![]() |
Edeb Ve Haya |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Edeb Ve HayaEDEB VE HAYA لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيراً Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir ![]() Edeb ve haya insanların ahlakına yön veren, ahlakı güzelleştiren huylardandır ![]() Hz ![]() عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّه ِ)صلم( اِسْتَحْيُوا مِنَ اللَّهِ حَقَّ الْحَيَاءِ ![]() ![]() İbni Mesud’un rivayetine göre, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kınalızâde Ali Efendi, iffet duygusunu oluşturan on iki unsurun başında hayâ duygusunu zikrettikten sonra şöyle devam eder: Hayâ; utanma, hicap, ar anlamlarına gelir ![]() ![]() ![]() ![]() Hayâ, kişiye fazilet yollarını, maddeten ve mânen ilerleme yollarını gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() Edeb: İnsanın söz ve hareket olarak diğer insanlarla olan ilişkilerinde ölçülü davranması ve iyi geçinmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Haya İmandandır عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ِ)صلم( مَرَّ عَلَى رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَهُوَ يَعِظُ أَخَاهُ فِى الْحَيَاءِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ِ)صلم( دَعْهُ فَإِنَّ الْحَيَاءَ مِنَ الإِيمَانِ İbni Ömer (r ![]() ![]() ![]() ![]() Efendimiz (s ![]() ![]() İman insanı fena davranışlardan nasıl alıkorsa, utanma duygusu da tıpkı iman gibi insanın fenalık yapmasına fırsat vermez, onu kötülüklerden vazgeçirir ![]() ![]() ![]() İşte bu nevi telkinlerle hayâ imanı besleyip olgunlaştırır ![]() ![]() Hayâ İmanın Kemâle Ermesine Yardım Eder عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ) رضى( عَنِ النَّبِىِّ ِ)صلم( قَالَ الإِيمَانُ بِضْعٌ وَسِتُّونَ شُعْبَةً ، وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الإِيمَانِ Ebu Hüreyre (ra) dan rivayet edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ِ)صلم( إِنَّ لِكُلِّ دِينٍ خُلُقًا وَخُلُقُ الإِسْلاَمِ الْحَيَاءُ Enes (ra) dan rivayet edilmiştir: Hz ![]() ![]() Demek oluyor ki, nereden kaynaklanırsa kaynaklansın, hayâ duygusu baştan sona hayır olup insana ancak hayır kazandırır ![]() Zannedildiği gibi bu asil duygu insanın hakkını elde etmesine engel olmaz ![]() İnsanın rızkını kazanmasına, hakkını elde etmesine engel olan utanma duygusu değil, çekingenliği, korkaklığı ve beceriksizliğidir ![]() ![]() Bu güzel duygu günümüzde maalesef bazı telkinlerle zayıflatılmaktadır ![]() Açılıp saçılmayı, utanma duygusunu bir yana atmayı çağdaş olmanın bir gereği gibi gösterenler, ne pahasına olursa olsun vazifesini lâyıkıyla yapmayı bir nevi aptallık sayanlar, kaytarmayı ve gününü gün etmeyi işbilirlik kabul edenler insana en büyük fenalığı yapıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() وَإِنَّكَ لَعَلَى خُلُقٍ عَظِيمٍ Muhakkak ki sen yüce ahlak üzeresin ![]() كَانَ خُلُقُهُ الْقُرْآنَ Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ كَانَ النَّبِىُّ ِ)صلم( أَشَدَّ حَيَاءً مِنَ الْعَذْرَاءِ فِى خِدْرِهَا ، فَإِذَا رَأَى شَيْئًا يَكْرَهُهُ عَرَفْنَاهُ فِى وَجْهِهِ Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’ şöyle dedi: Resûlullah (sav) örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha utangaçtı ![]() ![]() Ebû Saîd el-Hudrî hazretleri Peygamber (s ![]() ![]() ![]() Onun bu üstün edebi, Allah’a veya insanlara ait bir hak çiğnendiğinde, olayın ayıp veya çirkin oluşuna bakmadan derhal müdâhale etmesine engel teşkil etmezdi ![]() ![]() ![]() وَكَانَ النَّبِىُّ )صلم( شَدِيدَ الْحَيَاءِ Hz ![]() ![]() عَنْ أَبِى أَيُّوبَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ِ)صلم( أَرْبَعٌ مِنْ سُنَنِ الْمُرْسَلِينَ الْحَيَاءُ وَالتَّعَطُّرُ وَالسِّوَاكُ وَالنِّكَاحُ Ebu Eyyüb'den (ra) rivayet edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() أَشَجُّ بَنِى عَصَرٍ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِإِنَّ فِيكَ خُلَّتَيْنِ يُحِبُّهُمَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قُلْتُ مَا هُمَا قَالَ الْحِلْمُ وَالْحَيَاءُ Ben-i Asar'dan Eşecc şöyle rivayet etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() عَنْ أَنَسٍ قَالَ كَانَ النَّبِىُّ )صلم( أَحْسَنَ النَّاسِ خُلُقًا Enes (r ![]() ![]() ![]() ![]() Hayasızlığın Zararları Utanmadıktan Sonra Dilediğini Yap قَالَ النَّبِيُّ ِ)صلم( إِنَّ مِمَّا أَدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلَامِ النُّبُوَّةِ الْأُولَى إِذَا لَمْ تَسْتَحْيِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ Ebu Mes'ud el-Bedrî rivayet ediyor ![]() ![]() Allah Bir Kulun Helakini Dilerse عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ ِ)صلم( قَالَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ إِذَا أَرَادَ أَنْ يُهْلِكَ عَبْدًا نَزَعَ مِنْهُ الْحَيَاءَ فَإِذَا نَزَعَ مِنْهُ الْحَيَاءَ لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ مَقِيتًا مُمَقَّتًا فَإِذَا لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ مَقِيتًا مُمَقَّتًا نُزِعَتْ مِنْهُ الأَمَانَةُ فَإِذَا نُزِعَتْ مِنْهُ الأَمَانَةُ لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ خَائِنًا مُخَوَّنًا فَإِذَا لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ خَائِنًا مُخَوَّنًا نُزِعَتْ مِنْهُ الرَّحْمَةُ فَإِذَا نُزِعَتْ مِنْهُ الرَّحْمَةُ لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ رَجِيمًا مُلَعَّنًا فَإِذَا لَمْ تَلْقَهُ إِلاَّ رَجِيمًا مُلَعَّنًا نُزِعَتْ مِنْهُ رِبْقَةُ الإِسْلاَمِ "Allah bir kulu helak etmeyi dilediği zaman ondan hayayı alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hayasızın Gıybeti Olmaz عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ِ)صلم(: مَنْ أَلْقَى جِلْبَابَ الْحَيَاءِ فَلاَ غِيْبَةَ لَهُ Enes b ![]() ![]() ![]() Şu halde mü’min, başkalarının yanında yapılması ayıp olan davranışlardan kaçınmalıdır ![]() ![]() Haya ve Edepten Mahrum Olan İnsanlardan Her Türlü Kötülük Beklenir Öncelikle haya duygusunu kaybeden ve ar perdesi yırtılan insanın kaybedecek başka bir şeyi kalmamıştır ![]() ![]() Başta büyük günahlar olan zina, kumar, haksızlık, gasp, içki, adam öldürme, namussuzluk, zayıfları ezme, kaba hareketler, saygısızlık, başkalarının haklarına riayetsizlik, anne ve babaya itaatsizlik vb ![]() ![]() Hayanın Getirdiği Faydalar عَنْ أَبِى السَّوَّارِ الْعَدَوِىِّ قَالَ سَمِعْتُ عِمْرَانَ بْنَ حُصَيْنٍ قَالَ قَالَ النَّبِىُّ ِ)صلم( الْحَيَاءُ لاَ يَأْتِى إِلاَّ بِخَيْرٍ ![]() "Haya, ancak hayır getirir ![]() ![]() ![]() Haya İmandandır; İman İse Cennete Götürür الْحَيَاءُ مِنَ الإِيمَانِ وَالإِيمَانُ فِى الْجَنَّةِ وَالْبَذَاءُ مِنَ الْجَفَاءِ وَالْجَفَاءُ فِى النَّارِ "Haya imandandır, iman ise cennete götürür ![]() ![]() ![]() عَنْ أَبِى أُمَامَةَ عَنِ النَّبِىِّ ِ)صلم( قَالَ الْحَيَاءُ وَالْعِىُّ شُعْبَتَانِ مِنَ الإِيمَانِ وَالْبَذَاءُ وَالْبَيَانُ شُعْبَتَانِ مِنَ النِّفَاقِ "Haya ve utanma duygusu imanın birer parçasıdır ![]() ![]() Hz ![]() ![]() يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيِ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ![]() ![]() Ey iman edenler! Allah'ın ve Resûlünün önüne geçmeyin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tefsirlerde Ben-i Temim kabilesinden gelen bir kafilenin dışardan yüksek sesle "Ey Muhammed dışarı çık" diye seslendiklerini ve bu ayetin de onların bu kaba davranışlarını