Tükenen Sermaye |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tükenen SermayeTükenen sermaye Bağdat'ta ağustos sıcağı ortalığı yakıp kavurmaktaydı Herkes, serinleyeceği gölge bir yer, ferahlatacak bir rüzgar arıyordu Çarşı-pazar kurulmuş, alış-veriş başlamıştı Bu arada bir adam, yüksek dağların mağaralarından getirdiği buzları satıyordu Buz kalıpları eriyip ziyan olmadan bir an önce onları satmalıydı Gel gör ki, ekonomik durgunluk sebebiyle fazla buz satılmıyordu Öğle sıcağı bastırınca buzlar yavaş yavaş erimeye başladı "Mal canın yongasıdır!" ya; tek sermayesi olan buzlarının gözü önünde eridiğini görmek, adamın içini de eritiyordu Erimenin hızlanmasıyla içi yanan adam şöyle bağırmaya başladı: "Sermayesi sürekli tükenen bu fakirden buz alan yok mu?" 0 sırada talebeleriyle oradan geçmekte olan büyük veli Cüneyd-i Bağdadî bu sözleri duyunca birden durdu ve olduğu yere çöktü Başını ellerinin arasına aldı Talebeler telaşlandılar ve "Ne oldu hocam?" diye sordular Cüneyd-i Bağdadî, "Şu adamın söylediklerine dikkat edin!" diyerek, buz satıcısının tarafına baktı Adam, içinin yandığı sesinden belli olacak şekilde sürekli bağırıyordu: "Sermayesi tükenen buzcudan alış-veriş yapan yok mu?" Büyük veli, o durumun, "Fırsat eğitimi" için iyi bir vesile olduğunu düşünerek şunları söyledi talebelerine: "Bu sözler beni sarstı Eriyenin sadece buzlar değil, aynı zamanda ömrüm olduğunu fark ettim Sıcak, adamın maddî sermayesi olan buzları eritip tükettiği gibi, zaman da asıl sermayemiz olan ömrümüzü tüketiyor Saniye saniye, dakika dakika ömür buzumuz eriyor, hissedebiliyor musunuz? Sahip olduğunuz en değerli sermaye ömürdür Onun ne kadarını Allah'a satabilirsek yani Onun yolunda değerlendirirsek elimizde o kâr kalacak Gerisi, satılmadan eriyip toprağa damlayan buzlar gibi boşu boşuna ziyan olup gidecek Ayrıca bizden de hesabı sorulacak Bunun unutmamalıyız Adamın buzlarının erimesine olduğu kadar, ömürlerinin boşa tükenmesine karşı içi sızlamayanlara yazıklar olsun" Talebeler ayak üstü unutamayacakları iyi bir ders almış, çok etkilenmişlerdi Düşüne düşüne yollarına devam ettiler Bu öykünün mesajını bize hatırlatacak ve bu çağın duyarsız insanları adına söylenmiş şu sözlerle hikâyemizi bitirelim: "Eyvah! Aldandık Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik Evet, şu güzerân-ı hayat, bir uykudur; bir rüya gibi geçti Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider" Yazar: Seyfeddin Bulut |
|