Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #16 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizKöyceğiz Gölü Köyceğiz Gölü, Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde bulunan bir göldür 52 km²'lik tatlı su gölüdür Derinliği 20-60 metre arasında değişir Her türlü tatlı su balığı bulunur Ayrıca güneyinde nesli tükenmekte olan Nil Kaplumbağası bulunur Göl içerisinde dört adet irili ufaklı ada mevcuttur Etrafı dağlarla çevrili olup en yükseği Ölemez Dağı'dır Sazlıklarla kaplı doğal bir kanalla göl Akdeniz'e bağlanır Bu tür göllere yani denizle doğal bir kanal vasıtası ile birleşen göllere ayaklı göl adı verilir Dünyada bu tür göllerin sayısı Köyceğiz Gölü'yle beraber sadece yedi tanedir Yani dünyadaki doğa harikası yedi ayaklı gölden birisi de Köyceğiz Gölü'dür Köyceğiz Gölü Akdeniz Bölgesi'nin batı ucunda, ilçe hudutları içerisinde, suyu hafif tuzlu ve çevresindeki kaplıcalardan karışan kükürtlü bir göldür Gölün, önü alüvyonlarla tıkanmış eski bir körfezden türediği sanılmaktadır Hemen her zaman sakin olan gölde, yılın 8 ayında su kayağı yapılması mümkündür |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #17 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizIşıklı Gölü Işıklı Gölü Denizli ve Afyonkarahisar illeri arasında, Çivril ovası üzerinde yer alan bir tatlısu gölüdür Göl su kuşları için önemli bir yaşam, yumurtlama, kuluçka ve göç ortamı oluşturmaktadır Bölgede kuluçkaya yatan arasında Küçük Baladan, Alaca Balıkçıl, Küçük-Büyük Ak Balıkçıl, Erguvan Balıkçıl, Çeltikçi, Boz Kaz, Angıt, Pasbaş Dalağan, Deniz Kartalı, Saz Delicesi, Kızıl Şahin, Uzunbacak, Gülen Sumru, Kır İncikuşu önemli örneklerdir Kışın gölde gözlenen su kuşları arasında Küçük Karabatak, Büyük Ak Balıkçıl, Sakarca Kazı, Boz Kaz, Çamurcun, Kıl Ördek, Kepçel, Batak Çulluğu örnek verilebilir Ayrıca Deniz Kartalı, Sakallı |Akbaba, Gökçe Delice, Büyük Orman Kartalı, Şah Kartal, Bıyıklı |Doğan, Ulu Doğan bölgede kışlayan yırtıcı kuşlardır Gölün taşıdığı potansiyel nedeniyle Önemli Kuş Alanı (ÖKA) ilan edilmesi önerilmiştir Günümüzde göl sulama, balıkçılık ve balık çiftlikleri amaçları ile değerlendirilmek |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #18 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizNazik Gölü Nazik Gölü, Van Gölü'ne 25 km kadar uzaklıktadır ve Ahlat ilçesinin kuzeybatısında yer alır 30 km² alana sahiptir 1876 metre rakıma ve 40-50 metre derinliğe sahip olan gölde aynalı sazan ve inci kefali yetiştirilmektedir |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #19 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizSapanca Gölü Sapanca Gölü, Adapazarı ile İstanbul arasında Kocaeli sınırına yakın bölgede, Sapanca ilçesi içinde yer alan bir göldür Yazın ve kışın seyahat eden yolcuların uğrak noktası olan Sapanca Gölü kıyısında çeşitli balık restoranları ve pansiyonlar bulunur Kaynağını dağlardan gelen kar suları ve Derbent deresinden alan gölde, turna balığı, yayın balığı, sazan türleri ve alabalık bol miktarda bulunur Sapanca gölü Cok güzeldir herkesin gelmesini tavsiye ediyoruz Uzunluğu 16 km, en geniş yeri ise Sapanca ile karşı kıyı arası olup, 5,5 kmdir Yüzölçümü 42 km2, en derin yeri ise Sapanca açıklarında 61 mdirYağış alanı, 252 km2yi bulan Sapanca Gölü, genel olarak güneyindeki dağlardan gelen derelerle beslenir Gölde yılda ortalama 75 cm kadar bir seviye değişikliği görülür Göl seviyesi sonbaharda en alçak, ilkbaharda en yüksektir Senenin bol yağışlı zamanlarında çark deresi kapakları açılarak bir nevi