Mimari Eserleri |
08-02-2012 | #16 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mimari EserleriMÖ4 yüzyilda Saydali bir zengin için yapilan bu lahid de Iskender lahid ile birlikte Osman Hamdi Bey tarafindan bulunarak 1887'de Istanbul'a getirilmistir Dis görünüsü ile eski Yunan tapinaklarini andirmasina ve Yunan uslübunu göstermesine ragmen, anlam bakimindan doguludur Lahdin çevresinde kabartma olarak 18 aglayan kadin görülüyor Bunlarin herbiri ayri durusta ve degisik hareketlerde gösterilmistir Bazisi ayakta, bazisi oturan bu kadinlarin yüslerindeki hüzüz ifadesi bunu yapan meçhul heykeltirasin ustaligini kabul ettiriyor Bu lahdin kapagi, Iskender'in lahdindeki gibi üçgen prizma seklinde olmayip, düz bir tavan gibidir Kapagin iki yaninda cenaze alayi, kaidenin etrafinda ise av sahneleri yer alir Aglayan kadinlar ve Iskender lahidleri Sstanbul Arkeoloji Müzesi'nin en degerli eserleridir ve dünyanin hiçbir müzesinde bunlardan daha güzel ve iyi korunmus lahid yoktur |
Mimari Eserleri |
08-02-2012 | #17 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mimari EserleriTopkapi Arkeloji Müzesi'nde bulunan lahidlerin en güzellerinden biri de Sidarama lahidir Konya Ereglisi ile Karaman yolu üzerinde, Sidamara denilen mevkide bulundugu iç in bu isimle anilmaktadir MS3 yüzyila ait bu lahdin sahibinin heykeli kapaktadir, fakat kim oldugu bilinemiyor Lahdin kapaginda ve dört yaninda bulunan kabartma heykeller çok çesitlidir ve bir sanat harikasi sayilmaktadir Sahibi gibi heykeltirasi da bilinmeyen bu heykel çok iyi korunmustur ve ziyaretçileri hayran birakmaktadir |
Mimari Eserleri |
08-02-2012 | #18 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mimari EserleriIII AHMED ÇESMESI Sultan III Ahmed, tarihimizde ''Lale Devri'' diye anilan dönemin padisahidir Bir isyan sonunda Taht'a ciktigi için 27 yillik saltanatinin ilk onbes yilinda sert davranmak zorunda kaldi Bu yillarda Rusya, Venedik, Avusturya ve Iran'la savasildi Prut ve Pasarofça andlasmalari imzaladi Fakat, 1728'den, yani Lale devrinin baslamasindan tahttan indirilisine kadar geçen 12 yillik dönem tam bir refah, yenilik ve baris dönemi oldu Sair Müzisyen ve hattat olan III Ahmed, sanati ve sanatçilari korurdu Bu devirde güzel sanatlarin her dalinda büyük ustalar, seçkin sahsiyetler yetisti Türkiye'de ilk matbaa onun hükümdarligi sirasinda kuruldu Lale devrinde, özellikle Kagithane sirtlarinda yapilan kösk ve saraylar, isyanlar ve yanginlar sonucu mahvoldu, sairlerin, bestecilerin ölümsüz ve asilamayan eserleri zamanimiza ulasti, Türk sanatina büyük bir saheser disinda, mimari eserlerin izi bile kalmadi Topkapi Sarayi'nin ana kapisi karsisindaki III Ahmed Çesmesi bir istisnadir O, Lale devrinin solmayan bir çiçegidir Bütün ihtisami ve güzelligi ile sapasaglam dutmaktadir Basmimar Mehmed Aga'nin eseri olan bu sebilli çesme yalniz Lale devri sanatinin degil, bütün Osmanli mimarisinin en güzel örneklerinden biridir, essiz bir saheserdir Çesmenin planini bizzat III Ahmed'in çizdigi, basmimar Mehmed Aga'nin bu plani uyguladigi söylenir Çesçenin dört kösesinde yuvarlak birer sebil, sebillerin arasinda kalan kisimlarda da üç çesme bulunur Çesmelerin yanlarinda süslü gözler vardir Sebillerin üzerine küçük birer kubbe oturtulmustur Çesmenin Ayasofya'ya bakan yüzünde su misra yer alir: Aç Besmeleye iç suyu Han Ahmed'e eyle dua Ebced hesabina göre bu kitabe Hicri 1141 (Miladi 1728) tarihini, yani eserin yapildigi yili göstermektedir Kitabenin kendisi oldugu gibi, el yazmasi da Sultan III Ahmed'e aittir Çesmeyi çepçevre kaplayan yazi ise devrin ünlü sairlerinden Seyyit Vehbi'nin bir kasidesidir Yapinin üstü ahsap, genis saçakli bir çatiyla örtülüdür Çatinin üstü de kursuh kaplidir Halk arasinda Sultanahmet Çesçesi diye anilan bu saheseri yerli yabanci bütün ziyaretçiler hayranlikla seyretmektedir |
