Mustafa Kemal'i Sevmek |
08-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mustafa Kemal'i SevmekSevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Özgürlüğü ve bağımsızlığı sevmek… Bunları karakter, yani ruh, öz, omurga olarak kabul edenleri sevmek Mustafa Kemal'i sevmek… Fikri hür, ilmi hür, irfanı hür olanları sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Yoksul, yürekli, namuslu, yalansız, riyasız, pazarlıksız… Tertemiz alnından vurulup düşen hem de daha, bir tek kurÅŸun atmadan, o istedi diye Allah deyip ÅŸehitlik için ileri atılan dedelerimiz, EÄŸinli dedem, Ali ÇavuÅŸ gibi sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Kopan bacağını tüfeÄŸinin dipçiÄŸinin kayışıyla baÄŸlayıp savaÅŸarak ölen Ezineli Yahya ÇavuÅŸ gibi sevmek… Çanakkale'de 19 Tümen 'in her bir neferi gibi sevmek… Sevmek… Ölmeyi emreden birini, Mustafa Kemal'i sevmek… Ölenleri dün olduÄŸu gibi bugün de anlamak: "Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur Uyku, dinlenme aramanın , bu dinlenmeden yalnız bizim deÄŸil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım" Sevmek …Mustafa Kemal'i sevmek… Dün olduÄŸu gibi bugün de bir adım geri gitmeyenleri ,gitmeyecekleri sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Ölümden kaçarken durup onu dinleyip ölüme koÅŸmak… Sabah saatlerinde Mustafa Kemal 57Alay'ı bir batarya ile Koca Çimen Tepe istikametinde harekete geçirdi Kendisi de durumu izlemek için Conk Bayırı'na çıktığında Arı Burnu tarafından erlerin çekilmekte olduÄŸunu gördü Seslendi: "Niçin kaçıyorsunuz?" "Efendim düşman" dediler "Nerede?" "Ä°ÅŸte, diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler Düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaÅŸmış ve ileri doÄŸru yürüyordu Askerlere, "Düşmandan kaçılmaz" dedi "Cephanemiz kalmadı" dediler "Cephaneniz yoksa, süngünüz var," dedi "Ve bağırarak süngü taktırdı Yere yatırdı Ölmeyi emretti…Öldüler… O anlatıyor: "Yalnız size 'Bomba Sırtı olayını' anlatmadan geçemeyeceÄŸim Karşılıklı siperler arasında mesafemiz 8 metre, yani ölüm kesin Birinci siperdekiler hiç biri kurtulamamacasına hepsi düşüyor; ikincidekiler onların yerine giriyor Fakat ne kadar imrenilecek bir soÄŸukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, 3 dakika kadar sonra öleceÄŸini biliyor, en ufak bir duraksama bile göstermiyor Sarsılmak yok! Okuma bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar Bilmeyenler Kelime-i Åžahadet getirerek yürüyorlar Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayrete ve tebrike deÄŸer bir örnektir Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur"…' Mustafa Kemal'i sevmek… Ölesiye sevmek… Dün deÄŸil bugün gibi sevmek… Bugün de ölmeyi bilmek Ölen çocuklarının ardından Avusturalyalı annelerin acısını dindiren,onlara : "Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız huzur içinde uyuyunuz Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar, gözyaÅŸlarınızı siliniz Evlâtlarınız bizim baÄŸrımızdadır Huzur içindedirler, onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlâtlarımız olmuÅŸlardır" Diyebilen Mustafa Kemal'i sevmek "DaÄŸlarda tek tek ateÅŸler yanıyorduVe yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki ÅŸayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceÄŸini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, birdenbire beÅŸ adım sağında onu gördü PaÅŸalar onun arkasındaydılar O, saati sordu PaÅŸalar: "Üç", dediler Sarışın bir kurda