su tahliyesi sağlanmakta ve gölün seviyesi bu şekilde dengede tutulmaktadır |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #20 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizAbant Gölü Abant Gölü, Bolu'nun 34 kilometre güney batısında bulunan, çam ve köknar ağaçlarının baskın olduğu bir Tabiat Parkı içinde, yaklaşık 1350 metre yükseklikte bulunan ve alanı 125 hektarı bulan bir heyelan gölü dür En derin yeri 18 m'dir Gölden çıkan ve Abant Alabalığı olarak bilinen balık literatüre Salmo trutta abanticus olarak girmiştir Göl birkaç kaynak suyu, iki-üç kısmen devamlı olan akarsu ve özellikle de kar ve yağmur suları ile beslenmektedir Gölün etrafında oteller ve restoranlar mevcuttur Abant gölünün Ankara yaklaşık uzaklığı 2 saat kadardır |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #21 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizSalda Gölü Salda Gölü, Burdur'un Yeşilova ilçesinde, ilçe merkezine 4 km uzaklıkta, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu tektonik bir göldür Göller bölgesi içindedir Yüzölçümü yaklaşık 44 kilometrekaredir 184 metreye varan derinliği ile Türkiye'nin en derin göllerinden biridir Kış aylarında önemli sayılarda barındırdığı pasbaş, patka ve dik kuyruk ördek Salda Gölü'nün uluslararası öneme sahip sulak alanlar içerisinde yer almasını sağlamaktadır Çevresi karaçam ormanlarıyla çevrili olup plajları vardır Göle 1989 yılında Doğal Sit Alanı statüsü verilmiştir Suyunun temizliği ve turkuaz rengiyle oluşan güzel manzaranın yanı sıra, güneybatı ve güneydoğu kıyılarında yer alan küçük kumsallar alanın rekreaktif amaçlı kullanımına olanak sağlamaktadır Salda Gölü Burdur ilinin yaklaşık 60 km batısında yer alır Türkiye'nin en derin, en temiz, en berrak özelliklere sahip gölü olarak tanınıyor Deniz seviyesinden yüksekliği 1140 m'dir Göl suyunun terkibinde magnezyum, soda ve kil bulunması bazı cilt hastalıklarının tedavisinde yararlı sonuçlara sebep oluyor Uzmanların yaptığı araştırmalara göre göl suyu sivilcelere iyi geliyor Gölün arka kısmında kalan orman örtüsü keklik, tavşan, tilki, yaban domuzu, göl ise yaban ördeklerine ev sahipliği yapıyor Salda Gölü yoluGöl içindeki suların çekilmesiyle görülmeye başlayan yedi beyaz ada, gölün güzelliğine bir başka güzellik katıyor Gölün doğusunda Yeşilova ilçesi, güneybatısında Salda, kuzeybatısında Doğanbaba ve kuzeydoğusunda Kayadibi köyleri yer almaktadır Son 20 yıldır, göl seviyesinde 3-4 metreyi bulan bir çekilme olmuştur Hâlen çekilme devam etmektedir |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #22 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizBalık Gölü Balık Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Aras Dağları üzerinde Türkiye'nin en yüksek gölüdür Denizden yüksekliği 2241 metredir Balık Gölü, Doğubayazıt ilçesinin yaklaşık olarak 54 km kuzeybatısında yer alır Göle Doğubayazıt-Ağrı modern karayolunun 30 km sinden itibaren kuzeybatı yönüne doğru ayrılan stabilize bir yol ile Suluçem (Musun) ve Gürgüre köyü geçildikten sonra ulaşılabilmektedir Eleşkirt Ovası ile Iğdır ve Doğubayazıt Ovaları'nın oluşturduğu üçgen arasındaki yüksek sinek yaylasında yer alan Balık Gölü'nün kuzeybatı-güneydoğu uzunluğu yaklaşık olarak 11 km dir En geniş yeri ise güneyde 6 km dir ve kuzeye doğru gittikçe daralır Gölün kapladığı alan 34 km kare dir Göl volkanik hareketler sonucunda oluşmuştur Güneydoğu da Mozik Dağı volkanından inen lavlar Musun'a (Suluçem) uzanan vadinin önünü kapatmış ve arka tarafta kaynak ve dere suları birikerek