![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıDİL NEDİR ? Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır ![]() ![]() İnsan anlatım ve bildirişim için ya hareket eder (jest), ya da ses çıkarır (konuşma) ya da belirli işaretler çizer (yazı) ![]() ![]() LEHÇE NEDİR ? Lehçe ya da Diyalekt, bir dilin belli bir coğrafî bölgedeki insanlar tarafından konuşulan çeşididir ![]() Bir dilin tarihi, bölgesel, siyasi sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, diyalekt ![]() ![]() Lehçe kendi kelime dağarcığı ve grameri olan sözel (sözlü veya işaretli olan ama mutlaka yazılı olmayabilen) bir iletişim sistemidir; ağız da denmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ŞİVE NEDİR ? Şive: Konuşma tarzı ![]() ![]() ![]() Bir dil veya lehçenin daha az konuşma farkları gösteren ve bölgeden bölgeye veya şehirden şehire değişebilen küçük kollarına denir ![]() Şivenin sebepleri fonetik ve morfolojik, folklorik farklılıklardır ![]() ![]() ![]() Gitmek örneğinde: -Karadeniz: cideyrum ![]() -Ege: gidiyom ![]() -Trakya: gitcem, örneklerindeki gibi ![]() Lehçe ile şive karıştırılmamalıdır ![]() Lehçe, bir anadilin koludur ![]() ![]() Şivelerde dilbilgisi kuralları yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() TÜRK DİLİ'NİN GEÇMİŞİ ve ADIM ADIM MODERN TÜRKÇE Türk dili, Ural-Altay dil grubuna dahil olup, Moğol, Tunguz, Kore ve Japon dillerinin de yer aldığı Altay dilleri ailesi veya Altay dilleri topluluğuna mensuptur ![]() Yapı bakımından Altay dilleri ailesine giren bütün dillerde olduğu gibi, Türkçe de eklemeli (mülâsık = yapışkan) dillerdendir ![]() İlk devreleri karanlık olmakla birlikte elde bulunan vesikalar ve Çin kaynaklarının verdiği bilgiler, Türk dilinin geçmişinin, tarih öncesine gittiğini göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Geçmişiyle birlikte Türkçe; - Altay - En Eski Türkçe - İlk Türkçe - Eski Türkçe - Orta Türkçe - Yeni Türkçe ve - Modern Türkçe devri olmak üzere yedi ana devrede ele alınmaktadır ![]() Altay devri; Türk-Moğol dil birliğini meydana getirmekte olup, Türkçe'nin Moğolca ile ayrılmaya başladığı veya bir olduğu devirdir ![]() ![]() Proto-Türkçe de denilen En Eski Türkçe devriyle İlk Türkçe devirleri hakkındaysa kesin bilgi bulunmamakta ve Türk dilinin bu devreleri karanlık kalmaktadır ![]() ![]() ![]() Eski Türkçe devri; Göktürkler'in tarih sahnesine çıkmasıyla başlamıştır (536) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendilerine has bir alfabeyle yazılan Orhun metinleri, taşlar üzerine kazılmıştır ![]() ![]() ![]() Eski Türkçe devrinin belgeleri yalnız Göktürklerden kalan tarihî miras değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Türkçe'yi gerek Göktürk, gerekse Uygur Türklerinin bıraktığı eserlerden takip etmekteyiz ![]() Orta Türkçe devrinde Türklük dünyası, yeni bir medeniyete açılmış ve Türkçe, İslâm dünyası içinde yer almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bakımdan, Orta Türkçe devresine giren eserler, pek azı müstesna, ana kaynak olarak verilen Türk âdet ve örfleri yanında İslâmîdirler ![]() ![]() ![]() ![]() Orta Türkçe devrinin içinde yine 13 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() On beşinci yüzyıldan sonra, Orta Türkçe, yerini Yeni Türkçe devresine bırakmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk yazı dili: Türkçe, yazılı edebiyata geçerken Arap, Fars, Çin, Yunan vs ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkçe'nin devrelerinden bahsederken, Türk dilinin ilk yazılı vesikalarının Eski Türkçe devrinde olduğu zikredilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Türkçe'den sonra Türk yazı dili, Batı ve Kuzey-Doğu Türkçesi olmak üzere iki ana kola ayrılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Batı Türkçesi'nin doğu kolu olan Âzerî Türkçesi ise, önceleri Tebriz ağzına dayanmakla birlikte sonraları Bakü ve Karabağ ağızlarının yayılmasıyla üçlü bir kültür merkezine sahip olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Türkçe'nin Ana Türkçe'ye bağlı olan iki lehçesi daha vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk dili, bütün bu târihî devreler ve yazı dilinin gelişmesi içinde çeşitli kültürlerin ve dillerin tesirinde kalmıştır ![]() ![]() ![]() Türk Dili, tarihî devirler içinde, yalnız Göktürk Türkçesi'nde açıklık göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() İslâmî devre içinde de aynı durum görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaşgarlı Mahmud ile başlayan dil şuuru, Türkçecilik cereyanının çeşitli şîvelerde nüvesini teşkil etmiş ve müelliflerle şairler, Türkçecilik cereyanını başlatmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arapça ve Farsça'dan ayrılmanın imkânsız olduğunun, mensubu bulunduğumuz İslâm inancı ile bilinmesini isteyen bazı müellif ve şairler de, Türkçe'yi bu dillerden alınacak kelimelerle işleyip, çeşni ve halâvetine kavuşturmak istemişlerdir ![]() ![]() Anadolu sahasında ilk Türkçecilik cereyanını başlatanlar, 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğu Türkçesi'ndeyse bu cereyan, Timur Han'da nüvesini bulmakla birlikte, asıl, Türkçe âşığı bir hükümdar olan Hüseyin Baykara ve mektep arkadaşı Ali Şîr Nevâî�de şahsiyetini bulmuştur ![]() ![]() ![]() On yedinci yüzyılın ikinci yarısında bu fikre sahip çıkan, Nâbî'dir ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra, artık, dilde iki düşünce vardır: Bunlardan birisi; ilmî ölçüler içinde Türkçe'ye sahip çıkmak; diğeriyse tasfiyecilik denilen dili fakirleştirme cereyanıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Cumhuriyet devrinde, bir ara denenen, Türkçe olmayan bütün kelimeleri dilden atmak şeklinde özetlenen ve Tasfiyecilik olarak isimlendirilen hareket, ortaya çıkan vahim neticeleri sebebiyle terk edilmiş ve 1936 yılından sonra tasfiyecilik hareketlerine, kesinlikle iltifat edilmemiştir ![]() ![]() ![]() Atatürk'ün ölümünden sonra ise, tasfiyecilik, yalnız dildeki kelimeleri atmakla kalmamış, ilim tanımaz bir yola da sapmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konuşulduğu saha 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türklüğün bu dağınıklığı, eski çağlardan beri böyle olup, geniş vatanda yerleşmeleri ve pekçok kültür merkezleri meydana getirmeleri, Türkçe'nin pek fazla kardeşlenmesine sebep olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıSES, HARF VE ALFABE AkciÄŸerlerden gelen havanın ses yolunda meydana getirdiÄŸi titreÅŸime ses denir ![]() ![]() ![]() Bir dildeki harflerin belirli bir sıraya dizilmiÅŸ bütününe alfabe denir ![]() Türk alfabesi, Latin harfleri esas alınarak 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Türk alfabesindeki harflerin sıra sayıları, adları, kitap ve el yazısı biçimleri ile kodları **aÅŸağıda belirtilmiÅŸtir: * Kanun’da önce “i” sonra “ı” belirtilmiÅŸse de yaygın ve yerleÅŸmiÅŸ olan sıraya göre önce “ı” sonra “i” gelmektedir ![]() ** Türk Kodlama Sistemi, ilgili kurum ve kuruluÅŸların görüşleri alınarak TDK Ä°mla Kılavuzu Çalışma Grubu tarafından 8 Ocak 2004 günü belirlenmiÅŸ ve TSE tarafından Nisan 2005/TS 13148 numaralı belge ile ölçünlü (standart) hâle getirilmiÅŸtir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıTÃœRKÇENÄ°N SES ÖZELLÄ°KLERÄ° Türk alfabesindeki harfler,gösterdikleri seslerin ağızdan çıkışına göre "ünlü" (sesli) ,"ünsüz" (sessiz) diye ikiye ayrılır ![]() ÃœNLÃœ HARFLER 1 ![]() Bunlar ağızdan çıkış drumlarına göre, a) Kalın-ince ünlü: Ãœnlü,dil ağızda geriye doÄŸru çekilerek çıkmışsa kalın ünlü adını alır ![]() ![]() Ãœnlü,dil ağızda öne doÄŸru bir durum alarak çıkmışsa ince ünlü adını alır ![]() ![]() b) Düz-yuvarlak ünlü: Ãœnlü,ağızdan çıkarken dudaklar düz durumdaysa düz ünlü adını alır ![]() ![]() Ãœnlü, ağızdan çıkarken yuvarlak bir durum alıyorsa yuvarlak ünlü adını alır ![]() ![]() c) GeniÅŸ-dar ünlü: Ãœnlü,ağızdan çıkarken çene açıksa ünlüler geniÅŸ ünlü adını alır ![]() ![]() Ãœnlü ağızdan çıkarken çene daha az açılıyorsa ünlüler dar ünlü diye adlandırılır ![]() ![]() Türkçeyi diÄŸer dillerden ayıran özelliklerin başında ses uyumları gelir ![]() 1- BÃœYÃœK ÃœNLÃœ UYUMU (Kalınlık-incelik, artlık-önlük uyumu) Sözcükteki tüm ünlülerin kalınlık ve incelik bakımından gösterdiÄŸi uyumdur ![]() * Bir sözcüğün ülk ünlüsü kalınsa öteki ünlüleri kalın, ilk ünlüsü ince ise sonrakiler de ince olur ![]() anlayışınızdan, soyunuz; sevgisiyle, güzelliÄŸinizden ![]() * Büyük ünlü uyumu yalnızca Türkçe sözcükler için geçerlidir ![]() ![]() anne (ana) , kardeÅŸ (karındaÅŸ), elma (alma), helva (halva) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() * Tek heceli sözcüklerde bu uyum aranmaz ![]() ![]() ![]() ![]() * Yabancı sözcükler bu uyuma uymaz ![]() çiroz,telefon,edebiyat,sosyoloji,televizyon,aferi n ,meydan,kıyafet ![]() ![]() ![]() *BileÅŸik sözcüklerde çoÄŸunlukla bu uyum aranmaz ![]() yapıvermek,gecekondu,ilkokul,açıkgöz,külbastÄ ± ![]() ![]() ![]() Eklerde Büyük Ãœnlü Uyumu Ekler eklendikleri sözcüklerin ünlülerine göre uyum saÄŸlar ![]() Eklerin inceliÄŸi ve kalınlığı köke göre deÄŸiÅŸir,incelir,kalınlaşır ![]() Örn: defter-ler, kapı-lar, sıra-lar NOT: * Türkçe olmayan sözcüklere gelen ekler, son ünlüye göre uyum gösterirler ![]() Örn: Kalem-ler, cüzdan-lar,kitap-lık,kalem-lik ![]() ![]() ![]() * Kimi ekler,büyük ünlü uyumuna uymaz ![]() -yor : isti-yor (iste-yor deÄŸil) Ulama eki alır ![]() oturu-yor, arı-yor ![]() ![]() ![]() -leyin: sabah-leyin (sabah-layın deÄŸil) -ki: akÅŸam-ki (akÅŸam-kı deÄŸil) bazı sözcüklerde yuvarlaklaşır dünkü,öbürkü -gil: Hasangil (Hasan-gıl deÄŸil) -ken: uyurken (uyur-kan deÄŸil) -ımtrak: yeÅŸilimtrak yeÅŸil-ımtrak deÄŸil) Bu ekin yalnız i ünlüleri deÄŸiÅŸir ![]() -deÅŸ: kardeÅŸ (kar-daÅŸ deÄŸil) 2- KÜÇÜK ÃœNLÃœ UYUMU (Düzlük-yuvarlaklık uyumu) Ãœnsüzlerin düzlük-yuvarlaklık,darlık-geniÅŸlik bakımından uyumudur ![]() * Düz ünlülerden sonra düz ünlüler gelir ![]() kapıcı,pencere,sıralamak * Yuvarlak ünsüzlerden sonra düz-geniÅŸ,dar-yuvarlak gelir ![]() övünç,borazan,çopur * Türkçede o,ö sesleri sadece ilk hecelerde bulunur ![]() * -yor eki,uyumu bozar,-yor' dan sonra gelen ekler bu eke uyar ![]() duru-yor-du ,ötü-yor-du, geli-yor-du 3- ÃœNSÃœZ UYUMU Türkçe kelimelerde tonlu (sedalı) ünsüzler (b, c, d, g, ÄŸ, j, l, m, n, r, v, y, z) tonlu ünsüzlerle; tonsuz (sedasız) ünsüzler (ç, f, h, k, p, s, ÅŸ, t) tonsuz ünsüzlerle yan yana gelebilir ![]() ![]() ![]() 4- ÃœNLÃœ - ÃœNSÃœZ UYUMU 1- Türkçe kelimelerde kalın ünsüzlerinin kalın ünlülerle (a, ı, o, u); ince ünsüzlerinin ince ünlülerle (e, i, ö, ü) aynı hecede bulunmasından ortaya çıkan bir uyumdur ![]() ![]() ![]() 2- Türkçede o, ö ünlüleri (-yor eki dışında) sadece ilk hecede bulunur ![]() ![]() 3- Türkçede uzun ünlü yoktur ![]() ![]() Bazı ses olaylarıyla ortaya çıkan â < aÄŸa, âbi < aÄŸabey, pekî < pek iyi, ile vârolmak, yârın kelimeleri istisnadır ![]() 4- Ä°nce a ve ince l sesleri yoktur: harften, hakikate, saati, sıhhatli, ÅŸefkâtini; alkollü, hâlâ, hayâl, normalde, plân ![]() ![]() 5- Arapçadaki ayın ve hemze sesleri, Türkçede olmadığı için bunlar söylenmez, düşürülür ![]() ![]() ![]() ![]() 6- Dilimizde iki ünlü yan yana gelmediÄŸi için ünlüyle biten kelimeler, ünlüyle baÅŸlayan ekler aldığı zaman araya y koruyucu ünsüzü girer: iki - y - e, soru - y - u, bekle - y - en, söyle - y –ecek ![]() Yan yana iki ünlünün bulunduÄŸu kelimeler alınmadır: aile, ait, fail, fiil, muamele, ÅŸair, ÅŸiir, reis vb ![]() ![]() 7- Türkçe bir hecede ancak bir ünlü bulunur ![]() ![]() 8- Kelime kökünde ikiz ünsüz (ÅŸedde) yan yana bulunmaz: dikkat, himmet, ÅŸedde, bakkal, dükkan, millet, teÅŸekkür ![]() Anne (<ana), belli, bellemek, elli (<elig) kelimeleri istisnadır ![]() 9- Kelime kökünde ikiden fazla ünsüz yan yana gelmez: Elektrik, kontrol, quartz, sfenks, strateji, thyssen ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 10- Türkçe heceler ve kelimeler iki ünsüzle baÅŸlamaz: blok, bravo, grup, klâsik, kral, kontrat, spor, stop, stres, plâj, program, tren, ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 11- Türkçede kelime başında c, ÄŸ, l, m, n, ñ, r, z sesleri bulunmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alınma kelimelere örnekler: cam, can, cehennem, lâf, limonata, lira, makine, marul, metal, naylon, nohut, numara, reçel, romantik, rol, vakum, vaziyet, vazo, zaman, zarar, zor, zeytin ![]() 12- Türkçe kelimelerin sonunda b, c, d, g ünsüzleri bulunmaz ![]() ![]() Kelimenin ünlüyle baÅŸlayan bir ek alması hâlinde sert ünsüzler yumuÅŸayarak eski ÅŸekline döner: ihtiyâc > ihtiyaç > ihtiyacı; mektûb > mektup > mektuba, reng > renk > rengi gibi ![]() Ad, sac, od, öd gibi kelimeler istisnadır ![]() 13- Türkçede f, h, j, v sesleri bulunmaz: Fal, film, filiz, fizik; hakikat, hamur, havlu, jeton, jüri, pijama, plâj; vicdan, vida gibi kelimeler alınmadır ![]() ![]() ![]() 14- Hece ve kelime sonunda, aÅŸağıdaki ünsüz çiftleri dışında ünsüz grupları bulunmaz: -lç, -lk, -lp, -lt: ölç; ilk, kalk; alp, kulp; alt, bunalt, salt ![]() -nç, -nk, -nt: dinç, genç, gülünç, sevinç; denk; ant, kunt ![]() -rç, -rk, -rp, -rs, -rt: sürç, burç; bark, görk, Türk; sarp, serp; sars, pars, ters;art, kart, kurt, ört, yırt, yurt,yoÄŸurt ![]() -st: ast, üst ![]() AÅŸk, arÅŸ, çift, disk, felç, film, fötr, harf, lüks, misk, modernizm, popülizm, risk, ÅŸevk, tolerans gibi kelimeler, Türkçenin bu ses özelliÄŸine uymayan alınma kelimelerdir ![]() Arapçadan ve batı dillerinden alınan kelimelerden bu ses özelliÄŸine uymayanlar, araya bir ünlü getirilmek suretiyle Türkçeye uydurulmuÅŸtur ![]() ![]() 15- I ünlüsü Türkçeye özgüdür ![]() ![]() 16- Tabiat taklidi kelimeler için ses özellikleri açısından herhangi bir sınırlama yoktur ![]() ![]() 17- Çocuk dili kelimelerinde de ses özellikleri aranmaz: baba, bibi, cici, dede, lala, kaka, nene, mama, meme, ![]() ![]() ![]() Türkçeye, diÄŸer dillerden giren kelimelerin pek çoÄŸu bu ses özelliklerinden birine veya birkaçına uymaz ![]() ![]() Vilâyet : 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() Monitör : 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() Heyecân: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() Mürâcaat : 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() TeÅŸekkür : 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıTÃœRKÄ°YE TÃœRKÇESÄ°NDEKÄ° SES OLAYLARI Kelimelerde zamana ve sahaya baÄŸlı olarak sürekli deÄŸiÅŸmelerin, geliÅŸmelerin olması dilin canlılığının bir göstergesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ses olaylarının sebepleri a) Dilin ses özellikleri: Türkçede kelime sonunda b, c, d, g sesleri olmadığı için Arapça kitâb kelimesi Türkçeye kitap ÅŸeklinde geçmiÅŸtir ![]() ![]() b) BaÅŸka seslerin etkisi: Bazı sesler, yanlarındaki diÄŸer seslere etki ede*rek onları kendilerine benzetirler, deÄŸiÅŸtirirler ![]() ![]() ![]() Yaşıl kelimesinin yeÅŸil’e dönüşmesinin sebebi, y ve ÅŸ seslerinin inceltici etkisidir ![]() c) Vurgu: Türkçede orta hece vurgusu genellikle zayıf olduÄŸu için bu hecedeki ünlüler bazen daralır bazen de düşerler: Tasarıla> tasarla, besileme> besleme, yalınız > yalnız vb ![]() ![]() ç) Zayıf sesler:ÄŸ, h, ı, l, n, r, y, z sesleri zayıf sesler olduÄŸu için bazı ses olaylarına sebep olurlar: aÄŸabey > âbi, hastahane > hastane, pek iyi > peki, bir daha> bi daha, soÄŸan> soan, uÄŸur> uur, ınanmak > inanmak ![]() d) SöyleyiÅŸ güçlüğü ve kakofoni: Bazı seslerin yan yana gelmesi söyleyiÅŸ güçlüğüne veya kakofoniye sebep olur ![]() ![]() Ses olaylarının sebebini, dildeki en az emek yasasına baÄŸlamak mümkündür ![]() SES OLAYLARI 1 ![]() Ãœnlü türemesi ve ünsüz türemesi ÅŸeklinde görülür: a) Ãœnlü türemesi Genellikle, alınma kelimelerde görülen bu ses olayına Türkçe kelimelerde de rastlamak mümkündür ![]() ![]() b) Ãœnsüz türemesi Ä°ki ÅŸekilde görülür ![]() ![]() Ä°kincisi, -daha çok ağızlarda- ünlüyle baÅŸlayan kelimelerin başında y, h ünsüzlerinin türemesi ÅŸeklinde görülür: avlu>havlu, ayva>hayva, elbet>helbet, ücra>hücra, örümcek>hörümcek; ıldız>yıldız, ırak>yırak, inmek>yinmek ![]() 2 ![]() Kelime içinde bir ünsüzün iki defa söylenerek ikizleÅŸmesi olayıdır ![]() ![]() Ãœnsüz ikizleÅŸmesi, ünsüz türemesinin özel bir türü olarak da deÄŸerlendirilebilir ![]() 3 ![]() Kelimedeki bir veya birkaç sesin, dilin ses özelliklerinden kaynaklanan sebeplerle düşmesi olayıdır ![]() a) Ön Ses Düşmesi ısı+cak > sıcak ![]() b) Orta hece ünlüsünün düşmesi Orta hecenin vurgusuz olması sebebiyle, özellikle ÄŸ, r, y, z zayıf ünsüzlerinin yanındaki ünlünün düşmesi olayıdır: ağızı > aÄŸzı, boyunum> boynum, buradan > burdan, buyuruk > buyruk, dirilik > dirlik, gazete > gazte, kıvırım > kıvrım, oÄŸulu > oÄŸlu, satılık > satlık, yalınız > yalnız, yanılış > yanlış ![]() c) Ãœnsüz düşmesi Seslerin birleÅŸmesi sırasında söyleyiÅŸ güçlüğü veya zayıf sesler (g, h, n, l, r, y, z) sebebiyle bir ünsüzün düşmesi olayıdır: küçük+çük > küçücük, ufak+rak > ufarak; kaÄŸan > kaan, soÄŸan > soan, soÄŸuk > souk, uÄŸur > uur; yapurgak > yaprak; çift > çif, bir daha> bi daha, geliyor > geliyo ![]() ç) Hece düşmesi PeÅŸ peÅŸe gelen ve sesleri birbirine benzeyen hecelerden birinin düşmesidir: alıyor (<ala yorır), baÅŸlayım (<baÅŸlayayım), budur (<bu durur), pazartesi (<pazar ertesi), söyleyim (<söyleyeyim) ![]() d) TekleÅŸme Genellikle alınma kelimelerdeki aynı cinsten ve yan yana bulunan iki ünsüzden birinin dilin ses özelliÄŸine uyarak düşmesidir:Edebiyyat > edebiyat, hammâl > hamal, kemmiyyet > kemiyet, medeniyyet >medeniyet ![]() e) Ãœnlü birleÅŸmesi Ä°lki ünlüyle biten, ikincisi ünlüyle baÅŸlayan ve her zaman birlikte kullanılan birleÅŸik kelimelerde, peÅŸ peÅŸe gelen ünlülerin kaynaÅŸarak bir ünlü hâline gelmesiyle ortaya çıkan ses olayıdır: bulamaç (<bulama+aÅŸ), cumartesi (<cuma+ertesi), Delorman (<Deli orman), kahvaltı (<kahve+altı), nasıl (<ne+asıl) niçin (<ne+için) ![]() f) Hece kaynaÅŸması ÄŸ, h, y zayıf ünsüzleri bazen iki ünlü arasında eriyerek kaybolur, kalan iki ünlü kaynaÅŸarak tek ünlü olur ![]() ![]() 4 ![]() Kelimedeki iki ünsüzün yer deÄŸiÅŸtirmesi ÅŸeklinde ortaya çıkan ve ağızlarda çok görülen bir ses olayıdır: gibi-bigi, cereyan-ceyran, çömlek-çölmek, ekÅŸi-eÅŸki, gömlek-gölmek, ileri-ireli, kibrit-kirbit, kirpi-kipri, kirpik-kiprik, köprü-körpü, lânet-nalet, memleket-melmeket, Meryem-Meyrem, ödünç-öndüç, öğrenmek-örÄŸenmek, sarımsak-samırsak, toprak-torpak, yalvarmak-yavralmak, yüksek-yüsgek ![]() ![]() 5 ![]() Kelime içinde bir araya gelen seslerden birinin diÄŸer sesi kendisine benzetmesi demek olan benzeÅŸme, Türkçede çok görülen ses olaylarından biridir ![]() ![]() Türkçenin ses kurallarının çoÄŸu, benzeÅŸmeyle yakından ilgilidir ![]() ![]() ![]() BenzeÅŸme, çeÅŸitli ÅŸekillerde görülür: a) Ä°lerleyici benzeÅŸme Önceki ünsüzün, sonraki ünsüzü kendine benzettiÄŸi benzeÅŸmedir: anlamak > annamak, bunlar> bunnar, karanlık > karannık, niÅŸanlı > niÅŸannı, samanlık > samannık, yazsınlar > yazsınnar ![]() b) Gerileyici benzeÅŸme Sonraki ünsüzün, önceki ünsüzü kendine benzetmesi olayıdır:birlikte > billikte, gözsüz > gössüz, kalmazsa > kalmassa, tarla > talla, terli > telli, türlü> tüllü ![]() c) OluÅŸum noktası benzeÅŸmesi Kelime içinde yan yana bulunan ünsüzlerden birinin diÄŸerini kendi oluÅŸum noktasına çekmesi olayıdır: Anbar, onbaşı, çarÅŸanba, penbe, perÅŸenbe kelimelerindeki b dudak ünsüzü yanındaki n’yi kendi oluÅŸum noktasındaki bir diÄŸer dudak ünsüzü olan m’ye çevirerek kelimelerin ambar, ombaşı, çarÅŸamba, pembe, perÅŸembe ÅŸekline dönüşmesine sebep olmuÅŸtur ![]() 6 ![]() Bir sesin baÅŸka bir sese dönmesiyle ilgili ses olayları aÅŸağıda sıralanmıştır: a) Orta hece ünlüsünün deÄŸiÅŸmesi Orta hecenin vurgusuzluÄŸu ve y sesinin zayıflığı sebebiyle orta hecedeki geniÅŸ ünlünün daralması olayıdır: baÅŸlıyor (<baÅŸla-yor), diyor(<de-yor), gülmüyor (<gülme-yor), yiyor(<ye-yor) ![]() b) SedalılaÅŸma (yumuÅŸama) Kelime sonunda iki ünlü arasında kalan p, ç, t, k sedasız seslerinin sedalılaÅŸarak b, c, d ve g’ye dönmesidir: çorap+ı > çorabı, genç+i > genci, kanat+ı > kanadı, konak+a > konaÄŸa ![]() Tek heceli kelimelerin çoÄŸunda ve sedalılaÅŸma olduÄŸunda anlamı deÄŸiÅŸecek kelimelerde yumuÅŸama olmaz: atı, haçı, saça, suçu, otu ![]() c) AykırılaÅŸma Birbirine benzeyen veya aynı olan iki ünsüzden birinin baÅŸkalaÅŸmasıdır: ahçı (<aşçı)*; aktar (<attâr), muÅŸamba (<muÅŸamma) ![]() ![]() Bunların dışında da ses deÄŸiÅŸiklikleri vardır: inmek - enmek, demek –dimek, yemek - yimek (e - i); börek - bürek, büyük – böyük, güzel - gözel (ö - ü); kuÅŸ - guÅŸ, koyun - goyun (k - g) parmak - barmak, pastırma - basdırma (p - b); ben - men, binmek - minmek, boncuk - muncuk (b - m); ögmek - öğmek - övmek, dögmek - döğmek - dövmek, (g-v); kogmak-koÄŸmak-kovmak (ÄŸ-v); tag>daÄŸ ![]() Yukarıda sıralanan ses olaylarından bazıları ağız özelliklerinden kaynaklanır ve sadece söyleyiÅŸle ilgilidir ![]() ![]() ![]() Türkçenin ses özellikleri iyi bilinmekle herhangi bir kelimenin Türkçe olup olmadığı kolaylıkla ayırt edilebilir ![]() ![]() ![]() Uyarılar: 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıTÃœRKÇENÄ°N HECE YAPISI VE HECE ÇEŞİTLERÄ° Hece, ses organlarının aynı doÄŸrultudaki hareketiyle ve bir çırpıda çıkarılan ses veya sesler topluluÄŸudur ![]() Türkçede hecenin temelini oluÅŸturan sesler ünlülerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ãœnsüzler, kendilerini takip eden ünlülerle birleÅŸerek hece oluÅŸtururlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kelime içinde iki ünsüzün yan yana gelmesi durumunda ünsüzlerden bi*rincisi önceki heceye, ikincisi sonraki heceye ait olacak ÅŸekilde heceleme yapılır: bil - gin, öğ - ret - men - lik ![]() Yazıda, kelimenin hecelerine doÄŸru yerden ayrılıp ayrılmadığı çok basit bir uygulamayla kontrol edilebilir: Kelime, hecelerine ayrıldığı ÅŸekliyle çok kolay ve akıcı bir ÅŸekilde söylenebiliyorsa heceleme doÄŸru yapılmıştır ![]() ![]() Satır sonuna sığmayan kelimeler, hecelerine ayrılırken satır sonunda veya satır başında tek hece olacak ÅŸekilde ayrılmaz ![]() ![]() ![]() Türkçede hece çeÅŸitleri Türkçe bir hecede en fazla dört ses bulunabilir ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() 4 ![]() 5 ![]() 6 ![]() ![]() Bunlardan ilk üçü kelimenin sadece ilk hecesi olabilir ![]() ![]() Yukarıda sıralanan hece çeÅŸitlerine uymayan kelimeler Türkçe deÄŸildir ![]() VURGU KonuÅŸma amacıyla çıkarılan ses dizisinde hecelerden birinin diÄŸerlerine göre daha baskılı, daha kuvvetli olarak söylenmesine vurgu denir ![]() ![]() Vurgu, dilin bünyesinden ve konuÅŸanın ruh hâlinden kaynaklanır ![]() 1 ![]() KonuÅŸanın isteÄŸine ve kullanışına göre deÄŸiÅŸen, dilin doÄŸal vurgusu dışında yapılan vurgudur ![]() ![]() a) PekiÅŸtirme vurgusu Duygu ve düşüncenin ÅŸiddetini, derecesini göstermeye yarayan vurgudur: Çok güzel! Enfes! Berbat! Çek git! Zevksiz adam! Kim alacaksa alsın! b) Ahenk vurgusu Genellikle bir dinleyici grubuna karşı yapılan konuÅŸmalarda ve ÅŸiir okumada sözün etkisini, ahengini artırmak, dinleyenler üzerinde olumlu bir etki uyandırmak amacıyla isteÄŸe baÄŸlı olarak yapılan vurgudur: Korkma, sönmez bu ÅŸafaklarda yüzen al sancak! Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak ![]() 2 ![]() Dilin yapısı ve kelimenin anlamıyla doÄŸrudan ilgili olan, konuÅŸana ve kullanışa göre deÄŸiÅŸmeyen, herkes tarafından uyulması gereken vurgudur ![]() ![]() ![]() Batı dillerinden bazılarındaki gibi, Arapçadaki gibi çok kuvvetli bir vurgu Türkçede yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dil birliklerine göre; kelime vurgusu, grup vurgusu ve cümle vurgusu olmak üzere üç çeÅŸit doÄŸal vurgu vardır: a) Kelime vurgusu Kelimedeki hangi hecenin diÄŸerlerinden daha ÅŸiddetli vurgu taşıdığını gösterir ![]() ![]() ![]() Türkçenin bu genel vurgu sistemine uymayan, vurgusu son hecede olmayan kelimeler de vardır ![]() ·Yer adlarında ve coÄŸrafî adlarda vurgu genellikle ilk hecede olur ![]() ![]() -istan ile biten adlarda (ve yer adlarında) vurgu sondadır: Gülistan; Türkistan, Hindistan, Yunanistan, Kazakistan ![]() ·Zarfların çoÄŸu: ahmakça, ansızın, artık, ayrıca, belki, demin, gayet, hâlâ, hatta, iyice, kurnazca, öğleyin, önce, sonra, ÅŸimdi, şöyle, yalnız, yarın, yine, zorla ![]() ·Ünlem ve ünlem olarak kullanılan adlarla hitaplarda vurgu ilk heceye geçer: acaba, aferin, arkadaÅŸ!, Aslan!, baba!, beyefendi!, elbette, evet, garson!, Güler!, haydi, hayır, iÅŸte, Mehmet!, peki, yahu ![]() ·Dil adları: Almanca, Arapça, Farsça, Rusça, Türkçe ![]() ·Küçültme eki almış bazı sıfatlar: alçacık, azıcık, daracık, incecik, kısacık, küçücük, ufacık, yumuÅŸacık ![]() ·(GeniÅŸ zaman çekimi dışında) -ma, -me olumsuzluk eki almış fiiller: aldatmadılar, gitmemek, istemeyecek, kalkmıyor, konuÅŸmamak, oturmayacaklar, uyumayın ![]() ·Yukarıdaki maddelere girmeyen bazı kelimeler: anne, banka, çekirge, görümce, karınca, masa, posta, radyo, teyze, yenge ![]() ·BirleÅŸik kelimelerden bazıları: bugün, biraz, birçok, onbaşı, başçavuÅŸ, cumartesi, ayakkabı, kahverengi ![]() Bu kelimelere vurgulu ek geldiÄŸi zaman da (vurgu, kelime tabanının son hecesinde olmadıkça) vurgunun yeri deÄŸiÅŸmez: annelik, Almancadan, Ankara’da, Bolu’dan, karıncaya, masayı, önceki, radyoda, Türkçenin, yarınki ![]() Çekim eki almış kelimelerde vurgu çoÄŸunlukla çekim eki üzerindedir ![]() ![]() ·-n vasıta hâli eki: baharın, güzün, kışın, yazın ![]() ·-la / -le eki: atla, babamla, bıçakla, çocukla, kalemle ![]() ·-ca / -ce ve bunun geniÅŸlemiÅŸ ÅŸekli –casına / -cesine eki: açıkça, bence, güzelce, onca, yüzlerce; alçakçasına, aptalcasına, delicesine ![]() ·Soru eki: bildi mi?, öğrenecekler mi? sevecek misiniz?; Ankara mı?, güzel mi?, kitap mı? ·-dir eki: akıllıdır, bilmiÅŸtir, gelecektir, geniÅŸtir, kısadır ![]() ·KiÅŸi ekleri (Birinci ve üçüncü kiÅŸi emir ekleri dışında): geleceÄŸim, görmeliyim, güzelsin, kalkın, kalmışsınız, oturunuz, yazarım, yazasın, yorgunum ![]() · -yor ÅŸimdiki zaman eki: alıyor, gülüyor, okuyor ![]() ·BirleÅŸik çekimlerde kullanılan hikâye (-di), rivayet (-miÅŸ) ve ÅŸart (-sa) ekleri: baÅŸlardı, çalışırsak, gidermiÅŸ, giderse okurdum ![]() -ken, -madan / -meden gibi bazı zarf-fiil ekleri de vurgusuzdur: almadan, baÅŸlarken, durmadan, giderken, uyumuÅŸken, yazacakken ![]() -ınca ve -dıkça zarf-fiil eklerinde vurgu son hecede deÄŸildir: gittikçe, görünce, satınca, okudukça ![]() Dilin yapısıyla doÄŸrudan doÄŸruya ilgili olan vurgu, yanlış hecede yapılırsa anlam karışıklığı ortaya çıkar ![]() ![]() bebek: küçük çocuk Bebek: Ä°stanbul'da bir semt kurtuluÅŸ: kurtulma, istiklâl KurtuluÅŸ: Ankara'da bir semt kartal: bir