması, yani kongre ile ilgili haber ve bildiriler dışında hiçbir telgrafın İstanbul'a geçirilmemesi ve İstanbuldan da kabul edilmemesi; Batı Anadolu ile haberleşmemize engel olmayacaksa Geyve Boğazı yönündeki hattın da tutulması veya geçici olarak kesilmesi ve yapılan işlerin sonuçlarının bildirilmesi rica olunur, Bu talimatın yerine getirilmesine engel olacak telgraf memurları, bulundukları yerlerde derhal Divan-ı Harb'e verilerek haklarında en ağır ceza uygulanacaktır İşbu tebligat gereğinin yerine getirilmesi 20 nci, 15 inci, 13 üncü ve 3 üncü Kolordu Komutanlarından rica edilmiştir Alındığının bildirilmesi Sıvas'ta Genel Kongre Hey'eti

Bu telgrafla verilen talimat daha sonraki telgraflarla da tamamlanmıştır

11-12 Eylül gecesi yapılmış olan genel tebliğe ek olarak da şu ricada bulunuldu

Bu gece sonuç elde edilinceye kadar bütün komutanlarla sivil idare âmirlerinin ve ilgili hey'etlerin telgrafhaneden ayrılmamaları rica olunur Genel Kongre Hey'eti

Telgrafhanelere de şu uyarıda bulunuldu:

Ektir: Bu tebligat gereğinin yerine getirildiği haberi Kongre Hey'eti'nce öğrenildikten sonra, yine aramızda haberleşmeye devam edileceğinden telgrafhanelerde adam bulundurulması rica olunur Kongre Hey'eti

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #56
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



İSTANBUL'DAKİ HÜKÜMETLE İLİŞKİYİ KESME KARARI


İstanbul'un kendilerine tanınan bir saatlik süre içinde saraya telgraf bağlantısı vermeyeceği anlaşılıyordu Bu sebeple,12 Eylül 1919 günü bütün komutanlara şu genel duyuru yapıldı:

Sureti aşağıya çıkarılmış olan telgraf, Genel Kongre Hey'eti tarafından bir saate kadar sadrazama çekilmiş olacaktır Bu itibarla, siz de hemen bu esas ve nitelikte birer telgraf çekiniz ve hemen bildiriniz, efendim (Genel Kongre Hey'eti)

Saat beşte Sadrazama "bilgi için" diye gönderilen ve aynı zamanda bütün komutanlara ve illere yapılan tebligat şundan ibarettir:

1- Hükûmet, milletin sevgili padişahına olan maruzat ve bağlantısını kesmekte ve ortaya çıkan haince hareketlerine devamda direndiğinden, millet de meşru bir hükûmet iş başına geçinceye kadar, İstanbul Hûkûmeti ile olan idari ilişkilerini ve İstanbul ile yapılan her türlü posta, telgraf haberleşme ve ulaştırmalarını kesmeye karar vermiştir Bölgelerindeki sivil memurlar, askerî komutanlarla, işbirliği yaparak bu hususu sağlayacak ve sonucu Sivas'taki Genel Kongre Hey'etine bildirecektir

2 - Bu tebligat bütün komutanlara ve sivil idare âmirlerine gönderilmiştir

1291919 Genel Kongre Hey'eti

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #57
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



MİLLETVEKİLLERİNİN SEÇİMİ İLE MEŞGUL OLUNMAYA BAŞLANMASI

Efendiler, ayın 12 nci günü İstanbul Hükûmeti ile genel olarak haberleşme ve bağlantı kesildi Bunların dışında kalan bazı yerler ve bu yerlerle olan tartışmalarımızı ayrıca açıklayacağım Fakat müsaade buyurursanız, bundan önce daha önemli sayılması gereken bir konu üzerinde bilgi arz edeyim Yüksek hey'etinizce bilinmektedir ki Ferit Paşa Hükûmeti milletvekillerinin seçimleri için görünüşte bir emir vermişti Ancak, içinde bulunduğumuz tarihe kadar, yani Anadolu'nun İstanbul'la bağlantısını kestiği 12 Eylül gününe kadar, bu emir uygulanmamıştı Son durum üzerine, en önemli meselenin, milletvekillerinin seçimini bir an önce yaptırmak olacağını takdir buyurursunuz Bu bakımdan 13 Eylülde derhal bu konu üzerine de eğilindi Uzun açıklamalar yapmaktansa, bildirdiğim tarihte verilen ilk genel talimatı, olduğu gibi bilgilerinize sunmayı daha yararlı buluyorum Tebligat şudur:

