Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
içki, kültürü, osmanlıda

Osmanlıda İçki Kültürü

Eski 07-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıda İçki Kültürü



Osmanlı Padişahları İçki Kültürü - Hangi Osmanlı padişahları içki içerdi



Osmanlıda İçki Kültürü

İçki kimle nasıl içilir

GEÇMİŞ zamanların eğlence yaşamı, klasik deyişiyle özellikle içki álemleri nasıldı? İçki sofrasında bulunanlar nasıl davranırdı, davranmalıydı?
Mehmet Arslan'ın hazırladığı Aynî'nin Sákînáme'sinden bunları öğrenebiliriz
Kimdir Aynî? 1766 yılında Antep'te doğmuş, kunduracı çıraklığından, Babıáli'deki memurlara Arapça ve Farsça okutmaya kadar yükselmiş 1837 yılında İstanbul'da ölmüştür
Hiç kuşkusuz içki denince, şarabı anlamak gerekiyor
Sákînáme nedir?
"Osmanlı edebiyatının orijinal eserlerinden olan sákînámeler içki meclisini; içkiyi (mey, şarap); içki dağıtan veya sunan güzeli (sákî); meclisteki eğlenceleri; yemekleri ve mezeleri; mükeyyifleri (esrar, afyon, enfiye, tütün); hánende ve sázendeleri; sákî, meclis, şarap, kadeh, mutrib ve nedimin özelliklerini; meclisin ádábını, örf ve ádetlerini mecazlı, tasavvufî ya da gerçek anlamıyla anlatan manzum edebî eserlerdir"
Ayrıca, divan şairlerinin yaşama tarzlarını, devrin ahlak anlayışını da yansıtır
Mehmet Arslan, "Hükümdarların hayatı ya sürekli savaşlarla geçer ya da barış zamanlarında sık sık kurdukları içki ve sohbet meclislerinde sürüp gider," diyor
Şarabın işlendiği sákînámelerin yanında, tasavvufî nitelik taşıyanların ağırlıkta olduğunu belirtiyor, hazırlayan
Aynî'nin eserinde içkiye teşvik eden öğütler vardır:
"Malını, canını hep şarabın yolunda feda et, çünkü aşk derdinin devası şaraptır, o cana can katmaktadır"
Her zaman şarap içmenin bir gerekçesi vardır:
"Bu fena bezminde (dünyada) aklın başında olmasın"
Sákî nasıl olmalı bölümünü nakletmiyorum, çünkü bir zamanların alışkanlıkları ve eğilimleri bu tarzda yaşanıyormuş
Ermeni, Rum, Kıpti delikanlılar arasından seçilirmiş sákîler
Bence bugün hepimizin ilgisini çekecek bir başka kişinin özelliklerini okumalıyız birlikte Böylece içki meclisinde herkesi bu ilkeler ışığında değerlendirebiliriz
Sofralarda her zaman bulunan, tatlı tatlı konuşan, meclistekileri konuşmasıyla biraz güldüren, biraz eğlendiren bu tiplere bugün de rastlamak mümkün
Nedîm nasıl olmalı bölümünden öğreneceklerimizi uygulamaya kalkarsak ya arkadaş bulamayız ya da gecemiz zehir olur
"Nedîm, şarap içmeye eşlik eden, içki sofrasında yarenlik eden kişi demektir İçki meclisinin vazgeçilmez unsurlarındandır"
Nedîmde bulunması gereken özellikleri okuduğunuzda, işin zorluğunu fark edeceksiniz:
"İçki meclisinin nedîmi olan kişi öncelikle edep sahibi ve her yönüyle olgun bir kişi olmalıdır Güleryüzlü, şen şakrak, bilgili, anlayışlı olmalı ve güzel konuşmalıdır Temiz yürekli, ayağı uğurlu, güzel huylu, temiz tabiatlı olmalı Sır saklamalı; namuslu, güvenilir ve vefalı olmalı Latifeler, şiirler söylemeli; nükteli ve zarif olmalı; irfanıyla meclisi süslemeli Güzel ve açık konuşmalı, sözünde durmalı, zeki ve kavrayışlı olmalı Hoş sohbet, hasletleri övgüye láyık; irfan kaynağı, fazilet denizi gibi olmalı"
Bunca özelliği, güzelliği, niteliği olan birini insan her zaman yanında bulundurabilir, bence bu özellikleri taşıyan CV'ye (özyaşam öyküsü) sahip biri istediği bütün işlere girebilir
Hele sadece içki meclisine onunla birlikte katılanın son durağı alkolizmdir
Nedîmin işi bununla bitmiyor
İçki meclisindeki insanlar ona eşit seviyede ise davranışı başka, daha üstün seviyelerde ise oturuş kalkışı başka, daha aşağı seviyede ise konuşması, hitabı başka olmalıdır
Musiki ile ilgili kavramları da ben ilgiyle okudum Küçük sákîname sözlüğü de, şaraba verilen adları, sefahat ile ilgili bazı terimleri bize açıklıyor, Osmanlıcasının karşısına Türkçeleri konmuş
Bazılarını aldım yazıma:
Áb-ı áteş-pare: Kırmızı ve keskin şarap
Acûz-ı Dehrin Hemşiresi: Yaşlı ve hilekár dünyanın kız kardeşi, mecazen şarap
Báde-i Pîr: Eski şarap, yıllanmış şarap
Kulkul: Sürahiden kadehe şarap koyarken çıkan ses
Mey-i Köhne: Yıllanmış şarap
Bu sözlükte mezeleri de bulabilirsiniz
Ana metin bugünkü dile çevrilseydi sanırım bu kitabın okuru daha çok olurdu

