Anne Ben Ölüyorum |
08-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Anne Ben Ölüyorumİlk o uyanırdı sabahları Yatağı hemen cam kenarındaydı Hafifçe doğrulur, perdeyi aralar, sokağa bakardı Gün böyle başlardı Sonra annesi gelir, “bu sabah nasılsın?” derdi; o güzelliğin saçlarını okşar, gözlerine bakarken Bir çocuk Sonsuz ve sınırsız bir güzellik “İyiyim anne” derken sesi hafifçe titrese de, büyük bir güçle çıkardı sözcükler dudaklarından: “bu sabah daha iyiyim anne” Ve bir an, hüzünle bakarlardı öylece birbirlerine Bir hastalık, çiviledi onun yaşamını yatağa ve hayat onun üzerine ağır yorganını çekti Bir hastalık işte, bağladı onu yatağa, ıssızlığa; adı önemli değil Annesi yanıbaşındaydı hep, günler karışıyordu birbirine Yaşam bir solüsyon gibiydi artık Hep hüzün yoktu Arada acımtrak sevinçler de vardı Kumrular konardı penceresinin önüne Dışardaki tek arkadaşıydı onlar Cama parmaklarıyla hafifçe dokunur, hissetmek isterdi onları “Anne, bak yine geldiler Bak, bugün de geldiler” derdi, onları görür görmez Sevinirdi Annesi, bir ona bakardı; bir de o ufacık kumrulara Bazen bir damla yaş süzülürdü o an annenin yanaklarından, bazen de içindeki kurumuş coğrafyaya akıtırdı gözyaşını Ne zaman dışardaki çocukların sesini duysa, heyecandan kıpır kıpır olur, onlara bakardı Sadece cama dokunurdu, o yaşama hiç uzanamazdı Bir anne için “çocuk” demek, hem sevinç hem de hüzün, gözyaşı Ne acı, değil mi? Ve, “anne ben ölüyorum!” dediğinde gülümsemesiz acı kıvranışlarla, zaman her seferinde duruyordu sanki Hüzne boyanıyordu o an duvarlar, o sonsuz güzellik “anne ben ölüyorum!” dediğinde Karanlık bahçedeki beyaz bir zambak gibi Beyaz, sonsuz Sınırsız bir güzellik Pırıltılar, yankılanmalar, çocukluk düşleri, dışarıda Bir odada “anne ben ölüyorum!” seslenişleri onun, yaşama O büyüyor, yaşam da büyüyordu Hayat devam ediyordu HERKES ANNEİSİN KIYMETİNİ BİLSİN SONRADA ÜZÜLMEK BİŞEYİ DEĞİŞTİRMİYOR |
|