Tel 1391919

Balıkesir'de 14 üncü Kolordu, Konya'da 12 nci Kolordu,

Diyarbakır'da 13 üncü Kolordu, Erzurum'da 15 inci Kolordu,

Ankara'da 20 nci Kolordu, Bursa'da 17 nci Tümen ,

Çine'de 58 inci Tümen, Bandırma'da 61 inci Tümen

Komutanlıklarına ve 6l inci Tümen Vasıtasıyla Edirne'de

I inci Kolordu, lViğde'de 11 inci Tümen Komutanlıklarına

illere, bağımsız sancaklara, belediyelere

(Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Hey'etlerine)

İstanbul Hükûmeti'nin tuttuğu ve takip etmekte olduğu gericilik yoluna ve yaşamakta olduğumuz günlerin büyük korku ve tehlikelerine karşı haklarımızı savunmak ve varlığımızı korumak için Millî Meclis'in seçilmesini ve toplanmasını sağlamak ve çabuklaştırmak bugünün en önemli görevidir

İstanbul Hükûmeti milleti aldatarak milletvekillerinin seçimini aylarca ertelemiş olduğu gibi, son zamanda vermiş olduğu seçim emrini de türlü sebeplerle savsaklamakta ve geciktirmektedir Ferit Paşa ' nın, Toros'un ötesindeki illerimizden vazgeçtiği Barış Konferansı'na vermiş olduğu notadan anlaşılmış, Aydın ili ûzerinde Yunanlılarla sınır tespitine kalkışması, oradaki işgali oldu bitti halinde bir ilhak olarak kabul etmiş olduğuna delil sayılmış ve memleketin işgal edilen başka bölgeleri için de bunlara benzer gafilce ve haince siyasetiyle memleket ve milleti parçalayacağı kesinlikle anlaşılmıştır Meclis-i Millî'nin toplanmasından önce barış anlaşmasına imza koyarak milleti bir oldu bitti karşısında bulundurmak niyetinde olduğu anlaşılmıştır Bu itibarla, Genel Kongre, orduyu ve milleti uyanık olmaya davet ederek aşağıdaki hususların en kısa zamanda yerine getirilmesini, milletin hayatî konusu olarak kabul eder ve bildirir:

İlk olarak: Seçim hazırlıklarının yürürlükteki kanunda yer alan en kısa zamanda yapılıp tamamlanması için Belediyeler ile Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri yoğun bir faaliyet içine girilmelidir

İkinci olarak: Sancaklardan çıkarılacak milletvekili sayısı oranların nüfus durumuna göre hemen tespit edilerek Hey'et-i Temsiliye'ce şimdiden bildirilmeli dir Adaylar konusu daha sonraki haberleşmelerde ele alınacaktır

Üçüncü olarak: Seçim hazırlıkları yapılırken gerek seçimler sırasında gecikmeye yol açacak engellerin şimdiden düşünülerek ortadan kaldırılması ve hiçbir gecikmeye meydan verilmeyerek seçimlerin en kısa zamanda sonuçlandırılması

Bu karar bölgenizdeki bütün Belediye ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'ne bildirerek, gereğinin hemen yerine getirilmesine yardımcı olmanız rica olunur (Hey'et-i Temsiliye)

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #58
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



MEMLEKETİ BAŞVURACAK BİR YERDEN YOKSUN BIRAKMAK İÇİN


Ferit Paşa Hükûmeti inadında devam ediyordu Bilindiği gibi bu durum hükûmet düşünceye kadar süregeldi Memleketi günlerce başvurulacak bir yerden yoksun bırakmak elbette büyük sakıncalar doğururdu Bundan dolayı, önce fikir sormak üzere, sonra da bazı itirazlara aldırmadan emir şeklinde bildirdiğimiz kararları Eylül'ün 13/14 üncü gecesi şu şekilde tespit etmiş ve kaleme almıştır

Kongrece alınması düşünülen tedbirleri gösteren suret aşağıda arz edilmiştir:

Bu konudaki yüksek görüş ve düşünceleriniz alındıktan sonra, genel kurulca görüşülerek uygulamaya konacaktır 1591919 günü öğleye kadar cevabınızı bekliyoruz, efendim

Milli davayı haince bir saptırma ve yorumla olduğundan başka türlü göstererek milli teşebbüs ve faaliyetlerimizi gayri meşru ilan eden, milletin saltanat ve Hilâfet makamına karşı duyduğu ebedî bağlılığını bütün meşru ve kanunî vasıtalarla ispata çalıştığımız halde, padişah ile millet arasında bir engel perdesi oluşturan ve halkı birbiri aleyhinde silâhlanıp öldürmeye sürükleyerek bunun kışkırtıcılığını yapan İstanbul Hükûmeti ile ilişkilerini kesmek mecburiyetinde kalan Genel Kongre Hey'eti, aşağıdaki kararları zatıâlilerine bildirmeyi görev sayar

1- Padişah Hazretleri'nin yüce adına ve yürürlükteki kanunlar çerçevesinde devlet işleri eskiden olduğu gibi yürütülmeye devam edilecektir Irk ve mezhep ayrılığı gözetilmeden halkın canı, malı, namusu ve her türlü hakları güvence altında bulundurulacaktır

