Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sözlüğü, tıp

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #46
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



C -

Cachexia (kaşeksi): Genel vücut zafiyeti

Caduceus: Mitolojide Tanrı’nın habercisi olan Merkür’ün asasıdır ABD ordusu tıp mensuplarının sembolü olup, tıp biliminin sembolü olan Eskülap asasından farklıdır Merkür asasının çevresinde iki yılan vardır, Eskülap’ta ise, bir yılan bulunur

Caisson Hastalığı: Vurgun Dalgıçlarda ve çok yükselen havacılarda atmosfer basıncının ani değişimlerine bağlı olarak meydana gelir

Calcaneus: Topuk kemiği

Calcinosis (kalsinosis): Vücudun yumuşak dokularında kalsiyum ve kalsiyum tuzlarının toplanması ile belirgin durum

Calcipenia (Kalsipeni): Vücutta kalsiyum eksikliği

Candida: Bir mantar çeşidi

Cerahat: Alyuvarlar (lökositler), bakteri ve yıkılmış doku kalıntıları gibi iltihap ürünlerini kapsayan doku sıvısıdır

Cerrahi: Tıbbın en eski dallarından biridir İlaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır

Cerumen: Kulak kiri İnsan kulağında normal olarak bulunan balmumu kıvamındaki salgıdır Bu salgının fazlalığı, kulak tıkanması ve geçici sağırlığa yol açar


Cestodiasis: Yassı solucan enfeksiyonudur


Clavicula: Köprücük kemiği


Cor: Kalp


Caoxae: Kalça kemiği


-Ç -


Çekum (Caecum): İncebarsakla kalınbarsağın birleştiği yerdeki kesedir Bu bölgede, iltihaplanma, ülserasyon veya kanser görülebilir

Çıban :
Çıbanlar, derideki ter bezleri veya kıl keselerinin (foliküllerinin) enfeksiyonlarıdır


Çiçek: Akut, enfeksiyöz bir hastalıktır Her yaşta ve her cinsten kişiler bu hastalığa yakalanabilir İki tipi vardır: Variola major ve variola minor


Çil (Efelit): Deride, güneşe maruz kalma sonucu beliren, ufak lekelerdir Bunlar, daha fazla, lokalize güneş yanıklarına benzetilebilir ve ekseriyetle sarışın veya kızıl saçlılarda görülen melanin pigmenti birikimidir





__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #47
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü





Dahiliye: İç hastalıkları ile ilgilenen bilim dalı


Daknomania: Öldürme dürtüsü


Dakriyoadenit: Gözyaşı bezi iltihabı


Dakriyosistit: Gözyaşı kesesi iltihabı


Dakriyosistektomi: Gözyaşı kesesinin ameliyatla çıkartılması


Dakriyosistografi: Kontrast madde verilerek gözyaşı kesesi ve kanalının radyolojik olarak incelenmesi


Dakriyosistorinostomi: Gözyaşı kanalının tıkalı olduğu durumlarda uygulanan, kesenin burun boşluğuna direnajını sağlayan ameliyat


Dakriyolit: Gözyaşı taşı


Daktilit: El veya ayak parmağı iltihabı


Daltonizm: Renk körlüğü


Debilite: Zeka geriliği


Defekasyon: Dışkının dışarı atılması


Defekt: Eksiklik, kusur


Defibrilatör: Kalbin normal dışı hızlı atımını durdurarak tekrar normal kalp ritmine dönmesini sağlayan araç


Deflorasyon: Kızlık zarının yırtılması


Deformite: Şekil bozukluğu


Deformasyon: Şeklini bozma


Dekübitis: Uzun süreli yatan hastalarda hareketsizlik sonucu sırtta ve kalçalarda açılan yaralar


Dekompresyon: Baskı yapan gücün veya baskının kaldırılması


Dekonjestan: Konjesyonu (şişme) azaltan, dekonjessif


Delirium: Zehirlenmeler, ateşli hastalıklar, epilepsi, histeri ve akıl hastalıklarında görülebilen, titreme, hallüsinasyonlar ve saldırganlıkla birlikte bilincin kaybolması tablosuna verilen isim


Demans: Bunama, muhtelif formları vardırSenil Demans, Presenil Demans, Toxic Demans


Demonstrasyon: Göstererek öğretme


Dejenerasyon: Dokuların normal yapılarının bozulup normal fonksiyonlarını yapamıyacak hale gelmeleri


Demoralizasyon: Moral çöküntü


Demiyelinizasyon: Sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı


Dansitometre: Yoğunluk ölçen cihaz


Deontoloji: Aynı meslek grubunda olan insanların birbirleri ile olan ilişkilerinde uyulması öngörülen ahlaki, moral değerler


Depilasyon: Kılların çıkartılması işlemi


Depresyon: Ruhsal ve bedensel çöküntü, isteksizlik


Dermabrazyon: Deri üzerindeki benler veya yara izlerini ortadan kaldırma amacı ile yapılan kazıma işlemi


Dermatit: Cildin iltihabi durumu


Dermatoloji: Cildiye, cilt hastalıklarını inceleyen bilim dalı


Dermis: Ciltte en üst tabaka olan Epidermis’in altındaki tabakaya dermis adı verilir


Düşük: Fetusun, gebeliğin 28 haftasından önce ölümü, ve rahmin (uterusun) dışına atılmasıdır




__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #48
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Eccrinology (ekrinoloji): Dış salgı bezlerini konu alan bilim dalı

