Beytül Ahzan’İn Dilinden |
07-12-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Beytül Ahzan’İn DilindenEy yanan kapının ardında solan nazenin! Bu dünyadan değil Rabbin Cennetinin en üst katından yolladığı bir hediyeydin insanlığa Sen Resulullah’ın can parçası: Ümm-ü Ebiha! Sen Mazlum Ali’nin tek taraftarıydın Harabemde açan güldün sen Söyle Zehra niçin gelmedin bugün Beytül Ahzan’a? Her gün gözyaşlarını alır saklardım bağrımda, her gün derdini dinler seninle beraber ağlardım Yaradan’a yalvarırdım kırık kalbini onarabilmem için bana dil versin diye Vereydi de gözü dönmüş, ahdine vefa etmeyen insanlardan duymadığın sözleri söyleyeydim sana:”Ey Yas Gülü!” diyeydim ‘Şu hain insanlardan utanıyorum! And olsun Rabbime, toprağımın her bir zerresi sana fedadır! Akıttığın her gözyaşı bıçak olur saplanır yüreğime, içinde sakladığın hıçkırıklar sinemi dağlar! Ağlama Zehra, şu Beytül Ahzan, şu Hüzün Evi sana feda olsun, ağlama!…’ Ama yok ki dilim Yok ki anlatayım seni bana nasıl hapsettiklerini, varlığından, nefes alış verişinden, sesinden nasıl rahatsız olduklarını Geceleri ev ev dolanıp insanları nasıl hak yola davet ettiğini, gün doğduğunda vefası gecenin karanlığı gibi sönüp giden insan müsveddelerini… Ah Yaralı Sine! Nasıl anlatayım Fedek’te sana atılan o tokadı!!! O gün gökler feryat etti Zehra! O gün melekler, sana vuran o pençeye lanet okudu, baban Resulullah’ın yüreği parçalandı O gün sen sustun, Ali sustu ve tarih hiç tatmadığı bir hüznü yazdı sayfalarına Ali’nin suskun hıçkırıklarıyla… Bu gece senin yerine şu Hüzün Evi salsa hıçkırıklarını sokaklara Şu topraktan harabem ateş olsa yaksa binevaların canınıGeri getirebilir mi artık Muhsin’ini, on sekiz yaşında beli bükülen peygamber emanetini, Ali’nin aziz Zehra’sını…? İncittiniz Peygamber’in gözbebeğini! Ağlamasına bile tahammül edemeyecek kadar, kaburgasını kıracak kadar…! Ne çabuk unuttunuz Gadir-i Hum’da ettiğiniz yemini? İyi bakın! Şu kırık kaburgayla mezara konulan, şu Ali’nin yüzünde tokat iziyle uğurladığı cansız beden Zehra’dır! Allah Resul’ünün kızı, can parçasıdır! Şu başucunda ağlayan, sesi duyulmasın diye kıvranan Ali’dir! Peygamber’in bir an olsun yanından ayrılmayan, O’nun ve Allah’ın övgüleriyle yücelen Ali! Hayber’in Fatihi, kahraman Ali! Çaresiz kolları bağlanan Ali! Feryad eden şu karanlık gece bile Yârin yüzündeki izi silmeye yetmemiş Ali’nin hıçkırıkları bile kırılan kaburganın sesini bastıramamış! Yanan kapının ateşi yürekleri dağlamakta, üç perişan yavru başına toprak saçmakta… Utanın ey insanlık! Ben, Zehra’nın sığındığı tek yer! Beytül Ahzan, Hüzün Evi! Kıyamete kadar haykıracağım siz, menfaat için Allah dinini satanlara! Lanetler yağdıracağım Kırık Kapının Hikâyesini unutanlara! Şu, küskün kabirde yatan Bahar Çiçeği’nin intikamı ne zaman ki alındı,o zaman sussun Beytül Ahzan’ın topraktan duvarları…! Ve Accil Ferecehum… Zehra Kıran |
|