Balık Gölü'nü oluşturmuştur Gölün çevresi yüksek dağlarla çevrilidir ve bu dağlardan inen sular yıl boyunca gölü besler Kanice Yaylasından inen Kanice Suyu, Göz Dağı'ndan inen Şevkabat Suyu, Kızıl Ziyaret Suyu ve Osman Bey suları bunların başlıcalarıdır Yüzeyden gelen bu suların yanında gölü dipten besleyen pınarlar da vardır Bunların en büyükleri Adakent ile Abubeşik arasında, küçük bır kısmı da Adakent ile Kuştiya arasındadır Güçlü bir akarsu akmadığı için alüvyonal dolgusu az olan gölün derinliğinin orta kısımlarda 150-200 m yi bulduğu söylenmektedir Göl suları güney doğu yönde oluşan lav setlerinin üzerinden Musun (suluçem) ovasına doğru akar Yer yer andezitten oluşan derin kayalık vadiler içinden geçerek bir çay gibi hızla akan dere suyu, Balık Gölü Deresi adını alır Bazı noktalarda küçük şelaleler oluşturarak akan bu su Doğubayazıt Ovasına kadar uzanır Günümüzde Modern Doğubayazıt kentinin su gereksinimi buradan karşılanmaktadır Ayrıca son yıllarda suyun kontrollü dağıtımı için bu noktaya bir baraj inşa edilmiştir uyu oldukça temiz olan Balık Gölü'nde Alabalık bol bulunur ve avlanır Balıkların en yoğun bulunduğu alan başında Adakent civarlarıdır, buradan çıkarılan alabalıkların bazıları 5 kg bulur ve Adakent balığı ile ünlüdür Gölde alabalığın yanında sazan ve bıyıklı balık da bulunur Gölde balık genellikle kış aylarında avlanır bir bölgede yeterli açıklık oluşturacak bir buz kütlesi kırılır ve bu alana toplanan balıklar ağlar atılarak toplanır Bir ağ atışında 400-500 balık tutulduğu olur ve tutulan balıklar daha çok Doğubayazıt'a sevk edilerek, buralarda tüketiler Gölde ayrıca özellikle yaz aylarında, ördek, martı, angut, kuğu ve karabatak yaşar Balık Gölü'nün kuzey bölümünde, Abubeşik köyünün hemen karşısında, kıyıya yakın bir yerde 50 m kadar uzunluğunda ve 30 m genişliğinde, bir kaya parçası halinde ada bulunur Üzerinde bir kale harabesi bulunduğu için bu adaya kale adı verilmiştir Bu alan özellikle martılar tarafından yurt edinmiştir Abubeşik köyü yakınlarından göle doğru bir yarım ada uzanmaktadır Bu bölümde de harabeler bulunmaktadır ve bu alanda bulunan bir sikke üzerinde konstatinin adı bulunmaktadır Balık gölü Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyüklerinden olmasa bile gerek konumu ve gerekse tarihsel çevresi ve barındırdığı zengin alabalık sürüleri ile ilginç göllerinden birisidir Burada olduğu kadar alabalık bölgelinin hiçbir yerinde yoktur Sistemli ve planlı yatırımlarla buranın Doğu Anadolu Bölgesi'nin en önemli balık üretim çiftliğine dönüştürülmesi olasıdır Son yıllarda göl çevresinde yapılan arkeolojik çalışmalar ilginç sonuçlar vermiştir MÖ 2000'li yıllara tarihlenen mezarlar ve kale kalıntıları tespit edilmiştir Bunun yanında gölün güney doğu kısmında, Balık Gölü Deresinin aktığı bölümde yapılan incelemelerde Urartu yapı kalıntıları daha da önemlisi urartu sulama kalıntıları ve destek duvarlarına rastlanmıştır Bu kalıntılar göl suyunun günümüzden 2700 yıl önce Urartular tarafından sulama amacı ile kullanıldığını göstermektedir Gölün güneydoğu ucundan çıkan derenin önü Urartular döneminde kuzey-güney doğrultusunda iri taşlardan yapılan bir duvarla kesilerek, suyun bir kısmı yine Urartular tarafından yapılan ve hala kalıntıları bulunan bir kanala aktarılmıştır Kanal büyük olasılıkla bu bölgede yer alan tarım alanlarının sulanması amacıyla inşa edilmiştir Uzunluğu tam tespit edilememekle birlikte 40 km nin üzerinde olan kanalın geçtiği yerlerde çeşitli kalıntılar ve savunma tesisleri mevcuttur