Ecto (ekto): Dış

Edema (ödem): Vücudun her hangi bir yerinde hücre dışında anormal su birikmesi

EEG:
Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma

Effekt: Tesir, etki

Effektif: Etkili, tesirli

Efervesan: Suya atıldığı zaman küçük gaz kabarcıkları çıkartarak köpüren, eriyen

Effüzyon:
Vücut boşluklarında veya doku içerisinde sıvı birikmesi “Plevral effüzyon” iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesidir

Ejekulasyon (ejeculation): Meninin penisden dışarı atılması

EKG: Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma

Ekinokok: Köpek ve kurtlar, nadiren kedilerde bulunan bir parazit olup larvaları memeli canlılarda büyüyerek hidatik kistleri yaparlar

Eklampsi: İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karekterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali

Eko: Yankı

Ekokardiyografi: Kalp, damar sisteminin teşhisinde kullanılan ultrasonik bir yöntem

Ekokardiyogram: Ekokardiyografi yoluyla elde edilen çizelge

Ekoensefalogram: Beynin ekoensefalografi ile elde edilen çizelgesi

Ekolali: Hastanın kendisine söylenilen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması

Eklampsi: Gebelerde plasentadan gelen toksinlerle oluşan bilinç kaybı ve konvulsiyonlarla birlikte seyreden tablo

Eksizyon: Bir dokunun çıkartılıp atılması

Ektazi: Genişleme Örn Bronşektazi

Ektoderm: Gastrulasyon safhasındaki embriyoda oluşan üç tabakadan dışdaki; dış hücre tabakası

Ektopi: Her hangi bir organın normal bulunması gereken yerde değilde, vücudun başka bir yerinde olması hali

Ektropion: Göz kapaklarının serbest kenarlarının dış tarafa kıvrılmaları

Ekzema: Deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen cilt rahatsızlığı Akut ve Kronik diye ayrıldığı gibi Yaş ve Kuru ekzema cinsleri de vardır

Elektroansefalografi: Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi

Elektrokardiografi: Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi

Emolient: Yumuşatıcı

Endokrinoloji: İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır

Endokrinolog: Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi

Ensefalon: Beyin

Envazyon (invasion): Yayılma, örneğin kafatasındaki bir tümörün beyin dokusuna envazyonu denince tümörün beyine yayılması kastedilir

Epispadias: Uretranın ön duvarının yokluğu sonucu uretranın penisin üst yüzeyine açılmasıyla belirgin doğuştan anomali

Epitel: Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası

Erozyon: Deri veya mukozada görülen, sınırlı bir bölgede epitel kaybı, yüzeyel yaralar Örneğin; Cervical erozyon, halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinir



__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #49
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Fabism: Bkz Favism


Fabulist: Asılsız şeyler anlatan kişi

Fab Fragmanı: Immünglobulin molekülünde bulunan, antijen bağlayan fragman

Fab sınıflaması: FAB terimi French-American-British sözcüklerinin baş harflerinden oluşur Akut lenfoblastik lösemi (ALL) ve akut myeloblastik lösemide (AML) neoplastik hücrelerin morfolojik özelliklerine göre yapılan bir sınıflama sistemidir FAB sınıflaması için wright boyaması, sitokimyasal boyalar ve bazı durumlarda (ör: AML – M7) elektron mikroskopla platelet peroksidaz pozitifliğinin gösterilmesinden de yararlanılır FAB’a göre ALL olguları 3, AML olguları 7 kategoriye ayrılır Hücre morfolojisine göre yapılmış bir sınıflama olmakla birlikte her grubun klinik davranışı, hatta tedaviye yanıtları farklıdır Bu sınıflamanın doğru yapılabilmesi için periferik kan örnekleri ile karar verilmesi yeterli değildir, mutlaka kemik iliği yayması incelenmelidir

Facet: Küçük düz yüzey

Fagositoz: Yabancı bir partikülün nötrofil tarafından etkisi hale getirilmesindeki en önemli aşamadır Sırasıyla partikülün nötrofile tutunması, hücre içine alınması, fagositik vakuol (fagozom) oluşması ve degranülasyon kademelerinden oluşur

Falciform: Orak şeklinde

Fallop Tüpleri:
Her biri yaklaşık 10 ar cm uzunluğunda, uterusun üst köşelerinden yumurtalıklara kadar uzanan iki borudur Tuba uterina veya uterus tüpleri de denir

Fallot’s Tetralogy: Kalbin doğumsal bir anomalisine verilen isim

Falks Serebri: Beynin sağ ve sol yarı kürelerini birbirinden ayıran, orağa benzediği için bu isim verilen kalın zar

Familyal: Irsi, kalıtsal, herediter

Farinks: Yutak

Fascia: Kasların üzerini örten zar

Fasial Sinir: Yüz siniri, yedinci kafa çifti

Fasial Paralizi: Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur

Fat: Yağ

Fatal: Öldürücü, ölümle sonuçlanan

Favizm: G-6PD (glukoz-6-fosfat dehidrogenaz) eksikliği olan bazı kişilerde bakla yenildiğinde ağır seyirli bir hemolitik kriz oluşur Sadece bir kısım hastada oluşması nedeniyle bakla ile oluşan hemolizin tek nedeninin enzim eksikliği olmadığı, genetik veya immünolojik başka faktörlerin de rolü olduğu düşünülmekte ise de kesin mekanizma açıklanamamıştır Favizm oluşumu G-6PD Akdeniz tipinde sık görülür

Faz Spesifik İlaçlar: G1 spesifik: L-Asparaginaze S spesifik: Antimetabolitler, hidroxyurea, procarbazine G2 spesifik: Bleomycine, bitki alkaloidleri M spesifik: Bitki alkaloidleri

Febril: Ateşli, hummalı

Fekalit: Barsakta bir kısım dışkının sertleşmesi sonucu oluşan dışkı taşı

Feçes: Dışkı

Femur: Uyluk kemiği

Ferment: Bazı organların salgılarında bulunup kimyasal değişikliklere etki eden maddeler