İçki içen insan neye benzer

Rivayet ederler ki HzÁdem bir üzüm çubuğu (asma çubuğu) dikti Bunu gören şeytan çok sevindi ve bir tavus kurban kanıyla çubuğu suladı Yaprakları çıkmaya başlayınca bu defa bir maymun keserek onun kanını da üzüm asmasının dibine döktü Salkımlar oluşmaya başlayınca bir arslan kesti ve kanıyla suladı Üzüm salkımları olgunlaşıp rengini ve letafetini bulunca bir domuz keserek onun kanıyla da üzüm asmasını suya doyurdu
Sarhoş olan kimse işte bu dört hayvanın nitelikleriyle görünür Önce yüzü renkten renge girerek her hareketi tavus kuşuna benzer İkinci rütbede muymun gibi gülünç olur, komik hareketler yapar, işi gücü oyun olur Üçüncü aşamada arslan gibi olur ve etrafına yiğitlik, kahramanlık göstermeye başlar En son durumda ise her yönüyle domuza benzer ve şeytan o kimseyi Hak'tan uzaklaştırır, gafil eyler

Hangi Osmanlı padişahları içki içerdi?

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Ulaştırma Bakanlığı bütçesi görüşülürken, şaraptan alınan yüksek vergi tartışma konusu oldu

Bakan Binali Yıldırım, "İnsanların ayık gezmesi lazım" diyerek yeni bir içki tartışması başlattı Bugün devletin üst sivil kadrolarında içki içen kimse yok; herkes ayık"Ayık olmak" bir devlet politikası haline geldi Bu nedenle devlet seremonilerinde bile kadeh kaldırılmıyor Bazı çevreler, "Osmanlı Devleti de böyleydi" diyor Öyle miydi değil miydi; gelin bir göz atalım

ADI: Osmanzade Taib Ahmed (1660-1724) Şairliği, padişah özel kátipliği ve tarihçiliği vardı 11 kitap yazdı:

"Hadikatü’l-müluk" adlı eserinde; Sultan I Osman’dan II Mustafa’ya kadar 22 padişahın hayatını kaleme aldı

"Hadikatü’l-vüzera" adlı kitabında ise, ilk Osmanlı veziri Alaaddin Paşa’dan, Rami Mehmed Paşa’ya kadar 108 sadrazamının hal tercümelerini yazdı

Bizim yararlanacağımız kitabının adı ise "Telhisü Mehasini’l-adab"

