Magandalara devam edin cezası |
07-26-2006 | #31 |
SinsiBekçi
|
Magandalara devam edin cezasıMalatya'da düğün konvoyunda silahla ateş eden bir kişi, 54 YTL para cezasına çarptırıldı Cumhuriyet Caddesi Vilayet arkasında düğün konvoyunda silahla ateş eden ACS (24), yakalandı Bu kişinin üzerinde yapılan aramada 2 adet kurusıkı tabanca, tabancalara ait 2 şarjör ve 26 adet fişek bulundu ACS'nin 5326 Sayılı Kanun gereğince 54 YTL para cezası uygulandıktan sonra serbest bırakıldığı ifade edildi |
Hınzır köstebekler keşfettikleri tarihi tahrip ediyor |
07-26-2006 | #32 |
SinsiBekçi
|
Hınzır köstebekler keşfettikleri tarihi tahrip ediyorAsur ticaret kolonilerinin bulunduğu ve 4 bin yıl öncesine ait Anadolu'daki ilk yazılı kil tabletlerin çıkarıldığı Kültepe Höyüğü'nün keşfedilmesini sağlayan köstebekler, şimdi kazı yapılan bölgeyi tünellerinden su taşıyarak tehdit etmeye başladılar AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 1870 yılında Gömeçli Hacı Mehmet Ağa, tarlasındaki köstebeklerin yer altından gün yüzüne çıkardığı çivi yazılı kil tabletleri, Kayseri Valisi'ne götürerek bölgedeki tarihi zenginliğin keşfedilmesini sağladı Kültepe Höyüğü'nde ilk resmi kazı, 1948 yılında Prof Dr Tahsin Özgüç tarafından başlatıldı Geçen yıl hayatını kaybeden Prof Dr Özgüç'ün 57 yıl devam eden kazılarda çıkardığı binlerce çivi yazılı tablet ve diğer arkeolojik eserler Kayseri Arkeoloji Müzesi ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergileniyor KAZIYA KÖSTEBEK DARBESİ Prof Dr Tahsin Özgüç'ün ölümünden sonra bu yılki kazı başkanlığını yürüten Prof Dr Fikri Kulakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köstebeklerin açtığı tünellerinin çevredeki pancar ve ayçiçeği tarlalarının sularını Karum kazı alanına kadar taşıdığını belirtti ''Aslında köstebek bizim için çok değerli bir hayvan; bu höyüğün keşfedilmesini sağladılar, ancak şu anda bizim baş belamız, 4 bin yıllık eserleri tehdit ediyorlar'' diyen Prof Dr Kulakoğlu, şöyle devam etti: ''Civardaki ayçiçeği ve pancar tarlalarını çiftçiler suyla dolduruyorlar Ayrıca bizim kazı alanının etrafından topraktan su kanalları geçiyor Bölgede bulunan binlerce köstebek tünelinden geçen sular da kazı alanımızın içine kadar giriyor Arkadaşlarımızla birlikte bitişiğimizdeki tarlaların sularının çalışma yaptığımız alana dolmasını engellemek için kazma ve küreklerle çalışıyoruz Yeni su yolları yaparak kazı alanı içerisine gelen suyu tahliye etmeye çalışıyoruz'' Kültür ve Turizm Bakanlığının kazı alanı etrafındaki 4 tarlanın istimlak edilmesi için gerekli emri verdiğini ve Kayseri Valiliğinin istimlakle ilgili işlemleri yürütmeye başladığını belirten Kulakoğlu, ''istimlak işlemleri tamamlandığında kazı alanı etrafındaki tarlaların bir bölümü sulanmayacağı için bu tehdit kısmi olarak ortadan kalkacak, ancak kazı alanı etrafında birkaç tarlanın daha istimlak edilmesi gerekiyor'' diye konuştu AA |
Van'da kaçak operasyonu |
07-26-2006 | #33 |
SinsiBekçi
|