Fermentasyon: Mayalanma

Ferritin: Demir elementinin vücutta depo edilen şekli

Fertil: Gelişme yeteneği olan, doğurabilen

Fertilite: Doğurma yeteneği, verimlilik

Fetus: Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen isim

Fetal: Fetus’a ait

Fibrin: Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde

Fibrinemi: Kanda fibrin bulunması

Fibninüri: İdrarda fidrin çıkması

Fibrom: İyi huylu bağ dokusu tümörü

Fibro-Sarkom: Bağ dokusunun kötü huylu tümörü

Fibröz: Lif dokusu

Fibula: Bacaktaki iki kemikten dış kısımda olanıdır Üstte Tibia ile eklem yapar diz eklemi yapısına girmez, altta ise ayak bileği eklemine iştirak eder

Filaria: Omurgalı canlıların kanında ve dokularında yaşayan kıl kurdu cinsi parazit Elefantiazis denilen rahatsızlığa neden olur

Frenik Sinir: Nervus Frenicus Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran diafragmanın sinirine verilen addır



__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #50
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Gag: Ameliyetlarda kullanılan ağız ekartörü


Gain: Kazanç


Galaktemi: Kanda süt bulunması

Galaktosel:
Memede, içi süt dolu kist


Galaktore: Memeden kendiliğinden süt gelmesi


Galaktoz: Süt şekeri


Galaktozüri: İdrarla galaktoz çıkması


Galaktüri: İdrarın süt görünümünde çıkması


Gall: Safra


Gallstone: Safra taşı


Ganglion: Lenf yollarının yada sinirlerin oluşturduğu nodül şekilde oluşum


Gangren: Dokunun ölmesidir, ancak halk arasında daha çok bir uzvun vücuda bağlıyken ölmesi anlaşılır


Gastrit: Mide iltihabı


Gastroduodenit: Mide ve onikiparmak barsağının iltihabı


Gastroenterit: İshalle seyreden mide barsak iltihabı


Gastroenteroloji: Mide, barsak hastalıkları bilgisi


Gastroenterelog: Mide, barsak hastalıkları uzmanı


Gastroskopi: Hastaya yutturulan bir kamera ile midenin görerek muayene edilmesi


Gastrointestinal: Mide – barsak


Gastrolit: Mide taşı


Gastromegali: Midenin genişlemesi


Gastronomi: İyi yemek yeme bilimi


Gastroptozis: Mide düşüklüğü


Giardia: Tek hücreli organizmalardandır Esas adı Giardia Lamblialis olup, sindirim sisteminde yerleşir


Giardiasis: Giardia İntestinalis adlı mikroorgnizmanın sebep olduğu hastalık

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #51
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Habenula: Epifiz sapı


Habitüel: İtiyadi, alışkanlığa bağlı


Hair: Kıl, saç


Hallüsinasyon: Gerçekte olmayan şeyleri algılamak


Halluks: Ayak başparmağı


Halotan: Anestezik bir madde


Hamartom: Yeni oluşmuş kan damarlarında meydana gelen tümör


Hamartroz: Eklem boşluğuna kan dolması


Haşiş: Esrar, haşhaş


Hematom: Organ içerisinde veya aralarında kan birikmesi


Hemoraji: Kanama


Hemaglütinasyon: Kan yuvarlarının aglütinasyonu


Hemanjiektazi: Kan damarlarının genişlemesi


Hemanjiom: Kan damarlarından dogan tümörler


Hematemez: Kan kusma


Hematosel: Testis torbalarında kan birikmesi


Hematolog: Kan hastalıkları uzmanı


Hematomiyeli: Omurilikte kanama


Herpes: Uçuk, içi sıvı dolu vezikül


Herpes Simpleks: Aynı adı taşıyan virüsün sebep olduğu çeşitli deri ve mukoza bölgelerinde yaygın, küçük, içi sıvı dolu oluşumlar ile belirgin virütik enfeksiyon

Hiler: Hilus’a ait Örneğin, Hiler Lenf Adenopati denildiği zaman Hilus’a komşu lenf bezlerinde büyüme anlaşılır


Hilus: Organlarda büyük damar ve sinirlerin, akciğerlerde solunum yollarının giriş kapısı


Hiperkromazi: Pigment fazlalığı gösteren


Hiperemi: Aşırı kan birikimi


Hipofiz: Beyin tabanında burun arkasının üst kısmına uyan bölgede hormon salgılayan bir bezdir


Hipospadias: Penisin doğumsal bir şekil bozukluğudur İdrar yolunun son kısmı olan üretra’nın dışa açılan deliğinin normal yerinde değil, penisin alt yüzünde herhangi bir yerde olması halidir




__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #52
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



İatroloji: Hekimlik, tıp bilimi


İchthyozis (ihtiyosis): Cildin pul pul ve kuru oluşu ile kendini gösteren bir hastalık


İdiosenkrazi: Aşırı duyarlılık


İdiopatik: Oluşumunda bir sebeb gösterilemeyen


İdiopatik trombositopenik purpura (ITP): Deri ve mukozalarda yaygın kanama odakları yanında, hafif travma sonucu kolayca kanama görülmesi, trombosit sayısının azalması ve kanama zamanının uzaması ile belirgin, sebebi bilinmeyen purpura (deri ve mukozalardaki küçük kanama) şekli