benziyordu Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı Yürüdü uçurumun başına kadar, eÄŸildi, durdu Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı" … Atladı…Bir ayağı Ä°zmir' de bir ayağı Ankara'da dimdik durdu… Sevmek Mustafa Kemal'i Nazım gibi sevmek… Cumhuriyetini emanet ettiÄŸi gençler gibi sevmek… 23 Nisan çocukları gibi sevmek Dünyanın en aydınlık yüzü Türk kadınları gibi sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Kütahya'da KurtuluÅŸ savaşının ortasında, 2 yıldır görmediÄŸi oÄŸlunun sekiz ay önce hastalıktan öldüğünü duyup el defterine, " oÄŸlum Ä°zzet sekiz ay önce ölmüş" diye not düşüp savaÅŸa devam eden, Ä°smet PaÅŸa kadar sevmek… Osmanlı Genelkurmay BaÅŸkanı ve MareÅŸali iken rütbelerini sıyırıp, onunla Anadolu'ya geçip yeniden kavgaya tutuÅŸacak Fevzi Çakmak PaÅŸa kadar sevmek Mustafa Kemal'i sevmek… Erzurum'da bir yalnız adama, silahlarını teslim etmemiÅŸ tek Osmanlı ordusu olan 9 kolorduyu kendisiyle birlikte teslim edecek kadar çok inanıp, emrine girip, cenk edip, barışta karşı durup, ciltlerce kitap yazacak Kazım Karabekir PaÅŸa kadar sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek…YaÄŸan yaÄŸmur altında,ayaklar çıplak yürürken hastalıktan,açlıktan ateÅŸler içinde yanan bebesinin üzerindeki örtüyü alıp, cephane yüklü kaÄŸnının üzerine örten analar kadar sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Kadın olup aşık olduÄŸun adamdan, evladından, anandan, babandan daha çok sevmek Mustafa Kemal'i… Anlamak o kadınları, onları anlamak için kendilerini kurtarmaya gelen askerleri " Kemal'in askerleri" diye selamlamalarını anlamak, Afyon'da, Antep'de, MaraÅŸ 'da, EskiÅŸehir'de yani Anadolu'da, düşman iÅŸgali altında tecavüze uÄŸrayıp, ölmemek…O acılar içinde saÄŸ kalmak…Herkesin sattığı, terk ettiÄŸi, arkadan vurduÄŸu ,hançerlediÄŸi bir halkı elinden tutup kaldırmak YokluÄŸunu yokluklarına, gözyaÅŸlarını gözyaÅŸlarına, azmini, azimlerine ekleyip onlara haydi diyebileni sevmek… YaÅŸama azminin adının Mustafa Kemal olmasını anlamak… Namusun adının Mustafa Kemal olmasını, onurun, erdemin adının Mustafa Kemal olmasını anlamak… Bu toprağın kadını, erkeÄŸi, evladı olmak… Mustafa Kemal'i sevmek, tecavüze uÄŸrayan o Anadolu kadınları gibi sevmek, tecavüzden kurtarılan o Anadolu kadınları analarımız, bacılarımız, kardeÅŸlerimiz gibi sevmek… Dinimizi, milletimizi, devletimizi kurtaranları, Kemal'in askerlerini sevmek… Acıyı bilenler, unutmayanlar,unutmayacaklar gibi sevmek… Mustafa Kemal'i namus bilmek… Sevmek… Ä°zmir'de ki o sevda anıtı gibi dimdik durmak…Ä°zmir'e ilk giren Kemal'in askerlerinin Yunan askerleri tarafından ÅŸehit edilmesi üzerine o anıta Mustafa Kemal'in Türkiye'nin macerasını anlattığı Nutuk 'da kavgasının parolası ve iÅŸareti olarak yazdığı "Vatan ve Namus" diye yazan Ä°zmirliler gibi sevmek Mustafa Kemal'i sevmek… Vatan ve Namus gibi sevmek… Mustafa Kemal'i Vatan ve Namus bilmek… Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür gençler gibi sevmek… Bağımsızlığı ve özgürlüğü sever gibi sevmek…GeliÅŸmiÅŸ,büyük Türkiye'yi sevmek… Cumhuriyet'i…DevrimciliÄŸi… MilliyetçiliÄŸi…Halkçılığı…LaikliÄŸi…Devletà §iliÄŸi sever gibi sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Anti emperyalizmi sever gibi, sömürgeciliÄŸe karşı duranları sever gibi… Türkiye'nin çınarlarını, çiçeklerini,bozkırını, bataklıklarını,denizlerini, havasını, kuÅŸunu, kurdunu sever gibi … Dünyanın aç ve yoksul çocuklarını sever gibi, çocuklarımızı sever gibi, insanları, doÄŸayı sever