2 - Devlet memurlarının, kendilerine verilmiş olan görevleri milletin meşru dâvâsına uygun bir şekilde yürütmeleri tabiîdir Aksi takdirde, görevden kaçınanların mazeretleri bir istifa gibi işlem görerek, yerlerine uygun görülen kimseler vekil olarak getirilecektir

3 - Görev sırasında millî dava ve akıma ters düşen davranışları görülecek ve tespit edilecek memurlar, din ve milletin selameti adına kesinlikle ve şiddetle cezalandırılacaktır

4 - İstifa etmiş memurlardan ve halktan her kim olursa olsun, millî kararlar aleyhinde kışkırtıcı ve bozguncu hareket ve telkinlerde bulunanlar da şiddetle cezalandırılacaktır

5 - Memleket ve milletin selâmet ve saadeti, hak ve adalet, ülkede güven ve huzurun sağlanması ile mümkündür Bu konuda gereken her türlü tedbirin alınması kolordu komutanlıklarıyla vali ve bağımsız mutasarrıflardan beklenmektedir

6 - Millet isteklerinin, Zâtışâhâne'ye arzı ve duyurulması başarılıp da milletin güven ve desteğini kazanmış meşru bir hükumet kuruluncaya kadar, haberleşme merkezi, Sivas'ta Genel Kongre Temsil Hey'eti olacaktır

7 - Bu kararlar, bütün millî teşkilât merkezlerine gönderilecek ve ilan edilecektir (Mustafa Kemal)

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #59
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



YAPILAN İTİRAZ VE ELEŞTİRİLER

Efendiler, bilginize sunduğumuz bu son tebligatımız üzerine, kısmen hafif fakat kısmen de oldukça şiddetli itirazlara, direnmelere, hattâ karşı teşebbüslere tehditlere uğradık Karşı koymalar ve eleştiriler yalnız son tebligatımız hükümlerine de bağlı kalmadı Bu tebligat dolayısıyla daha başka noktalara da sıçradı Bu konuda yüksek hey'etinize açık bir fikir vermiş olmak için yapılmış olan yazışmalardan bazılarını kısaca bilginize sunmama müsaadelerinizi rica ederim

Erzincan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Hey'eti'nin 14 Eylül 1919 tarihli telgrafında: Kararların uygulanmasından önce, İstanbul Hükûmeti'ne kırk sekiz saatlik bir süre verilmesinin uygun olacağı bütün üyelerce kararlaştırılmıştır şeklinde zararsız bir görüş ileri sürülüyordu

Diyarbakır'dan 13 üncü Kolordu Komutanı Cevdet Bey, 14 Eylül 1919 tarihli uzun şifresinde: Hükûmet merkeziyle büsbütün ilgi kesilerek yazışmalar Kongre Temsil Hey'eti ile yapılacak olursa, muhalifler, siyasî bir maksat peşinde olanlar, bu hareketi hilâfete karşı isyan edilmiş göstererek, kamuoyunu yanıltacaklardırBu durum devam ederse memur ve asker maaşları ile yiyecek harcamaları için kaynak ve tedbir düşünüldü mü ? İstanbul Hükûmeti, İngiliz nüfuzu altındadır Her türlü ısrar ve gayrete rağmen başka türlü hareket edebilecek bir hükûmet kurulmasına imkân yoktur İngilizler, hükûmetin iznine dayanarak geniş çaplı bir işgal plânı uygularsa, yeni baştan İngilizlerle savaşa girişmeye taraftar mısınız ? Girişildiği takdirde başarı sağlanacağından ne dereceye kadar eminsiniz? Böyle bir ayak direme hareketi vatanın çıkarlarına uygun düşer mi? şeklinde birtakım düşünce ve soruları içine alıyordu

Erzurum Hey'et-i Merkeziyesi'nin 15 Eylül 1919 tarihli telgrafında:

Yönetmeliğimizin altıncı maddesinin (yani Hey'et-i Temsiliye'nin başvurma yeri olarak kabul edilmesi ile ilgili madde) tüzüğümüzle uygunluğunun sağlanması için merkez hey'etlerinden olur alınması gerekir denilmekte idi

Malatya'dan komutan İlyas Bey' in 15 Eylül 1919 tarihli telgrafında: Elâzığ ili halkının, kongrenin maksat ve emelinden haberdar edilerek hiç olmazsa bir derece aydınlatılmalarına kadar bu hususun ertelenmesi uygun görülürse katıldığımı arz ederim düşüncesi ileri sürülüyordu

