Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #31 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiAgresif Çocuk Hemen hemen her çocuk yuvasında, özellikle saldırgan davranışlar gösteren bir veya birkaç çocuk bulunur Eğitmenler genellikle ne yapacaklarını bilemezler: Bir yandan diğer çocukları korumak, diğer yandan da agresif çocuğa yardım etmek isterler Ama nasıl? Parkta, yuvalardaki çocuk gruplarında veya okulda, daha doğrusu çocukların toplu olduğu yerlerde genellikle en azından bir çocuk vardır ki, genellikle erkek çocuğudur, diğerlerini rahatsız eder; her fırsatta onları itmek, ısırmak veya onlara vurmak ister ve yapar da Diğer çocukların anneleri, veliler sinirlenir; genellikle de agresif çocuğun ailesinin eğitiminin yanlış olduğunu düşünür, şikayet eder ve mümkünse bu çocuğun gruptan, sınıftan atılmasını veya uzaklaştırılmasını isterler Öğretmenle, eğitmenle, müdürle tartışmalar başlar, çocuk cezalandırılır, kimse yanına yaklaşmaz O artık damgalanmıştır İşte, tam da bu noktada dikkat etmek gerekir: Unutulmamalı ki, yarın bu tutum içinde olan velilerin çocukları da aynı şeyleri yapabilir Çünkü bütün küçük çocuklar onlara ilk anda hoş gelen, heyecanlandıran, gücünü ortaya koyan şeyleri yapıp denemek isterler Vurmak, ısırmak, saçından çekmek caziptir, heyecan vericidir; güçlü olduğunu, kuvvetini, elinin çabukluğunu göstereceği yollardır bunlar Şüphesiz bir- iki yaşındaki bir çocuk altı yaşındaki bir komşu kızının saçını çekiyorsa konu olmaz O henüz bu yaşlarda başka çocukların hislerini anlayamaz, kendini onun yerine koyamaz Bu nedenle de yetişkinler dikkat etmeli ve onu engellemelidir, engelleyebilmek için mümkün olduğunca göz önünde olmalıdır Çocuk zamanla, yaşı ilerledikçe bu davranışının yetişkinlerce onaylanmadığını, annesinin üzüldüğünü fark edecek; diğerlerine acı verdiğini, kendini kabul ettirmek için başka yolların olduğunu öğrenecektir Ancak çocuk, yaşı ilerlemiş olsa da davranışlarını değiştirmeyebilir Çünkü o sürekli bu yolla başarılı olmakta olduğunu görmüş, istediklerini bu yolla elde etmiş, vurarak, iterek istediği oyuncağı arkadaşının elinden almış, hatta artık diğer çocuklar o vurmadan, tekmelemeden onun istediklerini yapar olmuşlardır Ya da çocuk kendi isteklerini ifade etmek için başka bir yol göremez, bilmez Genellikle kendini sözlü olarak iyi ifade edemeyen, ifade ve konuşma zorluğu olan ve de konuşabilmek için tez canlı, sabırsız olan çocuk için ısırmak, tükürmek tavır almaya veya derdini anlatmaya göre en kolay ve hızlı yoldur Bazı küçük haydutlar(!) daha fazla dikkat çekmek için bu rolde ısrarlı olurlar Onlar bilirler ki, eğer oyun oynarken yanındakini bağırtırsa, canını acıtırsa, elindeki arabayı hızla alırsa öğretmeni gelecek, ne olduğunu soracak, onun yine ne yaptığını öğrenmek isteyecek, yani bir kez daha o konu olacak, dikkat çekecektir İstediği zaten budur Oysa arkadaşı ile sakin oynasa kimsenin dikkatini çekmeyecek, kimse yanına gelmeyecek, ne yapıyorsun diye sormayacaktır Bir diğer konu ise şudur: Genelde özgüveni olmayan veya özgüveni hırpalanmış olan çocuk, en azından fiziksel olarak güçlü olduğunu göstermek ve bunu sürekli olarak yeniden ispat etmek ister Böyle çocukların genellikle sosyal deneyimi azdır Onlar diğer çocukların mimiklerine, bakışlarına, tavırlarına pek anlam veremezler, anlayamazlar ve her zaman, en sıradan, doğal bir durumda bile kendilerine karşı bir tavır olduğunu düşünürler, tetikte kendilerini sürekli savunmada tutarlar Tüm bunlar ve benzeri nedenlerle yetişkinler çocukları saldırgan tutumlarından uzaklaştırmak istiyorlarsa, önce yukarda anlatıldığı gibi bu davranışı ortaya çıkaran sebebi bulmalıdırlar Ondan sonra, çocuğa zaman tanınmalıdır Değişim için ilk önce zaman gereklidir Genellikle okul çağına kadar çocuklar için tartışmak kavga etmek, birbirine vurmak, hızla girişmek demektir Yavaş yavaş bu tutumlarını terk ederler Ancak bu bizlerin sürekli davranışlarını doğru bulmadığımız, devamlı ayıpladığımızı söylememizle olmaz Çoğu kez bu tutum ters teper Diğer yandan birçok ailede erkek çocukların süratle vurması veya tekme atması genellikle normal görülür Hatta “görüyor musun yaramazı, kaşla göz arasında ne yaptı” derken biraz da memnuniyet, hayranlık dile getirilir Çoğu kez “erkek çocuğu dediğin biraz haylaz, yaramaz olmalı” denilerek çocuğa rolü verilir ve bu rol onaylanır da Kız çocuğu yapmaz, yapmamalı, kıza yakışmaz, ayıp derken”, ama o erkek, doğasında var, ne yapsan engelleyemezsin” denilmez mi? Çoğu durumda, yaşamın bir çok alanında zaten erkek çocuğu eğer erkek gibi erkek olmak istiyorsa vurucu olması gerektiğini ve erkek rolünün de bu davranış biçimi olduğunu görmektedir Kız çocuğu da genellikle kurbandır, kurban rolünde kalır Ve yine bir çok kız çocuğu kendileri lehine durumu değiştirmek için saldırıyı yavaşça , sinsice(!) yaparlar; cimdirerek, sessizce saç çekerek Eğer bir çocuk diğerini döverse, ona vurursa biz yetişkinler dikkatimizi önce kurbana vermeliyiz İlk anda saldırgan çocuğu bir kenara almalı, onunla ilgilenmemeliyiz Çünkü yukarıda belirttiğim gibi o dikkati çeksin diye sıkmıştır arkadaşının kolunu Biz onun elinden metodunu, onun silahını almalıyız Bunu nasıl yapabiliriz? Ona başka