Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Astroloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
rüya, tarihi

Rüya Nedir - Rüya Tarihi

Eski 07-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Rüya Nedir - Rüya Tarihi



Rüya Nedir - Rüya Tarihi

Rüya Tarihçe - Eski Kültürlerde Rüya - Dinlerde Rüya - Rüya İslam’da






Rüya
Gece, Uyku, Morfeus ve Styx'in Kharon'u Medici-Riccardi sanat galerisi freski, Luca Giordano, Floransa


Rüya, uykunun genel ve karakteristik özelliklerinden biri olup, uykunun hızlı göz hareketi (REM) adlı evreleriyle yakından ilişkili bulunan, görsel ve işitsel algı ve duygulardır

Rüyaların biyolojik içeriği, işleyişi ve maksatları tümüyle anlaşılmış değildirRüyalara “duyusuz algı”nın bir türü veya nesnesiz algı olarak da bakılabilir Çeşitli inanışlara ve tahminlere de neden olan rüyalar, her zaman için ilginç ve yoruma açık bir konu oluşturmuşlardır Farklı psikoloji ekollerinin, parapsikologların ve deneysel spiritüalistlerin rüyaları farklı biçimlerde açıklama çabaları olmuştur Rüyaların işleyişinin açıklanması bilimsel topluluğun genel kabulüne göre varsayımlar düzeyinden öteye pek gidememiş olup, rüyalar halen esrarını korumakta olan bir inceleme alanını oluşturmaktadır Rüyaların bilimsel incelenmesi oneiroloji adını alır


Tarihçe

Yakub’un semavi ilham kaynaklı olduğuna inanılan rüyası, Ferdinand Bol

Rüyaların gerek tahminlere konu oluşturması bakımından, gerekse ilham kaynağı olması bakımından uzun bir geçmişi vardır Tarih boyunca insanlar mesaj taşıdıklarına inandıkları rüyalardan anlamlar çıkarmaya çalışmış ve rüyalar aracılığıyla gelecek hakkında tahminlerde bulunmuşlardır Rüyalar, fizyolojik açıdan uyku sırasındaki nöral süreçlere bir tepki ya da yanıt olarak tanımlanır, psikolojik açıdan bilinçaltının yansımalarıdır, maneviyat açısından ise en azından bazı rüyalar ya gelecek hakkında ya da başka bir konu hakkında (uyarı, yardım vs amaçlı) haber içeren, ilahî âlemden gelen mesajlar olarak kabul edilmişlerdir Birçok kültürde ilahî âleme danışmak ya da bir konu hakkında bilgi edinmek üzere istihare yöntemlerine başvurulduğu görülür

Eski kültürlerde

Rüya yorumları konusunun işlendiği görülen eski metinlerden biri Asurbanipal Ninova’sının büyük kütüphanesine aittir Bu eser sonradan Arapça’ya çevrilmiştir

Eski Yunan mitolojisinde Hypnos’un (uyku) ve Nyx’un (gece) oğlu Morfeus “düş”leri ifade eder; kendisine uçma ve aynı anda her yerde olabilme olanağını sağlayan kanatlarını hızla, fakat sessizce çırparken temsil edilir Uykudaki insanları bir haşhaş[not 2] çiçeğiyle okşayarak onların rüya görmesini sağlar Ölümlülere sırları açıklama üzere gönderilir Morfeus uykuda ifşa olan “biçim”i ifade eder, çünkü arzu ettiği biçmi alabilen bir varlıktır Geceleyin bir tür yolcu sayılabilecek uykudaki kişi yeraltı âlemindeki nehirlerden Styx’in veya Mnemosyne nehrinin (hatırlamayı sağlayan) ya da Lethe nehrinin (unutmaya neden olan) sularından içebilir ve Hypnos bıraktığında kişi uyanırBir başka eski Yunan geleneğine göre rüya ilahı Oneiros’tur, günümüze diğeri kadar ünlü olarak gelmemişse de, adı, “rüya” anlamına geldiğinden, rüya terminolojisinde (oneiromansi, oneiroloji vs) sıkça kullanılmıştır


Yakub’un semavi ilham kaynaklı olduğuna inanılan rüyası, Ferdinand Bol

Eski Yunan kültüründe rüya ile ilgilenmiş ünlü isimlerden biri tıbbın babası olarak anılan İyonyalı hekim Hipokrat’tır (d MÖ 460 - ö MÖ 377) “Uyku hali vasıtasıyla insan vücudundaki hastalıkları önceden bilme” ya da “Hipokrat’ın Sağlıkbilgisi Kitabı” adlı çalışması bazı rüyaların çeşitli hastalıklar ile ilgili olabileceği düşüncesi üzerine kuruludur Hipokrat’a göre rüyalar kişinin sağlık durumunu önceden haber verici nitelikte olabilmekteydiler Hipokrat ayrıca “rüya anahtarları” denilen sembolik kalıplarla kodlanmış olduğu düşünülen rüyalardaki verilerin “haberci” değerleriyle ilgili rüya yorumları üzerinde çalışmıştır Rüyalar hakkındaki bir başka çalışma Aristo’nun “Rüyalar” adlı kitabıdır Antik çağda rüyaların yorumlanması konusunda en tanınmış isimlerden biri oniromansiuzmanı Efes’li Artemidorus’tur