İçinde bulunduğumuz Sivas'ın Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Hey'eti de uzun bir raporunda: Bildirilen maddelerin bütününden memlekette geçici bir yönetim ilân edileceği anlaşılmaktadır şeklinde başladıktan sonra, bunun, cemiyet tüzüğünün ne özel maddesine ne de öteki maddelerine dayandırılma imkânı görülemediği noktasında dikkatimiz çekiliyor ve Padişah'a arz olunacak hususları ulaştırabilecek yolları büyük bir sükûnet ve samimiyetle ve tatlı bir şekilde aramayıp tavsiye ediyordu

Hey'et-i Temsiliye üyelerimizden olduğu halde, birçok davet ve ricalarımıza rağmen bize katılmayan, Sivas Kongresi'nde bulunmamak için mazeretler uyduran Servet Bey 'in Esselâmü aleyküm dindarca hitabı ile başlayan, 15 Eylül 1919 tarihinde Trabzon'dan çektiği açık telgrafında: Sivas Kongresi Bildirisi'ni ve arkasından da duyurunuzu aldık Cevap olarak bildirdiğimiz düşünceler Kâzım Paşa Hazretleri'ince görülmek istenmiş ve görülmüştür önce Sivas Kongresi'nin , genel kongre şekline girmiş ve bir Hey'et-i Temsiliye meydana getirmiş olduğu anlaşılıyor ki, bu husus kararlarımıza aykırıdır Sivas Kongresi, Hey'et-i Temsiliye'miz arasına üye seçmeye yetkili olamayacaktır İstanbul Hükûmeti ile haberleşmenin kesilmesi bir oldubitti haline geldi Hey'et-i Temsiliye'nin bir başvurma yeri olması hususu kamuoyu üzerinde pek kötü etkiler yapacaktır Bundan kesinlikle vazgeçilmelidir Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi'nin tüzüğünü değiştirmeye yetkili değildir Bu kongre, Doğu İlleri Hey'et-i Temsiliyesi'ne uymaya mecbur olacaktı Erzurum kararları üzerinde zihinlerin genel bir sarsıntı devresi geçirdiği bugünlerde, onun dışındaki hükümlere şüpheli gözlerle bakılacağından şüpheniz olmasın Erzurum Kongresi kararlarına uymayan işlere katılamayacağız protestosu ile son buluyordu

15 inci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa 'nın 15 Eylül 1919 tarihli yazısında: Sivas Kongresi'nin sorusuna cevap olarak Trabzon hey'etinden Servet, İzzet ve Zeki Bey 'lerin vermek istedikleri karşılığı okudum Pek yakından tanıdığım bu şahıslara karşı duyduğum güven ve saygı sonsuzdur Kendilerinin görüşlerine yön veren temel düşünceyi anlıyor ve benimsiyorum dedikten sonra ayrıntılar üzerindeki görüşlerini bildiriyor ve özellikle Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu illeri adınadır Sivas Kongresi ise bütün milleti temsil eden bir kongredir Bu kongrenin de ayrıca bir temsil hey'eti bulunması tabiîdir Ancak, Sivas Genel Kongresi Hey'et-i Temsiliyesi Doğu Anadolu İlleri Hey'et-i Temsiliyesini ortadan kaldırmış olmuyor Bu Hey'et-i Temsiliye tabiatiyle her an vardır Yalnız, bu Hey'et-i Temsiliye'den olup da bugün Sivas Kongresi Hey'et-i Temsiliyesi'ne girmiş bulunanlar varsa , bunların Doğu Anadolu İlleri Hey'et-i Temsiliyesi'nden istifa etmelerini istemek doğru olabilir Sivas Kongresi, bütün milletin çıkarlarını, Doğu Anadolu İlleri Hey'et-i Temsiliye'si ise yalnızca Doğu Anadolu illerinin hak ve çıkarlarını korur Hey'et-i Temsiliye'nin başvurma yeri oluşu ve yetki durumu, konunun en önemli noktasını oluşturmaktadır Bu konuda şimdiden acele edilmemesi hususunda sizinle tam bir görüş birliği içindeyim Hey'et-i Temsiliye'ce yapılan tekliflerin birden beşe kadar olan maddelerine gelince, bunların değil sorulmasını, bir bildiri halinde veya bir istek şeklinde bile yayınlanmasını yersiz bulurum görüşünde bulunuyordu

Trabzon'da Servet Bey 'e cevap olarak yazdığımız telgrafla, Kâzım Karabekir Paşa'ya verdiğimiz karşılıktan da söz edeyim Servet Bey 'e yazılan telgraf şuydu:

Trabzon'da Servet Beyefendi'ye

Trabzon Merkez Hey'eti'nden beklenen görüşe daha cevap gelmedi Bu husus ayrıca Kâzım Paşa Hazretleri'nden de sorulmuştu Görüşlerin birleştirilmesine neden lüzum görüldüğü tabiatıyla anlaşılamamıştır Sıra ile belirtilen görüşlerinizin cevabını aşağıda yine aynı sıra ile bildiriyorum:

