Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anne, istiyorum, olmak

Anne Olmak İstiyorum !..

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Anne Olmak İstiyorum !..




Mehmet Doğramacı
Anne
Olmak İstiyorum !

Okuldan
aldığı küçük kızı ile el ele yürüyordu Çocuk, karşı kaldırımdaki palyaçonun
etrafındaki eğlenceyi görünce birden bire bıraktı annesinin elini, yola
fırladı Hızla gelen bir kamyonun çocuğu altına almasına ramak kalmıştı ki
kulakları çınlatan acı bir fren sesi yankılandı caddede

Meraklı
gözler heyecanla “Çocuk ezildi, çocuk
ezildi” diye bağrışırken, küçük kız hafif sıyrıklarla yolun diğer
tarafından ayağa kalkıyordu Çocuk yaşıyordu ama anne çoktan can vermişti

Saliselerle
ölçülen o karar anında, kızını kamyonun önünde gören anne, tereddütsüz öne
atılmış, ciğerparesini sert bir tekme ile karşıya fırlatmıştı Kendini
kurtarmak içinse zaman yoktu artık! Kurtulamayacağını bile bile atılmıştı
anne

Konumuz
annelerin fedakârlığı değil Duygusal makale yazmak gibi bir niyetim hiç yok İnsanlığın
onulmaz yarası; kadın haklarına da girecek değilim Ama yine de sizinle biraz
anneliği konuşacağız şimdi Neden ve niçin konuştuğumuzu en sona bırakarak
devam edelim…

Annem
telefon etti geçenlerde Nasılsın, dediğinde, boğazım ağrıyor diye kaçırmışım
ağzımdan Günler geçti iyileştim, unuttum ağrıyı falan Nice sonra tekrar
aradığımda ilk sorusu; Boğazın iyi değil mi çocuğum?

İlahi
anne, alt tarafı gripal enfeksiyon, geçti gitti 3-5 gün içinde, dedim Sonradan
öğrendim, meğer boğaz ağrımı günlerce gündemde tutmuş memlekette… Niye ki?
Duygusallık mı dersiniz!? O kadar basit gelmiyor bana, düşünelim…

Yeni
doğan bebeler çok sık uyanırlar Gecede en az 5-6 kez uykusu bölünür annenin
Sahi, anneler bebek ağlayınca mı uyanırlar, yoksa ağlamaya başlamadan önce
mi? Ağlayınca uyanır desek, olgun bir insanın uykusunu minik bir bebeğin
ıngaaları bölmeye yeter mi sizce? Uyku böldüren; bebek sesi midir?
Düşünelim…

Çocuklar
gelişim çağında argoya meraklı bir dönem yaşarlar Sokakta duyulan küfürler eve
taşınır, lakırdılar artma eğilimi gösterir! Çocuklarının ahlakı bozulmasın
isteyen anneler; sert bir sahne koyarlar önlerine: BİR DAHA SÖYLERSEN DİLİNİ
KESERİM SENİN!

Sahi,
çocuğu sövdü, saydı diye dil kesen anne gördünüz mü hiç? Söylerler ama
yapmazlar, yalancı anneler!

Hâkim,
kararı açıklarken nefesler tutulur Bir dizi suça bulaşan genç adam, demir parmaklıklar
arasına yollanırken avukat alacağı parayı, mağdurlar suçlunun alçaklığını,
seyirciler olayın iğrençliğini düşünedursun; hepsinin gözünde suçlu olan, tek
bir kişinin nazarında şefkat ve sevgi bulur: Annesinin!

Anneler,
çizmezler evlatlarının üstünü! Herkesin dışladığı kimselerin biricik sığınağıdır;
annelerinin kolları…

Çocuklar
büyür, yetişir, iş- eş sahibi olur Hani benim ücretim, hani benim süt hakkım,
öde bakalım uykusuz gecelerimi diyen anne hiç görülmemiştir Ücretsiz,
karşılıksız, hesapsız hizmet verir anneler!

