Uşak Gezilecek Yerler |
09-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Uşak Gezilecek YerlerUşak Gezilecek Yerler Müzeler Uşak Arkeoloji Müzesi: İlimizde müzecilik çalışması 1970 yılına kadar Milli Eğitim Müdürlüğünce yürütülmüştür İlk önce Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak düzenlenen bina 1 Eylül 1978 yılında Atatürk ve Etnografya Müzesinin açılmasından sonra Arkeoloji ve idari merkez binası olarak kullanılmıştır 1996 yılı başında Karun Hazineleri’nin gelmesiyle yeniden düzenlenen müzede, Kalkolitik dönemden Bizans döneminin sonuna kadar çeşitli devirlere ait taş eserler, pişmiş toprak eserler, cam eserler, altın ve gümüşten yapılmış çeşitli ziynet eşyaları, bronz eserler, bronz, altın sikkeler ve Karun Hazineleri sergilenmektedir Bunlardan bazıları Roma dönemine ait mermer heykel ve heykelcikler, madalyon ve kapı tipi mezar siteleri, Eski Tunç, Grek, Roma ve Bizans dönemine ait pişmiş topraktan çanak çömlekler, kase ve tabaklar ile camdan yapılmış koku kapları, gözyaşı şişeleridir Atatürk ve Etnografya Müzesi: 1 Eylül 1978’de açılan bu müze bir Osmanlı yapısı olup, İstiklal Savaşından sonra Yunan Kuvvetleri Başkomutanı General Trikopis’in esir alınarak Atatürk’ün huzuruna çıkarıldığı yerdirBu İki katlı binada restorasyon, teşhir tanzim ve çevre düzenlemesi yapılmakta olup yakın tarihte yeniden hizmete açılacaktır Antik çağda Anadolu’nun batısında yer alan, Güneyi Karai, Kuzeyi Mysia, doğusu Frigya, batısı İonia, ve Aiolia bölgeleriyle çevrili alana Lidya adı verilmiştir Batılı tarihçi Heredot’a göre üç sülalenin yönettiği Lidya imparatorluğu son sülalesi Mermnadlar, ülkeye 141 yıl egemen olmuşlar, Lidya’nın bölgede siyasi ve ekonomik yönden en önemli ülke olmasını sağlamışlardır Saray entrikaları ile ikinci sülale Heragliklerden İmparatorluğu ele geçiren üçüncü sülale Mermnadlar kral Gyges ile başlar, Ardys, sadyettes Alyettes ile devam edip, Kroisos ( Karun) ile son bulur MÖ7yy’ın ilk çeyreğinde Gyges ile başlayan güçlü Lidya İmparatorluğu, parayı icat ederek insanlık tarihindeki en önemli buluşlarından birini gerçekleştirmiştir Karun Hazineleri: Antik çağda Anadolu’nun batısında yer alan, Güneyi Karai, Kuzeyi Mysia, doğusu Frigya, batısı İonia, ve Aiolia bölgeleriyle çevrili alana Lidya adı verilmiştir Batılı tarihçi Heredot’a göre üç sülalenin yönettiği Lidya imparatorluğu son sülalesi Mermnadlar, ülkeye 141 yıl egemen olmuşlar, Lidya’nın bölgede siyasi ve ekonomik yönden en önemli ülke olmasını sağlamışlardır Saray entrikaları ile ikinci sülale Heragliklerden İmparatorluğu ele geçiren üçüncü sülale Mermnadlar kral Gyges ile başlar, Ardys, sadyettes Alyettes ile devam edip, Kroisos ( Karun) ile son bulur MÖ7yy’ın ilk çeyreğinde Gyges ile başlayan güçlü Lidya İmparatorluğu, parayı icat ederek insanlık tarihindeki en önemli buluşlarından birini gerçekleştirmiştir İlk çağ dünyasının ekonomik gelişimini hızlandıran bu olay, tarihin akışını da Değiştirmişti Lidya’nın ilkçağ dünyasının en zengin ülkesi durumunda olmasının önemli sebebi Tmolos (Bozdağlar )Dağlarından çıkan ve hermos (Gediz) nehrine karışan başkent Sardes’ den geçen Paktalos (Sart Deresi) deresinin alüvyonları