Van'da kaçak operasyonuVan'da 5 bin 740 litre kaçak mazot ile 3 bin 130 karton kaçak sigara ele geçirildi Van Emniyet Müdürlüğü Kaçaklıçılık ve Organize suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri yaptığı çalışmalar sonucunda DD ile AY isimli şahıslardan toplam 5 bin 740 Litre kaçak mazot ele geçirdi Başkale ilçesinde ise jandarma ile ortak yürütülen bir çalışma sonucunda EÖ isimli şahsın evinde toplam 3 bin 130 karton değişik markalarında kaçak sigaraya el konuldu Şüpheliler adli makamlara sevk edildi |
İstanbul'da uyuşturucu operasyonu |
07-26-2006 | #34 |
SinsiBekçi
|
İstanbul'da uyuşturucu operasyonuİstanbul'da düzenlenen ve ''Pençe'' adı verilen operasyon kapsamında 2105 kilogram eroin ele geçirildi Alınan bilgiye göre, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, ''Pençe Planlı Narkotik Operasyonu'' adı altında yaptıkları çalışmalar kapsamında Bağcılar'da operasyon gerçekleştirildi Operasyonda 2105 kilogram eroin ele geçirildiği bildirildi AA |
Tarihi kilisenin üzerine beton |
07-26-2006 | #35 |
SinsiBekçi
|
Tarihi kilisenin üzerine betonTurizmin cennet köşelerinden Didim'e yarım mil uzaklıktaki Panayır Adası'na balık çiftliği kurulması kararı halkı isyan ettirdi Bölgenin sit alanı ilan edilmesi gerektiğini belirten Didimli'lerin başvuruları üzerine yapılan incelemede, 400 yıllık kilisenin üzerine beton dökülerek tahrip edildiği ortaya çıkarıldı Ada çevresinde 6 tarihi batık olduğu belirtilirken, anfora parçaları bulundu Altınkum plajlarına yarım mil uzaklıktaki Panayır (Cennet) Adası'na bir firma tarafından balık çiftliği kurulmak üzere yasal izinlerin alındığının duyulması üzerine harekete geçen Didimli'ler, geçen hafta başlattıkları eylemin ardından dün de Didim Müzesi'ne başvurarak bölgede inceleme yapılmasını istedi Didim Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Mustafa Şentürk'ün daveti üzerine, Milet Müzesi'nde görevli arkeolog Erkan Dede Panayır Adası'na giderek inceleme yaptı Mustafa Şentürk ile birlikte ada üzerinde ve etrafında incelemelerde bulunan Arkeolog Dede, adadaki 400 yıllık olduğu tahmin edilen tarihi kilise üzerinde inceleme ve ölçümlerde bulundu Dede, önceki yıllarda kilisenin bitişiğine yapılan ek binanın yapımı sırasında tarihi kilisenin üzerine beton dökülerek tahrip edildiğini belirterek şunları anlattı: “Panayır Adası Ege'de bakirliğini koruyan en güzel adalarımızdan biri Ada üzerinde bulunan kilisenin yanına 1974 yılında Tarım İl Müdürlüğü tarafından yapılan binanın inşası sırasında, kilise de betonla sıvanmış Bu yüzden kilisenin yapılış tarihini net olarak bilemiyoruz Kilise ve civarında kazı çalışmaları yapılarak inşa tarihi bulunabilir Buraya yapılması düşünülen balık çiftliği, bu adanın doğal özelliğinin tamamen yok olmasına neden olur Biz gerekli incelemelerimizi yaparak ilgili kurumlara raporumuzu sunacağız Bu adanın bakirliğini koruması için yapılacak en etkili yöntem, adanın bir an önce doğal sit ilan edilmesidir” ‘BALIK ÇİFTLİĞİ CİNAYET OLUR' Şentürk ve Dede'nin ada üzerinde yaptığı ve yaklaşık üç saat süren inceleme gezisi sırasında yüzlerce yıllık anfora parçaları da bulundu Tarihi doku gibi doğanın da katledilmeye çalışıldığını belirten Didim Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Mustafa Şentürk