Türk Tarihinde Çiçek Aşısı

Memleketimizde eski Çin’den gelen usul üzerine Kafkasya’da olduğu gibi çiçek hastalığına karşı aşılanma, çok eski asırlara kadar uzar

Hatta bu aşının, Avrupa’ya gelişinde: memleketimiz bir köprü vazifesi de görmüştür İngiliz Sefirinin eşi Lady Montagü,1717’de İngiltere’deki dostlarından birisine yazdığı mektupta: Edirne’de gördüğü aşı keyfiyetinden bahsetmiş ve bu hususa zamanın gafil İngiliz hekimlerinin dikkat etmelerini istemiş ve oğlunu da, düğün eğlenceleri gibi yapılan bir toplantıda aşılattığını beyan etmiş ve daha birçok tarihi bilgi de vermiştir

Bu mektup, İngiliz hekimlerinin ve zamanında aşıcılık yapan Cenner’in de dikkatini çekmiştir

Ancak bizde bu aşı 1717’de başlamış Timoni, İstanbul’da 1714’te bu aşının bizde yapıldığını, Leydiden önce, Avrupa’ya bildirmiştir Resmi bir kayda göre bu tarihten 38 yıl önce,1679’da Anadolu’dan gelen bir aşıcı da çocuklara bu aşıyı tatbik etmiştir Aşı çiçek geçiren bir hastanın cerahatlerinden bir ceviz kabuğu içinde toplanmıştır Deri içine bir uçla çizilerek üzerine birazcık aşı konur Toplu bir halde yapıldığından bunun töreni de vardır

Çocuk birkaç gün hasta olur Yalnız aşılanan yerde değil, vücudunun muhtelif yerlerinde, seyrek çiçek çıkarır Bunlar bir daha hastalığa yakalanmaz Aşı bizde de, iki asra yakın mecburidir Bir nizamname ile, esasen çocuk iken çiçek çıkarıp güzelliği bozulan, Sultan ll Abdülmecit, buna riayeti emretmiştir Hatta halkı alıştırmak için, çok defa huzurunda aşılatmıştır Vilayetlere tamim için birçok genç davet edilerek Tıbbiye Mektebi’nde aşıcılar yetiştirilmiştir