Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aziz, konuğuma, mektup, nesin

Son Konuğuma Mektup / Aziz Nesin

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Son Konuğuma Mektup / Aziz Nesin



Son Konuğuma Mektup


Canalıcıma,

Uykumdayken, kancıkçasına baskın verme!

Gelince de saygısız konuklar gibi oturup, yerleşip, siftinip çöreklenme!

Seni bir müzmin tedirginlik olarak derime yapışmış, canıma sıvışmış olarak kendimde duymayayım

Düşün ki ben seni, varlığımın bilincine vardığımdan beri beklemekteyim Bunca zamandır beklenen bir konuğa yaraşır bir saygınlıkla gel!Sana olan saygımı yitirtme bana Gürültülü patırtılı gelme! Kimseler duymasın geldiğini Bir sen bil, bir de ben bileyim yeter Gelişin herkesleri ayağa kaldırmasın Tam bana göre, bana uyan bir davranışla gel Sessiz sessiz sürdürdüğüm, bunca yıllık yaşamıma yaraşacağı üzere suskun, susuk gel! Çünkü benim için geleceksin, beni almaya geleceksin, başkalarını tedirgin etmeye değil Uykumda birden bastırma ki, bunca yıldan beri gelişini gözlediğim en gerçek ve en son konuğuma göstermem gereken saygıda bir eksikliğim olmasın Saygı ile ayağa kalkıp seni buyur edeyim Almak istediğini, sana onurla kendim sunarak vereyim Bir yaşam boyu çektiklerimi az bulup, bana bir de sen çektirmeye kalkma! Her ne çektimse hepsine güler yüzle katlandım, onları salt kendim bildim Üzünçlerimi kendime sakladım, sevinçlerimi el ile bölüştüm Sonum da böyle olsun isterim Bilirim, güçlüsün Kimselere eğilmemiş başım, senin önünde eğilebilir; ama bunu bana yaptırma!Bana yaşamımı yadsıtıp, sonunda beni kendimden utandırma! Senin amansızlığından böyle bir yiğitlik bekliyorum, bana önünde baş eğdirtme! Güler yüzle gel, gülümseyerek karşılayayım seni

Dimdik yaşadım, sen de beni dimdik kucakla, al götür Pusu kurma, arkamdan vurma Ayakta karşılaşalım soylucasına Öyle çelebicesine gel ki seninle gitmek için istekleneyim Senin gelişinle ikimizin birden gidişi bir olsun Şimdi var, şimdi yok olalım Bekletme beni, elini çabuk tut Her şey birdenbire olup bitsin

Sen öyle bir kesin gerçeksin ki, sana yalan da söylenemez Bütün yaşamımda çağdaşlarımdan hiç birini kıskanmadığımı bilirsin; İyi yürekliliğimden değil, hiç birini kendimden büyük görmediğimden Yine bilirsin, yaptıklarımla ya da yapmayı tasarlayıp yapamadıklarımla da böbürlenirim Bana verdiğin mühlet içinde, tasarladıklarımı yapamadınsa, evet, suç kimsenin değil benim Bu ceza yeter bana; çünkü acısını duyanlar için cezaların en ağırıdır Herkes gibi ben da seninle ilk ve son olarak yalnız bir kez karşılaşacağım Bu karşılaşmamız, nerede ne zaman, nasıl olsun diye, zaman zaman çok değişik istekler geçirdim içimden Kahraman olmak istediğim dönemlerim oldu Kahramanlık ilk savaşlarında ölmeyen, son savaşlarında da sağ çıkmayanlardır Seninle son savaşımda karşılaşmayı istedim bir zamanlar Savaşın, yaşam boyu sürdüğünü, yaşadıkça sonu olmadığını bilmiyordum Sonsuzca süren bu savaşımın öyle bir yerinde gel, öyle bir güzel gel ki, sana gülümseyerek elimi uzatıp “merhaba!” diyebileyim Bir zamanlarda uzun uzun yaşayıp bitkiselliği dönüşmeyi, bitkisel yaşamımda gelişini bile bilmemeyi istedim Şimdiyse ne kahramanlık gösterisinde, ne bitkisel bitkinliğinde gelmeni istiyorum

Dilersen en beklemediğimi sandığın zaman gel Beni hiç şaşırtmayacaksın, çünkü hep aklımdasın, beynimde bir kıymık gibi Korkmadan bekliyorum gel!

Nice yaşadımsa, seninle baş başa diş dişe döv üştüm Birkaç kez yendiğim de yenildiğim de oldu Canım ki en kutsal olan her şeyim benim, onu elbette bana yakıştığı gibi ayakta, saygı ile yiğitçe vermek isterim; teslim olmadan Bir armağan gibi vermek canımı Sen de, yeniğin kalemini-ki o kalem hep kılıçtı-teslim alırken iki elinle başının üstüne saygıyla kaldırarak al beni! Lekesiz arı-duru, yaşamı süresince hep kendi kendini arıtan bir cana saygılı ol, benim sana saygılı olduğum gibi Kimselere demedim, sen de kendine of dedirtme bana Ne kahramanlıkta, ne bitkisellikte, işte şimdi olduğum gibi bir sıra, elimde kalem;önümde kâğıtla daktilom, böyle bir zamanda gel!İstersen gece, istersen gündüz, istersen yazın, istersen kışın gel;Kapım da yüreğim de her zaman açık sana! Yeter ki kendi gözümde kendimi küçültme bana, kimseden su istetme -Üstelik benim savaşım seninkinden çok daha yüce idi Çünkü sen, sonunda nasıl olsa utkunun senden yana olacağını biliyordun Oysa ben, sonunda nasıl olsa yenik düşeceğimi biliyordum Yenileceğimi bile bile , ama hiç yenilmeyecekmişim gibi, beni yenecek olanın üstüne üstüne varmadım mı? Bir an olsun korktum mu, ya da kaçmayı düşündüm mü?

Birazcık daha yaşayabilmek için, birazcık daha iyi yaşayabilmek için, bunca güzelim bu yeryüzü uğruna bile, sana bir kıpı ödün verdim mi? Yaşamayı hak etmeye çalıştığım gibi, ölümü de hak etmek istiyorum Bu hakkı bana tanı! Çünkü bu sonsuz güzellikler açan güzelim dünyaya, ben de gücümce güzellikler katmaya çalıştım Bir güzel ada, atlasta görünmeyecek denli küçük diye yok sayılabilir mi? Benim katkım da atlasta görünemeyecek denli küçük olsa da, var Ne mi yaptım? Ortaçağ simyacıları taşı altına çeviremedi Ama ben bir simyacıyım; göz yaşlarımı gülmeceye çevirerek dünyaya sundum

Saygıyla, gel bekliyorum

AZİZ NESİN
09/06/1974

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.