zemm maksadıyla nazil olduğu bildirilmektedir ![]() يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتَ النَّبِيِّ إِلَّا أَن يُؤْذَنَ لَكُمْ إِلَى طَعَامٍ غَيْرَ نَاظِرِينَ إِنَاهُ وَلَكِنْ إِذَا دُعِيتُمْ فَادْخُلُوا فَإِذَا طَعِمْتُمْ فَانتَشِرُوا وَلَا مُسْتَأْنِسِينَ لِحَدِيثٍ إِنَّ ذَلِكُمْ كَانَ يُؤْذِي النَّبِيَّ فَيَسْتَحْيِي مِنكُمْ وَاللَّهُ لَا يَسْتَحْيِي مِنَ الْحَقِّ وَإِذَا سَأَلْتُمُوهُنَّ مَتَاعًا فَاسْأَلُوهُنَّ مِن وَرَاء حِجَابٍ ذَلِكُمْ أَطْهَرُ لِقُلُوبِكُمْ وَقُلُوبِهِنَّ وَمَا كَانَ لَكُمْ أَن تُؤْذُوا رَسُولَ اللَّهِ وَلَا أَن تَنكِحُوا أَزْوَاجَهُ مِن بَعْدِهِ أَبَدًا إِنَّ ذَلِكُمْ كَانَ عِندَ اللَّهِ عَظِيمًا Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerek fert ve gerekse toplum açısından ele alındığında edep ve haya kişilik gelişimi, ruh sağlığı ve insanlar arası ilişkilerin sağlıklı yürümesi için önemli bir yere sahiptir ![]() Allah’tan Hayâ Etmek قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِحْسَانُ قَالَ أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنَّكَ إِنْ لاَ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ Ey Allah'ın elçisi ihsan nedir? Hz ![]() ![]() ![]() Haya ile iman, haya ile eylem arasında var olan ilişkiler, temelde insanın Allah’tan hayâ etmesi gerektiği noktasında birleşmektedir ![]() Kısaca, hayâ duygusunun esası, Allah’tan hayâ etmektir denebilir ![]() Allah’tan hayâ etmek, O’nun emirlerine karşı gelmekten, yasaklarına uymamaktan kaçınmak şeklinde dışa yansır ![]() ![]() Bu da bilinç ve kişinin kendini kontrol etmesi, davranışlarını ayıklamaya tabi tutması, Allah’ın her an kendisini görüp gözetmekte olduğunu unutmaması ile gerçekleşir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Edep “Hayret etme, çok beğenme” anlamındaki Arapça e–d–b kökünden türetilen edep, “güzelliği dolayısıyla insanı şaşırtan, takdirini kazanan şey” demektir ![]() ![]() Edep, değişik açılardan tanımlanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Her seviyedeki insana hitap eden ahlakî-edebî hikmetler, 2- Seçkin ve aydın kişilerin duygu, düşünce tarzlarına güzellik ve incelik kazandıran kültürel edep, 3- Yöneticilerle diğer üst seviyedeki meslek erbabının meslekleriyle ilgili kural, âdâp ve erkan, özel davranış tarzları şeklinde üç bölüme ayırmak mümkündür ![]() Hz ![]() ![]() Birçok faziletin kaynağı olan edebe uygun davranış tasavvufî hayatta da çok geniş bir uygulama alanı bulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplumun Edep ve Haya Açısından Geçirdiği Erozyon Abdülbaki Gölpınarlı, çocukluk günlerindeki durumu şöyle anlatıyor: “Tarikatta edep, yapılması gereken şeylerdir ![]() Edep, yemede, içmede, oturmada, kalkmada, yürümede, yatmada, konuşmada, ibadette ![]() ![]() ![]() ![]() Çocukluğumu hatırlarım, biraz hızlı yürüsem, ayağımı yere vurarak bassam, kızarak, paylayarak değil, inandırarak, anlatarak “ne yapıyorsun Baki, o nasıl geziş?” derlerdi ![]() Yemekte ağız fazla şapırdatılamazdı, yüze bakılması yeterliydi ![]() ![]() ![]() ![]() Hem de bardakla görüşmeden, yani bir kenarını öpmeden, su içmek ya da içtikten sonra görüşmeden yere koymak iyi karşılanmazdı ![]() ![]() Uyuyan kimsenin uyandırılması gerekirse yastığına hafifçe vurularak hafif bir sesle “âgâh ol erenler” denilirdi ![]() ![]() ![]() Gelen misafirin ayakkabıları kapıya doğru çevrilmez, içeri doğru çevrilirdi ![]() ![]() ![]() Yüze tokat vurulmaz, insana hiçbir suretle sövülmez, insanın her şeyi mukaddes sayılırdı ![]() ![]() ![]() Kapı çarpılarak gürültü ile örtülmez, yavaş örtülürdü ![]() ![]() ![]() Abdullah İbni Mübarek buyurdu ki: Bütün