Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
suresinin, sırlarıyla, yaşamak, zilzal

Zilzal Suresinin Sırlarıyla Yaşamak

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zilzal Suresinin Sırlarıyla Yaşamak





1Yer, o şiddetli sarsıntısıyla sarsıldığı,
2Yer, ağırlıklarını dışa atıp-çıkardığı,
3Ve insan: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;
4O gün (yer), haberlerini anlatacaktır
5Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir
6O gün insanlar, amelleri kendilerine gösterilsin diye, bölük bölük fırlayıp-çıkarlar
7Artık kim zerre ağırlığınca hayır işlerse, onu görür
8Artık kim zerre ağırlığınca bir şer (kötülük) işlerse, onu görür






Zilzal Suresinin Sırlarıyla Yaşamak

Bütün duyguların merkezi, başı ve padişahı hangisidir gibi bir soruya verilecek en doğru cevap, herhalde, ‘beka arzusu’ olacaktır Bu arzu, duyguların merkezi ve zenbereğidir Açlığını bastırmaktan evlat sahibi olma arzusuna, mal-mülk edinme tutkusundan tanınıp bilinme hevesine, cinsellikten ölüm korkusuna Hangi duyguyu ele alırsak alalım, derinine inildiğinde, ‘beka arzusu’ çıkar karşımıza Beka talebi, duygularımızın temelidir Dünya fanidir; ama hiçlik, insanın kabul edebileceği türden bir son değildir O yüzden, ancak hayatını ölümün ötesine uzatarak ahireti dünyasına alabilenler şu dünyada dengeli ve huzurlu bir hayat yaşar Yine bu yüzden, ölümü mutlak bir son olarak görenler, bu dünyada varlığını yahut ölümünü bir şekilde unutarak yaşamak zorundadırki, uyuşturucular, sefahet, alkolizm, işkoliklik, eğlence bütün bunların ucu bu noktaya dayanmaktadır
Beka arzusunu doyurabilmek için ölümden öte bir ölümsüz hayat ülkesine muhtaç olan insan, öte yandan, yine bu arzunun bir uzantısı olarak şu dünyada dahi sağlam bir zemine basmak ister İstatistiğe vurulduğunda karşımıza en güvenli yol olarak çıktığı halde havayolu ulaşımının bize olabildiğine ürkütücü gelmesi bundandır Çünkü, bir uçağın içinde, “Her an herşey olabilir” halet-i ruhiyesi içindedir insan İstatistiklerin gösterdiği, “Uçak yere çakılacak olsa?” diye düşünen insanlara hiçbir teselli vermemektedir Çünkü, uçak düşecek olsa, sakat kalarak dahi yaşamasının pek mümkün olmadığını düşünmektedir
Aynı şekilde, denizin de insana güven verdiği pek söylenemez Hava gibi, su da insanı taşımaz çünkü Vapur bir şekilde su alacak ve insan dayanacağı bir zeminden mahrum kalacak olsa, denizin yapacağı iş, bir müddet sonra onu yutmak olacaktır O da beka talebinin sağlam bir zemini değildir kısacası
Yeryüzü ise, insana güven verir Zira, doğduğu andan itibaren onun üzerindedir İnsana, ona atılan temel üzerinde bina kurma imkânı tanır Ektiği tohumu biçmesini temin eder
Bunun için, insanın şu dünya hayatında kendini rahat hissedeceği zemin, gökyüzü yahut deniz değil, yerdir insana dost gelen unsur, hava veya su değil, topraktır Yeryüzü ve toprak, insanın beka arzusunu bir derece karşılamaktadır Eh, insan, ölse bile, en azından toprak olur Kendisinin bıraktığı mal-mülk, evladına kalır Kendisi yerin altına da girse, namı veya soyu yürür
Dolayısıyla, bir Bâki-i Zülcelâl’in varlığına imandan beslenmesi ve asıl olan âhiret yurduna yönelmesi gereken beka arzusunun dünyaya kilitlenip kalmasında toprak unsurunun ciddi bir rolü vardır İnsan, gafletli bir nazarla, Rabb-ı Rahîm’in çok rahmetler ve hikmetler taşıyan bu unsurunu beka talebinin doğru adresinin mezarı kılmaktadır