de şöyle konuştu:“Her gün onlarca günübirlik tur teknesinin uğradığı, yerli ve yabancı yatların rotası üzerinde olan Panayır Adası'na balık çiftliği kurmak tam anlamıyla cennette cinayet işlemek demek Ada üzerindeki kilise ve denizdeki 6 ve 3'ncü yüzyıllara ait 6 batığıyla ada doğa ve kültür cenneti Bir zamanlar kilisenin üzerine beton dökerek tarihi yok etmeye çalışan zihniyet, şimdi de kıyıya en yakın mesafede Panayır Adası'na balık çiftliği kurdurarak doğayı yok etmeye çalışıyor Ancak bizler buna izin vermeyeceğiz Adanın bir an önce doğal ve arkeolojik sit alanı ilan edilmesi için yasal işlemlerimizi başlattık Milet Müzesi'nden sonra üniversitelerin tarih ve edebiyat bölümlerinden bilim adamlarını getirip rapor hazırlamalarını ve bölgenin önemini ortaya koyan bilimsel çalışmalar yapmalarını sağlayacağız” Hürriyet |
Kayınpeder damat tartışması kanlı bitti |
07-26-2006 | #36 |
SinsiBekçi
|
Kayınpeder damat tartışması kanlı bittiKayınpeder damat tartışmasında bıçaklar konuştu; damat hastaneye kaldırıldı Erzurum'da damatla kayınpeder arasında çıkan tartışma hastanede bitti Tartışma sırasında elindeki döner bıçağı ile damadını yaralayan kayınpeder gözaltına alındı Alınan bilgiye göre, tarihi Ulu Camii'nin arka sokağında yaşanan olayda, daha önce aralarındaki gerginlik bulunduğu öğrenilen kayınpeder ŞT ile damadı Nurettin Tekgöz arasında tartışma çıktı Sözlü olarak başlayan tartışma büyüyünce kavgaya dönüştü Bu sırada üzerinde bulundurduğu döner bıçağı ile damadı Nurettin Tekgöz'ü yaralayan ŞT, gözaltına alındı Olaya her iki tarafın yakınlarının karışması ile büyüyen kavga, polisin olay yerine gelmesiyle birlikte önlendi Yaralı damat, olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırıldı Kayınpeder ŞT ise gözaltına alınarak karakola götürüldü |
Malatya'da meşe ormanı yandı |
07-26-2006 | #37 |
SinsiBekçi
|
Malatya'da meşe ormanı yandıMalatya'nın Doğanyol ilçesinde çıkan yangında, 100 dönüm meşe ormanı tahrip oldu Edinilen bilgiye göre, Akkent köyü su deposu mevkisindeki elektrik tellerinden çıkan kıvılcımların kuru otları tutuşması sonucu yangın çıktı Rüzgarın da etkisiyle büyüyen yangın, jandarma ve itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kontrol altına alındı Yangında, 100 dönüm meşe ormanının tahrip olduğu bildirildi AA |
Çöp konteynırları paylaşılamıyor |
07-26-2006 | #38 |
SinsiBekçi
|
Çöp konteynırları paylaşılamıyorŞehir sakinlerinin yazla kış aylarındaki farklı talepleri, temizlik hizmetleri açısından belediyeleri zor durumda bırakıyor İzmir'de çöp konteynırlarını kapısının önünde istemeyenlerin yol açtığı tartışmalara çare arayan Buca Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü, ücretsiz konteynır dağıtımı, naylon torbayla çöp toplama ve seyyar temizlik araçları gibi çözümlere rağmen hâlâ en çok bu sebeple şikayet alıyor Şikayetlerin yoğunlaştığı nokta ise çöp konteynırlarını sokaktan uzaklaştıran komşular Belediye yetkilileri, çöp konteynırlarını sokağından uzaklaştıranların, hem komşusunu hem de mahalle sakinlerini zor durumda bıraktığını söyledi Azalan konteynırlar çöplere yetmediğinden çevre