İkter: Sarılık


İktus: İnme darbe


İdiot: Doğuştan aptal


İleitis: İnce barsak iltihabı


İleum: İnce barsağın son bölümü


İleus: Barsak tıkanması


İlluzyon: Dışarıdan gelen görsel uyarıların olduklarından faklı algılanması


İmbesil (imbecile): Geri zekalı


İmitasyon: Taklit


İmmatür: Tam gelişmemiş


İmminent: Tehdit eden


İmminent Abortus: Düşük tehdidi altındaki gebelik


İmmobil: Hareketsiz


İmmün: Bağışık,bulaşıcı hastalıktan muaf


İmmünite: Bağışıklık, muafiyet


İmmünize: Bağışık kılmak


İmmünoloji: Bağışıklığı inceleyen bilim


İmmünolog: Bağışıklık uzmanı


İnflamasyon: Çeşitli mikrobik ajanlar veya toksinlerine karşı vücudun göstermiş olduğu; hararet artması, kızarıklık ile karakterize iltihabi reaksiyon


İntermedier: Arada oluşan, meydana gelen


İntraepitelial: Epitel hücreleri içerisinde


İYE: İdrar yolları enfeksiyonunun kısaltılmış şekli

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #53
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Jactitation: Yüksek ateşe bağlı yatak içerisinde sağa sola dönme hareketi


Jargon: Kelimeleri yerinde kullanamama ile karekterize anlamsız ve anlaşılmaz konuşma


Jaundice: Sarılık

Jejunum:
Oniki parmak barsağından (duodenum) sonra gelen ince barsak bölümü


Jejunit: Jejunum iltihabı


Jigantizm (gigantism): Ergenlik çağından önce oluşan hipofiz bezi tümörlerinden dolayı büyüme olayının kontrolden çıkması sonucu oluşan dev görünüm


Jerk: Kasın gösterdiği ani kasılma hareketi


Jinekoloji: Kadın hastalıkları ile ilgili tıp dalı


Jinekomasti: Erkeklerde memenin anormal ölçüde büyümesi


Jinjivit: Diş etleri iltihabı


Joint: Eklem


Juice: Herhangi bir maddenin sıvı halindeki özü


Jugal: Elmacık kemiği


Jugular: Boyunla ilgili


Jugulum: Boyun veya boğaz


Junction: Birleşme yeri


Juvenil: Gençliğe ait



__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #54
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Kainophobia (kainofobi): Yenilik korkusu Yeni fikirlere yeni buluşlara veya yenişeylere karşı sebepsiz ürküntü duyma


Kakosmia (cacosmia): Mevcut olmadığı halde kötü kokular hissetme hali, kötü tiksindirici koku


Kakidrosis: Tiksindirici kokuda ter salgılanması


Kala-azar: Leishmania donovani parazitinin sebep olduğu yüksek ateş anemi dalak ve karaciğer lezyonları ile belirgin ağır enfeksiyoz hastalık


Kalyum (kalium): Potasyum


Kardiak: Kalbe ait


Karina: Trakeanın (nefes borusu), sağ ve sol akciğerlere girmeden önce ikiye ayrıldığı kısıma verilen ad


Kaşeksi: Genel sağlık durumunun bozukluğu ile ilgili ileri derecede zayıflama hali


Katabolizma: Maddelerin yüksek terkiplerinin, dokularda yakılarak daha basit terkipte maddeler meydana gelmesi


Keloid: Eski bir kesi veya ameliyat yerinde aşırı nedbe dokusu oluşmasıdır


Keratin: Tırnak ve boynuzun ana maddesi


Keratinizasyon: Boynuzlaşma


Keratit: Kornea iltihabı


Keratoma: Nasır


Keratometre: Kornea kavislerini ölçmekte kullanılan alet


Keratoplasti: Matlaşmış korneanın yerine başkasından alınan korneanın konulması ameliyatı


Keratoskop: Korneayı muayene aleti


Kernicterus: Yeni doğanın şiddetli ikterinde beynin bazı çekirdeklerinin bilüribinin etkisiyle toksik degenerasyonudur Çocukta zeka geriliği ve spastisite görülebilir


Ketonemi: Kanda keton cisimciklerinin bulunması


Ketonüri: Idrarla keton çıkarılması


Kızamık: Salgın yapan virütik bir çocukluk çağı hastalığıdır


Kidney: Böbrek


Kifoz: Omurganın açıklığı öne bakan kanburluğuna verilen ad


Kist: Etrafı membranla (zar) çevrili içi sıvı dolu oluşumlar Büyüklükleri muhtelif olup vücüdun her tarafında oluşabilir


Kist Hidatik: Bazı organlarda (daha çok karaciger, akciğer, beyin) ekinokok adı verilen parazitlerin neden olduğu içi berrak su görünümünde kistler


Kist Sebase: Yağ bezlerinin büyümesi sonucu deri altında oluşan kistler


Klostrofobi: Kapalı yerlerden sebebsiz yere korkma reaksiyonudur


Kleptomani: İhtiyacı olmaksızın patalojik çalma dürtüsüne verilen addır


Koch Basili: Tüberküloz basiline, bulanın adına izafeten verilen ad


Kolesterol: Hayvansal ve bitkisel yağların içerisinde bulunan, karaciğer tarafından sentez edilen bir maddedir Kanda normalden fazla bulunması halinde, damar sertliğine neden olur, ve bazanda safra pigmentleri ile birleşerek safra taşlarının oluşumunda rol oynar


Korpus: Gövde


Kürtaj: Küretajın kelime anlamı kazımaktır Ama burada adı geçen Kürtaj halk arasında, küçük hamileliklerde rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahele ile alınması kastedilmektedir Kürtaj ayrıca teşhis amaçlı da yapılabilir Yani rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmeside kürtaj olarak adlandırılır




__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #55
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Labia: Dudak