Önce, Sivas Kongresi'nin genel bir kongre olacağı herkes tarafından biliniyordu Bunun sizce başka türlü kabul edilmekte olduğunu ilk defa şimdi yine sizden işitiyorum Hey'et-i Temsiliye konusuna gelince, bu hey'et, aslında Erzurum Kongresi'nin seçtiği ve kabul ettiği bir hey'ettir Şu sırada bendenizle birlikte Rauf Bey,Bekir Sami Bey, Raif Efendi ve Şeyh Hacı Fevzi Efendi Sivas'ta hazır bulunmaktadırlar Daha dört üyemiz eksik olmakla birlikte, çoğunluk görevini yapmaktadır Bu noktanın da sizce açık olarak bilineceğine şüphemiz yoktur Çünkü, durumun önemi dolayısıyla, daha Erzurum'da iken sizi de davet etmiş ve diğer arkadaşların birlikte götürüleceği bildirilmişti Tüzüğümüzün sekizinci maddesi uyarınca, Sivas Genel Kongresi'nin bazı üyelerle Hey'et-i Temsiliye'mizi güçlendirebileceği birlikte görüşülmüş, bunda bir sakınca bulunmamış, aksine millî birliği temsil bakımından gerekli de sayılmıştı Sivas Genel Kongresi'nde bundan başka bir şey yapılmamıştır İstanbul Hükûmeti ile haberleşmenin kesilmesi, temel kararlarımızın dördüncü maddesinin dışında değil, içinde ve hattâ o maddenin içine giremeyecek akıl almaz haince sebeplere dayanır bir niteliktedir Esasen bu oldu bittiyi yapan biz değil İstanbul Hükûmeti'dir Şifreli teIgrafımızın gereğinin yerine getirilmesi bir zarurettir Bundan vazgeçmeye hiçbir şekilde imkan kalmamıştır Biz, işe başlarken, olumlu oyunuzu almak üzere size başvurmayı da bir görev saydık Uygun bulup bulmamak sizce takdir edilecek bir husustur Yalnız, şunu da belirteyim ki, bugün Anadolu ve Rumeli'nin birlikte harekete mecbur olduğu bir yönlenişte, azınlığın değil çoğunluğun tuttuğu yolu benimsemeye ve azınlıklan bu yola çevirmeye kesin bir mecburiyet vardır Başvurma yeri ve yetki konusunda daha akla yatkın bir görüşünüz varsa, lûtfen bildiriniz Tutulması kaçınılmaz olan bugünkü yol dikkatle incelenirse, görülür ki, tüzüğümüze ve Erzurum Kongresi'nin temel kararlarına tıpı tıpına uygundur Bunun dışına çıkılmış bir nokta göremiyorum Bu duruma göre, zatıallerinizin, kendinizi katmak istemediğiniz tüzük ve bilinen kararlar dışında kalan işlerin açıklanmasını rica ederim Bugün kaçınılması mümkün olmayan bir hareket varsa, o da İstanbul Hükûmeti'nin millet ve memleketin kaderini alçakça İngilizlerin isteğine bırakması ve kendi çıkarlarına kurban etmesidir Buna karşı, buraca alınan karardan başka bir karar alınmasına imkan varsa, lûtfen bildiriniz (Mustafa Kemal)

Kâzım Karabekir Paşa 'ya da verdiğimiz etraflı cevabın başlangıcı aynen şöyle idi:

Servet ve İzzet Bey 'lerin, Hey'et-i Temsiliye'nin, Trabzon Merkez Hey'eti'nden açıklanmasını istediği hususlara karşılık olarak çektikleri açık telgraf alındı İçindeki, açıkça duyurulması sakıncalı olan düşünceleri, Hey'et-i Temsiliye tamamen Servet ve İzzet Bey 'lerin kendi görüşleri olarak kabul eder Hey'et-i Temsiliye genelge göndererek istemiş olduğu düşünceleri, Servet ve İzzet Bey'lerden değil, tüzük gereğince Trabzon Merkez Heyeti'nden istemiştir Servet ve İzzet Bey 'lerin görüşlerini içine alan özel bir telgrafla tarafınızdan hem kendilerine hem de Hey'et-i Temsiliye'ye cevap olmak üzere ileri sürülen düşüncelerle ilgili olarak aşağıdaki açıklamalara gerek duyulmuştur:

a) Her şeyden önce, adı geçen kimseleri sizce de bilinen görüşlere sürükleyen temel düşünce, ne yazık ki, Hey'et-i Temsiliye'ce anlaşılamamıştır

b) Tüzüğün dördüncü maddesi, bir geçici idare kurulmasını öngören sebep ve şartları açıklar Oysa, bilinen son haince olaylar dolayısıyla alınmış ve alınması gereği hakkında düşünce sorulmuş olan tedbirler, hiçbir vakit geçici idare kurma gayesi ile ilgili değildir O halde, bu nokta ile dördüncü madde arasında bir ilişki aramak gereksizdir Tedbirler, Zâtışâhâne'ye doğrudan doğruya başvurma yolunu bulmak ve meşru bir hükûmetin iş başına getirilmesini dilemek için alınmıştır

