![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#16 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriSarı Gelin 1 Erzurum çarşı pazar Leylim aman aman leylim aman aman Leylim aman aman sarı gelin İçinde bir kız gezer Hop ninen ölsün sarı gelin aman Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim Elinde divit kalem Leylim aman aman leylim aman aman Leylim aman aman sarı gelin Katlime ferman yazar Hop ninen ölsün sarı gelin aman Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim Palandöken yüce dağ Leylim aman aman leylim aman aman Leylim aman aman sarı gelin Altı mor sümbüllü bağ Hop ninen ölsün sarı gelin aman Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim Seni vermem yadlara Leylim aman aman leylim aman aman Leylim aman aman sarı gelin Nice ki bu canım sağ Hop ninen ölsün sarı gelin aman Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim Kıpçak Türkleri Erzurum Faruk Kaleli'den derlenmiştir ![]() ![]() Sarı Gelin 1 Eski bir türkü, son günlerde yeniden sık çalınır ve dinlenir oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sarı Gelin türküsü, Kuzeydoğu Anadolu coğrafyasında ortaya çıkmıştır ![]() ![]() ![]() Sarı Gelin, eski çağlardan beri Çoruh ve Kür ırmakları boyunda yaşayan Hristiyan Kıpçak beyinin kızıdır ![]() ![]() Türk kültüründen etkilenen Ermeniler arasında birçok şifahî halk edebiyatı ürünümüzün yaşıyor olması, Sarı Gelin türküsünün, bir Ermeni türküsü olduğu iddiasının ortaya çıkmasına sebep olmuştur ![]() Bu yazıda, Çoruh ve Kür ırmakları boyunda yaşayan Kıpçak Türklerinden bahisle, onların izlerini taşıyan bir efsanenin varyantları üzerinde durulmuştur ![]() ![]() Eski bir türkü, son günlerde yeniden sık çalınır ve dinlenir oldu ![]() Günlük bir gazetede çıkan yazıdan, türkü hakkında çeşitli iddiaların ortalıkta dolaştığını öğrendik (Hürriyet-2000) ![]() "Azerbaycanlılar, bu türkünün Azerî türküsü olduğunu ifade ediyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() Türkü tartışmasına katılan bir Erzurumlu: "Sarı Gelin, Ermeni kızıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka Erzurumlu, türkünün, bir filme meze yapıldığını, güftesinin çarpıtıldığını belirterek öfkesini dile getiriyor ![]() Milletvekili olan bir vatandaşımız, yazdığı senaryodan bahsederken, "Ermeniden beter Ermeni" üslûbuyla devletimizin Ermenilere haksızlık yaptığı noktasında duruyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka yazar söze karışıyor: "Ulusal aidiyet tartışmasını abes buldum doğrusu ![]() ![]() ![]() Müziğin vatanı olur veya olmaz; ama siz gidip onun bunun dillerde dolaşan şarkısına, benim derseniz gülerler! Çok eski bir musıki tarihi olan milletin, kalkıp Ermeni'den türkü devşirmesi mümkün mü? Ama yüz yıllarca tebamız olmuş Ermenilerin bizden çok şey aldıklarını söyleyebiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka gazetede çıkan habere de göz atalım: "Yavuz Bingöl ve Yeşim salkım, Sarı Gelin'in sinema uyarlamasında Ermeni düşmanlığına karşı bayrak açacak ![]() ![]() ![]() Kıpçakların bir adı da Kuman'dır ![]() ![]() ![]() Kıpçakların, güzel, sarışın, mavi gözlü, yakışıklı oldukları, birçok kaynakta belirtilmektedir (Kurat-1992: 70-72) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kumanlar, XII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selçuklu Türkleri tarafından sıkıştırılan Gürcistan, onlara karşı savunmasız ve çaresiz kalmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sarışın, insan güzeli ve Türk ırkının en yakışıklı soyundan olan Kıpçaklar, Selçuklular tarafından ezilen Gürcistan hakimi Bagratlı hanedanını, büyük bir kudretle canlandırdılar ![]() ![]() ![]() ![]() Gürcistan'a bağlı bir