Kitabın adından da anlaşıldığı gibi Taib Ahmed Efendi’nin bu eseri; meşhur Arap ilahiyatçı/edebiyatçı Cahiz’in (776-868) "Minhacü’s-süluk" ile tarihçi Mustafa Ali Efendi’nin (1541-1600) "Mehasinü’l-adab" isimli kitaplarının sadeleştirilmiş bir özetiydi

Sadrazam Damat İbrahim Paşa’ya takdim edilen bu eser 15 bölümden oluşuyordu 3’üncü bölümde, İslam halifeleri ve Osmanlı padişahlarının özel hayatlarına ilişkin bilgiler mevcuttu

BAYEZİD’İ İÇKİYE EŞİ ALIŞTIRIYOR

"Telhisü Mehasini’l-adab" adlı esere göre, Osmanlı’nın ilk sultanları ağızlarına içki koymamışlardı

İlk padişah Osman Gazi, dini bütün Şeyh Edebali’nin damadı olduğundan "kadehin gül rengine rağbet etmemişti"

Ancak: Bu eserin aksine, bazı tarihçilere göre, Osman Gazi Bizanslı beylerle (tekfur) şarap içmişti Taib Ahmed’e göre, Osman Gazi’nin oğlu Orhan da içkiden uzaktı

Her iki padişah da içmiyordu ama toplantılarında komutanlarına iltifat etmek maksadıyla içki/"dolu" sunmuşlardı Bu adet, Yıldırım Bayezid, Çelebi Sultan Mehmed ve Sultan I ve II Murad döneminde de devam etmişti

Taib Ahmed’e göre, "Fatih Sultan Mehmed Han ve Sultan Bayezid-i Veli, komutanları ve vezirleriyle arada sırada iyşü nuş (içki álemi) ederlerdi Hatta Bayezid-i Veli, Sadrazam Gedik Ahmed Paşa’yı işret (içki) sırasında katletmişti"

Yine kitabın aksine, bir iddiaya göre, Yıldırım Bayezid içki içiyordu Padişahın içki ve bezm (içki meclisi) düşkünlüğünün sebebi, eşi Sırp prensesi Maria Despina (Olivera) idi

LAKABI ’SARHOŞ’ OLAN PADİŞAH

Dönelim tekrar Taib Ahmed Efendi’nin kitabına:

Yavuz Sultan Selim içki kadehine fazla iltifat etmezdi, ancak ara sıra içerdi Heyhat, çabuk sarhoş olup şiir okurdu Bir gün bir eğlence sırasında yine sarhoş oldu; ayağa kalktı; elindeki kadehi öne doğru uzattı ve üzümden ilk şarabı çıkardığı iddia edilen İran Şahı’nı anımsayıp şiir okudu:

"Bint-ül inebin bikrini Cem etti izale"

(Üzümün kızının bekáretini Cem yok etti!)

Kanuni Sultan Süleyman’ın, ilk zamanlarında musiki dinlerken içki içmişliği vardı Ancak daha sonra içkiyi yasakladı

"Osmanlı’nın yasağı üç gün sürer" deyimi doğruydu Kısa bir zaman sonra içki yasağı unutuldu, meyhaneler yeniden açıldı

Padişahlar arasında içkiye en düşkün isim II Selim’di Lakabı "Sarhoş" idi Bu dönemde sınırsız içki serbestliği vardı

İlginçtir, II Selim içkiye düşkün olmasına rağmen, beş vakit namazını da kaçırmazdı Ve sonra, Halvetiyye Şeyhi Süleyman Efendi’nin telkiniyle içki içmeye tövbe etti Hatta bir gün hastalandığında hekimlerin iyileşmesi için verdiği ilacı, "içinde içki vardır" diye içmedi

İçkiye karşı padişahlardan biri de III Murad’dı İçki içmediği gibi huzurunda lafının edilmesinden bile hoşlanmazdı Bunun altında yatan sebep ise şuydu: Şehzadeliği sırasında babası II Selim bir gün kendisini içki sofrasına çağırdı İçki içmesine izin verdi Ama padişah daha önce Harem Kethüdası Hekimbaşı Kurdoğlu’na, şarap kadehinin içine baş ağrısına neden olacak bazı maddeler koymasını istemişti Şehzade bu oyundan habersiz şarap kadehini ardı ardına içince birkaç gün baş ağrısından duramadı ve içkiye tövbe etti

Bir diğer padişah, III Mehmed de babasının yolundan gitti; içki içmedi Ama onun döneminde Osmanlı kötü bir alışkanlıkla tanıştı: Tütün

Allah’tan tütün günah değildi!