“Şövalyenin Rüyası”, Antonio de Pereda



Honorius ve Arcadius döneminde (395–423) yaşayıp, eserler vermiş olan Romalı dilbilgisi uzmanı ve neoplatonist filozof Ambrosius Theodosius Macrobius çalışmasında rüyaları şöyle sınıflandırmıştır:

* İnsomnium: Korku, kaygı gişbi manevi hallerle ilgili veya yemek, içmek yoluyla vücuda alınan maddelerden kaynaklanan rüyalar
* Visum ya da phantasma : Yarı-uyku rüyaları
* Oraculum: Kehanete ilişkin rüyalar
* Visio: İlahî kaynaklı peygamberane rüyalar
* Somnium: Bilmecemsi rüyalar

Papalığın 590’da rüyaları ilahî ve şeytani olarak ayırt etmesinden sonra oniromansi yasaklanmıştır Kimi araştırmacılara göre, bu ayrımın aşılmasında 12 yy’daki bir Cistercian keşişi olan Alcher de Clairvaux tarafından kaleme alınan « Ruh ile Can » (Liber de spiritu et anima) adlı eser bir dönüm noktası olmuştur Bu eserde rüyalar Macrobius’un sınıflandırmasına benzer şekilde şöyle sınıflandırılmıştı:

* İnsomnium : Hiçbir yararı olmayan alelade rüya
* Phantasma: Uykunun ilk evresinde ya da uyku-uyanıklık arasında görülen hayali görüntüler ve kabuslar
* Oraculum: Tanrı tarafından vazifelilere gönderilen rüya
* Visio: Açık peygamberane rüya
* Somnium : Yorum gerektiren rüya

Dinlerde

Yakubun Harran'daki (Urfa) vizyonunda gördüğü, meleklerin inip çıktığı, ucu gökte olan merdiven, Michael Willmann




Rüyalardan bazılarının ilahî kökenli oldukları inanışı çok yaygın bir inanıştır Orfecilikte ve Pisagor ekolünde insanın semavi âlemle ilişkisinin ancak uyku sırasında gerçekleşebildiği öğretilmekteydi Ortaçağ’daki Yahudi ve Arap yazarlarının eserlerinde de benzer öğretiler görülmektedir Haberci (salih) rüyalar konusunu işlemiş İslam bilginlerinden biri İbn-i Haldun’dur (d 1332 – ö1406) Oniromansi alanında Babil kültürünün eski Yunan kültürüne kıyasla daha ileri bir düzeyde bulunduğu söylenebilir Sami dillerini konuşanlar özellikle "peygamberane rüya"yı iyi bilmekteydiler[5] Ayrıca Musevilik’te rüyalarla ilgili, hatovat chalom denilen geleneksel bir uygulama bulunur (Hatovat chalom adının sözcük anlamı “hayırlı ya da iyi rüya görme”dir)

Somnium denilen rüyalar ile visio denilen vizyonlar (rüyet) Eski Ahit’te ve Yeni Ahit’te önemli bir yer işgal ederler Görme organının yardımı olmaksızın oluşan vizyonlarda, gelen tesirlerin kişinin şuurundaki imajlara bürünerek algı alanında görüntü oluşturması sözkonusudur Yeni Ahit’in sonundaki, Yuhanna'nın Vahyi adıyla bilinen kısım, vizyon tarzında alınan kutsal metinlerin bilinen örneklerinden biridir

Musevi bilgin Musa ibn Meymun’a (1135-1204) göre, melek vasıtasıyla olsa da olmasa da ve yol ve araçlardan söz edilse de edilmese de, peygamberlere tüm ifşa olunanlar onlara vizyon olarak nakledilmiştir Ona göre "vahiy" vizyonda içerilmiş haldedir ve peygamber "uyanık şuur hali"ne geçer geçmez mânâsını sezer[not 6] Peygamber olmayan bizler ise uyanınca rüyamızı birine anlatır ve onun yorumuna gerek duyarız Uyku ya da trans denilen hal, cismani duyulardan yalıtılmış olma imkânı sağlamaktadır İlahi tesirin alınabilmesini İbn Meymun böyle açıklar