beylik iken bölgeye gelen İlhanlıların da yardımıyla 1267 yılında Tiflis'ten kopan Kıpçak Atabekliği Hükûmeti, III ![]() ![]() ![]() Azerbaycan'da Kür ırmağı boylarında yaşayan bir efsane, edebî eserlere de konu olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortodoks Kıpçaklardan kalan hatıralardan biri de Kars ve Erzurum çevresinde anlatılan "Şeyh San'an ile Kralın Sarı Kızı" efsanesidir ![]() ![]() Abdulkadir Geylanî'nin arkadaşı olan Şeyh San'an, bir bedduaya uğrayıp yolu Penek'e düşmüş ![]() ![]() ![]() Şeyh, bu şekilde çile doldurmakta iken, Penek padişahının biricik evlâdı olan güzeller güzeli Sarı Kız'a da âşık olmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeyh, tef sesinin geldiği dağa doğru koşmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu efsanede geçen olayların yaşandığı yer, Gürcü tarih kaynaklarında Bana olarak geçen Penek'tir ![]() ![]() ![]() ![]() Sarı Gelin türküsünün kaynağı olan bu efsanenin diğer bir varyantı, önce mahallî bir gazetede, sonra da bir kitapta yer almıştır ![]() ![]() "Şeyh Abdülkadir Geylanî'nin müritlerinden Sananî, şeyhine darılarak firar etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeyhi Geylanî, müridi Sananî'nin bu hâlini öğrendi ve çok üzüldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu iki varyant arasında küçük farklar olsa da, olayın özü ve motifler aynıdır ![]() ![]() ![]() Efsaneler, tarih değildir; onlardan bilimsel sonuçlar çıkarılamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Efsaneler, sebebi ve kaynağı bilinmeyen birçok olayın izahında, halk muhayyelesinin meydana getirdiği hikâyelerdir ![]() ![]() ![]() Sarı Gelin türküsüne konu olan efsane de, halkın dilinde yaşarken, kim bilir, ne zaman ve hangi yeni olay üzerine türküye dönüşmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() 1918 yılında, bir hey'etle birlikte kuzeydoğu illerimizi gezen tarihçi Ahmet Refik Bey, Sarı Gelin türküsünü, Göle'nin Okçu köyünde tespit etmiştir ![]() "Okçu köylü Ali'nin en güzel söylediği, Diyarbekir'de, Erzincan'da, Erzurum'da Kürdî nağmelerle okunan bildiğimiz bir türkü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vardım kilsesine baktım haçına Mâil oldum bölük bölük saçına Kız seni götürem İslâm içine Vay Sinan ölsün Sarı Gelin Âh seni vermem dünya malına ![]() Şarkının nakaratı o kadar hazin, o derece tesirli ki ![]() ![]() ![]() Vay Sinan ölsün Sarı Gelin Vay Sinan ölsün Sarı Gelin Seni vermem dünya malına ![]() ![]() ![]() dedikçe güya ağlamak istiyor ![]() Sarı Gelin türküsünün halk ağzında dolaşan ikinci dörtlüğü de şöyledir: Vardım kilsesine kandiller yanar Kıranta keşişler pervane döner Tersa sevmiş deyin el beni kınar Vay Sinan ölsün Sarı Gelin Seni saran neyler dünya malın ![]() (Seni alan neyler dünya malın) Ünlü "Kars Tarihi" adlı eserinde, Kıpçaklardan bahsederken, Sarı Gelin türküsüne de değinen Kırzıoğlu, bu türkünün Kars ve bir zamanlar halkı Türklerden meydana gelen Erivan'da söylenen bir başka varyantını da verir: İrevan çarşı pazar İçinde bir kız gezer Elinde divit kalem Dertliye derman yazar ![]() dörtlüğü ile başlayıp: Sarı Gelin, sarı kız Ettin ömrüm yarı kız nakaratlarıyla ve bar/halay havası olarak da söylendiğini belirtir (Kırzıoğlu-1953: 380-381) ![]() Kırzıoğlu, türküde: Sarı kız, Sarı Gelin Dünyanın varı gelin nakaratı olduğunu da şifahen belirtmiştir ![]() Burada bahsettiğimiz on birli ve yedili heceyle söylenen iki çeşit Sarı Gelin türküsü olduğu anlaşılıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ünlü şair ve yazar Ahmet Hamdi Tanpınar, Erzurum halk havalarından bahsederken, "Erzurum çarşı pazar, diye başlayan bu türkünün canlandırma kudretine