Osmanlı padişahlarının içkiyle ilişkileri hep inişli çıkışlı oldu

İçki yasağı bazen şiddetle uygulandı, bazen ise görmezden gelindi

Bu uygulamalarda, padişahların kişisel yaşamlarının etkisi vardı:

Örneğin, I Ahmed çok dindardı ve onun döneminde içki yasağı çok etkiliydi

MEYHANEYİ ÖVEN ŞEYHÜLİSLAM

Osmanlı Devleti için 17 yüzyıl, "duraklama" dönemiydi

Osmanlı savaş kaybettikçe gericileşti İçki yasakları bu dönemde arttı Tüm kötülüklerin sebebi bu uğursuz içkiydi!

IV Murad kendisi içmesine rağmen halka alkol, sigara ve kahve kullanılmasını yasakladı İçki içenler darağaçlarında sallandırılırken IV Murad’ın Şeyhülislamı Zekeriyazade Yahya Efendi bakın şiirinde ne diyordu:

"Mescitte riyamişler etsin ko riyayı/ Meyhaneye gel kim ne riya var ne mürai" (Bırak mescitte ikiyüzlüler devam etsin riyakárlığa/ Sen meyhaneye gel ki orada ne riya var ne riyakár)


Sultan İbrahim döneminde yeni keyif verici maddeler ortaya çıktı: Bunların başında, burundan çekilen enfiye (burun otu) vardı

Bir tür uyuşturucu olan enfiyeyi zamanla padişahlar ve sadrazamlar kullanacaktı

Bir sonraki padişah IV Mehmed, avcılığa ve eğlenceye çok düşkün olmasına rağmen içkiden uzak durdu Hatta yasakları katılaştırdı

Ve 17 yüzyıldaki içki yasağı, Osmanlı’yı yeni bir alkol çeşidiyle tanıştırdı: Rakı

Rakı, -görünürde sudan farklı olmadığı için-, içki yasağını delmek maksadıyla Osmanlı’ya giriverdi

Görüldüğü gibi, bize ait zannettiğimiz rakı maalesef "milli içkimiz" değildi "Rakı" sözcüğü Türkçe değil Arapça’ydı Arap ülkelerinde "arak" denilmekteydi
Rakıyı Osmanlı Sarayı da pek sevdi III Ahmed, çoğunlukla geceleri hünkár sofasında, balkonda yumuşak yastıklar içinde yarı yatmış bir halde oturur, sadrazamı, şairleri ve dalkavuklarıyla rakı içerdi

Bir sonraki padişah I Mahmud da içkiyi seviyordu

İçkinin seyri 18 yüzyılda da değişmedi Bazen yasaklandı, bazen serbest bırakıldı

Ne zaman paraya ihtiyaç duyuldu, içki içimi serbest bırakıldı Çünkü alkolün alım satımından alınan "Zecriye Vergisi" hayli yüklüceydi!

Fındıklı Mehmed Ağa bu durumu "Silahdar Tarihi" adlı eserinde şöyle yazdı:

"Hazine çok sıkıntı içindeydi, içki yasağı kaldırıldı Meyhanelere ve tütün içmeğe izin verildi Tütüne de ayrıca gümrük kondu"

Aynen bugün gibi, ithal edilen içkiden alınan fon getirisi hayli iyiydi

EN İÇKİCİ PADİŞAH: II MAHMUD

Osmanlı Sarayı tarih boyunca ne trajedilere tanıklık etti: III Mustafa, yemeğine zehir konularak öldürüleceği korkusu nedeniyle hep panzehirler kullandı ve bunun sonucu uyuşturucu bağımlısı oldu!