Labil: Kararsız, çabuk değişen


Labium: Dudak şeklinde oluşum


Labor: Doğum ağrılarının başlamasından-fetusun atılmasına kadar geçen dönem

Laktasyon:
Annenin süt verme devresi


Lakrima: Göz yaşı


Lakün: Küçük boşluk, delik


Lagoftalmi: Göz kapaklarındaki bozukluk nedeniyle gözlerin tam kapanmaması hali


Lap: Lenfadenopati’nin kısaltılmış şeklidir Lenfadenopati, lenf bezlerinde büyüme anlamına gelir


Laparatomi: Teşhis amaçlı veya ameliyat için karın boşluğunun açılması


Laparoskopi: Ucunda kamera olan, laparoskop denilen aletle karın boşluğunun endoskopik incelenmesi


Larva: Tırtıl, kurtçuk


Larenks: Gırtlak


Larenjit: Larenks iltihabı


Larengoskop: Bogazın muayenesine yarayan aynalı ışıklı alet


Larengoskopi: Gırtlağın içinin larengoskop ile muayenesi


Latent: henüz belirgin hale gelmemiş, gizli


Lenfoma: Başlangıcını lenfoid dokudan almış tümör


Lezyon: Genel anlamda henüz tam olarak niteliği tespit edilmemiş bozukluk


Ligament: Vücudun muhtelif eklemlerinde, organlarında bulunan bağlara verilen isimdir

Lumbago: Bel ağrısı


__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #56
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Maceration (maserasyon): Suya maruz kalmaya bağlı yumuşama


Macro: Büyük


Macüla: Küçük leke


Macropsia: cisimlerin olduğundan büyük görünmesi

Makcocephalia (makrosefali):
Başın (beynin) normalden büyük olması


Magnet: Mıknatıs


Magnetik Resonans Görüntüleme (MR=NMR=MRG): Magnetik alan kullanarak görüntüleme tekniği Bu teknik esnasında vücutta metal bulunmamalıdır


Malabsorbsiyon: Emilimin bozuk oluşu


Maladi: Hastalık


Malasi: Keyifsizlik, kırıklık


Malarya: Sıtma


Male: Erkek


Malformasyon: Kusurlu oluş, sakatlık


Malfonksiyon: Her hangi bir organın yetersiz veya dengesiz görev yapması


Malin (malign): Habis, kötü huylu


Malleol: Ayak ekleminin her iki tarafındaki kemik çıkıntılarına verilen isim


Malleus: Orta kulaktaki çekiç kemik


Malnutrisyon: Sağlık için şart olan, vitamin, mineral, protein ve benzeri maddelerin yetersiz alınmasından doğan hastalıkları tanımlayan bir terimdir


Malpraktis (malpractice): Tıpta yanlış, özensiz tedavi


Mastektomi: Ameliyatla memenin alınması


Mamilla: Meme başı


Mamografi: Meme filmi


Mandibula: Alt çene kemiği


Mani: Aşırı neşe şeklinde beliren psişik hastalık


Manifest: Aşikar, gizli olmayan


Marfan Sendromu: Sebebi bilinmeyen herediter genetik bir hastalık


Marihuana: Esrar


Mastektomi: Memenin her hangi bir rahatsızlık nedeniyle alınmasıdır Basit mastektomi sadece meme dokusunun çıkartılmasıdır Radikal mastektomi ise, kanser vakalarında baş vurulan memeyle birlikte, memenin altındaki kasların ve koltuk altındaki lenf bezlerinin de çıkartılmasıdır


Mastitis: Memenin iltihabıdır, emziren annelerde sütün birikmesi nedeniyle veya meme başındaki çatlak nedeniyle sık rastlanan bir durumdur


Mastoidektomi: Mastoid hücrelerin iltihaplanması nedeniyle mastoid kemiğin çıkartılması ameliyatıdır


Mastoidit: Kulak arkasında bulunan mastoid kemikteki, mastoid hücrelerinin iltihabıdır Genellikle orta kulak iltihaplarını takip eder


Mazohist: İşkenceden zevk alan, işkence tarzı hareketlerden cinsel haz duyan


Menenjit: Beyin zarlarının (Meninkslerin) iltihabıdır


Menapoz: Adetten kesilme


Menstrual: Menstruasyonla ile ilgili, adet görme ile ilgili


Menstrual Siklus: Adet görme dönemleri, iki adet arası


Mentruasyon: Adet görme, ay başı Kadınlarda periodik kanama


Mental Reterdation: Zeka gelişiminde gerilik


Metastatik: Metastaz yapmış lezyona verilen isim (Başka bir organdan atlamış tümöral oluşum)


Metastaz: Herhangi bir organdaki kanser hücrelerinin, vücudun başka bir bölümüne atlamasıdır


Mitoz: Hücre bölünmesi


Miyom (myoma): Uterus kasının iyi huylu tümörüdür


Mukolitik: Mukus’u eriten anlamındadır Yani, akciğerlerde oluşan ve katılığı nedeniyle çıkarılmakta güçlükle karşılaşılan mukus’un (balgam) kıvamını azaltarak, atılmasını sağlayan ilaçlar


Mukoza: Bazı organların iç yüzlerini kaplayan ve salgı üreten doku tabakası



__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #57
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Nail: Tırnak


Nalorphine (nalorfin): Morfin ve benzeri ilaçların antagonisti


Nanism: Cücelik


Nanocephaly (nanosefali): Başın anormal şekilde küçük oluşu


Nanomelia: (nanomeli): Kol ve bacakların anormal şekilde kısa oluşu


Narkoanaliz: Psikanalize yardımcı olmak amacıyla, bir narkotik ilacın kullanılmasıdır


