Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cevresindeki, işkenceler, sorular, yoldaki

Yoldaki İşkenceler Ve Çevresindeki Sorular -İ

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yoldaki İşkenceler Ve Çevresindeki Sorular -İ




Yoldaki İşkenceler Ve Çevresindeki Sorular -I


Meşakkat ve işkenceler, yapılan hatalar neticesi midir? Yoksa davetlerdeki sünnetlerden bir sünnet midir? Eziyet ve işkencenin hiddeti ve şiddetini hafifletmek veya yok etmek mümkün müdür? Yoksa bunları ha­fifletmeye ve yoketmeye çalışmak, yoldan sapmak mı demektir? Bunlar davet yolunda ölü devreler midir? Yoksa iz bırakan canlı devreler midir? Davayı yok eden öldürücü darbeler midir? Yoksa dava içi terbiye edici, eğitici, arındıran, sabit ve kuvvetli kılan devreler midir? İşkence ve ezi­yetlerin, cemaat ve fertler üzerindeki gerçek izleri ve etkileri nelerdir? Zarar mı verir, yoksa kazanç mı sağlar? Yoksa gerçekte o, işkenceler ve meşakkatler suretinde sunulan bir bağış mıdır?
Bu soruların tamamı veya bir kısmı, kimilerinin dilinde dolaşıp dur­maktadır Onların uyguladığı bu metoda, doğru bir kabulle yanaşmak mümkün değildir Bunlardan bir kısmı, şüphe ve fitne tohumlarını saç­mak için kötü niyetle bu soruları yaygınlaştırıyorlar Bir kısmı da doğru ve gerçek bir bilgiye sahip olmaksızın sırf iyi niyetle yaygınlaştırıyorlar bu soruları Bilmiyorlar ki, topluluğu fikir ayrılığına düşürür, ortalığa şüphe ve fitne tohumları saçar
Bu yüzden, şifa veren, doğru ve kabul edilir yanlarını bilmemiz için bu soruları ayrıntılarıyla sunmak gerekir Böylece hakk gerçekleşsin, batıl'ın delili iptal edilsin Yolun doğrusunu göstermek ise Allah'a aittir
İmtihan ve denemeler Allah içindir Sarsıntı ve depremin derecesine göre, onlara sunulan bela da o derecede şiddetlenir İman, sadece dil ile söylemek değildir Bir şeye alamet ifade eden semboller de değildir Ve­ya dış görünüşler, bir takım sesler ve dualar da değildir, asla Fakat iman için, belalar, deneyimler ve imtihanlar gerek Allah'ın yardımı ve zaferi, ancak bu imtihanı başarıyla geçtikten sonra gerçekleşir
Kur'an-ı Kerim'deki şu ayetler bu sünneti ikrar ediyor ve pekiştiri­yorlar:
"Elif Lam Mim İnsanlar (yalnızca) "iman ettik" diyerek deneme­den geçirilmeden başıboş birakılıv ereceklerini mi sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri denemeden geçirdik; Allah, gerçekten sadıkları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir"
"Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler sizin de başınıza gel­meden Cennet'e girivereceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuştu, öyle sarsılmışlardı ki, nihayet peygamber ve O'nunla birlikte mü'minler "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek olmuşlardı, iyi bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır"
"Andolsun biz, sizden mücahid olanlarla sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkıncaya) kadar, sizi deneyeceğiz ve haberlerinizi de sınayacağız (açıklayacağız)"
"Doğrusu, senden önce de peygamberler yalanlandı; onlara yardı­mımız gelinceye kadar yalanladıkları ve eziyete uğratıldıkları şeye sab­rettiler Allah'ın sözlerini (va'dlerini) değiştirebilecek yoktur Andolsun, gönderilenlerin haberlerinden bir bölümü sana geldi"
"Eğer Allah dilemiş olsaydı, elbette onlardan intikam alırdı Ancak (savaş), sizleri birbirinizle denemesi içindir"
"Allah mü'minleri, (şu) üzerinde bulunduğunuz halde bırakacak de­ğildir, pisi temizden ayırdedecektir Ve Allah sizi gaybe vakıf kılacak değildir"
"(Yine bu) Allah'ın iman edenleri arındırması içindir"
"Allah, hak ile batılı böyle bir benzetme ile anlatır Köpük yok olup gider İnsanlara faydalı olan ise yeryüzünde kalır, işte Allah, (kapalı şeyleri anlatmak için) böyle misaller verir"
