Ömer (R.A.)'İn Kurduğu Adlî Anayasa |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ömer (R.A.)'İn Kurduğu Adlî Anayasaömer (ra)'in kurduğu adlî anayasa Ömer (ra) adli görevi, müstakil bir görev yapma ve bunun için görevliyi tahsis etmekle kalmayıp bu görevde çalışanlara adli metodu, adliyenin adabını ve davacılar arasındaki anlaşmazlıkları ortadan kaldıran vesileleri tahdit etti Hukuk ilmi uzmanları bunların bütününe "adli anayasa" ismini verdiler Bu anayasa mükemmelliğin ve harika olmanın sembolü ise bunun sebebi, teorik ilim ve deney neticesinden doğmuş olmasıdır Bu hususta hukukçuların gösterdikleri en önemli vesika, mü'minlerin emirinin Ebu Musa el-Eş'ari'ye yazdığı mektup olup bu mektubunda şunları söylemektedir: [11] "Rahman ve rahim olan Allah'ın ismiyle Allah’ın kulu, mü'minlerin emiri Ömer'den Allah'ın kulu Kays'a Selamün aleyk Adliye muhkem bir farz ve takip edilen sünnettir Sana delil sunulduğu zaman idrak et Meydana çıktığı zaman uygula Uygulama safhasına girmeyen hakkın hiçbir faydası yoktur Halk yüzüne karşı oturduğunda meclisinde halkı eşit tut ki, şerefin senin otorite güç ve zulmünde gözü olmasın Raiye de adaletinden ümitsizliğe kapılmasın İddia edene delil sunmak, inkar edene de yemin etmek düşer Helali haram, haramı helal kılan sulhan başka barış Müslümanlar için caizdir Daha önce hükmettiğin bir hüküm senin yeni bir hüküm vermeni engellemesin Daha önceki hükmü gözden geçir ve hakka dönmek için, hakkı uygulamak için irşad yolunu takip et Hak değerli ve yüce olup hiçbir şey onu feshedemez Bir hükmün hakka uyup uymadığını gözden geçirmek, batıl olan hükmü uygulamaya devam etmekten daha hayırlıdır Allah'ın kitabında ve Resulullah'ın sünnetinde bulamadığın bir şey seni tereddüde düşürürse, eşya ve örneklerle kıyaslama yaparak bunu anlamaya çalış Karşına çıkan halleri buna göre kıyas et Hakka en fazla benzeyeni ve Allah katında en çok sevimli olan uygulama konusunda itina göster Kim ki, sana gelir ve kaybolan bir hak veya karine iddia ederse, karineyi sana takdim ettiğinde ona hakkını iade et Yok karine getiremiyorsa onu muhakeme etmek gerekli hale gelmiştir Mazeretin ve şüphenin ortadan kalkması için bu en güzel sebeptir Aralarında akrabalık ihtimali bulunan sahte şahitlik yapmaktan dolayı tecrübe edilmiş ve kendisine had cezası uygulanmışlardan başka bütün Müslümanlar birbirlerine karşı şahitlik yapmakta eşittirler Allah kötülükleri ve şüpheleri böyle yaparsanız sizlerden uzaklaştırır Endişeye ve sabırsızlığa kapılarak halka eziyet etme Anlaşmazlık halinde olan tarafların haklarını inkar etmekten sakın Çünkü Allah bununla kişiyi mükafatlandırır ve ona iyilikleri seçer Kendi nefsine karşı da olsa, Allah'a karşı ihlaslı hareket edeni Allah onunla halk arasında olanlardan (meydana gelecek problemlerden) onu yeterli kılar (onların üstesinden gelir) Halka olduğundan daha fazla kendisini gösteren kişinin işi Allah'a kalmıştır O yüzünün perdesini yırtmış ve tavrına devam etmiştir Allah'ın ne kadar mükafat verdiğini ve rahmet hazinelerinin ne kadar olduğunu