kuÅŸ Kartal: Ä°stanbul'da bir semt bayat: taze olmayan Bayat: OÄŸuzların bir boyu garson : isim Garson!: Hitap, ünlem yalnız: sıfat veya zarf yalnız: baÄŸlama edatı okuma: kıraat okuma: okumamaktan emir bıçakla: bıça klamaktan emir bıçakla: bıçak ile Türkçede asıl vurgu yanında ikinci derecede bir kelime vurgusu daha vardır: Kelimenin asıl vurgusu sonda ise, ikinci derecedeki vurgu ilk hecede; asıl vurgu ilk hecede ise, ikinci derecedeki vurgu son hecede bulunur: annemin, babamın, deminki, evdeki, KurtuluÅŸ ![]() Türkçede vurgu bakımından en zayıf hece, orta hecedir ![]() b) Grup vurgusu Kelime gruplarında hangi hecenin daha ÅŸiddetle vurgulanacağını gösterir ![]() ![]() ![]() Türkçede grup vurgusu, yardımcı unsur olan (grubun başında yer alan) kelimenin vurgusunun bulunduÄŸu hecededir: beyaz kitap, otuz kalem, evdeki hesap, evin kapısı, masa örtüsü, yuvarlak masa, dilim dilim, gitgide, koÅŸa koÅŸa, çarçabuk, su hava ateÅŸ ve toprak, Ali ile Veli, Kızılırmak, Çanakkale, zikretmek, alay etmek, yapıvermek, Osman Bey, Mustafa Kemal PaÅŸa, Fahriye abla, OÄŸuz KaÄŸan, ey oÄŸul, on iki, güneÅŸe karşı, bunun için, yazı yazmak, okula gitmek, iÅŸten dönüş, yuvaya koÅŸan, kitap okuyarak ![]() TONLAMA KonuÅŸma sırasında ses perdeleri arasında sürekli deÄŸiÅŸme olur ![]() ![]() ![]() ![]() KonuÅŸma sırasında duygularla ilgili olarak özel bir tonlama yapılmadığı zaman dilin doÄŸal tonlaması ortaya çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Åžu bayırlarda –ki vaktiyle baÄŸlardı- sesi dünyayı tutan bereket çaÄŸlardı ![]() Atlar ÅŸahlanmalıdır, yaslar saklanmalıdır ![]() Tonlamanın dile kazandırdığı anlam incelikleri sadece iÅŸitmeyle kavra*nabilir ![]() ![]() ![]() Topluluk karşısındaki konuÅŸmalarda ve ÅŸiir okumada tonlamanın ayrı bir yeri vardır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıKELÄ°ME (SÖZCÃœK) Cümlenin anlamlı en küçük birimlerine ya da tek başına anlamı olmadığı hâlde cümle içinde anlam kazanan anlatım birimlerine kelime denir ![]() ![]() ![]() KELÄ°MEDE ANLAM Kelimeler de dil gibi canlı varlıklardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anlam bakımından kelimeler ve kelimeler arasındaki anlam iliÅŸkileri ÅŸunlardır: A ![]() Kelimelerin taşıdıkları anlamları maddeler hâlinde sıralayalım ![]() 1 ![]() Kelimelerin taşıdıkları ilk ve genel anlama gerçek anlam denir ![]() ![]() ![]() ![]() Meselâ, “ağız” dendiÄŸinde akla ilk gelen, organ adıdır ![]() ![]() SoÄŸuktan su boruları patlamış ![]() Ayağında eski bir spor ayakkabı var ![]() Biraz sonra toprak bir yola girdik ![]() Kanadı kırık bir martı gördüm ![]() SoÄŸuk sudan boÄŸazı ÅŸiÅŸmiÅŸti ![]() Yataktan kalkarken başımı duvara çarptım ![]() 2 ![]() Temel anlamıyla baÄŸlantılı olarak zamanla ortaya çıkan deÄŸiÅŸik anlamlara yan anlam denir ![]() ![]() ![]() Meselâ “göz” dendiÄŸinde akla ilk gelen, kelimenin temel anlamı olan organ adıdır ![]() ![]() ![]() Meselâ, “düşmek” kelimesi “Meyveler tek tek yere düştü” cümlesinde temel anlamda; “ÇocuÄŸun pantolonu düşüyordu”, “Bu yılın ilk karı düştü” ve “Kavakların gölgesi yola düştü” cümlelerinde yan anlamdadır ![]() BeÅŸiktaÅŸ sırtlarına aÄŸaç dikiyorlar ![]() Gülün tomurcukları sabahleyin patlamış ![]() Uçağın kanadı havada parçalanmış ![]() Başı kırık bir çiviyi sökmeye uÄŸraşıyor ![]() Bu dalda baÅŸarılı olabileceÄŸimi sanıyorum ![]() Köprünün ayağına bomba koymuÅŸlar ![]() SomutlaÅŸma ve soyutlaÅŸma: Dilimizde kelimeler sadece bir anlamda kullanılamaz ![]() ![]() ![]() ![]() Yakıştırmaca: Kendi adı olmayan ya da adı olduÄŸu hâlde bilinmeyen varlıklar çeÅŸitli özellikleri nedeniyle uygun olan kelimelerle adlandırılır ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Bir sözcüğün gerçek anlamından bütünüyle uzaklaÅŸarak kazandığı yeni anlama mecaz anlam denir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuyu bir daha açmayacağım ![]() Derdim çoktur, hangisine yanayım ![]() Doktora boÅŸ gözlerle bakıyordu ![]() Bu ÅŸarkıya bayılıyorum ![]() Tatlı sözlerle babasının gönlünü aldı ![]() Yakında savaÅŸ patlayacak ![]() Mecaz anlamlar, benzetme ve ilgi yollarıyla yapılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Kurban olam, kurban olam BeÅŸikte yatan kuzuya” (açık istiare) “Tekerlekler yollara bir ÅŸeyle anlatıyor ![]() Ä°lgi yoluyla yapılanlara ad aktarması denir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dalgalan sen de ÅŸafaklar gibi ey nazlı hilâl Saçını kestir demedim mi? Bereket yağıyor; çiftçinin yüzü gülecek ![]() Ayağını çıkarmadan girebilirsin ![]() Bu olaylara Ankara sessiz kalıyor ![]() Orhan Veli’yi okur musun? 4 ![]() Deyim, en az iki kelimenin kalıplaÅŸarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluÅŸan mecazlı sözlerdir ![]() ![]() Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun? Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu ![]() KorktuÄŸu başına gelmiÅŸ, arabası bozulmuÅŸtu ![]() Her gördüğüne dudak büküyordu ![]() Senin yaptığın pire için yorgan yakmak ![]() Ä°ki genç adam boÄŸaz boÄŸaza geldi ![]() Olur olmaz konularla baÅŸ aÄŸrıtmayı seversin ![]() Bu ÅŸekilde anlatırsanız aklı yatar ![]() MatematiÄŸi aklım almıyor ![]() ![]() Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu ![]() Hiçbir iÅŸte dikiÅŸ tutturamamıştı ![]() Bizimkinin iyice çenesi düştü ![]() Göze girmek için her ÅŸeyi yapıyor ![]() Ä°ÅŸin ağırlığın gözümüzü korkutmuÅŸtu ![]() Bu soruya kafa yormanı istemiÅŸtim ![]() Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış ![]() Burası çok ayak altı, ÅŸurada duralım ![]() Deyimlerin özellikleri: a) Deyimler kalıplaÅŸmış sözlerdir ![]() b) Sözcüklerin yerleri deÄŸiÅŸtirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine baÅŸka kelimeler konulamaz ![]() Meselâ "yüzün ak olsun" yerine "yüzün beyaz olsun" denilemez, "ocağına incir aÄŸacı dikmek" yerine "ocağına çam aÄŸacı dikmek" denilemez, "ayıkla pirincin taşını" yerine "ayıkla bulgurun taşını" denilemez, "dilinin altındaki baklayı çıkar" yerine "dilinin altındaki ÅŸekeri çıkar" denilemez, "tüyleri diken diken ol-" yerine "kılları diken diken ol-" denemez ![]() Ama istisnalar yok deÄŸildir: “baÅŸ baÅŸa vermek” ve “kafa kafaya vermek” gibi ![]() Araya baÅŸka kelimeler girebilir: “Başını derde sokmak” Başını son günlerde hep derde soktu ![]() c) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır ![]() d) Deyimler en az iki sözcükten oluÅŸurlar ![]() ![]() 1 ![]() aÄŸzı açık, kulağı delik, eli uzun, kaÅŸla göz arasında, bulanık suda balık avla-, dikiÅŸ tutturama-, can kulağı ile dinle-, köprüleri at-, pire için yorgan yak-, piÅŸmiÅŸ aÅŸa su kat-, kafayı ye-, aklı alma-, akıntıya kürek çek-, aÄŸzı kulaklarına var-, bel baÄŸla-, çenesi düş-, göze gir-, dara düş-, 2 ![]() ![]() Yorgan gitti, kavga bitti ![]() Dostlar alışveriÅŸte görsün, Atı alan Ãœsküdar'ı geçti, Tut kelin perçeminden, Dam üstünde saksaÄŸan, vur beline kazmayı, Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın ![]() Ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuÄŸun var?, Ne ÅŸiÅŸ yansın ne kebap ![]() e) Deyimler özel anlamlı sözlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() f) Deyimlerin çoÄŸunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır ![]() Bazı deyimler ise anlamlarından çıkmamışlardır: ÇoÄŸu gitti azı kaldı, ismi var cismi yok, adet yerini bulsun, Allah bana ben de sana, yükte hafif pahada ağır, özrü kabahatinden büyük, dosta düşmana karşı, iyi gün dostu, canı saÄŸ olsun ![]() ![]() g) Deyimler cümlenin öğesi olabilir, cümlede baÅŸka görevler de alabilir: Ãœzüntüsünden aÄŸzını bıçak açmıyordu ![]() Damarıma basmadan konuÅŸamaz mısın? (Zarf tümleci) Aslan payı ona düştü ![]() O, dik kafalı biridir ![]() h) Kafiyeli deyimler de vardır: Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı 5 ![]() Bir bilim, sanat ya da meslek dalıyla ilgili bir kavramı karşılayan kelimelere terim denir ![]() ![]() Örnek: "Ekvator" kelimesi tek bir anlama gelir ve tek bir nesneyi karşılar ![]() Örnek: kök, mısra, muson ![]() “yüklem, özne, kök, zarf”, dil bilgisi terimleri; “üçgen, daire, çap”, kelimeleri de geometri terimleridir ![]() Terimler halkın söz varlığında yer almaz, ama halk aÄŸzında kullanılıp da sonradan terim özelliÄŸi kazanmış kelimeler vardır ![]() Örnek: "Budala" kelimesi halkın söz varlığında aptal, anlayışsız, sersem anlamlarıyla kullanılır, fakat bu kelime psikolojide belli bir zeka seviyesine sahip anlamında kullanıldığında terimdir ![]() Terimler, genellikle gerçek anlamıyla kullanılan sözlerdir ![]() ![]() BoÄŸaz’ı geçip Karadeniz’e ulaÅŸtık ![]() Ayağı olmayan göllerde tuz oranı yüksek olur ![]() AÄŸacın kökleri çok derinde ![]() Üçgenin iç açıları toplamı 180’dir ![]() 6 ![]() Sadece belli bir topluluk ya da meslek tarafından kullanılan özel sözcüklerden oluÅŸan dile argo denir ![]() Argo, dil içinde bir dil gibidir ![]() Külhanbeylerinin