kirleniyor Buna karşılık soba kullanımı sebebiyle kış aylarında talepler yön değiştiriyor ve birçok kişi, kül dökmek için konteynırı kendisine yakın yerde istiyor Halkın yardımcı olmasının şehrin temizliği ve sağlığı açısından büyük önem taşıdığını söyleyen Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy, "Ücretsiz konteynır dağıtmaya ve çöpleri düzenli olarak toplamaya devam edeceğiz Halkımızın çağdaş Bucalı olacağına inanıyorum" dedi Bu arada Buca Belediyesi, yeni çöp konteynırlarını ilçenin ihtiyaç duyulan noktalarına yerleştirmeye devam ediyor |
Eline kene yapıştı, hastaneye koştu |
07-26-2006 | #39 |
SinsiBekçi
|
Eline kene yapıştı, hastaneye koştuEmek Mahallesi’nde dün öğle saatlerinde, evinin önünde komşularıyla oturan Dudu Karataş’ın sağ elinin parmakları arasına kene yapıştı Namaz kılmak için evine giren Dudu Karataş, abdest almak istediği sırada sağ elinin parmakları arasında kene olduğunu gördü Keneye dokunmadan dışarı çıkan Dudu Karataş, komşuları tarafından Eskişehir Devlet Hastanesi’ne götürüldü Hastaneye eline yapışan keneyle gelen Karataş'ın parmaklarının arasındaki kene, acil serviste doktorlar tarafından çıkartıldı Gerekli müdahalesi yapılan Dudu Karataş daha sonra taburcu edildi Eskişehir Devlet Hastanesi yetkilileri, son 2 ay içerisinde 51 kene vakasına müdahalede bulunduklarını, bunların hiçbirinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına rastlanmadığını belirtti Hürriyet |
Motorin'e yüzde 5 indirim |
07-26-2006 | #40 |
SinsiBekçi
|
Motorin'e yüzde 5 indirimDüşük kükürtlü motorin (50 PPM) ve 6 numaralı fueloilin rafineri çıkış fiyatlarında indirime gidildi Düşük kükürtlü motorinin çıplak rafineri çıkış fiyatı, bugünden geçerli olmak üzere yüzde 5 indirimle, metreküpü 954,67 YTL'den 906,26 YTL'ye geriledi Düşük kükürtlü motorinin, pompa fiyatlarını ilgilendiren vergiler dahil rafineri çıkış fiyatı ise yüzde 2,5 oranında azalarak metreküpü 2 bin 221,87 YTL'den 2 bin 164,75 YTL'ye indi 6 numaralı fueloilin çıplak rafineri çıkış fiyatı da yüzde 4,6 gerileyerek tonu 548,84 YTL'den 523,55 YTL'ye düştü Aynı ürünün vergiler dahil fiyatı ise yüzde 3,3 düşüşle 890,12 YTL'den 860,28 YTL'ye geriledi AA |
Gümrük Birliği Türkiye'ye yaramadı |
07-26-2006 | #41 |
SinsiBekçi
|
Gümrük Birliği Türkiye'ye yaramadıTürkiye, Gümrük Birliği'ne (GB) üye olduktan sonra 1996-2005 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde toplam 2274 milyar dolar ticaret açığı verdi Aynı dönemde Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki ticaret açığı da 898 milyar dolar olarak gerçekleşti Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, AK Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in yazılı soru önergesine verdiği cevapta, Türkiye'nin dış ticaret açığının yıllar itibariyle değişkenlik gösterdiğini ve dalgalı bir seyir izlediğini bildirdi Dış ticaret açığındaki artışın GB'nin etkilerinden çok, izlenen makroekonomik politikalar, döviz kuru, dış faktörler gibi unsurlarla da ilişkilendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Tüzmen, şunları kaydetti: ''Nitekim GB'nin sonucunda, yerli sanayimiz AB'den kaynaklanan rekabet nedeniyle kalite alt yapısını geliştirmiştir Son yıllarda ihracatımızda kaydedilen yüksek oranlı artış hızının üretim kapasitemizin gelişmesiyle büyük oranda ilintili olduğu düşünülmektedir Türkiye-AB Ortaklık Konseyi Kararı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları ortaya konulmuş olan Türkiye-AB Gümrük Birliği, ülkemiz ile AB arasında son derece gelişmiş bir ekonomik ve ticari entegrasyona işaret etmektedir Türkiye ve AB'nin GB kapsamında işbirliği yapmakta mutabık kaldıkları hususlar, ekonomik hayatın çok geniş bir bölümüne yayılmıştır Bu çerçevede ülkemizin dış ticaret rejimi tamamen gözden geçirilmiş ve gerek prensip gerekse uygulamalar itibariyle AB ile paralel bir yapı tesis edilmiştir Bu dönüşüm reel dış ticaret hareketleri üzerinde de etkisini göstermiştir Türkiye, GB ile bir taraftan AB pazarına üçüncü ülkelere nazaran daha avantajlı giriş imkanı sağlarken, diğer taraftan kendi pazarını AB ve diğer üçüncü ülkelerin rekabetine açmıştır Genellikle, dış ticaret açığı ile GB arasında paralellik kurulmakta ise de GB sürecinde Türkiye'nin OECD ortalaması bir büyüme performansına sahip olduğu ve bu çerçevede AB'den ve üçüncü ülkelerden ucuz yatırım ile ara malı ithalatının hızlandığı görülmektedir'' ON YILLIK DÖNEMİN RAKAMLARI Devlet Bakanı Tüzmen, GB'yi takip eden on yıllık dönemde (1996-2005), Türkiye'nin 2274 milyar dolar ticaret açığı verdiğini bildirerek, söz konusu açığın 898 milyar dolarının AB ülkeleri ile gerçekleştiğini ifade etti Tüzmen, 1376 milyar dolarlık açığın ise üçüncü ülkelere karşı verildiğini belirterek, ''AB ülkelerinin toplam ticaret hacmimizdeki payının yaklaşık yüzde 50 olduğu göz önüne alındığında, AB ülkelerine yapılan ihracatın ithalatı karşılama oranının, üçüncü ülkelere yapılan ihracatın ithalatı karşılama oranından yüksek olduğu görülmektedir'' dedi AB'den yapılan ithalatta, yatırım mallarının payının değişmediğini kaydeden Tüzmen, ara mallarının ithalat içindeki payının ise gerilediğini bildirdi Kürşad Tüzmen, GB sonrası, üçüncü ülkelerden yapılan ara malı ithalatının, AB'den yapılan ara malların ithalatından daha hızlı arttığına dikkati çekti Tüzmen, ''Bu durumun ortaya çıkmasında, üçüncü ülkelere karşı uygulanan koruma oranlarının düşmesi ve üretici ihracatçılarımızı desteklemek için uygulanan dahilde işleme rejimi kapsamında gümrük vergisi muafiyeti sağlanmasının etkisi olmuştur'' dedi Devlet Bakanı Tüzmen, şöyle devam etti: ''GB sonrasında ithalatımızın, ihracatımızdan daha hızlı arttığı gözlenmekle birlikte, ithalatımızdaki artışın iç ve dış makro ekonomik gelişmelere bağlı bir seyir izlediği, özellikle ekonominin daraldığı dönemlerde ithalatımızda buna paralel düşüşlerin yaşandığı, ekonomik büyümenin canlandığı dönemlerde ise ithalatımızda paralel gelişmelerin ortaya çıktığı görülmektedir Bu durum, Türkiye'nin ithalatının üretim ve ihracata dönük ara ve yatırım mallarından oluşmasının bir sonucudur GB, Türkiye'nin bir ticaret ortağı olarak artan rolünün güçlendirilmesine katkıda bulunan önemli bir unsur olmuştur Türk dış ticaretindeki serbestleşme sürecine yeni bir ivme kazandıran GB, Türkiye'nin dünyanın önemli bir kısmına karşı ticari anlamda açılma sürecini hızlandırmıştır'' AA |