daima hayran oldum ![]() ![]() Sarı Gelin, bir oyun havası olarak, Kars oyunları arasında da geçmektedir (Bugün-1959) ![]() ![]() Azerbaycan'da söylenen Sarı Gelin nakaratlı türkünün ilk kıtası şöyledir: Saçın uzun hörmezler Gülü gonçe dermezler Bu sevda ne sevdadır Seni mene vermezler Neynim aman Sarı Gelin (Namazeliyev-1993: 62) ![]() Sarı Gelin türküsünün bir Türk eseri olduğunu böylece ortaya koyduktan sonra, meselenin Ermeni tarafına da bakalım ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci bir husus da türkünün dayandığı mevcut folklor malzemesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti zamanında, Türk'ün sadece kuvveti değil kültürü de üstündü ![]() ![]() ![]() ![]() Ermenilerin âşık edebiyatımızdaki yeri üzerinde lâyıkıyla durulmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Posoflu ünlü halk şairi Yusuf Zülâlî, defterlerinden birinde, Kenziya'dan bahsetmektedir ![]() ![]() Bir anadan bir babadan gelmişiz Biz buna etmişiz iman Zülâlî Eğer böyle ise niçin olmuşuz Biz size siz bize düşman Zülâlî? Kenziya, bir yerde de şöyle demektedir: Cami, kiliseyi birleştirelim Bu halkı oraya yerleştirelim Allah Allah diye dilleştirelim Birdir, iki değil Sübhan Zülâlî İki âşıkın karşılıklı söyleşmesi, bu dostluk havası içinde devam etmektedir ![]() ![]() Zülâlî (1873-1956), eski yazıyla kaleme aldığı hatıralarında, Kenziya'nın çok iyi Türkçe konuştuğunu, saz çaldığını, Âşık Kerem hikâyesini Ermeniceye çevirdiğini ve Bayburtlu Zihnî'nin şiirlerini pek sevdiğini haber vermektedir ![]() Ermenilerin, Türk halk hikâyelerini kendi dillerine çevirdiklerini, bunu yaparken İslâmî motifleri değiştirdiklerini biliyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Türk halk hikâyelerini Ermeniceye çeviren iki önemli isimden biri halk şairi Civanî (1846-1909), diğeri de Agek Muhtaryan'dır ![]() ![]() ![]() Civanî'nin çevirdiği, Kerem ile Aslı hikâyesi, 1888 yılında Gümrü'de basılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermeniler, yüzyıllarca aynı coğrafyada yaşadıkları Türklerin kültüründen derinden etkilenmişlerdir ![]() ![]() ![]() "Tahkik ettik, (Erzurum Ermenileri) bundan otuz sene evvel yalnız bizim türküleri söyleyip bar oynarlarmış ![]() ![]() ![]() ![]() Sarı Gelin, Kars ve Erzurum çevresinde efsane, türkü ve oyun olarak yaşamakta; halk kültürümüzün birden çok unsurunda yer almış bulunmaktadır ![]() Birbirini çok seven iki âşıktan birinin, başka bir kavimden, başka bir dinden olması, halkımız tarafından olumlu karşılanmıştır ![]() Bahçelerde mormeni Verem ettin sen beni Ya sen İslâm ol ahçik Ya ben olam Ermeni Kerem ile Aslı Hikâyesi'nin Aslı'sı, bir Ermeni keşişinin kızıdır (Banarlı-1971: 729) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu açıklamalardan sonra, Sarı Gelin türküsünün, nerede söylenirse söylensin, hakim toplum olan Türklerden alındığı kesin olarak anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir politikacı tarafından yazılan romanın, Ermeni bir vatandaşımız tarafından senaryo hâline getirilmesiyle, güzel bir türkümüzün Ermenilere mal edilmesi meselesi, iki yıldan beri tartışılmaktadır ![]() ![]() Halk edebiyatı sahasında çalışan bilim adamlarımız, bu tür konulara eğilmelidir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#17 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriKatip Türküsü Mezireden çıktım ağrıyor başım Dumdum kurşunuyla serildi leşim Buna sebep olan arap kardaşım Di değme de değme yaram derindir Yaram sağalırsa mevlam kerimdir Mezireden çıktım yıldız ışılar Katibi vurmuşlar kanı fışılar İmdada gelmiyor hayın komşular Bağlantı Saranın evleri Toptop'a bakar Katibi vurmuşlar al kanlar akar Bir mahle