***

Hayatın
içinden, misalli anlatımları sevdiniz… Eh, biraz da mizansen var, kalem ele
geçti mi satırları tutabilene aşk olsun… Ama duralım burada… Bu kadar yetsin

Konumuz
gene tasavvuf biliyor musunuz?
Hem
de en derininden…

Kitabın
orta yerinden hem de: ŞİRK !

Hepimizin
cevabını aradığı ortak soruyu yüksek sesle söyleme vakti:

Bilgiler çok,
örnekler iyi, yazarlar- düşünürler konfeti atarcasına yağdırıyor ilmi… Ana
kaynaklar elimizde… Eh, epeyce de metodoloji ve kavram öğrendik…

İyi de, niye hala
şirkten çıkamıyoruz?!
Şu vahdet dedikleri,
neden hala yaşamımıza yansımıyor?!

Öteleme yanlış, ayrı-
gayrı görme de yanlış, bunları biliyor
ve kabul ediyoruz da niçin hala kızdıklarımız, gayrı gördüklerimiz, başkası
dediklerimiz, affedemediklerimiz var?

Ömür geçip gidiyor,
biz ne zaman Tekliği yaşayacağız dostlar?!

Size
şirkten çıkış formülleri verecek değilim Formüllerden yorulduk, hatta biraz da
usandık artık Yaşamın içinden pratik uygulamalar göstermek, tarihi zirve
örnekler vermek, ona da doydunuz!
Size,
en yakınınızdan, annenizden bir şeyler söylemeye çalışıyorum

Yeryüzünde şirke
düşmemiş yegane insanların anneler olduğunu biliyor muydunuz?

İmanın
zıddı teorik şirkten bahsetmiyorum, karşıda kendini görememe noktasında, ayrı-
gayrı vehmetme bağlamında, sen- ben ikilemi çerçevesinde şirkten bahsediyorum Yaşam
tarzı noktasında şirkten bahsediyorum Lütfen iyice kulak verin!

Bize
göre bir anne var, bir de evladı değil mi? İki kişi görürüz Ya anneye
göre?
Kendinden
ayrı- gayrı bir yapı mı evlat? Yoksa “Benden içeride ben” kelimesinin dahi
ifadede aciz kalacağı ölçüde kendini tek hissettiği bir yapı mı?

“Onu öyle seviyorum
ki içime sokasım geliyor“ sözünü erkeklerden hiç duymadım Bunu anneler söyler,
biliyorsunuz Birliği yaşayacak gönül genişliği sadece annelerde vardır da
onun için!

Bebek
acıkınca anne evden uzakta da olsa damlarmış süt! Acıkan ve doyuran bir
olmasa, hiç öyle olur mu?

Temizliğe
ihtiyacı olunca bebeğin, içi sıkılırmış annelerin… Ağlama, çırpınma başlamadan
çok önce bilirlermiş o ihtiyacı O hareketler dışarıdakilere göre imiş, anneye
göre değil !…

Cümle
alem toplansa, bir gence kötü- ahlaksız- hain dese, anne için evlat olgusu hiç değişmezmiş!
Hain de olsa, zalim de olsa evlatmış işte!

“Yanlış yaparsan
alırım ayağımın altına”, “Kötü söylersen keserim dilini” derlermiş ama, hiç
yapmamışlar bunları!

Hakları
ödenemezmiş annelerin Zaten ücret de istemezlermiş yaptıklarına

Yeryüzünde, hiç şirk
bulaşmamış bir yaşam algısı görmek isterseniz; annenin nazarından evlada bakmayı
deneyin!

Buraya
kadar katılıyor musunuz görüşlerime? Görüş değil, olanı seriyorum sizlere Anne-
evlat bağı, birliği, bütünlüğü açıkça gözler önünde

İyi
de, bundan hepimize çıkan pay ne? Hani şirkti konu?
Hani
şirkten çıkışın somut örneğini, nasıl yaşanacağını konuşacaktık?

