Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ekspresimidnight, express, geceyarısı

Geceyarısı Ekspresi---Midnight Express

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Geceyarısı Ekspresi---Midnight Express



Senaryosunu [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]'nun yazdığı ve [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]'ın yönetmenliğini üstlendiği ırkçı öğeler içeren [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]'lı film [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız] yılında çekimleri biten ve gösterime giren film dünyada [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]'ye ve bütün [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız] insanına karşı haksız bir karalama olarak tarihin sayfalarında yerini almıştırGösterime girmeden önce [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız] tarafından protesto edilen Geceyarısı Ekspresi, [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız] [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]'nde aday olduğu 6 dalın 2'sinde oscar kazandı (En iyi özgün müzik: Giorgio Moroder ve en iyi uyarlama senaryo: Oliver Stone)
eceyarısı Ekspresi---Midnight Express[/url]Filmin gerçek kahramanı olan [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız] ise yaptığı bir röportajda başından geçen olayların filmin senaristleri tarafından abartıldığını ve bu sayede [Linki sadece üyelerimiz Görebilir Üye olmak için tıklayınız]'a giden yolun açıldığını açıklamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Geceyarısı Ekspresi---Midnight Express

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Geceyarısı Ekspresi---Midnight Express



“Geceyarısı Ekspresi” (Midnight Express), 1970 yılında turistik amaçlarla geldiği İstanbul'da, uyuşturucu piyasasından temin ettiği bir kaç kilo esrarı ülkesine kaçırmaya çalışırken yakalanan Amerikan genci William “Billy” Hayes'in anılarından beyazperdeye uyarlandı Hayes, -o zamanki adıyla- Yeşilköy Havalimanı'ndan New York'a hareket etmek üzereyken, son anda yapılan bir polis kontrolünde, beline sardığı esrar plakalarıyla yakayı ele vermiş ve Türk mahkemelerinde yapılan yargılamanın sonucunda da uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giymişti

Gerçek William Hayes günümüzde Hollywood'da yapımcı ve yönetmenlikle uğraşıyor

Cezaevine girmesiyle birlikte, ABD'deki akrabalarının serbest bırakılması yönünde yoğun bir kampanya başlattıkları genç adam, o dönemin Türkiye'sinin -çok da iyi sayılamayacak- cezaevi koşullarında beş yıl süreyle hapis yattı Ancak, ülkemizdeki varlığının gitgide diplomatik bir soruna dönüşmesinden dolayı, Türk gizli servisi ve CIA'in ortak kararıyla, 1975 yılında -o sırada cezasını çekmekte olduğu- İmralı adasından kaçmasına “göz yumuldu”
İmralı'da, kullanması için kıyıya özellikle bırakılmış bir kayık ile Yunanistan'a geçen, oradan da ülkesine geri dönen Hayes, Amerikan medyası tarafından abartılı bir ilgiyle karşılandı ve Diaspora Ermenileri'nin başını çektikleri büyük bir lobi faaliyeti sonucunda da "sıradan bir esrar kaçakçısı”ndan “özgürlüğü uğruna büyük acılar çekmiş bir kahraman” mertebesine yükseltildi


Bu süreçte konuyla yakından ilgilenen ünlü yazar William Hoffer, çok uzaklardaki bir ülkede kâbustan farksız bir cezaevinden kaçıp kurtulan, ancak bu kez de kendi ülkesinde hak edilmemiş bir şöhretin pençesine düşen Hayes ile yakın işbirliği hâlinde (daha doğrusu, Türkiye düşmanlarının gözü dönmüş desteğiyle, onun öfkesini ve gençlik heyecanlarını alabildiğine sömürerek) otobiyografik bir kitap yayımladı Hoffer'in Hayes'in anılarına yakıştırdığı “Geceyarısı Ekspresi” adı, -kahramanımızın kitaptaki ifadesiyle- Türk cezaevi jargonunda “cezaevinden kaçma” eylemini simgeleyen popüler bir deyimden gelmekteydi


Ortak imzayla yayımlanan bu sürükleyici otobiyografi kısa bir süre sonra sinemacıların da ilgisini çekecek ve “Geceyarısı Ekspresi”, 1978 yılında -o sıralarda henüz kariyerinin başlarında bulunan- İngiliz yönetmen Alan Parker tarafından beyazperdeye uyarlanacaktı Hayes'i genç aktör Brad Davis'in canlandırdığı bu sansasyonel filmin senaryosu ise -sonradan aynen Parker gibi çok ünlü bir yönetmene dönüşecek olan- Oliver Stone tarafından yazılmıştı
“Geceyarısı Ekspresi”, gösterime girmesiyle birlikte dünyanın dört bir köşesinde Türkiye karşıtı çok güçlü bir rüzgâr esmesine yol açtı Bunun da en önemli nedeni, Hayes'in nisbeten daha dengeli bir üslûpla yazılmış olan kitabını akıllara durgunluk verecek ölçüde çarpıtan senarist Stone'du Filmin yarısından fazlası, orijinal kitapta hiç bulunmayan kurgusal bölümlerle bezenmişti İçinde bir tek olumlu Türk karakterin bile yer almadığı bu kurmaca öyküyü yöneten Parker da -tıpkı Stone gibi- kariyerinde önemli bir sıçrama gerçekleştirebilmek adına, filme dramatik etkiyi artırabileceği her türlü abartıyı pervasızca kattı