metodları göstererek Düşünmeliyiz: bu çocuk özellikle neleri iyi yapıyor, neyle, hangi özellik ve beceri ile diğer çocukların dikkatini çekebilir? Hangi durumda diğer çocuklar kendi içlerine onu kabul ederler? Kendisini ifade edebilmesi, isteklerini dillendirmesi için farklı durumlarda neler yapıyor? Şüphesiz onun da saldırmadığı, farklı davrandığı durumlar oluyordur Bu durumları gözleyelim ve ödüllendirelim Çocuk grubu içinde, vuranın, saldıranın rolü, izleyenler ve vurulanlar, itilenler olmazsa anlaşılmaz Daima özellikle kuvvetli olan, biraz daha yaşça büyük olan bu rolü alacaktır Eğer bir çocuk birkaç kez agresif davranırsa, ki olabilir, diğerleri deneyimleri ile bu çocuğu da kabullenirler Eğer çocuk elleriyle sorunu çözmeye kalkmış ise, diğer hepsi için kimin suçlu olduğu, kimin ilk önce başladığı bellidir O fişlenmiştir, yaptığı diğer olumlu, iyi şeyler hiç görülmez “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” misali, kimse ona inanmaz ve güvenmez Diğerleri onunla oynamak, beraber olmak istemez ve kendini farklı yönleriyle gösterme şansı azalır O da giderek günah keçisi rolünü benimser ve “her zaman saldıran” çocuk tipini kendi de kabullenir ve bu rolü oynar Hele ki ona kötü davranıldığını hisseder ve görür ise, hiç değiştirmeden ve dozunu artırarak devam eder Vurur, ısırır, tekmeler Ve diğerleri haklı olduklarını bir kez daha görür onu dışlamaya devam eder, bu böylece sürer gider Diğer bir konu ise, çocuğun agresifliğinin grup içinde çözülmesi, yani konuyu grup ortamında çok yönlü ele alma gerekliliğidir Ayrıca sorunu grup içinde çözmek aile içinde çözmeye göre daha kolaydır Çocuk, evde belki de çok farklı davranıyordur Evde azarlamak, bağırmak ve ceza vermek genellikle duruma yardımcı olmaz, sorunu ağırlaştırır Sonuç olarak, grup içinde saldırgan davranışlar gösteren çocuklar dışlanmamalı, olay sosyal bir görev olarak benimsenmeli, eğitimciler ele almalıdır Sonuçta herkes, çocuk da, arkadaşları da, eğitmen ve veli de bir şeyler öğrenecektir |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #32 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiKekemelik Kekemelik, seslerin, hecelerin, sözcüklerin söylenmesinde işitilebilir veya sessiz tekrar ve uzatmalar biçiminde sözlü anlatımın akıcılığındaki bozukluk olarak tanımlanabilir Bazen bu bozukluklar, konuşma organlarının hareketleriyle ilgili ya da ilgisiz beden hareketleriyle birlikte görülmektedir Bu bozukluklar, sıklıkla heyecan veya gerilim durumlarının ve korkuların, utanma, rahatsızlık gibi daha özel duyguların belirtisidir Kekemelik, konuşmada tutukluk, bocalama ve tekrar, normal konuşmaya dönüş gibi belirtilerle 3-4 yaşındaki çocuklarda başlayabilir Asıl kekemelik tablosunun gerçek yerleşimi daha çok 5-6 yaşlarında olurSınıfta bir şey okuyacağı sırada kekeleyen çocuk, şarkı söylerken ya da telefonla konuşurken kekelemeyebilir Bu çocuk ayrıca tüm bir günün sonunda yorgunluktan yeniden kekeleyebilir Kekeleyen çocuğun o sırada yüz ifadesi de değişir Genellikle yanaklar şişer, gözler kırpışır, dudaklar uzar ve çocuk kızarır Bu sırada, çocuk sanki boğulur gibidir Bazı çocuklar kekemeliğin utandırıcı olduğunu algılayamazlar Bunlar, kekeleyen arkadaşları sanki oyun yapıyormuş gibi onunla alay ederek daha da çok kekelemesine neden olurlar Çocukların çoğunlukla 2,5'la 3,5 yaşlan arasında kekelemelerinin nedeni, bu sırada çocuğun özellikle heyecanlıyken düşünceyle dilini birbirine karıştırmasından kaynaklanmaktadır Sözcük dağarcığı kısıtlı olmasına karşın, çok şey söylemek isteyen çocuk, konuşmada zorluk çeker ve sonuç olarak kekeler Okul öncesi çocuk bağımsız olmak ister, evdeki disiplin çocuğu isyancı yapar ve daha çok kekelemesine yol açar Ayrıca haberleşmede uğradığı düş kırıklığı ve sosyal ilişki kurmakta endişeli oluş da çocuğu kekemeliğe götürür Çocuğun kekeme olmasında etkili olan bir başka faktör de, yetersiz ilgi ve sevgiyle çocuk ayırmadır Çocuğu kekemeliğe götüren bu koşullar ayrıca çocuğun beslenme bozukluğu göstermesine, uyku sorunları olmasına ve geceleri sık sık kâbus görmesine de neden olur |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #33 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk Psikolojisiİçe Kapanıklık
Çocuklar devamlı psikososyal bir gelişim gösterir Normal sosyal gelişim içerisinde başta aile üyeleri olmak üzere diğer insanlar ile iletişim ve etkileşim önemlidir Bu normal gelişim için kaçınılmaz bir durumdur Bazı çocuklar gerek kişilik özellikleri gerekse ikincil olarak etki eden faktörler sonucunda içe dönük ,sosyal ortamlara ve alışılmadık mekanlara kolay adapte olamayan , genelde duygusal paylaşıma girmeyen , yabancı insanlardan tedirgin olan bir yapıda olabilirler Bu durum bazı psikiyatrik durumlarda görülebilir Bu durumda çocuğun bu nedene yönelik tedavisi gereklidir Anne babaların bu durumda yapmaları gereken sık sık çocuğa söz hakkı tanımaları ,hemen her konuda onun kendisini ve duygularını ifade etmesini sağlamaları , ona sık sık ne hissettiğini ve düşündüğünü sormaları , çocuğun kendisine değer vermeleri , konuştuğu zaman dinlemeleri , sık sık sosyal ortamlarla irtibatını sağlamaları , onu olduğu gibi kabul ederek sevgilerini sık sık belli etmeleri , çocuğun her şeyine müdahale etmeden ve çok müdahaleci olmadan onun kendini ortaya koymasını sağlamaları önerilir Devam eden durumlarda bazı psikiyatrik tablolardan söz edilebilir Bu durumun tedavisi gerekir Özellikle okul çağı ile beraber sosyal ilişkilerde problem olmaması için durumun çözümlenmeye çalışılması önem kazanır |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #34 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiÇocuklarda Endişeler