Konuşuyoruz
işte!… Ama söz, kelamın sultanına uğramadıkça anlamsızdır

Sözlerin
Efendisini, Alemlerin Sultanını; Efendimizi (sav) Kur’an’da Allah, ÜMMİ NEBİ diye nitelemiş! Ne demek
ümmi? Ana gibi saf, ana gibi verici, ana gibi kuşatıcı, anaç bir nebi !…

Merhum
Lütfi Filiz, ümmet kavramını açıklarken şöyle diyor:
Hz Muhammed (sav) in
“ümmetim” dediği “kendisidir” aslında!

Annelerin
evladım dediği de kendileri değil mi?
Şirkten
çıkışın kolay yolu? ANNE OLMAK!

Nasıl
yani?
Bir
anne haliyle bakmak alemlere! Herkes diye görüneni, kendi sayarak bakmak!
Ve
koşmak insanlığa… Ücretsiz, kaygısız, vakitsiz, beklentisiz koşmak, koşmak,
koşmak!

Vermek,
alabilecek herkese! Süt verircesine içten, can verircesine özden!

Affetmek
mi? Hayır, suçlu görmemek öncelikle! Herkes suçlu, deli dese de o benim
bir tanem, ruhum, aşkım, nurum, kalbim, canım dercesine benimsemek insanlığı ve
sarmak koynuna, içine alırcasına!

Evet,
bir de böyle bakmayı deneyin çevrenize Annesiniz ve evlatlarınız karşınızda
Hepsi
de ne kadar güzel değil mi? Yaramaz olanı da güzel, haşarı olanı da Zeki
olanı da bir, tembel olanı da Meğer ne kadar da güzelmiş insanlar, bakınca
anne gözünden !

BENİM
SİZE ŞEFKAT VE MERHAMETİM, EVLADINA TİTREYEN BİR ANNEDEN KAT KAT FAZLADIR
buyurmuş Ümmi Nebi!

“Ümmetim”
demiş her seferinde Ümmetim ümmetim ümmetim!…
Ümmi
Nebinin ümmeti olan bizler, ümmice bakabilecek miyiz birbirimize?

Anaç yanınızı daha ne
kadar bastıracaksınız?
Rahmanla başlayıp
Rahimle kemale erer Besmele!
Rahimle zuhura çıkar
B nin yaşamı!

İçinizdeki
doğurgan boyutu ne zamana kadar saklayacak, örtecek, gizleyeceksiniz?!
Daha
ne zamana kadar kayıtlarla bakacaksınız hayata?

Kâbe’yi
tavaf ediyor insanlar! Arapça gramerinde kelimelerin bir tasnifi de dişi- erkek
diye yapılır
Kabe
kelimesinin dişi kategorisinde yer aldığını söylersem, neler düşünürsünüz?!
Aynı
şekilde Mekke, Medine de dişi biliyor musunuz?
Kâbe’ye
bir bakın hele, nasıl da kucak açmış insanlara!
Zenci
beyaz, zengin fakir, havas avam dememiş de nasıl da almış herkesi gönlüne!
Anaç yapılar, Rahimi
açığa vuranlar birleştiriyor zıtları, cem eyliyor farkları, farkında mısınız?

Özü
dişi olan bir kelime daha var ki, onu söylemeyeceğim Taşlanmak istemiyorum,
vakit erken henüz!… Günü gelince o da sunulur size…


Evet,

Şirkten
çıkmak istiyorum
Hayata,
çevreye, insanlığa, âlemlere annece bakmak, Rahimce seyretmek, Birlemek
istiyorum
Yaşanabilir
bir örnek arıyordum şirkten çıkan!
Yanı
başımda annemi gördüm!

Ümmi
Nebinin gözlerinden görmek istiyorum devranı Ümmi Nebinin; içimdeki rasulün
dışımdaki zuhuru diye gördüğüm zatın sezgisi ile bakmak istiyorum kendime ve
kendimden gayrı görmek istemediklerime!…

Ümmice
bir yaşam için… Şirk ateşinde yanmamak için… Ümmetimmmm çağrısının sıcaklığını,
enginliğini iliklerime kadar duymak, haşyet içinde titremek için…

Anne
olmak istiyorum!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.