Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bağları, eklem

Eklem Bağları

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eklem Bağları



İnsan vücudunda 270 civarında oynar ve yarı oynar (oynamaz ve kaynaşmış olanlarla beraber 360) eklem vardır Eklemler olmasaydı, sâbit bir iskeletin insan hayatına hiçbir faydası olmazdı İnsan, basit bir faaliyet gibi görünen su içmeyi bile başaramazdı İnsanoğlu ancak eklemler vesilesiyle yürüyebilmekte ve çeşitli faaliyetler yapabilmektedir



İskeleti ve kasları hikmetli bir şekilde, belli gâyelere uygun olarak yaratan Allah (cc), kemikler ile kasların birbiriyle bir bütünlük ve âhenk içinde hareket edebilmeleri için, bütün eklemlere belirli bir açıya kadar rahat hareket edebilme müsaadesi vermiştir

Bir insanın günlük hayattaki işleri, eklemlerinin müsaadesi nispetinde yürütülmektedir Meselâ; insana ceket giyerken kolunu 40 derece kadar omuzdan geriye götürebilme müsaadesi verilmiştir Kollar, daldan meyve koparırken 170 derece kadar kaldırılabilirken, omuzdan başa doğru 180 derece müsaadeli bir açıyla götürülebilir Namazda kıyamdayken eller 40 derecelik hareket açısıyla kavranabilir

Bu kısıtlı hareketler olmasaydı omuzlar sık sık çıkar, omuz desteği ile yapılacak hareketler yetersiz bir kuvvetle yapılmaya çalışılırdı Meselâ; ağır bir taş yerden kaldırılamaz, baş yıkanamaz, boyun ve sırt temizlenemez; ceket giyerken, ampul değiştirirken veya daldan meyve koparırken omuz çıkardı

İnsanın dirseği geriye doğru 10 dereceden fazla gitmez Bunun sebebi, dirsek kemiklerinin özel yapısı ile dirsek ekleminin iç ve dışındaki iki adet bağdır El ve omuzla kuvvet uygulamalarında dirsekte görülen ‘kilitleme’ hâdisesi, insanın yapacağı hareketleri sonsuz ilmiyle bilen Kudreti Sonsuz’un, bu eklemde geriye doğru kısıtlayarak yarattığı hareket açısıyla gerçekleşir Benzer bir kilitlenme hâdisesi de dizde görülür Dirseğe bükme ve katlama fonksiyonlarını daha fazla yapabilme kabiliyeti verilmiştir

Kucakta bir şey taşıma, saç tarama, cam silme ve buna benzer yüzlerce hareket, bu bükme hareketi neticesi gerçekleştirilir Altı yönde hareket edebilme kabiliyeti bahşedilmiş olan el bileği, herhangi bir cismi iterken geriye doğru en fazla 60; çay, kahve içerken veya yemek yerken avuç ayası yönünde en fazla 60; sağa ve sola doğru da, 20 derece hareket edebilir Raketle topa vuran bir tenisçinin bileği, dış ve içe 40 derece esnedikten sonra dışa doğru kilitlenir Bu kilitleme, bilekte 40 dereceye kadar esnemeye müsaade eden iç ve dış yan bağlarla yapılır

El bileğine tornavida yardımıyla vida sıkarken 90 derece içe ve dışa dönme hareketi yapma müsaadesi verilmiştir Bu derecelerin son noktaları kilitlenme noktalarıdır; bu noktalar, kas kuvvetlerinin maksimum uygulanmasına dayanak noktası olurken, eklemin çıkmasına da engel olur Bir cisim kavrandığında, parmakların birinci boğumu 80, ikinci boğumu 90, üçüncü boğumu da 45 derece bükme hareketi yapabilir Tutulan cisim bırakıldığında ise, bütün parmaklar 180 derecede düzelme hareketi yapar İnsanlar günlük hayatta işlerinin birçoğunu elleriyle yapar Ellerin işleyişinde ise, parmakların önemli bir yeri vardır Bundan dolayı el ve ayak parmaklarının beyinde kapladığı idarî saha çok geniştir

