Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istidâd, karakter, mesneviden

Karakter Ve İstidad (Mesnevi'den)

Eski 08-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karakter Ve İstidad (Mesnevi'den)




Karakter ve İstidad (Mesnevi'den)



Fare huylulara kedi, bey olur


İnsanın rûhu kendi âleminin sultanıdır Ancak o, şeytana uyup da kötü ahlâkların zebunu olarak fareleşirse nefs kedisinin kölesi hâline gelir Bunun neticesi de iki âlemde de helâktir Bundan dolayıdır ki, nefisle mücâdele dinde büyük cihad olarak isimlendirilmiştir Bunu gerçekleştirmek için nefs sultasını kırarak sadece Hakk?a râm olmak şarttır



Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar


Bed ve kaba ifâdeler, hassas, ince ve zarif ruhları rencide eder Hazret-i Mevlânâ?nın Mesnevî?de bahsettiği eşeklerin ahırına konulan ceylânın durumu gibi?



Körler çarşısında ayna satma, sağırlar çarşısında gazel atma


Kimi muhâtap aldığına dikkat et ve kime nasıl ifâde kullanmakta olduğunu kavra ki, boşuna bir gayret sahibi olmayasın! Bu gerçeği ifade etmek üzere Peygamber Efendimiz: ?İnsanlara, akılları derecesine göre söyleyiniz? buyurmuştur Çünkü arzu edilen fayda, muhatabın iktidar ve anlayışıyla sınırlı kalmaya mahkûmdur



Hiç buğday ektin de arpa bittiğini gördün mü?


Her işte ihlâs ve iktidar nisbetinde netice elde edilir Bu da âdeta bir tabiat kanunu gibi doğrudur Lâkin ekilen tohum, arpa ise, mahsulü ona göre, buğday ise yine ona göredir



İnsana, aradığı şeye bakılarak değer verilir


Bir lâğım faresi, sefaletini saadet zannederek kanalizasyonlarda yaşar, bir kelebek ise nadide çiçeklerin arasında mes?ud olur Bu, onların fıtratlarının aynasıdır Aynı şekilde insanların yönelişleri de onların hangi vasıfta olduğunu yansıtır Bu noktada salihlerin feyiz kaynağı sâlihler içinde fâsıkların gıdası da fâsıklar içindedir Nitekim Hazret-i Ebûbekir, Rasûlullah ile hayat buldu Hâman da zâlimlikte, avânesi olduğu Firavun ile aynı girdapta boğuldu



Gümüşün dışı aktır, berraktır, ama onun yüzünden el de kararır, elbise de Ateşin kıvılcımlarıyla al-al bir yüzü vardır, ama yaptığı kötü işe bak, sonundaki karalığı seyret


Dıştan güzel görünüp de içten çirkin olmak, insana hiçbir kıymet kazandırmaz Ambalajdaki güzellik, içteki çirkinliği örtmez Bu itibarla dıştan ziyade iç âlemi güzelleştirmeğe çalışmak mühimdir Esas olan, iç âlemle dış âlemin birbiriyle aynı ve âhenkli olmasıdır



Her rüzgârla otlar gibi sallanırsan, dağlar kadar bile olsan bir ota değmezsin


Doğru-yanlış, yerli-yersiz her tesire kapılmak, insanı dengesiz ve değersiz hâle getirir Dolayısıyla insanı değerli kılan, yanlış ve yersiz tesirler karşısında güçlü, dirayetli, şahsiyetli ve iradeli olabilmektir Hazret-i Ali, Hazret-i Ebûbekir?i anlatırken onu bu dirayet özelliği ile şöyle tasvir eder:

?Hazret-i Ebûbekir, îmanı ve istikameti itibarıyla bir dağ gibidir Hiçbir (menfî) rüzgâr ona tesir etmez?



Eşek müşteri olup bir şey alacak olsa, elbette ham kavunu alırdı


Her varlık kendi ihtiyacına göre taleplerde bulunur Basit varlıkların ihtiyaç ve talepleri basit, seviyesizlerin seviyesiz, yüksek ruhların da zirvelerdir Buna göre insanoğlu neyin peşinde koşuyorsa ona göre bir değer ve seviyede demektir



Terazide arpa altınla eş olmuştur, fakat bununla arpa, altın gibi kıymetlenmiş olmaz


Şeklen ve maddeten her insan aynıdır Lâkin bu ayniyet mânen de bir seviyede olmalarını gerektirmez Dış ölçülere göre aynı değerde görünen pek çokları, iç ve muhteva bakımından dağlar kadar farklılık arz eder Çünkü insan, et ve kemik çuvalından ibaret bir cisim değildir



Her iki cins kamış da aynı yerden sulanır Fakat biri boş olur, diğeri şeker ile dolar


Emekler, muhatabın kabiliyet ve yapısına göre netice verir Nisan yağmuru, yılanda zehir, istiridyede inci olur Aynı şekilde insanların elindeki nimetler de onların tabiatlarına göre bir tesir icra eder Meselâ bir belâ, zayıf iman ve karakter sahibini Allâh?a isyan ettirirken, Hak yolundaki bir mü?minde ise tevekkül ve teslîmiyetin bereketiyle faziletinin ziyadeleşmesine vesile olur




Dünya çeşit çeşit nimetlerle dolu olsa, fareyle yılan yine de tiksindirici şeyler yerler Tahtanın içindeki kurt, ?Kimin böyle güzel helvası var!? der


Her varlığa kendi yaşayış şartları ve o şartlara göre takdir edilen gıdalar hoş gelir Leş yiyerek beslenen bir sırtlan ve akbaba, dünyanın en temiz gıdalarına dönüp bakmaz bile Onun için en berbat leş, en güzel ve temiz gıdadan daha kıymetli ve lezzetlidir İnsan da maddî ve mânevî hangi gıdadan haz alırsa ona göre bir vasıf taşıyor demektir Eğer güzellikten ve kulluktan tat alıyorsa, ahsen-i takvim şerefine sahiptir Şayet çirkinlik, kötülük ve isyandan haz alıyorsa, aşağıların aşağısı bir mertebededir Bu sebeple meşhur bir hukukçu sayılan Horio:



?Bir ülkenin başına kurbağayı getirsen, o ülkenin bataklık olmasını ister? demiştir



Mesnevi'den

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.