Çevremizde tehlikeli birşeyler olduğunda ilk tepkimiz endişelenmek olur Hoşa gitmeyen bir durum olduğunda bununla başa çıkmamızı sağlayan bir rol oynar Aşağıda yaşamın ilk yıllarındaki endişe kaynakları ve çocuklukta endişenin ortaya çıkışıyla ilgili bilgiler bulacaksınız Yapılan araştırmalar bebeğin anne karnındayken üzgün, mutlu ve korku ifadeleri sergilediğini bulmuşlardır Bebekler doğar doğmaz annenin sesini, kokusunu tanır ve tercih eder Bu durum, bebeğin ihtiyaçlarını düzenlemesi için, anneyi bir partner olarak kabul etmesine yardım eder Bebekte endişeye yol açan öğeler daha çok temel ihtiyaçları ile ilgilidir (doyurulmak, kucaklanmak, öpülmek, altının değiştirilmesi) Anne bu ihtiyaçları düzenli olarak karşılayabildiğinde stres faktörleri elemine edilmiş olur Ancak ihtiyaçlar karşılanmazsa ilk endişeler ortaya çıkmaya başlar Bebek çevreye karşı güvenini kaybeder 12 aylık bir bebeğin ilişkilerinde bir hiyerarşi vardır; anne, baba, bakıcı, büyükanne ve büyükbaba Onlardan ayrıldığında protesto ve direnç ortaya çıkar Ayrılık endişesi 18 ayda en üst düzeydedir Çocuk büyük bir paradoks yaşar Bir yandan anneden uzaklaşıp çevreyi keşfetmek ister bir yandan da annesinin yanında olmak ister Ondan hem yardım ister hem istemez Gerçekte beklediği, uzaklaşıp keşfetmek istediğinde izin verilmesi ama dönüp yardım istediğinde de anneyi yanında görebilmesidir Bu sağlanamazsa endişe duyabilir Büyüyen çocuk doğru ve yanlış davranışları farketmeye başlarYaptığı bir hareketten dolayı anne babasının ona kızmasıyla onların sevgisini kaybettiğini düşünür Onun için, ebeveynin kızması bunun bir kanıtıdır Bilişsel sınırlılıkları vardır Kızgınlığı sevgi kaybı gibi görüp endişeye düşebilirler Bu nedenle kızgınlık sonrası duyguları konuşmak ve sadece davranışa kızıldığını ifade etmek çok önemlidir Yaşamın ikinci yılında tuvalet eğitimi endişeye neden olabilir Baskılı eğitim çocuk için önemli bir endişe kaynağıdır Yine bu dönemde cinsiyet farklılıkları endişeye yol açabilir Farkındalık 15 ay civarı gelişir ve iki yaş civarı artar Çocuğun sahip olduğu ya da diğer cinsiyete göre sahip olamadığı şey onda endişe yaratabilir Aşırı Endişelenmek Ne tür durumlar çocuğun yoğun bir endişe duymasına neden olabilir? Bu sorunun cevabı çocuktan coçuğa değişebilir Örneğin yüzme havuzuyla ilk defa karşılaşan bir çocuk panik içinde geri çekilirken diğeri etrafına su atabilir Bireysel farlılıklara rağmen şu durumlar çocukta yoğun anksiyete doğurabilir; Ebeveynden sık ve uzun süreler ayrı kalmak, Ebeveynin, çocuğu kontrol etmek adına kullandığı şu tip sözcükler; ‘Eğer sözümü dinlemezsen seni terk edeceğim’, ‘Seni sevmiyorum’, Çocuğu eleştiren ifadeler; ‘Sen çok inatçısın, kötüsün, aptalsın, beceriksizsin’, Çocuğun yaptığı bir şeyle ebeveynine zarar verdiğini düşünmesine yol açan ifadeler; ‘Sen beni öldüreceksin’, ‘Bana kalp krizi geçirteceksin’ Dayak gibi fiziksel cezalar, Ebeveynin çocuğun güvenliği ile aşırı ilgilenmesi Onun daha dikkatli olmasını sağlamak için sürekli uyarması; ‘Düşeceksin, yaralanacaksın’ gibi, Aşırı endişe ebeveynden çocuğa geçebilir ve çocuk dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılayabilir Çocuk içinden gelen keşfetme dürtüsüyle ebeveynden gelen mesaj arasında çelişkiye düşer, Ebeveynin çocuğun bilişsel kapasitesiyle aşırı il gilenmesiÇocuğun bilgisini test etmek, sürekli bir şeyler öğretmeye çalışmak çocukta performansı ile ilgili endişe yaratabilir, Ebeveynin çocuğun iç dünyası ve duygularına aşırı dikkat etmesi Çocuğun ne hissettiğini, duygularını anlamaya çalışması Bu durumda çocuk sahip olduğu negatif hislerden dolayı endişe duyabilir Şunu düşünebilir; ‘Ben üzgün, mutsuz olduğumda ailemde mutsuz oluyor Benden beklenen hep mutlu olmam’ Optimal Endişe Nedir? Beklenen şey çocuğun belirli bir düzeyde ortaya çıkan endişeyle başa çıkabilmesidir Bu optimal düzey çocuğun yaşı ve duygu durumuna göre değişebilir Bunun için bir matematik formülü yoktur Yeni doğan bir bebeğin acıktığında, strese girmeden yiyeceği bekleyebilmesi istenemez Bununla birlikte büyüdüğünde dürtülerini kontrol edebilir ve isteklerini erteleyebilir Anneyi yemeğini hazırlarken görmesi onun güven içinde beklemesine neden olur Ebeveynin destekleyen ve dengeli tutumları çocuğun endişeyle başa çıkmasını yardım eder Eğer endişe iyi ele alınırsa yararlı bir duygu olduğu söylenebilir Endişe henüz oluşmamış bir durumun tehlikeli olabileceği ile ilgili sinyal verir Bu çocuğun tehlikeyle başa çıkma yollarını aramasına yardım eder Bu araştırma, çocuk tarafından bulunan çözümler, endişenin zevkli bir keşfe dönüşmesine yol açabilir |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #35 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiAnne - Baba Ben Nereden Geldim?