katibin yoluna bakar Bağlantı Atımı bağladım ben bir dikene Tükettin ömrümü ömrün tükene Benden selam olsun "kefen diken"e Bağlantı Toptop'un önünde perteğin yolu Fikri bey geliyor liveri dolu Katibi vuran da İbiş'in oğlu Bağlantı Anam yoğurdumu ayran eylesin Çıkıp yücelerden seyran eylesin Yoluma bakmasın, hicran eylesin Bağlantı Sabahleyin kalktım çantama baktım Melul mahzun alıp atıma taktım Anama uymadım bağırımı yaktım Bağlantı Anonim Harput Elazığ tahrirat kaleminde küçük bir memur olan Mehmet ismindeki gencin Fikri adındaki bir genç tarafından öldürülmesi üzerine yakılan bu türkünün hikayesi de şöyledir: Anadolu'nun birçok yerlerinde, sosyal hayatın bir zorlaması olarak ortaya çıkan dost tutma olayı vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Sara adındaki sermaye kadının evinde bulunan ve güzelliği, çekiciliği, kıvraklığıyla gençleri baştan çıkarmada usta olan Zinnete isimli yosma ile Katip Mehmet arasında da işte böyle bir ilişki vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#18 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve Hikayeleriİzmir'in Kavakları 1 Aradılar sordular Birg içinde buldular İnce tuzak kurdular Yar fidan boylum Kamalı'yı vurdular İzmir'in kavakları Dökülür yaprakları Bize de derler Çakıcı Yar fidan boylum Yıkarız konakları Bahçelerde kalem var Arkamızdan gelen var Kalkın gidelim efeler Yar fidan boylum İçimizde ölen var Selvi senden uzun yok Yaprağında düzüm yok Kamalı da Zeybek vuruldu Yar fidan boylum Çakıcı'ya sözüm yok Ekrem Güyer İzmir İzmir'in Kavakları 1 Çakıcı Efe Ege Bölgesinde halkın dilinde dilden dile efsaneleşen bir kahramandır ![]() ![]() ![]() ![]() Çakıcı Efe de İzmir, Denizli, Aydın civarında hüküm sürmüş bir Efe’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#19 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve Hikayeleriİzmir'in Kavakları 2 Çakıcı siperde yatar Ne talimli fişek atar Serdarımız Emin Ağa Mevtamız dağlarda yatar Yasana dağlar yasana Nifat'ım benzer Hasan'a Çapar oğlanı mı sandın Üç kurşun sıktın Hasan'a Gidin keşifçi getirin İncitmen,usul yatırın Çakıcı inkar ederse Atını şahit götürün Getirin eti ete katalım Terazi bulun tartalım Üşüdün sandım Hasan'ım Sırt sırta verip yatalım Ekrem Güyer İzmir İzmir'in Kavakları 2 Çakıcı Efe, İkinci Abdülhamid'in istibdat yönetimine karşı onüç yıl, ikinci Meşrutiyetten sonraki yönetime karşı da iki yıl olmak üzere 1895'den 1910 yılına kadar İzmir, Aydın, Denizli, Nazilli, Ödemiş, Konya dağlarında, Antalya ve Muğla bölgelerinde onbeş yıl gibi uzun bir süre dolaşmış; adeta ikinci bir hükümet gibi kendi iptidai usulleriyle hüküm sürmüş, bu süre içinde halktan vergi almış, adalet dağıtmış yol, köprü ve camiler yaptırmış; Osmanlı ile, dolaştığı hükmettiği toprakları paylaşmak uğrunda mücadele etmiş, zaman zaman yüze çıkmış dağdan inerek resmi yetkililerle görüşmeler yapmış- zaman zaman dağ başlarının özgür ve bağımsız havasını teneffüs etmiş, hükümetle eşit koşullarda anlaşmalar yapmak gibi Sarayı ayağına kadar getiren kudret olmuş bir kişiliktir ![]() Çakırcalı, halkın istibdat yönetimine karşı bilinçli bir hareketini temsil etmemiş fakat müstebit yönetime karşı halk ruhunda parlayan isyan eğilimlerine çeşitli koşullarda tercüman olmuş, bunun için de hayatında olduğu gibi ölümünden sonra da sürekli büyük bir halk kahramanı niteliği ve şöhreti kazanmıştır ![]() Esasen Çakıcı Efe merhametli, vicdanlı, halkı sever, cesur, cüretkar, mert, otoriter bir zeybekti ![]() Gerçekten onun halk içinde en büyük şöhreti "zenginden ve zalimden alıp fakirlere dağıtmasından" ileri geliyordu ![]() ![]() Çakıcı Efe olayını ilginç kılan noktalardan biri de, onun çeşitli yabancı