Mimari Eserleri |
08-02-2012 | #19 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mimari EserleriSELÇUK KÜMBETLERI Anadolu'nun Türklügünü belgeleyen ata mezarlari, Türk çadir sanatinin tasa ve mermere yansiyan örnekleridir Anadolu'da Selçuk Türklerine alt kümbetler Türk mimarisinin en orijinal örnekleridir Kümbetlere, Dogu Türkistan'dan Anadolu'ya kadar Türklerin geçtigi ve oturdugu her yerde rastlanir "Türk çadiri" adini tasiyan bu mimari türü gerçekten, Türklere ait çadir sanatinin mimariye geçmis örneklerini yansitir Kümbet, Selçuk Türklerinde önemli kisiler için yapilan mezarlar, yani türbelerdir Gövdeleri yuvarlak veya çok köseli, kaideleri ise kare seklindedir Çok köseden kareye geçis için kullanilan çesitli sekillerle, mesela üçgen veya prizmatik sekillerle süslüdür Kümbetin tepe örtüsü huni veya piramit külah seklindedir Fakat içten kubbe olarak görülür Genel olarak iki katli olan kümbetlerin alt katina merdivenle inilir Asil mezar burasidir Ölü burada mumyalanmis olarak bir lahit veya topraga gömülür Üst katta sembolik olarak bir sanduka bulunur Burasi daha çok bir mescittir Büyük Selçuklulara ait en önemli kümbetler bugün iran sinirlari içinde kalmis bulunuyor Eski Türk çadir sanatini yansitan kümbetler de daha çok bu kümbetlerdir Anadolu Selçuklulari mimaride çadir sanatini devam ettirdiler Erzurum, Ahlat Kayseri, Sivas, Tokat, Konya, Nigde, Kirsehir, Divrigi de çok güzel kümbetler vardir Nigde'deki Hüdavend Hatun, Tokat'taki Ali TusîKayseri'deki Döner Kümbet ve Sirçali Kümbet, Ahlaftaki Ulu Kümbet en güzel örneklerdir Kümbetler, mimari ahenkleri, çadir sanatini tasa veya mermere yansitarak geçmise çagrisim yapmalari, kendi eksenlerinde dönüyor ve yukari dogru süzülüyor gibi durmalariyla insani çok etkileyen birer harikadirlar |
Mimari Eserleri |
08-02-2012 | #20 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mimari EserleriKERVANSARAYLAR Selçuklular yol aginin her 40 kilometresine bir han yaptilar ve Anadolu'yu kervanlar için en güvenli ülke haline getirdiler Selçuk Türkleri pek çok kervansaray yapmistir Bunun sebebi, kolay anlasilir: Anadolu'yu yurt edindikten sonra ilk is olarak iyi bir karayolu agi meydana getirdiler Bu yol aginin her 30-40 kilometresinde bir han yaptilar Kervanlar ve yolcular bu hanlarda bariniyordu Hanlar birer yolcu barinagi olmaktan baska, yol güvenligim saglayan birer karakol vazifesi de görüyordu Uzak ülkelerden gelen ticaret kervanlari, yine uzak ülkelere güvenle giderlerdi Hanlar, eskiya baskinina karsi koyabilecek bir sekilde yapilmis kaleler gibiydi Devrin seyyahlari ve tarihçiler, Anadolu'nun en sakin, düzenli ve faal devrini Selçuklular zamaninda yasadigini anlatirlar Bunda, yol boyunca dizilen hanlarin, yani kervansaraylarin rolü oldugunu söylerler |
Mimari Eserleri |
08-02-2012 | #21 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mimari EserleriBURSA ULUCAMİİ TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK CAMİSİ Evet başlıkta doğru yazıyor Ulucami kapalı namaz kılma alanı bakımından Türk Tarihinde yapılan en büyük camidir Hemen aklınıza Süleymaniye, Sultan Ahmet gelebilir Fakat o camilerin büyüklüğü duvarlarla çevrili avlu alanlarıyla birliktedir Ayrıca o camiler tek ve çok yüksek bir kubbe ile örtülü olduğundan çok geniş bir bir alanı varmış izlenimi verir Bursa Ulucami ise çok kubbeli ve alçak tavanlıdır İçinde bulunan çok sayıdaki sütun yüzünden de daha ufakmış gibi hissetmemize neden olabilse de TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK CAMİSİ halen Bursa Ulucami'dir TARİHİ MİNBERİN ÖZELLİKLERİ Minber bütünüyle kainatı sembolize ediyor Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır' ibaresi yer alıyor Sarmaşık motifleriyle süslü olan