Türkiye'nin sesi çıkmayan açları |
07-26-2006 | #42 |
SinsiBekçi
|
Türkiye'nin sesi çıkmayan açlarıYoksulların sesi hiç duyulmaz ki Yıllardır alıştığımız adıyla Devlet İstatistik Kurumu DİE ya da yeni adıyla Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK'in yoksulluk araştırmasının sonuçları geçtiğimiz aylarda gazetelerde de yer aldı; ama Türkiye'de 20 milyona yakın insanın yoksulluk ve sınırının altında yaşadığını kime söylesem, "Olmaz öyle şey" diyerek burun kıvırıyor Büyük kentlerdeki lüks otellerin konferans salonlarında düzenlenen seminerlerde iftiharla telâffuz edilen büyüme rakamları, ihracat artışları ve tek haneli rakamlara düşmüş enflasyon oranları, 5 bin dolara yaklaşan kişi başına GSMH'lar madalyonun sadece görünen ve "gösterilen" yüzü Madalyonun diğer yüzünde ise Türkiye nüfusunun dörtte birini oluşturan aç ve yoksulumuz var Her 77 kişiden 1'i aç TÜİK'in yoksulluk araştırmasından derlediğim üstteki tablodan da görebileceğiniz gibi Türkiye'de her 4 kişiden 1'i yoksulluk sınırının altında, -inanması zor ama- her 77 kişiden 1'i de açlık sınırında yaşıyor! TÜİK'in araştırmasında açlık sınırı; günde kişi başına 1 doların altı (15 YTL), yoksulluk sınırı ise günde 43 doların altı (7 YTL) olarak hesaplanmış 909 bin vatandaşımızın "aç", 18 milyon vatandaşımızın "yoksul" tanımına girdiği günümüz Türkiyesi'nde etkili ve yetkili çevreler, iş dünyası, uzmanlar, aydınlar, ünlü ekonomistler, değerlendirmelerini acaba neden bu 18 milyonu hesaba katmadan yaparlar? Yoksulluğu tanımlayan önemli özelliklerden biri de sesini duyuramamaktır Onlar medyamızda ya çarpıcı yoksulluk manzaralarıyla, ya kamyonlarla dağıtılan ekmekleri kapışırken, ya da bireysel hayırseverlik örneklerinin övülmesi çerçevesinde figüran olarak gündeme gelirler Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu Eşbaşkanı Prof Dr Ayşe Buğra'nın da altını çizdiği gibi "Türkiye'de medya ve kamuoyunun yoksullukla ilgilenme biçimi, sosyal politika taleplerine ve sosyal harcamalarla ilgili bir sorgulamaya dönüşebilecek nitelikte değil Yoksulluk sosyal politika bağlamında, sosyal yardımlara ayrılan ya da ayrılmayan kamu kaynakları bağlamında tartışılmıyor Ve yoksulların bu konudaki tercihlerini ortaya koymaları beklenemeyeceğine göre -kimsenin de onlar adına konuşmadığı bir ortamda- Türkiye'de çağdaş bir sosyal yardım politikasının kurumsal yapısının güçlenmesi de maalesef pek kolay görünmüyor" Büyük resmin içinde yok Murat Belge'nin Radikal'deki yazısında altını çizdiği gibi işsizlik, yeni ekonomik düzenin kalıcı öğesiyse, yoksulluk pek çok sorun arasından sıyrılıp karşımızda heyulâ gibi dikiliyorsa ve sadece Türkiye'de değil, en zengin ülkeden en perişan olanına, günümüzün küresel dünyasında yoksulluk sorunundan nasibini almayan kalmamışsa Belge, "Bu sorunun devamı karşısında sosyalistler bir şey yapmayacak da kim yapacak?" diye soruyor Ben gazetecisinden akademisyenine, işadamlarından siyasetçisine, ekonomistinden aydınına Türkiye üzerine düşündüğü iddiasında olan herkesi, yaptıkları değerlendirmelerde mutlaka 18 milyon yoksulumuzu da büyük resmin, makro dengelerin içine katmaları gerektiğini düşünüyorum |