biliyormusun? Vesselam" Bu belge adli adap ve vesilelerin büyük bir kısmını teşkil ediyorsa da, halife bunu tefsir eden veya açıklığa kavuşturan bazı ilavelerle daha bariz bir şekilde yürürlüğe koymuştur Buna örnek olarak başka valilerine yazmış olduğu mektupların bazıları aşağıda arzettiğimiz gibidir: Şam hakimi Ebu Ubeyde b el-Cerrah'a yazmış olduğu mektup: "Sana adliye hakkında daha önce de yazmıştım Bu, hem sana hem de bana hayır getirecektir Beş hususiyete bağlı kalırsan işlerini kolaylaştırır, dininde müstakim olmayı sağlar: Aralarında anlaşmazlık olan iki kişi sana geldiği zaman onlardan eşit düzeyde delil ve karine iste Fakire yumuşak davran ki, dili çözülsün Kalbine cesaret gelsin Yabancıya karşı yumuşak davran ve kendisiyle iyi ilişki kur Aksi takdirde onu hapsedersen her şeyi terk eder ve memleketine gider Ona yumuşak davranmayan onun hakkını kaybetmiş olur Onlara huzurunda veya huzurunda olmaksızın eşit davran Hükmetmek için yeterli delil yoksa, aralarını düzeltmeye itina göster" Halife, hakim Şürayh'a de şunları yazdı: "Adalet makamında başkalarına kötü muamele yapma Kızıp bağırma Satın alma ve satma işlemine engel ol İki kişinin arasındaki anlaşmazlığı sinirli bir haldeyken hükme bağlama" Muaviye'ye yazdığı mektupta da şunları söylüyordu: "Hakka bağlı kal ki, Hakk, hak ehli olanların makamlarını sana bildirsin Hakk'ın dışında hükmetme" el-Ehvaz dağında ikamet eden ve halkın kendisini bulmada zorluk çektiği başka bir valisine de yazdığı mektupta şunları söylüyordu: "Aldığım habere göre çıkılması ve varılması çok zor olan bir yeri kendine seçmişsin Kolaylaştır Hiçbir Müslümanı ve muahidi (barış halinde olan gayr-i müslimi) zor duruma düşürme İşlerin idaresini ahireti idrak eden birine bırak Bu kişi aynı zamanda dünyayı da sana vasfeden biri olsun, herhangi bir işte acele ederek dünyada seni hüzne boğup ahiretini de kaybetmene sebep olmasın" Bugündü medeni ülkelerle mukayese yapacak olursak, kişi bu kolay ve esnek muhakemelerin işleyişi karşısında hayrete düşer Öyle ki, adalet ancak buna ehil ve gücü yetenlerin gerçekleştirdiği bir sanat'tan başka bir şey değildir Günümüzde davaların başlamasından sonra, ancak onlarca sene geçtikten sonra, davalar çözülmekte ve bu sebeple halk şu sözü tekrarlamaktadır: "Zamanında işlemeyen ağır adalet zulmün en kötü şeklidir" Ömer'in tesis ettiği adalet sistemini acaba bugün dünyanın hangi ülkesinde görebiliriz? Halkın işlerini zorlaştırmayan, kendilerinden uzak oturmayan, onların sevmediği şeylerden kaçınan hakim Bürokrasi ve harçlardan arınmış ve halkla bir arada olan hakim Yabancıya özel bir ilgi göstermek suretiyle kişinin işini ve çıkarlarını ter-ketmesine engel olan hakim Bütün bunları adli ve idari örneklerdir, çağdaş ülkeler halâ bunları gerçekleştirme peşindeler [11] İbn Hazm ez Zahiri ve bazı tarihçiler bu mektubun Ömer b Hattab'a ait olduğu hakkında şüpheye düşerek itiraz ettiler Ancak çoğunluğun görüşüne göre, bu mektubun ona ait olduğunda şüphe yoklur Detay için bak Menhec Ömer b Hattab fi et-Teşri, s 43 |
|