Şiir Ve Tasavvuf |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Şiir Ve Tasavvufşiiir ve tasavvuf Bilindiği üzere tasavvuf İslâm?ın içi, gönül tarafı, bâtın yönü İslâm mistisizmi Tasavvuf zaten İslâm?ın malı, özü O sebeple İslâm Tasavvufu tabirini şahsen doğru bulmuyorum Kendisi şair olmadığı halde şiir üzerinde epeyce kafa yoranlardan Peyami Safa, ?Şiir sırrın dilidir? diyor Mutasavvıfların da bir başka meşhur sözü var: Bilen söylemez, söyleyen bilmez, diye Şiir ve tasavvufun olağanüstü şeyler olduğunu kabul edersek, İslâm Tarihi boyunca bu ikisinin yollarının sık sık kesişmesini anlamak mümkün olabilir belki Büyük Şair Necip Fazıl da Poetika?sında şiirin tabiatında sırrîlik ve remzîlik gibi iki özelliğin, niteliğin bulunduğundan bahsediyor Sır ya da esrar, giz ya da gizem, tasavvufun da başta gelen vasıflarından değil midir? Tasavvufa öztürkçe bir kelimeyle gizemcilik dendiğini de bildiğimize göre şiirin tasavvufun dili olmasından tabiî ne olabilir? Ahmet Yesevî?den, Mevlânâ?dan, Yûnus Emre?den, Ferîdüddîn Attar?dan, Abdurrahman Molla Camî?den, Fuzûlî?den, Şeyh Galib?den, Necip Fazıl?dan, Sezai Karakoç?tan, Hacı Bayram Velî?den, Niyazî-i Mısrî?den, Eşrefoğlu Rûmî?den, Salih Baba?dan, Âsâf Hâlet Çelebî?ye ve oradan günümüze nice şair, mutasavvıf, hâllerini, dillerini, gönüllerini şiire emanet etmemişler midir? Bu yolla hem tebliğlerini hem telkinlerini gerçekleştirmemişler midir? Olağan dışı?yı olağan dışılıkla, olağanüstü?yü olağanüstülükle anlatmak yolunu tutmamışlar mıdır? Yaptıkları şey bir bakıma imkânsız olanı anlatmak olsa da kendilerine yine de başka bir yol bulamamışlardır Şarkta, mütefekkirler, mutasavvıflar öğretilerini şiir kanalıyla aktarmışlardır Ya kendileri bizzat şiir yazmışlar veya mensur eserlerinde yer yer başka şairlerin hikmetli şiirlerini iktibas etmişlerdir Kâl (söz), hâl?in (yaşantının) yerini tam olarak tutmasa bile kendilerinden zaman ve mekân bakımından uzakta olanlara şiirle, mensur şiirle ve nesirle, meselâ Mektûbât?larla hitap etmişlerdir Şiirle tasavvufun en güzel izdivacına özellikle Mevlânâ?da, Yûnus Emre?de ve Niyazî-i Mısrî?de şahitlik etmekteyiz Günümüz Türk Şiiri?nde de bu vuslat, bu birliktelik birçok şairimizde görülmektedir Ebubekir Eroğlu?nu, Ali Günvar?ı, Hilmi Yavuz?u ilk ağızda sayabiliriz Hem çok şey söyleyip yazıp hem de hiçbir şey söylememenin, yazmamanın sırrına ermek isteyenler benim şimdi yaptığım gibi Şiir?den ve Tasavvuf?tan, Şiir ve Tasavvuf ilişkisinden bahsetsinler? Bekir OĞUZBAŞARANberceste dergisi |
|