Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gözlüklerim

Gözlüklerim 2

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gözlüklerim 2



Gözlüklerim 2 Öyküsü - Derin Duygular - Ayhan Sarıkaya - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü

Şehrin yoğun trafiğinden kurtulmaya çalıştım ama imkansızTrafiğin keşmekeşliğinde arabamla çaresiz kalmışken,ambülans arabasının acı acı öten siren sesi,sıkışık olan trafiğin zorunlu olarak açılmasıyla rahatlayacağımı düşündümGizli bir sevinç ve hüzün kapladı içimi


Sağdaki arabaların daha da sağa yaklaşmasıyla,kırmızı ışıkta bekleyenlerin mecburen kuralları ihlal edip,ileriye sıçramaları ile açılan yoldan ambülans arabası acı acı bağırmasına devam ederek hastayı,acile yetiştirmeye ya da ölümcül hastanın adresine gitmeye sabırsızlanıyordu


Biraz sonra bu sıkıcı metropolden ayrıldığımda kendime hedef belirlemeden kuzey istikametine doğru yöneldimDoğayla kucaklaşmak istiyordumŞöyle ormanın içerisinde kuş sesleri arasında ve gürül gürül akan pınarın başında bulunmanın özlemini o kadar özlemişim ki


Arabamla konuşa konuşa,dertleşe dertleşe epey yol aldıkArabamın bakımını yaptığımda benimle güle oynaya her yere gider,yolda bırakma nankörlüğünde bulunmazdıŞimdi de öyle yaptıKarnını doyurmuş,elini yüzünü de oto kuaföründe şampuanla yıkatmıştımArabam,o morelle beni doğa harikası bir yere götürdüOrmanlık bir yerde park ettikKarşı tarafımıza baktığımız da alabildiğine köy merası,meranın bitiminde köylülerin ekip biçtikleri tarlalar ve tarlaların nihayetinde ise iki yüz hanelik kadar tahmin edilen köyün evleri göze çarpıyordu


Arabamın bagajından kilimi,mangalımı,nevalemi ve en önemlisi kitap,kalem ve bloknot defterimi alarak iki seferde piknik yapacağım yere götürdümKısa sayılan yol yorgunluğumu üzerimden attıktan sonra serdiğim kilimin üzerinde elimdeki romanı uzun süre okudumOhh be,ne rahatlık varmışBağırıp çağıran,rahatsız edecek kimseler yok etrafımdaKuş sesleri de gelmeye başlamıştı zatenTemiz hava zaten varFırsat bu fırsat,ciğerlerimi temiz havayla bedava tarafından doldurdum bile


Kendimden öyle geçmiştim ki, yanımda aniden beliren sesle irkildimDikkatimi okuduğum romanın üzerinden ayırıp,bakışlarımı o tarafa doğru çevirdimSığır(büyük baş hayvan) çobanı, elindeki uzun, baş kısmı tokmaklı sopasıyla önündeki sığırları,kendine özgü komutuyla mera tarafına doğru yönlendirmeye çalışıyordu


"-Oha,hadi oğlum,hadi kızım,mera yaylımına doğru"


Çoban öyle yanaşmıştı ki göz göze geldik


Dayanamadım,bir an sanki kendi yalnızlığımdan bıkmışçasına,


"-Kolay gelsin çoban kardeş!"


"-Sağ ol ağbey,sana da kolay gelsin


Orta yaşlardaydıHayvanları yanımdan uzaklaştırmış olmasına rağmen hala yanımdan ayrılmamıştıBir şey söylemek için yutkunuyordu ama neydi acaba?Nihayet,


"-Abi,fazla sigaran var mı?"


"-Sigara kullanmıyorum kiOlsa verirdim,arkadaş"


Çobanla sohbetimiz yavaştan başlamış,karşılıklı soru cevap şekline dönüşmüştüOnun da canının sıkkın olduğu belliydi,anlaşılan


"-Çoban kardeş,kaç sığıra bakıyorsun,sığır başı kaç lira alıyorsun,daha doğrusu çobanlık nasıl bir şey anlatır mısın?"


"-Ağbey,ben bu köyün 120 sığırına bakıyorumSığır(büyük baş hayvan) başı 60 tlalıyorumBu para altı aylık bakım parası"


"-Eh fena sayılmazYıllık,yedi milyara falan ederBu da sana köy yerinde yeter"


"-Ağbey,öyle ama,işin zor tarafları da çokBir kere kendi özel işlerine zaman ayıramazsınHastan,ölün falan olsa yerine ücretli olarak başka adam tutacaksınKöylü seni sorumlu tutmuşturHayvanlara herhangi bir tehlike gelse senden hesap sorar"


"-Nasıl yani?"


"-Kurta kaptırmayacaksın sığırıYoksa o hayvanın değeri neyse sen ödemek zorunda kalırsın"


"-Bu dağlarda kurt ya da başka av hayvanları olur mu?"


"-Kurt çok varKurt,aynen köpeğe benzerTek farkları,kurdun kuyruğu,yerde sürüklenir;köpeğinki ise yukarıya doğru diktir"


"-Kurt,bu aylarda tehlikeli olur mu?"


"-Olmaz,en tehlikeli ayı zemheri ayıdır"


"-Peki,tilki,tavşan,geyik falan gibi hayvanlar bulunur mu?"


"-Ağbey,tilki çok varEskiden kürkü para yapıyorduO zamanlar köylü,bu hayvanı avlardıŞimdi para yapmayınca bıraktıA, var ama buralara kadar inmezOrmanın içerisinden ayrılmazGeyik, olduğunu söylüyorlarBir de boynuzlu keçiye benzeyen "elik" dediğimiz bir hayvan vardır"


"-Hıöyle mi?"


Çoban,anlatmaya devam ediyorduKurdun avını yakaladığı küçük baş hayvanları omzuna atıp götürdüğünü;eğer hayvanı öldürmeden canlı olarak götürüyorsa kurdun yavruları olduğunu ve yavrularına av konusunda ders vermek istediğini " anlatıyordu


Ben,çoban konuşurken kendimi tekrar sorgulamaya başladımBazı şeyleri bildiğimi sanıyordumMeğersem aldanmışım


Çobandan bile yaşam dersi almam gerektiğine inandım


İyi ki şehirden uzaklaşmışımDoğayla iç içe olmanın çok büyük avantajları olduğuna inanıyorum




Ayhan Sarıkaya

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.