|
|
Konu Araçları |
altın, altının, efsaneleri, ilişkin, inançlar, mistik, özeliklerine |
Altının Mistik Özeliklerine İlişkin İnançlar - Altın Efsaneleri... |
08-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Altının Mistik Özeliklerine İlişkin İnançlar - Altın Efsaneleri...Altının mistik özeliklerine ilişkin inançlar, eski uygarlıkların kültüründe önemli bir yere sahipti Örneğin İnkalar, altının "Güneş'in teri" olduğunu düşünüyorlardı ve altından yaptıkları değerli nesneleri güneş tanrısına armağan ediyorlardı Eski Mısırlılar, altının tahrip olmayan gücüne hayrandılar Bunun için, başka bir hayata doğru yolculuğa çıktıklarına inandıkları ölülerini, altın kaplama sarkofajlarla koruma altına alıyorlardı Her dokunduğu nesneyi altına çeviren Midas'tan, altın yumurtlayan tavuğa, tüm çocukluğumuz altın üzerine kurulu öykülerin bombardımanıyla geçti Kuşkusuz bunların çoğu bir efsane Ama, aralarında gerçek payı olanların sayısı da az değil Örneğin, Yunan mitolojisine göre tanrı Dionysos, Frigya kralı Midas'a dokunduğu her şeyi (buna ayaklarıyla dokunduğu şeyler de dahildi), altına dönüştürme gücü vermişti Bugün bilimsel çalışmalar bu efsaneyi açıklayabiliyor Midas'ın kralığının hayat kaynağı, bölgedeki Sardes Nehri'ydi Bu su yatağının Antikçağ'da altın madeniyle dolu zengin alüvyonlar içerdiği artık biliniyor Kuşkusuz, Kral Midas bu nehirde dolaşırken ayaklarının dibindeki altın tortuları ortalığı parıldatıyordu Altın konusundaki mitolojik öyküler Midas'la sınırlı değil 17 Şubat 1923 tarihinde arkeolog Howard Carter, MÖ 1343'te ölen Tutankhamon'un mezarını ortaya çıkardığında, buradaki altın miktarı hayal tacirlerini yeniden hareketlendirdi Bir efsaneye göre, tanrı Osiris, tanrı Anubis'in yardımıyla yeryüzündeki bütün altını ele geçirdi ve bunu Birinci Hanedan'ın firavunlarına verdi Ama bugün Eski Mısır'ın altın zenginliğinin, özellikle Nübye bölgesindeki madenlerden geldiğini biliyoruz Bunu kuşkusuz firavunlar da biliyordu Çünkü "Nub", Mısır hiyeroglif dilinde altın anlamına geliyordu Ancak o tarihte kimse Nübye'den bahsetmiyor, herkes efsanevi "Punt" diyarından söz ediyordu Tutankhamon'un mezarından çıkarılan altın eserler bugün Kahire Müzesi'nde sergileniyor Altın madenini gösteren bir Mısır haritası Bir başka efsanevi altın diyarı ise, Eski Ahid'de adı geçen "Ofir" idi Oradan getirttiği altınlarla, Yahudi kralı Süleyman, Kudüs'teki ünlü Süleyman Tapınağı'nı inşa ettirmişti Bilim adamları şimdiye kadar "Ofir" diyarının neresi olduğunu tam olarak saptayamadılar Ama, o tarihlerde altının, Arabistan'dan Fenikeli denizcilerle taşındığı ileri sürülüyor Geçen yüzyılın sonlarında Alman arkeolog Heinrich Schliemann, Miken ve Troya altınlarını gün ışığına çıkarınca, dikkatler bu kez de eski bir Yunan efsanesine çevrildi Acaba büyük ve tehlikeli bir deniz seferine çıkan Argonotlar, dev yaratıklar Kikloplar'la mücadelelerinde galip çıkıp, o ünlü "Altın Vadi"'yi bulmuşlar mıydı? Günümüzde, bu altınların Balkanlar'da ve Kırım bölgesinde yaşayan barbar halkların yağmalanmasından geldiği kanıtlandı Çünkü, MÖ 4000 yılına ait bazı Yunan metinlerinde, Yunanlılar'ın barbar komşu kavimlerin