İslam bilgini İbn-i Haldun’a (1332-1406) göre esas olarak iki tür rüya vardır Bunlardan biri ilahî varlığın kuşku götürmez vahyi olan "salih rüya"lardır; derhal uyanmayı zorunlu kılarlar ve kişide öylesine derin bir iz bırakırlar ki, kolay kolay unutulamazlar Diğer gruptakiler ise hatırlanması için çaba harcanılan ve yorumlanmak ihtiyacındaki olağan rüyalardır Eski Ahit’teki Yusuf’un rüyası (Tekvin, Bap-41’de) bu tip rüyalara bir örnek oluşturur İbn-i Haldun’a göre aracı melekler vasıtasıyla aktarılanların yorum gerektirmesine karşılık, doğrudan doğruya gelen "salih rüya"lar yorum gerektirmeyecek derecede açık olurlar[9] Muhyiddin İbn Arabi’ye göre de, veliler bilgilerini, peygambere vahyi getiren meleğin aldığı kaynaktan alırlar İlham, söz veya yazı (İng inspirational writing) tarzında dışarı yansıdığında vahiy (İng revelation) adını alır

Hıristiyanlık’ta kutsal kitapları "haberci rüya" örnekleriyle zengin olmasına karşılık, 6 yy sonlarından itibaren rüyalara temkinle yaklaşıldığı ve Batı’da okültistler ve gizli tarikatlerin engizisyondan gizli olarak yürüttükleri çalışmalar hariç tutulursa, 12 yy’a kadar rüyalar üzerinde pek fazla bir çalışma yapılmadığı görülür Bu tutumun kökeninde başında Papa Gregory I’in (540–604) bulunduğu papalığın rüyaların bir kısmını şeytani olarak değerlendirmesi bulunmaktadır Gregory I, 590 yılında rüyaları üç gruba ayırmıştır: Yiyecek ve açlıktan kaynakl******r, şeytan ya da cin (İng demon) kökenli olanlar ve ilahî kökenli olanlar

İslam’da



Rüya Arapça “görmek” demektir Kuran’da rüya hakkında çok fazla bilgi verilmez, rüyaya Kuran'da özellikle Yusuf Suresi’nde yer verilir Rüya sözcüğü Saffat ve Fetih surelerinde de kullanılır

İslam peygamberi Muhammed’in rüya hakkında şu hadisleri rivayet edilir:

* Buhari'nin kaydettiği bir hadiste ”iyi kimselerin güzel rüyası Peygamberliğin 48 parçasından biridir” denir
* Ebu Hüreyre’nin aktardığı bir hadiste “artık yeryüzünde müjdeleyicilerden (mübeşşirat) başka peygamberlikten hiçbir şey kalmadı; müjdeleyiciler güzel rüyalardır” denir
* Bir başka hadiste de mealen “Peygamberlere ilk önce gelen, kalpleri alışıp yatışıncaya kadar, uykularında olur Bundan sonra vahiy indirilir” denir

İslam peygamberi Muhammed’in ve sahabelerinin gördükleri birçok rüyanın (prekognitif rüya) gerçekleştiği bilinmektedi Tasavvufi menkıbelerin çoğu rüyalara dayanır Mürşidler rüya yoluyla ölen insanların ahiret durumları hakkında da bilgi verebilirlerdi Allah insanların Levh-i Mahfuz'daki durumlarına muttali olan bir melek grubunu rüya işiyle vazifelendirmiştir Vazifeli melekler Levh-i Mahfuz'dan aldıklarını birtakım olay ve hallere sokarak ilgili insanların rüyalarında kalbine yerleştirirler Böylece bu rüya o kimse için bir müjde, bir uyarı ya da bir eleştiri şeklinde haber taşır
İbn Haldun'un Mukaddime’de belirttiği gibi, tasavvufta genel olarak rüyalar üç grupta ele alınır:

* İlahi kaynaklı rüya: Bunlar açık olduğundan yoruma gerek göstermezler Doğru ve görüldüğü gibi çıkan bu rüyalara rüyâ-ı sâliha (salih rüya) da denir Salih rüya son derece az görülür[15] Salih rüya görmek sadece müminlere özgü değildir; müslüman olmayanlar da görebilir Yusuf Suresi’ndeki Mısır firavununun ve iki mahpusun gördüğü rüyalar buna örnek olarak gösterilebilir
* Melekten olan rüya: Bunlara rüya-yı sadıka denir Yoruma muhtaçtır (Sembolizm içerirler)
* Şeytandan olan rüya: Bu rüyaların aslı faslı yoktur Kurân’da "edğasü ahlam (karmakarışık düşler)" (Yusuf, 12/44) olarak geçer Hiçbir faydaları olmadığından yorumlanmaları da gerekmez (Psikofizyolojik kaynaklı rüyalar)

El Gazali rüyanın mahiyetini mükaşefe ilminin inceliklerinden biri olarak kabul eder ve her önüne gelene anlatılmasını doğru bulmaz (Kişi kendi çözmelidir veya mürşidine anlatabilir) Ölümle malum olan hususlardan bazıları rüyayla da malum olabilir İslam peygamberi Muhammed gördüğü rüyaları anlatır ve sahabenin gördüğü rüyaları da yorumlardı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.