Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dostluğun, öyküsü

Dostluğun Öyküsü

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dostluğun Öyküsü



Ahmet ve Nihat adında iki arkadas varmış Aynı okulda okuyorlarmış Ahmet İstanbul'da yaşayan, evi, arabası yeterince parası olan biriymiş Nihat memleketten İstanbul'a gelmiş zor şartlar altında yaşayarak okuyormuş Bunlar zamanla daha da iyi arkadaş olmuşlar Ahmet Nihat'ın durumuna üzülüyor, yardım yolları arıyormuş Nihat'ı evine almış Yedirmiş içirmiş Cebine para koymuş Üstünü giydirmiş Kendine aldığı yeni kıyafetleri bile ona vermiş Artık beraber gül gibi yaşayip gidiyorlarmış Bir gün Ahmet camdan dışarı bakıyormuş Karşıdan gelen, uzun süredir hayran olduğu ve yakında açılmak istediği kızı görmüş Ve sonra arkadan Nihat'ın onu takip ettiğini

Nihat eve gelmiş ve Ahmet'e o kızdan çok hoşlandığını aralarını yapıp yapamayacağını sormuş Ahmet kendisinin de ondan hoşlandığını söyleyememiş Arkadaşının üzülmesini istememiş çünkü Aralarını yapmış Derken zamanla okul bitmiş Nihat bir süre sonra Kayseri'ye Vali olmuş Evi arabası, yatı, katı, bir sürü parası olmuş O kızla da evlenmiş

Ama Ahmet tam tersi Evini arabasını kaybetmiş Bütün parası bitmiş Yatmaya yeri yemeye yemeği kalmamış Aç sefil gezerken komşuları,

-Senin bir arkadaşın vardı Nihat diye O Kayseri'ye Vali olmuş, neden ondan yardım istemiyorsun, belki sana bir iş verir, demişler Ahmet reddetmiş hemen Bunu kabullenemem demiş Komşular ne kadar ısrar ettiyse de bir türlü kabul ettirememişler Ahmet için daha zor günler başlamış Bakmış olacak gibi değil, komşularını dinleyip tutmuş Kayseri'nin yolunu Valiliğe gelmiş Ordaki odacılardan birine:

- Nihat Bey'i görmek istiyorum, demiş

Odacı Nihat Bey'in yanına girmiş çıkmış ve "Sizi görmek istemiyor" demiş "Nasıl olur," demiş Ahmet, "Ona İstanbul'dan çok yakın arkadaşın Ahmet geldi deyin" Odacı tekrar gitmiş ve Nihat Bey sizi tanımadığını, eğer daha fazla ısrar ederseniz kovduracağını söyledi demiş

Ahmet duyduklarına inanamamış Nasıl olur da, yemeyip yedirdiği, giymeyip giydirdiği, sevdiği kızı bileeliyle verdiği canciğer arkadaşı Nihat onu tanımaz? Yıkılmış bir şekilde Valilikten çıkıp doğru Nihat'ın evine, eskiden hoşlandığı kızın yanına gitmiş Belki yardım eder diye Kapıyı çalmış Birinin gelip dürbünden kendine baktığını hissetmiş Ama kapıyı açmamış kadın

Bir kez daha yıkılmış Dışarı çıkıp kendini toplamaya çalışırken yanına yaşlı bir amca yaklaşmış Ahmet'in durumundan çok etkilenmiş adam Olayı anlatmasını istemiş Ahmet de olduğu gibi anlatmış Adam çok üzülmüş Demiş ki:

- Bak evladım Seni çok sevdim Dürüst bir insana benziyorsun Bak benim şurada bir sarraf dükkanım var Gel istersen benimle çalış Hem para kazanırsın hem de yatmaya yerin olur

Ahmet hemen kabul etmiş ve çalışmaya başlamış

Gel zaman git zaman dükkana başka bir yaşlı amca gelip gitmeye başlamış Çok iyi arkadaş olmuş Ahmet'le Bir gün bu yaşlı amca elinde bir kutuyla gelmiş dükkana "Bak ben bir yere gidiyorum Eğer 3 ay içerisinde dönmezsem bu kutu senindir, istediğin gibi kullan" demiş Ahmet kutuyu almış, odasında bir yere koymuş 3 ay geçmiş, 4 ay geçmiş, 6 ay geçmiş amca hâlâ gelmemiş Sonunda Ahmet kutuyu açmaya karar vermiş Bakmış içinde, elmaslar, mücevherler, altınlar, bir sürü de para var Ne yapacağını şaşırmış Hemen patronuna gidip durumu anlatmış Patronu da artık o kutunun kendisinin olduğunu, istediği gibi kullanabileceğini söylemiş Bir de öneri de bulunmuş:

- Bak sen bu işi iyice öğrendin Gel sana bir kuyumcu dükkanı açalım Gül gibi geçinip gidersin