Gürgüre, Bezirhane, Sarıbıyık, Eskisu, Pirehala, Karaşeyh, Güllüce, Kuyucak, Kervansaray yerleşim birimlerinden geçen kanalın, ulaştığı son nokta tespit edilememiştir Bu haliyle kanal Urartuların yaptığı en büyük sulama tesisi olan ve Van Ovası'nın su gereksinimini karşılayan 54 km uzunluğundaki Menua/Şamram kanalından sonra ikinci büyük Urartu sulama tesisi unvanını almaktadır |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #23 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizMarmara Gölü Marmara Gölü, Manisa'nın ilçesi Salihli'nin kuzeyindeki bir göl Ege bölgesinde yer alır Gölün bulunduğu saha çukur olup, batı ve kuzeyi tepelerle çevrilidir Doğu kısmı Gediz Ovasına, kuzeybatı kısmı Akhisar Ovasına açık olup, buralardan alüvyon setleriyle ayrılır Bu durum, Marmara Gölüne set gölü karakterini verir Gediz çöküntü havzası içinde bulunan gölün seviyesi, Gediz Ovasının seviyesinden daha alçaktır Derinliği az olan gölün yüzölçümü 44,5 km²dir Gediz Nehri ile Demrek Deresinden ve kuzeydeki Kum Çayından göle kanallar açılmıştır Bu kanallar bilhassa ilkbahar sonlarında kabarık olan akarsuların sularını göle taşırlar Göl kapalı bir çukurda olup, suları tuzludur |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #24 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizAkşehir Gölü Akşehir Gölü Eber Gölü gibi, Sultan dağları ile Emir dağı arasındaki çöküntü alanında yer alır Akşehir ilçesinin yanında İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan bir göldür İdari olarak Konya ve Afyonkarahisar illeri sınırları içerisinde yer almaktadır Kapalı bir havzada bulunduğundan dışarıya akıntısı yoktur Buna karşın suları çok az tuzludur Kıyılardan göle karışan tatlı su kaynaklarının bolluğu, kıyılarda suyun tatlılaşmasını sağlar Tuzluluk orta kesimlerde ve kuzeydoğuda daha belirginleşir Akşehir Gölü Kap, Şimşek, Aynacı, Cevizli, Evliya, Nadir, Akşehir (Tekke), Engilli, Adıyan Çayları, Sorkunlu kaynakları ve ayrıca Sultan Dağlarından inen mevsimlik ve sürekli küçük dereler, göl çevresindeki akiferlerin yer altı suyu akımı ile göl alanına düşen yağışlarla beslenmektedir Boşalımı ise, göl yüzeyinden buharlaşma ve sulama amacıyla alınan sularla olmaktadır Gölün geçmişte Taşköprü çayı vasıtasıyla Eber Gölü ile olan bağlantısı, Eber gölü çıkışına DSİ'nce inşa edilen regülatör ve sulama kanalları ile kesilmiştir Göldeki su seviyesi ve göl alanı, yıllara ve mevsimlere göre büyük değişiklikler göstermektedir 1961-1991 rasat periyodunda en düşük su seviyesi Kasım 1963'de tespit edilmiştir Buna göre su kodu 95501 metre, göl alanı 25 500 hektar ve su hacmi 460 milyon m3 olmuştur En yüksek su seviyesi ise Mayıs 1970'de tespit edilmiş, bu seviyedeki su kodu 95976 metre, göl alanı 39 000 hektar ve su hacmi 21 milyar m3 olmuştur Sığ bir göl olup, derinliği 2 ile 4 m arasında değişmektedir Gölün güneydoğusundaki yaklaşık 10 kilometrelik kıyı şeridi dışında kalan tüm kıyıları seyrek fakat geniş sazlıklarla kaplıdır Akarsu deltalarında söğüt toplulukları mevcuttur Gölün flora ve faunası, Eber gölüyle benzerlik göstermektedir Eber gölü seviyesinde olmasa bile, yine de ekolojik olarak bol gıdalı (eutrophic) göl sınıfına girmektedir Sazan ve turna gibi ticari önemi olan balıkların yanısıra beş balık türü daha bulunmaktadır Akşehir Gölü de ornitolojik önemi büyük olan göllerimizden biridir Eber gölünde üreyen, beslenen ve konaklayan bütün kuş türlerine burada da rastlanır Göl aynasını çevreleyen geniş sazlıklar, su kuşları için kuluçka alanı, beslenme yeri, sığınma, barınma ve toplanma