Osmanlı’da içkiye savaş açan son padişah, III Selim oldu Musikiye olan ilgisiyle bilinen bestekár padişah, ne kadar meyhane varsa hepsini kapattı Yasağa rağmen içki içmekte ısrar edenleri astırdı

Sonra ne oldu:

Son dönem Osmanlı padişahları arasında içkiye en düşkün kişi II Mahmud, yasakları deliverdi

Tarihçi Necdet Sakaoğlu’na göre, Abdülmecid içki bağımlısıydı; bazı geceler körkütük sarhoş durumda mabeyinciler tarafından arabasına konulup saraya götürülürdü

II Abdülhamid’inanılarına göre, kardeşi padişah V Murad’ı içkiye alıştıran, geceleri sık sık buluştuğu şair Namık Kemal’di

II Abdülhamid’in de içtiği biliniyor Ama o ne rakı, ne şarap içiyordu O, "şeker suyu" rom içiyordu!

"Batıcı İttihadcılar’ın Padişahı" V Mehmed Reşad, ağzına içki koymazdı

"Hain olup olmadığına" henüz karar verilemeyen son padişah Sultan Vahideddin de içki kullanmayanlar arasındaydı

Gelelim sonuca: Şimdi biz meseleyi "ayık kafa" sorununa indirgeyip padişahların, şehzadelerin içki içmelerindeki temel meselelere gözümüzü kapatıp, "Osmanlı’yı büyütenler, ayık kafa ile gezmiyordu, batıranlar ise hep ayıktı" gibi absürd bir değerlendirme yapabilir miyiz?

Ama ne yazık ki yapanlar var!

İÇKİ İÇEN HALİFELER!

OSMANZADE Taib Ahmed’in "Telhisü Mehasini’l-adab" kitabında İslam halifelerinin içkiyle ilişkileri de yer alıyor

Halifeler fethettikleri topraklarda içkiyle tanışmışlardı Oysa İslam’ın ilk yıllarında sert bir yasak vardı

Hz Ömer, hamamda vücudunu şaraplı suyla yıkayan Halid Bin Velid’e, "Şarabın içilmesi kadar vücuda sürülmesi de yasak" demişti

Gelelim halifelere

Tarihçi Taib Ahmed Efendi, halifeler hakkındaki bilgileri, İslam dünyasının önemli ilim adamları arasında gösterilen Cahiz’in (776-868) "Minhacü’s-süluk" adlı kitabından almıştı

Bu kitapta, içki içen Emevi ve Abbasi hükümdarları şunlardı:

"Müslümanlar arasında içkinin yayılmasının nedenlerinden biri de, Emevi halifelerinden Yezid Bin Muaviye, Abdulmülk Bin Mervan, Yezid Bin Abdulmülk, Velid Bin Yezid gibi kimselerin içki düşkünü olmalarıydı Arap hükümdarlarından Numan ve Hişşam ile küçük emirliklerden çoğu haftada bir gün işret ederlerdi (içerlerdi)

() Emevi hükümdarlarından Yezid bin Velid ayyaş idi; vaktini sarhoş olup ayılmakla geçirirdi Abdülmelik ayda bir kere; Velid Bin Abdülmelik haftada bir kere; Süleyman ve Merdan Bin Mehmed üç günde bir kere içerlerdi

() Abbasiler’den zevkusefa sofralarına en ziyade rağbet eden halifeler; Hadi, Reşid, Emin, Me’mun, Mu’tasam, Vasık, Mütevekkil idi Abbasi halifelerinden Ebul Abbas haftada bir kere salı gecesi içerdi Hadi ve Mehdi iki günde bir kere; Harun ve Me’mun haftada iki kere içerdi Bunlar nihayet giderek ayyaş olmuşlardır Mu’tasım, perşembe ve cuma günlerinde ve toplantılarda içerdi Ama Vasık, cuma gecesi ve toplantı günlerinde içmez, diğer geceler içmezse uyuyamaz, rahat edemezdi"

Emevi ve Abbasiler’den içki düşkünleri olduğu gibi içkiye karşı hükümdarlar da vardı Örneğin, Emeviler’den Ömer Bin Abdülaziz ve Abbasilerden Muhtedi ile Mansur gibi birçok halife de içkiye karşı mücadele vermişlerdi

Fatimiler’den Mustansır içki sofraları kurdurmasıyla bilinirken, Hakim Biemrillah tam tersine içkiye düşmandı