500 büyük sanayi şirketi açıklandı |
07-26-2006 | #43 |
SinsiBekçi
|
500 büyük sanayi şirketi açıklandıİstanbul Sanayi Odasının (İSO) ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2005 Yılı Raporu''nda, 14,2 milyar YTL'lik üretimden satış rakamıyla yine birinci sırayı alan Tüpraş, bu kez listede kamu kuruluşu değil, özel sektör firması olarak yer aldı İstanbul Sanayi Odasının (İSO) ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2005 Yılı Raporu'' açıklandı Rapora göre, Tüpraş geçen yıl da 14,2 milyar YTL'lik üretimden satış gerçekleştirerek Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu oldu Geçmiş yıllardaki gibi birinci sıradaki yerini koruyan Tüpraş'ın 2005 yılındaki üretimden satışları 14 milyar 239 milyon 223 bin 472 YTL olarak gerçekleşti Tüpraş'ın 500 büyük sanayi kuruluşunun toplam üretimden satışları içindeki payı 2004'te yüzde 7,6 iken, 2005'te 1,9 puan artış göstererek yüzde 9,5'e yükseldi -İLK ÜÇ DEĞİŞMEDİ- 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında 2004'te ikinci sırada bulunan Ford Otomotiv 2005'te de ikinci sırayı aldı Ford Otomotiv'in üretimden satışları 5 milyar 107 milyon 936 bin 784 YTL olarak gerçekleştiÜçüncü sırada ise 2004 yılında da aynı sırada yer alan Toyota Otomotiv Sanayi AŞ bulunuyor Toyota Otomotiv 3 milyar 381 milyon 843 bin 74 YTL üretimden satış gerçekleştirdi -KAMUYU İLK ONDA TEK ŞİRKET TEMSİL EDİYOR- Yakın yıllara kadar 500 büyük kuruluş sıralamasında ilk üç sıra kamu şirketlerine ait olurken, 2005 yılı raporunda 500 büyük sıralamada ilk üç kuruluş özel sektöre ait oldu 2005 yılı 500 büyük sanayi kurulu arasında dördüncü sırayı ilk kamu kuruluşu olarak EÜAŞ alarak sırasını altıdan dörde taşıdı Arçelik AŞ 2005'te 2004'e göre 2 sıra atlayarak 5 sırada yer aldı6 sırada bulunan Ereğli Demir ve Çelik 2005'te bir sıra aşağıya indi7 sırada yine bir özel sektör kuruluşu olan Oyak Renault yer aldıFirma 2004'te 4 sırada yer alırken, 2005'te 7 sıraya gerilediVestel Elektronik Sanayi ve Ticaret AŞ bir önceki yıl olduğu gibi 2005'te 8 sırayı korudu Tofaş 2004'te olduğu gibi 2005'te 9 sırada bulunuyorAygaz da sırasını değiştirmeyerek 10 sırada yer aldı Bu arada Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşunda ilk 10 içinde, ilk kez tek bir kamu kuruluşu (EÜAŞ) yer aldı2003'te ilk onda, 3 kamu kuruluşu, 2004'te ise 2 kamu kuruluşu listede yer alıyordu SIRA ÜRETİMDEN SATIŞLAR (NET) 2005 2004 KURULUŞ (YTL) ---- ---- -------------------------- ------------------ 1 1 Tüpraş 14,239,223,472 2 2 Ford 5,107,936,784 3 3 Toyota 3,381,843,074 4 6 EÜAŞ 3,156,125,036 5 7 Arçelik 3,052,451,806 6 5 ERDEMİR 3,047,453,843 7 4 Oyak Renault 2,860,706,832 8 8 Vestel 2,558,017,552 9 9 Tofaş 2,232,024,573 10 10 Aygaz 2,173,347,096 AA |
Tüpraş, 400 civarında işçi çıkartacak |
07-26-2006 | #44 |
SinsiBekçi
|