c) Sivas'ta toplanan kongre, Batı Anadolu temsilcileriyle Erzurum Kongresi'nin Genel Kurulu ve dolayısıyla da bütün Doğu Anadolu illeri adına, kongre kararlarına uygun olarak seçilen özel, yetkili bir hey'et bulundurmakla, elbette hem bütün Anadolu ve Rumeli'yi hem de bütün milleti temsil edebilecek bir genel kongre niteliği kazanmıştır Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi'nin kararlarını ve teşkilâtını olduğu gibi fakat daha da genişleterek kabul etmiş ve sonuç olarak Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla genişletilerek birleştirilmiştir

Tüzüğün üçüncü maddesi ve kongrenin temel kararları, zaten bu yüksek gayenin sağlanmasını kesin bir dilek olarak göstermiştir Sivas Genel Kongresi, Erzurum Kongresi'nde Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adına seçtiği Hey'et-i Temsiliye'ye güvenini tam olarak bildirmek suretiyle, onu Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti için de aynen bir Hey'et-i Temsiliye olarak kabul etmiştir Bu duruma göre, Sivas Genel Kongresi'nin kararları başka, Erzurum Kongresi'nin kararları başka; Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Hey'et-i Temsiliyesi başka, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Hey'et-i Temsiliyesi başka gibi başkalıklar ve ayrılıklar elbette söz konusu olamaz

Böyle bir durumdan söz edilmesi, şüphesiz ki pek samimî olan millî birlik gayemiz ve kutsal hedefimiz için son derece zararlıdır O halde biribirini ortadan kaldıran Hey'et-i Temsiliye'ler olmadığı gibi, birine girince diğerinden çekilme isteğinin doğru olabileceği üyeler de yoktur Bugün bütün Anadolu ve Rumeli'yi içine alan cemiyetimizin, Sivas'ta bulunan tek Hey'et-i Temsiliyesi Erzurum Kongresi'nce tüzüğün özel maddelerine uyularak seçilmiş bulunan dokuz kişiden beşinin katılmasıyla göreve devam etmektedirHakları, yetkileri ve yararları Doğu Anadolu illerininkinden hiçbir şekilde daha az olmayan Batı Anadolu'nun, haklı ve yerinde olan tekliflerini dikkate almayarak, onları, sıradan bir uydu durumunda bulundurmaya kalkışmak, bizim aklımızın bir türlü kabul edemediği hususlardandır Bunun içindir ki, Hey'et-i Temsiliye'miz altı üye daha eklenerek güçlendirilmiştir

Bundan sonra daha birçok açıklamaları içine alan bu telgrafımız, aynen Trabzon Merkez Hey'eti'ne de çekilmiştir

Bu tartışmalar üzerinde daha bir hayli açıklamalar yapıldı ve açıklama isteklerinde bulunuldu Hattâ Müdafaa-i Hukuk Hey'eti Trabzon Merkezi sahte imzasıyla öteki illere aleyhimize telgraflar da çekildiği görüldü

Nihayet, on beş gün sonra Trabzon'dan bir telgraf aldık Fakat Servet Bey 'den değil Bu telgrafı olduğu gibi arz edersem durum anlaşılır

Sivas'ta Hey'et-i Temsiliye adına Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne Sureti aşağıda verilen Trabzon Belediye Meclisi'nin telgrafi İstanbul'a şimdi çekiliyor Bu suretin 15 inci Kolordu Komutanlığı'na yazdırdığı arz olunur ( Mevki Komutanı Ali Rıza)

Suret

1101919

İstanbul, Sadrazam Ferit Paşa Hazretleri'ne

Bugüne kadar Anadolu'dan yükselen millî feryadı Trabzon kendisine has ağırbaşlılık ve sükûnetle inceledi ve takip etti Memleket bu duruma daha fazla katlanamaz Vatan sevginiz varsa artık mevkinizi terkediniz Paşa Hazretleri

Belediye Başkanı Üye Üye Üye

Hüseyin Ahmet Mehmet Avni Mehmet Salih

Üye Üye Üye Üye

Hüsnü Temel Mehmet Şefik

Alıntı Yaparak Cevapla

Nutuk...Tamamı..

Eski 10-10-2012   #60
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nutuk...Tamamı..