Çocuğunuz “nereden geldim?” sorusunu pekçok farklı tarzda sorabilir: · Ben hastanede mi doğdum? · Nerede doğdum? · Ben evlatlık mıyım? · Vücudundan nasıl çıktım? · Bebek nasıl yapılır? İlk Adım: Gerçekte neyi sorduğunu araştırın Sizin tepkileriniz şöyle olabilir: · Nereden geldiği düşünüyorsun? · Hangi Şehir veya yeri mi kastediyorsun? · Nasıl doğduğun öyküsünü mü anlatmamı istiyorsun? İkinci Adım: Soruları daha direkt olarak cevaplamaya başlayın Cevaplamadan önce hakkında düşünün: · Doğum ve üreme hakkında kendi değer ve tavırlarınızı · Vermek istediğiniz ne kadar gerçekçi bilgi · Çocuğunuzun anlayabileceği gerçek bilginin ne kadarı bu yaşta anlayabilir Hatırlayın: · Bu yaşlarda çocuklar her zaman var olduklarına inanırlar, çocukların önceleri var olmadıklarını anlamaları güçtür Size “burada yaşamaya gelmeden önce neredeydim?” · Soru gerçek doğum süreci hakkındaysa, şöyle söylemek daha doğrudur: “bu soruya şu anda nasıl cevap vereceğimi bilemiyorum, müsaade et şimdi düşüneyim daha sonra cevaplandıracağım” mutlaka daha sonra cevaplandırın · Nasıl cevaplayacağınız konusunda emin değilseniz, bu konuyla ilgili elverişli kitapları kullanmak isteyebilirsiniz Çocuğunuzla paylaşmadan önce mutlaka dikkatli okuyun · Çocuğun merakı bilgi üretmede kullanılabilir Fakat konferans vermekten kaçının Konuşmada basit ve direkt cevaplar oldukça etkili olacaktır Üçüncü Adım: Cevabınıza karar verin Olası Cevaplar Çocuk: Ben nereden geldim? Ebeveyn: sen, nereden geldiğini düşünüyorsun? Çocuk: Bilmiyorum, arkadaşım Ayşe, bebeklerin nasıl yapıldığını biliyor fakat bana anlatmıyor Ebeveyn: Pekala, Bebekler annenin vücudunun içinde özel bir yerde büyürler Çocuk: Bebek orada nasıl oldu? Ebeveyn: Anne ve baba onu, annenin vücudundaki küçük yumurta ve babanın vücudundan bir sperm ile yaptılar Bu gibi bir konuşma büyük olasılıkla çocuğun merakını yatıştıracaktır Çocuk büyüdükçe sorular devam edebilir, ve cevapları daha ayrıntılı vermek gerekebilir |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #36 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiYalnız Uyuyamayan Çocuklar
Geceyarısı ağlamaklı bir ses tonu ile anne-babasının yatağında kendisine yer açmaya çalışan minikler,hem ailelerini uykusuz bırakıyor hem de "acaba doğru mu yapıyoruz?" diye çelişkiye düşürüyor Uzmanlar,çocuğunuzun yatağınızdan vazgeçmesini sağlamanız için önemli tavsiyelerde bulunuyor Yalnız uyuyamayan çocuklar, ailelerinin kabusu oluyor Uzmanlar, çocuğunuzun yatağınızdan vazgeçmesini sağlamanız için önemli tavsiyelerde bulunuyor Uzmanlara göre, bunun pek çok sebebinden biri, günümüz ailelerinin 24 saat boyunca çocukları için var olmaları gerektiğini düşünmeleri Günümüz annelerinin pek çoğunun aktif iş hayatı nedeniyle çocuğuna yeterince vakit ayıramadığını düşünmesi de bu davranışın sebeplerinden biri Öte yandan, bazı aileler, bu devamlı beraberliğin çocukları için zararlı olabileceğini düşünüyor Uzmanlara göre, anne-baba yatağına sadece misafir olarak gelen çocuklarla ilgili bir endişe duymamız gerekmiyor Özellikle küçük yaştaki çocukların kabuslar görüp korkuyla uyanmaları, karanlıkta uyumak istememeleri ya da yalnız kalmaktan korkmaları son derece doğal Anne-babanın da bu durumda çocuklarını yatağına alması doğal bir davranış Ama anne-baba yatağı kesin olarak zaman zaman ziyaret edilen bir yatak olmalı ve kesinlikle çocuğun kendi yatağı haline gelmemeli Uzmanların verdikleri bilgiye göre, normal şartlarda çocuklar 2 yaşından itibaren problemsiz olarak geceyi anne-babalarından ayrı geçirmeye hazır oluyor Bu yaşta çocuklar, yetişkinlerin kendilerine ait özel bir hayatları olduğunu ve anne-babalarının sadece kendileri için var olmadıklarını anlayabiliyor Dolayısıyla çocuğa mutlaka bir sınır konulması ve çocuğun, ilkokula başladığı 7-8 yaşlarından itibaren, anne-baba yatağının sadece çok özel durumlarda paylaşılan bir yer olduğunu bilmesi gerekiyor Uzmanlara göre, kötü bir rüya görmek ya da deprem gibi korkular, aileden birinin ağır bir hastalık geçirmesi, ailenin ikamet ettiği evi veya şehri değiştirmesi ya da değiştirmek üzere olması, çocuğun okula başlaması ya da okul değiştirmesi, aile içinde şiddetli bir tartışma yaşanması ve çocuğun ciddi bir rahatsızlık geçirmesi, anne-baba yatağının paylaşılabileceği çok özel durumlar olabilir Bunlar veya benzer sebeplerden biri olmadığı sürece anne-babaların kararlı olmaları ve çocuklarının kendilerine ısrar etmelerine izin vermemeleri gerektiğini vurgulayan uzmanlar, çocukların yeni bahaneler bulmak konusunda son derece yapıcı olduklarını hatırlatıyor Uzmanlar, çocuğunuzun yatağınızdan vazgeçmesini sağlamanız