mekanı olarak son derece uygun bir ortam oluşturmaktadır Sazlıklar, burada Eber gölüne nazaran daha seyrek olmasına rağmen geniş alanlara yayılması; kuşlara avcılardan korunmak için geniş bir hareket olanağı sağlamaktadır Yine geniş su aynası, avcılar tarafından taciz edilen kuşların sığınmaları yönünden büyük önem taşımaktadır Gölde, sonbahar ve kış başlarında başta yaban kazları ve yaban ördekleri olmak üzere, pelikanlar, dalgıçlar, balıkçıllar, yağmurcunlar ve martı türlerinden oluşan 60-80 bin civarında kuş görülmektedir Özellikle yaban kazları, kış mevsiminde geceyi çok kalabalık gruplar halinde gölde geçirmektedirler Türkiye'de görülen yaban kazı populasyonunun en büyüğü (107000) Aralık 1977'de Tansu GÜRPINAR tarafından Akşehir Gölünde kaydedilmiştir Ancak kışın şiddetli dönemlerinde göl yüzeyinin donması sebebiyle, 1-2 ayda olsa göl bu işlevini kaybetmektedir son yıllarda gölü besleyen dereler üzerine yapılan baraj ve göletler,ayrıca dsi;nin açtığı kuyular yüzünden akşehir gölü 1997 yılında kurumaya yüz tutmuş fakat 2009 yılı itibari ile yağışların iyi olması sebebiyle göl tekrar büyüme göstermiştir* Nasreddin Hoca'nın Ya Tutarsa! deyip maya çaldığı göldür |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #25 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizDurusu Durusu (Terkos), İstanbul ilinin Avrupa yakasında bulunan bir göl ve köy İstanbul’un kuzey-batısında, kente yaklaşık 40–50 km uzaklıkta olup, 40’ 19’’ kuzey ve 28’ 32’’ doğu koordinatları arasında bulunan, lagün kökenli, az tuzlu bir göldür Gölün denizden yüksekliği +4,5 ile -1 metre arasındadır Fındık Dere, Deli Yunus deresi ve çok sayıda kaynak suyu ile beslenen Durusu’nun, 39 km² su alanı vardır ve en derin yeri 11 metredir 162 milyon m³/yıl su potansiyeli ile İstanbul çevresindeki tatlı su rezervlerinin %22’sine sahiptir Şehir kullanım suyunun önemli bir bölümünü karşılamaktadır Jeoloji Durusu yerkabuğunun şekillendiği dönemlerde Karadeniz’de bir koy iken günümüzde alçak bir kumsalla denizden ayrılmış, içinde yüzlerce canlının barındığı bir göle dönüşmüştür Tarih Köyün tarihi yaklaşık 1000 yıl öncesine kadar dayanır Bugünkü köyün kuzey batı istikametinde göl kenarında kale içi olarak bilinen yarım ada üzerinde Cenevizliler tarafından bir korsan yatağı olarak kurulmuştur O zamanlar deniz ve gölün irtibat halinde olduğu, daha sonraları doğal etkenler ile bir birinden ayrıldığı anlaşılmaktadır Kaleiçi olarak bilinen yarım ada üzerinde bulunan kale kalıntılarında kale içinde Trikos adında bir manastırın bulunduğu ve köy ile gölün adının buradan geldiği anlaşılmaktadır 19 yy da İstanbul’a gelen bir Fransız elçisi şehrin susuzluğunu gözlemler ve Osmanlı Sarayından bir heyeti Fransa’ya davet eder Fransızlar istenirse şehrin su probleminin çözümlenebileceğini belirtirler Çizilen krokilerde Terkos gölünü su kaynağı olarak gösterirler 1855 yılında şimdiki fabrika binasının temeli atılır ve 2 sene süresinde fabrika inşaatı bitirilerek İstanbul’a su sağlanır |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #26 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizDil Gölü Dil Gölü, Dilek Yarımadası Milli Parkı sınırları içinde, Dilek Dağı'nın güneyinde kalan toplam 24 kilometrekarelik alana sahip bir göldür Büyük Menderes nehrinin denize ulaşma mücadelesi sırasında oluşturduğu kordonla denizi bölmesi sonucu meydana gelmiş lagün sınıfından bir göl olan Dil Gölü'nün eski ismi Karinadır Türkiye'nin önemli kuş alanları içinde bulunan Büyük Menderes Deltası'nda yer alan Dil