Ağlayan Çocuk |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ağlayan ÇocukBalkonda oturuyorum İki küçük serçe karşı evin çatısında ötüyor İnsana huzur veren bir sesle ötmeye devam ediyorlar Yan evde komşu kadınlar toplanmış, kahkahaları ortalığı inletiyor Bir hıçkırık sesi duyuyorum İçten içten gelen ağlama sesleri Bir çocuk ağlıyor Çocuğun yanına gidiyorum, konuşmayı deniyorum; Ne oldu güzelim, neden ağlıyorsun? diyorum Güzel ela gözlerini yüzüme çeviriyor Sarı bukleleri yüzüne ayrı bir güzellik katıyor Süt beyaz teni, bembeyaz dişleri yüzüne çok yakışıyor Ama gözlerinden süzülen inci taneleri hüzünlendiriyor insanı Ela gözleri yüzümde dolaşıyor Hiiiçç diye cevap veriyor Hüzünleniyorum Bu güzel çocuğun gözlerinden düşen inci tanelerine engel olmalıyım Birşeyler yapmalıyım çikolatalı kek sever misin diyorum Kafasını severim anlamında sallıyor Azıcık bekle getireyim o zaman diyorum Ela gözlerinde bir parıltı görüyorum Kocaman bir dilim kekle dönüyorum çocuğun yanına Tabağı uzatıyorum, önce keke sonra bana bakıyor çocuk Biliyor musun, ben annemle hiç kek yapmadım, çok isterdim annemle kek yapmayı diyor Ve tekrar inci taneleri dökülüyor Tabak elimde kalıyor Bu sefer elimde oyuncaklarla dönüyorum Yüzüme bakıyor Hadi evcilik oynayalım diyorum Biliyor musun, ne annem ne babam benimle hiç oyun oynamadı diyor İnciler dökülüyor,dökülüyor Tutamıyorum kendimi, benim gözyaşlarımda dökülmeye başlıyor Birlikte bir süre ağlıyoruz Kuşların cıvıltısını duyuyorum Küçük kıza; Bak ne güzel kuşlar, ne güzel ötüyorlar değil mi? diyorum Küçük kız kafasını kaldırıyor Önce kuşlara bakıyor, sonra bana Gözleri ışıldıyor, kiraz dudağında gülücükler açıyor İçimdeki çocuk gülüyor artık |
Ağlayan Çocuk |
07-11-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ağlayan Çocukağlama be çocuk ağlama ne denir bilmem ki yüreği kanayana üzülme çocuk düzelecek, düzelecek mutlaka demeyi ne çok isterdim ah ama sen ağlama yine de ağlama bir tren camındaki dünya ne kadar yanlızsa da kiösen yoksa da ağlama doğrusu ne çok şey var ağlamaya değer şu dünyada toprağı talan edilen bir çiftçi yüreğindesin şimdi toprağı çalınmış yağmalanmış yeşili, mavisi ağlama be çocuk camların buğusunda artık sadece ölümün sessizliğinin aldatıcılığı var toprağın altındaki yürek senin yüreğin ağacın, denizin yağmurun yüreği söylenebilecek şeyler bir uçurumun kıyısında an be an yokolsa da ağlama be çocuk ağlama Bil ki bu şehir senin kadar yanlız mutsuz, çaresiz yağmur kokan yalanlar söyle sonra güneş kokan adı umut olsun sevgi olsun ya da aşk avuntu dinledikçe yüreğin ağlama bir güvercin hayal et avuçlarının içinde kalp atışları hissedebildiğince parmaklarında hissediyorsun kurtulması belki olanaksız ama yine orada güneş yağmur dineli çok oldu oysa Ağlama be çocuk hiç ses yok bir inilti olsun koca şehir derin bir uykuda bu haykırışa tanıklık eden bir avuç gök parçası ve yağmurun ardındaki gökkuşağı alın yazısı,kader mi dersin onları da geçen bir çizgi var canını birileri almış sanki yıkık binalar altındaki masumun suçsuzlar işlenmemiş suça sahiplendirildikçe ağlamamak mümkün se ağlama çocuk ağlama hüzün kaldı