Denizcinin Aşkı... |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Denizcinin Aşkı...Denizcinin Aşkı Oturduğu banktan kalktıüzerindeki denizci üniformasını düzeltti ve şehrin büyük tren istasyonundaki insanları incelemeye koyuldu Gözleri o kızı arıyordukalbini çok iyi bildiğiama yüzünü hiç görmediğiyakasında gül olan o kızı Ona olan ilgisi bundan on üç ay önce Florida'da bir kütüphanede başlamıştıRaflardan aldığı bir kitabın içindeki yazıdan çok etkilenmişti Kitaptan değilsayfalardan birinin kenarında kurşun kalemle yazılmış minik notlardan Yumuşak el yazısı düşünceli bir ruhu ve insanın içine işleyen bir karakteri yansıtıyordu Kitabın başş sayfasındao kitabı en son okuyan kişinin ismini gördü:Bayan Hollis Maynell Biraz zaman ve çaba sonunda adresini buldu Bayan Maynell New York'ta yaşıyordu Blanchard ona kendisini tanıtan ve mektup arkadaşı olmayı teklif eden bir mektup yazdı Ertesi gün de İkinci Dünya Savaşı'na katılmak için Avrupa'ya doğru yola çıktı Daha sonraki bir yıl bir ay boyunca birbirlerini mektuplarla tanıdılar Her mektup kalplerine düşen bir sevgi tohumuydu sankiBir romantizm başlıyordu Blanchard kızdan bir resmini istemiştiama kız reddetti Kendisini gerçekten önemsiyorsa nasıl göründüğünün ne önemi vardı? Sonunda Blanchard'ın Avrupa'dan dönüş günü geldi çattı İlk buluşmalarını ayarladılarNew York Tren İstasyonu'nda akşam saat tam 7'de "Beni tanıman için"diye yazmıştı kız mektubunda "Ceketimin yakasında kırmızı bir gül takılı olacak" İşte tam 7'ydi be Blanchard yüzünü daha önce hiç görmediği ama kalbinin sevdiği o kırmızı güllü kızı arıyordu hikayenin gerisini Bay Blanchard'dan dinleyelim: "Birden genç bir kızın bana doğru yürüdüğünü farkettim İnce ve uzun boyludalgalı sarı saçları o güzel kulaklarının önünden omuzlarına düşmüş Çiçek rengi mavi gözlüDudaklarının ve çenesinin muntazam kıvrımları ve kırmızı giysisiyle insana sanki aşkı müjdeleyen bir kızdı Ben de ona doğru yürümeye başladım O kadar etkilenmiştim ki yakasında gül olup olmadığına bakmak aklıma bile gelmedi Ona yaklaşınca dudaklarında hafif bir gülümsemeyle bana"Benimle aynı yönde mi gidiyorsundenizci?"diye fısıldadı Neredeyse kontrolsüz bir şekilde ona doğru bir adım daha attım ve o anda Hollis Maynel'i gördüm Kızın tam arkasında duruyordu 40'ını çoktan geçmişgrileşmeye başlamış saçlarını şapkasının altında toplamış Şİşmana yakınkısa boylukalın bilekli ayakta topuksuz ayakkabılara gömülmüş Kafamı çevirdimkırmızı giysili kız hızla uzaklaşıyordu Kendimi ikiye bölünmüş hissettim;arzularım kızı takip etmemita içimden gelen bir istek ise ruhu bir yıldır bana eşlik eden kadınla kalmamı söylüyordu İşte orada öylece duruyorduSolgun kırışık suratı kibar ve duygulugri gözleri sıcaktı Çekinmedim Beni tanımasını sağlayacak mavi deri ciltli kitabı ona doğru tuttum Bu aşk olamazdı ama mutlaka değerlibelki aşktan da güzelçoktan beri minnettar olduğum ve olacağım bir arkadaşlık gibi bir şey olabilirdi Kadını selamladımiher ne kadar gizlemeye çalıştıysam da pek başaramadığım hayal kırıklığımı belli eden sesimle 'Ben Teğmen John Blanchardsiz de Bayan Maynell olmalısınız Sizinle buluşabildiğim için çok mutluyum Sizi yemeğe götürebilir miyim?'diye sordum Kadının yüzüne bir gülümseme yayıldı:"Neden bahsettiğini bilmiyorum delikanlı"dedi'ama şu az önce buradan geçen Kırmızı elbiseli kız bu kırmızı gülü yakama takmamı rica etti bendenve eğer siz beni yemeğe davet edecek olursanız kendisinin sizi caddenin karşısındaki büyük restoranda beklediğini söylememi istedi Dediğine göre bu bir çeşit sınavmış |
|