Narkolepsi: Önüne geçilemiyecek kadar şiddetli uyuma eğilimi


Narkoz: Ameliyat yapmak için duyu, hareket ve bilincin damar yolu veya solunum yolu ile narkotik madde verilerek uyuşturulmasıdır


Narkotik: Uyutucu, uyuşturucu


Narsizm: Kendi kendini sevmek anlamına gelirAslında gelişimin normal bir safhasını teşkil eder, ancak hayatın ileri devrelerinde varlığı anormal sayılır


Natal: Doğuşa ait


Nazal Kemik: Burun kemiği


Nazofarinks: Burnun arka kısmı ile yutağın komşuluk yaptığı bölge


Natrium: Sodyum


Naturel: Normal, tabii


Nausea: Mide bulantısı


Nebulizer: Sıvıyı püskürterek uygulamaya yarayan alet


Neonatal: Yeni doğana ait


Neoplazi: Patalojik anlamda yeni doku oluşumu


Nöroloji: Asabiye, sinir hastalıkları


Nöroşirürji: Beyin cerrahisi


Nodül: Yuvarlak, çapı 1 cm’den küçük patolojik oluşumlar






__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #58
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



O -

Oasis: Hasta doku arasındaki sağlam doku parçası


Oath:Yemin örn: oath of hippocrates = hipokrat yemini


Obduction (obduksiyon): Otopsi


Obez: Şişman


Obezite: Şişmanlık


Obje: Görülebilen veya dokunulanilen herhangi bir şey


Objektif: Duyulup, görülebilen, idrak edilebilen


Obliterasyon: Vücuttaki boşlukların tıkanması


Observasyon: Gözlem, izlem, müşahade


Obsesyon: Daimi endişe,fikri sabit, nöroz


Obstrüksiyon: Tıkanma, engel


Obstetri: Doğum bilgisi


Odioloji (audiology): İşitme ve işitme bozukluklarını konu alan bilim dalı


Odiogram: Kulağın işitme gücünün kaydıdır, odiometri cihazı ile ölçülür


Oedipus Kompleksi: Erkek çocuğun annesine karşı duyduğu bilinçsiz yakınlık nedeniyle babasını kıskanması ve bununla ilgili ruhsal bozukluklar kompleksine verilen isimdir


Odontoid: Diş şeklinde


Oftalmik: Göze ait


Oftalmopleji: Göze ait sinirlerin felci sonucu göz kapağının düşmesi ve gözün hareket edememesi ile birlikte oluşan tablo


Oftalmoloji: Göz ve göz hastalıkları ile uğraşan bilim dalı


Oftalmoskop: Göz içi muayenesinde kullanılan bir alet


Oftalmoskopi: Oftalmoskop ile gözün içinin muayene edilmesi


Oftalmolojist: Göz hastalıkları uzmanı, göz uzmanı


Oftalmonometri: Göz içi basıncın ölçülmesi


Okkult: Gizli, kapalı


Oklude: Kapalı, tıkalı


Oksiput: Başın arka kısmı


Okulomotoryus: Gözü hareket ettiren sinirlerden birisidir (3kafa çifti Nervus Oculomotorius)


Oküler: Göze ait


Olekranon: Dirsekteki çıkıntı


Olfaktoryus: Koku siniri (Nervus Olfactorius)


Oligüri: İdrarın normalden az çıkartılması


Oligo: Geri, küçük


Oligodendroglioma: Sinir sistemi destek dokusuna ait, özellikle beyincikte görülen kötü huylu tümör


Oligospermi: Menide spermatozoidlerin normalden az oluşu


Omentum: Karın içerisinde, barsakları örten oluşum


Onanizm: Genital organlar ile oynayarak kendi kendine tatmin


Onkoloji: Tümöral oluşumlarla ilgili bilim dalı


Opak: Donuk, şeffaf olmayan


Operabl: Ameliyat edilebilir, ameliyat edilmekle halen bir şansı olan (aksi; inoperabl)


Operasyon: Cerrahi müdahale, ameliyat


Opiat: Afyonlu ilaç, uyuşturucu


Ortopedi: Kemik eklem ve kaslardan oluşan hareket sistemindeki bozuklukların çeşitli yöntemlerle tedavisini konu lan bilim dalı


Opistotonus: Bazı hastalıklarda vücudun ekstansör (gerici) kaslarının gerilmesi sonucu gövdenin yay biçimi alarak kasılmış hali (Örn Tetanozda)


Osteogenesis: Kemik oluşumu, kemiklerin gelişimi


Osteogenesis İmperfekta: Kemiklerin kolayca kırılacak şekilde gevrek oluşu ile karekterize kalıtsal nitelik gösteren hastalık


Osteojenik: Kemik yapıcı


Osteoid: Kemik gibi, kemiğimsi


Osteoliz: Kemiğin çürümesi, nekrozu, erimesi


Osteomalasi: Kemiklerin yumuşaması ile karekterize bir hastalık


Osteomiyelit: Kemik iltihabı


Osteofit: Kemiklerde patalojik olarak oluşan çıkıntı şeklindeki oluşumlar


Osteoplasti: Kusurrlu kemiği düzeltme veya sağlam kemikle değiştirme ameliyatı


Ovoblast: Yumurtanın geliştiği hücre, yumurta hücresi


Ovosit: Olgunlaşma devresinden önceki dişi cinsiyet hücresi


Ovülasyon: Kadınlarda yumurtalıklarda ovüm’ün (Yumurtanın) atılmasıdır Ovülasyon genellikle adet dönemlerinin ortasına rastlayan 11-14 günler arasında olur


-Ö -


Ödem (edema): Vücutta anormal miktarda su toplanmasıdır Kalp, damar ve böbrek hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazı allerjik durumlarda ve beyin travmalarında ciddi sonuçlar doğurabilir