unsurlarla olan yakın ilişkileri ve İttihat ve terakkicilerle olan ilişkileridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#20 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriAh Bir Ataş Ver Ah bir ataş ver cigaramı yakayım Sen salın gel ben boyuna bakayım Uzun olur gemilerin direği Ah çatal olur efelerin yüreği Ah vur ataşı gavur sinem ko yansın Arkadaşlar uykulardan uyansın Uzun olur gemilerin direği Ah çatal olur efelerin yüreği Ah Bir Ataş Ver Çanakkale Boğazı, Nağra Burnu açıkları 4 Nisan 1953, Saat 02:15 Uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupınar denizaltısı, Nağra Burnu açıklarında İsveç bandıralı Nabuland Şilebi ile Çarpıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#21 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriÇanakkale İçinde Çanakkale içinde aynalı çarşı Ana ben gidiyom düşmana karşı Of gençliğim eyvah Çanakkale içinde bir uzun selvi Kimimiz nişanlı kimimiz evli Of gençliğim eyvah Çanakkale üstünü duman bürüdü On üçüncü fırka harbe yürüdü Of gençliğim eyvah Çanakkale içinde toplar kuruldu Vay bizim uşaklar orda vuruldu Of gençliğim eyvah Çanakkale içinde bir dolu testi Analar babalar umudu kesti Of gençliğim eyvah Çanakkale İçinde Anadolu halkının kahramanlığını destanlaştırdığı savaşlardan biri de Çanakkale cephelerinde olur ![]() ![]() Birinci Dünya Savaşı İtilaf Devletleri dediğimiz İngiltere, Fransa ve Rusya ile, İttifak Devletleri dediğimiz Almanya, Avusturya ve İtalya'nın birbirleriyle savaşmasıyla başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüzbinlerce şehit verdiğimiz bu savaşın bütün Anadolu'da heyecan uyandırması, bu savaşa doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden hasılı yurdun dört bucağından gönüllü asker gitmesindendir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#22 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriMezarımın Taşı Urfa'ya Karşı Mezarımın taşı Urfa'ya karışı Başucuma koyun yazılı taşı Üstümdeki çimenler gözümün yaşı (Bağlantı) Ağlama sen garip anam bu işler olur Beni yakan zalim Allahtan bulur Neneyle neneyle zekim nen eyle Cenazen gidiyor kalk şivan eyle Meyhaneden çıktım yan basa basa Ciğerim delindi kan kusa kusa Bana sebep olan Antep'li Musa Bağlantı Cenazem üstüne güller ektiler Yeni gelin gibi kefen biçtiler Bütün ahbaplarım boyun büktüler Bağlantı Mezar arasında harman olur mu Kama yarasına derman olur mu Zeki'yi vuranda iman olur mu Bağlantı Cemil Cankat Urfa Zeki Urfa'lı Musa ise Antep'li iki samimi arkadaştır ![]() ![]() ![]() ![]() Yer içer eğlenirken Musa sazda çalışan bir kızı masalarına davet eder ve sohbet ederler ![]() ![]() Zeki hakaretlere dayanamaz, aralarında münakaşa başlar ve kavgaya dönüşür ![]() ![]() Bu olay üzerine türkü yakılır ![]() Kaynak: Öyküleriyle Şanlıurfa Türküleri - Necati Aydınlı |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#23 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriMelek Hanım Melek Hanım has bahçede geziyor Melek Hanım aman geziyor Kınalıda eller incide mercan diziyor aman aman Melek Hanım aman diziyor Hanımda ninesi bu işleri seziyor Melek Hanım aman seziyor (Bağlantı) Ağlama meleğim seninde yazın böyledir aman aman Melek Hanım aman böyledir Aşk adamı bülbül gibi söyledir aman aman Melek Hanım aman söyledir Melek Hanım taş üstünde iniler Melek Hanım aman iniler Tersanede soygunda vermiş gemiler aman aman Melek Hanım aman gemiler Evrakda gelmiş yarelerim yeniler Melek Hanım aman yeniler Bağlantı Fahri Ünsal Göynük Melek Hanım Melek hanım aslen Bolu'ludur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#24 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriUrfalıyam Ezelden (Ömer) Urfalıyam ezelden Gönül geçmez güzelden Göynümün gözü çıksın Sevmez idim ezelden (Bağlantı) Ağam olasın Ömer Paşam olasın Ömer Yetim kalasan Ömer Benim olasan Ömer Urfa bir dağ içinde Gülü bardağ içinde Urfayı hak saklasın Bir yarim var içinde Bağlantı Urfa bir yana düşer Zülüf gerdana düşer Bu nasıl baş bağlamak Her gün bir yana düşer Bağlantı Dağdan akıyor seller Sallanır sırma teller Yüreğin taştanmıdır Bana acıyor eller Bağlantı Yöre Ekibi Urfa Ömer çok yakışıklı, yiğit, iyi ata binen, kılıcının sahibi, çok iyi çöğür çalan ve hoyrat okuyan, halay çeken bir gençtir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömer'i anlatan türküler yakılmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#25 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriOrdumuz Gitti Muş'a Dayandı Ordumuz gitti Muş'a dayandı Daşı toprağı kana boyandı Bitlisi gördüm yüreğim yandı (Bağlantı) Ağlama aney belki gelirem Ölüm olmazsa seni görürem Hasan kalası bir uca kala Etrafı aney canlı kerbela Yüzbaşım gitti gelmedi hala Bağlantı Estege bindim oldum süvari Bir anam vardır başı belalı Bir çavuş düşmüş mavzer yaralı Bağlantı Yöre Ekibi Urfa Kaynak: Öyküleriyle Şanlıurfa Türküleri - Necati Aydınlı Ordumuz Gitti Muş'a Dayandı Osmanlı Rus savaşları sırasında Urfa'nın Viranşehir mevkiinde çok kuvvetli nüfuz sahibi Milli aşiret reisi Hamidiye Paşaları'ndan İbrahim Paşa'dan devrin Padişah'ı bir ordu teşkil ederek Erzurum'a gelmesini emretmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#26 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriDersini Almış Da Ediyor Ezber Sürmeli Gözlerin Sürmeyi Neyler (Aman Ben Yarelendim Aman) Bu Dert Beni İflah Etmez Deleyler Benim Dert Çekmeye Dermanım Mi Var (Aman Aman Sürmelim Aman) Kaşın Çeğmelenmiş Kirpik Üstüne Havada Bulutun Ağdığı Gibi (Aman Ben Yarelendim Aman) Çiğ Gibi Düşmüş De Gül Sineler Islanmış Yağmurun Güllere Yağdığı Gibi (Aman Sürmelim Aman) Dersini Almışta Ediyor Ezber Yozgat şehri 1760 yılı başlarında Bozok Yaylasının, yeşillik, etrafı ormanlarla çevrili içinde binbir çeşit kuşun ötüştüğü bir sahada kurulurken; Yozgat halkı o zaman yarı göçebe ve sürülerini besleyerek hayvancılıkla uğraşır, hayatlarını bu yoldan sağlarlardı ![]() ![]() Bozok yaylasında otlayan bu sürülerin birini de Sürmeli Bey adında bir Türkmen Yörüğü otlatırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üzüntüsünden sürüsünü bırakan Sürmeli Bey alır sazını eline beşçamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#27 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriDebreli Hasan (Drama Köprüsü) Drama köprüsü Hasan dardir geçilmez Soguktur sulari Hasan bir tas içilmez At martinini Debreli Hasan daglar inlesin Drama mahpusunda Hasan Kara kedi dinlesin Mezar taslarini Hasan koyun mu sandin Adam öldürmeyi Hasan oyun mu sandin At martinini Debreli Hasan daglar inlesin Drama mahpusunda Hasan dostlar dinlesin Drama köprüsü Hasan dardir daracik Çok istemem Yanko Corbaci bin bes yüz liracik At martinini Debreli Hasan daglar inlesin Drama mahpusunda Hasan Kara kedi dinlesin Drama köprüsünü Hasan gece mi geçtin Ecel serbetini Hasan ölmeden mi içtin At martinini Debreli Hasan daglar inlesin Drama mahpusunda Hasan dostlar dinlesin ![]() TÜRKÜNÜN HİKAYESİ Debreli Hasan, Drama'da yetismis ![]() ![]() Drama köprüsünü,o devrin haksizlikla para kazanan halki ezen zenginlerinden aldigi haraçla yaptirmistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Debreli'nin çetesinde pek çok kisi yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Makedon daglarinin Debreli'si sonunda padisah affina ugrar veya söylentiye göre mübadelede güvenlik güçlerinin elinden kaçmayi