Namaz kılan bir kişinin kıyamdan secdeye vardığı, oradan da tekrar ayağa kalktığı düşünüldüğünde, kalçası, karnına 140 dereceden fazla yaklaşmaz; geriye 15 dereceden fazla gitmez Diz kırıp oturduğunda, dizler 150 dereceden fazla katlanmaz, kıyama kalktığında 10 dereceden daha az düzelmez (daha fazlasında diz yay şeklini alır -rekürvatum patolojisi) Çünkü dizdeki iç ve dış çapraz bağlar ile bu bağların eğimli yerleşimi ve özel yapısı dizin istek dışı öne kaçmasını önler

Bağdaş kurup oturulduğunda kalça en fazla 50 derece dışa döner, diz kırıp oturulduğunda 40 dereceden fazla içe dönme engellenir Frene basarken veya gazdan ayak çekilirken, bilek aşağıya 50, geriye doğru 30 dereceden fazla gitmez Top oynarken, 30 derecenin üzerindeki dönmelere bilekteki bağlar mâni olur Fakat vücut ağırlığı ve yük fazlalığı ile bu bağlar yırtılır veya fazla esnerse burkulmalar meydana gelir

Vücuttaki hareketli ve az hareketli eklemlerdeki bağlar, insanın dünyada yapacağı işler bilinerek yaratılmıştır Eklemlerdeki bağların sayısı ve yapışma yerleri hassas mekanik, dinamik ve statik kuvvetler hesaplanarak tespit edilmiş ve hareketlerinde kısıtlama yapılmıştır Parmaklar, diz ve dirsek; ekstansiyon denen düzleşme hareketini bükme işlemi gibi yapmazlar ve en fazla 0–10 derece arasında düzelirler Dizin iç ve dış yan bağları istenmeyen ve dengeyi bozup, düşmeye sebep olacak hareketleri engellemek için, oblik yani eğimli yapışmıştır

Diz, dirsek, parmak ve bilekler; iç ve dış yan bağlarla desteklenmiştir Koşarken boşalmasın diye, dizlerin içine ön ve arka çapraz bağlar yerleştirilmiştir Orijinal yerinden ufak sapmalar bile, dizin bükülüp açılmasında mekanik kısıtlığa; çekme, itme hareketlerinde esneme problemlerine yol açabilmektedir Çapraz bağların hassas şekilde tespit edilmiş yapışma yerlerindeki bağlanma kuvvetinden dolayı insanlar düşmeden koşabilmektedir Yine kalça eklemi içindeki bağlar sebebiyle uyluk kemiğinin başı kalça ekleminden çıkmamaktadır

“Onları biz yarattık, eklemlerini biz pekiştirip sağlamlaştırdık, dilediğimiz zaman değişikliğe uğratıp onların yerine benzerlerini getiririz” (İnsan/28) mealindeki âyet-i kerimede buyrulduğu gibi, insanın eklemleri hususi yapıdaki mekanizmalarla sağlamlaştırılmış; hareket esnasında çıkma, ayrılma ve gevşeklik olmaması için eklem bağları ile sımsıkı bağlanıp desteklenmiştir

Gerilme noktasına kadar esneyen, kuvvet ortadan kalktıktan sonra eski hâline dönen eklem bağları, aşırı hareketlere engel olur Fakat kişiler, herhangi bir ekleminin ne kadar esneyebileceğini ve ne kadar kuvvete dayanabileceğini bilmez Hele âni hareketlerde bunu hesaplamaya zaman da yoktur Ancak Yaratıcı, bütün eklem kapsüllerine, bağların uygun yerlerine ve kasların kirişlerine gerilme gücünü ölçen reseptörler (alıcı sinir uçları) yerleştirmiştir Her bir reseptör, üzerine yerleştirildiği eklem bağının ne kadar ağırlığa ve güce dayanacağını biliyormuşçasına, sınırları zorlandığında ağrı ve acı ile insanı ikaz eder

Evrimcilere burada haklı olarak şöyle bir soru yöneltilebilir: Eklemi yapan kemiklerdeki menteşe sisteminin, eklemi saran bağların sayısı ile yapışma yerlerindeki hassas ölçülerin, eklem bağlarındaki gerilmeyi ölçerek sinir sistemi yoluyla haber veren mükemmel mekanizmanın işbirliği içerisinde çalıştırılmasını şuursuz atomların tesadüfî dizilmelerine nasıl verebiliriz? Bir iğnenin bile ustasız olamayacağını biliyorsak, yukarıda anlatılanların da, Sanatkârsız olamayacağını bilmemiz gerekmez mi?





Dr Arslan MAYDA

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.