toprağın altında gelecek kaldı bu gece, sabah uzak görünüyor güneş şüpheli ağlıyor çocuk anne diyor hiç doğmayacak mı güneş karanlık kaderim mi olacak bundan böyle sana diyorum anne açsana gözlerini gözlerime baksana anne aç gözlerini konuşsana anne korkuyorum herkes neden uyuyor neden böyle karanlık bu gece ya sen? o hep saçlarımı okşayan ellerin neden böyle soğuk ha ya gülünce güller açan yanakların annen öldü diyorlar ölmedin değil mi? anne ölmezsin beni bırakmazsın bu karanlıkta bırakmazsın değil mi? Ağla be çocuk onca ağlanacak şey var ki ve onca ağlayan sen de ağla çocuk ağla |
Ağlayan Çocuk |
07-11-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ağlayan ÇocukAğlıyordu o masum çocuk Köşenin döndüğü yerde Arıyordu bir teselli Güneşin doğduğu yerde Hiçbir şeyi yoktu Yüreğindeki umutlarından başka Hep bir yere bakar mı ki insan O bakıyordu işte Sadece ve sadece günesin doğduğu yere,inadına bakıyordu Çünkü umutları oradaydı Ve ondan güneşin doğduğu yere sevdalıydı Bir gün oraya uzanıp alacaktı umutlarını Bir kuruş bile vermeden,bedavaya Üst-baş yırtık-pırtık bile olsa alacaktı |
Ağlayan Çocuk |
07-11-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ağlayan ÇocukYOKLUĞUN İÇİMDE ÇOCUK varlığında, 'koş' diyorum içimdeki çocuğa durma! topla çiçekleri,çayırlarım yok ama yeter dağımda yaban güller sende kalsın istersen, tak saçlarına tokluğunda, 'gül' diyorum içimdeki çocuğa kendini tutma! söyle türkülerini,sesim yok ama al oyalı yazmamı! sende kalsın istersen, dola boynuna açlığında, 'ye' diyorum içimdeki çocuğa acıkma! aç avuçlarını,ekmeğim yok ama doldur içine sevdamı! sende kalsın istersen, ekmek yap katığına yokluğunda, 'sus' diyorum içimdeki çocuğa ağlama! sil gözlerini, mendilim yok ama tut elimin tersini! sende kalsın istersen, sakla koynuna |
Ağlayan Çocuk |
07-11-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ağlayan ÇocukKocabebek bu demir divriği dağlarından ben söktüm ulan ben söktüm bu namlu divriği demirinden ben döktüm ulan ben döktüm bu ak bileklerde bu kara kelepçe ben dövdüm ulan ben dövdüm ben dövdüm ateşlerde bu kelepçeyi bu biçimi bu demire ben verdim şimdi kaysı çiçekleri tozutur geçer şimdi şarap düşer kızgın bağlara şimdi sevdiğimi alır giderler güz oturur gözlerime dağlar uy varalım diyelim ki heeeey diyelim nakışçana duralım korolarla diyelim heeeeey diyelim heeeeey yıkılır bu düzmeceler yıkılır köprüler kurulur aydınlıklara gelir birgün kaşla göz arasında en gizli tomurcukların ucunda gelir ekmeksiz evin yalnızlığında kınasız parmakların bakışlarında uykusuz gecelerin ardında gelir halaylarla çıkalım korolarla duralım heeeeey diyelim heeeeey bu namlu divriği dağlarından bu candarma benim kapıbir komşum bu türkü benim türküm çoğalır kanayarak kelepçemin karasında bir ak güvercin ustam kessin ellerimi benim çocuk ellerimi dağlar uy uy dağlar |
Ağlayan Çocuk |