İslam içkiye izin vermiyordu (Maide Suresi 90-91 ve Bakara Suresi 219)

İslam inancına göre içkinin bir damlası bile haramdı İçki murdardı Bu nedenle içenlerin cezaya çaptırılması gerekiyordu

Bin Harep, Velid Bin Akabe, Yezid Bin Muaviye, Ömer Bin Hattab vs İslam’da içki cezası alan ilk isimlerdi Aslında mazeretleri vardı: "Biraz ferahlamak" ve "türlü düşüncelerden kafalarını kurtarmak!" gibi

Nedeni ne olursa olsun, yasağa, cezaya rağmen, bazı halifeler hem de konumlarını bile göz ardı ederek, haram olduğunu bile bile içki içmişlerdi

Eh ne diyelim; günahları boyunlarına!

BUNLARI BiLiYOR MUYDUNUZ?

TÜRKLERİN milli içkisi, kısrak sütünden mayalanma yoluyla yapılan kımızdır 1960’lı yıllarda bazı Türkçü/Bozkurtçu gençler rakı, şarap değil, "milli içki" diye kımız içerlerdi Ülkücülüğe ne zaman "Türk-İslam Sentezi" yerleşti, bu hareket içinde kımız içme geleneği son buldu

İçki yasağı hiçbir dönemde hiçbir ülkede tam olarak uygulanamaz Ayrıca bazı İslam düşünürleri, kimi hadislere dayanarak İslam’ın içkiye izin verdiğini ispat etmeye çalışırlar Bunlardan biri de Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’un damadı, ilahiyatçı Ömer Rıza Doğrul’dur İslamiyet ve dinler tarihi üzerine eserler vermiş Doğrul, iyi bir içiciydi Sirkeci’deki Konyalı Lokantası’nda hem içkisini içer, hem de yazılarını kaleme alırdı Kuran-ı Kerim’i "Tanrının Buyruğu" adıyla Türkçe’ye çevirdi "Çeviri parasını içkiye yatırdı" diye çok eleştirildi

Milli Şair Mehmet Akif Ersoy, 24 yaşına kadar içti, sonra bıraktı Yakın arkadaşı Neyzen, Mehmet Akif’i içkiye başlatmak, Mehmet Akif ise Neyzen’e içkiyi bıraktırmak için çok uğraştı İkisi de başarılı olamadı

Türk ressamları arasında en çok içki içenlerden biri de Çallı İbrahim’di Neyzen, bir akşam elinde rakı şişesi Çallı İbrahim’e giderken, Bakırköy Hastanesi’nin başhekimi Mazhar Osman’la karşılaştı Mazhar Osman, daha hastaneden yeni çıkan Neyzen’i elinde şişe ile görünce çok kızdı Hemen şişeyi kendisine vermesini istedi Neyzen, içkinin yarısının Çallı İbrahim’e ait olduğunu söyledi Mazhar Osman, "O halde hemen yarısını boşalt" dedi Neyzen, "Boşaltamam, üstteki bölüm Çallı’nın" yanıtını verdi!

Türkiye’deki siyasal İslam’ın manevi lideri Necip Fazıl Kısakürek, uzun bir dönem içki içip kumar oynadı Ama daha sonra ikisine de tövbe etti

Şair Yahya Kemal, içki masasında en küçük bir münasebetsizliği bile hoş karşılamazdı Yakın arkadaşı Yakup Kadri Karaosmanoğlu’ndan öğrendiği Bektaşilerin, "Masaya nasıl oturdunuz ise öyle kalkınız" sözünü pek severdi

İslami temelde gelenekten kopmayan Batılı bir yaşamı savunan şair Namık Kemal, rakıya pek düşkündü Babası, II Abdülhamid’in Müneccimbaşısı Mustafa Asım her mektubunda adeta oğluna yalvarırdı: "N’olur şu içkiyi biraz azalt!"

Bülent Ecevit içki sevmezdi Turgut Özal, Semra Hanım’ın ısrarıyla sadece bir kadeh konyağa hayır demezdi Süleyman Demirel ise keyifli olduğunda bir iki kadeh içerdi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.