için şu tavsiyelerde bulunuyor: "Bu değişiklik için kendinize ve çocuğunuza yeterli zamanı tanıyın, sabırlı olun Çocuğun kendi yatağına alışmasının 2 hafta kadar sürebileceğini unutmayın Çocuğunuzun yaşına uygun bir dille, sizin de geceleri huzurlu bir uykuya ihtiyacınız olduğunu, ama özel durumlarda her zaman yanınıza gelebileceğini anlatın Bu değişim sürecinde, çocuğunuza normalde olduğundan daha fazla sevgi gösterin ve bir süre için onu şımartın Uykudan önce ılık bir banyo, masal okuma, müzik dinleme ya da ninni söyleme gibi bir sırayı izleyen bir program belirleyin ve bu programı düzenli olarak uygulayın Yatak odanızdan çocuğunuzun hoşuna gidebilecek yumuşak yastıkları, peluş hayvanları kaldırın ve bunun yerine çocuk odasını daha sevimli bir hale getirin Çocuğunuz ısrarla sizin odanızda yatmak istiyorsa, ona bir yer yatağı ya da benzeri bir ek yatak hazırlayın ve burada uyumasına izin verin Zamanla kendi yatağının rahatlığını tercih edecektir Koridorda yakacağınız bir gece lambası ile çocuğunuzun karanlık korkusunun üstesinden gelebilirsiniz Ayrıca, çocuğun yatağını dışarıdan gelebilecek garip ışık-gölge oyunlarını görmeyeceği bir yere kurmalısınız Hem çocuk odasının hem kendi yatak odanızın kapısını mutlaka açık bırakın Sizin ulaşılabilir olmanız ona huzur verecektir Sabahları uyandıktan sonra kısa bir süre için yatağınıza gelip keyif yapmasına izin verin Bu hem onun hem de sizin için güne başlarken bir moral kaynağı olacaktır Eğer çocuğunuz geceleri sizin yatağınızda yatmak konusunda ısrarlı ise, siz de onun yatağında yatın Kararının birdenbire değişeceğini göreceksiniz Son olarak; birkaç ay süren korku durumlarında mutlaka psikolojik yardım alın |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #37 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiÇocukluk Depresyonu Depresyon yaşayan çocuk daha mutsuz oluyor, neşesi kaçıyor, gündelik yaşantısında isteksiz veya verimsiz oluyor Çocuklar hem ekonomik, hem de sosyal açıdan ailenin kontrolü altında olmaları nedeniyle, üstelik yaşı küçük olanların kendilerini ifade etmelerindeki güçlükleri nedeniyle, öncelikle anne babaların veya çocuğu yetiştirmekle yükümlü olanların çocukta bir problem olup olmadığı konusunda uyanık bulunmaları gerekmektedir Birçok hastalığın da bilinen başlama yaşının ergenlik çağlarıdır "Anne babalar ve çocuğun yakın çevresi çocuktaki problemi fark etseler bile; yalnızca problemin kendisine odaklanıyorlar; ders çalışmama, tırnak yeme gibi Tek probleme yoğunlaşmak aile ile çocuk arasındaki çatışmayı daha da arttırıp çocuğu da olumsuz etkileyebiliyor" Çocuk sorumluluktan kaçar Çocuklarda depresyonun hangi belirtilerle ortaya çıktığını ve çocukta gözlenen davranış farklılıklarını ise şöyle özetledi: "Öncelikle depresyonu genel hatları ile özetleyecek olursak; kişi zamanının çoğunda mutsuzdur, üzgündür, önceden keyifle veya kolaylıkla yapabildiği aktivite veya sorumluluklardan kaçmaya başlar, uyku ve iştah düzeni bozulur, motivasyon azlığı nedeni ile dalgınlık, unutkanlık, dikkatsizlik, ölüm düşünceleri geçer aklından, ruhsal ve fiziksel huzursuzluğu dışardan bile gözlenebilir, kendine güvensizlik,hatta yetersizliğin getirdiği suçluluk duyguları yaşanır Çocuklar da bu belirtileri gösterirler ancak çocuğun gelişim özellikleri ve sosyal ilişkilerine bağlı olarak farklı belirtiler de klinik tabloda görülebilir Küçük çocuklarda ifade becerisi zayıf olduğu için daha çok davranış problemleri ile karşımıza çıkarlar Genellikle anne babalarının kontrolü altında olduklarından; klinik öykü de anne babanın bakışı tarafından şekillenir |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #38 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiErgen: Ne Çocuk, Ne Yetişkin
Ergenlik hızlı büyüme ve gelişmenin olduğu kız-erkek cinsel özelliklerinin sosyal, psikolojik, fiziksel değişimlerin bir arada yaşandığı bir dönemdir Gençlerin bu dönemi daha sağlıklı geçirmelerini sağlamak ve onlara yardımcı olabilmek için ilk önce onların ergenlikte ne gibi değişimler yaşadığını, neler hissettiklerini bilmek çok önemlidir Aileler ergeni bazen çocuk gibi görür ve öyle davranırlar, bazen de bir büyük gibi davranmasını beklerler Ergenlerde hem bu karmaşaya cevaben, hem de ruhsal dengelerindeki iniş çıkışlar sonucu bazen yaşından daha küçük, bazen yaşından daha büyük gibi davranırlar Çocuğun ergenlik dönemine girişiyle ailede de birtakım değişiklikler olması ve ailedeki kuralların bir miktar esnetilmesi gerekir En azından gencin artık daha fazla kendi adına karar verebilmesi, kendi sorumluluklarını üstlenebilmesi, kendi gemisinin kaptanı olabilmesi gerekir