Berlin - Almanya

Berlin - Almanya[/b]




Almanyaya gidebilmemiz tam bir mucizeydi, neden mi, aslında her şey başlangıçta yolunda gidiyordu, sabah 04:00 sularında kalkmış ve kapının önünde hava kararmadan yerlerini almış minibüslerden birini kiralayarak hava alanına doğru yola koyulmuştuk


Alana ulaştığımızda uçağın hareketine daha tam iki saat 30 dakika vardı Fakat on dakika kadar bekledikten sonra babamın feryadıyla dünya başımıza göçtü El çantasını minibüste unutmuştu!! Babam bavullarla bizi öylece bırakarak bir taksiye atladı ve kayıplara karıştı, bizse tam 2 saat ayakta bekledikten sonra tam eve geri dönme planları yapmaya başlamıştık ki, babam geldiği gibi bir taksiden iniverdi üstelik elinde çantası vardı! Fakat uçağın havalanmasına tam yarım saat kalmıştı bizse hala biletleri onaylatmamıştık, alelacele içeri girdik , fakat o da ne?!! Gişelere değil ulaşmak, onları görmek bile mümkün değil, meğer bizim yola çıkış tarihimiz işçilerin dönüş zamanına denk geldiği için böyle anormal bir kalabalık varmış fakat bu kalabalığı 2-3 saat sonra kalkacak uçakların yolcuları oluşturuyordu 15 dakika kadar umutsuzca gişelere yanaşmaya çalıştıktan sonra bir anons yapıldı ve bizde yeni açılan bir gişeye gitmeyi başardık Uçağın kalkması sayemizde 15 dakika gecikmişti


Bavullar uçağa verilmişti ve şimdi atlamamız gereken tek engel pasaport ve bilet kontrolüydü, upuzun kuyruk sonunda bize geldiğinde tahmin edin ne oldu?!! Elektrikler kesildi!! Bu kesinti ise yaklaşık 30 dakika sürdü Sonunda koştura koştura uçağa açılan kapıya ulaştığımızda görevliler bizi Koşmayın koşmayın daha 10 dakika buradayız diyerek karşıladılar Bunca badireden sonra babamın aklına hala gitmeden önce bir karton sigara satın alma fikri gelebiliyordu! Bu kez de bizi kapıda bırakıp dükkanlara koştu, o gitikten 1 dakika sonra ise başka bir görevli gelip , Neden bekliyorsunuz, şimdi kapılar kapanacak! dedi, paniğimi imkanı yok tahmin edemezsiniz! Hemen koşup babamı o kalabalıkta buldum (bunu nasıl yapabildiğimi bende bilmiyorum) ve beraberce koştura koştura uçağın kapısına yöneldik o arada bir görevli Berlin uçağına gidecek başka yolcu var mı? diye bağırdı ve ben bir yandan koşup bir yandan el sallayarak Bizi bekleyin, bizi bekleyin!!! nağralarıyla nefes nefese kapıdan içeri atladım Kendimi film çeviriyor gibi hissediyordum nedense


İçeri girdiğimizde bizi, haklı olarak hiç de dost canlısı bakışlar beklemiyordu Ama elektriklerin kesilmesi bizim suçumuz değildi ki, biz sadece 15 dakikalık gecikmenin sorumlusuyduk İşte sonunda bulutları kuşbakışı görüyorum



Berline indiğimizde bizi kuzenlerim karşıladı, aslında amacımız onları ziyaret değildi tam olarak, bir dağ köyünde kalmak üzere rezervasyon yaptırmıştık ama hem Berlini hem de gelmişken onları görmek için bir haftamızı halamların yanında geçirmeye karar verdik


Arabayla eve doğru yol alırken buraya gelirken taşıdığım önyargıların yok olmaya başladığını hissediyordum Açıkçası Almanyaya tamamen annemin zoruyla cebren ve hile ile getirilmiştim, halbuki Hindistana gidebilmek için ne kadar da çok çaba harcamıştım, her zaman papaz pilav yemezmiş Almanya ise zaten doğuyu seviyor olmamın dışında bana en itici gelen Avrupa ülkesi olmuştu hayatım boyunca, bunun nedeni belki de bizim göçmenlerin oluşturduğu kötü imajdı, bu ülke bana hep dejenere olmuş ve küçük Türkiye halini almış özelliği olmayan bir ülke olarak gelmişti Halbuki ne kadar da yanılmışım


Almanyada ki ilk günümüz müthiş bir misafirperverlik ve sevgi karşılamasıyla geçiyordu, ama ben dışarı çıkmak istiyordum! Sonunda başardım da
Aslına bakarsanız, Almanya yolculuğumu nasıl cümlelere dökebileceğimi bende merak ediyorum, her şeyden önce Almanya dünyanın en derli toplu, kurallara bağlı ve düzenli ülkesi olduğu için Doğu ülkelerinde sayfalar dolusu anlattığım maceralardan pek fazla yaşanmadı burada, ayrıca not almadığım için ne yazık ki her şey birbirine girdi zihnimde

Kısaca bu ülke okunmaktan çok görülmeli, bu nedenle bu kez sayfalar dolusu yazıyla başınız ağrıtamayacağım sanırım Neyse bu kez de böyle deneyin belki daha çok hoşlanacaksınız


Berlin gezimiz sırasında kuzenlerim bizi hiç yalnız bırakmadılar ve bizimle müze müze, park park dolaştılar Ama ben Almanyada tam manasıyla özgürlüğü bulmuştum, çünkü uzun süredir görmediğim Ergül adlı kuzenimle tekrar karşılaşmıştım ve artık onunla beraber ayrı ve özgürce gezebiliyordum! Hey özgürlük!!!!