içerisindeki altındır Buradan elde edilen Altın, Lidya’nın kaderini belirlemiştir Bir takım saray entrikaları ile ülkeyi ele geçiren üçüncü sülalenin IV ve son kralı Kroisos, babası Alyettes’in ölümünden sonra MÖ560 yılında tahta geçmiş ve akıl almaz zenginliği sayesinde karun kadar zengin deyimiyle ününü günümüze kadar taşımıştır Kaplıcalar Hamamboğazı Kaplıcası: Banaz İlçesi Hamamboğazı kaplıcaları Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 22062004 tarih ve 262 sayılı olurları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı adına 49 yıl süreyle tahsis edilerek, Bakanlar Kurulunun 22102004 tarih ve 2004/8328 sayılı kararları ile Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir Kaplıca 40 lt/sn debiye sahiptir 60 derece sıcaklıktadır Kişibaşına günlük su tüketimi 700 ltolarak kabul edilen kaplıca, günde 12000 kişiye hizmet verebilecek kapasitedir Bunların % 75’i tesislerde konaklayacağı varsayımla en az 300 nitelikli yatağa ihtiyaç duyulacaktır Geri kalan, günübirlik kullanıma ayrılmıştır Özellikleri: Fiziko-kimyasal ile bakteriyolojik analizleri yapılmış, sağlık yönünden çok yararlı olduğu görülmüştür Mide, Karaciğer, Bağırsak ve özellikle kronik dejeneratif romatizmal hastalıklara iyi geldiği tespit edilmiştir Örencik kaplıcası: Uşak-İzmir karayolu üzerinde olup, Güre köyüne 10 km uzaklıktadır Kadın-Erkek Türk hamamları bulunmaktadır 14 lt/sn debiye sahiptir38 Derece sıcaklıktadır Kişi başına günlük su tüketimi 700 ltolarak kabul edilirse, kaplıca günde 750 kişiye hizmet verebilecek kapasiteye sahiptir Özellikleri: Karaciğer, Mide, Cilt hastalıkları ve Mide rahatsızlıklarına iyi gelir Aksaz Kaplıcası: Ulubey ilçesine bağlı Bekimiş köyü yakınında Aksaz deresindedir Kaplıca gerek kapasitesi, gerekse doğal çevresi ile olan kaynak bütünlüğü göz önünde bulundurulduğunda il bazında önemli bir kaynaktır 4 ltdebiye sahiptir 1994 yılında Ulubey Belediyesi ve Turizm bakanlığınca sondaj çalışmaları yapılmış finansman yetersizliği ve suyun kaçması endişesiyle çalışmalara ara verilmiştir Roma Dönemine ait hamam kalıntıları ortaya çıkarılmıştır Özellikleri: Kaplıca, Ağrılara,sancılara,felçlilere ve cilt hastalıklarına iyi gelir Emirfakılı Kaplıcası: İl bazında önemli bir kaplıca olup, özel kişi mülkiyetindedir 1976’dan bu yana halka hizmet vermektedir 6 lt/sn debiye sahiptir 36 derece sıcaklıktadır 1985’de analizi yapılmıştır Çarşı-Bedesten Hacı Gedik Hanı: Halı Pazarı Mevkii’nde iki katlı taş bina olup alt ve üstte 30 dükkanı bulunmaktadır Paşa Hanı (Taşhan) Tiritoğlu Mehmet paşa tarafından bir Fransız mimara yaptırılmıştır Uşak’ın mimari güzelliğini gösteren yapılardandır İki katlı ve taş yapıdır Alt katta içli dışlı dükkanlar ve üst katta 30 kadar dükkan vardır Mülkiyeti Dülgeroğulları’na geçmiştir Ve Şu anda Turizm Bakanlığı’ndan belgeli özel otel olarak hizmet vermektedir İnay Kervansarayı: Ulubey İlçesi İnay Köyü’nde bulunan kervansarayın Selçuklu Dönem’ine ait olduğu tahmin edilmektedir Metruk bir vaziyettedir Bedesten: İtalyan bir mimar tarafından 1901’de yaptırılmıştır İki katlı ve taş kullanılarak yapılan bina 1980’li yıllarda restore edilerek Sarraflar Çarşısı haline getirilmiştir |
|