anlaÅŸma vasıtası da denebilir ![]() ![]() Argonun varlık sebebi kolay ve çekici anlatımı yakalama isteÄŸidir ![]() Åžekil ev anlamda ölçüsüzlük ve mübalâğa esastır ![]() Bağımsız ve sorumsuz yaÅŸayışın dilidir de denebilir ![]() Dışa dönüklük, boÅŸalma, rahatlama argoda sınırsızdır ![]() ![]() “Canına yandığımın dünyası” gibi aklına tükürmek: birinin düşüncesini beÄŸenmemek mektep çocuÄŸu: acemi, toy zokayı yutmak: aldatılıp zarara sokulmak yutmak: iyice eksiksiz olarak öğrenmek arakçı: hırsız bal kabağı: aptal, beyinsiz çakmak: sınıfta kalmak 7 ![]() BeÅŸ duyu organından biriyle algılanamayan, maddesi olmayan, varlıkları inançla ve his ile bilinen kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere soyut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiÄŸi anlam özelliklerine de soyut anlam denir ![]() Hayal, rüya, düşünce, menfaat, sevgi, korku, güzellik ![]() ![]() ![]() 8 ![]() BeÅŸ duyu organında biriyle algılanabilen, maddesi olan kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere somut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiÄŸi anlam özelliklerine de somut anlam denir ![]() AÄŸaç, taÅŸ, ev, mavi, soÄŸuk, su, masa, yol, yürümek, koÅŸmak ![]() ![]() ![]() Soyut anlamlı kelimeler mecazlı kullanılarak somuta aktarılabilir ![]() “Yazınızda kuru bir anlatım görüyorum ![]() “Adam yıldızlara basa basa yürüyordu ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıB ![]() 1 ![]() Yazılış ve okunuÅŸ bakımından farklı fakat anlamca aynı olan kelimelerdir ![]() ![]() ![]() kıymet - deÄŸer cevap - yanıt sene - yıl medeniyet - uygarlık imkân - olanak acele - ivedi zelzele - deprem yoksul - fakir misafir - konuk sınav - imtihan yöntem - metot mesele - sorun fiil - eylem kelime - sözcük vasıta - araç ![]() ![]() ![]() Fakat bazı durumlarda anlamdaÅŸ kelimeler birbirinin yerini tutamaz: “kara bahtlı” kelime grubunda “kara” kelimesinin yerine “siyah” kelimesini kullanamazsınız ![]() ![]() Türkçe kelimeler arasında da eÅŸ anlamlılık olabilir: deprem-yer sarsıntısı-zelzele, kimi zaman-ara sıra-zaman zaman-arada bir-bazen 2 ![]() Yazılışı ve okunuÅŸu farklı olan, anlamdaÅŸ gibi göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan, yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan kelimelerdir ![]() ![]() göndermek-yollamak, bezmek-bıkmak-usanmak, dilemek-istemek, çevirmek-döndürmek, söylemek-demek-konuÅŸmak, eÅŸ-dost, hısım-akraba, bakmak-seyretmek, KardeÅŸim sana küsmüş ![]() KardeÅŸim sana kırılmış ![]() KardeÅŸim sana gücenmiÅŸ ![]() KardeÅŸim sana darılmış ![]() Birinci cümlede bir "kesinlik ve aşırılık" anlamı, ikinci cümlede bir "esneklik, hatta hoÅŸgörü" anlamı, üçüncü cümlede "üzülmek" anlamı, dördüncü cümlede "gücenip görüşmez olmak" anlamı vardır ![]() Ben her sorunla baÅŸa çıkarım ![]() Bu kadar yürekten çağırma beni ![]() Davranışları hiçbir zaman içtenlikli deÄŸildi ![]() Yaptığı iÅŸi önemsemiyordu ![]() ![]() 3 ![]() Anlamca birbirinin karşıtı olan kelimelerdir ![]() Siyah-beyaz, uzun-kısa, aÅŸağı-yukarı, ileri-geri, var-yok, gelmek-gitmek, Tüm kelimelerin zıt anlamlısı yoktur ![]() ![]() ![]() “sevinmek” karşıtı sevinmemek deÄŸil “üzülmek”tir ![]() Kelimeler arasındaki karşıtlık cümledeki kullanıma göre deÄŸiÅŸir ![]() “doÄŸru” kelimesinin zıt anlamlısı bir cümlede “eÄŸri” olurken, diÄŸerinde “yanlış” olabilir ![]() Ä°ki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaÅŸ, yakın anlamlı veya zıt anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliÄŸini taşımaları gerekir ![]() ![]() ![]() 4 ![]() Yazılışı ve okunuÅŸu aynı olduÄŸu hâlde anlamları farklı olan kelimelerdir ![]() ![]() ![]() Gül: 1 ![]() ![]() Kır: 1 ![]() ![]() ![]() Yazma: 1 ![]() ![]() ![]() Ek almış kelimelerle, ek almış ve almamış kelimeler arasında da eÅŸ seslilik söz konusudur ![]() Siyah anlamındaki “kara” ile “kar-a” (-a: yönelme hâl eki) gibi “Oyuncakları olmuÅŸ çocukların kurÅŸunlar” “Zalimler her saat taze fidanları kurÅŸunlar” Neden kondun a bülbül kapımdaki asmaya Ben yarimden vazgeçmem götürseler asmaya “hala” ve “hâlâ”, “kar” ve “kâr”, “adet” ve “âdet” kelimeleri eÅŸ sesli deÄŸildir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıDOLAYLAMA Bir sözcüğü birden fazla sözcükle ifade etmeye dolaylama denir ![]() ![]() ÖrneÄŸin bizler nasıl oluÅŸtuÄŸuna pek bakmadan “aslan” için “ormanların kralı” deriz ![]() ![]() Kaleci : File bekçisi Turizm : Bacasız sanayi Kömür : Kara elmas ![]() ![]() ![]() YANSIMA SÖZCÃœKLER DoÄŸada duyulan seslerin taklit edilmesiyle oluÅŸan sözcüklere yansıma denir ![]() “Suyun şırıltısı insanı dinlendirir ![]() “Kedinin acı miyavlaması ile uyandım ![]() “Åžu cızırtıyı durdurun artık ![]() cümlelerindeki altı çizil sözcükler birer yansımadır ![]() ![]() Ä°KÄ°LEME Sözün anlamını pekiÅŸtirmek, onu zenginleÅŸtirmek ya da deÄŸiÅŸik anlam ilgileri oluÅŸturmak için iki sözün bir araya getirilmesiyle oluÅŸan söz öbeklerine ikileme denir ![]() Ä°kilemeler aynı sözcüğün tekrarıyla, yakın anlamlı sözcüklerin tekrarıyla, karşıt anlamlı sözcüklerin tekrarıyla, biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerle yapılabilir ![]() “Adam acı acı güldü ![]() cümlesinde ikileme aynı sözcüğün tekrarı ile, “Yalan yanlış sözlerle bizi oyalamışlardı ![]() cümlesinde yakın anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması ile, “Gece gündüz çalışıyordu ![]() cümlesinde karşıt anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması ile, “Lütfen saçma sapan konuÅŸma ![]() cümlesinde ikileme biri anlamlı, biri anlamsız sözcüklerin birlikte kullanılması ile oluÅŸmuÅŸtur ![]() AD AKTARMASI Benzetme ilgisi kurmadan bir sözün, baÅŸka bir sözün yerine kullanılmasına ad aktarması denir ![]() “Seni ÅŸirketten aradılar ![]() cümlesinde “ÅŸirket” sözcüğünde ad aktarması vardır ![]() ![]() ![]() “Ben ortaokulda Akif'i çok okudum ![]() cümlesinde “Akif” sözü ile Mehmet Akif'in ÅŸiirleri kastedilmiÅŸtir ![]() “Öğretmen içeri girince sınıf ayaÄŸa kalktı ![]() cümlesinde “sınıf” sözcüğünde ad aktarması vardır ![]() ![]() ![]() “Batı teknolojide bizden ileridir ![]() “Türkiye sizinle gurur duyuyor ![]() “Soba yanınca oda ısındı ![]() cümlelerindeki altı çizili sözcüklerde ad aktarması söz konusudur ![]() ATASÖZÃœ Bir deneyimi, birikimi aktarırken deÄŸer yargısı oluÅŸturan ve deÄŸer yargılarını yaÅŸatan, akılda kalıcı, özlü sözlerdir ![]() ve mitoloji bilgilerini birleÅŸtirirler ![]() Bazı özellikleri ise ; - KalıplaÅŸmış sözlerdir ![]() - Sözlerin yeri deÄŸiÅŸtirlemez ,baÅŸka söz kullanılamaz ![]() - Kısa ve öz olmalıdır ![]() ![]() - Genellikle tek cümleden bazen de iki cümleden ibarettir ![]() - Atasözlerinin kimileri doÄŸrudan doÄŸruya öğüt vericidir ![]() - Atasözlerinin mecazi anlamları vardır ![]() ![]() - DiÄŸer anonim halk edebiyatı ürünlerinde olduÄŸu gibi atasözlerinin de,ilk söyleyeni zamanla unutulmuÅŸtur ![]() - Atasözleri ulusların çok deÄŸiÅŸik dönemlerinde söylenmiÅŸ sözlerdir ![]() Bunun için de bazılarının söylenmiÅŸ oldukları döneme göre çok doÄŸru sözler olabilmelerine karşın günümüzde ya da gelecekte doÄŸrulukları tartışılabilecektir ![]() Bazı örnekler : * Acı patlıcanı kırağı çalmaz ![]() * Görünen köy kılavuz istemez ![]() * Harman yel ile, düğün el ile olur ![]() * Saç sefadan tırnak cefadan uzar * Yazın başı piÅŸenin,kışın aşı piÅŸer * Zahmetsiz rahmet olmaz ![]() ÖZDEYÄ°Åž (VECÄ°ZE) Söyleyeni belli, kısa, anlamlı sözdür ![]() ![]() ![]() Bazı örnekler: * Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır ![]() * Bir ülkenin geleceÄŸi o ülke insanlarının göreceÄŸi eÄŸitime baÄŸlıdır ![]() *Ä°yiliÄŸe gücün yetmezse, kötülük etme ![]() *En tehlikeli insanlar yarı deliler ve yarım akıllılardır ![]() *Fenalıkların ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıSÖZCÜK TÜRLERİ Sözcükler tür bakımından temelde iki ana gruba ve sekiz ayrı türe ayrılır: a ![]() b ![]() İSİM (AD) Varlıkları,kavramları karşılayan sözcüklerdir ![]() İsimlerle,karşıladıkları kavram ve nesneler arasında çok sıkı bir ilgi vardır ![]() ![]() Örneğin; "kitap" sözü aklımızda hemen varlık olarak "kitap" nesnesini canlandırır ya da bir kitabı gördüğümüzde zihnimize hemen onu karşılayan isim gelir ![]() Kavramlar için ise bu kadar belirgin bir ilişki varlığını söyleyemeyiz ![]() ![]() İsim çeşitleri ise şu şekildedir: A ![]() 1 ![]() Aynı türden varlıkları karşılayan isimlerdir ![]() ![]() Cins isimlerin ilk harfleri büyük harflerle yazılmaz ![]() Örn ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Tek olan,tam bir benzeri bulunmayan varlıkları karşılayan isimlerdir ![]() Ankara, Kayseri, Adıyaman gibi yer adları, Hatice, Sultan, Recep gibi kişi adları, Türkiye, İtalya, Sudan gibi ülke adları, Günün Ötesi, Kiralık Konak, Türk Edebiyatı, Hürriyet gibi kitap, dergi, gazete adları, Bilkent Üniversitesi, Yeşilay, Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi kurum adları, İngilizce, Türkçe, Rusça gibi dil adları, Boncuk, Tekir, Yumak gibi hayvanlara verilen adlar özel isimdir, başharfleri büyük harf olarak yazılır ![]() B ![]() 1 ![]() Sayıca tek bir varlığı karşılayan isimlere tekil isim denir ![]() Bunlar; "kitap, çocuk, şiir, bilgisayar ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Sayıca birden çok varlığı karşılayan isimlerdir ![]() ![]() "Kitaplar, çocuklar, şiirler, bilgisayarlar ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Yapıca tekil olduğu halde, yani çoğul eki almadığı halde birden çok varlığı karşılayan isimlere topluluk ismi denir ![]() "Toplum, halk, millet, ordu, bölük, sürü ![]() ![]() ![]() ![]() Topluluk isimleri de çoğul eki alabilir ![]() ![]() Örn ![]() ![]() ![]() C ![]() 1 ![]() Duyu organlarımız ile algılanan isimlere somut isim denir ![]() "Kitap,masa,insan,ışık ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Duyu organlarımız ile algılanamayan, ama varlığına inandığımız isimleridir ![]() "Neşe, özlem, sevgi, korku ![]() ![]() ![]() ![]() D ![]() 1 ![]() Yapım eki almamış kök halindeki isimlerdir ![]() "Masa,sıra,televizyon,kalem,defter,anne ![]() ![]() ![]() 2 ![]() İsim yada fiil kökünden yapım ekiyle elde edilen yeni,anlamlı isimlerdir ![]() Türemiş bir iismle o ismin kökü arasında mutlaka anlam bağlantısı vardır ![]() "Kulaklık,gözlükçü,sevgi,yolcu,görev,kitapç ı,t uzlu k,evsiz,Türkçe ![]() ![]() ![]() 3 ![]() - En az iki sözcükten oluşurlar ![]() - Sözcükler temel anlamlarını yitirip,birlikte yeni bir anlam kazanırlar ![]() - Sözcüklerin türleri ne olursa olsun mutlaka bir ismi karşılar ![]() - Her zaman bitişik yazılırlar ![]() "Biçerdöver, dedikodu, uçaksavar, sivrisinek,eczane, ateşböceği, sütlaç ![]() ![]() ![]() NOT: sütlaç => sütlü + aş "sütlü" kelimesinde süt sıfattır ve "ü" harfi ses düşmesine uğrar ![]() ![]() Aynı şekilde ; eczane => ecza + hane "ecza" kelimesi isimdir, "hane" kelimesinde ki "h" harfi ise ses düşmesine uğramıştır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıEKLER ve SÖZCÃœK YAPISI I ![]() Sözcüklerin kök veya gövdelerine gelerek onların cümledeki görevlerini belirleyen, onlara deÄŸiÅŸik anlamlar katan ya da onlardan yeni sözcükler türeten ses veya ses birleÅŸimlerine ek (takı) denir ![]() Ekler çekim eki ve yapım eki olmak üzere temelde ikiye ayrılır ![]() A ![]() Çekim ekleri fiil çekim ekleri ve isim çekim ekleri olmak üzere ikiye ayrılır ![]() ![]() Åžimdi isim çekim eklerini anlamlarıyla görelim ![]() Ä°SÄ°M ÇEKÄ°M EKLERÄ° Ä°sim soylu sözcüklere gelerek onlara cümlede görev ve anlam kazandıran eklerdir ![]() 1 ![]() Asıl iÅŸlevi isimlerin sayı bakımından çokluÄŸunu bildirmektir ![]() "Okullar, evler, insanlar, çiçekler, sular ![]() ![]() ![]() Çokluk eki, bu iÅŸlevinin dışında eklendiÄŸi sözcüğe deÄŸiÅŸik anlamlar da kazandırır ![]() “Türkler köklü milletlerdendir ![]() cümlesine “millet” anlamı, “BeÅŸ yaÅŸlarında bir çocuÄŸu var ![]() cümlesine “yaklaşık” anlamı, “Bu akÅŸam Bülent Beyler bize gelecekler ![]() cümlesine “aile” anlamı, “AkÅŸamları erken yatmayı severim ![]() cümlesine “her” anlamı katmıştır ![]() 2 ![]() Ä°sim soylu sözcüklere gelerek onların yüklemle ya da diÄŸer sözcüklerle ilgilerini saÄŸlayan eklerdir ![]() a ![]() ![]() “Ses - i duydum ![]() “Okul - u bitirdim ![]() cümlelerinde kullanılan eklerdir ![]() ![]() ![]() b ![]() ![]() “Okula dün gitmedim ![]() cümlesinde yer bildirir ![]() “AkÅŸama size geleceÄŸiz ![]() cümlesinde zaman bildirir; zarf yapar ![]() c ![]() ![]() “Durakta otobüs bekliyor ![]() cümlesinde yer bildirir ![]() “Ä°ki saattir ayakta duruyor ![]() cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış ![]() “BeÅŸte gidelim sinemaya ![]() cümlesinde zaman bildirerek zarf yapmış ![]() “Onlar sanatın gözde kiÅŸileridir ![]() cümlesinde eklendiÄŸi sözcüğün anlamını deÄŸiÅŸtirmiÅŸ ve sıfat yapmış ![]() ![]() “Tarlada adam boyunda mısırlar vardı ![]() cümlesinde sıfat yapmış ancak yapım eki olmamıştır ![]() d ![]() ![]() “Dükkândan az önce çıktı ![]() cümlesinde yer bildirmiÅŸ ![]() “Ä°zmir'e akÅŸamdan gidelim ![]() cümlesinde zaman bildirmiÅŸ ![]() “Sıradan kitaplar sana bir ÅŸey kazandırmaz ![]() cümlesinde eklendiÄŸi sözcüğün anlamını deÄŸiÅŸtirerek sıfat yapmış ve yapım eki olmuÅŸ ![]() “Kitaptan daha iyi dost olur mu?” cümlesinde karşılaÅŸtırma bildirmiÅŸ ![]() “Hastalandığından okula gelememiÅŸ ![]() cümlesinde neden bildirmiÅŸ ![]() e ![]() ![]() ![]() “Çiçek, evler, okulumuz, kitap, aÄŸaç ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Ä°sim soylu sözcüklere gelip onlara deÄŸiÅŸik anlamlar katan ve anlama baÄŸlı olarak onları sıfat, zarf yapan - ce , -ca (-çe, -ça) ekleridir ![]() “Böyle çocukça davranmamalısın ![]() “Ailece tatile gittik ![]() “Benden boyca uzunsun” ![]() “Bence sen de haklısın ![]() “Masraflarınız ÅŸirketimizce karşılanacak ![]() 4 ![]() EklendiÄŸi ismin bir ÅŸahsa ya da nesneye ait olduÄŸunu gösteren ektir ![]() ![]() ![]() (benim)_____defter - im___-_silgi - m (senin)___-__defter - in___-__silgi - n (onun)______defter - i______-silgi - si (bizim)____--defter - imiz_-_--silgi - miz (sizin)--------defter - iniz------silgi - niz (onların)------defter - leri -----silgi - leri Ä°yelik eklerini benzer eklerle karıştırmamak gerekir ![]() ![]() “Ev- i yeni aldık ![]() “Ev- i çok büyükmüş ![]() Bu iki sözcükte de “-i” eki var ![]() “Kimin evi?” Bu soruyu sorduÄŸumuzda ikinci cümlenin cevap verdiÄŸini ve “Onun evi büyükmüş ![]() ![]() ![]() Ayrıca “-i” eki almış sözcüğün başına “onun” sözcüğü getirerek de bunu anlayabiliriz ![]() (Onun) “Ev - i yeni aldık ![]() olmuyor, ama (Onun) “Ev - i çok büyükmüş ![]() oluyor ![]() ![]() 5 ![]() Ä°yelik ekiyle çok sıkı biçimde ilgisi olan bir ektir ![]() ![]() ![]() Ben - im = kitabım Sen - in = kitabın O - nun = kitabı Biz - im = kitabımız Siz - in = kitabınız Onlar - ın =kitapları B ![]() Ä°sim ve fiillerin kök veya gövdelerine gelerek onlardan baÅŸka isim ya da fiil türeten eklerdir ![]() Burada kök sözünü de açıklamakta fayda var ![]() Kök Bir sözcüğün anlamı ve yapısı bozulmadan parçalanamayan en küçük parçasıdır ![]() Köklerde yapım eki bulunmaz, ancak çekim eki bulunabilir ![]() “AÄŸaçlarımız” sözcüğünde “aÄŸaç”, sözcüğün, anlamlı ve parçalanamayan en küçük parçasıdır ![]() ![]() “-(ı)-mız” eki iyelik ekidir; yani isim çekim ekidir ![]() Öyleyse bu sözcük yapım eki almamıştır, kök hâlindedir ![]() Kökler iki türde bulunur: Ä°sim kökleri ve fiil kökleri ![]() “Baktı” sözcüğündeki kök “bak-” fiil kökü; “tuzluk” sözcüğünün kökü olan “tuz” isim köküdür ![]() Sözcüğün köküyle, ek aldıktan sonraki ÅŸekli arasında mutlaka bir anlam ilgisi olmalıdır ![]() “Balıkçılık” kelimesinin ek ve köklerine “balık-çı-lık” ÅŸeklinde ayrılır ![]() ![]() ![]() Sözcüğün yapım eki aldıktan sonraki durumuna gövde denir ![]() Bir sözcük birden çok yapım eki alabilir ![]() ![]() Çekim Ekiyle Yapım Ekinin Farkları Çekim ekleri eklendiÄŸi sözcüğün anlamında bir deÄŸiÅŸiklik yapmaz; yapım ekleri ise anlamı, köke baÄŸlı olmak ÅŸartıyla, deÄŸiÅŸtirir ![]() “Kitabı aradım ![]() cümlesindeki “kitaözcüğü “sayfalardan oluÅŸan ve okunan nesne” anlamındadır ![]() ![]() “Kitapçı aradım ![]() cümlesinde ise “sayfalardan oluÅŸan ve okunan nesne” olan “kitap” sözcüğü “-cı” yapım ekini alarak bu anlamını yitirmiÅŸ, “kitap satılan yer” anlamına gelmiÅŸtir ![]() ![]() Çekim ekleri bir sözcüğe yapım ekinden sonra eklenir ![]() ![]() ![]() Ek ve kök hakkındaki bu genel bilgilerden sonra ÅŸimdi eklerin önemlileri üzerinde durabiliriz ![]() 1 ![]() Ä°sim kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni isimler türeten eklerdir ![]() ![]() “Kiralık ev vardır ![]() “Sulu yemeleri çok sever ![]() “Ä°ÅŸsiz insanlara yardımcı oluyordu ![]() “Büyüyünce futbolcu olacakmış” “Sınıflara üçer kiÅŸi alalım ![]() 2 ![]() Ä°sim kök veya gövdelerine gelerek onlardan fiil türeten eklerdir ![]() “Bahçedeki çiçekleri suladı ![]() “Hastamız nihayet düzeldi ![]() “Arabanın çamurluÄŸu eÄŸrildi ![]() “Dudağın kanamış ![]() “ÇocuÄŸunu görünce gözleri yaÅŸardı ![]() “Kulağına ne fısıldadı?” “Bugün çok geciktin” “Sonbaharda yapraklar sararır ![]() 3 ![]() Fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan isim türeten eklerdir ![]() ![]() “Otobüs durakları yenileniyor ![]() “Ders çalışmak için istek gerekir ![]() “Asırlardır bir yığın dertle uÄŸraşıyoruz ![]() “Evrenin mayası sevgi deÄŸil midir?” “Senin alıngan olduÄŸunu unutmuÅŸum ![]() “Dalgıçlar batan gemiyi arıyor ![]() “Okuyucu eserin kalitesini bilir ![]() “Yazı yazmakta ustalaÅŸmıştı ![]() “Artık elektriklerde kesinti olmayacak ![]() “Bu daÄŸlar arsında geçit var mı?” 4 ![]() Fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan yeni fiiller türeten eklerdir ![]() “Masadan düşen vazo kırıldı ![]() “KurÅŸun sesiyle ortalık karıştı ![]() “Ä°nÅŸaatı iki yılda bitirdi ![]() “Küçük köpek, konuklara saldırdı ![]() “Bakkaldan kendine gazete aldırttı ![]() “Bahçedeki çiçekleri koparmışlar ![]() “Savcı bütün dosyaları inceletti ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıİSİM TAMLAMALARI Bir ismin aitlik ilgisi bakımından daha belirli hale gelmesi için başka bir isim tarafından tamlanmasıyla meydana gelen söz öbeğine isim tamlaması denir ![]() Belli kuralar dahilinde en az iki sözcük bir araya gelerek isim tamlamasını oluşturur ![]() İsim tamlamaları "tamlayan ve tamlanan" olmak üzere iki unsurdan oluşur ![]() Tamlayan birinci sözcük, tamlanan ise ikinci sözcüktür ![]() ![]() 1 ![]() Tamlayanın ilgi, tamlananın iyelik eki aldığı tamlamalardır ![]() Her iki unsuru da ek olarak oluşturulan bu tür tamlamalarda kuvvetli bir aitlik ilgisi vardır ![]() "Evin kapısı açık kalmış ![]() cümlesindeki "evin kapısı" söz öbei belirtili isim tamlamasıdır ![]() ![]() ![]() Belirtili isim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan arasına başka sözcükler girebilir ![]() "Kerem'in mavi gömleği güzelmiş ![]() cümlesinde araya "mavi" sıfatı girmiştir ![]() "-den" hal eki tamlayanda kullanılan ilgi ekinin yerine geçerek belirtili isim tamlaması kurulabilir ![]() "Resimlerin birini de ben alayım ![]() cümlesindeki "resimlerin biri" sözü belirtili isim tamlamasıdır ![]() ![]() ![]() Belirtili isim tamlamalarında bir tamlayan birden fazla tamlanana bağlanabileceği gibi, bir tamlanan birden fazla tamlayana da bağlanabilir ![]() "Evin bahçesi, odaları, mutfağı o kadar geniş ki ![]() ![]() ![]() cümlesinde "evin" tamlayan; "bahçesi, odaları, mutfağı" sözcükleri de tamlanandır ![]() 2 ![]() Tamlayanın ilgi eki almayıp tamlananın iyelik eki aldığı tamlamalardır ![]() Bu tür tamlamalarda bir ismin başka bir isme aitliğinden çok bir nesne ya da kavram ismi oluşturmak esastır ![]() "Çocuğun elbisesini alacağız ![]() cümlesinde "çocuğun elbisesi" tamlaması belirtilidir ![]() ![]() Biz bu tamlamayı; "Çocuk elbisesi alacağız ![]() şeklinde söylersek yani "-nın" ekini kaldırırsak tamlama belirtisiz olur ![]() ![]() Belirtisiz isim tamlamalarında tamlayan tamlananın neden yapıldığını,neye benzediğini bildirebilir ![]() "Lahana turşusu" , "Erik hoşafı" , "Bulgur pilavı" Bu tamlamalarda tamlayan tamlananın neyden yapıldığını bildirir ![]() "Deve kuşu" , "Kılıç balığı" , "Küpe çiçeği" Bu tamlamalarda ise tamlayan tamlananın neye benzediğini bildirir ![]() 3 ![]() Tamlayanı ve tamlananı ek almamış olan isim tamlamalarıdır ![]() Takısız isim tamlamalarında her iki unsur da ilgi ve iyelik eklerini almaz ![]() Bu tamlamalar iki grupta incelenir ![]() a)Bir şeyin neyden yapıldığını gösterir ![]() "Boynunda altın kolye vardı ![]() cümlesindeki "altın kolye" sözü kolyenin neyden yapıldığını gösterir ![]() "Cam vazo,çelik tencere,deri mont ![]() ![]() ![]() ![]() b)Bir şeyin neye benzediğini bildirir ![]() "Altın saçları rüzgarda dalgalanır ![]() cümlesinde "altın saç" takısız isim tamlamasıdır ![]() ![]() "Gül yanak, zeytin göz,tilki Rıfkı ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() Tamlayan,tamlananın veya her ikisinin kendi içinde başka bir isim tamlaması olduğu söz öbekleridir ![]() Zincirleme isim tamlamaları en az üç ismin bir araya gelmesi ile oluşur ![]() "Macera romanlarının okuyucusu çoktur" cümlesinde "macera romanları" belirtisiz isim tamlamasıdır ![]() ![]() ![]() macera romanları -nın okuyucusu tamlayan tamlanan _____tamlanan "Saka kuşunun ötüşü çok hoştu ![]() cümlesinde "saka kuşunun ötüşü" üç isimden oluşan zincirleme isim tamlamasıdır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıSIFAT (ÖN AD) İsimleri niteleyen ya da belirten sözcüklere sıfat denir ![]() Sıfatların varlığı isimlere bağlıdır ![]() ![]() ![]() "Güzel kitapları hemen alırım ![]() cümlesinde güzel sözcüğü kitap isminin özelliğini belirten bir sıfattır ![]() ![]() Bu nedenle bir sözcük yalnız başına sıfat olamaz ![]() ![]() Sıfatlar içinde niteleme ve belirtme sıfatları olmak üzere ikiye ayrılır ![]() A ![]() Varlıkların yapısal özelliklerini ortaya koyan sıfatlardır ![]() ![]() "Kimsesiz çocuklara yardım edelim ![]() cümlesindeki "kimsesiz" sözcüğü "çocuklar" ın özelliğini belirtmektedir ![]() ![]() "Siyah gözlükler sana yakışmış ![]() cümlesindeki "siyah" sözcüğü gözlüğün yapısal özelliğini anlatan bir sıfattır ![]() Nasıl gözlük? Siyah gözlük ![]() Görüldüğü gibi isme sorulan "nasıl" sorusuna cevap veriyor ![]() Adlaşmış Sıfat Bazen kişinin tam olarak bilinmediği ya da niteliğinin vurgulanmak istendiği durumlarda isim söylenmeyip sıfat, ismin yerine geçirilebilir ![]() ![]() Adlaşmış sıfatlar niteleme sıfatlarıyla yapılır ![]() "Akıllı insanlar kendine güvenir ![]() cümlesinde niteleme sıfatı olan "akıllı" sözcüğü, "Akıllılar kendine güvenir ![]() cümlesinde "insanlar" isminin düşmesiyle adlaşmış sıfat olmuştur ![]() B ![]() Varlıkların diğer varlıklarla ilgileri sonucunda aldığı özellikleri belirten sıfatlardır ![]() Belirtme sıfatları varlıkların geçici özelliklerini belirtir ![]() ![]() 1 ![]() Varlıkların bulunduğu yerleri gösteren sıfatlardır ![]() ![]() "Bu kitabı ben aldım ![]() cümlesinde yakındaki kitabı, "Şu kitabı verirmisin" cümlesinde biraz uzaktaki kitabı, "O kitabı getirirmisin" cümlesinde çok uzakta olan ya da,sözü edilen kitabı işaret etme anlamı vardır ![]() Yukarıdaki cümlelerde bulunan "bu,şu,o" sözcükleri işaret sıfatıdır ![]() İşaret sıfatları,isme "hangi" sorusunun sorulmasıyla bulunur ![]() Hangi kitap? Bu kitap ![]() 2 ![]() İsimlerin sayısal özelliklerini bildiren sıfatlardır ![]() Sayı sıfatları kendi içinde dörde ayrılır ![]() a ![]() ![]() "Üç arkadaş geziye çıktık ![]() "İzmir'de on gün kalacaktık ![]() "Bu çantayı ancak iki kişi taşıyabilir ![]() b ![]() ![]() Sıra sayı sıfatları isimlere gelen "-ıncı,-inci" ekleri ile yapılır ![]() "Biz beşinci katta oturuyoruz ![]() "Buradaki birinci günüm iyi geçmişti ![]() c ![]() ![]() Bu sıfatlar isimlere getirilen "-ar,-er" eki ile oluşturulur ![]() "Öğrencilere ikişer kitap verildi ![]() "Her koşulda yarımşar saat kaldık ![]() d ![]() ![]() [i]"Bu işte yüzde yirmi kâr var ![]() "Yarım kilo kıyma yeter ![]() 3 ![]() İsimlerin sayı bakımından belirsizliklerini ifade eden sıfatlardır ![]() "Bazı işlerde acele edilmeli ![]() "Birkaç arkadaş dışarıda bekliyor ![]() Hiçbir emek boşa gitmez ![]() "Bütün öğrencileri bahçeye çıkarmışlar ![]() "Her konuda bilgi sahibi olmalıyız ![]() "Bir gün yine karşılaşırız ![]() cümlelerinde altı çizili sözcükler belgisiz sıfatlardır ![]() Bu sözcükler, isimleri sayıca belirtmişler, ama onların ne kadar olduğunu belirtmemişlerdir ![]() 4 ![]() İsimlerin niteliğini,herhangi bir özelliğini soru yolu ile bildiren sıfatlardır ![]() "Nasıl şiirleri beğenirsiniz?" "Kaçar gün kaldın şehirlerde? "Kaç soru çözmeli günde?" "Hangi konuyu işleyeceğiz?" SIFATLARDA KÜÇÜLTME Sıfat olan sözcüğün anlamında küçültme ya da daralma "-cik,-ce,(-ı)msı,(-ı)mtırak" ekleri ile yapılır ![]() Küçültme sıfatları;bu eklerin getirilmesi ile oluşan sıfatlardır ![]() "Küçük bir evleri vardı ![]() cümlesinde "küçük" sıfattır ve kendinden sonra gelen ismin niteliğini belirtmektedir ![]() "Küçücük evleri vardı ![]() cümlesinde "-cik" eki almış "küçücük" sözcüğü de niteleme sıfatıdır ![]() ![]() Küçük ev => küçücük ev "Ekmek ayvasının ekşimsi bir tadı vardı ![]() "Üzerine mavimtırak bir ceket giymişti ![]() "Masada kalınca bir kitap duruyordu ![]() Yukarıdaki cümlelerdeki altı çizili sözcükler küçültme sıfatlarıdır ![]() SIFATLARDA PEKİŞTİRME Sıfatlarda pekiştirme, yani anlamın kuvvetlendirilmesi iki şekilde yapılır ![]() * ![]() ![]() ![]() Te-r-temiz => tertemiz "Çocuklar bembeyaz elbiseler giymişlerdi ![]() "Dümdüz yolda ilerliyorduk ![]() "Şöyle yemyeşil çimenlerin üzerine uzansam!" cümlelerinde altı çizili sözcükler pekiştirme sıfatlarıdır ![]() * Sıfat olan sözcüğün tekrar edilmesi ile yapılır ![]() Örneğin "çeşit" sözcüğünü düşünürsek,bu sözcüğün tekrra ederek bir ismi nitelediği durumlar pekiştirme sıfatıdır ![]() "Çeşit çeşit meyveler vardı masada ![]() "Bahçede uzun uzun ağaçlar vardı ![]() "Derin derin ırmaklar aşarak geldik ![]() cümlelerinde altı çizili sözcükler pekiştirme sıfatıdır ![]() SIFATLARDA DERECELENDİRME Sıfatlarda derecelendirme "pek, çok, daha, en ![]() ![]() ![]() ![]() "Kardeşin onlardan daha akıllı biri ![]() cümlesinde "daha" sözcüğü üstünlük, "En güzel kitap buydu ![]() cümlesinde "en" sözcüğü en üstünlük, Çok güzel çiçekleri vardı ![]() cümlesinde "çok sözcüğü aşırılık anlamı katmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıZARF (BELÄ°RTEÇ) Ä°simlerin varlıkları ya da kavramları karşılar ![]() ![]() Varlıkların nasıl belli nitelikleri varsa, fiillerin de belli nitelikleri vardır ![]() ![]() ![]() "Güzel bir kitap okuyorum ![]() cümlesinde "güzel" sözcüğü "kitap" isminin niteliÄŸini bildiriyor, onun