Ergenlik dönemi gençlerin kim olduklarını, nelere değer verdiklerini ve yetişkinliğe giderken hangi yolu tercih edeceklerini belirledikleri çok özel bir dönemdir Daha kendisine odaklı hale gelen, çevreyi sorgulayan, konuşmaya ve dinlenilmeye ihtiyaç duyan genç çoğu zaman çevresi tarafından anlaşılamadığını hisseder Her an eleştirel olmalarını, kendisine odaklı olmalarını, tartışmaya hazır olmalarını bencillik ya da asilik olarak değerlendirmemek gerekir Gencin düşünce yapısı olgunlaşmakta, bu sebeple her fikri her kuralı sorgulayıp doğruluğunu tartmaktadır Ergenler olgun, özel insanlar olarak görülmek isterler Ancak bazen anne babalar genci tehlikelerden korumak ya da teselli etmek amacı "bu geçici bir dönem", "şimdi senin hayatın kolay, ekmek elden su gölden yaşıyorsun", "henüz çocuk sayılırsın, bu sorumluluğu alamazsın" gibi sözlerle ergenin hevesini ve cesaretini kırarlar Ergenler yaşamlarının tüm alanlarında çok büyük değişimler geçirmektedirler Bu nedenle ailenin de ergene yaklaşım tarzının bu değişimlere uygun olarak değişmesi gerekir Gencin ilk kez aileden biraz daha uzaklaşıp topluma daha fazla açılması gereken bu dönemde eğer birtakım sosyal becerileri kazanamazsa, bu eksikliğin telafisi ilerde daha zor olacaktır Öğüt verme, hazır çözümler önerme, yönlendirme, yargılama, aşağılama, suçlama, suçlandırma, alay etme bu dönem gencin gelişimini sekteye uğratabilir, iyi niyetle iletişim kurmak isterken gencin aileden iyice uzaklaşmasına sebep olabilir Bağımsız düşünebilen bir genç yetiştirebilmek için fikir üretmesi için gerekli ortam sağlanmalı, belirli kurallar dâhilinde kendini ifade edebilmesine izin verilmelidir Henüz tecrübesiz olduğu için pek çok hatalar yapabilecektir Yaşama dair tecrübesini ancak bu yolla oluşturabileceği unutulmamalıdır |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #39 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiDisiplinli olmanıza yardımcı yöntemler
Tekmelemek, çığlıklar atmak, itmek, ısırmak çocuğunuzun genel davranışları arasında mı yer alıyor? Hiçbir anne baba çocuğunun bu şekilde davrandığını görmek istemez Peki, çocuğunuz böyle davrandığında ne yapmalısınız? Elbette bu sorunun cevabı şiddet değil’ Çocuğunuzun içindeki en iyiyi keşfedebilmek için eşinizle uyum içinde olmalı ve kuralları birlikte koymalısınız Disiplin ama nasıl, ne zaman? Limitleri henüz bebeğiniz 6 aylıkken belirlemeye başlayabilirsiniz Örneğin, ona annenin gözlüklerini almamasını söylemelisiniz Güvenlik sınırlarını belirlemek ve bu konuda katı olmak aslında şefkatten ileri gelen bir şeydir Sınırlar belirleyerek çocuğunuzu kuralları son derece sert olan hayatın gerçekleriyle tanıştırmış olursunuz Anne babaya karşı saygılı davranmasını sağlamak ilerde önemli sınırları belirlemesine yardımcı olacaktır Disiplin kurmak için en iyi yol evinizde basit ve anlaşılır kurallarla başlamaktır Örneğin; “vurmak yok” ya da “masaya tırmanamazsın” gibi anlaşılır cümlelerle işe başlayabilirsiniz 8 Başlıkta Yaramazlıkla Başa Çıkmanın Yolları YÖNTEMİNİZİ SEÇİN Öncelikle vereceğiniz tepkinin buna değip değmeyeceğine karar verin Eğer yatma saatinde sızlanmak gibi ufak şeylerde bile sinirleniyorsanız işiniz biraz zor HAYIR DEYİN Eğer çocuğunuz arkadaşına vurmak gibi yanlış bir şey yaptıysa hemen ve net bir şekilde vurmaması gerektiğini belirtiniz Eğer çocuğunuz yeterince büyükse özür dilemesini de sağlamalısınız Ancak “hayır” kullanımınızı sadece yanlış bir şeyler yaptığında kullanarak sınırlamalısınız yoksa sıklıkla hayır derseniz bir süre sonra etkinizi yitirebilirsiniz Eğer çocuğunuz kimseye zarar vermeyen ama yine de hoş olmayan bir şeyler yapıyorsa; ellerini boyamak gibi, onu “boyalar kağıt üzerinde kullanmak içindir” gibi bir cümleyle uyarabilirsiniz SEBEP SONUÇ İLİŞKİSİ KURUN İstemediğiniz bir şeyi yapıyorsa karşılığında ne olacağını belirtmelisiniz Örneğin kum havuzundan dışarı kum döküyorsa buna devam ederse onu oradan çıkaracağınızı kesin bir dille söylemelisiniz ve devam ederse gerçekten çıkarmalısınız Çünkü uyarılarınızı dikkate almazsa ve siz de dediğinizi yapmazsanız bir süre sonra sizi ciddiye almamaya başlayabilir TUTARLI OLUN Çocuklar sizi denemeye bayılırlar Eğer sözleriniz ve davranışlarınız tutarlı değilse bir süre sonra koyduğunuz kurallar etkisini kaybeder ve anlamını yitirir Bu yüzden koyduğunuz kurallara sadık kalın ve sizin sevmediğiniz davranışlarda bulunursa kendisinin hoşlanmayacağı sonuçlarla karşılaşacağını hatırlatın KENDİNİZİ ONU YERİNE KOYUN Çocuğunuza onu anladığınızı hissettirin Örneğin, “Ne kadar kızdığını anlıyorum bende bütün gün parkta kalmak isterdim ama maalesef…” gibi