basarir ve Türkiye'ye göç eder ![]() Kisacasi Rumeli Türklerinin gönlüne yerlesmistir efsanesiyle Debreli Hasan ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#28 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriORMANCI TÜRKÜSÜ Çıktım Belen kahvesine baktım ovaya Bay Mustafa çağırdı, dam oynamaya, Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı, Söz dinlemez Ormancı, çekmiş kafayı Aman Ormancı, canım Ormancı Köyümüze bıraktın yoktan bir acı Gevenes' in ortasında, değirmen döner, Değirmenin suları, dağından iner, Ormancı'ya atılan kurşun, Tevfik' e döner, Tevfik' in feryatları, yürekler deler, Aman Ormancı, canım Ormancı Köyümüze bıraktın yoktan bir acı Gevenes' in suları hoştur içmeye, Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye, Tevfik' imi vurdular, hiç mi hiç yere, Yazık ettin Ormancı, köyün iki gencine Aman Ormancı, canım Ormancı Köyümüze bıraktın yoktan bir acı *Derlemeyi yapan Kemal Erdinç ![]() Muğla'nın Yatağan ilçesine bağlı Gevenes köyünde Mustafa Şahbudak adın da, 1922 yılında bir efe doğar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sıcak bir temmuz günü Mustafa Şahbudak, her zamanki gibi yine köy kahvesi ne gider ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor ![]() ![]() ![]() -Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et, der ![]() Ormancı kahveye girip tekrar geri döner, gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtar, Ormancı'nın ikinci kez kama vurmaması için elini tutar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arka cebinde tabaka olduğu için, ona hiç bir şey olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() Babamın selamı var, bu adamı iyileştir ![]() ![]() Veli Bey: -O ölecek, önce senin kolunu saralım ![]() ![]() -Ben ölüyorum hakkını helal et ![]() ![]() Mustafa: -Hayır, sen ölmeyeceksin! derken ağlamaya başlar ![]() ![]() ![]() Gerçekten de biraz sonra Tevfik, hayata gözlerini kapar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kavaklıdere Orman Müdürlüğüne atanır ![]() ![]() ![]() ![]() Mustafa Şahbudak cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla merkeze yerleşir ![]() Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşını Muhtar Tevfik Cezayirli'yi tek kurşunla öldürdüğünde arkada yirmi beş yaşında bir eş ve üç çocuk bırakır ![]() ![]() ![]() ![]() Yıllardır her şeyi unutmaya çalışan Mustafa'ya bir gün arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ormancı türküde Ormancı adı ile, Mustafa Şahbudak ise ''Bay Mustafa" adı ile yer almıştır ![]() Ormancı Mehmet'in bir anlık sarhoşluğunun musibetini, yıllarca pişmanlık duyarak ve memleketinde barınamayarak ödedi demek yanlış olur ![]() Çünkü o türkü yaşadığı müddetçe kötü adam olarak anılacaktır ve tarihe öyle geçecektir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#29 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve Hikayeleriİntihar eden Mefaret Hanım'ın öyküsü yarım asırdır filmlere konu oldu, türküsü Bodrum ve Milas yöresinin dilinden düşmedi ama kimse "gerçeği" bilemedi ![]() ![]() ![]() Bodrumlular erken biçer ekini Feleğe kurban mı gittin Bodrum Hakimi Türkiye'nin ilk kadın hakimlerindendi Bodrum Hakimi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Mefaret Tüzün (Bodrum Hakimi) Tavşanlı 1906 - Bodrum 1954 Türkiye'nin ilk kadın hakimlerinden olan Tüzün, 24 Eylül 1951 yılında Bodrum'da göreve başladı ![]() ![]() ![]() ![]() Bodrum'da iz bırakanlar takviminde böyle tanıtılıyor Bodrum Hakimi Mefaret Tüzün ![]() ![]() ![]() Mefaret Hanım'ın arkasından halkın yaktığı türküyü yıllar sonra seslendirip yeni albümüne alan Tolga Çandar, uzun süre bu sırrın izini sürmüş ![]() ![]() Bunlardan