nasıl olduÄŸunu açıklıyor ![]() ![]() Aynı sözcük; "Bu kitap daha güzel görünüyordu ![]() cümlesinde "görünmek" fiilinin nasıl olduÄŸunu bildiriyor ![]() ![]() Zarflar kendi içinde beÅŸe ayrılarak incelenir: 1 ![]() Fiilin durumunu yani nasıl yapıldığını bildiren sözcüklerdir ![]() ![]() “KardeÅŸim, hızlı koÅŸardı ![]() Bu cümlede "hızlı" sözcüğü "koÅŸmak" eyleminin durumunu anlatmaktadır ![]() ![]() "Mobilyalar çok yeni görünüyordu ![]() – Nasıl görünüyor? – Yeni görünüyor ![]() "Derdini iyi anlatırsan çözüm bulursun ![]() "Neden çok sessiz konuÅŸuyorsun?" cümlelerinde altı çizili sözler durum bildiren zarflardır ![]() 2 ![]() Fiilin yapılma zamanını bildiren sözcüklere zaman zarfı denir ![]() Zaman zarfları fiile sorulan "ne zaman" sorusuna cevap verir ![]() "Ä°zmir'den dün geldim ![]() cümlesinde "dün" sözcüğü, "Bu konuyu akÅŸam konuÅŸalım ![]() cümlesinde "akÅŸam" sözcüğü, "O erken kalkar, geç yatardı ![]() cümlesindeki "erken ve geç" sözcükleri fiile sorulan "ne zaman" sorusuna cevap veren zaman zarflarıdır ![]() 3 ![]() Fiilin yöneldiÄŸi yeri bildiren sözcüklere yön zarfı denir ![]() Yön zarfları ek almadan kullanılır ve fiile sorulan "nereye" sorusuna cevap verir ![]() Bunlar "aÅŸağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte, beri" sözcükleri eylemin yönünü belirttiÄŸinde yön zarfı olur ![]() "Ä°sterseniz aÅŸağı inelim ![]() cümlesinde, fiile "Nereye inelim?" diye sorarsak, "aÅŸağı" cevabı gelir ![]() Bu sözcük ek almadan da kullanıldığına göre yön zarfıdır ![]() EÄŸer cümle, "Ä°sterseniz aÅŸağıya inelim ![]() ÅŸeklinde olsaydı, sözcük isim görevinde kullanılmış olacaktı ![]() ![]() aÅŸağı ==> aÅŸağıya AÅŸağı inecek misiniz? Öte git de rahatlayalım ![]() Geri gelmeyi düşünüyorlar mı? Beri gel de ne ezdiÄŸine bak ![]() Ä°leri git, sonra tekrar gelirsin ![]() Dışarı çıkarsan üşürsün ![]() İçeri gir de, biraz konuÅŸalım ![]() cümlelerinde altı çizili sözcükler yön zarflarıdır ![]() 4 ![]() Fiilleri miktar bakımından sınırlandıran sözcüklerdir ![]() ![]() Miktar zarfları fiile sorulan "ne kadar" sorusuna cevap verir ![]() "Ä°stanbul'da çok gezdiniz mi?" cümlesinde "gezmek" fiiline "ne kadar" sorusunu sorarsak "çok" cevabı gelir ![]() ![]() Bu tür zarflar sıfata sorulan "ne kadar" sorusuna da cevap verebilir ![]() ÖrneÄŸin; "Çok güzel bir evi vardı ![]() cümlesinde "ev" isimdir ![]() ![]() "Ne kadar güzel?" diye sorarsak "çok" cevabı gelir ![]() ![]() ![]() Bu tür zarflar, baÅŸka bir zarfın derecesini de bildirebilir ![]() ![]() "Çok hızlı koÅŸuyor ![]() cümlesinde "koÅŸuyor" fiildir ![]() "Nasıl koÅŸuyor?" diye sorarsak "hızlı" zarfını buluruz ![]() "Ne kadar hızlı?" diye sorduÄŸumuzda ise "çok" cevabı gelir ![]() Zarfın derecesini bildiren bu sözcüğe de zarf diyoruz ![]() “O, bu derse pek çalışmadı ![]() “Pek saÄŸlam bir ayakkabıya benzemiyor ![]() “Pek akıllısın sen de!” "Ne kadar" sorusu elbette sadece zarfı buldurmaz ![]() "Fazla mal göz çıkarmaz ![]() cümlesinde altı çizili sözcük "mal" isminin miktarını bildirdiÄŸi için sıfattır ![]() ![]() 5 ![]() Cümlelerde zarfları bulmak için kullandığımız sorular vardı ![]() "Sizi nasıl tanımam?" "GittiÄŸi yerden ne zaman dönecek?" "Ne kadar hızlı yürüyor?" "Neden söz vermesine raÄŸmen gelmiyor?" "Ne konuÅŸup duruyorsun ki?" cümlelerinde altı çizili sözcükler soru zarfıdır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıZAMÄ°R (ADIL) Ä°sim olmadıkları halde isim gibi kullanılan,isimlerin yerini tutan kelimelerdir ![]() Zamirler sözcük ve ek durumunda olmak üzere ikiye ayrılır ![]() A ![]() 1- KiÅŸi Zamirleri 2- Ä°ÅŸaret Zamirleri 3- Belgisiz Zamirler 4- Soru Zamirleri B ![]() 1- Ä°lgi Zamiri 2- Ä°yelik Zamiri A ![]() Sözcük durumundaki adıllar da kendi aralarında ÅŸahıs, gösterme, belgisiz ve soru olmak üzere dörde ayrılır ![]() 1 ![]() Sadece insan isimlerinin yerini tutan zamirlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu zamirler; “ben, sen, o, biz, siz, onlar” dır ![]() “Size ben yardım ederim ![]() "O, sana mektup göndermiÅŸ ![]() Åžahıs zamirlerinin yerine kullanılabilen, ama esas olarak ÅŸahıs zamirleriyle birlikte kullanılarak cümledeki anlamı pekiÅŸtiren “kendi” zamiri vardır ![]() ![]() Dönüşlülük zamirlerinin asıl görevi anlamı pekiÅŸtirmektir ![]() “Bu kitabı ben yazdım ![]() “Bu kitabı ben kendim yazdım ![]() Ä°ki cümle arasındaki anlam derecesi açıkça görülmektedir ![]() 2 ![]() Ä°simleri, yerini iÅŸaret yoluyla, göstererek tutan zamirlerdir ![]() Gösterme adılları tekil ve çoÄŸul olarak kullanılabilir ![]() ![]() "Bu bana dedemden kaldı ![]() "O dün kapıya bırakılmış ![]() "Åžunlar neden masanın üzerinde duruyor?” "Åžu senin deÄŸil mi?” "Bunlar en sevdiÄŸim kitaplarımdır ![]() Ä°ÅŸaret zamirleri varlıkların mesafesini belirtmek için kullanılır ![]() Yakında olan için : bu Biraz uzakta olan için : ÅŸu En uzakta olan için : o iÅŸaret zamirleri kullanılır ![]() “O ve onlar” zamirleri hem iÅŸaret hem de ÅŸahıs zamiri olarak kullanılabilir ![]() ![]() "O, tatilde dayısının yanına gidecek ![]() "Onlar, sınıfın en çalışkan öğrencileridir ![]() cümlelerindeki altı çizili zamirler insanların yerine kullanıldığından ÅŸahıs zamiri, "O, okula giderken cebinden düşmüş ![]() "Onlar, bayatladığı için çöpe atılacak ![]() cümlelerindeki altı çizili zamirler, insan dışındaki nesneleri karşıladığı için iÅŸaret zamiridir ![]() 3 ![]() Ä°simlerin yerini belli belirsiz, kesin olmayacak ÅŸekilde tutan zamirlerdir ![]() ![]() ![]() BaÅŸlıca belgisiz zamirler ÅŸunlardır: “Bazısı, kimi, çoÄŸu, hepsi, birkaçı, birçoÄŸu, tümü, tamamı, herkes, hiçbiri, biri, falan, ÅŸey ![]() ![]() ![]() "Biri bizi gözetliyor ![]() "Herkes bu kitabı okusun ![]() "Öğrencilerin çoÄŸu Türkçeyi sever ![]() "Kimler ödevini yapmamış?” 4 ![]() Ä°simlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir ![]() ![]() ![]() “Annem sana ne dedi?” “Bu çocuk da kim ?" “Bu saate kadar nerede kaldın ![]() “Åžimdi nereye gidiyoruz?” “Soruların kaçını çözmüş?” “Bu iÅŸi kime danışalım?” “Hanginiz bu soruyu çözecek ![]() Soru zamiri olarak kullanılabilecek diÄŸer sözcükler ÅŸunladır: “Nere, nereye, nerede, nereden, kime, kimde, kimden, kimi, kaçı, kaçımız, hanginiz ![]() ![]() ![]() B ![]() 1 ![]() Ä°simlere getirilerek, onların ait olduÄŸu kiÅŸiyi bildiren zamirlerdir ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() “Okulumuz ana yolun kenarındadır ![]() “Annesi güzellik salonu açmış ![]() Kısacası, isim tamlamalarının tamlananlarında bulunan eklere iyelik zamiri denmektedir ![]() ![]() 2 ![]() Cümlede daha önce geçmiÅŸ bir ismin ya da isim tamlamalarında tamlananın yerini tutan ek hâlindeki “-ki” zamiridir ![]() ![]() “Bizim arabamız sizinkinden eski ![]() “Bahçedekiler içeri girsin ![]() “Ãœzerindeki sana çok yakışmış ![]() cümlesindeki altı çizili sözcüklerdeki “-ki” eki ilgi zamiridir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Dilbilgisi Ve Kuralları |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Dilbilgisi Ve KurallarıFÄ°Ä°LLER (EYLEMLER) Bir oluÅŸu, bir durumu veya bir kılışı kip ve kiÅŸiye baÄŸlayarak anlatan sözcüklere denir ![]() Pratik olarak ismi fiilden ayırmak için –me, -ma olumsuzluk ekini ya da –mak ,-mek mastar ekini kullanırız ![]() ![]() ![]() Geldi--------- gelmedi ,gelmek OturmuÅŸ------ oturmamış, oturmak Söylüyorum---------- söylemiyorum, söylemek Yukarıdaki kelimelere –ma,-me ve –mak,-mek getirebilmekteyiz ![]() ![]() Kitap--------- kitapma , kitapmak Yukarıdaki ‘kitap’ sözcüğüne ise bu ekleri getiremiyoruz ![]() ![]() Fiiller, anlattıkları hareketin niteliÄŸine göre deÄŸiÅŸik özellikler gösterir ![]() a) Kılış fiilleri b) Durum fiilleri c) OluÅŸ fiilleri ![]() Bunları birbirinden ayırt etmek için pratik olarak ÅŸu bilgiyi kullanabiliriz ![]() - EÄŸer bir fiil geçiÅŸli ise (yani ‘neyi’, ‘kimi’ sorularını sorabiliyorsak) kılış fiilidir ![]() Kırmak ,atmak , dikmek, içmek, ezmek,delmek,yolmak,dizmek… ![]() Görüldüğü gibi yukarıdaki fiillere "neyi kırmak?, neyi atmak…" sorularını yöneltebiliyoruz ![]() Öyleyse bu fiiller geçiÅŸlidir ve geçiÅŸli olduÄŸu için de kılış fiilidir ![]() - Fiil, öznenin kendi iradesi dışında geçirdiÄŸi deÄŸiÅŸimi anlatıyorsa ve bir hareket bildirmiyorsa o fiil oluÅŸ fiilidir ![]() Sararmak ,YaÅŸlanmak,Uzamak, Paslanmak,büyümek,solmak,acıkmak… Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller geçiÅŸli olmadığı için kılış fiili olamaz ![]() ![]() - Fiil, öznenin kendi iradesinde yani kendi isteÄŸi ile gerçekleÅŸiyorsa ve fiil bir hareket ifade ediyorsa o fiil durum fiilidir ![]() Yürümek, oturmak, gitmek, çıkmak,aÄŸlamak… Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller , bir hareket bildirmektedir ve bu hareket kiÅŸinin kendi isteÄŸiyle gerçekleÅŸmektedir bu yüzden yukarıdaki fiiller durum fiilleridir ![]() Not: Durum fiilleri de oluÅŸ fiilleri de geçiÅŸsiz fiillerdir ![]() |
![]() |
![]() |
|