gibi, dünyayı, iyiyi,doÄŸruyu,güzeli sever gibi sevmek… Ulusalcılar gibi sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Kursağından haram lokma geçmemiÅŸ çocuklar gibi sevmek… Hazreti Ömer'i bile kıskandıracak o büyük ahlakı sevmek… Yaratıp,, anasının ak sütü gibi helal mallarının hepsini, ölünce milletine bağışlayanı sever gibi sevmek… kazanıp O'nun kalpaklı fotoÄŸrafı ellerinde ,oÄŸullarının al bayraÄŸa sarılı naaÅŸlarının önünde "Devlet , millet saÄŸ olsun" diyen ÅŸehit anaları gibi sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Elmalılı hoca Mustafa Yazır gibi , Tuncelili Diab AÄŸa gibi sevmek… KurtuluÅŸ savaşında tebdili kıyafet gezen Galip Hoca gibi sevmek…Sonra barışta Celal Bayar olup kavgalardan geçip, ölmeden önce " Atatürk seni sevmek ibadettir" diyerek sevmek… Ä°zmir'de Yunan'a ilk kurÅŸunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin'in ruhunu ÅŸad edip, beÅŸ yıl sonra düşmanı kovup namusu ve ÅŸerefi yerden kaldırıp; Ä°zmir'de , büyük kısmı hain iÄŸfasına uymuÅŸ, Ä°stanbul gazetecilerini toplayıp: " Türkiye basını, milletin hakiki sada ve iradesinin belirtisi olan Cumhuriyet'in etrafında çelikten bir kale vücuda getirecektir Bir fikir kalesi, zihniyet kalesi Basın mensuplarından bunu talep, Cumhuriyetin hakkıdır…" diyen Mustafa Kemal'i, doÄŸumunun 125 yılında vefa ve minnet duygularıyla ilk günkü gibi sevmek… O'na karşı görevini yerine getirememenin utancıyla manda yürekleri çatlayıp ölemeyenler, intihar bile edemeyen dönekler,korkaklar, alçaklar, hainler, satılmışlar gibi deÄŸil… Mustafa Kemal'i Türk halkı gibi sevmek, Türk milleti gibi sevmek, Türkiye gibi sevmek, namuslu gazeteciler, yazarlar, yayıncılar gibi… Abartısız, yalansız, sade, duru, basit… Kanaltürk gibi sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Onun bildiÄŸi gibi, "memleketimizin halini, ihtiyacını milletimizin elemlerini ve emellerini" bilmek… Mustafa Kemal'i sevmek… Sevdasını Vatan… Sevdasını Namus… Sevdasını Bayrak… Sevdasını Türkiye bilenler gibi sevmek… Esaret altında yaÅŸamaktansa… Bu yoksul ve bitap milleti ayaÄŸa kaldıramamaktansa… Onun kazanımlarını koruyamamaktansa… Türkiye'yi muassır medeniyete, çaÄŸdaÅŸ; bilimde teknolojide, eÄŸitimde, saÄŸlıkta, adalette, emekte geliÅŸmiÅŸ, çalışanın kazanacağı,eÅŸit,kardeÅŸ, özgür insanların yaÅŸadığı ülkelerin düzeyine ulaÅŸtıramamaktansa… Türkiye'yi tam bağımsızlık ilkesiyle yönetememektense… Türkiye'yi bilimden, aydınlıktan koparıp ÅŸeriata, karanlığa, irticaya, ÅŸeyhlere, tarikatlara teslim etmektense… DaÄŸlarda çoban ateÅŸleri yakacaklar gibi sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek "Vatan ve Namus" demek… BaÅŸka da hiçbir ÅŸey demek deÄŸil… Düşmanlarına, döneklere, eski ve yeni mandacılara, takiyecilere, yalancılara, bin bir suratlı para kölelerine, mezarının önünde aÄŸlayıp eÄŸilip, sana ve devrimlerine kalleÅŸlik edenlere inat… Seni her zamankinden daha çok seviyoruz… Tuncay Özkan |
Mustafa Kemal'i Sevmek |
08-03-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mustafa Kemal'i SevmekSevenler kadar sevmeyenler de var Bunu küçük bir zümre açık açık dile getirirken, çoğu kişi de içinden kinleniyor Cahillik işte Ama bunda bizlerinde kabahati yok değil Törenlerde soğukta veya sıcakta okul bahçelerinde sıradan nutuklar ile olmaz bu işler Küçük çocuklar üzerinde tam ters etki yarattığı artık kafalara dank etmeli Üstelik, doğar doğmaz hiçbir şeyden haberi olmayanların bile ebeveynleri dolayısıyla bu düşmanlığı edindiği de aşikar * * * |
|