Ödipus Kompleksi: Bkz Odipus Kompleksi


Östaki Borusu: Orta kulakla nazofarenksi birleştiren, atmosfer basıncı ile orta kulak içi basıncı dengeliyen yola verilen isimdir


Östrojen (estrogen) : Yumurtalıklardan salgılanan ve insanlarda sekonder cinsel karakterlerin gelişmesini sağlıyan hormondur


Ötenazi: Kısaca ölüm hakkı da denilebilir Tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda, hayattan umudunu kesmiş hastanın ağrısız bir metotla ölümüne izin verilmesidirYasal değildir


Özefagus: Yemek borusuna verilen isimdir, yutak ile mideyi birleştirir




__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #59
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Pacemaker: Kalpte atımların başlamasını uyaran otonom merkez


Pachyderma (pakiderma): Derinin kalın oluşu


Pakimenenjit: Beynin en dış zarının (dura mater) iltihabıdır


Pandemi: Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasına verilen isimdir


Palilali: Psikolojik bir bozukluk olup, aynı cümle veya kelimenin bir çok defa tekrarlanmasıdır


Palyatif: Hafifletici geçici


Palpasyon: Elle dokunularak yapılan muayene


Palpitasyon: Kalp çarpıntısı


Palsy: Felç, inme


Pan: Bütün


Panaris: Tırnak yatağı iltihabı, dolama


Panarterit: Bütün arterleri kapsayan iltihabi durum


Pankardit: Kalbin bütün zarlarının iltihabı


Pankreas: Karın boşluğunun üst tarafında ve bel omurlarının ön kısmında yerleşik bir organdır Salgılarıyla sindirm fonksiyonuna yardımcı olur ve kan şekerini düzenler


Pankreatit: Pankreas iltihabıdır


Panoftalmi: Gözün bütün tabakalarının iltihabı


Pansinüzit: Bütün yüz sinüslerinin iltihabı


Papillom: Meme başı gibi çıkıntılar yapan iyi huylu tümörler


Papillokarsinom: Kötü huylu papillom


Papaverin: Opiumdan elde edilen, düz kasların spazmını çözücü etkiye sahip bir alkaloid

Papillit: Görme sinirinin retinaya girdiği yerin (optik papilla) ödemli iltihabı

Papül: Ciltteki, sınırları belirgin, kabarık, 1 cm’den küçük çaplı lezyonlardır


Para: Yanında, yan Örn (Para-aortik aortun yanında)

Parakardiak: Kalbin yanında, kalbe komşu


Paralitik: Felç olan, felçli kişi


Paralizi: Felç


Paramedian: Orta hattın yanında, orta hatta yakın


Paramedikal: Bir dereceye kadar tıpla ilgili, hekimliği kısmen ilgilendiren


Paranazal: Burun boşluğunun yanında, buruna komşu


Parankim: Bir organ yada bezin görev gören dokusudur Örneğin, karaciğer parankimi denildiği zaman, karaciğerin bütünü anlaşılır


Paraozefageal: Özefagusun (yemek borusu) yanında yer alan


Parapleji: Belden aşağı her, iki bacağın tutmaması, felç hali


Paraparezi: Belden aşağı her iki bacağın kısmi felci, örn hareket olup, yardımsız yürüyecek kadar güç olmaması


Paratiroid: Tiroid bezi arkasında bulunan dört adet küçük beze verilen isim


Paratiroidektomi: Paratiroidlerin ameliyatla çıkartılması


Paratrakeal: Nefes borusunun yanında yer alan


Paravertebral: Omurganın (Vertebral Kolon) yanında yer alan


Parazitemi: Kanda parazit bulunması


Parazit: Asalak


Parasentez: İçinde su veya cerahat toplanmış bir vücut boşluğundaki sıvıyı çıkarmak için yapılan delme ameliyatı


Parankim: Organın kendine özel doku yapısı


Parenteral: İlaç veya serumların ağız yolu ile değil damar yolu, kas içi gibi yollarla verilmesi


Parestezi: Uyuşma, karıncalanma veya yanma hissi gibi duyusal bozukluklar


Parietal Kemik: Kafatasının her iki yan tarafındaki kemiklere verilen isim


Paroksismal: Ani ve geçici krizler halinde gelen


Parsiyel: Bütününü kapsamayan, tam olmayan, kısmi


Partikül: Parçacık, zerre


Partus: Doğum


Parotis Bezi: Kulak altı tükrük bezi


Parotitis: Kabakulak


Patella: Diz kapağı kemiği


Patojen: Hastalık yapan madde veya mikroorganizmalar


Patogenez: Hastalığın esas ve gelişimi


Patognomonik: Bir hastalık için çok özel belirti, bu varsa mutlaka o hastalık akla gelmelidir gibi


Patolojik: Normal olmayan, hastalıklı


Patolog: Hastalık nedeni ile dokularda meydana gelen değişimleri inceleyen bilimle uğraşan kişi


Pediatri: Çocuk hastalıkları ile uğraşan tıp dalı


Pediatrist: Çocuk hastalıkları uzmanı


Pelvis: Leğen kemiği


Penis: Erkek cinsel organı


Periton: Karın içi organları çepeçevre saran, karın boşluğunun iç yüzünü örten zardır


Peritonit: Peritonun iltihabıdır


Peroral: Ağız yolu ile


Peteşi: Ciltte nokta biçiminde kanamalar (Damar dışına kan çıkması)


Phenotype: Kişinin kalıtsal yapısının dışa akseden görünümü, aynı tür fertlerini belirleyen, gözle görülebilen özelliklerin tümü