ilimleri bilenin eğer edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmediğime üzülmem, bunu kayıp saymam ![]() ![]() Hikmet ehli buyuruyor ki: İlim gibi edeb de, öyle bir hazinedir ki, onu hiçbir hırsız çalamaz ![]() ![]() ![]() Edebi gözetmek, zikirden üstündür ![]() Edebi gözetmeyen Hakka kavuşamaz ![]() İnsanlar edebe ilimden çok daha fazla muhtaçtır ![]() En büyük edeb, ilâhî hududu muhâfaza etmek, gözetmek, Allah Teâlâ'nın emirlerine uymak, yasaklarından sakınmaktır ![]() Bir kimsenin edebli olması, iyi kalplilik ve akıllılık alâmetidir ![]() ![]() Bazı Adab Konuları Yeme-içme adabı: Helal kazanıp helal ve temiz olan şeylerden yemek, Yemeğe besmele ile başlamak, Sağ el ile yemek, (zaruret halleri müstesna) Sofrada kendi önünden yemek, Başkasının lokmasına bakmamak, Ağız şapırdatmamak, Çok konuşmamak, çirkin şeyler konuşmamak, Mideyi doldurmadan sofradan kalkmak, Allah'a şükretmek, El ve ağzı yıkamak, v ![]() Giyim-kuşam adabı: Güzel ve temiz giyinmek, Giyindiği ile kibirlenmemek, Kadınsa erkek, erkek ise kadın elbisesi giymemek, Erkek ise ipek elbise giymemek gibi ![]() ![]() Oturma–kalkma adabı Konuşma adabı: Hayır konuşmak, İftira, dedikodu , yalan türü şeyler konuşmamak, Bağıra çağıra konuşmamak, Karşımızdakinin sözünü kesmemek, Büyükler söz vermeden konuşmamak, v ![]() Selam adabı: Selam vermek ve almak, Selamı daha güzeli ile almak, Büyük küçük ayırmadan selam vermek, Ev halkına da selam vermek, Selamı aldığını belli etmek, lakayt davranmamak, v ![]() Uyku adabı: Tok karınla uyumamak, Besmele ile yatmak, Sağ tarafı üzere yatmak, Dua ederek yatmak, Kalkınca Allah'a hamd ederek kalkmak, Çok fazla uyumamak, v ![]() Toplantı adabı: Toplantının şekline göre davranmak, Gelen büyüklere yer vermek, Durumuna göre konuşmak, Konuşan kişinin sözünü kesmemek, İki kişi aralarında fısıldaşmamak, gülüşmemek, Başkasını rahatsız edecek tavır ve davranışlar içinde olmamak, v ![]() İlim adabı: İlme Allah rızası için yönelmek, Hocaya saygısızlık etmemek, Hüsn-ü zanda bulunmak, Anlayacağı vakitleri tesbit ederek o vakitlerde çalışmak, İlmiyle amel etmek, İlmiyle böbürlenmemek, İlmini yanlış yerlerde kullanmamak, v ![]() Yolda yürüme adabı: İstikametli olmak, (sağa sola bakmamak) Büyüklerin önlerinden yürümemek, Taşıt kullanıyorsa trafik kurallarına uymak, yol hakkını ihlal etmemek, Yolda eziyet verici şeyler varsa kaldırmak, yolu kirletmemek, Ticaret adabı: Helal kazanmak için bütün gücü kullanmak, Dükkanı erken açmak, Yanında çalıştırdıklarının hakkını tam vermek, Müşteriyi kandırmamak, müşterinin bilgisizliğinden yararlanmamak, Yemin etmemek, Zekat ve sadakayı bol vermek, Kanaatkar olmak, Borçlusuna kolaylık sağlamak, Alacaklısını aldatmamak, Evlilik adabı: İyi bir eşle evlenmek, Yuvasını hayır düşünceleriyle kurmak, Özellikle düğün merasimlerinde dikkatli davranmak, Aile mahremiyetine dikkat etmek, Aile efradına helal lokma yedirmek, Hak ve hukuklarına riayet etmek, Terbiye noktasında titiz davranmak, Şefkatli ve merhametli olmak, Kötü örnek olmamak, v ![]() Edeb ehli mazlumdur, zalim olmaz, Edebsiz ilim öğrenen âlim olmaz ![]() Ehl-i irfan meclisinde aradım kıldım taleb, Her hüner makbul imiş illa edeb illa edeb ![]() Edeb bir tâc imiş nûr-i Hüdâ’dan Giy ol tâcı emin ol her belâdan Unutulmamalıdır ki Herkes Kendi Karakterinin Gereğini Yapar قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلَى شَاكِلَتِهِ فَرَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ أَهْدَى سَبِيلاً De ki; "Herkes kendi kişiliği uyarınca hareket eder ![]() ![]() M ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|