İçimdeki Sen Kırıntıları - Özgür Gümüşsoy |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İçimdeki Sen Kırıntıları - Özgür GümüşsoyÖzgür Gümüşsoy İçimdeki Sen Kırıntıları kitap tanıtımı - kitap özeti Kitabın künyesi Üretici: Bence Kitap Türü: Şiir Basım Yeri: İstanbul Basım Tarihi: 2010-4 Basım: 1 Sayfa Sayısı: 144 Dili: Türkçe Kapak: Karton Kapak Ebat: 110 x 210 Barkod: 9786055858032 Kitap hakkında Özgür Gümüşsoy’un şiirleri açıkçası beni çok şaşırttı Hınzır, delişmen ve asi bir tarzı var Gümüşsoy’un Nasıl ki geçmişte Orhan Veli o zamanlarda egemen olan şiir anlayışının kalıbını değişmiş ve enine boyuna sorgulamışsa bugün de Gümüşsoy; sözüm ona entelektüel ama kasıntı ve yüksek gönüllülük tuzağına düşen günümüz egemen şiirini derinden sarsıyor Bunu yaparken de şiir yazıcısının gururunu ve egosunu ayaklar altına alıyor Günümüz şiirinde kendinden menkul bir saflık anlayışı sürüp giderken, onun şiirlerinde adeta arî bir şiir ırkı yaratılıyor İşte bu noktada Özgür gibi genç şairlerin çıkışını çok önemsiyorum Çünkü hergelelik ve delişmenlik tam da burada başlıyor Şair; giderek bir retorik halini alan duygu ifadelerini eğip büküyor, buruşturuyor ve bir serseri mayın haline dönüştürüyor Kendinden hayli memnun olan okurları, anında en kuytularına dek parçalayabilecek bir serseri mayın… ·Öte yandan Özgür Gümüşsoy, sunduğu sözcük zenginliği ile de göz kamaştırıyor -- CEZMİ ERSÖZ ·İnsan kendisi dışındaki nesnel gerçekliği duyum organları ile algılar Algı dünyasında nesnel gerçekliği başka bilgi ve gerçekliklerle ilişkilendirir Ardından algıladığı gerçekliği yeniden yapılandırır ve sonra da bu gerçekliği ifade eder Edebiyatçı ise gerçekliği diğer insanlardan farklı olarak yaratmış olduğu bir tasarımla yazılı bir şekilde sunar Bu tasarım içerisinde dili kullanım yetisi ve üslubu belirgin olarak kendini hissettirir Tasarım estetik kaygıları ifade ettiği kadar ifade ettiği gerçekliğin iç dinamiklerini göstermesi bakımından ayrıca bir önem arz eder ·Özgür Gümüşsoy’un yazdığı şiirler işte bu bakımdan, bir şairin hem “algılama dünyasının” genişliğine, hem görünür gerçekliğin ardındaki iç dinamiklerini hissetmesine, hem kullandığı dilin özgünlüğüne, hem gerçekliğin yerel boyutuna, hem bu gerçekliği evrensel gerçeklilerle ilişkilendirmesine, hem de bunu özgün bir üslup ve bir ritimle “arabeskleşmeden” yapabilmesine güzel bir örnektir - METE KAYNAROĞLU ·"İmgeleri" jilet gibi, acısını sonradan hissetmeye başlıyorsunuz "Şiiri" ise ışıktaki gizli karanlık gibi Bulmak için önce yanmanız gerekiyor! - MURAT ÇELİK (DÜŞ SOKAĞI SAKİNİ) Kitap kapağı |
|