07-11-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ağlayan Çocukne çok beklemiştin yolumu anne! dokuz aylık mesafeye dikmiştin gözlerini / içinde (!) can verirken bedenime / alnıma yazılan yazıda ellerin vardı aslında aldanmıştın bir kere / 'seni seviyorum' diyen sese şimdi pişman mısın yoksa? en içli ninniyi sen söyledin / en yanık türküyü gene sen! / kulağımda durur hala ne varki: aç kalacağımı / simit çalacağımı üstünden tren geçen köprünün altında yatacağımı / yıldızları sayacağımı / şaşıracağımı anlatmadın bana çoktan değişti ciğerime verdiğin hava baliler / tinerler aldı yerini üstümden geçen trene binip gitti hayata duyduğum sevda bu ne haldir ki anne!!! / gülüyorum halime tutup -dağlara / duvarlara / yollara- yazıyorum kinimi çeteler kuruyorum / sayımız kaçtı , unuttum ! boy atıyor içimde MANİSA lalesi / korkuyorum al beni! İSTANBUL sokaklarından geliyorum / ANTEP baklavacısından / cami avlusunda karanlık toplamaktan ağlamaktan geliyorum anne!!! ağlamaktan sen böyle istemedin / biliyorum! güneş düşünmüştün benim için / olmadı işte, üzülme!!! -ninnilerde / türkülerde / masallarda- kaldı adı / yalanmış meğer / şimdi anlıyorum uçurduğum anka kuşu / kaf dağı varamadığım ! |
Ağlayan Çocuk |
07-11-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ağlayan ÇocukHayat Nedir Anne Benim hiç sapanım olmadı anne, Ne kuşları vurdum, Ne kimsenin camını kırdım Çok uslu bir çocuk değildim ama, Seni hiç kırmadım, hem boynumu kırdım Ben hayatım boyunca Bir tek kendimi vurdum! Suskun görünsem de, Fırtınalı ve mağrurdum anne Bir mızrak gibi, Aynada hep dik durdum anne! Ben sana hiçbir gün laf getirmedim, Leke sürmedim Ama göğsümü çok hırpaladım, Kalbimi çok yordum Ben hayatım boyunca, En çok kendimi sordum! Benim hiç sevgilim olmadı anne, Ne bir yuva kurdum, Ne bir gün şansım güldü Öpemeden bir bebeğin gıdısını, Tükendi gitti çağım Kimi yürekten sevdiysem, Yüreğini başkasına böldü Bir muhabbet kuşum vardı, O da yalnızlıktan öldü Sen beni hep, göğsünde Acılarla mı soğurdun anne? Yoksa, evlat diye, Koca bir taş mı doğurdun anne? Eziyet değilim, zahmet değilim, Musibet hiç değilim; Bir senin mi balına sinek kondu, söylesene! Doğurdun da beni, Ne ile yoğurdun anne? Benim hiç hayalim olmadı anne Ne seni rahat ettirdim, Ne kendim ettim rahat Bir mutluluk fotoğrafı bile çektirmedi bu hayat! Kaybolmuş bir anahtar kadar Sahipsizim anne Ne omzumda bir dost eli, Ne saçımda bir şefkat Say ki yollardan akan, Şu faydasız çamurdum anne Say ki ıslanmaktan, üşümektim, Say ki yağmurdum anne! Bunca yıldır gözyaşını, Hangi denizlere sakladın? Oy ben öleyim, Sen beni ne diye doğurdun anne? Hayat nedir, nedir ki anne; Bir oyun, bir masal değil mi? Bak, kırıldı oyuncaklarım Ömrüm gitti, Sevdam bitti İnan, ben hiç büyümedim ki |
Ağlayan Çocuk |
07-11-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ağlayan ÇocukÇOCUK Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk; Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk Çocukta, uçurtmayla göğe çıkmaya gayret; Karıncaya göz atsa "niçin, nasıl? ve hayret Fatihlik nimetinden yüzü nurlu bir mühür; Biz akıl tutsağıyız, çocuklar ki asıl hür Allah diyor ki : "Geçti azabımı rahmetim!" Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın! Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın! İnsanlık zincirinin ebediyet halkası; Çocukların kalbinde işler zaman rakkası |
|