Tüpraş, 400 civarında işçi çıkartacakTürkiye'nin en büyük kuruluşlarından Tüpraş'ın, kamudan Koç Grubu'nun eline geçişinin üzerinden bugün tam 6 ay geçti Tüpraş'ın İzmit'teki tesislerinden bugün 410 kişinin emekli edilmesi veya işten çıkartılması bekleniyor Tüpraş işvereni bir süre önce çalışanlarına duyuru yayınlamış, gönüllü olarak işten ayrılanlara 45 aylık ek tazminat ödeyeceğini belirtmişti Ayrıca, özelleştirmeden sonraki 6 ay içinde işlerinden ayrılanlara devlet işsizlik tazminatı ödüyor, başka bir kamu kuruluşuna yerleştiriyor Bugün işten ayrılanlar bu yasadan yararlanacak, yarından sonra ise bu hak olmayacak Tüpraş İzmit Rafinerisi'nden 130, Genel Müdürlük'ten 10, eski Petkim'den 235 olmak üzere toplam 375 kişinin emeklilik veya gönüllü ayrılış için dilekçe verdiği öğrenildi Petrol-İş Sendikası yöneticileri, Tüpraş işverenine başvururak, işten çıkartılacak personel sayısının gönüllü 375 kişiyle sınırlı kalmasını talep etti Ancak Tüpraş, bir süre önce Bölge Çalışma'ya ve İş Kur'a 26 Temmuz itibariyle 410 kişinin çıkartılacağını resmen bildirmişti Konu ile ilgili açıklama yapmayan Tüpraş yetkilileri, bugün bir yazılı açıklama yapacaklarını belirtti |
Gümrüklere yeni memur alınacak |
07-26-2006 | #45 |
SinsiBekçi
|
Gümrüklere yeni memur alınacakDevlet Bakanı Kürşad Tüzmen de 500 yeni memurun istihdam edileceğini açıkladı “Suçlu kim varsa, gözünün yaşına bakmadan çalışmalarımızı tamamlıyoruz” diyen Tüzmen, şöyle konuştu: “Türkiye gümrüklerini, yasal işler için en kolay gümrükler, yasadışı işler için en zor gümrükler haline getireceğiz Tamamı ile teşkilat içerisinde belirli sürelerle kalan arkadaşlar, belli bir program dahilinde yer değiştiriyor Geçen hafta da 500 kişi yer değiştirdi Olağan bir değişiklik 500 yeni personel alınacak Teşkilatta, Türkiye’nin artan ticaret hacmini taşıyacak şekilde düzenlemeler yapılıyor” Gümrüklerde Ulaştırma Bakanlığı elemanları tarafından yürütülen bazı görevlerin gümrük elemanlarına aktarılmasına yönelik yetki devrine ilişkin protokolün imza töreninde konuşan Tüzmen, fındık fiyatlarına yönelik tartışmalara değinerek, geçen yıl fındıkta stok tutulmasının bir hata olduğunu kaydetti Tüzmen ayrıca istikrarlı bir fındık fiyatı ve istikrarlı bir ihracat istediklerini de sözlerine ekledi Fındığın stratejik bir ürün olduğunu vurgulayan Tüzmen, iç piyasa fiyatı ve dış piyasa fiyatlarının birbirini belirlediğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Geçen yıl stok tutulması tercih edildi Halbuki o dönemde ürünü stokta tutmak yerine işlemeye veya dış piyasaya aktarabilseydik, belki çok yüksek fiyatı olmayacaktı, ama istikrarlı bir ihracat sağlanmış olacaktı” Çikolata-şekerleme sektöründe doğrudan kullanılan bir üründe, alternatif ürünlerin kullanılmasına meydan verilmemesi gerektiğini aktaran Tüzmen, yüksek stokların üzerine o yılki mahsulatın da çok çıkması halinde arz fazlasından kaynaklanan sıkıntı doğduğunu belirtti Bu yıl geçmişteki hatalardan dolayı bazı sıkıntılarla karşılaşılabileceğini; ancak yine de DTM ve ihracatçı birlikleri olarak üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini belirten Tüzmen, “Burada fiyatın da diğer alıcılar tarafından iyi bir şekilde görülmesi, bizim bu ortamı sağlamamız lazım” dedi Zaman |
|