İlk söylemem gereken şey Berlinde ki tüm ulaşımımızı metro ile sağlamış olduğumuz sanırım, ama metro deyip geçmeyin öyle bir şey ki imkanı yok nerede inip nerede aktarma yapacağınızı kestiremiyorsunuz tanrıya şükür yanımızda şehri iyi bilen insanlar vardı



Bu büyük katedral kelimenin tam manasıyla görkemi yansıtıyor fakat işin en enteresan tarafı içeriye biletle girilmesi ve kapıda dakikalar boyu beklenmesi, ayrıca bu sadece bu Domla(katedral) sınırlı da değil , Almanyada gezeceğiniz hemen tüm kiliseler için para vermek zorunda kalacaksınız


Berlinin tam ortasında bulunan Kaiser Wîlhelm kilisesinin çatısı yanılmıyorsam 2 dünya savaşı sırasında uçmuş ve hala o günlerin anısına tamir edilmeden korunuyor
Almanyada görülmeye değer yerler arasında tabi ki eski saraylar önemli bir yer tutuyor, içlerinde her ne kadar eşya kalmamış olsa da Berlinde en azından Charlottenburg ve Sanssoucci saraylarını görmenizi öneririm


1745-1747 yıllarına tarihlenen Sanssouci sarayı Bu arada saraylara mutlaka rehber eşliğinde girildiğini ve içeride fotoğraf çekmenin yasak olduğunu da belirtelim


Sanssouci sarayı muhteşem bir araziye ve bahçe düzenlemesine sahip, ama ne yazık ki çektiğim siyah-beyaz resimler bu ihtişamın dörtte birini bile yansıtmadığı için siteye eklemek istemedim Bu arada Sanssouci sarayının Charlottenbug kadar merkezi olmadığını da ekleyelim
Ve Sanssouciye çok yakın olan tarihi değirmen, ayrıca içine girip hediyelik eşyalar almanızda mümkün




Mısır denince aklıma Berlinde kuzenim Ergülle gece 12 sularında yaşadığım bir olay geldi Çevirdiğimiz takside kıvrak bir Arap şarkısı çalıyordu bunun üzerine şoföre daha bir dikkatle bakınca kare biçimli toplu ve esmer yüzünden karşımda bir Mısırlı olduğunu anladım O sırada Mısır seyahatimizin üzerinden sadece 1 yıl geçmiş olduğu için henüz Mısırlılara duyduğum öc alma duygusu geçmemişti Bende başladım Arapça olarak konuşmaya Mısırlı mısınız? Adam şaşkınlıkla Evet dedi ve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle tıpkı Mısırda ki Mısırlıların yaptığı gibi fix cümlelerini ardı ardına sıralamaya başladı Nerelisin? Adın ne? Çok güzel gözlerin var vs


Heh he! Artık elime düşmüştü bir kez geçen yılın intikamını almadan bırakmayacaktım ) Adama aynen şunları söyledim ;


Ben geçen yıl Mısıra gittim ve oradaki tüm Mısırlılar aynı senin gibi her gördükleri yabancı kıza adını sorup gözlerinin çok güzel olduğunu söylüyordu Neden hepiniz aynı şeyi yapıyorsunuz? bence hepiniz yalancısınız!!!


Adam bunları duyunca kendini savunmaya çalıştıysa da kulaklarına varan sırıtmasından eser kalmadı ve kapıya varana dek tek kelime etmeden somurttu ) İNTİKAAAAM!!!!


Evet sarayların, müzelerin yanı sıra sanırım Berlindeki tüm alışveriş merkezlerini de gezdiğimi itiraf etmeliyim sanırım Fakat ailemden bağımsız olarak gittiğim ve muhtemelen hayatım boyunca unutamayacağım en önemli yer İ-Max sinemaları oldu, ama sinema deyip geçmeyin, perde yuvarlak ve tüm salonu tavanlar da dahil olmak üzere kaplıyor ve izlediğiniz film sizi tamamen kuşatıyor, kesinlikle ne dediğimi anlayabilmeniz için bir kez burayı ziyaret etmeniz gerekiyor, yalnız önemli bir not, bu sinemada sadece bu perde için özel olarak üretilmiş, görkemli doğa manzaralarına sahip belgeseller gösteriliyor


Berlinden sonraki durağımız Hamburg oldu Aslında nedendir bilmem, Berlinde daha pek çok yeri gezmeme rağmen ne yazık ki önceden de belirttiğim gibi olayları düzene sokmakta zorlanıyorum, evet en iyisi Hamburga atlamak sanırım


Bu şehre bizim kuzenler sayesinde özel arabayla geldik ve her zaman yaptığımız gibi kendimizi yürüyüşe verdik, şehir dokusu Berlinden o kadar farklı ki, bana buranın başka bir ülkeye ait olduğunu söyleseler şaşırmayacaktım sanırım Her şeyden önce şehir o kadar sessiz ve evler o kadar hani resimlerde görünen eski Alman evleri tarzında ki neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz Ama işin açıkçası ben bu sessiz ve sokaklarında insan bulunmayan şehirden hoşlanmadım, Berlinin o renkliliği, kozmopolitliği, hareketi burada yok


İlk hedefimiz yine içeri biletle girilen St Michaelis kilisesi oldu, bu uzun ince kilisenin en iyi tarafı üst katındaki büyük dürbünlerle şehre tepeden bakabilmeniz