Evlilikte Denklik |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Evlilikte DenklikEVLİLİKTE DENKLİK Kelime olarak küfüv, denklik ve eşi olmak demektir Fıkıhda ise, evlenecek olan çiftlerin, birbirlerine bazı konularda denk olmaları demektir Evlenmede denklik, kadınlar için erkekte aranır Yâni bir erkeğin, evleneceği kadına, müslümanlık, neseb, hür olma, meslek ve zenginlik gibi niteliklerde denk durumda bulunması, özellikle kadını korumak için öngörülmüştür Mezhepler, evlenecek kişiler arasında dindârlık bakımından eşitlik bulunmasının kesinlikle gerekli olduğu görüşünde birleşmişlerdir Bunun yanında Hanefîler, erkeğin soy bakımından, kadından daha aşağı olmaması gerektiğini söylemişlerdir (113) İslâm hukûkunda denklikten maksad, evlenecek eşler arasında dînî, ekonomik ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve denklik bulunmasıdır Bu denkliğin, hem çiftler arasında, hem de hısımları arasında seâdet, huzûr ve sevgiye vesîle olacağı düşünülmüştür Evlilikte denklik, bir sıhhat şartı değil, bağlayıcılık şartıdır Yâni denklik, evlilik için mecbûrî bir şart olmayıp, ancak âile seâdetinin te’mîni içindir Rasûlullâh (sav) Efendimiz, Hz Ali (ra)’a hitâben şöyle buyurmuşlardır: "Üç şeyi geciktirme: Vakti gelince namazı; hazır olduğunda cenâzeyi; dengini bulunca evlenecek kızı" (114) Ayrıca başka bir hadîs-i şerîfde: "Kadınları denkleriyle evlendirin, onları velîleri evlendirsin On dirhemden az mehir yoktur" (115) buyurulur Hanefîler’e göre denklik (kefâet), altı yerde aranır Bunlar: Dindârlık, İslâm, hürriyet, neseb, mal ve meslektir 1 Dindârlık: Dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf olan fâsık bir erkek, iffetli ve fazîletli bir kadına denk sayılmaz Aynı şekilde, dînî kurallara bağlı olmayan ve ahlâk bakımından zayıf olan fâsık bir kadın da, iffetli ve fazîletli bir erkeğe denk sayılmaz 2 İslâm: Burada denklikten maksad, kocanın müslüman olması değildir Zîrâ kocanın müslüman olması, evliliğin sıhhat şartıdır Müslüman olmada denklik, kocanın, babası veya büyükbabası bakımından aranır 3 Hürriyet: Çoğunluğa göre köle, hür olana denk değildir 4 Neseb: Bu konudaki denklik, Araplar arasında geçerli sayılmıştır 5 Mal: Eşlerin, aynı derecede mal ve servet sahibi olması da, evlilikte önemli bir unsurdur 6 Meslek: Evlenecek erkek ve kadının velîlerinin iş ve meslekleri arasında bir denkliğin bulunması gerekir (116) Ayrıca çiftler arasında boy ve güzellik gibi fizîkî ölçülere de dikkat edilmesi, eşlerin anlaşabilmeleri ve birbirleriyle uyum sağlayabilmeleri açısından önemli bir husustur Netice olarak İslâm hukukçularının büyük çoğunluğu, nikâhın mûteber olmasında kocanın kadına denk olmasının şart olduğunda müttefiktirler Denkliğin, mutlakâ dindârlık ve güzel ahlâkda aranması gerektiği üzerinde görüş birliğine varmışlardır Asr-ı seâdetteki tatbîkâta bakıldığında da denkliğin, en başta dindârlık ve güzel ahlâkda arandığı açıkça görülür Ashâb-ı kirâmdan Sehl b Sa’d es-Sâidî (ra) anlatıyor: "Birgün Rasûlullâh (sav)’in huzûrundan bir adam geçti Hz Peygamber (sav) yanında oturanlardan birine; "Şu geçen hakkında ne dersin?" buyurdu O da: "Eşrâfdan biridir Vallâhi kız istese kendisine verilmesine, bir şey hakkında konuşsa, sözünün dinlenmesine çok lâyıktır" cevâbını verdi Rasûlullâh (sav) Efendimiz sustular Bir müddet sonra bir başkası geçti Bu sefer yine: "Ya bunun hakkında ne dersin?" buyurdu Adam cevap verdi: "Yâ Rasûlallâh, bu müslümanların fakirlerinden biridir Kız istese reddedilmeye, bir şey hakkında şefâat etse, kabul olunmamaya ve konuştuğu vakit, sözü dinlenmemeye lâyıktır" Bunun üzerine Rasûlullâh (sav) Efendimiz şöyle buyurdular: "(Hayır) bu (adam), yeryüzü dolusunca öbüründen hayırlıdır" (117) Evlenecek eşler, güzellik ve zenginlik câzibesine kapılarak ahlâkı ve dîni zayıf kadınlarla evlenmemelidirler Böyle evlilikler, çoğu zaman hüsranla neticelenmektedir Rasûlullâh (sav) Efendimiz, dâimâ dindâr olan kadınların tercih edilmesini tavsiye buyurmuşlardır Hakîkatte denklik; erkeğin değil, kadının menfaatine yönelik bir haktır Eşlerin, gönül ve görüş birliğine sâhip olmaları da zarûrîdir Zîrâ, bu yönlerden anlaşamayan çiftler, mutlu bir hayât yaşayamazlar |
|