Gölü, bir kuş gölü olarak biliniyor Tepeli pelikan, flamingo, cüce karabatak ve daha birçok kuş türüne bu gölde rastlamak mümkündür |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #27 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizKüçükçekmece Gölü Küçükçekmece Gölü, Marmara Bölgesi'nde, İstanbul'da Küçükçekmece ile Avcılar ilçeleri arasında yer alan göl İstanbul'un 15 km Batısında, deniz seviyesinde yer alır Denizden, kıyı boyunca taşınan kum ve çakılların meydana getirdiği sığ bir dil ile ayrılır Ancak bu dil, doğu ucunda gölün ayağı olan dere ile kesintiye uğrar Bu dere gölün fazla suyunu Marmara Denizi'ne boşaltır Denizin kabardığı zamanlarda da deniz suyunu göle akıtır Bu sebeple gölün suyu az çok tuzludur Göle kuzeyden Nakkaş Deresi, Sazlıdere ve Ekşinoz suları karışır Göl, bu derelerin birleşik aşağı çığırlarının deniz tarafından kaplanmasıyla meydana gelen bir halicin önünün tıkanması sonucu lagün halini almıştır Göl adını köprü olmadığı zamanlarda üzerinde yer alan çekmece adı verilen elle çekilerek karşıya geçmek için kullanılan salların küçük olmasından alır İstanbul'un banliyö semtleri, gölün doğu kenarına kadar gelir (Küçükçekmece, Soğuksu, Menekşe, Halkalı) Göl ağzının doğusunda (Florya) ve dil üzerinde plaj kuruluşları vardır 2008 yılında Kocaeli Üniversitesi ve Bristol Üniversitelerinin ortak çalışmaları ile çok yeni ve önemli arkeolojik buluntular keşfedilmiştir MS 557’deki büyük depremde yok olduğu sanılan Bathonea kentine ait olduğu düşünülen bazı kalıntılar bulunmuştur Çalışmalar sırasında bulunan kent kalıntıları, arkeologlara buranın yazılı kaynaklarda geçen ancak yeri şimdiye kadar tespit edilemeyen “Bathonea” kenti olduğunu düşündürdü Bölgede bulunan evlerin birçoğunun kendisine ait iskelesi olması ve çok sayıda antik çapanın bulunması da dönemi anlatan tarihçi Procopius’u doğruluyor Araştırmaların en heyecan verici noktası ise gölün Kuzeybatı’sında Firuzköy Mahallesi, Avcılar kıyısındaki yarımadada deniz tabanındaki fener kalıntılarıydı Fenerle ilgili ilk bulgu, göl içindeki sığlığın üstünde kalan iki taş bloktu Blokların çevresinde yoğunlaşan sualtı arkeologları, duvar formları, mermer döşeme parçaları, seramik kalıntılar ve çok miktarda kiremit-tuğla parçaları buldular Kalıntılar üzerine yapılan çizim çalışmaları iki farklı yapının temellerini ortaya çıkardı Denize uzanan rıhtımın açığındaki fenerden alınan kalıntılar, Bothonea’nın önemli bir liman kenti olduğunu da gözler önüne serdi İlk fener kalıntıların, bugünkü İstanbul’un yerinde Helenistik dönemde Milattan Önce 7 yüzyılda kurulan Byzantion’la aynı döneme ait olduğu sanılıyor Büyük blok taşlardan alınan harç malzemesi, 5 yüzyılda II Teodosios tarafından yapıldığı sanılan Bizans’ın dış surlarının harcıyla karşılaştırıldığın büyük benzerlikler bulundu |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #28 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizBüyükçekmece Gölü Büyükçekmece Gölü, Marmara Bölgesi'nde, Çatalca yöresinin güney kesiminde kıyı gölü Göl, İstanbul'un içme suyu kaynağı olarak kullanılmaktadır Göl, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yapılarla derinleştirilmiştir Gölün deniz ayağına bir baraj yapılmıştır Çatalca yöresinden güneye doğru inen derenin (Karasu, Delice Çayı) aşağı çığırının yükselen deniz seviyesi altında kalmasıyla koy halinde oluşmuş, sonra önü, koyun orta kısmında çakıl, kum ve kil gibi maddelerin meydana getirdiği bir dil ile tıkanmıştır Bu dil üzerinde gölü denize bağlayan bir kesinti bulunur ve