bir cümleyle onu anladığınızı bilecek ve daha kolay sakinleşecektir ONUNLA ANLAŞMA YAPIN Çocuğunuz yatmak istemiyorsa holün ışığını açık bırakacağınızı söyleyin Bu onun için bir uzlaşma gibi görünse de aslında yatağa gitmeyi kabul ederek sizin dediğinizi yapmış oluyor Eğer markette yanınızdan ayrılmazsa dönüşte parka uğrayacağınızı söyleyin Bu tür anlaşmaların işinizi ne kadar kolaylaştırdığını göreceksiniz BAŞKA SEÇENEKLER SUNUN Çocuğunuz bir kuralı bozarsa, bozduğu kurala yakın alternatif bir şeyler sunun Örneğin ; “benim çantamı boşaltma” dedikten sonra ona oyuncak kutusunu boşaltmayı önerin İYİ DAVRANIŞLARINI ÖVÜN Çocuk hangi yaşta olursa olsun disiplin kurmada en önemli adım olumlu yaklaşımlardır Siz onu ne kadar överseniz, övgülerinizi duymak için daha da iyi davranmaya çalışacaktır Eşinizle Uzlaşın Çocuklar anne babalarını kullanmakta oldukça ustadırlar özellikle de verilecek ceza konusunda anne baba arasında uyuşmazlık varsa çocuğunuz bundan faydalanmaya çalışacaktır Bu gibi durumlarda şu öneriler işe yarayabilir: 1 Önce birbirinizi dinleyin Birbirinize bağırmayın Eğer çocuğunuz 3 yaşından büyükse farklı noktaları kibar bir dille onun önünde de konuşabilirsiniz 2 Eğer eşiniz ya da siz sinirlenmeye başladığınızı hissederseniz konuyu kapatıp daha sakin bir zamanda konuşmayı önerin Ya da en azından beş dakikalık bir yürüyüş yapıp biraz yatıştıktan sonra konuşmanıza devam edin 3 Çıkmaza girdiğinizi hissettiğiniz zamanlar için alternatif taktikler geliştirin Örneğin hafta sonları son kararı vermek eşinize aitse hafta içi günlerde de karar yetkisi sizde olsun Ya da karar vermeyi o anda konuya daha hakim olan kişiye bırakın |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #40 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiErgen çocukla iletişimde püf noktaları
Çocukluk ile yetişkinlik arasındaki dönem olan ergenlik çoğunlukla hem anne-babalar hem de çocuklar için oldukça zor bir dönemdir Ergenlik çocukların kendi kimliklerini oluşturdukları, kendilerini anne-babalarından ayırdıkları ve aile dışında önemli ilişkiler kurdukları bir dönemdir Bu dönemde anne-babalar, sevimli, itaatkar, kendilerine hayran küçük çocuklarının yerini alan bu huysuz, inatçı kişiyle uyum sağlamaya çalışırken "kaybettikleri" çocuk için bir çeşit "yas" duygusu yaşarlar Ancak olan biteni anlamak ve olayları doğru şekilde değerlendirebilmek önemlidir Ergenlik her yetişkinin geçmiş olduğu temel bir yaşam dönemidir Kendi ergenlik yıllarınızı düşünün İsyankarlık ediyor muydunuz? Ne tür giysilerden hoşlanıyordunuz? Dinlediğiniz müzikten anne-babanız hoşlanıyor muydu? Onlarla çatışmalar yaşıyor muydunuz? Sizi anlamadıklarını düşünüyor muydunuz? Kısacası ergenlik dönemindeki yaklaşımlarınız, deneyimleriniz ve ilişkileriniz şu anda sizin ergen çocuğunuz ile aranızda yaşananlardan çok farklı mıydı? Anne-babaların en önemli görevi ergenlerin kendi yaşamlarını etkileyecek önemli kararları verebilmeyi öğrenerek, büyümeleri ve bağımsız bir birey olmalarına izin vermektir Ergenlik döneminde de sınırlar olmalıdır ancak bu sınırların içerisinde ergenlerin kendi kanatlarını test edebilmelerine, kim olduklarını ve kim olmak istediklerini anlamalarına yetecek ölçüde alan bulunması gereklidir Bu süreçte ergenler çok önemli bazı tavsiyelerinizi reddedebilirler, ancak unutmayın ki bu büyümenin bir parçasıdır Ayrıca, anne-babaların ergenlik öncesinde aşıladıkları değerlerin çoğunun ergenlikten sonra da etkili olmaya devam ettiğini de unutmayın ANNE-BABALAR İÇİN BAZI TEMEL KURALLAR Aşağıdaki kurallara özen göstermeniz, ergenler kendi kimliklerini ortaya koymaya çalışırken kaçınılmaz olarak ortaya çıkan stresi azaltmanıza yardımcı olacaktır Dinleyin Tamamen farklı görüşte olsanız bile, çocuğunuzu her zaman dinleyin Davranış ile çocuğu birbirinden ayırın Sizi rahatsız eden şey ile onu yapan kişiyi birbirine karıştırmayın Ergen çocuğunuzun davranışlarından dolayı öfkelendiğiniz veya üzüldüğünüz zamanlar olacaktır Ancak bu çocuğunuza olan sevginizin bittiği anlamına gelmez Hatta büyük olasılıkla tam tersi bir anlam taşır: Ona önem veriyor olmanız Öfkenizi çocuğunuzun tüm kişi olarak varlığına değil davranışları üzerinde odaklamaya gayret edin Önemsiz konuları görmezden gelin Ergen çocuğunuzun görünümü ya da davranışları sizi ne kadar rahatsız ederse etsin, sürekli eleştirmekten kaçının Önemsiz durumları görmezden gelin Daha önemli konularda düşüncelerinizi, neyi ve neden tasvip etmediğinizi belirtin ancak onun da sizden farklı görüşte olma hakkına saygı duyduğunuzu gösterin Takdir edin Ergen çocuğunuzun yaptıklarına ilgi gösterin Onu gerçekten