"İnsanlardan öylesi vardır ki, "Allah'a iman ettik" der; fakat Allah uğrunda eziyet gördüğü zaman, insanların (kendilerine yönelttikleri iş­kence ve) fitnesini Allah'ın azabıymış gibi sayar; ama Rabb'inden 'bir yardım ve zafer' gelirse, andolsun: "Biz gerçekten sizlerle birlikteydik" demektedirler Oysa Allah, alemlerin sinelerinde olanı daha iyi bilen de­ğil midir? Allah, muhakkak, iman edenleri de bilmekte ve muhakkak mü­nafıkları da bilmektedir"
Bütün açıklığıyla durum böyledir Davet sahiplerine sunulan belalar ve işkenceler, davetlerde değişmeyen Allah'ın sünnetlerinden bir sünnet­tir Yoksa hatalar nedeniyle ortaya çıkan bir durum değildir Ayetler, apa­çık olarak bunun hikmetini belirtiyorlar: yalancılarla sadıkları belirlemek ve ayırd etmek, mü'minlerle münafıkları ayıklamak, sabredenlerle cihad edenleri bilmek ve tanımak ve nitekim inatçılarla böbürlenip taşkınlık yapanları ortaya çıkarmak içindir Böylece her sınıf ve ehli için, geçerli olan ilahi adalet tecelli etsin ve ortaya çıksın
Aynı zamanda şunlar da hikmetlerindedir: Mü'minleri tezkiye et­mek, temize çıkarmak ve arındırmak, böylece imanlarını daha da artır­mak ve davaya sımsıkı sarılmalarım sağlamak Neticede Allah'ın yardımı ve zaferinin üzerine inmelerini gerçekleştirmiş ve bunu muhafaza etmiş olurlar Ayrıca Allah'ın yüklediği emaneti hayırla yerine getirmek müm­kün olur
"Onlar (o kimselerdir) ki, yeryüzünde kendilerini yerleşik kılıp ikti­dar verdiğimiz taktirde, namazı kılarlar, zekatı verirler, iyiliği emreder­ler, münkerden (İslâm hukukunun hoş görmediği ve yasakladığı şeyler­den) vazgeçirmeğe çalışırlar Bütün işlerin sonu Allah'a aittir"
"Gerçek şu ki, yeryüzü Allah'ındır; onu kullarından dilediğine mi­rasçı kılar En güzel sonuç da muttaki (Allah'tan korkup, sakınmakta) olanlar içindir"
Böylece bu söz, bize güven ve sükunet veriyor, kalbimize mutmain bir şekilde yerleşiyor Güçlükler, belalar ve işkenceler, davetlerde Al­lah'ın bir sünnetidir, yoksa hatalar neticesi ortaya çıkan bir sonuç değil­dir Ve diyoruz ki, kendilerine işkence ve bela sunulmayan, eziyetlere uğratılmayan davet ashabı, kendi durumlarını tekrar gözden geçirsinler, kendilerine bir çeki düzen versinler, belki bunlar, yolda yürürken hata ediyorlar ve gerçek davetçilerin (nebiler, sadıklar, şehidler) yolunda yürümüyorlardır
Şehid İmam Hasan el-Benna, Müslüman Kardeşler'in içine düşeceği belalar, eziyetler ve işkenceleri anlattığı zaman, -bu on yıldan daha fazla fiilen meydana gelen durumdan önceydi-, gelecek imtihanlardan söz et­mesi gaybden haber vermek değildi Fakat o, tarihi incelediğinden ve da­vetlerin özünü fıkhettiğinden gerçek dava ve davetlerde bu belalar ve iş­kencelerin Allah'ın bir sünneti olduğunu görüyordu Başa gelecek hadi­seleri, belaları ve işkenceleri hatırlatırken şöyle söylediğini görüyoruz:
"O takdirde, siz gerçek davet ehlinin yolu üzere yürümeye başladı­nız demektir Bu imtihan, sizin için uzayabilir Buna dayanabilecek misi­niz?"
Sorulara cevap vermeye çalışmakla birlikte, şu hususu da gözden ka­çırmamalıyız: Meşakkatler ve işkenceler hatalar sonucu mudur, yoksa davetlerdeki sünnetlerden bir sünnet midir? sorusuna karşılık deriz ki; bu­nun manası, dava yolunda ilerlerken mutlaka hatalar meydana gelmez de­mek değildir Şüphesiz biz insanız, hatalardan ma'sum (günahtan uzak) değiliz Çalışmaya giren ve devam eden herkes, hata da yapabilir Ancak çalışmayanlar, oturup kalanlar hata yapmaz Çünkü ortada hataya sebep olacak bir fiil ve eylem yoktur fakat cüz'i ve ferdi hatalar, iyi niyet çer­çevesinde, sınırlı beşer aklımızın bir içtihadı sonucu meydana gelmiş ola­bilir Biz, bununla ibretlerden faydalanmak ve istifade etmek gereğiyle birlikte, Rabb'imizden bir ecir ve sevap umuyoruz

Mustafa Meşhur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.