KAZIM KARABEKİR PAŞANIN TAVSİYELERİ


Kâzım Karabekir Paşa 'dan 17 Eylül 1919 tarihinde de, kişiye özel bir şifre aldım Pek içtenlikle ve kardeşçe bir dille yazılmış olan bu şifre bir iki uyarıyı içine alıyordu Kâzım Karabekir Paşa: Paşam, diyor, Sivas'tan gelen tebligat ve genelgeler,bazen Hey'et-i Temsiliye adına bazan doğrudan sizin adınızadır10 Eylül 1919 tarihinde, İstanbul'daki hükûmete hitaben, kendi adınıza duyuru ve uyarılarınız olmuştur Şuna inanınız ve güveniniz ki, bu şekilde sizin imzanızla yapılan tebligat, sizi çok büyük bir saygı ile sevenlerce bile, büyük bir samimiyetle ve iyi niyetle eleştiriliyor Bunun ne kadar etkili olacağını ve tepkiye yol açacağını takdir buyurursunuz Bu bakımdan Hey'et-i Temsiliye ve Kongre kararlarının, daima imzasız ve sadece Hey'et-i Temsiliye diye yayınlanmasını rica ederim Telgraf şu cümlelerle son buluyordu:

Yüksek şahsiyetinizin herhalde ortada tek başına görülmemesi memleketin yararı bakımından gereklidir Oy birliği ile bu noktada oyları alınan şahısların veya hey'etin kimler olduğunu daha bugüne kadar öğrenebilmiş değilim) arz olunan bu ricalarımın iyi karşılanacağından eminim, ellerinizden öperim

Kazım Karabekir Paşa 'yı gerçekten kararsızlık ve eleştiriye sürüklediğini gördüğümüz noktaları, mümkün olan açıklıkla bir mantık süzgecinden geçirerek aydınlatma gereği ortadadır O günlerdeki duygu ve düşüncelerimden kaynaklanan görüşlerimi, kendimi bugünün etkilerine kaptırmaktan çekinerek belirtmek için, o tarihte verdiğim cevabı olduğu gibi arz etmeyi tercih ederim: 1991919

15 inci Kolordu Komutanı

Kâzım Paşa Hazretleri'ne

Saygıdeğer Kardeşim,

Derin bir samimiyete dayandığına asla şüphe etmediğim görüşlerinizi açık ve kardeşçe bir dille bildirmiş olmanız, kardeşlik bağlarımızın sağlamlaşmasına ve yürekten bir sevinç duygusunun doğmasına vesile olmuştur Zihninizde beliren sakıncaları çok iyi anlıyorum 10 Eylül tarihinde hükümete kendi adımla gönderilmiş bir tebliğim yoktur Yalnız, telgrafhanede bulunduğum bir sırada, tesadüfen Dahiliye Nazırı Adil Bey' le makine başında karşı karşıya geliverdik Onur Sivas Valisi Reşit Paşa 'ya verdiği anlamsız cevaplara karşı, bendeniz sırf şahsi olmak üzere, onun şahsına karşı bildiğiniz biraz sertçe uyarılarda bulundum

Bu hemen hemen bir karşılıklı konuşma şeklinde geçmiştir Bundan başka gerek hükûmete, gerek Padişah'a ve gerek yabancılara karşı yapılan müracaatlarda hep Kongre Hey'eti veya "Hey'et-i Temsiliye" ifadesi imza yerine geçmiştir Yalnız, Amerikan Senatosu'na yazılan, sizin de bildiğiniz bir mektuba kongre kararıyla beş kişi imza koymuştur ki, bunlar arasında bendenizin de imzası vardır İçeride yapılan açık yazışmalara gelince, bunda da "Hey'et-i Temsiliye" ibaresini imza yerine kullanmakta idik Ancak, bunun bazı çevrelerde kötü etki yaptığı ve güvensizliğe yol açtığı görüldü Gerçekten de böyle genel bir ibarenin, içine aldığı şahıslar ve kuvvet gizli kalıyordu Ortada sorumlu kimdir? Bazı yerlerden; özellikle Kastamonu, Ankara, Malatya, Niğde, Canik gibi yerlerden doğrudan doğruya şahsen makine başına çağrılmaya başlandım Neredeyse, Hey'et-i Temsiliye adı altında gizlenen şahıslarla birlikte olup olmadığım konusunda bir kararsızlık belirtisi sezildi Hatta, Trabzon'dan Servet Bey de Hey'et-i Temsiliye imzasını taşıyan tebligatı kötüye yorarak ve sözü edilen hey'etin nitelik ve niceliği konusunda birçok yanlış düşüncelere kapıldıktan sonra, bendenizi şahsen makine başına çağırdı Görüldükten sonra, bütün bu tartışmaların, imzanın a Hey'et-i Temsiliye olarak ve belirsiz bir şahsiyet ifade eder şekilde konulmuş olmasından ileri geldiğini söyledi İşte bunlardan dolayıdır ki, bu imza meselesi sizin kardeşçe bildirmenizden önce Hey'et-i Temsiliye'de görüşme konusu olmuştu Hey'et-i Temsiliye'nin, gizli bir komitenin yürütme kurulu olmayıp, hükûmetin resmi iznini almış, kanunî resmî bir derneğin temsilcilerinden oluşmuş bulunması dolayısıyla, ilgili kanun uyarınca kararların ve tebliğlerin sorumlu bir şahıs tarafından imzalanması usulü zarurî görülmüştü Hey'et-i Temsiliye'nin tebliğlerine ve yayınlarına genel ve belirsiz bir ad vererek düşeceği kanun dışı durumdan doğacak sakıncalar, millî akıma karşı gelenlerin esasen yapmakta oldukları zararlı propagandalara imza bulma yüzünden doğacak sakıncalardan daha tehlikeli görüldü ve sonuçta oy birliği ile imza koyma usulü karar altına alındı Bu karara rağmen, bu defa yaptığınız kardeşçe uyarı üzerine, konunun bir kere daha görüşülmesini Hey'et-i Temsiliye'ye teklif ettim Daha önce ileri sürülmüş olan düşünce ve görüşler dolayısıyla, aynı şekilde, yazılan şeylerin Hey'et-i Temsiliyenin kararına dayandığı belirtilerek yazılmasına oy birliği ile karar verdiler Şahsımla ilgili olduğu için bu görüşmede tarafsız kalmayı uygun buldum Prensip olarak bir kişinin imza etmesi kabul edildikten sonra, benim yerime başka birinin imza atması söz konusu oldu Bu noktada hey'etin ileri sürdüğü sakıncalar şunlardır:

Bütün dünya benim bu işin içinde bulunduğumu bilir Bugün bir başkasının imzasıyla tebligata başlanınca ve benim adım ortadan kalkınca ya aramızda bir geçimsizlik ve ayrılık olduğu sanılacak yahut da benim ortaya çıkmaktan çekinir gayri meşru bir durumda olduğuma, dolayısıyla da yapılanların gayri meşru olduğu zannına düşülecektir Bunu bir yana bırakalım, herkesçe inanılacak ve güvenilecek bir arkadaşımız kendi imzası ile ortaya çıktığı takdirde, bugün benim için söz konusu olan sakıncalar yarın o arkadaşımız için de söz konusu olacaktır O halde, onun da çekilip yerine bir başkasının imza atmaya başlaması gibi sonuç olarak bizim için güçsüzlük belirtisi olacak bir sıra takip etme gereği doğacaktır Bilmem bu yolu ne dereceye kadar doğru bulursunuz? Gerçekten de bendenizin şahsı, özellikle işin başlangıcında bir saldırı hedefi olarak görülmüştü Ancak, hem içeriden hem de dışarıdan beklenen saldırılar yapılmış, Tanrı'ya şükür hepsi de maksadımıza uygun olarak sonuçlanmıştır İstanbul Hükûmeti ve kötülüğümüzü isteyenler, her teşebbüslerinde yenilmişlerdir Yabancılara gelince; Amerikalılar, Fransızlar ve İngilizlerle pek ciddî temaslar yapılmış; bunların Sivas'a kadar gelen yetkili memurları lehimizde olmuşlar, bizimle iyi ilişkilere girişmişlerdir Bizim de içinde bulunduğumuz Kuva-yı Milliye'nin, bir iki kişinin kışkırtmasından doğmuş bir hareket olmayıp tam anlamıyla millî nitelikte genel bir hareket olduğunu bize de bilgi vererek bağlı bulundukları makamlara rapor halinde bildirmişlerdir Bir de, memleketimizde, bilinen ahlâksızlık gereği bazı kirli vicdanlı insanların, bu gibi hareketlerde az çok önayak olanlar hakkında çıkardıkları dedikodunun önüne geçmek mümkün değildir Bu duygusal davranış her millette de aynıdır Bu türlü sakıncalara karşı burada düşünülen tek çare, bizim sarsılmaz bir dayanışma ve içtenlikle yüce gayemize doğru yürümekte bir an olsun kararsızlık göstermemekliğimizdir Bendenizin, kamu yararı ile ilgili iş ve hareketlerimizde şahsî görüşlerimle değil, bütün saygıdeğer arkadaşlarımın vicdan ve gönül birliği ile hareketi tercih ettiğim, siz kardeşimce de bilinmektedir Bununla, birlikte bu hususta siz kardeşimin hatırına gelebilecek daha başka düşünceleri de bildirmenizi bekler, üstün saygı ve samimiyetle gözlerinizden öperim, kardeşim Mustafa Kemal

Efendiler, İstanbul Hükûmeti ile haberleşmeyi kestiğimiz 12 Eylül 1919 tarihinden sonra, Ferit Paşa Kabinesi'nin düştüğü tarihe kadar geçen süre içindeki değişik tarihlerde, tekrar Padişah'a, yabancı devlet temsilcilerine, İstanbul Belediyesi'ne ve bütün basına çeşitli muhtıra ve bildiriler yazıldı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.