bunun üzerinden çok gözlü tarihi bir köprü olan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü geçer Büyükçekmece Gölünün Marmara Denizi ile birleştiği yerde Büyükçekmece Barajı yer alır Baraj ile deniz arasında hafif tuzlu bir göl, su odacıkları ve sazlıklar bulunur Gölde balık da tutulur Gölde eskiden 30 tür balık varken bu sayı halihazırda 4'ü yabancı tür olmak üzere 15 tür balık kalmıştır Göl adını köprü olmadığı zamanlarda üzerinde yer alan çekmece adı verilen elle çekilerek karşıya geçmek için kullanılan salların büyük olmasından alır |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #29 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizSeyfe Gölü Kırşehir'in 35 kilometre doğusunda bulunan sığ Seyfe Gölü, 15 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır Denizden 1080 metre yükseklikte olan gölün bulunduğu Seyfe ovasının tamamı 152200 hektardır Bunun 1550 hektarı göl, 9700 hektarı geçici bataklık, geriye kalanı ise tarım alanıdır Gölün derinliği, içeriye doğru 200 metre ilerledikçe 4-5 metreyi bulmaktadır En derin yeri 10 -12 metre arasındadır Yazın suyu iyice azalan Seyfe Gölü'nün kış aylannda bol yağış nedeniyle kabardığı ve etrafının bataklığa dönüştüğü görülür Kapalı havza olduğu için suyu, durdukça tuzlanır Bu nedenle toprak çoraklaşır Tuzlu suya sahip olması nedeniyle Tekel İşletmesi tarafından tuz işletmeleri açılmıştır Aralık 2006'da Seyfe gölü kurumuştur Seyfe Gölü, dünyada nesilleri azalan flamingo kuşlarının konakladığı bir yerdir 600 binden fazla çeşitli türden kuşların bulunduğu bu alan Milli Park alanı haline getiriliyor Av mevsiminde avcılar tarafından vurulan bu kuşların nesillerinin azalmaması için önlemler alınıyor 50 ayrı kuş türünün kuluçkaya yattığı, 182 kuş türünün barındığı "Kuş Cenneti" ne yaklaşık 25 kuş türü de göç sırasında uğramaktadır Mucur'a 20 kilometre olan tektonik göl niteliğindeki Seyfe Gölü nün batısında Seyfe ve Gümüşkümbet, doğusunda Kızıldağ ve Karaarkaç, kuzeyinde Malya Düç, güneyinde Yazıkınık ve Budak köyleri bulunmaktadır |
Türkiye'deki Göller-Göllerimiz |
10-29-2012 | #30 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Göller-GöllerimizAkyayan Gölü Akyayan Gölü, Çukurova’nın güneydoğusunda Ceyhan Irmağının denize döküldüğü yerin batısında yer alan bir göldür İdari olarak Adana il sınırları içerisindedir Bölgede herhangi bir koruma statüsü yoktur Ceyhan nehrinin yatak değiğtirmasi, deniz hareketleri ve Ceyhan nehrinin taşıdığı alüvyonların birikmesi ile bugünkü halini almığtır Alüvyal baraj gölüdür Göl alanı ortalama 3100 hektardır Denizden yüksekliği 2 metre, en derin yeri yaklaşık 3 metredir Dar bir boğazla denizle iliğkili olmasına rağmen ıakınından geçen Ceıhan nehrinden etkilendiği için suları çok az tuzludur Özellikle tağkın dönemlerinde göle bol miktarda tatlı su karığmaktadır Bu nedenle ekolojik olarak Akıatan lagününden daha farklı bir ıapısı vardır Saz, kamığ, kındırandan oluğan haıli zengin bir bitki örtüsüne sahiptir Akıatan lagününde olduğu gibi göl ile deniz arasında ıüksek kumullar bulunmaktadır Lagünde sazan, yılan balığı gibi tatlı su balıklarının yanı sıra kefal, levrek gibi deniz balıkları da avlanmaktadır Ekolojik yönden bol gıdalı bir göldür Akyatan lagününde olduğu gibi ılıman bir iklime sahip olması, besin maddeleri yönünden oldukça zengin oluğu su kuşlarının tercih sebebidir Akyatan lagününden küçük olmasına rağmen, kuluçkaya ıatan, kığlaıan türler bakımından aını zenginliği göstermektedir Kış aylarındaki kuş popülasyonu, 100000’in üzerindedir |
|