Pitriasis: Daha çok gövdede ve uzuvların gövdeye yakın yerlerinde yerleşen, bazan kepeklenme gösteren bir cilt hastalığıdır Çeşitli türleri vardır, bunlardan PITRIASIS VERSICOLOR’da deniz mevsimlerinde hasta olan bölge güneş ışını almadığı için daha belirgin hale gelir


Plak: Plak, dermatologlar için açık bir anlamı olan ancak başkaları tarafından genellikle anlaşılmayan bir terimdir Yüksekliğine oranla kapladığı alan geniştir ve keskin bir kenarı vardır Plaklar en sık sedef hastalığında (psöriasis) görülür Bkz Resim – Plak


Plevra: Akciğerleri ve göğüs kafesinin iç yüzünü örten zar


Plevral: Plevraya ait


Plörezi: Plevra iltihabı Akciğerin üzerini örten plevra ile göğüs duvarını örten iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesi


Plörit: Plevranın, sıvı birikmeksizin kuru iltihabı


Polikistik: Bazı organlarda çok sayıda içi sıvı ile dolu oluşumlara verilen addır Polikistik böbrek, polikistik meme gibi


Polip: Organların ve vücut boşluklarının iç yüzünü kapsayan mukoza adı verilen tabakadan menşeini almış, saplı iyi huylu küçük ur


Prostat: Erkeklerde mesanenin altında ve idar yolunun başlangıcında bulunan genital sisteme ait bir bez


Prostatit: Prostat iltihabı


Psoriasis: Halk arasında sedef hastalığı olarak bilinir Sık rastlanan, özellikle diz ve dirseklerde ve vücudun diğer bölgelerinde rastlanan simetrik, kırmızı, kabuklanma ve pullanma gösteren bir cilt hastalığıdır Sebebi bilinmemektedir


Pulmoner: Akciğer veya akciğerlerle ilgili


Pulmoner Arter: Akciğerin büyük besleyici arteri


Purpura: Deri ve mukozalardaki küçük kanamalar


Püstül: Ciltte, içerisinde cerahat bulunan kabarık lezyonlardır




__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #60
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Rabbeting: Çentikler gösteren kırık kemik uçlarının birbiri içine girmesi


Rabiate: Kuduza yakalanmış


Rabies: Kuduz


Radius: Ön kolun dış tarafında (baş parmak tarafında) bulunan kemiktir


Radikal: Sebebe yönelik, köklü


Radikül: İnce dal, küçük kök


Radikülit: Omurilikten çıkan sinirlerin (spinal sinir) kök iltihabıdır


Radikülopati: Spinal sinir köklerini tutan herhangi bir hastalık


Radyoaktif: Radyasyon yayan özelliğe sahip


Radyodermatit: Işına maruz kalmış ciltte meydana gelen dermatit


Radyoloji: Genel anlamda X ışınları,ses dalgaları veya diger yöntemleri kullanarak teşhis hizmetleri veren tıp dalıdır


Radyoterapi: Işınlama kullanılarak yapılan tedavi yöntemi


Rahim: Uterus, döl yatağı


Raşitizm: D vitamini eksikliğinin neden olduğu, çocuklarda görülen bir hastalıktırKemik teşekkülünün tam olmaması nedeniyle tedavisi geciktirilmiş, ihmal edilmiş vakalarda uzun kemiklerde deformiteler teşekkül eder

Refraksiyon: Kırılma


Refraktometre: Görme bozuklukluklarını ölçen cihaz


Rejenerasyon: Harap olmuş bir dokunun kendini yenilemesi, tamiri


Rejional: Bir bölgeye ait


Regresyon: Bir hastalık belirtisinin gerilemesi, şiddetinin azalması


Regurjitasyon: Yenilen yiyecek ve içeceklerin, kusma olmaksızın ağıza geri gelmesi


Rehabilitasyon: Fiziki hareket kusurlarını düzeltme, yeniden kazandırma


Relaksin: Gebelik esnasında meydana gelen ve doğum işlevinde gevşetici rol oynayan hormon

Remisyon: Hastalık belirtilerinin sönmesi


Renal: Böbrekle ilgili


Renal Arter: Böbrek arteri


Reproduktif: Çoğalabilen


Respirasyon: Solunum, nefes almak


Respiratuvar Sistem: Solunum sistemi



Retansiyon: Birikme, toplanıp kalma (Örn İdrar retansiyonu; idrar tutulması, idrar yapamama)
Retiküler: Ağ gibi, ağ biçiminde


Retina: Gözün en iç tabakası, ağ tabaka


Retinit: Retina iltihabı


Retrobulber: Göz küresinin arka kısmı


Retrobulber Nörit: Görme sinirinin, gözün arka kısmındaki bölümünün ani görme kaybı ile karekterize iltihabi durumu


Retrogressiv: Gerileyen


Retroperitoneal: Periton zarının arkasında


Retroversi: Bir organın normal konumda değil arkaya doğru eğik durumda olması


Revaskülarizasyon: Yeniden damarlanma


Reynaud hastalığı: Sebebi bilinmeyen, daha çok orta yaşlı kadınlarda rastlanan bir rahatsızlık olup, özellikle soğuğa maruz kalınca parmaklarda morarma ve hissizleşme ile karakterize bir damar rahatsızlığıdır

Rezeksiyon: Bir organ veya vücut kısmının bir bölümünün veya tamamının çıkartılması

Rezidü: Artık, bakiye

Rezidüel: Kalan, artan ( Örn Rezidüel İdrar; İdrar yapıldıktan sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar)

Rezistan: Dirençli

Rezistans: Direnç, mukavemet


Rezorbsiyon: Emilme




__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.