altınından haberdar oldukları açıkça belirtiliyor Mayalar'a ait bu altın disk, bugün British Museum'da sergileniyor 1800'lerde, Silezya bölgesinde bir başka efsane yayılmıştı Şeytan, bölgede bir yeraltı krallığı kurmuştu ve buraya giren insanlar büyük acılarla ölüyordu Aslında olay, tüm madencilerin çok yakından bildiği, grizu gazının etkisinden başka bir şey değildi Altın konusundaki en büyük Ortaçağ efsanesi ise, Fafter adlı bir ejderhanın el koyduğu Ren Nehri'nin altınlarıydı Bu efsanenin gerçeği ise şuydu: Söz konusu altın, Alp Dağları'ndaki madenlerden çıkarılıyordu Onu ilk keşfeden filozof ve teolog Albert Mago idi 1342 yılında Salzburg başpiskoposu, bu madenlerin işletilmesini ve çıkan altının küçük teknelerle Ren Nehri boyunca taşınmasını emretmişti Daha sonra, Latin Amerika'dan getirilen altın daha ucuza geldiği için bu yol terk edilmişti Yani, altınlara el koyan dev ejderhanın adı, ekonomik rekabet idi Eski bir Japon gravüründe, altın madenindeki koşullar gösteriliyor Kuşkusuz, "Eldorado"'dan söz etmemek olmaz İspanyol gemici Francisco Pizarro, Latin Amerika keşfine 177 asker ve 67 at ile başlamıştı Ancak, ateşli silahlarının ve kurnazlığının sonucu, 300000 kişilik bir orduya sahip olan İnkalar'ı yenmeyi başarmıştı İnkalar, güneşin simgesi olarak gördükleri altına karşı büyük bir inanç besliyorlardı ve tapınaklarında bu madenden yapılmış sayısız zenginlik bulunuyordu Öyle ki, Cuzco'daki ana tapınağın içinde som altından gemiler bile vardı Pizarro İspanya'ya dönüp bu gördüklerini anlatınca, Avrupa'da ipini koparan soluğu Latin Amerika'da aldı Herkes altın diyarı "Eldorado"'yu arıyordu Önce Şili boyunca dolaşıldı, daha sonra Brezilya'ya dönüldü Ama bir türlü "Eldorado"'yu bulunamıyordu Efsaneye göre "Eldorado" kavramını çıkaran Amazon ormanlarında yaşayan yerlilerdi Beyaz adamın açgözlülüğü ve acımasızlığı karşısında ürken yerliler, Amazon bölgesinin güneyindeki içi altınla dolu bir göl hikâyesini uydurmuşlardı Böylece beyaz adamı o yöne doğru sürmeyi planlamışlardı Ancak, Portekizliler, bölgeyi İspanyollar'dan daha iyi tanıyorlardı Bu nedenle güneye değil, Brezilya'dan karaya çıkarak, Amazon Ormanı'nın tam göbeğine yöneldiler ve sonunda ünlü Minas Gerais madenlerine ulaştılar O günden bugüne "Eldorado" kavramı, kısa yoldan zengin olmayı hedefleyen insanların düşlerini simgeliyor "Altın, değerli ama kırmızı altın Siyahı beyaz, çirkini güzel, kötüyü iyi, yaşlıyı genç, korkağı cesur, sıradan insanı soylu yapan lanetli maden Sen insanlar arasına kavgadan başka bir şey getirmedin" William Shakespeare (Atinalı Timon) "Uluslararası düzeyde galip geldiğimiz zaman, bazı büyük kentlerin ana caddelerinde altından umumi tuvaletler yaptıracağız Bu da, bu madenin en doğru ve en örnek kullanımı olacak" Vladimir Lenin (Pravda) "Altın içeri girdiğinde, asalet kapıdan çıkar" Rotterdamlı Erasmus (Özdeyişler) "Altının görevi bitti Şimdi yeniden toprağın derinliklerine girebilir Şimdi o, cumhuriyet ilan edilmesine bile gerek kalmadan, sıradan bir bakan koltuğuna oturtulmuş, çöküş halindeki bir kraldan başka bir şey değil" John Maynard Keynes Ünlü İngiliz iktisatçı Alıntıdır |
|