bir tanesine göre, Hakim Hanım Bodrum'da bir gence idam cezası vermiş ![]() ![]() ![]() Anlatılan diğer öyküler ise ayrıntıları farklı olsa da Mefaret Hanım'ın ölümünün arkasında bir aşk olduğu yolunda ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şu Bodrum'un dağlarında ceylanlar dolaşır Kara haber Mefaret Hanıma pek tez ulaşır Bodrum'da sıkı sıkı mühürlenmiş ağızlardan yarım yamalak dökülenler ise, hakim hanımın sevgilisinin filmdeki gibi bir suçlu değil, Bodrum'un savcısı olduğu yönünde ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mefaret Hanım'ın son gecesine ilişkin anlatılanlar ise daha da hazin ![]() ![]() ![]() ![]() Uslu dur kadınım çıldırtma beni Ben artık bildiğin o ten değilim Bir başka yağmurla ıslak mendilim Yeter artık ağlatma beni Uslu dur kadınım çıldırtma beni Dökülmüş yaprağım, sararmış güzüm Çiğli kirpiklerle yaşlıdır gözüm Bu gurbet ellerde ben bir öksüzüm Yeter artık ağlatma beni Uslu dur kadınım çıldırtma beni Bu konser Bodrumlular'ın Mefaret Tüzün'ü son görüşü oluyor ![]() ![]() ![]() ![]() Hakim Hanım'ın memleketi Kütahya Tavşan Hakim Hanım sen eyledin bizleri perişan Bu Kütahya konusu da ayrı bir muamma ![]() ![]() ![]() ![]() Çandar, kendisini çocukluğundan beri derinden etkileyen bu kadının peşini bırakmamaya kararlı ![]() ![]() ![]() ![]() Türkü, Bodrumlular'ın yaktığı bir ağıt ama Milaslı radyo sanatçısı Nazmi Yükselen onu TRT repertuvarına girecek şekilde düzenlemiş ve 60'lı yıllarda plağa okumuş ![]() ![]() ![]() ![]() Nasıl astın Mefaret Hanım ipe de kendini Altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkülerimiz Ve Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#30 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkülerimiz Ve HikayeleriHekimoğlu derler benim de aslıma Aynalı martin yaptırdım narinim kendi nefsime Konaklar yaptırdım döşetemedim ![]() Ünye de Fatsa bir oldu narinim baş edemedim Konaklar yaptırdım mermer direkli Hekimoğlu sorarsan narinim demir yürekli Bahçe armut dibinde kaymak yedin mi Hekimoğlu'nu görünce narinim budur dedin mi Çiftlice Muhtarı puşttur peze ![]() ![]() Hekimoğlu geliyor narinim uçkur çözerek Hekimoğlu derler bir ufak uşak Bir omzundan bir omzuna narinim yüz arma fişek Ordu dolaylarında yaşayan Hekimoğlu, yoksul bir ailenin çocuğudur ![]() ![]() ![]() Yörede egemenlik kurmuş bir Gürcü Beyi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte Bey, iki gencin ilişkisinin bu noktaya vardığını duyar duymaz Hekimoğlu'na düşman olur ve ona savaş açar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hekimoğlu'nun dağa çıkış nedenini ve biçimini bilen, duyan yöre köylüleri kendisine kucak açarlar ![]() ![]() ![]() Hekimoğlu, artık Gürcü Beyinin korkulu düşü olmuştur ![]() kendisini sürekli jandarmaya şikayet eder ve kesintisiz izletir ![]() ![]() ![]() Hatta bir defasında, Beyin adamlarından birinin ihbarı üzerine Hekimoğlu'nun kaldığı evi jandarmalar basıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() Hekimoğlu, kaçmaya kaçıyor ama, Beyin, iki amca oğlunu öldürttüğünü haber alıyor ve doğru Çiftlice köyüne iniyor ![]() ![]() işbirliği içindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Olayın sonucuna ilişkin iki söylenti var halk arasında : 1-Hekimoğlu, çatışma sırasında ![]() ![]() 2 -Atına atlıyor, elini karın bölgesinden aldığı yaralara basarak Ordu'ya kadar geliyor ve burada ölüyor ![]() Hekimoğlu, tipik bir <<erdemli>> örneğidir ![]() ![]() ![]() ![]() Hekimoğlu denince, hemen akla gelen bir özelliği de <<aynal>> dir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yüzden Hekimoğlu'nun, adı, Hekimoğlu'nun adı <<aynal>>le özdeşleşmiştir ![]() |
![]() |
![]() |
|