Hemen dükkanı açmışlar Ahmet almış başını yürümüş Ev, araba, yat, kat Zengin olmuş kısacası Bir gün dükkanına bir anne-kız gelmiş Kızdan hoşlanmış Ahmet Zamanla görüşmeye başlamışlar, derken nişanlanmışlar Düğün vakti gelmiş Davetiyeler hazırlanırken kız "Valiyi de çağıralım" demiş Ahmet kabul etmemiş "Nasıl olur" demiş kız, "Biz bu şehrin ileri gelenlerindeniz, valiyi çağırmasak olur mu?" Ahmet yine kabul etmemiş Kız ısrarla neden böyle davrandığını sorduğunda anlatmış Ahmet Sorunun bu şekilde çözülmeyeceğini söylemiş kız:

- Biz çağıralım, o yaptığından utansın, demiş

Ve Vali Nihat Bey'e de bir davetiye yazmışlar

Düğün günü gelmiş çatmış Davetliler tek tek gelirken heyecan içindeymiş Ahmet Nihat'ın gelip gelmeyeceğini merak ediyormuş Derken eşiyle kapıda görünmüş Nihat Ahmet, ilk başlarda gözgöze gelmemeye çalışmış Nihat ne yana gitse öbür tarafa kaçıyormuş Ahmet Hiç göz göze gelmemeye çalışıyormuş Sonunda dayanamamış, piste çıkmış, almış mikrofonu eline Başlamış anlatmaya:

- Zamanında ben durumum iyiyken sevgili Valimiz Nihat Bey ile aynı okulda okuyorduk O zamanlar Nihat Bey'in durumu bu kadar iyi değildi Nihat'ı evime aldım Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim Sevdiğim kızı bile ona verdim Bir gün benim durumum kötüleşti Elimde avucumda ne varsa kaybettim O kadar zor durumdaydım ki Nihat'a yardım istemeye gittim Ama o beni tanımadığını söyledi, kovdurdu Oradan çıkıp eşinin yanına gittim Ama O, kapıda benim olduğumu bildiği halde kapıyı açmadı Şoke olmuştum Dışarıya çıkıp kendime gelmeye çalıştığım anda bir amcayla karşılaştım Sağolsun bana bir iş, yatacak bir yer verdi Orada çalışırken çevrem genişledi Başka bir amcayla tanıştım Gel zaman git zaman o amca elinde bir kutuyla geldi yanıma Bir yere gideceğini 3 ay içerisinde dönmezse kutunun benim olacağını söyledi Gelmedi Kutuyu açtım İçinde beni bugünlere getiren yüklü eşyalarla ve paralarla karşılaştım Sonra kendime bir kuyumcu dükkanı açtım Orada sevgili nişanlımla tanıştım Ve evleniyorum Anlattıklarım yalansa yalan desin Nihat Bey, demiş ve bırakmış mikrofonu

Herkes şaşkınlık içinde Nihat Bey'e dönmüş Acıyarak bakmışlar bir Ahmet'e, bir Nihat'a Nihat bir cevap vermek zorunda kalmış Almış mikrofonu Başlamış anlatmaya:

- Evet Ahmet'in söylediklerinin hepsi doğrudur Yalan diyemem Zamanında bana çok yardım etti, hakkını ödeyemem Sağolsun benim mutlu bir evlilik yapmama öncülük etti Ama eşimi zamanında sevdiğini bilmiyordum Durumunun kötüye gittiğini, bir gün bana geleceğini biliyordum Hep o günü bekledim Ve sonunda geldi Onu kapıdan kovdurdum, doğrudur Ama niye kovdurdum? Eğer ben o zaman ona yardım etseydim gururuna yediremeyecekti Belki de bir süre sonra intihar edecekti İyi bir arkadaşımı kaybetmek istemezdim Buradan çıktıktan sonra direk eşime gideceğini biliyordum Hemen eşime telefon açtım Ona Ahmet'in geleceğini, kapıyı açmamasını söyledim Açmadı Derken bizim evin karşısında bir sarraf dükkanı işleten arkadaşım var Ona hemen telefon açtım Bizim evden çıkan bir adam görürse onu işe almasını yardımcı olmasını istedim İşe aldı, yatacak yer verdi Bir gün babamı gönderdim ona Can yoldaşlığı etsin diye İyi arkadaş oldular Sonra babama bir kutu verdim Ahmet'e götürsün diye O kutu babamın değildi Benim de değildi O zaten Ahmet'indi Ona borcumu hiçbir zaman ödeyemem Ahmet kutuyu aldı İyi kullandı ve bugünlere geldi Bir gün annemle kızkardeşimi gönderdim Durumu nedir bir kontrol edin diye Orada birbirlerini görüp aşık olmuşlar, evleniyorlar

Bırakmış mikrofonu Ahmet'le beraber herkes şaşkınlık içinde kalmış Bir an göz göze gelmişler Derken birbirlerine sarılıp özür dilemişler Güzel bir düğün olmuş, beraberce mutlu yaşamışlar

Kaçabilirsiniz ancak saklanamazsınız!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.