takdir edebileceğiniz fırsatları da görmeye çalışın Uzlaşma sağlayın Fikir ayrılıkları çıktığında, her iki tarafın da kabul edebileceği bir uzlaşma zemini bulmaya çalışın En kötü olasılıkla, uzlaşamadığınız konusunda uzlaşın Sürekli söylenmeyin Sürekli nutuk çekip, söylenmeyin "Ben senin yaşındayken" ile başlayan akıl vermelerden kaçının Büyük olasılıkla onun yaşındayken onunla ortak yönünüz düşündüğünüzden çok daha fazlaydı! Eleştirilmeye hazırlıklı olun Eleştirilerin hedefi olmaya, yani yaşadığı tüm sorunların, zorlukların nedeni olduğunuz, büyümesine ve eğlenmesine izin vermediğiniz gibi eleştiriler yöneltmesine hazırlıklı olun Çocuğunuzdan vazgeçmeyin Bu eleştirilerin çoğu yüreğinize işlemesin Ve çocuğunuzdan vazgeçmeyin Ergenler aslında düşündüğünüzden çok daha fazlasını izler, dinler ve öğrenirler Ruh durumu sürekli değişebilir Bu yaşlarda, kısmen hormonal değişimlerden dolayı, kısmen de bu dönemde çok sık yaşanan kaygılara bir tepki olarak ruh durumunda hızlı ve bazen aşırı değişimler olması son derece normaldir Bunları anlayışla karşılamaya çalışın Mutlu son Ergenliğin son dönemlerinde ergenlerin çoğu anne-babaları ile birlikteliklerinde daha rahat olurlar Tüm bu dönem boyunca onlara adil ve tutarlı bir şekilde davrandıysanız, büyüme ve olgunlaşmaları için fırsat ve olanak verdiyseniz, ergenlikten aile bağları etkilenmeden çıkacak ve yetişkinliğe adım atacaklardır |
Cevap : Çocuk Psikolojisi |
06-19-2008 | #41 |
rock_alltime
|
Cevap : Çocuk PsikolojisiÇocuklarda Öfke Nöbetleri
Öfke nöbetleri nefesini tutma veya vurma, ısırma, tekmeleme gibi daha saldırgan davranışları da içerebilir Öfke nöbetleri tipik olarak 1 yaş civarında başlar ve sıklıkla 4 yaş dolduğunda sona erer Okul öncesi dönemdeki çocukların neredeyse tamamı zaman zaman öfke nöbetlerine kapılır Ağlama, somurtma, çığlık atma, ayaklarını veya kafasını vurma gibi davranışların hakim olduğu öfke nöbetleri genellikle çocukların kızgın veya gergin olduğu zamanlarda patlak verir Öfke nöbetleri nefesini tutma veya vurma, ısırma, tekmeleme gibi daha saldırgan davranışları da içerebilir Öfke nöbetleri tipik olarak 1 yaş civarında başlar ve sıklıkla 4 yaş dolduğunda sona erer Öfke nöbetleri gelişimin normal bir parçası olarak kabul edilir Bu yaşlardaki çocuklar kimlik duygusu ve bağımsızlık kazanmaya çalışmaktadır Ancak kelime hazinelerinin kısıtlı olması nedeniyle duygularını kelimelerle ifade edemezler İstediği bir şeyi yapamadığında, istediği bir şeyi elde edemediğinde ya da kontrolünü kaybedecek kadar öfkelendiğinde çocuğun gerilimi öfke nöbetine dönüşebilir Öfke nöbetleri en fazla çocuğun yorgun veya aç olduğu zamanlarda veya kendisini rahat hissetmediği ortamlardayken oluşur Açlık ve yorgunluk gibi durumlarda çocuk duygularını ifade ve kontrol etmekte zorlanır Öfke nöbeti sırasında sizin sakin kalmanız çok önemlidir Bir yetişkinin bağırıp çağırdığını ve kontrolünü kaybettiğini görmek sadece çocuğa aynısını yapmayı öğretir Çocukların çoğu dikkat çekmek veya istediği birşeyi yaptırmak için öfke nöbetine kapıldığından mümkün olduğunca bu nöbetlerin görmezden gelinmesi en doğru yol olur Elbette çocuğun kendisine veya başkasına zarar vermemesi kaydıyla Bazen de çocuğun bulunduğu ortamın değiştirilmesi yararlı olabilir Örneğin öfke nöbeti halka açık bir mekanda meydana geldiyse, çocuğu kucaklayın ve mekanı terk edin Evdeyseniz, başka bir odaya geçebilirsiniz Öfke nöbeti geçiren bir çocuğa akıl vermeye çalışmak faydasızdır Çocuğunuz hiddetlenmişse ve kendisine ya da etrafındaki çocuklara zarar verme ihtimali varsa hemen sakin bir yere götürün ve sakinleşene kadar kucağınızda güven içinde tutun Öfke nöbetlerini çoğunlukla görmezden gelmek mümkün olmakla birlikte, başka birini ısırma ya da vurma gibi davranışların kabul edilmesi kesinlikle mümkün değildir ve asla görmezden gelinmemelidir Çocuğunuzu öfkesinin kaynağından uzaklaştırmak amacıyla mola yöntemini deneyin Mola Yöntemi konusunda daha fazla bilgi almak için Disiplinde Mola Yöntemi ve Mola Yöntemi İşe Yaramazsa başlıklı haberlerimizi okuyabilirsiniz Öfke nöbetleri sırasında tutarlı olmanız hayati önem taşımaktadır İsteklerini yapmayın Gülmeyin Bunlar sadece sona erdirmek istediğiniz davranışı teşvik edecektir Çocuğunuz kararlarınıza bağlı kalacağınızı ve fikrinizi değiştirmeyeceğinizi anlamalıdır Sabırlı olun! Öfke nöbetlerinin normal gelişimin bir parçası olduğunu ve kötü anne-baba olmanızla ilişkisi olmadığını unutmayın Çocuğunuz büyüdükçe kendisini kontrol etmeyi ve duygularını kelimelerle ifade etmeyi öğrenecektir Dr Ayten Erdogan Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı |
|