Temel hareket noktası durumundaki "Hayes'in anıları"ndan bu şekilde gitgide uzaklaştırılan “Geceyarısı Ekspresi”, yapılan olağanüstü propagandanın da etkisiyle, o yıl aralarında iki dalda Oscar (En İyi Özgün Müzik: Giorgio Moroder ve En İyi Uyarlama Senaryo: Oliver Stone) ve 6 dalda Altın Küre olmak üzere toplam 15 önemli ödül kazandı; ayrıca başta Cannes Film Festivali'nin Altın Palmiye'si de olmak üzere toplam 11 yarışmada da büyük ödüle aday gösterildi
Film, diplomatik alanda Türk-Amerikan ilişkilerini o güne kadar görülmemiş ölçüde germesinin yanısıra, zamanla Türk siyasetçilerinin -ve dahası Türk turistlerin- gittikleri her yurtdışı platformda mutlaka karşılarına çıkan/çıkartılan bir “sinemasal kâbus"a dönüştü Bu olay, diğer bütün eğitici yönlerinin yanısıra, sinemanın bir ülkenin küresel imajını olumlu ya da olumsuz yönde ne denli etkileyebileceğini gösteren son derece çarpıcı bir örnek olarak da beyazperde tarihine geçecekti
Bu tartışmalı filmin yapımında ön planda olan kimi önemli insanlar, aradan ancak uzun yıllar geçtikten sonra ve o da belli ölçülerde nedamet getirdiler İlk olarak yönetmen Parker, kendisiyle yapılan bazı söyleşilerde “Geceyarısı Ekspresi”nin taraflı bir film olduğunu ve Türklere karşı ölçüsü kaçmış bir düşmanlıkla yaklaştığını" itiraf etti Ardından, anıların sahibi William Hayes, Parker ve Stone'un kendisinden kitabın telif haklarını satın aldıktan sonra orada yazılanları bilinçli olarak çarpıttıklarını, kendisi bu duruma müdahale etmek istediğinde de “Paranı aldın, köşene otur ve işimize karışma” dediklerini açıkladı Son olarak da 2004 yılında (hayatında ilk kez) ülkemizi ziyarete gelen senarist-yönetmen Oliver Stone, iki gün boyunca gezip dolaştığı İstanbul'dan ayrılırken, “O tarihlerde Vietnam Savaşı'ndan yeni dönmüş bir askerdim Bütün baskıcı rejimlere karşı muhalif ve öfkeliydim; böyle bir öykü muhalif ruhumu daha da kışkırttı ve kitapta anlatılan olayları senaryoda daha da abarttım Şimdi ise Türkiye'nin bu kadar sert eleştirileri hak eden bir ülke olmadığını çok daha iyi görüyorum" diyecekti


Sonuçta, konunun tarafları her ne derlerse desinler, “Geceyarısı Ekspresi” bugün hâlâ istisnasız her gün dünyanın çeşitli ülkelerinde, kâh özel gösterimlerde, kâh televizyon yayınlarında, kâh DVD olarak izleyicileriyle buluşmaya devam ediyor Ve Türkiye'nin olayın arka planını anlatma çabaları da 30 yıldır sürüp giden bu güçlü propagandanın karşısında yetersiz kalmakta

Alıntı Yaparak Cevapla

Geceyarısı Ekspresi---Midnight Express

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Geceyarısı Ekspresi---Midnight Express



Bizler ise söz konusu filmi değerlendirirken, Hayes'in can sıkıcı cezaevi anılarını bire bin katarak sinemaya uyarlayan bu kötü niyetli ekipten çok daha nesnel olmak durumundayız Kabul etmek gerekir ki “Geceyarısı Ekspresi, oyunculukları, kurgusu, çekimleri, müziği ve de yönetimiyle iyi bir yapıt Ancak, sanat yönetimi Türkiye'yi biçimsel olarak doğru yansıtmaktan çok uzak Bunun da en önemli nedeni filmin pek çok sahnesinin Türkiye'de değil, Malta adasında çekilmiş olması “Türkiye'ye hiç benzemeyen bir Türkiye" atmosferi içinde akıp giden öykü, arada sırada devreye giren, belgesel amaçlı çekilmiş "dolgu İstanbul görüntüleri"yle durumu kurtarmaya çalışıyor Bunun gibi biçimsel eksiklikleri bir kenara bırakılırsa, Türkiye'yi hiç tanımayan bir yabancının, hele de biraz duygusal ise, bu rahatsız edici filmi izledikten sonra ülkemize alerji duymaması mümkün değil Yani, sonuç itibarıyla hedef tam 12'den vurulmakta
Gerçek William Hayes, kaçışından iki hafta sonra, New York'ta basın toplantısı düzenlerken
“Çivi çiviyi söker” düsturu içinde sinema yoluyla çok sıkı bir cevap hazırlayana kadar, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve kamuoyu bu filmin yol açtığı uluslararası hasarla daha uzun yıllar boyunca boğuşacağa benziyor Biz de böyle bir filmin daha fazla zaman yitirmeden, gerekirse devletin gücü ve imkânları da devreye sokularak çekilmesi dileğimizi burada bir kez daha yineliyoruz
ulusal bir gazetenin eski yıl küpürlerinden bir alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.