tırabzanların sağ çıkış ikinci kolonu üzerinde süsleme motifine uygun sülüs tarzda yazılmış, Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet işi ibaresi dikkat çekiyor Sanatkarın bu imzası son yıllarda fark edildi Minberin doğu cephesinde, biri dar dikdörtgen, diğeri alanı daha geniş üçgen biçiminde, bir diğeri en altta şerit halinde uzanan taşıyıcı dolap serisi banko olmak üzere birbirine bitişik üç kompozisyon alanı bulunuyor Üçgen ve dikdörtgen yüze ikisi birlikte Güneş Sistemi'nin kabartma formlarla işlendiği bir alan var Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte küresel kabartma motifler halinde Güneş'e olan uzaklık ve aralarındaki büyüklük karşılaştırmaları da verilerek olması gereken yerlerde Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Pluto şeklinde olan Güneş'e uzaklık sıralaması da doğru Büyüklük mukayesesi de baz alındığında Dünya'dan elli bin defa daha büyük olan Güneş, büyük bir ustalıkla mükemmel şekilde işlenmiş durumda Anlaşılacağı üzere dünyanın yuvarlak olup olmadığının bile tartışıldığı bir devirde bir ahşap işçisi bile o dönemde bilinen tüm gezegenleri rasgele bir yıldız olarak değil, güneş sistemimizdeki birer gezegen olarak işlemiş Peki o çağda bu bilginin sırrı nedir? KABE KAPISININ ÖRTÜSÜ Bugünkü bulunduğu yer: Hutbe'nin sağ tarafında büyükçe biraz yüksekçe bir yere asılmıştır Sadece Siyah bir örtü görünümündedir Çoğu kişi ne olduğunu bilmez Yavuz Sultan Selim, Mısır seferini kazanıp hilafeti ve kutsal emanetleri aldığında aynı zamanda Mekke'nin onarımını da yaptırmaya koyulmuştu Bugünkü Orta ve Doğu Anadolu'yu kapsayan DERSİM adlı eyaletin tüm vergi gelirlerini de MEKKE'ye vakfetmiş, bu eyaleti diğer her türlü vergilerden muaf tutmuştu Taki devlet yıkılana kadar İşte bu gelirler ile yeniden imar edilen KABE'nin örtülerinin değiştirilmesi istenmişti Bu sırada eski örtü İstanbul'a yollanırken Kabe'nin kapısının örtüsü ise BURSA Ulucami'ye hediye edilmişti Bizzat Sultan Selim kendi elleriyle taşıyıp Camiye asmıştı Aslında Bursa'ya geldiğinde üzerinde saf altını iplik haline getirerek dokunmuş çeşitli ayetler çok rahat bir şekilde görünüyordu Yunan işgali yıllarında dahi altın maddesinin kararmama özelliği yüzünden parlak şekilde duruyor olmasına rağmen sonraki yıllarda UluCami'de yapılan hatalı restorasyonlar sonucu cami rutubet almış ve yüzlerce yıl boyunca sapasağlam duran bu altın işlemeler dökülmüşlerdir Bugün üzerindeki işlemeleri ancak parlak ışık altında seçebilmek mümkündür İSLAM'DA MAKAM BAKIMINDAN 5 MERTEBEDE Ulucami'nin bir diğer büyük özelliği ise yine en çok BURSA halkının bilmediği 5 mertebede olmasıdır İslam'da en yüksek mertebeli ibadethane Mekke'deki Mescid-i Haram'dır Diğer Sıralama ise şöyle 1 Mescid-i Haram (Mekke) 2 Mescid-i Nebevi (Medine) 3 Mescid-i Aksa (Kudüs) 4 Emeviye Camii (Şam) 5 Bursa Ulucami / Diyarbakır Ulucami Bu arada özellikle belirtmeliyim ki 5 lik konusundan Diyarbakır Ulucami için de aynı durumdan bahsedenler var Diyarbakır Ulucami ise Anadolu'da yapılan ilk cami özelliğindedir ve Şam'daki Emeviye Caminin benzer planlısıdır Fakat Bursa Ulucami'nin en yüksek 5 Mertebeli cami olduğuna dair pek çok din aliminin ve evliyanın sözleri ve yazdığı eselerde açıkça görünmektedir En bilinenleri; İsmail Hakkı Bursevi, Molla Gürani, AKŞEMSETTİN, Molla Fenari, Emir Buhari (Emir Sultan), Somuncu Baba, Mehmet Emin Tokadi, Aziz Mahmut Hüdayi Bu kişilerin eserlerinde ve çeşitli konuşmalarına ait kayıtlarda bu konuda İTTİFAK içinde (hemfikir) olduklarına dair açık kayıtlara rastlanmıştır Emin olun ki Bursa Ulucami belki Sinan'ın Selimiye'si kadar ihtişamlı değil ancak onunla yarışır ölçüde büyük bir mabeddir camii içini ve avlusunu gezmek için bu adresi tıklayabilirsiniz; http://wwwbursaulucamiicom/tarihcehtm selam ve dua ile |
|