Zilzâl sûresi, onu ilk kez keşfettiğim günden beri, bu bakımdan manidar gelir bana Bilhassa, bütün bir günü uğrunda harcadığımız şu dünyada artık gönül huzuruyla uyku âlemine girmeye hazırlandığımız gece vakti okumaya gayret ettiğim bir sûredir Zilzâl Kendimden ve Rabbimden gafil olmadığım zamanlarda bu sûreyi kendime tekrarlarken öncelikle düşündüğüm, bu sûreyi gerçekten kavrayacak olsak, dünyanın bizi aldatamayacağıdır Çünkü, güvendiğimiz, beka yatırımını üzerine yaptığımız yeryüzünün hiç de güvenli ve güvenilir olmadığını bildirir sûre-i Zilzâl
Bu sûreden öğrendiğimize göre, gün gelecek, yeryüzü deprenecektir Zaten, zeminin tamamının depreneceği o kıyamet ânına bedel, parça bölük depremler ile el’an bunun nümuneleri sergilenmektedir Yer sarsılır; yıkar, mahveder, ezip geçer Beka yatırımının arsası olarak, uygun bir seçim değildir kısacası
Hem, öyle bir deprem sûretinde deprenir ki, ona yüklediğimiz bütün ağırlıkları dışarı atar Ne ‘biz gitsek de arkamızda kalacak’ dediğimiz malı mülkü arkamızda bırakır; ne de neslimize daimî bir hayat zemini olarak hizmet verir Üzerine yaptığımız yatırımları ve kendisine yüklediğimiz hesapları reddedip atıverir Böylece, celâl yüklü bir hal lisanıyla, “Arzu ettiğiniz bekanın mercii ve zemini ben değilim” der gibidir
Ve, yeryüzü müthiş bir deprenme ile sarsılıp bütün ağırlıklarını dışarı attığında, havada korkan, suda korkan, lâkin ayağı yere basıyorsa huzur duyan insan şaşırıp kalacaktır Âdeta, ummadığı birinden ihanet gören ve güvendiği biri tarafından aldatılan birinin şaşkınlığı içinde olacaktır Gerçi, her an o incecik kabuğunun altında kaynayıp duran cehennem-misâl magma tabakasıyla; üstelik, o tabakanın varlığını bildiren yanar veya sönmüş dağlarıyla veya deprem adlı sarsıntılarıyla yeryüzü bize diyeceğini demiştir durmaksızın Lâkin, beka arzusunu bir Bâkî-i Zülcelâl’in varlığına imanlı besleyip âhirete imanla doyurmanın bazı vazgeçilmez uzantıları nefsinin hesabına gelmediği için, insan bu arzunun adresini ‘yeryüzü’ sûretinde saptırmıştır Lâkin, yer müthiş bir sarsıntıyla deprenip sarsıldığında, kendi eliyle ördüğü aldanışların kofluğuyla yüzyüze gelip, “Ne oluyor buna?” şaşkınlığına dûçar olacaktır Onun anlamadığı ve anlamlandıramadığı bu sarsıntı hengâmında, arz, Rabbinin vahyetmesiyle, haberlerini anlatacaktır İşte o an, zerre miskâl hayrın ve zerre miskal şerrin karşılığının görüleceği bir günün başlangıcıdır
Kabiliyetimiz nisbetinde, en azından bu derece anlayabildiğimiz Zilzâl sûresi, işte ‘yerin sarsılması’ ekseninde, Kıyameti ve Hesap Gününü anlatır bize Bilvesile, Bâki-i Zülcelâl’e bedel kendisine sığındığımız yerin, bekanın arsası olarak çürük ve adresi olarak yanlış olduğunu bildirir Dolayısıyla, bizi, son tahlilde dünyada kalan beka teşebbüsleri yerine, zerre-miskâl hayrın da, zerre-miskâl şerrin de karşılığının görüleceği bir âhiret âlemine yönlendirir
Bu derslerini hatırda tutabilsek ve her gün Zilzâl sûresiyle yaşamayı bilebilsek, içindeki herşeyin yanında kendisi de fâni olan dünya bizi bu kadar oyalayıp boğar mı; anlamıyorum
O yüzden de, mü’minâne bir hâl ve gidiş için, bizi Zilzâl sûresini çokça okumaya teşvik eden hadisleri, hayatımıza yansıtmamız gerektiğine inanıyorum




Metin Karabaşoğlu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.